• Sonuç bulunamadı

BU G Ü N KÜ K ÜL TÜ R VE İ K A M E T G AH Prof.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BU G Ü N KÜ K ÜL TÜ R VE İ K A M E T G AH Prof."

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B U G Ü N K Ü K Ü L TÜ R V E İ K A M E T G A H

Prof. W. Schütte

G. S. Akademisi Atölye profesörü

— Geçen sayıdan devam —

Bunların en basittenk başlıyarak en lük-se kadar muhtelif şekilleri vardır. Hattâ Londra'nın en kibar mahalleleri olan

Ken-sington ve Mayfasir semtlerinde bile şimdi bu service flats revaç bulmaktadır. Hizmetçi bulama-dıkları için bahçeler içindeki büyük evlerini bıra-kan zenginler şimdi buralarda oturuyorlar.

Aileler için yapılan ikametgâhlardan başka yalnız yaşıyan erkekler veya çalışan kadınlar içinde gittikçe artan miktarlarla ikametgâhlar ya-pılmaktadır ve bunların yerli dolaplar vs. gibi teç-hizatı bina ile Ibirlikte inşa ediliyor.

Eskiden apartımanlar ,gelişiıgüzel diğer bina-lar arasına oturtulur ve bu yüzden bir sıra kar-makarışık binalar meydana çıkardı. Bu karma-karışıklığı belediyeler, binaların hiza hattı ve yükseklikleri bakımındanki nizamnameleri vası-tasıyla müşkülâtla telâfi etmeğe çalışacaklardı.

İçinde yaşadığımız devrin hususiyeti, mün-ferit apartımanlarm birletmesinden hâsıl olmuş bloklar ve bu bina bloklarından husule gelmiş ma-hallelerdir. Demek ki, karmakarışıktık t an plânlı

intizama doğru giden bir temayül kendini göste-riyor.

iBunun ise pek büyük faideleri olduğu mu-hakkaktır. Böyle bir plânlayış, bütün apartıman-lar a ve içlerinde oturan bütün insanapartıman-lara ışık, ha-va ve daiha iyi ikamet şartları temin eder. Mima-rı bakımından bunun doğurduğu netice ise, şekil-lendirişte büyüklük, büyük çapta bir plânlayıştır ki ibu, şehirlerin modern kısımlarının âdeta ka-rakteristiğini teşkil eder.

Böyle düzinelerce veya yüzlerce küçük ika-met unsurunu Ibüyük bir vahdet halinde birleştiril-mesi için mimarın bittabi büyük "bir anlayış ve kavrayış istidadına malik bulunması lâzımdır. Hiç bir inkısam göstermiyen, birer kışla şeklindeki bina adalarının vücude getirildiği görülmüştür.

Böyle yerlerde oturanlar kendi kendilerinin

bi-rer adet, bibi-rer rakam oldukları hissine kapılırlar. İnsan bunu istemez. Haklıdır da.. Küçük ikamet-igâihlar bir araya getirilerek âbidevî birer «.palas»

teşkil edilmesi de bundan başka türlü bir 'esir yapmaz. Bir binanın mimarî (bakımından şekillen-dirilip taksimatlandırılmasmda her şeyden önce

ikametgâh ölçüsünü ve insan ölçüsünü ifade et-mek lâzımdır. Ancak bu takdirdedir ki binada oturan insan «İşte benim içinde iyi ve rahat bir halde ikamet ettiğim bina budur, aynen öteki bi-nalarda oturanlar da benim gibi iyi ve rahat bir halde oturdukları gibi» diyebilir.

Yeni ikametgâh mahallelerinde bina blokları etrafı açık ve havadar olmak üzere gruplandırılır. Şimdi evlerin birbinden mesafeli olması nizamı vardır. Bina blokları arasındaki bahçe veya park ikametgâhtan bakınca görünür. Halbuki eskiden karşıdaki binanın duvarı görünürdü. On dokuzun-cu asırda yapılan ve fenalığı maruf olan apartı-man arka avluları da artık tamamen tarihe karış-mıştır.

