• Sonuç bulunamadı

Y. M'mar ALİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Y. M'mar ALİ"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kaybettiğimiz Değerler:

Y. M'mar ALİ

Dört yaşında bir çocuk, ısrarla ağlıyor, evlerine yakın Ayasofya Camiinin kubbe-sinde dolaşmak için yalvarıyordu. Devamlı ısrarı sonunda müsaade alıp askerlerin refa-katinde korkmadan ve yorulmadan o haş-metli kubbeyi tırmanıp, tecessüsle saçaklar-da dolaştırıldı.

9 - 1 0 yaşları arasında, Edirne'de bu-lunduğu sıralarda sık sık ortadan kaybolur, eski eser harabelerinde dolaşırdı. O yaş-larda hiçbir çocuğun ilgilenemiyeceği bir oyun idi bu. Bir his ve sevgi seli onu daima eski mimarînin ölmez yapılarına sürüklü-yordu. D a h a lise sıralarında ilk eserini ya-ratıyor. Bir lise talebesi mimarlık ve tarih anlayışı ile dolu bir kitap yazıyor: «istan-bul ve Eski Eserleri». Bu kitap Büyük Ata-türk tarafından görülmüş, takdir edilmiş, O'nun iltifatına mazhar olmuştur.

D a h a dört yaşında hayat yolunu içgü-düsü ile tayin eden bu genç, liseyi bitirdik-ten sonra, Güzel Sanatlar Akademisi Yük-sek Mimarî Şubesine girerek, mahrekini buluyor, m i m a r oluyor.

Artık ağaç köklenmiş, sıra dalların in-kişafına gelmiştir. İnandığı ve taptığı yolda onu durduracak bir kuvvet yoktur. H e r anı, her hareketi bütün hayatı yalnız bir mevzu ile doludur. T ü r k âbidelerinin ilmî, mimarî sırları, onların bekası. Ruhu bununla dolu, kalbi onun kuvvetiyle çarpıyor.

Bir müddet sonra Büyük Atatürk'ten ikinci bir mazhariyete nail oluyor. Artık

SAİM ÜLGEN

önünde tükenmez bir u m m a n açılmıştır. Dâhî Mimar Sinan'ın eserlerini teker teker ilim ve sanat dünyasına maletmek, onu ci-hanın gözleri önüne sermek, bu yolda yüz-lerce rölöve hazırlıyaçak, her biri mimarî bir kıymet olan bu yapıları teknik bir çer-çeve içine alarak tescil edecek ve neticede dünya çapında mimarî ve ilmî bir eser olan «Mimar Sinan» kitabı doğacaktır. Fakat böyle muhteşem bir eser, görüş ve tecrübe-ler kıvamını bulmadan kâğıda dökülemiyor, uzun seneler T ü r k eserleriyle yoğrulan bu insan, her geçen gün bir gün evvelki düşün-ce ve görüşlerinin daha olgunlaştığını, daha vuzuh kesbettiğini hissediyor. D a h a uzun seneler sonra onların sırrına ulaşacağına inanıyor ve ilâhî sırra ermeden bu eseri bi-tirmeye gönlü razı olmuyor.

İşte Ali Saim Ülgen'in meslek aşkıyle dolu çocukluk, gençlik ve olgunluk çağının hayat hikâyesi bu.

8 Şubat 1963 günü aramızdan ebe-diyyen ayrılan yüksek m i m a r Ali Saim, ölü-mü ile, T ü r k âbideleri ve sanat dünyamız çok şeyler kaybetti. Onun bıraktığı boşluk hiçbir zaman dolmıyacaktır. Ç ü n k ü o, bu işin âşığı idi. Hayatını, varlığını bu işe seve seve feda etmişti.

Y o r u l m a k bilmez bir çalışma ile T ü r k âbidelerinin etüd ve ihyası yolunda memle-kette ilk ciddî ve prensipli çalışma çığrını açmıştır. İnandığı dâvaya her rastladığı in-sanı inandırmaya çalışmış ve bunda büyük

1914 — 1963

muvaffakiyet kazanmıştır. Verimli çalışma-ları ile imkânsızlıklar içinde, yüzlerce âbi-demizin yüzünü güldürmüştür.

