• Sonuç bulunamadı

IĞDIR ÜNİVERSİTESİ KUR AN-I KERİM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "IĞDIR ÜNİVERSİTESİ KUR AN-I KERİM"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

IĞDIR ÜNİVERSİTESİ

KUR’AN-I KERİM I

1. Hafta

Dr. Öğretim Üyesi Mahmut SÖNMEZ

1. Ünite

(2)

Tecvid ve Harfler

İÇİNDEKİLER

1.1. Tecvidin Tanımı Konusu Gayesi Hükmü ve Kaynakları 1.1.1. Tecvidin Tanımı

1.1.2. Tecvidin Konusu 1.1.3. Tecvidin Gayesi 1.1.4. Tecvidin Hükmü HEDEFLER

Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

 Tecvid kavramını tanımlayabilecek,

 Harfleri vokallerle doğru telaffuz ederek bunu gösterebilecek,

 Tecvidin tanımını Arapça ve Türkçe olarak yapabilecek,

 Tecvidin konusunu, gayesini ve hükmünü açıklayabilecek,

 Benzer yapıdaki harfleri ayırıp seçebilecek,

Harfler ve harekelerle ilgili yeterli bilgi sağlayabileceksiniz.

ÖNERİLER

Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;

 Ders videosundaki tecvid bölümünü izleyiniz.

 Ders videosundaki harflerin seslendiriliş bölümünü dikkatlice dinleyiniz ve yüksek sesle tekrar ediniz.

1.1. TECVİD

Tecvid, Kur’an’ın okuyuş biçimlerini sistematik hale getiren ve Arapçanın fonetik kurallarına uygun okunmasını temin eden bir disiplin / bir bilim dalıdır. Tecvid, Kur’an tilavetinin olmazsa olmaz şartlarındandır.

(3)

Tecvid kelimesi doğrudan Kur’an-ı Kerim ve sünnette kullanılan bir kavram olmamakla birlikte bu kelime yerine tertil kavramı kullanılmaktadır:

“Kur’an’ı tertil ile oku.” (Müzzemmil, 73/4)

“Onu tertil ile okuduk.” (Furkan, 25/32)

Tertil kavramı, Kur’an fonetiği için söz konusu olduğunda, Hz. Peygamber’in telaffuzu ve öğretisi ile ortaya çıkan okuyuşun adı olmakta ve “tecvid” kavramının eş anlamlısı olarak dikkat çekmektedir.

Yukarıdaki her iki ayeti kerimede Kur’an’ın tecvidle okunması gerektiğine vurgu yapılmaktadır. Nitekim gerek Hz. Peygamberin gerek sahabenin uygulamaları da Kur’an’ı tecvid ile okumak şeklinde olmuştur1

Tecvid kelimesi ilk defa Hz. Ali tarafından kullanılmıştır.

Tecvidin Tanımı

Tecvid, ةدوجلا ا :el-cevdetü” kökünden türemiş olup, tef’il vezninde ve “bir şeyi güzel yapmak” ve “süslemek anlamındadır”.2

Bu kelime, Kur’ân’ı âdâb ve erkânına uygun okumayı öğreten ilmin adı olmuştur.3 Bu ilim, ıstılahta birçok şekilde tanımlanmıştır.4 Birbirine çok benzeyen bu tanımlardan biri şu şekildedir:

اهقحتسمو تافصلا نم اهقح فورح ءاطعا ىه:ديوجتلا

Tecvid; sıfatları yönünden harflerin hakkını ve müstehakkını vermektir. Tanımda geçen

“hakkını” kelimesinden maksat harfleri cehr, hems, şiddet, rihvet gibi sıfatı lâzımelerine uygun okumak, “müstehak” kelimesinden maksat ise harfleri lîn, kalkale vb. sıfatı ârızı sıfatlarına uygun, güzel bir şekilde ne eksik ne fazla okumak demektir.5 Kur'ân kıraatinin ana dinamiğini oluşturan harflere ve harflerin doğru telaffuzuna vurgu yapılan bu tanımda, harflerin incelik, kalınlık, ses ve nefes akışı gibi tüm yapısal özellikleri üzerinde odaklanılmıştır.

