• Sonuç bulunamadı

A tipi ağırlıklandırma elk. abone arayüzü elk. abone aygıtı elk. abone döngüsü elk. abone gezerlik öngörüsü elk. acil durum vericisi elk. açık blşm.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "A tipi ağırlıklandırma elk. abone arayüzü elk. abone aygıtı elk. abone döngüsü elk. abone gezerlik öngörüsü elk. acil durum vericisi elk. açık blşm."

Copied!
221
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A tipi ağırlıklandırma (Alm. A-Gewichtung, f; Fr. pondération de type A, f; İng. A-weigthing) elk. Yankılanan gürültünün, insan kulağı tarafından algılanışında frekans ve genlik arasındaki ilişkiyi göz önüne alan

ağırlıklandırma yöntemlerinden biri.

abone arayüzü (Alm. Teilnehmerschnittstelle, f; Fr. interface d’abonné, f; İng. subscriber interface) elk. Abonenin iletişim ağı ile bağlantısını kurmak ve iletişim sürecini başlatmak ve sürdürmek üzere elektriksel, mekanik, işlevsel, yordamsal görevlerin yerine getirildiği arabirim.

abone aygıtı (Alm. Teilnehmerapparat, m; Fr. appareil d’abonné, m; İng. subscriber set) elk. Abonenin yerleşkesinde bulunup iletişim ağı ile bilgi alışverişini sağlayan aygıt takımı.

abone döngüsü (Alm. Teilnehmeranschlussleitung, f; Teilnehmerschleife, f; Fr. ligne d’abonné, f; İng. access line; line loop; local exchange loop; local loop; subscriber loop; user line) elk. Bir telefon santralinden, internet erişim noktasından ya da mesaj dağıtım merkezinden abonenin yerleşkesine kadar olan iletim hattı döşemi;

eşanlam: yerel döngü.

abone gezerlik öngörüsü (Alm. Vorhersage der Mobilität, f; Fr. prédiction de la mobilité, f; İng. mobility prediction) elk. Bir mobil iletişim ağında hücre yönetimi ve hizmet optimizasyonu amaçları ile abonelerin zaman içinde hangi hücreden hücreye, hangi iletişim ağ düğümünden hangi ağ düğümüne hareket edeceklerinin kestirimi; eşanlam: yer değiştirme tahmini.

acil durum vericisi (Alm. Ortungsnotsender, m; Fr. radiobalise de détresse, f; radiobalise de repérage de détresse, f; radiobalise de repérage d'urgence, f; émetteur de localisation d'urgence, f; İng. crash locator beacon;

emergency location beacon; emergency locator transmitter; emergency radiobeacon) elk. Uçaklarda bir kaza ya da acil durumlarda arama ve kurtarma çalışmalarına yardımcı olmak üzere aktif hale getirilen ya da otomatik olarak aktifleşen, belirli bir frekansta kolay ayırt edilme özelliği taşıyan bir işareti elektromanyetik dalgalarla yayan elektronik aygıt; eşanlam: kerterizli verici.

açık 1. (Alm. offen; Fr. ouvert; İng. open) blşm. 1. Bilgisayarda okumaya, kopyalanmaya ya da her ikisine birden açık olan dosyaya ilişkin durum. 2. Tüm standartları ve özellikleri kamuya açık bir şekilde oluşturulduğundan, değişik üreticilerce uyumlu ürünlerin yapılabileceği bir sisteme ilişkin durum. 2. (Alm. Ein; Fr. en marche; İng.

power on; switched on) elk. Bir elektrik aygıtının çalışır olması veya bir elektrik düğmesinin devreyi tamamlar durumda olması. 3. (Alm. Defizit, m; Fr. déficit, m; İng. deficit) tar. Ticari işlemlerde borcun alacağa göre daha yüksek olması.

açık anahtar (Alm. öffentlicher Schlüssel, m; Fr. clé publique, f; clé révélée, f; İng. asymmetric key; public key) elk. Mesajları alıcısına tam gizdeşlik içinde iletilmesine ve alınan mesajların kimden geldiğini kesin olarak saptanabilmesine elveren kriptografi tekniğinde kullanılan iki anahtardan, bir örgüt ya da ağın tüm üyelerinin erişimine açık olanı.

açık devre (Alm. Leerlaufschaltung, f; offener Kreislauf, m; Fr. circuit ouvert, m; İng. open circuit) elk. Elektrik akımının geçeceği yolun bir döngü oluşturmadığı elektrik devresi.

açık devre empedansı (Alm. Leerlaufimpedanz, f; Fr. impédance à circuit ouvert, f; İng. open-circuit

impedance) elk. İki kapılı bir elektrik devresinin kapılarından biri açık devre iken öteki kapıdan görülen ve ölçülen empedans.

açık döngü frekans tepkisi (Alm. Frequenzgang des aufgeschnittenen Regelkreises, m; Frequenzgang des offenem Kreis, m; Fr. réponse fréquentielle en boucle ouverte, f; İng. open-loop frequency

response) elk. Geribeslemeli bir sistemde ileri yolun frekans tepkisi ile geribesleme yolunun frekans tepkisinin çarpımı; eşanlam: açık çevrim frekans yanıtı.

açık döngü kazancı (Alm. Open Loop Verstärkung, f; Fr. gain en boucle ouverte, m; İng. open-loop gain) elk. Geribeslemeli bir kuvvetlendiricide geribesleme çevrimi kapatılmamışken girişten geribesleme devresinin çıkışına kadar olan ve kuvvetlendiricinin transfer fonksiyonu ile geribesleme devresinin transfer fonksiyonunun çarpımına eşit olan büyüklük.

açıklık (Alm. Apertur, f; strahlende Apertur, f; Fr. aperture, f; ouverture, f; İng. aperture) elk. 1. Elektromanyetik dalga ışıması yapan dalga kılavuzu ağzı, dalga kılavuzu yarığı, yansıtıcı anten genişliğini tanımlayan yüzey ya da mercek anten benzeri mükemmel manyetik iletken yüzeyler. 2. Ses dalgaları yayan bir aygıtta, ses dalgalarının içinden geçerek havada yayıldıkları delik.

açıklık anteni (Alm. Aperturantenne, f; Aperturstrahler, m; Fr. antenne à ouverture, f; İng. aperture

antenna) elk. Dalga kılavuz ağızları, mikroşerit antenler, boynuz antenler, mercek antenler ve yansıtıcılar gibi 1 GHz frekansın üzerindeki elektromanyetik alanların boş uzaya bağlaşımı için kullanılan antenlerin tümü.

(2)

açısal çözünürlük (Alm. Winkelauflösung, f; Fr. pouvoir séparateur angulaire, m; İng. angular

resolution) elk. Radarda ya da optikte iki hedef nesnenin ayırt edilebilmeleri için aralarında sahip olmaları gerekli en küçük açısal fark ile ölçülen özellik.

açısal kaplam (Alm. Winkeldeckung, f; Fr. champ angulaire, m; champ de visée, m; İng. angular coverage; field- of-view; FOV) elk. 1. Bir konumdan bakıldığında, görüşün üzerinde odaklandığı nesne imgesinin oluşturduğu katı açı. 2. Bir optik aygıtta ya da anten tasarımında etkin olarak işaretlerin gözlemlenebildiği ya da alımlanabildiği katı açı, görüş açısı.

açısal kipleme (Alm. Winkelmodulation, f; Fr. modulation angulaire, f; İng. angular modulation) elk. Bir sinüzoidal taşıyıcıyı kipleyen işaretin, taşıyıcının faz açısını değiştirmesi ile gerçekleştirilen kipleme türü; örneğin faz ve frekans kiplemeleri.

açma 1. blşm. 1. (Alm. öffnen; Fr. ouvrir; İng. opening) Bilgisayarda bir sürecin herhangi bir amaçla ulaşacağı bir kütüğün işletim sistemi tarafından kullanıma hazır hale getirilmesi, bunun için gereken hazırlıkların yapılması.

