• Sonuç bulunamadı

Ilısu Barajı’nın yapımı, yaklaşık yarım asırlık hikâye

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ilısu Barajı’nın yapımı, yaklaşık yarım asırlık hikâye"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ilısu Barajı’nın Hasankeyf’i suya gömmeden inşa edilmesini sağlayacak bir proje ortaya atıldı. ODTÜ tarafından hazırlanan yeni proje dikkate alınırsa bir büyük baraj yerine beş küçük baraj yapılacak. Üretilecek elektrik miktarı azalmazken maliyet de aynı kalacak.

‘Bundan iyisi Şam’da kayısı’ derler ya... Sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü kampanyalar sebebiyle bir türlü yapılamayan Ilısu Barajı ve hidroelektrik santrali (HES) için tam da bu söze uygun bir teklif ortaya atıldı. Karar vericilerin takdirine sunulan teklif, Orta Doğu Teknik Ü;niversitesi (ODTÜ;)’nden geldi. İnşaat Mühendisliği

Bölümü’nde yapılan bir çalışmaya göre, Ilısu Barajı’nın gövde yüksekliği düşürülerek Hasankeyf ve arkeolojik alan, baraj suları altında kalmaktan kurtarılacak. Dicle Nehri’nin daha üst kesimlerinde 4 küçük baraj kurulacak. ‘5’li sistem’ olarak isimlendirilen bu proje gerçekleştirilirse, eski projeye göre enerji üretiminde azalma meydana gelmeyecek, kamulaştırılacak alanlar yüzde 27 azalacak, maliyet hemen hemen aynı kalacak.

Ilısu Barajı’nın yapımı, yaklaşık yarım asırlık hikâye. Barajın projesi 1970’li yıllarda geliştirildi. 1998’de ise bu çalışmaların hayata geçirilmesi için kredi arayışına girildi. Bakanlar Kurulu kararıyla barajın dış kredi ile finanse edilmesi esası getirildi. 1 milyar 850 milyon avro olan maliyeti karşılamak için devreye giren üç ayrı yabancı konsorsiyum, doğacak sosyal ve ekolojik problemler sebebiyle 2000, 2002 ve 2009’da geri çekildi. Çekilen son konsorsiyum, Bank Austria Creditanstalt (Avusturya), Societe General (Fransa) ve Deka Bank (Almanya)’tan oluşuyordu. Bu konsorsiyum, 2008’de çevre ve Orman Bakanlığı ile DSİ’den ekolojik ve sosyal 153 şartın yerine getirilmesini talep etti. Uluslararası bir bilirkişi ekibi, bu yükümlülükleri izlemek üzere görevlendirildi. Olumsuz raporlar üzerine geçtiğimiz temmuzda bu konsorsiyum da proje ile ilişkisini kesti.

Barajın yapımında ısrarlı olan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, çekilen konsorsiyuma ‘dönekler’ diyerek projenin millî finans ile yapılacağını açıkladı. İlerleyen aylarda finansı verecek bankalar ortaya çıktı: Garanti Bankası, Vakıfbank ve Halkbank... İnşaatın dış kaynaklarla finanse edilmesine yönelik Bakanlar Kurulu kararı sebebiyle

paranın bu bankaların yurt dışı şubelerinden aktarıldığı iddia ediliyor.

ODTÜ’deki çalışmaya danışmanlık yapan Yrd. Doç. Dr. Şahnaz Tiğrek, yabancı kredi kuruluşlarının çekildiği dikkate alınarak Ilısu Barajı ve HES projesinin revize edilmesi gerektiğini söylüyor. Projenin yapıldığı yıllarla günümüz arasında fizibilite kriterlerinde büyük bir değişim olduğuna dikkat çeken Tiğrek, “Barajın fizibilitesi yapılırken sadece enerji üretimi ve su ihtiyacına bakılmış. Oysa geldiğimiz dönemde çevresel, kültürel ve sosyal unsurlar da dikkate alınmalı.” diyor.