Bütün memleket içinde küllenmiş bu eserleri temizleyip meydana çıkarmak yegâ-ne emeli idi. Bu yolda d u r m a d a n çalışır, plânlar ve programlar hazırlardı. Yemeyi, içmeyi ve ailesini unuttuğu günler olurdu. Anadolunun bir ucundan bir ucuna bu işin aşkıyle bir kuş hafifliğiyle ve zevkle seyir-tirdi. Bazı seneler memleket köşelerinde ge-çirdiği günler rahat aile ocağında gege-çirdiği günlerin dört beş misli olurdu.

Bu yolda memleket hudutlarını aştı, eski eser sevgi ve bilgisi onu, diğer İslâm ülkelerine de sürükledi. Irak, Ü r d ü n , Libya-daki İslâm ve T ü r k eserlerinin ihyasında da emeği geçti.

Merhum, Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık bölümünü ikmal ettikten sonra, aynı Müessesede Mimarlık Tarihi ve Şehircilik Asistanı oldu. Bilâhare âbideler ve şehircilik üzerine açılan Avrupa imtiha-nını kazanarak Millî Eğitim Bakanlığı tara-fından Almanya'ya gönderildi. 1939 yılında İkinci Cihan Harbi başladığı zaman Alman-ya'dan Fransa'ya geçti, orada N ö t r e D a m e Kilisesinin restorasyonunda çalıştı. H a r b Fransa'ya intikal ettiğinden, yurda döndü. 1940 yılında Yedek Subay oldu. Askerliğini yaptığı Maraş'da dahi boş durmıyarak ora-nın kendine has sivil mimarîsi üzerinde etüd-ler yaptı.

(2)

Askerliği müteakip 1943 de yine Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Şube-sinde Sanat tarihi hocalığı yaptı. 1944 de Maarif Vekâletinin isteği üzerine Ankara'da Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğün-de Anıtlar Şubesi Müdürü oldu. Bu mevkie geldikten sonra, âbideler üzerinde ilk tatbikî ve rasyonel çalışma adımını atmış ve bu yol-da çalışma metodunu kendi etrafına topla-dığı meslektaş topluluğuna da aşılamaya başlamıştır. Bu topluluk her türlü fedakâr-lığı göze alarak bu konuda ondan aldığı • şevk ile gittikçe artan bir heves ve tecrübe ile sen günlerine kadar kendisine yardımcı olmuştur.

Müzeler Genel Müdürlüğünde çalışırken daha geniş imkânlara sahİD olan Vakıflar Genel Müdürlüğünün restorasyon işlerine de fahriyen bakmış ve neticede bu müesseseye geçerek kendisini tamamen Vakıflara has-retmiştir.

Vakıflar Genel Müdürlüğünde muhtelif mimarlık görevlerinde bulunduktan sonra Abide ve Yapı İşleri Dairesinin Mütehassıs Müşaviri olmuştur. Bu görevine muvazi olarak, Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakülte-sinde Sanat Tarihi öğretim üyesi olarak ay-nı konuda irfan ocağına hizmette bulun-muştur.

İstanbul, Trakya ve Anadolu'da bilfiil

150 ye yakın eseri onarmış, 300 den fazla eserin onarımında da büyük yardımları ol-muştur.

Bilhassa Süleymaniye Camii onarımı ile çek yakından alâkadar olmuş, meçhul kal-mış bir çok hakikatleri titiz araştırmalar, ilmî görüşleri ve tecrübeleriyle aydınlığa çı-kararak eserin orijinalliğe kavuşmasını, ya-bancıların sonradan yaptıkları ilâvelerinin ayıklanıp atılmasını temin etmiştir. Bu yol-da büyük mücadele ve güçlüklere maruz kal-mış ve bunların hepsine yılmadan karşı koyarak mukavemet etmiştir.

Abidelerimizin ilmî bir heyet muraka-besi ile ihyasını temin eden Gayri-Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunda, bilgili ve faal bir üye olarak büyük bir rol oynamıştır.

