• Sonuç bulunamadı

mimar Sinan'ın türbesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "mimar Sinan'ın türbesi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

mimar

Sinan'ın

türbesi

Arkeolog Erdem YÜCEL Mimar Sinan türbesini Süleymaniye külliyesinin hemen yanı başına, sâlis ve râbi medreselerinin köşesine yaptırmış-tır. Bugün burası Fetvâ Yokuşu ile Mi-mar Sinan caddelerinin kesiştiği yerdir.

Ağa Kapısı (1) karşısına gelen bu sa-ha vaktiyle Fatih Sultan Mehmet'in Eski Sarayına aitti. Süleymaniye Külliyesinin yapımı tamamlandıktan sonra Marmara, Haliç ve Boğaziçine hâkim bir durumda olan Eski Saray bahçesinin parsellenme-si ile Mimar Sinan görevlendirilmişti. Bu arada padişahtan bir türbe, bir ev ve bir de sıbyan mektebi için yer almıştı.

Mimar Sinan'ın yaptırdığı eserlerden söz eden Tezkiret-üi Ebniye, Tezkiret-ül Bünyan ve Tuhfet-ül Mimarin de türbe-nin ismi geçmemekte, Adsız Risale ise bu konuda hiç bir bilgi vermemektedir. (2) Buna rağmen Evliya Çelebi de Mimar Sinan Türbesine şöyle değinmektedir: «Mimar Sinan'ın cismi azizinin İstanbul'-da Süleymaniye Camii kurbünde Ağa ka-pısı köşesindeki sebilhanesi canibinde yekpâre mermerden bir kubbei mudevve-reyi aşıyan etmiştir.» (3) Diğer taraftan Mimar Sinan'ın mescidi de hatalı olarak Süleymaniye de gösterilmiştir. Nitekim Hadikat-ül Cevami «Mimar Sinan Mesçi-di der kurbi Ağa Kapısı» Mesçi-diyerek onun yerinin Süleymaniye de, türbesi civarında olduğuna işaret etmiştir. (4) Yazma bir Hadikat-ül Cevami nüshası ise mescitten söz ederken türbe ile sebile de değin-miştir; «Bânisi meşhur Mimar Sinan'dır ki Ağa Kapısı kurbinde mektebi ve sebili civarında müstakil türbede âsudedir. Bu mescidi civarında dahi diğer mektebi ve âli çeşmesi vardır.» (5)

Mimar Sinan kendi ismini taşıyan mescidini Süleymaniye de değil, Yeni-bahçe de inşâ ettirmiştir. (6) Hadikat-ül Cevâminin böyle bir hataya düşmesi de oldukça şaşırtıcıdır.

Süleymaniye Külliyesinin yanında Mimar Sinan'ın evi, sıbyan mektebi, çeş-mesi ve kuyusu bulunuyordu. Mimar Si-nan h. 964 (M. 1556) yılında Süleymani-ye KülliSüleymani-yesini tamamladıktan sonra sâlis ve râbi medreselerinin kuzeyine kendi evini yaptırmıştır. Böylece bu ünlü mi-mar gecesini gündüzüne katarak çalıştı-ğı eserinin yanından ayrılmak istememiş, hem evinin, hem türbesinin burada ol-masını arzu etmişti. Süleymaniye Külli-yesi tamamlandıktan sonra Mimar Sinan-ın burada bir takım arazisi olduğu vakfi-yesinden anlaşılmaktadır. Bu vakfiyeyi İ. Hakkı Konyalı açıklamaktadır:

«İstanbul'-da padişahı âlem penah hâlâ bina buyur-dukları camii şerif kurbunde iki taraftan tarikiam ve bir taraftan tariki has ile ve Kazzaz Hüseyin milki ile mahdut olan emlâkini ve zikrolan mevzide Kamer Ha-tun ibnete Mustafa Kethüde milki ile Devriş Çelebi odalarıyle ve Kazzaz Hü-seyin milki ile ve tariki has ile mahdud olan mülklerini... vakfetti.» (7) Ayrıca Mi-mar Sinan'ın tarihsiz olan ikinci vakfiye-sinde de Süleymaniye'deki evinin bitişi-ğinde yaptırdığı sıbyan mektebinden söz edilmektedir: «İstanbul da Süleymaniye imareti yakınında üç avlulu, dahiliyeli, vustaniyeli ve hariciyeli bir ev. Bu evin dahiliyesinin; on üst kat, iki alt kat oda-sı ile bir fırını, iki hamamı, bir matbahı, bir mahzeni ve beş kenifi vardır. Vusta-niyesinin üst katında önleri bahçeli, so-falı iki oda ile bir hücre vardır, altı ahır-dır. Ahırın önünde üstü mahzenli bir oda ile kuyu vardır. Hariciye kısmı birbirine bitişik dört hücreden müteşekkildir. Bu evin kıble tarafı merhum Sultan Süley-man medresesine (sâlis medresesi) da-yanmaktadır. Üç tarafını da umumî yol sarar. Aynı yerde bu evin bitişiğinde yir-mi dükkân. Bununda yeni yapılan yüksek bir sıbyan mektebi. Evin şimal tarafına bitişik, müşebbek taşlarla çok güzel bir şekilde çevrilmiş avlu. Burası vâkıf Sinan Ağaya medfun olmak için hazırlanmış-tır.» (8)