2. (Alm. Dekomprimierung, f; Dekomprimieren, n; Fr. dégroupement; décompression, f; İng.

unpacking) Bilgisayarda verileri ya da bir dosyayı sıkıştırılmış biçiminden özgün biçimine geri getirmek. 2. (Alm.

Einschaltung; Fr. mettre sous tension; İng. power up; switching on) elk. Bir elektrikli aletin şalterini açıp güç kaynağına bağlanması.

açma kapasitesi (Alm. Einschaltvermögen, n; Fr. pouvoir de fermeture, m; İng. making capacity) elk. Bir elektrik devre kesicinin, devreyi kesme anında taşıyabileceği en büyük akım.

adımlı motor (Alm. Schrittmotor, m; Fr. moteur pas à pas, m; İng. stepping motor) elk. Dönüşü sayısal denetimli olarak ayrık adımlar şeklinde gerçekleştirilen motor.

adi anahtar (Alm. einpoliger Schalter, m; Fr. interrupteur unipolaire, m; İng. single-pole switch) elk. Tek bir elektrik devresini açıp kapamaya yarayan anahtar.

ağ bağlantılı kontrol sistemi (Alm. vernetztes Kontroll- und Regelungssystem, m; Fr. système en réseau de contrôle, m; İng. networked control system) elk. Kontrol döngüsünün bir iletişim ağı olduğu ve geribildirim işaretlerinin veri paketleri halinde iletildiği kontrol sistemi.

ağ çeşitliliği (Alm. Unterschiedlichkeit der Netzwerke, f; Fr. diversité du réseau, f; İng. network

diversity) elk. İletişim ağlarının güvenilirliğini artırmak için işaretlerin bir ya da daha çok farklı coğrafi yol üzerinden iletildiği, birden fazla farklı veri merkezini kullanan, yedekli bir şekilde kurulup işletilen ağ altyapısı.

ağ iletişim sorunlarını giderme (Alm. Fehlersuche im Netzwerk, f; Netzwerk- Fehlersuche, f; Fr. diagnostic de défaillance de réseaux, m; diagnostic de panne de réseaux, m; İng. network troubleshooting) elk. Bilgisayar iletişim ağlarında sorunları arayıp saptama, tanılama ve virüs temizleme, paket yönlendiricileri ve/veya santralları yeniden yapılandırma, telsiz bağlantıları kurma, kablolar yerleştirme gibi çözümler önerip hayata geçirme sistematiği.

ağ kodlaması (Alm. Netzkodierung, f; Fr. codage de réseau, m; İng. network coding) elk. Sayısal iletişim ağı üzerinde verilerin, ağın iş çıkarma yeteneğini artırma, gecikmeleri azaltma, öngörülemeyen değişikliklere karşı ağı daha sağlam kılma, iletilen veri paketi sayısını azaltmaya yönelik kodlama ve kodçözme teknikleri.

ağ mühendisliği (Alm. Netzwerktechnik, f; Fr. génie réseautique, f; İng. network engineering) 1. blşm. Bilgisayar ağlarında veri iletişimini sağlayan yazılım ve donanım faaliyeti, şebeke mühendisliği. 2. elk. Telefon ağlarında telefon hizmetlerini sağlayan yazılım ve donanımı geliştirme ve farklı ağlar arasında bağlantıları kurma teknikleri.

ağaç (Alm. Baum, m; Fr. arbre, m; İng. tree) 1. blşm. 1. Bir kümenin bir ögesinin "kök", diğer ögelerin ise boş küme de olabilen alt ağaçlar olarak örgütlendiği yapı. 2. İçinde döngü olmayan bağlı çizge. 2. elk. Bir elektrik devresinde, döngü oluşturmadan devrenin bütün düğümlerini bağlantılayan dallar kümesi; eşanlam: devre ağacı. 3. (Alm. Baum, m; Fr. arbe, m; İng. tree) orm. Boyu normal büyüme koşullarında en az 5 m, çapı da en az 10 cm olan, büyüme enerjisi en fazla tepe tomurcuğunda olduğundan tek tepeli bir yapı geliştiren, her yıl boy büyümesi yaparak uzayan ve çap artımı yaparak kalınlaşan, dokularındaki hücrelerin büyük bir bölümü odunlaşmış olan uzun ömürlü bitki.

ağırlık fonksiyonu (Alm. Gewichtsfunktion, f; Gewichtung, f; Fr. fonction de pondération, f; İng. weight

function) elk. 1. Bir aralıkta negatif olmayan, tümlevi alınabilen, tümlev sonucu pozitif olan, sinyal işlemede sürekli zaman bölgesinde sinyalin farklı kesimlerinin önemine göre vurgu yapmak için kullanılan fonksiyon. 2. Bir aralıkta negatif olmayan, toplam sonucu pozitif olan, sinyal işlemede kesikli zaman bölgesinde sinyalin farklı örneklerinin önemine göre vurgu yapmak için kullanılan fonksiyon.

(3)

ahize açık işareti (Alm. Signal beim Aushängen, n; Fr. signal de décrochage, m; İng. howler tone; off-hook signal; off-hook tone; off-hook warning; receiver off-hook tone) elk. Telefonlarda çatalaltı kontağı açıldığında santraldan uçbirime gelen ve çağrının başlatılabileceğini bildiren sesli işaret.

ahizeyi kapatma işareti (Alm. Signal beim Einhängen, n; Fr. signal de raccrochage, m; İng. on-hook signal) elk. Telefonlarda çatalaltı kontağının kapanmasıyla oluşan işaret.

akıllı algıç (Alm. intelligenter Sensor; Fr. capteur intelligent, m; capteur à traitement intégré, m; İng. smart sensor) elk. Üzerinde bir işaret işleme birimi olan ve programlanabilen algılayıcı.

akıllı anten (Alm. adaptive Antennengruppe; Fr. antenne intelligente, f; İng. adaptive array antennas; smart antenna) elk. Özellikle hücresel telefon sisteminde kullanılan ve elektromanyetik dalganın geliş yönü gibi konumsal özelliklerini, işaret işleme algoritmalarından yararlanarak belirleyebilen anten; eşanlam: akıllı anten dizilimi.

akıllı elektrik şebekesi (Alm. intelligentes Stromnetz, n; Fr. réseau électrique intelligent, m; İng. smart grid) elk. Akıllı ölçü aletleri, akıllı aygıtlar, yenilenebilir enerji kaynakları, şebeke parametrelerini optimize eden yazılım vb. ile donatılmış elektrik enerji şebekesi.

akıllı elektromanyetik malzeme (Alm. intelligentes elektromagnetisches Material; Fr. matériau intelligent électromagnétique, m; İng. electromagnetic smart material) elk. Elektriksel özellikleri dış uyarılarla kontrol edilebilen ve soğurma, perdeleme ve benzeri amaçlarla kullanılan malzemeler.

akıllı kontrol (Alm. intelligente Regelung; Fr. contrôle intelligent, m; İng. intelligent control) elk. Yapay zekâ tekniklerini ve bilgi tabanlı karar mekanizmalarını içeren otomatik kontrol türü.

akıllı sayaç (Alm. intelligenter Zähler, m; Fr. compteur communicant, m; İng. smart meter) elk. Ölçtüğü elektrik sarfiyatını zaman bilgisiyle beraber elektrik dağıtım ve/veya elektrik üretim kuruluşuna gönderen elektrik sayacı.

akım aşımı (Alm. Überstrom, m; Fr. surintensité, f; İng. overcurrent) elk. Bir elektrikli alet ya da aygıtın tasarlanmış olduğu en yüksek akım değerini de aşan akım; eşanlam: aşırı akım.

akım doğrultucu (elk. redresör) (Alm. Gleichrichter, m; Fr. redresseur, m; İng. rectifier) elk. Çıkışında giriş dalga biçiminin tek kutuplu halini (yarı doğrultucu) ya da mutlak değerini (tam doğrultucu) veren elektrik devresi veya aygıt; eşanlam: doğrultmaç.

akım gerilim karakteristiği (Alm. Strom-Spannungs-Charakteristik, f; Strom-Spannungs-Kennlinie, f; Fr.

