e s k i ç e ş m e l e r i m i z Atalarımızın miras bıraktığı zengin bir su medeniyetimiz vardır. Bentler, su yolları, çeşmeler, sebiller, selseviller, şa- dırvanlar millî kültür ve san'atımızın önemli bir bölümünü oluştururlar.
Böyle olduğu halde, bugün ilgisiz- lik ve ihmal yüzünden bu güzel eserler günden güne harap olmakta ve ortadan kalkmaktadır.
Oysa, çeşmeler ve diğerleri inşa e- dildjkleri devirlerin mimarî birer simgesi- dir. Taş üzerinde işlenmiş motiflerdeki bezemeler ve kitabeler j©ki yazılar (hat) sonatımızı en güzel yansıtan örneklerdir.
Ayrıca cami avlularında, sokak ve meydanların köşelerinde ve çevresinde ağaçlar arasındaki özenle yerleşdirilmiş bu mimarî yapıtlar birer şehircilik motifi de teşkil ederler.
Su hakkında, çeşme ve şadırvanların kitabelerindeki yazılmış beyitler ve şiirler bir su edebiyatının doğuşuna da vesile olmuştur.
Konuya ne taraftan baksak, Türklerin
•büyük bir su uygarlığı meydana getirmiş oldukları görülür.
Ülkemizi gezen yabancı seyyahlar, bu yapıtlarımızdan övgü ile bahs etmiş- lerdir. Geçenlerde, elime geçen, rahmet- li elçi Fuat Carım'ın «general Miranda'- nın Türkiye'ye dair hatıratı» adlı küçük
Osmanağa çeşmesi caddenin genişletil- mesinde kısmen toprağa gömülmüş du-
risalesinde, İstanbul'u gezen bu seyyahın çeşmelerimiz hakkında şu sitaylşkâr söz- leri ne kadar ilginçtir.
«Bir çok camim geniş avlularından geçtik. Avlular ağaçlıklı, ağaçlar»
«Ferahlık verdikten başka, camiyi güzelleştlrerek yapıyı ululaştırıyor.»
«Bir çoklarından soğuk sular içtiği- miz çeşmelerin bazıları pek güzel.»
«Şehrin her semtinde ve umumî yol- lar üzerinde çeşme eksik olmuyor»
«Gelip geçenlere su vermek için çeş- melerin bekçileri de var. Yazın suyu kar karıştırarak soğutuyorlar. Hepsi hayrat.
Bu gibi hayrata burada bizdekinden çok fazla değer veriliyor.»
Ne yazık ki, bugün, çeşmelerimiz ve diğer su tesislerimiz eski önemini kay- betmiştir. Şehir suyu şebekesi tesis edil- dikten sonra yavaş yavaş çeşmeler fonk- siyonlarını kaybetmiş ilgisiz kalmışlar ve harap olmuşlardır.
'Bugün ayakta kalan çeşmelerin ise, suları kesilmiş ve yalakları çöplük mez- belelik haline gelmiştir.
Halkımızın bu eserler hakkında eği- tilmemiş olması bu ihmale önemli bir et- Anadolu yakasının zengin su kaynak- larını Üsküdar ve Kadıköye özel yollarla isale eden atalarımız, kentin bu yakasın- da her biri birinden güzel 300'e yakın çeş- me inşa ederek vakfetmişlerdir.
Eskiden Vakıflar idaresi tarafından su yolları, su terazileri ve (maksem)leri ba- kılan çeşmelerimiz sonradan sular İdare- sine devir edilmiş ve maalesef gereken ilgiyi görmemiştir.
Kadıköy'de her gün önlerinden geçti- ğim birkaç eski çeşmeyi gün geçtikçe da- ha bakımsız ve harap görmekten büyük üzüntü duyduğum için, uzun yularını istan- bul Sular idaresinde, Şehir sularına vak- fetmiş olan dostum merhum dr. Saadi Nirven'den, Kadıköy su tesisleri hakkın- da rica ettiğim yazıyı ssıyfalarımıza alı- yor, ilgililerin eski san'at eserlerimize lâyık oldukları ilgiyi göstermesini diliyo- rum. Zeki Sayâr
1 — Kadıköy Çarşısı içinde Kilisenin du- varına bitişik eski sadrazamlardan sürmeli alipaşa çeşmesinin hali.
2 — 4. Sultan Muradın Darüssade ağa- larından Halit ağanın barok stilde- ki muhteşem çeşmesinin perişan hali. Çeşmenin kurnaları kıymet bil- mez halkımız tarafından çöplerle doldurulmuş durumda.
3 — Serasker caddesinde bir başka çeş- me, onun da su kurnaları çöp depo- su haline getirilmiş.