Bekleyifl, geçti¤imiz y›l bu zamanlar bafllad›. Kuzu Dolly’yi klonlayan ekibin bafl› Profesör Ian Wilmut, ünlü popüler bilim dergisi New Scien-tist’te fiubat ay›nda yay›mlanan bir röportajda ni-yetini ilk kez dile getirdi. Bundan iki ay sonra, Nisan ay›nda, bir bas›n toplant›s› düzenleyerek plan›n› resmi olarak aç›klad›: Araflt›rmalar› için insan embriyosu klonlamak istiyordu. Ancak ifle hemen giriflemezdi. Önce, embriyo klonlamas›n› yasallaflt›ran bir ruhsat edinmesi gerekiyordu. Bunun için baflvurusunu yapm›flt›. ‹zin ç›kar ç›k-maz araflt›rmay› bafllatacakt›. Yaln›zca Wilmut de-¤ildi bekleyiflte olan. ‹ngiltere’nin kuzeyinden, New Castle’dan bir ekip de baflvurular›n›n sonu-cunu bekliyorlard›. E¤er izin ç›karsa, onlar da araflt›rmalar› için insan embriyosu klonlayacak-lard›. Geçti¤imiz y›l›n A¤ustos ay›nda New-castle’daki ekip gerekli izni kopard›. Wil-mut’un bafl›n› çekti¤i Edinburgh’daki ekipse ruhsatlar›na geçen ay, fiubat ay›nda kavufltular.
Günümüzde insan embriyosu klonla-mak, her araflt›rmac›n›n elini kolunu sal-layarak giriflebilece¤i bir fley de¤il. En az›n-dan ‹ngiltere’de. Teknik olarak kolay olmasa da olanaks›z de¤il: Bir bayan›n ba¤›fllad›¤› bir yumurtay› al›yorsunuz, çekirde¤indeki DNA’y›, baflka bir hücreden ayr›flt›rd›¤›n›z DNA ile de¤ifltokufl ediyorsunuz. Araflt›rmac›lar›n çal›flmalar›na bafllamalar› için önlerindeki tek engel, insan embriyolar›yla çal›fl-mak istemeleri. Araflt›rma amaçl› da olsa, insan embriyosu klonlamak ya-sal düzenlemelere tabi. Özel bir ruh-sat alman›z gerekiyor bunun için. Bu ruhsat arac›l›¤›yla, klonlad›¤›n›z embriyo-yu bir insan rahmine yerlefltirmeyece¤iniz ga-ranti alt›na al›n›yor.
Her fley 1997 y›l›nda bafllad›. Edinburgh’da-ki Roslin Enstitüsü’nden, Wilmut’un bafl›n› çek-ti¤i ekip ilk klonlanm›fl kuzu olan Dolly’nin dün-yaya geldi¤ini duyurdu. Önce bir koyunun yu-murtal›klar›ndan elde ettikleri yumurtan›n çekirde¤ini boflaltm›fllard›. Daha sonra bu yu-murtan›n bofl çekirde¤ine bir baflka koyunun me-me dokusundan elde ettikleri DNA’y› aktarm›fllar-d›. Bu yumurtadan dünyaya gelen kuzuya Dolly ad› verilmiflti. Dolly’nin genetik yap›s›, meme do-kusunu ba¤›fllayan koyununkinin t›pk›s›yd›. Gaze-teler, televizyonlar Dolly’nin boy boy görüntüleri-ne yer verdi. Buna bilimkurgu filmlerinden yak›n-dan tan›d›¤›m›z senaryolar da efllik ediyordu.
Sözgelimi bir gün klon çiftlikleri kurulabile-cekti. Her birimizin bir klonu yap›lacak, böylece herhangi bir organa gereksinim duydu¤umuzda klonumuz bu organ› bize sa¤layabilecekti. Bu or-gan genetik olarak bizimkiyle t›pat›p oldu¤undan organ reddi de söz konusu olmayacakt›. Bu tür senaryolar etik bak›mdan pek çok kifliyi rahats›z etti. ‹nsanl›¤›n genetik gelece¤ine bu tür bir mü-dahale olas›l›¤›, dahas› bu mümü-dahalenin gelecek
sonraki çaba, klonlanm›fl insan embriyolar›ndan kök hücreler elde etmeye yöneldi. Bunu ilk ger-çeklefltiren ise, Koreli araflt›rmac›lar oldu. Geçti-¤imiz y›l›n fiubat ay›nda 30 klonlanm›fl embriyo elde ettiklerini, bunlar›n 20’sinden kök hücre ay›rflt›rd›klar›n› ve toplam 20 kök hücre ‘koloni-si’ üretmeyi baflard›klar›n› duyurdular.