caractéristique courant-tension, f; İng. current–voltage characteristic; current–voltage curve; I–V curve) elk. Bir elektrik devresinden, bir malzemeden ya da bir aygıttan geçen akımın gerilimle ilişkisi ya da akımın gerilime karşı çizilen grafiği.

akım kaçağı (Alm. Stromleck, m; Fr. fuite de courant, f; perte de courant, f; İng. current leakage) elk. Bir elektrik sisteminde, akımın istenmeyen bir şekilde devrenin dışındaki bir ögeye, örneğin toprağa yönelmesi.

akım kaynağı (Alm. Stromquelle, f; Fr. source de courant, f; İng. current source) elk. Çıkış akımı uçları arasına bağlanan yükle değişmeyen, dolayısıyla uçları arasındaki gerilimin değerinden bağımsız olarak akım sağlayan iki uçlu elektrik devre ögesi.

akım kesme kapasitesi (Alm. Abschaltleistung, f; Ausschaltvermögen, n; Fr. pouvoir de coupure, f; İng. breaking capacity; interrupting capacity) elk. Anma gerilimi altında bir devre kesicinin yahut sigortanın kesebileceği en büyük etkin akım değeri.

akım sınırlayıcı (Alm. Strombegrenzer, m; Fr. limiteur de courant, m; İng. current limiter) elk. Güç kaynaklarında yük empedansının azalması sonucunda yük akımının aşırı artmasını önleyen elektronik devre.

akım şiddeti (Alm. Stromstärke, f; Fr. intensité de courant, f; İng. current intensity) elk. Yük miktarı coulomb birimi ile ölçüldüğünde akım şiddeti birimi amper olarak hesaplanan, bir iletkenden, aygıttan ya da devreden bir

saniyede akan elektrik yükü miktarı.

akım trafosu (Alm. Messwandler, m; Stromwandler, m; Fr. transformateur de courant, m; İng. current

transformer; instrument transformer) elk. Birincil sargısı ölçülmesi ve/veya denetlenmesi istenen akım yoluna seri olarak bağlanan ve ikincil sargının uçlarından akımla orantılı bir gerilim elde edilen ölçme transformatörü.

(4)

akım yoğunluğu (Alm. Stromdichte, f; Fr. densité de courant, f; İng. current density) elk. 1. Bir iletkenin birim kesit alanından geçen elektrik akımı. 2. İletken ortamda, elektronların hareketinin ters yönünde bir metrekare kesit alandan geçen akımın akı yoğunluğu (amper/m2). 3. İletkenliği olan bir dielektrik malzeme içinde elektrik alanın iletkenliğe oranı.

akım yükselteci (Alm. Stromverstärker, m; Fr. amplificateur de courant, m; İng. current amplifier) elk. Giriş empedansı küçük, çıkış iç empedansı yüksek olan ve akım kazancı sağlayan kuvvetlendirici.

akımölçer (Alm. Amperemeter, n; Fr. ampèremètre, m; İng. ammeter) elk. Elektrik akımının büyüklüğünü ölçmeye yarayan aygıt; eşanlam: ampermetre.

akış açısı (Alm. Flusswinkel, m; Fr. angle de passage, m; angle d'ouverture, m; İng. angle of flow) elk. Sinüs biçimli bir gerilimle beslenen ancak her periyodun belirli bir bölümünde akım akıtan bir devrede, akımın geçtiği süreye karşı düşen faz açısı aralığı; eşanlam: akım fazı.

akışlı audio iletimi (Alm. Audioströmung, f; Fr. lecture audio en transit, f; İng. audio streaming) elk. İletişim ağı üzerinden geçmekte olan ses dosyalarının gerçek zamanda okunup sese çevrilmesi; eşanlam: audio akıtımı.

akkorluk (Alm. Glut, f; Glühen, n; Fr. incandescence, f; İng. incandescence) elk. Cisimlerin, 798 K derece ve üzeri ısıtıldıklarında en sonra belirgin bir şekilde yaymaya başladıkları elektromanyetik ışıma.

akort bloku (Alm. Abstimmer, m; Tuner, m; Fr. dispositif d'accorde radio, m; İng. tuner) elk. Radyo, TV gibi bir iletişim almacının istenen frekansa ayarlanmasını sağlayan bölümü.

akort etme (Alm. Abstimmen, m; Tuning, n; Fr. syntonisation, f; accordage, m; İng. tuning) elk. 1. Bir tınlaşım devresinin frekansını belirli bir değere ayarlamak. 2. Televizyon ya da radyo alıcısını bir istasyonun frekansına ayarlamak.

akortlu devre (Alm. abgestimmter Schaltkreis; Fr. circuit accordé, m; İng. tuned circuit) elk. Pasif devre

ögelerinden oluşan ve belirli bir frekansta en yüksek ya da en düşük tepkiyi verecek şekilde ayarlanabilen devre.

akortlu kuvvetlendirici (Alm. abgestimmter Verstärker; Fr. amplificateur à résonance, m; İng. tuned

amplifier) elk. Tınlaşım devrelerinden yararlanılarak gerçekleştirilen ve yalnızca tınlaşım frekansı ve bunun iki yanında dar bir bantta kazanç sağlayan kuvvetlendirici.

akortlu lazer (Alm. abstimmbarer Laser, f; Fr. laser accordable, m; İng. line-selectable laser; tunable

laser) elk. Işımasının dalga boyunun dar bir aralıkta sürekli olarak ayarlanabildiği ya da yapıya bağlı belirli ışıma dalga boylarından birinin seçilmesine olanak veren lazer.

aktarıcı (Alm. Transponder, m; Fr. transpondeur, m; İng. transponder) elk. 1. Belirli bir alış işaretine otomatik olarak tepki veren ve belirlenmiş bir mesajı gönderen alıcı verici düzeni. 2. Gelen elektromanyetik işaretleri alan, kuvvetlendiren ve otomatik olarak başka bir frekansta tekrar gönderen aygıt.

aktarım (Alm. Transfer, m; Fr. transfert, m; İng. transfer) 1. blşm. Bilgi işlem sistemlerinde veriyi bir yerden bir yere gönderme. 2. elk. Elektriksel sistemlerde bir işaretin giriş ucundan çıkış ucuna gönderilmesi. 3. kim. Kütle, momentum ya da enerjinin bir yerden bir yere geçmesi ya da geçirilmesi; eşanlam: transfer.

aktarım fonksiyonu (Alm. Übertragungsfunktion, f; Fr. fonction de transfert, f; İng. transfer

function) elk. Doğrusal ve zamanla değişmeyen bir sistemde tüm başlangıç koşulları sıfır varsayıldığında çıkış işaretinin Laplace dönüşümünün giriş işaretinin Laplace dönüşümüne oranı; eşanlam: transfer fonksiyonu.

aktarma şalteri (Alm. automatischer Transferschalter, m; Fr. commutateur de transfert, m; İng. change-over switch; changeover switch; transfer switch) elk. Bir binanın elektrik bağlantısını şebeke ile yerel jeneratör arasında değiştiren, örneğin, şebeke elektriği kesildiğinde yerel jeneratöre geçişi sağlayan anahtar; eşanlam:

aktarma anahtarı.

aktif algılayıcı (Alm. aktiver Sensor, m; Aktivmelder, m; Fr. capteur actif, m; détecteur actif, m; İng. active detector; active sensor) elk. Bir besleme kaynağından gelen gücü kullanarak çevresini işaret yollayarak yoklayan, algılayacağı nesneden yansıyan ya da bu nesnenin saldığı işaretlerden yararlanan algılayıcı.

aktif bileşen (Alm. aktives Bauelement; Fr. composant actif, m; İng. active component) elk. Elektronik devrelerde görevlerini yapabilmeleri için bir elektrik güç kaynağından beslenmeleri gereken devre elemanları.

