• Sonuç bulunamadı

(1)Mimarlık bir &#34

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "(1)Mimarlık bir &#34"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mimarlık bir " gösteri(ş) sanatı " mıdır, yoksa Fransız Mimarlık Yasası'ndaki deyişle kente ve çevreye " uyumlu katılım " mı?

Günümüzde, " biz en farklıyız " iddiasıyla pazarlanarak " en yüksek rantlar "ı sağlayan yapıların mimarları, açıkça söylemeseler bile " birinci "sine kapılmışlar. Topluma " başka bir dünya " sunan kimi projelerinin kente " uygunsuz

"luğunu belirten meslektaşlarına diyorlar ki, " Mimarlığı(mızı) engellemeyin..."

Tarihin mimarlık ülkesi Türkiye'de, hâlâ bir " mimarlık yasası " olmadığı için dünyadan örneklerini verdiğimiz " ikinci görüş "ü savunanlar ise " uyumlu " katılımın koşulunu şöyle özetliyorlar: " Bireyci yapılaşma kararlarıyla değil, toplum, kent ve çevre yararına öncelik veren bir imar ve planlama düzeni içinde tasarım yapılmalı..."

Ne var ki bu evrensel doğru, ranta değil, " kente ve çevreye bağımlı "lığı gerektirdiğinden, bundan kurtulmanın sloganı da " Mimarlığın önünü açın..." oluyor...

Oysa " onurlu " mimarlığın önünü asıl tıkayanlar, toplumsal çıkarları ve yaşam haklarını gözetmeyen yapılaşma kuralları ile en yüksek emlak kazançlarını hedefleyen mimarlık yoksunu siyasi kararlar değil midir?

Ya da en kısa deyişle " imarsız mimarlık "tan nemalananlar...

ULUSLARARASI İLKELER

Nitekim Mimarlar Odası'nda da imar disiplini yerine ' imarsız mimarlığın savunulması' na aday olanlar,

özgeçmişlerine " üyesiyim " diye yazdıkları UIA ( Uluslararası Mimarlar Birliği ) ilkelerini bile göz ardı edebiliyorlar.

UIA, kentsel ve çevresel yıpranmanın " küresel tehlike "ye dönüştüğü 90'lardan bu yana diyor ki: " Mimarlık özgür değil, bağımlıdır..."

Tüm dünyadanın aklı başında mimarlarının, " ne demek istedi "kleri de 1993'teki Chicago Kongresi'nde açıklanmıştı;

" Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Bağımlılık " başlıklı kongre bildirgesini temel alan sayısız belgede yıllardır şu söyleniyor; " Mimarlar, toplumsal ve küresel sorumluluklarını meslek yaşamlarının odağına koymalıdırlar.

Hükümetler bunu destekleyen yasalar çıkarmalı; mimarlık kurumları da aynı bağımlılığın yaşama geçmesini sağlamalıdırlar "...

Benzer şekilde, yine şimdi " mimarlığı(mızı) engellemeyin " diyerek, meslek odalarını yönetmeye aday olanların görev aldıkları UIA-2005/İstanbul Kongresi'nde de aynı bağımlılık vurgulandı.

" Kentlerle mimarlığın buluşma ilkeleri "yle ilgili sonuç bildirgesinde deniyordu ki; " İstanbul Kongresi, mimarlığın temel yükümlülüğünü, yaşamı ve çevreyi tahrip eden tüketim ekonomisinin yerine, yoksulluğu önleyecek üretim ekonomisi; toplumların kültürel kimliğini yok etmeyen ve öz kaynakların talanına izin vermeyen bir mimarlık ve çevre öğretisi (...) olarak belirler... "

Kongrenin ardından toplanan UIA Genel Kurulu'nun, İstanbul'daki çevre ve toplum çıkarlarına aykırı güncel örneklerin de sorgulandığı " Kentsel Demokrasi " başlıklı kararı da aynen şöyleydi: " Kent üzerinde önemli etkiye sahip tüm mimarlık ve kent planlama projeleri demokratik, şeffaf ve kamu katılımına açık nitelikteki yasa ve yönetmeliklerle gerçekleştirilmelidir..." ( Karar No: 33 )

İşte bu evrensel çağrıya hem ev sahipliği yapmış, hem de çalışmalarıyla esin kaynağı olmuş bir meslek odasına, "

imarsız yapılaşmaya karşı çıktı "ğı için " Mimarlığı seviyor mu" demek, ne anlama geliyor; açıklamaya bile gerek yok... ( Mimar Süha Özkan'la söyleşi, Melih Aşık, Milliyet/26 Ocak 2008 )

Hele, aynı söylemle oda yönetimine aday olup, başta belli ki " ayrıcalıklı imar beklentileri " olan medyayla birlikte, özellikle UIA'nın 33. kararına neden olan, siyasetin desteğiyle seçim kazanmaya çalışmak da nasıl bir meslek etiğidir;

bunu da yanıtlamaya gerek yok...