Bundan anlaşıldığına göre türbenin yanında Mimar Sinan'ın bir de sıbyan mektebi vardı. Ancak bu mektep günü-müze gelememiş, son onarım sırasında arsası türbeye eklenmiştir. Mimar Sinan-ın türbe, sıbyan mektebi ve evinin bu-lunduğu yeri İ. Hakkı Konyalı değinmek-tedir: «Kanuni külliyesini yaptırdıktan sonra Eski Saraydan arta kalan yerleri vekili mutlak tayin ettiği ebniyei sultani-ye emini Sinan Ağa vasıtasıyla sattırı-yordu. Sinan Ağa h. 972 (M. 1564) yılın-da bu yerlerden 953 arşını padişahtan 19070 akçaya satın alarak evkafına ilâve

etmiştir. Satın aldığı yer ikinci medrese-nin arkasında idi.» (9) Ayrıca İ. Hakkı Konyalı Mimar Sinan'ın günümüze gele-meyen evinin yerini de vakfiyelere daya-narak tarif etmektedir. Ona göre Mimar Sinan'ın evinin yerine bir konak yapılmış, sonradan yanan bu konağın arsasına Van-lı Abdullah Geyikler isminde birisi satın alarak apartıman yaptırmıştır. (10)

Mimar Sinan türbesini kendi mülkü olan sahanın en uç noktasına oturtmuş-tur. Hemen her eserinde değişiklik ara-yan ve yeni plân şekilleri ortaya koara-yan Mimar Sinan bunu kendi türbesinde de uygulamıştır. Baldakin tarzındaki bu me-zar yapısı aynı külliye içerisinde bulunan Kanûni Sultan Süleyman ve Hürrem Sul-tan türbeleri ile karşılaştırılınca oldukça basit ve mütevazi olduğu ortaya çıkmak-tadır. Büyük bir ihtimalle Mimar Sinan, Kanûni Sultan Süleyman gibi bir padişa-hın yanında gösterişli türbe yapmaktan kaçınmıştır. Bununla beraber türbesini mimari yönden son derece ahenkli ölçü-lerle, adeta bir yüzük taşı gibi bulundu-ğu üçgen sahanın en uç noktasına oturt-muştur.

Türbenin yapı malzemesini yontma köfeki taş ile mermer meydana getirmek-tedir. Avlu duvarına Mimar Sinan cadde-sinde onbir, Fetva Yokuşunda ise geo-metrik şebekeli beş mermer pencere a-çılmıştır. Son onarım sırasında bu avlu duvarları tamamen yıkılmış, lotüs ve pal-metlerden meydana gelen bir frizle niha-yetlenerek yeniden yapılmıştır. Bazı eski resimler avlu duvarının onarım öncesi hakkında bize fikir vermektedir. Bunlara göre muntazam olmıyan kaba yontma taştan bir duvar üzerine taş bir friz ge-çirilmiş, bunu da pencere dizisi izlemiş-tir. Ne var ki, eski durumu ile bugünkü

pencere dizisi arasında bir takım ayrı-lıklar bulunmaktadır. Onarım öncesi Mi-mar Sinan caddesi tarafında yalnızca beş pencere vardı, diğer altı pencere sıbyan mektebi yerinde olan kahvehanenin

(2)

vakıf-iarca satın alınarak türbeye eklenmesin-den sonra uzatılan duvar üzerine mima-ri ahengin bozulmaması için yapılmıştır. Ayrıca türbe girişi de değiştirilmiştir. Bu-gün türbeye Fetva Yokuşundaki merdi-venlerle çıkılmaktadır. Fakat türbenin ori-jinal girişi hâcet penceresi ile sebil ara-sında idi. Son onarım sıraara-sında anlaşıla-mayan bir sebebten bu giriş kapatılarak, diğerlerine uydurulmuş ve geometrik şe-bekeli bir pencere haline getirilmiştir.

Mimar Sinan'ın mermer sandukası-nın önünde bulunan hâcet penceresi üze-rine yekpare mermer hâkkedilmiş bir ki-tâbe yerleştirilmiştir. Güzel bir sülüs ya-zı ile onbeş kartuş içerisine yaya-zılan bu kıtâbe Nakkaş Sâi'nin olup altın yaldızla bezenmiştir.