(5)

aktif devre (Alm. aktives elektrisches Netzwerk; Fr. réseau actif, m; İng. active network) elk. İşlevini yerine getirebilmesi için bir elektrik güç kaynağından beslenmesi gereken elektronik devre.

aktif görü (Alm. aktive Computervision; Fr. vision active, f; İng. active computer vision; active vision) elk. Bir robotun farklı konumlar ve açılardan elde ettiği bakışları kullanarak ve bu amaçla kamera bakış açılarını kontrol ederek robot görme problemlerine çözüm getirmeye çalışan mühendislik bilimi; eşanlam: bilgisayarlı aktif görme.

aktif gürültü bastırma (Alm. aktive Lärmkompensation, f; Fr. neutralisation active de bruit, f; contrôle actif du bruit, m; İng. active noise control; active noise reduction) elk. Bir ortamdaki ses kalitesini yükseltme amacıyla istenmeyen sesleri algılayıp eşit genlikli ve ters fazlı olarak üretip gürültüyü yok etme teknikleri.

aktif hücreli ekran (Alm. aktive Matrixanzeige; Fr. affichage à matrice active, m; İng. active matrix display) elk. Ekranın üzerindeki her bir pikselin bağımsız olarak kontrol edilebildiği, daha yüksek kontrast sağlayan ve hareket kaynaklı bulanmanın daha az olduğu görüntü birimi; eşanlam: aktif matrisli ekran.

aktif lazer malzemesi (Alm. aktives Lasern-Medium, n; laseraktives Medium, n; Fr. milieu actif de laser, m; milieu amplificateur, m; İng. active laser medium; gain medium; lasing medium) elk. Bir lazerde harici bir pompa

yardımıyla yüksek enerji düzeyine geçirilmiş atomların ya da moleküllerin uyarımla daha düşük enerji düzeyine geçmelerinden yararlanarak faz uyumlu ışınım salan malzeme.

aktif özgüdüm (Alm. aktiver Zielflug; Fr. autoguidage actif, m; İng. active homing; active radar homing) elk. Bir füzenin üzerindeki işaret gönderip yansıyan işareti alan alıcı-verici ve bilgisayar aracılığıyla yürüttüğü bir hedefe yönelebilmesini sağlayan yön tayini ve seyir kontrolü.

aktif sistem (Alm. aktives System, n; Fr. système actif, m; İng. active system) 1. elk. Bir radyo ya da radar sistemi için bir ışın gönderici düzene ya da alıcı verici düzene sahip olan sistem. 2. mak. 1. Bir iç mekânın veya bir sistemin havalandırma, ısıtma ve iklimlendirmesinin mekanik bir düzenle ve elektrik ya da gaz gibi bir

kaynaktan enerji çekerek gerçeklenmesi. 2. Bir sistemin, yapının, makinenin koşullarını iyileştirmek için dışarıdan ek enerji beslemesine dayalı düzenlemeler.

aktif süzgeç (Alm. aktives Filter; Fr. filtre actif, m; İng. active filter) elk. Endüktans elemanı kullanılmadan direnç, sığaç ve işlemsel yükselticilerle gerçekleştirilmiş elektrik işaretleri süzgeci.

aktif uydu (Alm. aktiver Satellit, m; Fr. satellite actif, m; İng. active satellite) elk. 1. Pasif gözlemin tersine sinyal göndererek sezim ve kestirim yapabilen radar uydusu. 2. Sadece bir yansıtıcı görevi yapmayıp yayın

istasyonlarının ve iletişim terminallerinin işaretlerini alan, işleyip yeniden üreten ve gönderen iletişim uydusu.

akustik ağırlık süzgeci (Alm. Bewertungsschaltung, f; Fr. circuit de pondération, m; réseau filtrant, m; İng.

acoustic weighting filter; weighting network) elk. Akustik gürlük ölçümlerde insan kulağının davranışını göz önüne almak üzere, ses işaretinin frekans spektrumunu belirli standart bir ağırlıklandırma maskesi ile çarpmaya yarayan devre; eşanlam: akustik ağırlıklandırma süzgeci.

akustik dönüşüm (Alm. akustische Transduktion, f; Fr. transduction acoustique, f; İng. acoustic

transduction) elk. Mikrofon, hoparlör, sonar gibi aygıtlarla akustik enerjinin elektrik enerjisine ya da elektrik enerjisinin akustik enerjiye dönüşmesi.

akustik durum gözleme (Alm. akustische Zustandsüberwachung, f; Fr. surveillance acoustique conditionnelle, f;

İng. acoustic condition monitoring; acoustic emission-based condition monitoring) elk. Özellikle hareketli parçaları olan makinelerdeki titreşim, çarpma gibi olaylardan kaynaklanan ses anomalilerini izleyip sınıflandırarak

endüstriyel donanımdaki arızaları saptama teknikleri.

akustik empedans (Alm. akustische Impedanz, f; Schallimpedanz, f; Fr. impédance acoustique, f; İng. acoustic impedance; sound impedance) elk. Bir madde ortamı için belirli frekanstaki akustik dalgaların yarattığı ses basınç kuvvetinin, ortam yüzeyi birim alanı başına geçen moleküllerin ortalama hızına, yani akustik basıncın akustik hacim akışına oranı olarak tanımlanan büyüklük; eşanlam: ses empedansı.

akustik gecikme hattı (Alm. akustische Verzögerungsleitung; Fr. ligne à retard acoustique, f; İng. acoustic delay line) elk. Ses dalgalarının belirli bir ortamdaki yayılım süresinden yararlanarak oluşturulmuş gecikme hattı.

akustik geribesleme (Alm. akustische Rückkopplung; Fr. réaction acoustique, f; accrochage, m; effet de Larsen, m; İng. acoustic feedback) elk. Hoparlörün çıkışındaki akustik işaretin bir bölümünün, onu üreten devrenin girişindeki mikrofon vb. dönüştürücüye geri gelerek yankılanma, ötme gibi olumsuzluklara yol açması.

(6)

akustik iyileştirme (Alm. akustische Verarbeitung; Fr. traitement acoustique, m; İng. acoustic treatment) elk. Bir oda, salon ya da kapalı bir mekândaki yankılaşmaları bastırmak için ses soğurucu malzemelerin kullanıldığı akustik mühendisliği uygulaması.

akustik kontrol (Alm. akustische Überwachung; Fr. contrôle acoustique, m; İng. acoustic monitoring) elk. Bir aletin çıkardığı sesleri dinleyip yorumlayarak arızaları önceden kestirmeye çalışma.

akustik optik (Alm. Akustooptik, f; Fr. acousto-optique, f; İng. acousto-optics) elk. Madde ortamında akustik dalgalarla optik dalgaların etkileşimini inceleyen ve akustik dalgaların, içinde bulundukları malzemenin kırılma indisi değiştirilerek optik modülasyona yol açılması gibi uygulamalarla ilgilenen bilim alanı.

akustik soğurma katsayısı (Alm. akustische Absorptionsfähigkeit, f; Schallabsorptionsgrad, m;

Schallschluckgrad, m; Fr. absorbance acoustique, f; absorptivité acoustique, f; coefficient d'absorption

acoustique, m; facteur d'absorption, m; İng. acoustic absorption coefficient; acoustic absorption factor; acoustic absorptivity; sound absorption coefficient) elk. Bir maddeye, yapıya ya da cisme gelen akustik dalganın yansımayan, yapının içine giren kısmının gelen dalgaya oranı.

akustik yansıma katsayısı (Alm. Schallreflexionsfaktor, m; Schallreflexionskoeffizient, m; Fr. réflectance acoustique, f; coefficient de réflexion acoustique, m; İng. acoustic reflectivity; acoustic reflexion coefficient; sound reflection coefficient) elk. Bir maddeye, yapıya ya da cisme gelen akustik dalganın yansıyan kısmının, gelen kısmına oranı.

akustik yayıcı (Alm. akustischer Strahler; Fr. radiateur acoustique, m; İng. acoustic radiator) elk. Hoparlör konisi ya da kulaklık diyaframı gibi elektroakustik dönüştürücünün ses titreşimlerinin ortama ışımasını sağlayan parçası.