III — İkametgâh ve taksimatı:

Şimdi, ibu yeni ikametgâhın biçimi acaba nedir? O, evvelce tarif edilen fonksiyonları yapa-bilmesi için acaba nasıl şekillendirilmiş ve taksi-matlandırılmıştır?

Yeni ikametgâhın eskiye nazaran her halde ayrı bir biçimde olduğu muhakkaktır; fakat gerek tek ailelik evlerde gerekse apartmanlarda, bütün ikamet şekillerinde müşterek temayüllerin mev-cut olduğunu ıgörüyoruz. Burada peşinen söyliye-yim ki, modern ikametgâh inşaatındaki tekâmül-de bazı ıhususat Türk an'anesine tekabül etekâmül-den bir istikamet almıştır. Tafsilâtını ileride anlatacağız.

Pek kısa olarak hülâsa etmek suretile şim-dilik şu kadar diyebiliriz: Modern ikametgâh in-şaatını karakterize eden üç temayül vardır:

1 — Tabiatla bağlılık, ikametgâhlar için ışık, hava ve güneş.

(2)

büyüklüklerine göre birbirinden ayırdedilmesi ve ikametigâihın heyeti umumiyesile küçültül-mesi.

3 — İç tertibatının, yeni mobilyaların daha kullanışlı bir tarzda olması ve ölçülerinin küçül-tülmesi.

İkametgâhın daha serbest ve etrafının daha açık olduğunu yukarıda söylemiştik. Tabiat ile bağlılığın tebarüz ettiği ibir nokta da her muhi-tin iklim şartlarına uyulmak hâdisesinde /görü-dür. Artık eskisi -gibi meselâ Berlinde veya Pariste

muvafık olduğu anlaşılmış tiplerin öylece Akde-niz muhitinde de inşa edilirverdiği yoktur. Bilâ-kis ikametgâhtaki odaların muhitin iklim şartla-rına uygun olmasını temin maksadile mıntakanın

hararet dereceleri, rüzgârları vesaire tetkik edi-lir. Bunun için de en emin fikirleri eski gelenekler verir. (Nitekim Nankindeki en büyük otel binası veya Pekin'deki Amerikan üniversitesinin pansi-yon binası ikamet için hiç elverişli değildir. Çün-kü Çinde ve umumiyetle cenup memleketlerinde lüzumlu olduğu üzere ikamete mahsus odaları

cenuba müteveccih bulunmaktadır).

Yirminci asırda (güzel bir ikametgâh demek aydınlık bir ikametgâh demektir. Bu sebeple mer-divenin (bile havadar olması icap eder. Eve 'giril-diği zaman ilk karşılaşılan hal de böyle olmak

lâ-zımdır.

Avrupanın ekseri ikametgâhlarında bu hol vaıhut sofa maalesef dar bir koridordan ibarettir. Bu tertip Ankara ve İstanlbulun birçok yeni apar-tmanlarında da vardır. Arzu edilir ki bu hal ge-çici birşey olsun; ve Türk ikametgâhının an'anesi

olan güzel sofa yeniden canlandırılsın.

Bir sıraya dizilmiş takrilben ayni büyüklükte odalar derebeylik devrinin saray ve şatolarından alınarak 19 uncu asrın ikametgâhlarına tatbik edilmiştir. (Bunların bugünkü duygularımıza uy-mayışmm mühim bir sebebi de ikametgâhlarda artık törenler yapılmasına lüzum kalmamış olma-sıdır. Şimdiki İkametgâhlarda odaların büyüklük-leri kullanıldıkları maksatlara göre başka başka-dır. Bütün aileye mahsus büyük bir oturma oda-sı ve aile ferdlerinin her biri için ayrı ayrı ve daha küçük odalar yapıyoruz. Yeni ikametgâhla-rın en büyük ekseriyeti 4 - 5 odadan ibarettir.

(İkamet bakımından zihniyetin tamamen değiş-miş olduğunun en kuvvetli delili şimdi Avrupanın en büyük şehirlerinde mimarların eski büyük ika-metgâhları bölüp onlardan küçük ikametgâhlar yapmakla meşgul bulunmalarıdır).

