• Sonuç bulunamadı

Nazım'ı Arapçaya kazandıran adam:Irak'ta bir Türkmen aydını:Şair, çevirmen, dilbilimci ve gazeteci Abdüllatif Benderoğlu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nazım'ı Arapçaya kazandıran adam:Irak'ta bir Türkmen aydını:Şair, çevirmen, dilbilimci ve gazeteci Abdüllatif Benderoğlu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AYDIN ENGİN ___________________ Gazeteciyseniz ve kısa ya da uzun, Bağdat’ta çalıştıysanız onu mutlaka görmüş, tanımışsınızdır. Büyük olasılıkla da tanışmışsınızdır. Çünkü gazeteciyseniz ve Bağdat’a gittiyseniz ister istemez Enformasyon Bakanlığı’nın giriş katındaki ‘Basın Merkezi’nde çalışmak zorundasınız. O zaman da, Anadolu Ajansı’na ayrılan derme çatma bölmede oturan, çelebi görünüşlü, yaşını başını almış ve durmaksızın bir faks aygıtı ile boğuşup Ankara’ya haber geçmeye - bazen nafile- çabalayan gazetecinin gözünüzden kaçması olanaksızdır. Adı Abdüllatif’tir. Abdüllatif Benderoğlu. Gazetecilik, Benderoğlu’nun işlerinden biri. Onun, AA bültenlerinde yer alan günlük Irak gazetelerinden özetler notunu okuyanlar Irak yönetiminin o günkü yönelim ve vurgulan üstüne bilgilenirler. Eh, Irak’ta habercilik de zaten hemen hemen bundan ibarettir.

Ama gazetecilik, Benderoğlu’nun işlerinden yalnızca biri. O aynı zamanda ve hatta öncelikle bir şair. Sonra bir dilbilimci. Anadili Türkçe ve anadili gibi bildiği Arapçasıyla bir çevirmenden de öte bir kültür köprüsü. Türkmen Kültür Merkezi Müdürü, Iraklı Türkmenler için yayımlanan Yurt gazetesinin yönetmeni ve yazan. Kerkük yöresinin folklorik ve kültürel geçmişini gün ışığına seren bir araştırmacı.

Aslında Benderoğlu’nun yapıp ettikleri bunlardan ibaret değil. Ama yerimiz de sınırlı, iki noktaya daha işaret edeceğiz ve bu kadarıyla yetineceğiz.

Benderoğlu, Nâzım Hikmet’i Arapçaya çeviren kişi ve Arapçada yayımlanan ilk Türkçe-Arapça sözlüğü hazırlayan üç kişilik ekibin başı.

Türkmen şiiri-Türkmen şairi Abdüllatif Benderoğlu'nun, üst üste konsa boyunu geçecek kadar çok kitabı var. Çoğunluğu şiir. Geleneksel hece vezniyle de, serbest vezinle de yazılmış, çoğu Türkmence, kimileri Arapça, kimileri de Azerbaycan Türkçesiyle yazılmış şiirler. Heceyle yazılmış şiirlerinden birinin seçimini kendine bırakıp küçük teybin mikrofonunu ona tuttuk. ‘Ben Iraklı Türkmenim’ başlıklı uzun şiirinden altı dize okudu:

"... Sorarsan adın nedir/ Gürgür Baba

oğluyum / Tuz dan geçen ak suyun / damarlı dalgasıyım /adım neyse yaz benim / bu adımı saklama / Ben Iraklı Türkmenim ”

Serbest vezindeki şiirlerinin yer aldığı Yürek Çarpıntıları adlı kitabından Gecenin Kanlı Yüzü adlı kısa şiiri de biz seçtik:

"Gecenin kanlı yüzünde / salınır bir paslı kilit / gecenin kanlı yüzünü / açar unutulmuş bir anahtar / titrer eller / gecenin yüreğinde oynarken / ve dokunurken boşluğa..."