Bugüne kadar Ilısu Barajı’na alternatif çözüm aranmadığı için iki kutuplu bir kavganın yaşandığı ve projenin gerçekleştirilemediğine dikkat çeken Tiğrek, oldukça detaylı olan çalışmayı şöyle anlatıyor: “Hasankeyf’in sular altında kalmasına çok fazla tepki var. Birkaç kere de uluslararası finans kuruluşları tepkileri dikkate alarak çekildi.

Yerli kredi ile yaparız mantığına dönüldü. O zaman biz çözüm sunma misyonunu üstlenmiş üniversite olarak ‘Ne yapabiliriz?’ diye düşündük. İlk kriterimiz, eşsiz bir tarihî geçmişi olan Hasankeyf’in sular altında kalmamasıydı. Bu amaçla Ilısu Barajı seddesinin yüksekliğini yeniden hesapladık. 130 metreden 59 metreye inmesi gerektiğini belirledik.

Barajın boyunu küçülttük. Bu durum daha az enerji elde etmek anlamına geliyor. Bu açığı gidermek için yeni baraj yerleri aradık. Bunu yaparken Dicle boyunda daha inşa edilmemiş olsa da 29 barajın olduğunu varsaydık. Dicle’de üç baraj var şu anda. Elektrik üretebilecek 5 yeni yer bulduk. Eğer Dicle’yi bu anlamda tamamen boş kabul etseydik farklı çözümler de bulurduk. Belki DSİ, yukarıdaki barajların gövdesini yükselterek de enerji açığını kapatabilir.”

Tiğrek’e 1 yerine 5 baraj yapmanın maliyetini soruyoruz. Bu durum da hesaplanmış. 5 ayrı temel atılacağı için inşaat maliyeti artacak. Ancak toplam maliyetin aynı kalmasına yol açacak bir unsur var: Teklif edilen proje ile devletin yüzde 27 daha az kamulaştırma yapacak olması. Bu da inşaat maliyetlerindeki artışı tolere edecek. Maliyet hemen hemen aynı olacak.

Tiğrek, yapımında ısrar edilen Ilısu Barajı ve HES’in bugüne kadar 3833 gigavat elektrik üreteceğinin deklare edildiğini ancak yaptıkları hesaplamalarla bu rakamın fazla olduğunu tespit ettiklerini anlatıyor. 1980’lerde yapılan eski fizibilitede Dicle Nehri’nin üst kısımlarında inşa edilecek barajların Ilısu Barajı’na etkisi dikkate alınmamış.

ODTÜ’nün hesaplarına göre Ilısu bu hâliyle yapılırsa 3094 gigavat elektrik üretecek. Yani Ilısu Barajı bugün kamuoyuna sunulan rakamdan yaklaşık yüzde 20 daha az enerji üretecek.

(2)

Şu ana kadar herhangi bir devlet kurumu arayarak çalışmayı istememiş. Üniversitelerin toplum yararına çalışan kurumlar olduğuna dikkat çeken Tiğrek, böyle bir talep olursa seve seve yardımcı olacaklarını vurguluyor.

DSİ Genel Müdürü Haydar Koçaker:Her ülke kendi doğrularını uygulamak zorunda

-Çevre, kültür ve tarihle ilgili hassasiyetler var. Proje değiştirilebilir mi? Bu teknik bir karar mı, yoksa siyasi bir irade mi gerektirir?

Ilısu, bütün yönleriyle değerlendirilen, geçmişi yıllar öncesine dayanan bir proje. Şu anda bana göre yapılması gereken faaliyet bir an evvel hem tarihi korumak hem de geliştirmek. Zaten Hasankeyf’in yüzde 80’i su altında kalmıyor. Dünü bugüne, bugünü de yarına taşımak adına ciddi şekilde para ayrılıyor oradaki faaliyetlere. Kültür varlıklarına tarih adına ciddi özkaynak harcanıyor. Yeni kültür parkları oluşturulması, yeni yerleşimin sağlanması, orayla bağlantılı köprülerin kurulması amaçlanıyor. Bugün yapacaklarımız yıllar sonra tarih olacak.