Oturma odası:

(Bu oda aile fertlerinin oir arada ya-kın dostlarile birlikte toplanıp oturmalarına mahsustur. Bütün memleketlerin yeni binalarında oturma odalarının büyük pencereli olduğunu ve sıcak mevsimde bu odadan bir balkona, taraçaya veya baihçeye çıkmak imkânının hemen hepsinde mevcut bulunduğunu görüyoruz. Atltaki katlar-da bulunan okatlar-daların karanlıkta kalmaması için şimal memleketlerinde balkon oturma odasının

yan tarafına konur. Cenup memleketlerinde ise balkonun bilâkis ikamete mahsus odaların Ön ta-rafında bulunması tercih ediliyor.

Apartıman içindeki ikametgâhlara tabiat ile bağlı bulunmak imkânını vermek hususunda en elverişli tarz «dam bahçesi» dir ve bu birçok bakımlardan ve bilhassa yukarıdan bakıldığı za-man görülen za-manzara bakımından, yerdeki bah-çelerden üstündür. Esasen küçük de olduğu için, bakım işleri az olur. Bir çok nebatlar dam

bahçe-sinin kenarındaki bina duvarı önünde aşağıda bu-lunan bahçedekilerden daha iyi serpilip büyürler.

(Nitekim Frankfurt şehrinde, bizim evin dam bahçesinin gülleri, ilkbaharda yerdekilerden da-ha erken açardı.

Oturma odası ekseryetle yemek odası olarak kullanılmaktadır. Ayrı yemek odaları ancak pek büyük ikametgâhlarda vardır. Fakat yemek ye-nilen kısım oturulan kısımdan çok defa bir şahniş halinde ayrılmış olarak inşa edilir ve bazan gişe

tarzında bir ufak pencere ile mutfağa bağlı bu-lunur ki bu pencere yemeklerin verilmesine mah-sustur- Ajmerikada ve İsveçte yeni ikametgâh-larda mutfakla irtibatlı küçük bir yemek odası yapılıyor.

Bu tarz Türkiye için bilhassa dikkate lâ-yıktır, çünkü iklim bakımından kokuların yayıl-ması ihtimali gözden kaçınlmamak icap ediyor.

Bununla beraber, oturma odası ayni za-manda yemek odası olarak kullanılsa bile, yemek artık ekseriyetle eski ikametgâhlarda olduğu gibi oturma odasının fonksiyonlarının merkezini teş-kil etmiyor. Bilâkis diğer fonksiyonlar meyamn-da bir komisyonmeyamn-dan ibaret kalıyor. Bu sebeple

yemek masası da oturma odasının ortasına kon-muyor. Daha ziyade, muhtelif fonksiyonlar otur-ma odasında kendi muhtelif yerlerini alırlar ve

(3)

mi-m arı şekillendirişin ve taksimi-matlandırışmi-m gayet esaslı bir tezahürüdür.

Ana, babanın ve çocukların odaları t

Ana, Ibabanın ve çocukların odalarına sadece «yatak odası» demek doğru olmaz, çünkü bu oda-ların fonksiyonları çok daha büyüktür. Zengin kimselerin yeni yapılan büyük villalarında bile oğul (oğul odasında), kız (kız odasında) sadece yatmakla iktifa etmez. Ayni zamanda bu

odalar-da onların birer yazı masası ve kitapları odalar-da bu-lunur. Küçük ikametgâhlarda da bazı bazı baba-nın veya annenin «ana, baba odasına» çekilebil-mesi kendileri için hoş bir (huzur ânıdır; meselâ

baba oturma odasında çocuklarla meşgul olur-ken, ana kitap okumak veya mektup yazmak için kendi odasına çekilir.