Birçok cepheli bu çalışmalar sırasında, Atatürk'ün, kendisine hazırlamasını emret-tiği «Mimar Sinan» kitabını dikkat ve ihti-m a ihti-m ile hazırlaihti-maya ve olgunlaştırihti-maya çalışıyordu.

Bir sohbet esnasında bu kitabı en iyi şekilde altmış yaşlarında tamamlıyabile-ceğini hissettiğini ima etmişti. Elli yaşında vefat ettiğine göre daha on sene hazırlık ve çalışmalarını en mükemmel bir bilgi ve tecrübe süzgecinden geçirmek istiyordu. N e yazık ki, bu mesut netice elde

edileme-den ecel onu aramızdan aldı. Bugüne ka-dar neşredilmiş eserleri İstanbul ve Eski Eserleri. İstanbul'un Eski Eserlerinden Fatih Camii ve Bizans Sarnıcı, Fatih Devrinde İstanbul, Arkeolojik ve Turistik İstanbul Haritası, İznik'de Türk Eserleri. Yeni Ca-mi, Kırşehir'de Türk Eserleri, Anıtların Korunması ve Onarılması, henüz neşredil-memiş hazırlık halindeki eserleri. Mimarlık Tarihi Mimarlık Felsefesi, Türk Mimarisi, Türk Evi, Mimar Sinan, Anıtların Korun-ması ve OnarılKorun-ması'nın ikinci, üçüncü ve dördüncü ciltleridir. Bunlar müsvedde ha-linde kalmıştır.

Merhumun meslekî kıymeti yanında in-sanlık cephesi de çok üstündü. Kibarlığı, nezaketi, terbiyesi, tevazuu ve çelebiliğiyle, tam bir İstanbul efendisi idi. Bilgi ve gay-retlerinden hiç gururlanmaz, onları kimse-den esirgemezdi. Eski eserlerin ihyası uğrun-da herkese yardım eder, her problemi çöz-meye çalışır, herkesin işine seve seve ko-şardı. En büyükten en küçük şahsa kadar hürmet ve sevgisini esirgemezdi. Bu kalen-der ve çelebi insan herkesin kalen-dert ve bilgi ortağı ve herkesin, «Saim Ağabeyi» idi. Allah rahmet eylesin.

Y. Mimar Hasan Rıza Erğezen

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışma Doğu Anadolu Bölgesi nin en büyük ili olan Van bölgesinde yapılan işitme tarama sonuçlarının değerlendirildiği ilk işitme tarama çalışmasıdır. Mevcut

kondurmaz, bu gibilere ihtiyar ha­ linde bile kendi elile hareminden şerbet getirmek zahmetini seve, seve ihtiyar ederdi. Büyük püs­ küllü büyük fesi

Vakta ki Yenicaminin yapılmasına karar veril­ diği sıralar oradan Balata, Hasköye; daha sonra Ortaköye, Kuzguncuğa; en sonra da Kuledibine, Şişhane

Birey tarafından değerli bulunan hedefler yaşam bağlılığında önemli rol oynayan amaçların sağlamlaştırılmasına yardım etmekte ve seçtiği ulaşılabilir

Akademi öğrencileri arasında her yıl kendi adlarına birer konkur düzenleyip, gençlerin çalışmalarını teşvik etmek gibi son derece faydalı bir hizmette bulunan Sayın

Resim, Heykel, Mimarlık ve Dekoratif sanatların ihtiva ettiği çeşitli ihtisas kollarında devam eden bir yıllık çalış- maların meyvelerini sanat sever halkımıza sunuyoruz..

Plastik san'atları kül halinde temsil eden ürbanizm tedri- satının daha verimli olabilmesi için, Akademide, mimarlık, resim, ve heykel bölümlerinin aynı mesele üzerinde

B — Bilcümle binaların esas katlarının plân- ları, esas cepheleri ve maktaları 1:200 mikyasında yapılacak.. C — Mühim binaların ise esas kat plânlarile esas cepheleri