Kök hücrelerden gittikçe daha s›k bahsedilir oldu. Bu hücreler vücuttaki herhangi bir hücreye dönüflebilme özelli¤ine sahip. Bu özelli¤i yüzün-den de Alzheimer’dan, Parkinson’a ve fleker has-tal›¤›na kadar çok çeflitli hastal›klar›n tedavisinde 盤›r açabilece¤i düflünülüyor. Sözgelimi New Castle’daki ekip, tüp bebek yöntemi olarak bili-nen “in vitro fertilizayon” s›ras›nda arta kalan yumurtalar› alacak, bunlar›, sözgelimi bir fleker hastas›n›n deri dokusundan elde etti¤i DNA’y› kullanarak klonlayacak. Daha son-ra yumurta hücreleri ço¤alacak ve ason-rafl- arafl-t›rmac›lar bu hücrelerden kök hücrele-rini ayr›flt›racaklar. fieker hastas›n›n genetik özelliklerini tafl›yan bu kök hücreler, insülin üreten dokuya dönüfltürüldükten sonra hastaya nakledilecek. Böylece doku reddi olas›l›¤› ortadan kalkacak. Nakil sonras›nda hasta kendi insülinini kendi üretebilecek.
Wilmut’un ekibinin yaklafl›m› bun-dan biraz farkl›. Öncelikli amaçlar›, hastal›¤› tedavi etmek yerine, has-tal›¤›n nas›l geliflti¤ini anlayabil-mek. Anlamaya çal›flt›klar› hasta-l›k, “motor sinir hastal›¤›” olarak biliniyor. Bu hastal›kta, omurilik-ten kaslara uzanan sinirler ifllev göremedi¤inden, hasta bir süre son-ra her türlü istemli hareketini yitiri-yor. Londra’dan bir ekibin de katk›-s›yla, Wilmut’un liderli¤ini yapt›¤› araflt›rmac›lar, hastalardan elde ettikleri DNA ile yumurta-lar› klonlayacak, bu klon-lardan elde ettikleri kök hüc-relerle hastal›¤›n nas›l geliflti¤i hak-k›nda bilgi sa¤layacak.
Ian Wilmut, laboratuvar›n›n önünde karfl› gruplar›n protestolar›n› elbette görmek istemi-yor. Kayg›s›n›, yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda ele veriyor: “Klonlanm›fl embriyolar, 14 günden da-ha fazla yaflamayacak. Yasad›fl› olan klonlanm›fl bebeklerin do¤mas›na neden olmak gibi bir niye-timiz kesinlikle yok. 14. günde embriyolar yakla-fl›k 300 hücreden olufluyorlar; onlar› mikroskop olmadan, ç›plak gözle görmek mümkün de¤il.” Her ne kadar çabalasa da ‹ngiltere’de pek çok grup insan embriyolar›n›n, araflt›rma amaçl› da olsa kullan›l›p yok edilmesine karfl›. Gerek Edin-burg’daki gerekse New Castle’daki laboratuvarla-r›n protestoculalaboratuvarla-r›n ilgisini ne ölçüde çekece¤ini önümüzdeki aylar gösterecek.
nesillere ne tür bir etkisinin olaca¤›n›n bilinme-mesi, pek çok ülkeyi yasal düzenlemelere gitme-ye zorlad›. Geçti¤imiz y›l ABD ve Costa Rica ön-derli¤inde, 60 di¤er ülkenin de destekledi¤i bir yasaklama kampanyas› bafllad›. Bu ülkeler Birlefl-mifl Milletler arac›l›¤›yla her türlü klonlaman›n yasaklanmas›n› istiyorlard›. Ancak bafl›n› Belçi-ka’n›n çekti¤i bir baflka grupsa üreme amaçl› klonlaman›n yasaklanmas›na ‘Evet”, ama tedavi amaçl› klonlama yöntemlerine yasak getirilmesi-ne ‘Hay›r’ dediklerini aç›klad›. Her iki görüfl de gerekli deste¤i göremeyince giriflim sonuçsuz kald›. Bunun yerine ülkeler kendi yasal düzenle-melerini getirmeye yöneldiler. ‹ngiltere de bu ül-kelerden biri.
2000 y›l›n›n Aral›k ay›nda ‹ngiliz parlamento-su, klonlanm›fl embriyolardan elde edilen kök hücrelerin tedavi amaçl› üretimine izin veren ya-sa de¤iflikli¤ini onaylad›. Karfl› gruplar karar› ge-ri çevirmek için mahkeme kap›lar›na dayand›ysa da, sonuçta 2002 y›l›n›n Mart ay›nda kök hücre elde etmek amac›yla embriyo klonlamak yasallafl-t›r›ld›. Elbette araflt›rma bir ruhsat arac›l›¤›yla kontrol alt›nda tutulacakt›.
Koyun embriyosu klonlamak insan embriyosu klonlamaya benzemiyordu. ‹nsan embriyosu klon-layabilmek, Dolly’nin klonland›¤› 1997 y›l›ndan itibaren dünyan›n her bir bir yan›ndan araflt›rma-c›n›n dört y›l›n› ald›. 2001 y›l›n›n kas›m ay›nda Advanced Cell Technologies adl› ABD flirketi, in-san embriyosu klonlad›klar›n› duyurdu. Bundan
97
Mart 2005 B‹L‹MveTEKN‹K