• Sonuç bulunamadı

Bu arazinin Hazine arazisine çevrilerek taş ocağı olarak kiralanmasına karşıyız

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bu arazinin Hazine arazisine çevrilerek taş ocağı olarak kiralanmasına karşıyız"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Gümüşhane'nn Şiran İlçesi'ne bağlı Araköy Köyü yakınlarında faaliyet gösteren taşocağının çevreye ve tarihi eserlere zarar verdiğini ileri süren köylüler, pankartlı eylem yaptı.

Taşocağının faaliyetinin durdurulması için Trabzon Bölge İdare Mahkemesi’ne açtıkları davayla ilgili bilirkişi

incelemesi sırasında eylem yapan köylüler, “Taşocağının maddi bir getirisi yok ama bu bölgede turizme yönelik birçok tarihi eser mevcut” dedi.

Araköy Köyü’ne 2 kilometre uzaklıktaki Marafırın mevkiinde, 1.5 yıl önce işletilmeye başlanan taş ocağı, köylülerin tepkisini çekti. Taşocağındaki çalışmaların mera alanlarına ve bölgedeki tarihi kaya mezarlarına zarar verdiğini ileri süren Araköy sakinleri, yaklaşık 1 yıl önce önce taş ocağının faaliyetlerinin durdurulması istemiyle Trabzon Bölge İdare Mahkemesi’ne dava açtı.

Mahkemenin atadığı bilirkişi heyeti, dün taş ocağı ve çevresinde inceleme yaptı. Bilirkişi heyetinin alana gelişi sırasında Araköylüler, üzerinde ‘Köyümü seviyorum, satılık değildir’, ‘Birlik içinde hakkımızı arayacağız’ yazılı pankartlar açtı ve çalışmaları takip etti. Köylülere İstanbul’dan otobüslerle gelen yakınları da destek verdi.

Yağmura rağmen heyet çalışmalarını bitirene kadar bölgede kalan köylüler, mera alanlarında ve tarihi kaya

mezarlarına yakın bölgede yapılan çalışmaların bir an önce durdurulmasını istedi. Araköy Kalkındırma ve Dayanışma Derneği Başkanı Erol Yılmaz, köyün içme suyunun, merasının ve tarihi dokunun olduğu bölgede taş ocağı

işletilmesine tepki gösterdiklerini belirterek, şunları söyledi:

“Taş ocağının olduğu bölge bizim tek mera alanımızdır. Bu arazinin Hazine arazisine çevrilerek taş ocağı olarak kiralanmasına karşıyız. İnsanlarımız taş ocağı nedeniyle çok gerildi. İstanbul’dan dört otobüs kiralayarak keşif için geldik. Bu bölgede tarihi kaya mezarlarımız var. Bu ocak çalışmaya devam ederse mezarlar da tahrip olacak. Taş ocağının işletilmesi köyümüzün bir anlamda sonu olur. Hukuk mücadelemizi sürdürüyoruz. Yetkililerin de bu konuda daha duyarlı olmasını istiyoruz. Taş ocağı tam olarak çalıştığı zaman su kaynaklarımızın, meramızın ve hepsinden önemlisi tarihin yok olacağı endişesini taşıyoruz.”

Jandarmanın geniş güvenlik önlemleri aldığı keşfi olay çıkarmadan izleyen köylüler adına bilirkişi heyetiyle konuşan Avukat İsmail Taştan, taş ocağının çok fazla maddi getirisi olmadığını belirterek, “Davaya konu olan bu bölgede turizme yönelik birçok tarihi eser mevcut. Köylüler de burada demokratik tepkisini gösteriyor” dedi.

BÖLGEDE 12 KAYA MEZARI VAR

Doç.Dr. Süleyman Çiğdem’in Gümüşhane ve çevresinin Arkeolojik İncelemeleri isimli eserinde, milattan önce 4'üncü yüzyılda Roma döneminden kalma olduğu belirtilen 12 kaya mezarı hakkında, “Bölgede bulunan kaya mezarlıkları, kare planlı ve tek odalı, 3 sekili, klineli (ölü çukuru), girişleri anıtsal, işlendikleri yüzeyle doğru orantılı olarak silme veya silmesiz olup genelde iyi işçiliklidir. Diğer kaya mezarlıklarından farklı olarak etrafındaki kalıntılarla bir kompleksi andırmaktadır. Çevresinde bulunan sunu çukurları ve nişlerle bölgedeki ölü kültü gelenekleriyle ilgili

önemli ipuçları

vermektedir” bilgisi yer alıyor.

09.05.2009 hürriyet

Referanslar

Benzer Belgeler

«Hayatımızda bütün faaliyetimiz, memleket işle­ rinde keyfî, müstebitçe hareket edenlere karşı mü­ cadele ile geçmiştir» diyen Atatürk, en kutsal

Hayat hikâyesini 1970'de yayımladığı "Yakın Tarihte Gördüklerim, Geçir­ diklerim" isimli dört ciltlik

Vaktile, benim de kalem yar­ dımımla milliyetçi “Turan,, gazete­ sini çıkarmış olan Zekeriya Beyin Türk ordusunu, Türk milliyetper­ verlerini ve Türk

Üzerinde her şeyden ziyade durmak istediğim nokta, Nasuhi Baydar’ın bu tercümesinde her satır ve parçanın aynen ve tamamen lisanımıza nakledilmemiş

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil

Nâzım 10 Eylül 1959'da Rusça kaleme aldığı vasiyetnamesinde, en değerli mirası olan eserlerinin telif hakkının üçte ikisini karım Münevver ve oğlum Mehmet'e diyerek

parmak proksimal falanks tabanının radyal yüzünde uzama ile sınırlı bulgular gözlenirken, genin tamamı etkilendiğinde; elde orta falankslarda kısalık, 2.. parmak

B ir yandan 'gazeteci­ lik hayatına devam ederken yabancı liselerde 32 yıl ede­ biyat öğretmenliği yapmış, di lim ize de Fransızca’dan bir çok eser