• Sonuç bulunamadı

Koza Alt

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Koza Alt"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Koza Altın Şirketi tarafından Bergama Ovacık ve Kozak Yaylasında işletilen altın madenleri ile ilgili bilirkişi keşifleri 4 yıllık gecikmenin ardından önceki gün yapılabildi. Onca zamanın ardından yapılan keşifle ilgili görüş belirtenler hem Ovacık’ta, hem de Kozak Yaylasındaki tahribatı nedeniyle “atı alan Ü;sküdar’ı geçmiş” yorumlarını yaparken, keşfin belki de en ilginç anları, keşfi izlemeye gelenler arasında bulunan iki Alman öğrenci üzerinden şirket müdürü tarafından yapılan istenen Alman vakıfları tartışması oldu.

HAVADA SİYANÜ;R KOKUSU VAR

Bergama ve Kozak’taki altın madeni ile ilgili açılan davalarda dört yıl önce alınan bilirkişi keşfi kararı ancak

geçtiğimiz günlerde uygulanabildi. Davalar, Koza Altın Şirketi tarafından aralarında kamyoncular, kooperatifler, köy muhtarları gibi çeşitli kesimlerin davaya müdahil edilmesi ile kilitlenmişti. Davanın hukukçularından avukat Arif Ali Cangı, bu gecikmenin altın şirketin bilinçli bir politikası olduğunu belirterek, bu süre içerisinde atık barajının

kullanılmaya devam edildiğini ve barajın artık dolduğunu söyledi. Ovacıktaki atık havuzunun ilk başlarda belli bir kapasiteye göre planlandığına dikkat çeken Cangı, daha sonra üç kat arttırılan bu kapasite nedeniyle havuzun yükünün arttığını, deprem olmasa bile artan dirençten dolayı havuzda patlama, taşma gibi risklerin çoğaldığını söyledi.

Cangının bilirkişi heyetinin dikkatine sunduğu bir diğer nokta ise tehlikeli atıkların depolanma kuralları ile Ovacık’taki durum oldu. Yönetmeliklere göre yerleşim yerleri en az 1000 metre uzaklıkta bulunması gereken atık depolanma alanları çamköy ve Ovacık’a bitişik durumda. Ovacık atık havuzundaki incelemeler sırasında keşfe katılanlardan jeofizik mühendisi Erhan İçöz, havada siyanür kokusunu hissettiklerini ve genizlerinin yandığını söyledi. ODUNLA ORMANI KARIŞTIRIYORSUNUZ

Keşfe katılanlar Ovacık’tan sonra gidilen Kozak Yaylası çukuralan köyü maden alanındaki durumu şu sözlerle özetlediler; “On binlerce

ağaç kesilmiş. Pasa dağları oluşmuş. Açık ocak 300 metreye kadar inmiş”. Kesilen ağaçlarla ilgili “Kestiklerimizin yerine yeni ağaçlar dikiyoruz” açıklaması getiren Koza Altın müdürü Hayri Öğüt’e, keşifte bulunan meslek örgütü temsilcileri “odunla ormanı karıştırıyorsunuz. Sizler ağaçları keserek bir orman ekosistemini yok ettiniz. Bunu bile farkında değilsiniz” diye tepki gösterdiler. çukuralan da şu an için bile geri dönüşü olanaksız bir tahribatın olduğunu aktaran Arif Ali Cangı, bilirkişi heyetinden madencilik ve bunların Ovacık’a kamyonlarla taşınması sırasında oluşan toz emisyonlarının fıstık çamlarına ve orman ekosistemine, maden alanındaki Madran çayının Madran Barajına ve yer altı sularına etkilerini incelemelerinin istendiğini dile getirdi. Cangı, bu davadan çıkacak olumlu bir sonucun bundan sonraki benzer davaları için örnek olabileceğini söylerken, keşfe Ankara’dan gelerek katılan avukat Mehmet Horuş da, Bergama davalarının halen Türkiye çevre hukukunun gelişimi açısından en önemli davalar olduğunu kaydetti. Son olarak gidilen Yerlitahtacı maden alanında henüz bir çalışmanın başlatılmamış olmasına rağmen, bu bölgeye yapılacak bir müdahalenin “ekolojik hassas bölge” olarak tanımlanan Kozak Yaylasını etkileyebilecek potansiyel taşıdığı uyarıları yapıldı. Bilirkişi incelemesine katılan Bergama çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, yıllardır maden alanı olduğu gerekçesiyle giremediği yerlere gitmenin buruk bir sevincini yaşadığını “vatan topraklarına ayak

basabildik. Atı alan Ü;sküdarı geçmiş ama…” sözleriyle özetledi. Engel, madenden öncesini iyi bildiği çukuralan’daki tahribatın çok büyük olduğunu söyledi.

ALMANLARIN BURDA İŞİ NE?