akü yükleyici (Alm. Batterieladegerät, n; Fr. chargeur de batterie, m; İng. battery charger) elk. Genellikle dalgalı akımı doğru akıma çevirerek bir aküyü ya da pili dolduran aygıt; eşanlam: pil doldurucu, şarj aleti, akü doldurucu.

akümülatör (mak. batarya ) (Alm. Akku, m; Akkumulator, m; Fr. accumulateur, m; İng. accumulator) elk. Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depolayan, istenildiğinde bunu yeniden elektrik enerjisine dönüştüren aygıt;

eşanlam: akü.

alacalı gürültü (Alm. Fleckenrauschen, n; Granulationsrauschen, n; Fr. bruit de granulation, m; İng. speckle noise) elk. Faz uyumlu aydınlatma kaynağı kullanılan radar veya akustik imgelerde çok sayıdaki küçük saçıcının yol açtığı yapıcı ve yıkıcı girişimlerin sonucunda oluşan rasgele farklı parıltılı nokta olarak beliren gürültü.

alan atom (Alm. Akzeptor, m; Fr. accepteur, m; İng. acceptor) elk. Bir yarıiletken kristaline, yapıyı oluşturan atomların birinden bir elektron alarak kristal yapının bir atomu gibi yerleşen negatif yüklü atom.

alan atom enerji düzeyi (Alm. Akzeptorniveau, m; Fr. niveau accepteur, m; İng. acceptor level) elk. Alan atomlarla p-tipi katkılanmış bir yarıiletkende, yasak bant içinde ve değerlilik bandı sınırına yakın olan enerji düzeyleri.

alan derinliği (Alm. Schärfentiefenbereich, m; Fr. profondeur de champ, f; İng. depth of field) elk. Fotoğrafçılıkta resmin net olduğu alanın en yakın ve en uzak noktaları arasındaki uzaklık.

alan frekansı (Alm. Bildwiederholrate, f; Halbbildfrequenz, f; Vertikalfrequenz, f; Fr. fréquence de balayage vertical, f; fréquence de rafraîchissement, f; İng. field frequency; field repetition rate; vertical refresh rate; vertical scan rate) elk. 1. Bilgisayar ve televizyon ekranlarında görüntünün sürerliğini sağlamak amacıyla elektronik donanımın görüntüyü ekrana bir saniye içindeki gönderme sayısı. 2. Televizyonda çerçeve sıklığı ile her çerçevedeki alan sayısının, genellikle iki ile çarpımı; eşanlam: ekran tazeleme frekansı.

alan sargısı (Alm. Erregerwicklung, f; Feldwicklung, f; Fr. bobine de champ, f; enroulement de champ, m; İng.

field coil; field winding) elk. Elektrik motorlarının ve üreteçlerinin sabit kısmında bulunan ve motorun çalışması için gerekli manyetik alanı oluşturan bobin.

alan şiddeti (Alm. Feldstärke, f; Fr. grandeur de champ, f; İng. field strength) elk. Vektörel bir alanın bir noktasındaki alan vektörünün büyüklüğü.

alan şiddeti haritası (Alm. Feldstärkekarte, f; Fr. carte de champ, f; İng. field strength pattern) elk. Bir vericinin etrafında, elektriksel alan şiddetleri eşit olan noktaların birleştirilmesi ile elde edilen şekil.

alçak bantlı süreç (Alm. Tiefpass Prozess, m; Fr. processus passe-bas, m; İng. low-pass process) elk. Enerjisinin büyük kısmının alçak frekanslarda yoğunlaştığı rasgele işaret süreci.

(7)

alçak frekans (Alm. Niederfrequenz, f; Fr. basse fréquence, f; İng. low frequency) elk. 30 kHz- 300 kHz frekans aralığında bulunan ve LORAN gibi yöngüdüm sistemleri, zamanlama ve meteorolojik bilgilerin yayını gibi amaçlarla kullanılan frekanslar.

alçak geçiren süzgeç (Alm. Tiefpassfilter, n; Fr. filtre passe-bas, m; İng. low-pass filter) elk. Belirli bir kesim frekansının üstündeki frekansları söndürüp altındakileri en az bozulmayla geçiren süzgeç.

alçak yörünge (Alm. niedrige Erdumlaufbahn, f; Fr. orbite basse, f; İng. LEO; low earth orbit) elk. Yeryüzünden yüksekliği 160 ile 2.000 kilometre arasında olan yapay uydu yörüngesi.

algı değişmezliği (Alm. Konstanz der Perzeption, f; Fr. constance perceptive, f; İng. perceptual constancy;

subjective constancy) elk. Bir nesnenin şekli, rengi, geometrik biçimi gibi bir ya da daha fazla görünür özelliğinin değişmesine rağmen algılanan nesnenin değişmemesi; örneğin, kapalı, yarı açık, tam açık bir kapının

geometrisinin büyük değişikliklere uğramasına rağmen hep kapı olarak algılanması.

algıçlı eldiven (Alm. Sensorhandschuh, m; Fr. gant numérique, m; İng. data input glove; sensor glove) elk. Sanal gerçeklik ortamında kullanılan, algıçlara sahip ve dokunma duyusunu yaratan basınç pimleri ile donatılmış sanal nesnelere elleme hissini yaratan eldiven.

algılayıcı kablo (Alm. Senseleitung, f; Meßkabel, n; Fr. câble de détection, m; câble détecteur, m; İng. distributed sensing; sensing cable) elk. Bütün uzunluğu boyunca çevresini basınç, sıcaklık, mekanik gerilme gibi izlenmek istenen fiziksel büyüklükleri algılayabilen optik lif kablo.

algısal gürültü biçimlendirme (Alm. wahrnehmende Rauschformung; Fr. formage perceptuel de bruit, m; İng.

perceptual noise shaping) elk. İmge ve ses süreçlerinin kodlanmasında, gürültü spektrumunun insanın algısal özelliklerine göre, diğer bir deyişle en az algılanabilecek şekilde dağıtılması.

algısal veriler (Alm. sensorische Daten; Fr. donnée perceptuelle, f; donnée sensorielle, f; İng. sensory data) elk. 1. Bir robotun çevresi ya da kendi durumu hakkında algıçları aracılığıyla elde ettiği bilgiler. 2. Görme, işitme, konum, devinim gibi duyularla ilgili veriler, duyusal veriler.

alıcı gürültüsü (Alm. Empfängerrauschen, n; Fr. bruit du récepteur, m; bruit interne, m; bruit propre, m; İng.

receiver noise) elk. Bir iletişim alıcısının çıkışındaki gürültünün yapıdaki elektronik bileşenlerden kaynaklanan bölümü.

alıcı uçbirim (Alm. Empfangshost, m; Fr. hôte récepteur, f; terminal de réception, m; İng. receiving host) elk. Bir veri iletişim sisteminde alış yapan uçbirim ya da ana sistem.

alıcı-verici (Alm. kombinierter Sender-Empfänger; Fr. émetteur-récepteur, m; İng. transceiver) elk. Bir iletişim sisteminde verici ve alıcı işlevlerini gerçekleştiren bölümleri bir arada barındıran devre ya da aygıt; eşanlam:

almaç-göndermeç.

alım alanı (Alm. empfängliches Feld; Fr. champ réceptif, m; İng. receptive field) elk. 1. Canlılardaki görme sisteminde, bir ışık uyarımına karşı bir tepki üreten retina bölgesi; eşanlam: alış alanı. 2. İmge işlemede, bir çıktı elde etmek üzere algoritmaya beslenen imge yöresi.

alış çeşitlemesi (Alm. Empfang-Diversity, f; Fr. diversité de réception, f; İng. reception diversity) elk. İletişim kanallarındaki sönümlenme etkisini gidermek üzere farklı frekanslarda, fazlarda, yansıma açılarıyla vb. gelen birden fazla alış işaretlerinin en yüksek güçtekini seçme ya da bunları harmanlamayla daha güvenilir bir karara varan alıcı düzen.

alış duyarlılığı (Alm. Empfangsempfindlichkeit, f; Fr. sensibilité de réception, f; İng. receive sensitivity) elk. Elektronik iletişimde bir alıcı devrenin sezimleyip bilgi taşıyan bir elektriksel işarete dönüştürebildiği en düşük işaret genliği ya da işaret güç düzeyi.

alış gücü (Alm. Empfangsleistung, f; Empfangssignalpegel, n; Fr. puissance de signal reçue, f; puissance reçue, f; İng. received power; received signal level) elk. 1. Bir kanalın, iletişim linkinin, sistemin veya devrenin alış ucunda belirli bir bant genişliğindeki ve çoğunlukla 1 mW referans güç değerine göre dBm olarak belirtilen işaretin gücü; eşanlam: alıştaki işaret gücü. 2. Bir radyo alıcısında, anten çıkışından, alıcının girişine gelen gücün değeri;

eşanlam: alıştaki işaret gücü.

almaç elk. 1. (Alm. Kommunikationsempfänger, m; Fr. récepteur de radiocommunications, m; İng. communication receiver) Antene gelen elektromanyetik sinyallerin süzgeçlenmesi, kip ve kod çözülmesi, taşıyıcının

eşzamanlanması gibi işlevleri yerine getiren donanım; eşanlam: iletişim alıcısı. 2. (Alm. Empfänger, m; Fr.