(2)

'ÖNDE GELENLER'(!)İN OYLARI!

Geçen pazar, İstanbul'daki oda seçiminde " Mimarlık İçin Mimarlar " adıyla liste çıkaran " imarsız mimarlık "çıların, Cumhuriyet dışındaki gazetelere verdikleri ilanda deniyordu ki; " Türkiye'nin önde gelen 84 mimarının, ' Mimarlığa yol açın!' başlıklı deklarasyonunu destekleyen grupların üye sayısı birkaç bine ulaştı..."

Oy kullanan 2 bin 500 mimardan -onca geniş ittifaka rağmen- ancak 800 oy alabilen bu " önde gelen " mimarlar topluluğu, odayı eleştirme adına bakın ne demişlerdi: " Mimarlar arasında ayrımcılık yaratıldı!.."

Ne var ki aynı listeye girmediklerinden " önde gelmeyen "(!) binlerce mimardan, örneğin Doğan Kuban gibi hocaların hocaları; Behruz çinici ve Aydın Boysan gibi mimarlık emektarları; Niyazi Duranay gibi mimarlığın yurtsever

sevdalıları; Cengiz Bektaş gibi mesleğin simge isimleri; Mete Tapan , Cengiz Eruzun gibi koruma kurullarında özveriyle görev yapanlar; Mehmet Konuralp gibi mimarlık hakları için kavga verenler; Orhan Şahinler gibi eğitimin onur abideleri

ve diğer duayenler, seçim öncesindeki genel kurula bile katılmayan imarsız mimarlıkçılar için kürsüye çıkarak şunu söylediler: " Aralarında iyi bildiğimiz, hatta öğrencilerimiz de var; hayret!.."

Doğan Kuban ise bilgelik dokunulmazlığı içinde sözünü şöyle tamamladı: " Bu içeriksiz söylemlerin altına imza atmak, mimarlık adına ayıptır..." ( 26 Şubat 2008-Taşkışla )

LİSTENİN ANIMSATTIKLARI

Gerçekten de mimarlığımızın bu gibi saygın temsilcileri arasında yer alabilecekken, her nasılsa " imza atmış " kimi isimlerin dışında, listenin genel karakterine gelince:

" Mimarlık ve şehircilik çevrelerinde sorgulanan yapılaşmaları tasarlayanlar "; " Planlama ve imar hukukuna aykırı yapılaşma kararlarına dayalı projelerin müellifleri "; " Restorasyon adına tarihi yapıları yıkarak kullanım alanını arttırmayı amaçlayan dekoratif korumacılığın mimarları "; " yabancı isimli TOKİ sitelerinin ayrıcalıklı yaşam pazarlamasına mimari katkıda bulunanlar "... ve bütün bu göz kamaştırıcı ilişkilerin mimarlık olduğunu sanarak, meslekte " star "laşmanın büyüsüne kapıldıkları anlaşılan " genç taraftarlar "ı olarak tanımlanabilir...

Bir de elbette ki karikatür vb. " diğer " sanatlarda ustalaşmalarına rağmen, ' önde gelen mimar' sınıfında yer alabilenler...

Ne diyelim? Sadece İstanbul'a değil, tüm kentlerimize de geçmiş olsun... çünkü örneğin başta İzmir olmak üzere, diğer Mimarlar Odası şubelerinde de imarsız mimarlıkçılar aynı söylemlerle ve benzer ittifaklarla aday oldular. Ne var ki " mimar "lardan aldıkları oy, kamuoyunda zorlamayla yaratılan " imaj "larının (!) çok gerisinde kaldı...

Oktay EKİNCİ

Cumhuriyet 31.01.2008

Referanslar

Benzer Belgeler

Göllerin, istek üzerine süresi uzatılacak şekilde, 15 yıllığına özel şirketlere kiralanacağı belirtiliyor.Burada "göl geliştirme" adı verilen faaliyet,

edilmekle bu-konuda değerlendirilme yapmak iizere soruşnırma dosyası mükememize gelrniş olmakla; değişik iş esasına kayıt edildi.. Itiraz dilekçesi ve

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar

Öte yandan, hemen her konuda "bize benzeyeceksiniz" diyen AB'nin, kendi kentlerinde yüz vermedikleri imar yolsuzluklar ını bizle müzakere bile etmemesi; hemen tüm

İstanbul'un ulaşım sorununu çözmek adına Kadir Topbaş'ın büyük proje olarak sunduğu metrobüs, şubat ayı sonunda Anadolu yakas ına erişecek.. Bir "tercihli

ıuıları oldıığunu vuıgulayı, rık şuntan !öylcdi: "ömcğin nizga, güç ranlrAlıar|nln ıiçeri duzcydc tullanımda olduğu vc çcvıcyi İ irlctmcnin ıoP,