Kitâbe :

Ey iden bir iki gün dünya sarayında mekân. Cay-i asayiş değildir âdeme milk-i cihan. Han Süleyman'a olub mimar bu merdi güzin Yapdı bir cami verir Firdevsi âlâdan

nişan. Emri şahîle kılub su yollarına ihtimam Hızr olub abıhayatı âleme kıldı revan, Çekmece cisrine bir tâkı muallâ çekdi

kim, Aynıdır âyinei devranda şekli kehkeşan Kıldı dört yüzden ziyade mesçidi âli bina, Yaptı seksen yerde cami bu azizi kârdan. Yüzden artuk ömr sürdü akibet kıldı vefat Yattuğu yeri Hûda kılsın anın bağı cinan. rihletinin Sâî-i dâi tarihini

Geçdi bu demde cihandan pîri mimaran Sinan 996. Ruh içün fatiha ihsan îde pirü civan. (11) Mimar Sinan'ın mermer sandukasının üzeri birbirine sivri kemerlerle bağlan-mış altı sütunun taşıdığı bir tonoz ile ör-tülmüştür. Kemer ayaklarının masif gö-rünüşleri keskin hatlar, köşelerde de sü-tuncuklarla gizlenmek istenmiştir. Türbe-nin üstünü örten tonozun ön kısmı kub-bemsi bir şekilde dışarıya taşmıştır.

Sandukanın baş ve ayak taşları yek-pâre mermerdendir. Ayrıca baş taşının ü-zerindeki burma kavuğu da son derece sa-natkârane bir şekilde yontulmuştur.

Mimar Sinan türbesi içerisinde

ayrı-ca üç mezar daha bulunmaktadır. Anayrı-cak bunlardan ikisinin kime ait olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Soldaki mezarın taşları yassı, sağdakinin ise köşeli ve yuvarlaktır. Ancak her ikisinin de kime ait olduğunu belirtecek kitâbe veya bel-gelere rastlanmamıştır. Bununla beraber i. Hakkı Konyalı soldaki mezarın Mimar Sinan'ın ikinci karısı Gülruh Hatuna, sağ-dakinin ise torunu ve aynı zamanda vak-fının mütevellisi Derviş Çelebiye ait ol-duğunu ileri sürmektedir. (12) Fakat bu konuda kesin bir bilgiye sahip olduğumu-zu da söyliyemeyiz. Sadece bildiğimiz tür-benin avlusundaki, üzerinde herhangi bir yazı olmayan üçüncü mezardır. Bu mezar Neo-klâsik devrin öncülerinden Mimar Ali Talat Beye aittir. (13) Yüzyılımız başında klâsik Türk mimarisi üzerine eğilen mi-marların başında gelen Ali Talat Bey 19 Ekim 1922 tarihinde öldüğü zaman yakın arkadaşları onu hayranı olduğu Mimar Si-nan'ın yanına gömmüşlerdir. Nedense me-zarına herhanği bir kitâbe konulması ihmal edilmiş veya kendi arzusu ile ismi belir-tilmemiştir.

Türbenin inşâ edildiği sahanın ucuna yerleştirilen sebilin Mimar Sinan tarafın-dan yapılmış olduğu rivayetleri var ise de kesin bir kayda tesadüf edilmemiştir. (14) Ancak Mimar Sinan'ın vakfiyelerin-de sebilvakfiyelerin-den söz edilmediğini dikkate ala-cak olursak, ölümünden sonra yapıldığı-nı da düşünebiliriz. Eğer sebil buraya da-ha önce yapılmadıysa yerinde bir çeşme-nin var olduğu da akla gelir.

Bununla beraber mimarî yapı olarak sebil çok geç bir tarihe işaret etmemek-tedir. XVI'ncı yüzyıl ikinci yarısına ait bir özellik gösteren sebil sekiz köşeli plâna sahiptir. Üç basamaklı bir kademeden sonra etek kısmında köşeler hariç, hafif-çe geriye hafif-çekilmiş, üzerine de dökme de-mir şebekeli yedi pencere yerleştirilmiş-tir. Üst kısmı geniş bir saçaklıkla nihayet-lenir ve üzeri de kubbe ile örtülüdür.