1.1.2.Tecvidin Konusu

1 Tirmizi, Fedâilü’l-Kur’an, 23; Ebû Dâvûd, Vitr, 20.

2 Mütercim Asım, Ebu’l-Kemâl Ahmed, Kâmus Tercümesi Okyânus, İstanbul: Cemâl Efendi Matbaası, 1305/1887, I, 1110.

3 Sağman, Ali Rıza, İlaveli Yeni Sağman Tecvidi, İstanbul: Bahar Yayınları, 5. Baskı, 1958, s. 5.

4 Karaçam, İsmail, Kur’ân-ı Kerim’in Faziletleri ve Okunma Kaideleri, İstanbul: Marmara Üniversitesi Vakfı Yayınları, ts. s. 173-175.

5Aliyyü'l Kârî, el-Minehu'l-Fikriyye Şerhu’l-Mukaddimeti’l-Cezeriyye, Mısır: Şirketü ve Matbaatü Mustafa el- Babî el-Halebî ve Evladühü, 1327/1948, s. 21; Muhammed Mekkî, Nasr, Nihâyetü’l-Kavli’l-Müfîd fî İlmi’t- Tecvîd, Thk. Ali Muhammed ed- Dabbâğ, Mısır: Matbaatü Mustafa el-Bâbî el-Halebî ve Evlâdühü, 1349/1970, s. 11.

(4)

Tecvidin konusu, Kur’ân harfleridir. Bu ilim, Kur’ân harflerini zat ve sıfatlarına uygun, ihfâ, izhâr, iklâb ve idğâmlara riayet ederek okumanın yanında; kelimeleri medlûl ve mânâlarına yaraşır bir tarzda, kelimelerin müstakil hüviyetlerini belirterek, cümle ve âyetleri mefhumlarına uygun olarak okumayı da kendine konu edinir.6

1.1.3.Tecvidin Gayesi

Tecvidin gayesi, Kur’ân kelimelerini Hz. Peygamber’den (s.a.s) alındığı şekliyle muhafaza etmek ve Kur’ân tilâvetinde hata yapılmasını önlemektir.7

1.1.4. Tecvidin Hükmü

Tecvidin teorisi ve uygulaması farklı şekilde değerlendirilmektedir. Tecvid, ilim olarak farz-ı kifâye, uygulama olarak Kur’ân okuyan kişilere farz-ı ayındır. Yan;i harflerin mahrec ve sıfatlarının ve tecvidin sair hükümlerinin, Müslümanların bazıları tarafından bilinmesi, diğerlerinden bu sorumluluğu kaldırır. Fakat mükellef olan her Müslümanın Kur’ân-ı Kerim’i veya en azından namaz sûrelerini tecvid kurallarına göre okuması farzdır.8

1.1.5. Tecvid İlmiyle İlgili Yazılan İlk Eserler

Başlangıçta şifahi ve tatbiki olarak uygulanan ve nakledilen tecvid, zaman içerisinde önce kıraat kitapları içerisinde yer almış ve dördüncü asırdan itibaren de müstakil eserler halinde varlığını sürdürmüştür.9 Tecvidin tedvini ile ilgili olarak unutulmaması gereken yegane bilgi, tecvid ilminin sonradan konulan kurallarla değil, Hz. Peygamberden nakledilen uygulamalardan kurallar çıkarmak suretiyle elde edilen bilgilerin sistematik halde bir araya getirilmesidir.

Tecvid ilmine dair ilk müstakil eser, Musa b. Ubeydullah el-Hâkânî’ye (ö.325/937) ait

“el-Kasidetü’r-Râiyye” (Kasidetü’l-Hâkâniyye) isimli manzum eserdir.

Tecvid alanında yer alan ilk kaynaklar arasında şu eserler de zikredilebilir: Mekkî b. Ebî Talib: er-Riâye li Tecvidi’l-Kırae.

Ebû Amr ed-Dânî: et-Tahdîd fi’l-İtkâni ve’t-Tecvid.

6 Sağman, Tecvid, s. 5.

7Muhammed Mekkî, Nihaye, s. 13; Ebû Rîme, Muhammed el-Mahmûd, Hidâyetü’l-Müstefîd fİlmi’t-Tecvîd, Beyrut: Müessesetü’l-Kütübi’s-Sekâfiyye, 3. Baskı, 1409/1989, s. 9.