HastaJhaneler için pek elverişli, olan demir karyolaların veya büyük tahta karyolaların aıtık yatak odasından kalkması bittabi pek hoşa gider. Şimdi bunların yerini Couche denilen divan alı-yor ve üstüne güzel Ibir örtü yayılınca odaya gün-düzün de hoş, samimî ve sıcak bir manzara veri-yor. On yedinci asrın mutlak hükümdarları kalın paltolara bürünmüş misafirlerini ısıtılmamış şa-tolarında sıcak yatakları içinde kabul ederlerdi.

İşte büyük karyolalı yatak odası aile ikametgâh-~ irin a oradan geçmiştir. Avrupalıların ikame tg* hı şimdi yavaş yavaş, Şarkta, Anadoluda ve Uzak

Şarkta, hiç bir zaman terkedilmemiş olan ve bel-ki de daha tabiî bulunan sedirli yatak tarzına

av-det ediyor. Birçok ikametgâhlarda havalandırma tertibatını haiz sandıklar ve yükler vardır. Bun-lara gündüz yataklar konuyor; tıpkı eski Türk evlerinde :ve bütün japon ikametgâharmda olduğu gibi.. |

«Yatak odasının bu tekâmülü gösterebilme-linin sebebi yeni ikametgâhlarda kimsenin artık yatak odasında yıkanmamasıdir. Bu odada artık "la-vabo yoktur. Modern sağlık bilgisi herkesin her

gün bütün vücudunu yıkamıya imkân bulmasını istiyor ve artık bir banyosu veya hiç olmazsa duş tertibatı olmıyan hiçbir yeni ikametgâh kalma-mış gibidir. Küçük ikametgâhlar için, sağlık ci-hazları yapan fabrikalar pek kullanışlı yarım ban-yolar imal ediyorlar. »Bunlar pek az yer tutuyor ve çok işe yaramaktadır. Amerikada ve İskan-dinavyada banyolar çok defa ikametgâhın iç kıs-mındadır ve penceresizdir. Gerçi temiz ve kirli hava cereyanı için boruları vardır ve bu tertip gerçi iktisadîdir, fakat sıcak memleketlerde ve ha-valandırılması güç olan yerlerde her halde tatbik edilemez.

ikametgâh için de kendimizi iyi hissetmemiz için evin mutlaka iyi 'havalandırılmış olması lâ-zımdır. Ev 'idaresine dair yazılmış olan eski ki-taplarda «odalardan fena kokuları çıkarmak için» bazı esansların kullanıldığım okuduğumuz zamân bunu tuhaf buluyoruz. Şimal memleketlerinde hem arsadan kazanmak ve hem eviıı içinin hemen

soğumasına mâni olmak için çok defa ikametgâh-lar, aralarında bulunan bir duvarın iki. tarafına in-şa edilir. Meselâ ikametgâhlardan birisi sokak ta-raf mdadır, öteki bahçe cihetindedir. Fakat sıcak memleketlerde odalar, içeriden mutlaka tam bir hava cereyanı geçirilebilecek tarzda tertip edilme-lidir. Yeni ikametgâhlarda çok defa taksimatı de-ğiştirmek, bazı odaları, araya sürme kapıları koy-mak suretile birleştirmek imkânı vardır, aşağı yu-karı Japon evlerinde âdet olduğu gibi. İşte biz bil-hassa bunda Türkiye evleri bakımından çok alâka-dar olunacak bir kusur görmekteyiz. Günkü böy-lelikle küçük ikametgâhlarda bile evin bütün de-rinliğince uzanan, bir dış duvardan öteki dış du-vara kadar giden salonlar elde etmek imkânı hâ-sıl oluyor. Bu tarz biraz eski Türk evlerinin boy-dan boya uzanan sofalarına benzer, çok güzeldir ve sıcak mevsimde gölge olan tarafta, soğuk mev-simde cenup cihetine yakın yerde oturmak imkâ-nını verir.