-Üç defa kreditörler çekildi. Türk bankalar yabancı ülkelerdeki şubelerinden para aktarıyor iddiası var. Böyle bir şey var mı?

Hazinenin standartları ne ise mevzuata uygun bir faaliyet olarak değerlendirdiğimizi söyleyebilirim. Bizim işimiz barajın yapılması. Ve gereken hassasiyeti göstererek çalışmalarımızı yürütüyoruz.

-Yabancı finans konsorsiyumu 153 kriterin yerine getirilmesini istemişti. Bunlar yerine getirilmedi mi ki bu konsorsiyum çekildi?

Bu kriterler yeniden yerleşim ile kültür varlıklarının ve çevrenin korunması. Kültür varlıklarının korunmasıyla ilgili çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı yürütüyor. İhtiyaçları olan ödeneği bütçemizden aktarıyoruz. Onlar da gereken çalışmaları tekniğine ve mevzuatına, fen ve sanat kaidelerine uygun bir şekilde gerçekleştiriyorlar.

-Uluslararası sermaye neden çekildi? BM Barajlar Komisyonu’nun 2000’deki büyük barajlar aleyhindeki raporu etkili oldu mu?

Yani bilemiyorum tabii ama her ülke kendi doğrularını uygulamak zorunda. Başka ülkelerin doğrusunu diğer ülkeler de uygulayacak diye bir esas olamaz. Türkiye barajları yapmak zorunda. Halkına ihtiyacı olan suyu verecekse... Niye yapmak zorunda? Çünkü Türkiye 3 buçuk ay yağış alıyor. 8 buçuk ay yağış almıyor. Ama 12 ay su lazım. O zaman ne yapmak lazım? Barajlarda biriktirmemiz lazım. Bu kadar açık ve net.

Prof. Dr. Zekai Şen: Ilısu’ya alternatif için geç bile kalındı

Su konusunda uluslararası çapta otorite kabul edilen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi Hidrolik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekai Şen, ODTÜ’nün alternatif çalışmasının dikkate alınması gerektiğini

söylüyor: “Klasik projeyi biliyorum. Onunla ilgili çeşitli bilimsel heyetlerde bulundum. Uluslararası kuruluşlar eski projeye kredi vermiyordu. Ilısu Barajı’nın alt kodunda yapılacak Cizre Barajı’na ne kadar su gideceğini öğrenmek istiyorlardı. Bir Alman firması bu hesabı yapamadı. Konsorsiyum beni buldu. Üç sene önce detaylı bir rapor verdim.

Bu arada alternatif projeleri arkadaşlarımızla geniş bir şekilde masaya yatırdık. ODTÜ’nün çalışması gibi alternatif projeler kesinlikle üretilmelidir. Ancak bizim politikacılarımız kendi istekleri doğrusunda adamları seçip karar alıyorlar. Diğer bir zaafımız da yabancılara aşırı güvenmek, yerli uzmanları görmezden gelmek. Kendi bilim adamlarımıza güvenilmeli ve projeleri en azından değerlendirilmelidir. Ilısu’ya alternatif için geç bile kalındı.

(*) İTÜ; İnşaat Fak. Hidrolik Ana Bilim Dalı Öğr. Üyes Engin Yılmaz:

çevreciler de alternatif projeden yana

(3)

Baraj karşıtı kampanyayı yürüten Doğa Derneği’nin Politika Koordinatörü Engin Yılmaz, ODTÜ mensubu

akademisyenlerin hazırladığı bilimsel projenin Ilısu Barajı’nın alternatifi olmadığı yönündeki argümanları geçersiz kıldığını belirtiyor: “Öncelikle bu proje kapsamında Hasankeyf’in kurtulması ve Dicle Vadisi’nde sular altında kalacak kısımda sağlanan kısmi azalma mühim bir kazanımdır. Çalışma aynı zamanda DSİ’nin kullandığı verilerdeki ve bu verilere dayanarak gerçekleştirdiği enerji hesaplamalarındaki yanlışlıkları da göstermektedir. Bu açıdan da Ilısu Barajı projesinin teknik ve bilimsel açıdan dahi gerçekçi bir değerlendirmesinin yapılmadığını da kanıtlamaktadır. Alternatif projelere her türlü desteğe hazırız.”