8Muhammed Mekkî, Nihaye, s. 7; Ebû Rîme, Hidâyetü’l-Müstefîd, s. 9; Mollazade, M. Tevfik, Mollazade Kur’ân-ı Kerim Tecvidi, İstanbul: Aksiseda Matbaası, 1970, s. 5; el-Kabbânî, Muhammed Arabî, Kifâyetü'l-Müstefîd fî İlmi'l-Kırââti ve’t- Tecvîd, Beyrut: Dâru’l-Hayr, 1. Baskı, 1991, s. 14; Ğavsânî, Yahya Abdürrezzak, İlmü’t-Tecvid, Dımeşk: 1. Baskı, 1417/1996, s. 11.

9Çetin, Kur’an Okuma Esasları, 83-84.

(5)

Ebu’l-Alâ el-Hemdânî: et-Temhîd fî Marifeti’t-Tecvîd.

İbrahim b. Ömer el-Ca’berî: Ukûdu’l-Cüman fî Tecvîdi’l-Kur’ân.

İbnü’l-Cezerî: et-Temhîh fî İlmi’t-Tecvîd.10

ÖZET

Tecvid, Kur’an tilavetinin olmazsa olmaz şartlarındandır. Kur’an’ın okuyuş biçimlerini sistematik hale getiren ve Arapçanın fonetik kurallarına uygun okunmasını temin eden bir disiplindir.

Tertil kavramı, Kur’an fonetiği için söz konusu olduğunda, Hz. Peygamber’in telaffuzu ve öğretisi ile ortaya çıkan okuyuşun adı olmakta ve “tecvid” kavramının eş anlamlısı olarak dikkat çekmektedir.

Tecvidin ilminin konusu, Kur’ân harfleridir. Bu ilim, Kur’ân harflerini zat ve sıfatlarına uygun, ihfâ, izhâr, iklâb ve idğâm gibi kurallara riayet ederek okumanın yanında; kelimeleri medlûl ve mânâlarına yaraşır bir tarzda, kelimelerin müstakil hüviyetlerini belirterek, cümle ve âyetleri mefhumlarına uygun olarak okumayı da kendine konu edinir.

Tecvidin gayesi, Kur’ân kelimelerini Hz. Peygamber’den (s.a.s) alındığı şekliyle muhafaza etmek ve Kur’ân tilâvetinde hata yapılmasını önlemektir.

Tecvid, ilim olarak farz-ı kifâye, uygulama olarak Kur’ân okuyan kişilere farz- ı ayındır. Yani harflerin mahrec ve sıfatlarının ve tecvidin sair hükümlerinin, Müslümanların bazıları tarafından bilinmesi, diğerlerinden bu sorumluluğu kaldırır.

Fakat mükellef olan her Müslümanın Kur’ân-ı Kerim’i veya en azından namaz sûrelerini tecvid kurallarına göre okuması farzdır.

10 Çetin, Kur’an Okuma Esasları, 84.

(6)

Kur’ân harfleri “elifbâ” ismi verilen Arap alfabesinde yer alan yirmi sekiz harften oluşmaktadır. Bu harflerin özenle telaffuz edilmesi kıraatin ana dinamiğini oluşturur. Kıraatte Arap dili fonetiğine uygun telaffuz, hiç şüphe yok ki teorik bilgi yanında bir "fem-i muhsin" öğretimi ve gözetimini zorunlu kılar.

1.3.DEĞERLENDİRME SORULARI

S.1-Tecvid kavramı ilk defa kim tarafından kullanılmıştır?

a-Hz. Peygamber b-Hz. Ebû Bekir c-Hz. Ömer d-Hz. Osman e-Hz. Ali

S.2- Arap alfabesi, birbirine benzeyen harflerin art arda sıralandığı bugünkü düzenine kim ya da kimler tarafından getirilmiştir?

a-Nasr b. Asım ve Yahya b. Yamer

b-Halil b. Ahmed ve Ebu’l–Esved ed-Düeli c-Hz. Ali

d-Hz. Osman e-Mervan b. Hakem

S.3-Arap alfabesinde kaç tane peltek harf vardır?

a- 4 b- 3 c- 5 d- 2 e- 1 S.4- Tecvid ilminin hükmü nedir?

a- Farz b- Vacip c- Sünnet d- Farz-ı Ayn e- Farz-ı Kifaye S.5. Tecvidin konusu nedir?

a- Harfler b- Sesler c- Sıfatlar d- Mahrecler e- Medler

CEVAPLAR;

1-E, 2-A, 3-B, 4-E, 5-A

(7)

1.4. KAYNAKLAR

Aliyyü’l Kârî (ö. 1014/1606), el-Minehu’l-Fikriyye Şerhu’l-Mukaddimeti’l-Cezeriyye, Mısır: Şirketü ve Matbaatü Mustafa el-Babî el-Halebî ve Evlâdihi, 1327/1948.