Bir ülkede etnik bir azınlık olarak yaşamanın ve sorumluluk üstlenmenin zorluklarını, acılarını ve duyarlıklarını iyi biliyor. Ulusal kimliğini, kültürel benliğini koruma kavgası veren bir azınlığın geçmişini didiklemek

Benderoğlu’nun uğraşlarından biri. Irak Türkmenlerinin özçocuğu olan şairleri sayarken, sesinde belli belirsiz (hatta belli belirli) bir övünç var:

Benderoğlu - İmadettin Nesimi el

Bağdadi 15. yüzyıl divan şairidir. Türkmen çocuğudur. Türkmen dilinde - Arap harfleriyle yazdı. Keza, Bağdat’ta Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan Divan-ı Lügat-ül Türk. Yabancılara

Türkçeyi anlatmak amacıyla yazıldı. 7.500 sözcüğün Arapça karşılıkları vardır. 14. yüzyılda yazıldığı bilinen Dede Korkut masalları da Iraklı Türkmenlerin

diliyle yazıldı. Sonra Fuzuli Bevatlı da üç dilde eser verdi. Bu dillerden biri Türkmence idi.

- Neden Beyatlı dediniz. Bildiğimiz Fuzuli değil mi bu?

Benderoğlu - Tabii, tabii Fuzuli Bağdadi.

Hani "Selam verdim, rüşvet değildir deyu almadılar"...

- Peki Beyatlı dediniz ama... Fuzuli

Beyatlı.

Benderoğlu - Evet, aşireti Beyatlı 'dır.

Bizim Irak toprağında bir Türkmen aşiretidir.

Türk şairleri Arapçada Abdüllatif Benderoğlu salt Türkmen kökenli divan ya da hece şairlerini Arap aydınlarına tanıtmakla yetinmiyor. Çağdaş Türk şiiri de onun ilgi alanlarından biri, imzasını taşıyan kitapları arasında çağdaş Türk şairlerinden bir seçki de var. Bunu ona sorduk:

Benderoğlu - Doğrudur. Çünkü ilk defa

Irak ’ta "Kasaidi Muhtar-ül Meşher ül - Türk-ül Muasır”, yani Çağdaş Türk Şiirinden Seçmeler kitabını bıraktım. (Türkmen Türkçesinde ‘bıraktım ’ sözcüğü

'yayımladım, çıkardım ’ karşılığı kullanılıyor - AE)

- Yani çağdaş Türk şiirinden örnekleri Türkçeye çevirdiniz. Kimler var burada?

Benderoğlu - Yetmiş dört şairden,

aşağı yukarı 335 şiir. Alfabe sırasıyla yerleştirdim. İşte Ataol Behramoğlu, Attilâ İlhan, Edip Cansever, Ahmet Arif, İlhan Berk, İlhan Geçer, Orhan Veli, Özdemir A saf Oktay Rifat, Ümit Yaşar Oğuzcan, Ülkü Tamer, Barış Pirhasan, Behçet Kemal Çağlar, Bekir Sıtkı Erdoğan, Bedri Rahmi, Behçet Necatigil, Süreyya Berfe, Can Yücel, Hüseyin Korkmazgil, Cahit Külebi... Böyle gidiyor işte. Hem biyografileri hem de şiirlerinden seçmeler.

- Şiirleri Benderoğlu mu seçti?

G

azetecilik,

Benderoğlu ’nun işlerinden

biri. Onun, AA

bültenlerinde yeralan

günlük Irak gazetelerinden

özetler notunu okuyanlar

Irak yönetiminin o günkü

yönelim ve vurgulan üstüne

bilgilenirler. Eh, Irak’ta

habercilik de zaten hemen

hemen bundan ibarettir.