(8)

récepteur, m; İng. receiver) Bir iletişim sisteminde gönderilen iletileri alan donanım ya da yazılım aygıtı; eşanlam:

alıcı birim.

almaç eşzamanlaması (Alm. Empfänger -Synchronisation, f; Fr. synchronisation du récepteur, f; İng. receiver synchronization) elk. 1. Teleiletişimde bir alıcı devrenin ürettiği yerel sinüzoidal dalganın, girişteki taşıyıcı sinüzoidal dalganın fazına göre uyumlanması; eşanlam: alıcı eşzamanlaması. 2. Veri iletişiminde gelen veri çerçevesinin başının ve bit alanlarının belirlenmesi; eşanlam: alıcı eşzamanlaması.

almaç geçitlemesi (Alm. Empfängertastung, f; Fr. déclenchement périodique d’un récepteur, m; İng. receiver gating) elk. Bir elektriksel işaret alıcısında, giriş işaretine geçit veren ya da onu durduran darbeler uygulayarak işaretin sadece belirli zaman dilimlerine karşılık gelen kısımlarının geçmesini sağlama; eşanlam: alıcı geçitlemesi.

almaşık evirmeli işaret (Alm. AMI-Signal, n; Fr. signal avec alternance des polarités, m; İng. alternate mark inversion signal) elk. İkili işaret iletiminde, sıfırların sıfır genlikli olduğu, birlerin ise almaşık olarak eşit genlikli artı ve eksi darbelerle gösterildiği üç ögeli hat kodu.

almaşıklık kuralının ihlali (Alm. Bipolaritätsverletzung, f; Fr. violation de la règle de bipolarité, f; İng. alternate mark inversion violation) elk. Sayısal iletişimde kullanılan almaşık evirmeli hat kodlamasında, lojik 1’e karşılık gelen bir darbenin işaretinin, bir önceki lojik 1’e karşılık gelen darbenin işaretiyle aynı olması.

alt doğuşkan (Alm. subharmonisch; Fr. sous-harmonique, m; İng. subharmonic) elk. Frekansı, uyarım büyüklüğü frekansının tamsayı alt katı olan periyodik büyüklük; eşanlam: alt harmonik.

alt düzeyli görü (Fr. visionique de bas niveau, f; İng. early vision; low-level vision) elk. Bilgisayarla görü ve imge işlemede, bir sahneyi otomatik olarak anlayabilmek için kullanılan basit modelleme teknikleri.

alt yan bant (Alm. unteres Seitenband; Fr. bande latérale inférieure, f; İng. lower sideband) elk. Elektronik iletişimde genlik kiplemesi sonucunda ortaya çıkan spektrumun iki yan bandından, taşıyıcıya göre daha alçak frekanslı olanı.

altbant kodlaması (Alm. Teilband-Codierung; Fr. codage à sous-bandes, m; İng. subband coding) elk. Bir giriş işaretini mümkün olduğu kadar az örtüşen alt frekans bantlarına ayırarak ve altbantların enerji içeriğine göre seçici biçimde sıkıştırılarak yürütülen kodlama.

altkanal (Alm. Unterkanal, m; Fr. sous-voie, f; İng. subchannel) elk. Elektriksel iletişimde standart bir kanal hızının belirli bir oranına sahip kol kanallardan biri.

alttaş (Alm. Substrat, n; Fr. substrat, m; İng. substrate) elk. Yarıiletken aygıtların imalinde kullanılan ve işlevsel üst katmanların üzerinde oluşturulduğu malzeme; eşanlam: taban malzemesi.

alttaşıyıcı (Alm. Unterträger, m; Fr. sous-porteuse, f; İng. subcarrier) elk. 1. Elektronik iletişimde, önce bir bilgi işareti tarafından kiplenen, daha sonra kendisinin bir başka taşıyıcıyı kiplemekte kullanıldığı taşıyıcı. 2.

Televizyonda, ışıklılık bileşeni ile birleştirilmeden önce renklilik bileşeninin bindirildiği taşıyıcı, ara taşıyıcı.

amper sarım (Alm. Amperewindungzahl, f; Amperewindungen, pl; Fr. ampère-tour, m; İng. ampere-

turns) elk. Manyetik alan oluşturmak amacıyla sarılmış bir bobinde telden geçen akımla sargı sayısının çarpımı.

Ampere kuralı (Alm. amperesche Regel, f; Fr. règle d'Ampère, f; İng. Ampere's rule) elk. Bir elektrik akımın oluşturduğu manyetik alan çizgilerinin, sağ el başparmağı akım yönünde tutulduğunda, sağ elin diğer parmakları yönünde olması.

Ampere yasası (Alm. amperesches Gesetz, n; Fr. loi d'Ampère, f; İng. Ampere law) elk. Belirli bir elektrik akımından dolayı oluşan manyetik alanın kapalı yol integralini, kapalı yolun sınırladığı yüzeyden geçen toplam akıma bağlayan ifade.

ampul 1. (Alm. Glühbirne, f; Fr. ampoule, f; ampoule électrique, f; İng. electrical light bulb; light bulb;

lightbulb) elk. İçinde, elektrik akımı ile akkor durumuna gelerek ışık verebilen bir iletkenin yer aldığı, havası boşaltılmış cam şişe. 2. (Alm. Ampulle, f; Fr. ampoule, f; boule, f; İng. ampule) kim. İçinde çoğu kez zerk edilecek sıvı durumunda ilaç veya kimyasal bulunan cam tüp.

ana çatı (Alm. Hauptrahmen, m; Fr. chassis principal, m; İng. mainframe) elk. Arka düzleminde elektronik devre kartlarının takılmasına olanak tanıyan, gerekli bağlantı ve havalandırma koşullarını sağlayan esnemez mekanik yapı.