Mutfak ve teknik teçhizat:

Modern ikametgâhın mutfağı bir küçük la-boratuvar gibidir ve möblesi bina içine gömülmüş

«işi az küçük mutfak» denilen tarzdadır. Bu mut-fak Frankfurt şehrindeki iskân mahallesinde tat-bik edilip muvafık bulunmuş ve sonra bütün memleketlerin ikametgâhlarında revaç görmüştür. Eskiden ufak ailelerin hem oturmak hem de ye-mek pişirye-mek için kullandıkları mutfak şimdi iki-ye bölünmüş, iki-yemek pişirilen kısım ayrılmıştır. Bu kısmın şimal memleketlerinde yemek pişir-meye mahsus bir şahniş halinde ayrılmıştır. Cenup memleketlerinde ise sıcaklığın ve kokuların ya-yılmasına engel olmak için bu duvarlar ve kapı-larla tamamen ayrılır.

Kalorifer tesisatı teknik teçhizatı tamamlar. Kaloriferin iktisadî olduğu anlaşılmıştır. Az yer tutar, az iş ister ve hele sobadan daha temizdir.

Bazı memleketlerde oturma odasına açık bir şömine koymak âdettir ve bu pek keyifli bir şey-dir.

(4)

Mimarların böylece yarattığı bütün bu şey-ler sadece kılıftır. O, sonra evin içinde oturacak olanların dolduracakları çerçevedir. Basit çizgi-lerle yapılmış bir çerçeve.. Artık gözlere ağırlık veren profiller ve silmele yoktur. Kapılar

git-tikçe dâha düzleşmekte, parmaklıklar sadeleşmek-tedir. Hulâsa bugünkü ikametgâhın hususiyeti, şekil verişteki serahattir.

IV —- Yeni ikametgâhın tertibatı:

Bu tertibatı, binada oturan kendi zevkine ve dolayısiyle de şahsî hususiyetlerine göre tedarik eder. Lâmbaları, renkleri, mobilyaları ve kumaş-ları kendi istediği gibi seçer.

Yeni ikametgâhlarda duvarların açık renk-lerde olması her yerde tercih ediliyor. Hattâ çok defa bütün duvarlar beyaz badanalıdır. Duvar kâğıtlarının örnekleri eskilere nisbetle çok daha hafif desenlidir. Ekseriya açık tek renkli kâğıtlar kullanılıyor. Perde örnekleri de ekseriya ağır storlar ve yirminci asır başlarında her yerde kulla-nılmış olan kalın kanadlı pedeler bugün artık

çir-kin geliyor ve kullanılmıyor. Mobilyalar;

Yüksek mobilyeler yeni ikametgâhtan git-tikçe uzaklaştırılmaktadır. Dolaplar mümkün

ol-duğu kadar yerli yapılıyo. (Esasen Türk evinde her zaman böyle idi).

Karyoladan yukarıda bahsettik. Diğer Ibütün mobilyeler de daha hafif daha incedir. Bir aralık madenî mobilyeler ikametgâhlarda daha (ziyada nüfuz edecek gibi görünüyordu. Bugün evlerde d.aha ziyade tahtaya doğru gidilmektedir.

Modern mobilyeler hafif moıbüyelerdir. Çap-raşıklardan âri ve sarih şekillidirler. Ayakları fil ayakları kadar kalın olan masaların «modern» ol-duğuna bizi inandırmak istiyen mobiylecilere rağ-men bu, böyledir. Koltuklar, masa, kitap rafı ve sandalye divan ve tabure; yazı masası ve lâmbası ve kullanışlı olan rulolu servis masası mobilyele-lin başlıca parçalarını teşkil eder. Kap kaçak ise umumiyetle mutfak dolabına konur ve böylelikle «büfe» ye lüzum kalmaz. Bu tarzda mobilyeli bir oda insan üzerinde ferahlık veren, etrafı hoşmuş gibi gösteren bir tesir yapar ve böyle bir odada artık mobilye değil bizzat insan esas olur.

Teçhizatla uğraşan en iyi sanatkârların on-larca senelerdenberi sarfettikleri gayretler neti-cesinde, bütün mobilye sanayii inkişaf etmiş bu-lunan hemen bütün memleketlerde az bir fiat mu-kabilinde gayet güzel bir zevkle yapılmış, çizgileri

basit mobilyeler almak mümkün bulunuyor. Bu işte Viyanalılar öncülük etmişlerdir. (Werkbund) Almanyada, Avusturyada, İsviçrede, (Svensk Ten)

İsveçte ı(Styleclair) Fransa d a,, daha birçok mo-bilye şirketleri ile birlikte, bu gayretlere iştirâk etmişlerdir. Başarılan bu iş en büyük bir takdire lâyıktır.