Çetin, Abdurrahman, Kur’ân Okuma Esasları, İstanbul: Sahaflar Kitap Sarayı, ts, 83-84.

Dimyâtî, Ahmed b. Muhammed el-Bennâ (ö. 1117/1705), İthâfü Füdalâi’l-Beşer bi’l-Kırââti’l-Erbeate Aşer, Thk.

Şaban Muhammed İsmail, Beyrut: Âlemü’l-Kütüb, 1. Baskı, 1407/1987.

Ebû Rîme, Muhammed el-Mahmûd, Hidâyetü’l-Müstefîd fî İlmi’t-Tecvîd, Beyrut: Müessesetü’l- Kütübi’s- Sekâfiyye, 3. Baskı, 1409/1989.

İbn Cezerî, Ebu’l-Hayr Muhammed b. Muhammed (ö. 833/1429), en-Neşr fi’l-Kırââti’l-Aşr, Thk. Ali Muhammed ed-Debbâğ, Mısır: Matbaatü Mustafa Muhammed, ts.

el-Kabbânî, Muhammed Arabî, Kifâyetü’l-Müstefîd fî İlmi’l-Kırââti ve’t-Tecvîd, Dâru’l-Hayr, 1. Baskı, Beyrut- 1991.

Karaçam, İsmail, Kur’ân-ı Kerim’in Faziletleri ve Okunma Kaideleri, İstanbul: Marmara Üniversitesi Vakfı Yayınları, ts.

Muhammed Mekkî, Nasr, Nihâyetü’l-Kavli’l-Müfîd fî İlmi’t-Tecvîd, Thk. Ali Muhammed ed-Dabbâğ, Mısır:

Matbaatü Mustafa el-Bâbî el-Halebî ve Evlâdihi, 1349/1970.

Mollazade, M. Tevfik, Mollazade Kur’ân-ı Kerim Tecvidi, İstanbul: Aksiseda Matbaası, 1970.

Sağman, Ali Rıza, İlaveli Yeni Sağman Tecvidi, İstanbul: Bahar Yayınları, 5. Baskı, 1958.

.

(8)
(9)

(10)

Referanslar

Benzer Belgeler

Yukarıda zikrettiğimiz anlamlar çerçevesinde Lafza-i Celâl; ‘teabbüd etmek, kulluk etmek, insanın kainatın herc-ü merçliği içinde sığınacağı ve sükûnete ulaşacağı

Mensuplarının gerçek mutluluğu sadece ‗Gökler Ġklimi‘nde bulup, orada yaĢayacağını ifade eden Ġncil‘in bütün satırlarına uhrevîlik ve ruhanîlik sinmiĢ

Toplumun güven ve huzurunu korumak için mü’minler gıyablarında dahi olsa birbirlerinin hak ve hukûkuna riâyet etmeli ve birbirleri hakkında hüsn-ü zann 378

Âdem (s) de bir insan olarak hata etmiş, fakat daha sonra bu hatasından dolayı pişman olmuş, bunun üzerine Yüce Allah’tan bağışlanma dileğinde bulunmuş ve Allah da

Her kabileye mensup şair kendi övünç yönlerini ve atalarının kahramanlıkla- rını sayardı. Şiir ve şairler her kabilenin kurtuluş belgesi, meşru sermayesiydi. Her dilde

Ayette Hz. Mûsâ’ya dokuz tane mucize verildiğinden bahsedildiği halde bu mucizeler hakkında herhangi bir bilgi verilmemektedir. Çünkü Kur’ân’ın daha önce farklı

Bu kelime Allahın görevlendirdiği bir peygamberin adı olması nedeniyle alem, İbrâniceden (bir görüşe göre Süryâniceden) Arapçaya geçen bir isim olması hasebiyle

278 Dolayısıyla tefsiri yapılan ayette belirsiz durumda olan yani kendisinden neyin kast edildiği anlaşılamayan konu, Şâri tarafından Kur’an’ın başka