(9)

ana dağıtım çatısı (Alm. Hauptverteiler, m; Fr. répartiteur d'entrée, m; İng. main distribution frame) elk. Bir cephesine santralin dışındaki hatların bağlantılandığı, öbür cephesinde ise santral içi kablo bağlantılarının yer aldığı dağıtım çatısı.

ana huzme (Alm. Hauptkeule, f; Fr. lobe principal, m; İng. main beam; main lobe; major lobe) elk. Bir spektrumun frekansa göre grafiğinde, enerjinin ya da gücün en yeğin olduğu frekans aralığı.

ana huzme genişliği (Fr. ouverture de faisceau d'antenne aux points à puissance zéro, f; İng. first null beamwidth) elk. Yönlü bir antenin gücünün ana huzmesinin tepe noktasındaki değerinden sıfıra indiği iki nokta arasındaki açı.

ana ışın (Alm. Hauptlichtstrahl, m; Fr. rayon principal, m; İng. chief ray) elk. Bir optik ya da elektromanyetik sistemde ışığın dalga cephesine dik olan, dolayısıyla dalga vektörü ile doğrudaş olan ışın.

ana renkler 1. (Alm. Grundfarben, pl; Fr. couleurs primaires, pl; couleurs principales, pl; İng. primary colors) deri.

teks. Pigment ve boyarmaddelerde belirli bir rengi elde etmek için belirli oranlarda karıştırılan sarı, kırmızı ve mavi renkleri; eşanlam: birinci derece renkler, primer renkler. 2. elk. Toplanır renk sisteminde belirli bir rengi

oluşturmak için belirli oranlarda karıştırılan mavi, kırmızı ve yeşil renkler; eşanlam: birincil renkler.

ana saat (Alm. Haupttaktgeber, m; Fr. horloge mère, f; rythmeur, m; İng. master clock) elk. Sayısal bir sistemde kullanılan tüm saat işareti darbelerinin türetildiği ya da eşzamanlandığı saat işareti kaynağı.

ana salınıcı (Alm. Hauptoszillator, m; Fr. oscillateur maître, m; İng. master frequency generator; master

oscillator) elk. Sabit bir frekansta sinüzoidal bir işaret üreten ve örneğin bir radyo vericisinin taşıyıcı frekanslarının elde edildiği salınıcı, ana osilatör.

ana-uydu ikilisi (Alm. Hauptrechner-Satelliten monostabiler Multivibrator; Fr. bascule maître-esclave, f; İng.

master-slave flip-flop) elk. Art arda bağlanmış iki tane ikili devreden oluşan, saat darbesi lojik 1 olduğunda birinci (ana) ikilinin konumunu veri girişlerindeki bilgiye göre belirleyen ancak bu dönemde çıkışta bir değişim

yaratmayan, saat darbesi lojik 0'a döndüğünde bu konum bilgisini ikinci (uydu) ikiliye aktaran sayısal devre, usta- yamak çöğüncek, ana-uydu flipflobu.

anahtar feshi (Alm. Schlüsselwiderruf, m; Fr. retrait de clé, m; İng. key revocation) elk. Bilişim güvenliğinde, açık anahtar kullanan sistemlerde kişisel anahtarın riske girme olasılığına karşı kamusal anahtarın iptal edilmesi.

anahtar nokta (Alm. Bild Schwerpunkt, m; Fr. point-clé, m; İng. image keypoint; keypoint) elk. İki boyutlu bir imgede ya da üç boyutlu bir nesnenin şeklinde yakın çevre geometrisiyle ayırt edici özellikler taşıyan nokta.

anahtar nokta karşılıklılığı (Alm. Korrespondenzproblem, n; Fr. correspondance de points-clés, m; İng. keypoint correspondence) elk. Farklı zamanlarda, farklı bakış açıları, farklı kameralarla edinilmiş iki ya da daha fazla iki boyutlu görüntüde, üç boyutlu nesne şekillerinde, genelde n-boyutlu imgelerde birbirlerine karşılık düşen anahtar noktaları saptama.

anahtar renk (Alm. Einblendungfarbe, f; Fr. incrustation couleur, f; İng. chroma-key color) elk. Video üretiminde arkaplan rengi olarak kullanılan, daha sonra istendiğinde bu renkteki arkaplanın çıkartılıp başka bir dekorla yer değiştirilmesine olanak tanıyan renk.

anahtar sözcük yoğunluğu (Alm. Suchwortdichte, f; Fr. densité des mots-clé, f; İng. keyword

density) elk. İnternet üzerinde arama motorlarını en verimli kılma amacıyla belirli bir tümce ya da sözcüğün bütün sözcükler arasında rastlanma sıklığı.

anahtarlama (Alm. Umschaltung, f; Fr. commutation, f; İng. switching) elk. İletişim sistemlerinde ya da elektrik enerji dağıtım sistemlerinde, bir dizi giriş ve bir dizi çıkış arasında belirli bir girişten istenen bir çıkışa veri aktarımı ya da enerji yönlendirilmesi amacıyla bağlantı kurulması.

anahtarlama matrisi (Alm. Schaltmatrix, f; Fr. matrice de commutation, f; İng. switching matrix) elk. Uzam bölüşümlü bir telefon santralinde elektronik kavşak ögelerinin dizilimi.

anahtarlamalı ağ (Alm. Vermittlungsnetz, n; Fr. réseau commuté, m; İng. switched network) elk. 1. Bağlantıların numara çevrilerek ve anahtarlama işlevleri kullanılarak gerçekleştiği iletişim ağı. 2. Herhangi bir abonenin herhangi bir başka aboneye devre, paket veya mesaj anahtarlaması ile bağlanabildiği iletişim ağı.

anahtarlamalı güç kaynağı (Alm. Schaltnetzteil, m; Schaltnetzgerät, n; Fr. alimentation à découpage, f; İng.

switched-mode power supply; switched power supply; switcher; switching-mode power supply) elk. Bir dalgalı

(10)

akım ya da doğru akım kaynağından aldığı elektriksel gücü, cep telefonu, kişisel bilgisayar gibi hedef aygıtın gereksinimlerine uygun bir doğru akım kaynağına, çok az kayıpla dönüştüren elektronik aygıt.

anahtarlamalı relüktans motoru (Alm. geschalteter Reluktanzmotor, m; Fr. moteur à réluctance commuté, m;

İng. switched reluctance motor) elk. Statorunda silisli sac (laminasyon) şeklinde ferromanyetik malzemenin ve oluklarda bakır veya alüminyum sargının kullanıldığı, rotorunda sabit mıknatıs veya sargı bulunmayıp sadece silisli sacın olduğu, stator sargılarına akım verildiğinde stator kutupları ile rotor kutuplarının hizalanmaya eğilim gösterdiği, konum algılayıcıları sayesinde akımın doğru zamanlamayla bir sonraki kutba anahtarlandığı ve böylece dönme hareketinin sağlandığı relüktans motoru.

analitik işaret (Alm. analytisches Signal; Fr. signal analytique, m; İng. analytical signal) elk. Bir işaret fonksiyonu ele alındığında, gerçel kısmı o işaretin kendisi, sanal kısmı da o işaretin Hilbert dönüşümü olan karmaşık işaret.

analog 1. (Alm. Analogon, n; Fr. analogue, m; İng. analog; analogue) biyom. Görünüm, filogenik köken veya yapı bakımından farklı iki türde olmasına rağmen, aynı işlevi gören ve benzer özellikleri olan yaşamsal ögeler;

eşanlam: işlevdeş. 2. (Alm. analog; Fr. analogique; analogue; İng. analog; analogue) elk. Zamanda ve genlikte kesikli olmayan, süreklilik içinde değişen işaretin özelliği ya da bu işaretleri işleyebilen aygıt ya da devrenin nitelemesi. 3. yerb. Kimyasal formülleri farklı olan ancak ölçülebilir kristalografik özellikleri, aralarında ortak bir bağ veya benzerlik kurulabilecek şekilde birbirine benzeyen mineraller.

analog anahtar (Alm. analoger Schalter, m; Transmissionsgatter, m; Fr. commutateur analogique, m; İng. analog switch; transmission gate) elk. Bir elektriksel işaretin, bir devrede girişten çıkışa geçişini önleyen ya da geçişine izin veren elektronik devre elemanı.

analog aygıt (Alm. analoges Gerät, n; Fr. appareil analogique, m; İng. analog device) elk. Gerilim, basınç, dönme açısı, direnç gibi sürekli fiziksel büyüklüklerle çalışmak üzere tasarımlanmış aygıt.

analog bölücü (Alm. analoger Dividierer; Fr. diviseur analogique, m; İng. analog divider) elk. Çıktısı, girişteki iki analog değişkenin oranını veren elektronik aygıt ya da devre.

analog çarpıcı (Alm. analoger Multiplikator; Fr. multiplicateur analogique, m; İng. analog multiplier) elk. Çıktısı, iki analog girdisinin çarpımına eşit olan elektronik aygıt ya da devre.

analog dönüştürücü (Alm. analoger Transducer, m; Fr. transducteur analogique, m; İng. analog

transducer) elk. Herhangi bir fiziksel türden bir analog giriş işaretini, başka türden bir analog işarete dönüştüren aygıt; örneğin gaz basıncını elektrik gerilimine dönüştürme.