(*) Doğa Derneği Politika Koordinatörü

Abdulvahap Kusen: Mevcut proje yapılırken insanlık Ay’a bile gitmemişti!

Hasankeyf’in AK Partili Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen, yıllardır Ilısu Barajı’nın, ilçelerini sular altında bırakmayacak şekilde yapılmasını talep ettiklerini söylüyor. Yerinde görmeden Hasankeyf’in anlaşılamayacağına dikkat çeken Kusen, Başbakan Erdoğan’ı yöreye davet ediyor: “ODTÜ’deki çalışma yapılırken, ilgili

akademisyenlerle görüştük. Devasa bir barajdansa kültürel varlıkları ve çevreyi zarara sokmayacak küçük barajlar silsilesini isteriz. Amaç eğer enerji elde etmekse yeni projede bir kayıp olmuyor. Ü;stelik daha az tarım arazisi su altında kalacağı için yöre insanı için hayırlı olacaktır. Bugün eğer önemseniyorsa Hasankeyf’te halkın yüzde 99’u mevcut projeye karşı. Ancak ne yazık ki halkın dediği olmuyor. Proje 50 yıllık olduğu için de halkın görüşünü almak gibi bir kavram o zamanlar yoktu. Bu proje yapılırken insanoğlu daha Ay’a bile gitmemişti. Mutlaka mevcut proje yenilenmelidir. Dicle havzası medeniyetin ilk doğduğu yer. Daha ortaya çıkarılması gereken o kadar kültürel varlık bulunuyor ki… Zaten şu anda inşaat da kapsamlı olarak başlamadı. Başbakanımız bir irade göstererek projenin yenilenmesini isteyebilir. Böylece, hem toplumun değişik kesimlerine olumlu bir mesaj verilir hem de enerji ve maliyetten feragat etmeden öz varlıklarımız korunmuş olur.”

(*) Hasankeyf Belediye Başkanı

aksiyon-11-10-2010

Referanslar

Benzer Belgeler

düzenlenir.” şeklinde belirlenmiştir. Ayrıca 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu 2. maddeleri ile de nispi temsil esasına dayanan seçim sistemini ve % 10 ülke

Alçak bir Il ısu Barajı, Hasankeyf Barajı, Botan Barajı ve Garzan Barajı yapılsa, bunların toplam göl alanı, tek başına büyük Ilısu Barajı’nınkinin % 64’ü kadar

Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın Ilısu Barajı altında kalacak olan Ilısu Köyü sakinlerine yapılan toplu konutların anahtar teslimi töreninde "Taksim'deki olayı yapanlar

Türkiye ile İsviçre arasında, Ilısu Barajı nedeniyle kriz baş gösterdi.Türkiye, Hasankeyf'i sular altında bırakacağı için tepki çeken Il ısu Barajı'na finansman

Ve Rab Allah her kır hayvanını, ve göklerin her kuşunu topraktan yaptı; ve onlara ne ad koyacağını görmek için Âdem’e getirdi; ve Âdem her birinin adını ne

low burden (under 64 clients for each cell), some sub-carriers are latent in light of the fact that all assigned sub-carriers are not important to accomplish

Oluşturdukları Farklara Đlişkin Sonuçlar -2 ……… 143 Tablo D.3 Başarı Faktörlerinin Kurum Đçindeki Görevlere Göre.. Oluşturdukları Farklara Đlişkin Sonuçlar -3

kare büyüklüğünde teşekkül edecek gö- lün suları altında kalacak olan çok eski uygarlıklara ve Osmanlı İmparatorluğu dev- rine ait birçok eski eserin, imkânlar nisbe-