Ama gazetecilik,

Benderoğlu 'nun işlerinden

yalnızca biri. O aynı

zamanda ve hatta öncelikle

bir şair. Sonra bir

dilbilimci. Anadili Türkçe ve

anadili gibi bildiği

Arapçasıyla bir

çevirmenden de öte bir

kültür köprüsü. Türkmen

Kültür Merkezi Müdürü,

Iraklı Türkmenler için

yayımlanan Yurt gazetesinin

yönetmeni ve yazarı. Kerkük

yöresinin folklorik ve

kültürel geçmişini gün

ışığına seren bir

araştırmacı.

nasıl aldım, nasıl buldum. Şimdi en fazla Arap ve Azerbaycan kaynaklarına dayandım. Sonra Anadolu Türkçesini biliyorum gördüğünüz gibi. Eh, Bulgarca bilirim ben. Yani dil söz konusu olunca bende biraz aşırılık var. Bunu kabul ediyorum. Dediğim gibi Arapça biliyorum, iyi kötü İngilizcem var, Türkçenin belli başlı diyalektlerini iyi bildiğimi zannediyorum. Üstelik şanssızdım ben. Türkçeyi okumadım ben biliyor musunuz?

- Ne demek bu?

Anadilini okumadan

Benderoğlu - Yani Türkçeyi okulda

okumadım. Anamın, babamın dili olduğu için böyle kendi kendime. Yani

biliyorsunuz, bizde Türkçe okutulan bir okul yok. Ama iyi çalıştım, çok okudum. Biliyor musunuz, Azerbaycan

Üniversitesi ’nde bana Türkçe

konusundaki araştırmalarımdan dolayı doktorluk, yani onursal doktorluk verildi. Bizim dilimiz zengindir. Türkçe zengindir. Ben şunu anlamıyorum, Türkçesi varken niye yabancı sözcükler kullanılır ki? Bakın ben İrak ’ta, Irak Tiirkmeni olarak Arapça, İngilizce, Farsça kullanırsam, 15- 20 yıl sonra Türkmen dili ölecek. Hak mı şimdi bu? Bizim çocuklarımız, bizden sonra gelenler mesela "Şu şecere-i müsmirenin taht-ı zillinde ” diyecekler. Yani "Şu verimli ağacın gölgesinde ” demeyecekler. Bu da çok ayıp değil mi?

Bağdat’ta ambargonun daha da boğucu kıldığı koşullarla, yaşanan şiddetli yoksullukla, Irak’ta gazetecilik yapmanın, dışarıdan kavranması güç riskleriyle, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya Türkmen kültürünün korunmasıyla, çeşitli sağlık sorunlarıyla boğuşan Benderoğlu,

Türkiye dışındaki Türk aydınlarının ilginç bir örneği. Geçim zorlukları olmasaydı ne yapmak isterdi dersiniz? Bunca uğraş arasında onun tek düşü var. Kendi söylesin:

Benderoğlu - Şiir yazmaktan başka hiç

bir iş yapmazdım. Anılacaksam şair Benderoğlu diye anılmak isterdim...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Bunlardan biri Türkçe-Arapça sözlük. Dört ciltlik çok kapsamlı bir çalışma ve galiba bir ilk.

Benderoğlu - Doğrudur. Arap âleminde

ilk Türkçe-Arapça sözlüktür bu. Ben tek başıma değil, iki arkadaşımla, İbrahim Dağkutlu, Muhammed Hurşid Dağkutlu ile birlikte yaptık bu sözlüğü. Öyle sanıyorum ki Türkiye ’de bu yüzyılda böyle bir sözlük çıkmadı. Ama bizim sözlük yayımlandıktan sonra Türkiye ’de birkaç sözlük ortaya çıkıverdi. Bizim

sözlüğümüzden sonra, bizim sözlüğümüzden önce değil...

- Bu imadan ne anlamalıyım?

Benderoğlu - Anlamanız gerekeni

anlamışsınız ki soruyorsunuz... Neyse, bu bizim sözlük bin sayfadan fazladır ve dört cilttir. Yararlı bir eserdir. Benim ayrıca bir de atasözleri üstüne bir araştırmam ,m var biliyor musunuz. ‘Atalar Sözü' diye bir kitap. Yirmi halkın atasözlerini karşılaştırdım bu kitapta...

