BiLiMveTEKNiK
Aralık 2008 41 Dünya’nın geleceği çok parlak
gö-rünüyor, belki de haddinden fazla parlak. Güneş yavaş yavaş genişliyor ve parlaklaşıyor. Önümüzdeki birkaç milyar yıl içinde Güneş Dünya’yı ka-vurarak sıcak, kahverengi ve yaşan-maz bir yer haline getirecek. Günü-müzden yaklaşık 7,6 milyar yıl sonra Güneş bir kırmızı dev olarak en bü-yük durumuna ulaşacak: Yüzeyi Dün-ya’nın şimdiki yörüngesinden bile %20 daha büyük olacak ve bugün-künden 3000 kez daha parlak olacak. Son aşamada da Güneş içine çökerek bir beyaz cüceye dönüşecek.
Bilim insanlarının hepsi Güneş’in geleceğine ilişkin aynı düşüncede ol-salar da Dünya’ya ne olacağı konu-sunda görüşleri farklı. 1924’te Britan-yalı matematikçi James Jeans’in Gü-neş’in kırmızı dev evresinde Dün-ya’nın kaderine ilişkin ilk olarak yo-rumu yapmasından bu yana çok sayı-da bilim insanı değişik sonuçlara ulaş-tı. Kimi senaryolara göre gezegenimiz buharlaşmaktan kurtulurken yapılan son analizlere göre bundan kaçış yok.
Bu sorunun yanıtı o kadar da ba-sit değil; çünkü Güneş Dünya’nın yö-rüngesini de geçecek kadar büyüme-sine rağmen (1 astronomik birim = 1 AB) bu süreçte kütlesi azalacak. So-nuç olarak, zaman içinde çekim kuv-veti azalacağından Dünya Güneş’ten bir miktar uzağa kayacak. Güneş en büyük yarıçapı olan 1,2 AB’ye ulaştı-ğında kütlesinin yaklaşık üçte birini kaybetmiş olacak. Böylece belki de Dünya Güneş’in kuşatmasından ka-çabilecek.
Bunun yanında bazı başka etken-ler durumu biraz daha karmaşıklaştı-rıyor. Güneş’in en dışındaki ince
kat-manlarından kaynaklanan, gezegeni etkileyen çekim kuvveti Dünya’yı içe-riye doğru sürükleyecektir. Güneş’in genişlemesiyle azalan çekim kuvve-tinden benzer şekillerde etkilenecek olan öteki gezegenlerin Dünya’ya uy-gulayacakları daha küçük çekim kuv-vetlerinin hesaba katılmasıysa işleri daha da karmaşıklaştırıyor.
Bu yılın başlarında iki değişik ekip Güneş’in Dünya’yı yutacağına ilişkin iki farklı hesap yayımladı. İtal-yan Ulusal Nükleer Fizik Enstitü-sü’nden Lorenzo Iorio, klasik meka-nik okuyan herhangi bir üniversite öğrencisini heyecanlandıracak karı-şıklık kuramını kullandı. Bu kuram, Güneş ile Dünya arasındaki ilişkileri tanımlayan karmaşık denklemlerdeki görece küçük terimleri çıkararak denklemleri matematiksel olarak da-ha kolay kullanılabilir duruma getiri-yor. Yıllık kütle kaybının (şu an için yaklaşık 100 trilyonda bir) Güneş’in kırmızı deve dönüşme evresinde dü-şük kalacağını kabul eden Iorio, Dün-ya’nın kırmızı devden yılda yaklaşık 3 mm (yalnızca 2 x 10-11AB)
uzakla-şacağını hesaplıyor. Bu noktada Gü-neş yalnızca bir milyon yıl gibi kısa bir süre içinde tıpkı bir balon gibi şi-şerek 1,2 AB’luk bir yarıçapa ulaşa-cak ve Dünya’yı buharlaştıraulaşa-cak.
Iorio’nun, Astrofizik ve Uzay Bi-limleri adlı dergiye sunulan çalışması hakemlerce daha değerlendirilmedi. Birçok bilim insanının, Iorio’nun dü-şük olarak kabul ettiği değerlerin Gü-neş’in evrimi sırasında gerçekten kü-çük kalıp kalmayacağı konusunda ba-zı kuşkuları var.
Iorio’nun değerleri gerçekten yan-lış da olsa yine de doğru sonuca
ulaş-mış olabilir. Kraliyet Astronomi Birli-ği Aylık TebliBirli-ği’nin Mayıs sayısında yayımlanan bir çalışmaya göre de Dünya’nın sonu bir felaket olacak. Meksika’daki Guanajuato Üniversite-si’nden Klaus-Peter Schröder ve İn-giltere’deki Sussex Üniversitesi’nden Robert Smith bu sonuca çok daha ke-sin güneş modelleri kullanarak ve gelgit etkileşimini göz önüne alarak ulaştılar.
Kütlesinin azalması ve genişleme-si sonucunda Güneş’in dönüş hızının da düşmesi gerekir. Fizik öğrencileri bu durumu açısal momentumun ko-runması olarak öğrenirler. Azalan dönme hızı Güneş’in yüzeyinde gel-gite bağlı tümseklere neden olacak-tır. Bu tümseklerin uyguladığı kütle-çekimi kuvveti Dünya’yı içeri doğru çekecektir. Buna göre şu anki yö-rünge yarıçapı 1,15 AB’dan daha kü-çük olan gezegenler yok olacaktır.
Eğer hâlâ yaşayan birileri olursa, Dünya kurtulabilir mi? Santa Cruz’daki Kaliforniya Üniversite-si’nden Don Korycansky ve ekibi bü-yük bir gökbilimsel mühendislik öne-risinde bulunuyor. Dünya’yı periyo-dik olarak yakınlarından geçen bü-yük bir asteroit aracılığıyla itelemek. Dünya’yı güvenli bir yere örneğin Mars’ın yörüngesi gibi bir yere taşı-mak bir milyar yıl alabilir. Ay’ımızı geride bırakmak zorunda kalabilece-ğimiz gibi yanlış bir hesaplama da in-sanlık için tümüyle yok oluş anlamı-na gelebilir. Bu konuda daha çok ça-lışmaya ihtiyaç olduğunu söylemeye herhalde gerek bile yok.
Appell, D., “A Solar Big Gulp” Scientific American, Eylül 2008
Çeviri: Cumhur Öztürk