Yeni ikametgâhta hoşa giden mobilyeler me-yamnda bulunan ve Türk mobilyaları arasında büyük bir aıı'ane teşkil eden pencere yanındaki sedirini de saymamız lâzımdır.

Mobilyaların; basit veya kıymetli ağaçlar-dan, keskin veya yuvarlak kenarlı olarak seçil-mesi, çok veya az renkli kumaşlarla kaplanması ve bunlara şahsî arzulara göre daha bir çok şeyler

katılması gibi imkânlar — hattâ seri halinde inşa edilen modern ikametgâh içinde bile — şahsa gö-re tam hususiyeti haiz bir muhit yaratılmasına müsait bulunur.

V" — Yeni ikametgâhın şekli:

Yeni ikametgâhın içinde aranılan sarih şe-kil, binanın dışının mimarî bakımından şekillen-airilmesindeki vuzuha uygundur. Tezyinat ve muh-telif üslûp motiflerinin bir arada kullanılması kat'iyyen yoktur. Artistik tesir münhasıran te-miz bir proporsiyon ile meydana gelir. (Tıpkı Türkiyedeki ve japonyadaki güzel eski tahta ev-lerde olduğu gibi). Bunun için şüphesiz gayet in-ce bir planlayış lâzımdır. Sadein-ce şakulî penin-cere- pencere-ler yerine ufkî pencerepencere-ler yapmak ve çok defa görüldüğü üzere, cepheye beton silme çekmek (modern) olmak için bittabi kâfi değildir. Pek çok sözde mimarın yaptığı bu sathîlik ne yazık ki çok

defa mimarlığın itibarını azaltmıştır. İkametgâ-hın iç fonksiyonuna, haricî şekline temiz bir ifade vermek, tuğla, beton; cam; tahta; demir, sıva ve taş gibi eski ve yeni malzemeyi kendi vasıflarına uygun olarak ve modern konstrüksiyona hâkim bulunarak yerlerine koymak ve ikametgâh binası-nın, iyi bir ölçü duygusu ile, muhiti içine, tabiatın

içine yerleştirmek lâzımdır. İşte iyi ve modern ikametgâh mimarlığı budur.

(5)

mimarlar millî sanatlarının hiçbir motifini kul-lanmadıkları halde onların orada yaptıkarı bina-lar hususî görünüş, millî bir karakter arzeier.

Avrupada ıgeniş halk tabakaları için modern ikametgâhlar fikrinin tahakkuk ettirilmesi, inşaat kooperatiflerinin ve resmî müesseselerin zengin faaliyeti ve tekâmül etmiş bir inşaat sanayiinin temin ettiği inşa malzemesi ve metodları saye-sinde mümkün olmuştur. Bununla beraber, Avru-pada ikametgâh meselesinin umum nüfus için ar-tık halledilmiş 'bulunduğunu sanmak yanlış olur. Bu gayeye varabilmek için daiha fevkalâde ted-birler lâzımdır. Bilhassa bu harpten sonra cihan fakirleştiği zaman...

Fakat, harp levazımı için muazzam başarılar sarfetmiş olan bütün memleketler sanayii harp-ten sonra bu hudutsuz istihsal kabiliyetini sulh

devresinin imar faaliyetine tevcih ettiği zaman, şimdilik herkes için sadece bir arzudan ibaret olan

«-güzel ikametgâh» hakikat olabilecektir. Modern tenikten tam olarak faydalanmak sayesinde yük-sek değerli modern ikametgâhlar vücude getire-bilecektir. Bunlar tabiata bağlı, aydınlı konforlu nisbeten küçük ikametgâhlardır. Tezyinatsız, fa-kat proporsiyonlu ve odaları sarih bir tertiple te-sis edilmiş binalar.. Alçak, hafif ve saçmasapan çizgilerden âri mobilyeler ve bunları kaplıyan açık renkli kumaşlar.