- Yirmi halkın mı dediniz?

Benderoğlu - Evet, evet. Yirmi halkın

atasözlerini karşılaştırdım bu kitapta.

- Bir örnek versenize...

Benderoğlu - Hay hay, vereyim, Kerkük

Türkçesinden bir atasözü: "Dil kılıçtan keskindi ”. Bu Kerkük ağzı. Anadolu Türkçesinde

"Dil kılıçtan keskindir ”. Fransız ne diyor? "Dil kılıçtan keskindir Endonezya dili ne diyor: “İnsan dilinden keskin, ne bıçak var, ne balta ”. Rus:

“Bıçaktan korkma, dilden kork". Bulgar: "Dilyarası, bıçak yarasından daha acıdır ’’. Arapçada da aynı:

"Dil yarası, bıçak yarasından daha çok acıtır ”. Vietnam atasözü: “Bıçağın bir keskin yüzü var, dilin yüz ”. Gene Irak

Türkmenlerinden bir atalar sözü: “Bıçak yarası sağalır, dil yarası sağalmaz”.

- Peki ama o Rus dilinden,

Vietnam dilinden filan... Yani nasıl oldu bu çalışma ? Benderoğlu - Haaa bunları Benderoğlu - Ben seçtim. Ben kendi

zevkime göre şiirleri seçtim. İki baskı yaptı. İlk defa 1980de Kuveyt’te yayımlandı. 1986 'da da Bağdat ’ta yayımlandı.

- Peki Nâzım Hikmet?..

Benderoğlu - Evet. Ama o ayrı.

Arapçada Nâzım Hikmet hakkında ilk kitabı bırakmak da bana nasip oldu... Kitap demeyelim de kitapçıktı bu. Hayatını anlattım, dörtlüklerini çevirdim. Düşündüm ki Nâzını i Arap âlemine hem iyi, hem doğru tanıtmak lazım. Çünkü Arapçada çıkan Nâzım Hikmet ile ilgili yazılar eksikti, hatalıydı.

Benderoğlu’nun imzasını taşıyan kitaplar neredeyse boyuna yakın dedik. CUMHURİYET

HABERLER

21 OCAK 1999 PERŞEMBE

Irak’ta bir Türkmen aydını: Şair, çevirmen, dilbilimci ve gazeteci Abdüllatif Benderoğlu

Referanslar

Benzer Belgeler

“Irak Türkmenleri Arasında Bazı Hay- vanlar Etrafında Oluşan Halk Edebiyatı Ürünlerinin İncelenmesi” başlıklı ma- kalede, sözlü gelenekte yaşayan hay- vanlarla

İngiliz Dış İlişkiler Bakanlığındaki sorumlular Kemalist-Bolşevik ittifakının kendileri için tehlikeli olduğunu savunarak Irak’ta manda yönetiminin tehlikeye

resiprokal ST-segment çökmesi olan ve sağ ventri- kül tutulumu olan hastalar, yüksek risk grubu hasta- lar olarak kabul ed ilmektedir

İş ortamındaki zararlı maddeler, işgörende, sağlık açısından birtakım problemler yaratır. Özellikle kütüphanelerde bulunan toz, alerjik birtakım sağlık

臺北醫學大學圖書館社區醫師使用辦法 98 年 6 月 18 日圖書委員會議新訂通過 第一條

Altı çizilmesi gereken önemli bir nokta da marşın ilk kez sözsüz olarak bestelendiği, Osman Zeki Üngöri ün daha sonra müziğini İstiklâl Marşı’nın sözlerine

Esneme sırasında ağzımızın genişçe açılmasıyla göz- lerimiz kapanma noktasına gelir ve göz çevresindeki yüz kasları kasılarak gözyaşı bezleri üzerinde

Büyük Ayı takımyıldızının cezveye benzetilen, öteki çizimlerde ayının büyük bir kuyruğu olmasına yol açan yıldızlar bu kez ayının başını