Mimar Sinan'ın mezarı 1938 yılında İstanbul Vakıflar Başmimarı Vasfi Eğeli tarafından tamir edilmiştir. (15) Mimar Vasfi Eğeli bu küçük ve aynı zamanda an-lamı olan mezar anıtında esaslı bir araş-tırmada bulunmuştur. Ancak yukarıda

be-lirttiklerimizin dışında başka mezarlara da rastlayamamıştır. Bu arada avluyu

çe-viren duvarlar ile şebekeler yenilenmiş, sıbyan mektebinin bulunduğu yerde de tuğla kemerli kalıntılar meydana çıkarıl-mıştır. Bunların sıbyan mektebine ait ol-duğu sanılmaktadır. Mimar Vasfi Eğeli, türbenin onarımını tamamen aslına bağlı

kalarak yapmamış, bir çok yeri gördüğü lüzum üzerine değiştirmiştir. Buna örnek olarak duvar üzerindeki pencere sayısı-nı, türbeye giriş yerinin değiştirilmesini gösterebilirim. Diğer taraftan bazı eski re-simlere dayanarak şebekelerin şekil ola-rak birbirine eş olmadığını, onarımdan son-ra birbirlerine benzetildiklerini söyliyebi-iiriz.

(1) Yeniçeri Ağasının resmi ikâmetgâhı ve kumandanlık makamı olan Ağa Kapısı bugün İstanbul Müftülüğü ile İstanbul Üniversitesi Biyoloji Ens-titüsünün bulunduğu yerde idi. Bkz: R. Ekrem Koçu, Ağa Kapısı mad. «İstanbul Ansiklopedisi » İst. 1958, C.l, s. 245-246

(2) Bkz: R. Melûl Meriç, Mimar Sinan Hayatı, Eseri, Ankara 1965 (3) Evliya Çelebi, Seyâhat Nâme, C. I (4) Hüseyin Ayvansarayı, Hadikat-ül

Ce-vami, İstanbul 1281, s. 199 (5) Hüseyin Ayvansarayı, Hadikat - ül

Cevami (Yazma), Millet Kütüphane-si, Tarih Kısmı, No. 925, yp. 63 (6) Erdem Yücel, Mimar Sinan Mesçidi,

Sanat Tarihi Araştırmaları, İstanbul 1970, C. III, s. 49-58

(7) İ. Hakkı Konyalı, Mimar Koca Sinan, İstanbul 1948, s. 112

(8) Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivin-de 576. 7/1 nolu mücedArşivin-det İstanbul defterinin 1'nci cildi, 20/279 sayfa-sında kayıtlı bulunmaktadır. (9) İ. Hakkı Konyalı, a.g.e.s. 113 (10) İ. Hakkı Konyalı, a.g.e.s. 114 (11) İ. Hakkı Konyalı, a.g.e.s. 120 (12) İ. Hakkı Konyalı, a.g.e.s. 124 (13) Bkz: Erdem Yücel, Ali Talat Bey,

Bizim Anadolu Gazetesi (14 Ağus-tos 1971)

(14) İzzet Kumbaracılar, İstanbul Sebil-leri, İstanbul 1930, s. 63

(15) Erdem Yücel, Eğeli Vasfi mad, «İs-tanbul Ansiklopedisi», İs':;.:.bul 1968, C. IX, s. 4955-4956

Referanslar

Benzer Belgeler

Şimdi, dünyanın en eski kubbe sistemlerinden biri olan Aya- sofya ve Süleymaniye yapı sistemleri ara- sında bir mukayese yapalım: H e r ikisi, plân bakımından merkezî bir

2005 yilrndan itibaren hem kamu kesiminin hem de ozel sektorde galrganlann reel ricrederinin enflasyon de$ederinin altnda seyrettigi anlagilmaktadrr, 2001,- 2010 donemi igerisinde

Irak ’ta "Kasaidi Muhtar-ül Meşher ül - Türk-ül Muasır”, yani Çağdaş Türk Şiirinden Seçmeler kitabını bıraktım.. (Türkmen Türkçesinde ‘bıraktım

E ğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol basın toplantısında şöyle dedi; “Eğitim Sen olarak, sürgün kararının hukuki dayanağı olmadığını, tamamen siyasi nitelikli

YAVUZ Sultan Selim’den sonra tahta oturan Sultan Süley­ man devrinin başlarında, Mimar Ali Usta ölünce, Lütfi Paşa'nuı tavsiyesiyle koca Sinan Sermîmarlığa

Gündoğdu Akkor dergiler hazırlıyor, resim yapıyor durmadan, Bilkent tepeleri gibi yeşeriyor, renkleniyor duvarları, inci Akkor da seramik, resim çalışmalarından sonra

Nasal type extranodal NK/T-cell lymphoma (ENKTCL), previously known as lethal midline granuloma is a rare type of lymphoma that typically causes destruction of the midface.. The

Il m aintiendra l'éducation scientifique moderne dans l'ordre et la discipline d'une sag e liberté que les découvertes tech­ niques et sp atiale s promettent au x