Maden yetkilileri ve incelemeye katılan yaşam savunucuları arasında zaman zaman gerilen bilirkişi incelemesinin en ilginç tartışması ise çukuralan’da yaşandı. Keşif için İzmir’den bir minibüsle gelen yaşam savunucularının içinde bulunan iki Alman genci fark eden Koza Altın Müdürü Hayri Öğüt, “Almanlar’ın burada ne işi var? Hemen tutanak tutulsun. Jandarmaya haber verin. Burada ki herkesin kimlik tespiti yapılsın’ dedi. Halkevi üyeleri ile birlikte keşfe katılan Almanya’da sosyal hizmet öğrenimi gören ve Türkiye’de bunun stajı için bulunan Alman genç ile

Avusturya’da okuyan kız arkadaşına “Alman casusları” muamelesi yapmaya çalışan Öğüt’ün bu hareketi orada bulunan hukukçular ve yaşam savunucuları tarafından tepkiyle karşılandı. Öğüt’ün sözlerine anlam veremeyen çevrecilerden bazıları; “Ben Lazım, ben Boşnağım, ben Kürdüm, çevreci olmanın ırkla ne alakası var. çevre bilinci evrenseldir. Bunun Türkü, Almanı, Laz’ı olur mu?” diye yanıt verdiler.

(2)

Yaşanan tartışmaya yargıçlar müdahale edince söz alan şirket müdürü Hayri Öğüt; “Bu mesele Alman Vakıfları meselesidir. Konu yazılıyor çiziliyor. Bu Almanların burada ne işi var. Elimde Alman vakıflarınca sağlanan finansmanlara ait dekontlar var. Para aktarımlarından haberdarız” gibi açıklamalarda bulundu. Mahkeme heyetine yanında getirdiği Necip Hablemitoğlu’nun “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” kitabını vermek isteyen Öğüt’e karşı çıkan hukukçular, “Bu kitap nedeniyle açılan dava beraatle sonuçlandı. Bundan sonra konuşulacak her söz iftira olur” dediler. Hukukçular Hablemitoğlu’nun kitabındaki iddiaları çürüten, kitabın sahte belge ve kişiler üzerine kurgulandığını kanıtlayan Kasım 2011’de Evrensel Basım Yayından çıkan “Kuyudaki Taş / Alman Vakıfları ve Bergama Gerçeği” kitabını mahkeme dosyasına ekleyeceklerini belirttiler.

çevre, Orman ve Şehircilik Bakanı Veysel Eroğlu’nun tam da o günlerde, Artvin’de işletilmek istenen altın madeni ile ilgili bir soruya, Türkiye’de altın çıkarılmasını “Alman vakıfları” engelliyor iması ile yanıt vermesinin anlamlı olduğuna dikkat çeken bilirkişi keşfine katılanlardan Metalurji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemalettin Küçük, şunları söyledi; “Bakan böyle bir şey varsa bunu ortaya çıkarmakta sorumludur. Yoksa yargıyı etkilemek için böyle yapmıştır. Derhal açıklama yapsın. Sayın bakanı yanıltıcı, bilinçdışı açıklamalar nedeniyle istifaya çağırıyoruz” dedi. Özer Akdemir

Referanslar

Benzer Belgeler

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında şu sözlere yer verildi: " Şüpheli Hamdi Akın İpek'in Koza Altın Madeni Şirketi yöneticisi olduğu, olay tarihi 05/06/2005'te

Dikili Belediye Ba şkanı Osman Özgüven’in Kozak yaylasında açılmaya çalışılan maden ocakları nedeniyle sarfettiği aşağıdaki sözleri Koza Altın İşletmeleri

Koza Altın İşletmeleri, madenin galerilerine sel suları dolması ve bunların kontrolsüz bir şekilde çevredeki tarlalara bo şaltılması ile ilgili haberlerimize karşı

"Olay tarihinde Koza alt ın madeninde işçi olarak çalışıyordum, o gün piknik yerinde altın madeninde çalışan 550 kişi vardı, ancak bunlar ın bir kısmı iddianamede

Var’ın son açıklamalarında altıncı şirkete ait Bugün Gazetesi’nde Özgüven aleyhine çıkan haberlerin Dikili’de dağıtılması için bürosuna toplu olarak

Istanbulun tabiaten güzel yapılışının insan elile bozulmasıdır... Bunlar,

merkez değ ğeri 1024 eri 1024 mb mb olan bu yü olan bu y üksek bas ksek bası ın n ç ç alanı alan ı, bir ucu Marmara , bir ucu Marmara Bö B ölgesi lgesi’ ’ne kadar uzanan

Klasik görüşe göre bu rüzgarlar geniş kara-deniz kütlelerinin yan yana bulunduğu yerlerde görülür.. Karalarla – denizlerin farklı termik özelliklerine bağlı