Biz hayatın zevkine varmak istiyoruz. îşte modern ikametgâh, böyle kültürle ânenkli bir ha-yatı zevkine varabilmesini sağlıyarı lüzumlu bir çerçevedir ve yirminci asrın ikamet kültürü de işte budur.

(Başyazıdan devam)

reyanlardan memleketimizin habersiz ve uzak kalması imkânsızdır. Dünya memleketleri soysuz mimarîden kaçar ve kendilerine ha® mimarî yaratmağa uğraşır-ken ibizde bahusus çok fena numunelerini ve tatbika-tını gördüğünüz mimarimizi en kesin çarelerle isla/ha çalışmalı idik. Bunun tahakkuku ise bu meselede ta-yin edilmiş bir metod ve programla işe başlamış ol-mamız ile kaibil olacaktı.

Sergide yapı işlerimizin «Mimarî» gaye ve he-defleri tebarüz ettirilmeli idi. Bizim sahamızda böy-le bir sergiden bekböy-lenen, şu gibi tezböy-lere tesadüf edilebilirdi:

I — Millî mimarî denemelerini gösteren birkaç seçkin eser.

II — Devlet yapılarına verilmesi istenilen haki-miyet ve otoriteyi ifade eden birkaç araşdırmanm izahı.

III — Şehir ve Kasabalarımızın plânlarında yir-mi senede müşahhas bir Ihüvviyet kazanmış m e t o d l a

-rın izalhı.

IV — Yurdun iklim, topografik, seismik, e -saslara, göre yapı tekniği /hakkındaki yapılmış araş-dırmalar, v.s. gibi.

Tekrar edelim ki, ıNafia Sergisinin Yapı İşleri kısmı karşımıza ıbir tez ile çıkmamıştır,. Tenkidimizi yaparken bu güne kadar yapılmış çalışmaları da kü-çümsemiyoruz. Ancak Ibir memleketin yapı işleri si-yasetini anlatan bir serginin yukarıda kısaca izah et-mek istediğimiz esasları ve tezi haiz olması icab eder. Gelecek Nafia Sergilerinden bunu bekliyoruz.

Z. SAYAR

r

14 üncü intişar yılımızı idrâk etmemiz

Referanslar

Benzer Belgeler

001 Oturum Başkanı, 1.Ulusal Eğ. İstitut, 1991, Salzburg - AVUSTURYA 006 Oturum Başkanı, ’Zeitgenossische Türkische. Uluslar arası İlhan Koman Sem., Edirne - TÜRKİYE 011

5.Bunu sağlamak üzere özel ligde spor kulübü düzenlemesi ve sponsorluk düzenlemesi ile diğer spor ilçe ekiplerini bir araya getiren spor kanunu veya

Kron k hastaların sempton tak b K ş selleşt r lm ş sağlık anal zler Bel rt lere da r r sk dağılım oranları D kkat ed lmes gereken hususlar.. K ş sel sağlık as stanınız

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bayındır Sokak 7/7 06410 Yenişehir / Ankara. Grafik & Tasarım Ş.Sinan

Köşkköy (Hüyük-Konya) Kaplıcasının Jeolojik ve Hidrojeolojik İncelenmesi, O... Köşkköy (Hüyük-Konya) Kaplıcasının Jeolojik ve Hidrojeolojik

Otizmli bireyler anlık düşündükleri için ve istedikleri şeyleri elde etmek için anlamsız bağırmalar,ağlamalar,öfke nöbetleri vb durumlarda olabilirler.Bu gibi

Klinik evre 1 non-seminomatöz germ hücreli tümör- lerde retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu (RPLND) ile adjuvan BEP tedavisinin karşılaştırıldığı bir rando- mize

Ülkemizde otizmli bir bireyin kaynaştırma öğrencisi olarak bir sınıfta yer alması aileler için büyük bir sorun olarak nitelendirilmektedir.. Otizm hakkında doğru