KOZA Altın şirketinin Dikili’ye bağlı çağlan köyünde açmak istediği yeni altın madeni ile ilgili halk toplantısı,halkın olmadığı bir toplantı şeklinde geçti. Toplantıyı izleyen az sayıdaki köylü, toplantının Dikili pazarına denk geldiğini ve köylülerin çoğunlukla pazarda olduğunu belirtirken, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven gün seçimini ‘halkın gözünden kaçırılmak için yapılmış bilinçli bir hareket’ olarak nitelediler.
‘Köyler gözden çıkarıldı mı?’
Bergama Kaymakamı ile İlçe Jandarma Komutanı’nın da hazır bulunduğu toplantıya az sayıdaki köylünün yanı sıra Dikili ve İzmir’den gelen çevreciler katıldı. Toplantı İl çevre Müdürlüğü ve çevre Bakanlığı yetkililerinin yönetiminde yapıldı. Madenin ÇED raporunu hazırlayan şirketin sunduğu proje tanıtım raporunun okunmasının ardından, maden işletmesi ile ilgili soru ve eleştiriler dile getirildi. İlk konuşmayı yapan EGEÇEP Dönem Sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, “Gizli saklı, halkın gözünden kaçırılmak istenen bir toplantı bu” diye konuşan Cangı, raporu ‘gayri ciddi bir rapor’ olarak yorumladı. Tepeköy köyünden İrfan Keskin, yapılan toplantının kendisine 15 yıl önce Bergama’da yapılan ÇED toplantısını hatırlattığını aktararak, “O zaman da süslü sözlerle bize birçok şey anlatmışlardı. Anlattıklarının hiçbirini yerine getirmediler” dedi. Keskin, “Ovacık’ın çevresinde bulunan bizim köylerimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin üvey evlatları mı? Bizim köylerimiz gözden çıkarıldı mı?” diye konuştu.
Kaç ağaç kesilecek?
Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, yörenin tarım ürünleri, turizm potansiyeli ve zengin jeotermal kaynaklarıyla çok zengin ekonomik yapıya sahip olduğunu aktardı. Madencilik sonrasında seraların ve jeotermal kaynakların yok olacağını dile getiren Özgüven, Dikili’nin yanı sıra Ege Denizi’nin de kirlilikten payını alacağını vurguladı. Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi Başkanı Ertuğrul Barka’da teknik konularda ayrıntılı bilgiler sunulmasını istedi. Ziraat Mühendisi Behzat Kocavardar, proje raporunda ne kadar ağaç kesileceğinin belli olmadığına dikkat çekerek, “1200 metrekarelik bir alanın etkileneceği söyleniyor. Yüz metrekarede 1 ağaç kesilse bu 1 milyon 200 bin ağacın kesileceği anlamına gelir. Bu ise bölgedeki yetişkin tüm ağaçların kesilmesi demektir” diye konuştu. Hatice Demir adlı dinleyici maden sahası içindeki arkeolojik eserlerin ne olacağını sorarken, Geyikli memba suyunun da
kirleneceğine dikkat çekti. Eski bir Ovacık Altın Madeni çalışanı olduğunu söyleyen Samanlı köylülerinden Salim Bal ve İsmail çetin ise madenci şirketin yöre insanlarını işe almamasından yakındılar. Maden Mühendisi Hasan
Gökvardar, madenlerin denetlenmesindeki eksikliklere dikkat çekerek, Ovacık Altın Madeni’nde kurallara uyularak yapılacak bir denetlemede atık havuzundaki siyanürün ne derece yüksek olduğunun görüleceğini söyledi.
Tüm bu eleştiri ve soruların ardından söz alan projeyi hazırlayan Nakza Mühendislik şirketi yetkilisi Metin Baştürk ise projenin henüz çok yetersiz olduğunu itiraf ederek, eksikliklerin ve istenen bilgilerin ÇED sürecinin ilerleyen bölümlerinde ortaya konacağını ileri sürdü.
Toplantının ardından konuşan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven toplantıyı şu sözlerle özetledi: “ÇED raporunu hazırlayan grubun eleştirilere yanıtından ben şunu anladım, burada yapılan bütün eleştiriler doğrudur. Sorularımıza yasalar böyle diyor yanıtını veriyorlar. Yasalar Ovacık’taki madenin kapatılmasını da emrediyor, niye hâlâ çalışıyor o zaman?” (Dikili/EVRENSEL)