analog giriş (Alm. Analogeingang, f; Fr. entrée analogique, f; İng. analog input) elk. Bilgisayara ya da herhangi bir sayısal bilgi işleme aygıtına başka aygıtlardan gelen analog verilerin uygulandığı giriş ucu.

analog gösterim (Alm. analoge Darstellung; Fr. représentation analogique, f; İng. analog representation) elk. Bir fiziksel büyüklüğün genliğine ya da uygun bir fonksiyonuna oranlı olacak şekilde sürekli bir değişkenle gösterimi.

analog hat (Alm. analoge Leitung; Fr. ligne analogique, f; İng. analog line; analog telephone line) elk. Konuşma işaretlerinin iletimi için yapılmış teleiletişim hattı; eşanlam: analog telefon hattı.

analog işaret (Alm. Analogsignal, n; Fr. signal analogique, m; İng. analog signal) elk. Bilgi parametresi sonsuz sayıda değer içeren bir değer erimindeki tüm değerleri alabilen işaret.

analog kanal (Alm. Analogkanal, m; Fr. canal analogique, m; İng. analog channel) elk. Analog işaretlerin ya da bir modem aracılığıyla analog biçime dönüştürülmüş sayısal verilerin iletildiği kanal.

analog modem (Alm. Analogmodem, n; Fr. modem analogique, m; İng. analog modem) elk. Sayısal verileri, analog bir işarete dönüştürerek sayısal veri iletimi için tasarımlanmamış analog bir kanaldan iletmek amacıyla kullanılan modem.

analog tümdevre (elk. doğrusal tümdevre) (Alm. analoge integrierte Schaltung; Fr. circuit intégré linéaire, m; İng.

analog IC; linear IC; linear integrated circuit) elk. Çıkış işareti giriş işaretinin sürekli ve yaklaşık olarak doğrusal bir fonksiyonu olan elektronik tümdevre; eşanlam: doğrusal tümdevre.

analog veri (Alm. analoge Daten; Fr. donnée analogique, f; İng. analog data) elk. Sürekli bir aralıkta değerleri alabilen bir fiziksel büyüklüğü temsil eden veri.

(11)

analog-sayısal çevirici (Alm. AD-Wandler; Analog-digital-Umsetzer, m; analog-digital Wandler, m; Fr.

convertisseur analogique-numérique, m; İng. ADC; analog-to-digital converter) elk. Girişine uygulanan analog işareti, örnekleme, nicemleme ve kodlama gibi işlemleri gerçekleştirerek bir sayısal veriye dönüştüren elektronik devre.

anında şifreleme (Alm. OTFE; fliegende Verschlüsselung, f; Fr. cryptage à la volée, m; İng. live encryption; on- the-fly encryption; real-time encryption; transparent encryption) elk. Bilgisayarda herhangi bir dosyanın şifresi çözülüp açıldıktan sonra dosya kapatılırken otomatik olarak tekrar şifrelenerek bellekte saklanması; eşanlam:

gerçek zamanda şifreleme.

ani açılış akımı (Alm. Einschaltstoßstrom, m; Einschaltstrom, m; Fr. courant d’appel, m; İng. input surge current;

inrush current; switch-on surge) elk. Bir elektrikli aletin açılması, devreye sokulması anındaki maksimum akım şiddeti.

ani sahne geçişi (Alm. plötzlicher Szenenwechsel; Fr. changement brusque de scène, m; İng. cutscene; scene cut) elk. Videoda peş peşe gelen çerçevelerin birbirinden çok farklı olduğu, birbirleriyle ilişkisiz olduğu kesim.

ankesörlü telefon (Alm. Münzensprecher, m; Fr. poste téléphonique payant, m; İng. coin box telephone set) elk. Bozuk para ya da jeton atılarak kullanılan telefon.

anlık değer (Alm. Istwert, m; Fr. valeur instantanée, f; İng. instantaneous value) elk. Zamanla değişen bir büyüklüğün belirli bir andaki değeri.

anlık frekans (Alm. momentane Frequenz; Fr. fréquence instantanée, f; İng. instantaneous frequency) elk. Açısal kiplemeli bir dalganın fazının zamana göre türevinin (anlık açısal frekansın) 2π'ye bölünmesi ile elde edilen büyüklük.

anlık güç (Alm. momentane Leistung; Fr. puissance instantanée, f; İng. instantaneous power) elk. Bir elektrik devresinin iki ucu arasındaki gerilimin ve bu uçlardan akan akımın anlık değerlerinin çarpımı.

anlık örnekleme (Alm. Momentanabtastung, f; Fr. échantillonnage instantané, m; İng. instantaneous sampling) elk. Bir dalga biçiminden belirli aralıklarda çok kısa sürelerde alınan değerler.

anma akımı (Alm. Bemessungsstrom, m; Fr. courant nominal, m; İng. rated current) elk. Bir elektrikli alet veya makinenin olağan çalışma koşulları altında çektiği akımın değeri.

anma çıkış gücü (Alm. Bemessungsausgangleistung, f; Fr. puissance de sortie nominale, f; İng. rated output power) elk. 1. Bir radyo vericisinin çıkışında olağan çalışma koşullarında elde edilebilen maksimum güç. 2.

Elektrik gücü sağlayan herhangi bir aygıtın zorlanmadan sağlayabileceği maksimum güç.

anma gücü (Alm. Nennleistung, f; Fr. puissance nominale, f; İng. power rating; wattage rating) elk. Bir elektrikli alet veya makinenin, normal çalışma koşulları altında harcayacağı ya da vereceği gücün değeri.

anten (Alm. Antenne, f; Fr. antenne, f; İng. aerial; antenna) elk. Akım ve gerilimi elektromanyetik dalgaya dönüştüren, iletilmek istenen elektromanyetik dalgayı ortama bağlaştıran ya da ortamda yayılan elektromanyetik dalgayı gerilim ve akıma dönüştüren yüksek verimlilikte çalışan devre elemanı.

anten açıklığı (Alm. Antennapertur, f; Fr. ouverture d’antenne, f; İng. antenna aperture) elk. 1 GHz’ten daha yukarı frekanslarda çalışan antenlerde, devrede üretilen elektromanyetik dalganın ortama bağlaştırıldığı fiziksel ya da matematiksel yüzey.

anten bağlaştırıcı (Alm. Anpassungsnetzwerk, m; Antennenkoppler, m; Fr. adaptateur d’antenne, m; coupleur d’antenne, m; İng. antenna coupler; antenna tuner; antenna tuning unit; transmatch) elk. Bir vericinin ya da bir alıcının çıkış empedansını, en büyük güç aktarımı sağlamak üzere anten empedansı ile uyumlulaştıran pasif devre.

anten bant genişliği (Alm. Antennen-Bandbreite, f; Fr. largeur de bande d'une antenne, f; İng. antenna bandwidth) elk. Antenin sağlaması istenen ışıma örüntüsü ve giriş empedansı gibi parametrelerinin değişmediği frekans aralığı.

anten besleme hattı (Alm. Antennenankopplung, f; Antennenzuleitung, f; Fr. ligne d'alimentation d'antenne, f;

ligne d’alimentation, f; İng. antenna feeder line; antenna line feed; feed line; feeder) elk. Bir anten ile yüksek frekans alıcısı ve/veya vericisi arasındaki sinyal iletim hattı.

(12)

anten dizilimi (Alm. Antennenarray, n; Fr. réseau d’antennes, m; İng. antenna array) elk. İstenilen bir ışınım örüntüsünü elde etmek amacıyla çok sayıda benzer antenin belirli aralıklarla ve belirli bir düzene göre yerleştirilmesi ile oluşturulan karmaşık anten yapısı; eşanlam: anten dizisi.

anten dizilimli huzme oluşturma (Alm. Keulenformung mit eine Antennengruppe, f; Fr. formation de faisceau par un réseau, f; İng. array beamforming) elk. Bir alıcı veya verici anten dizilimi ile belirli bir ışıma örüntüsüne sahip, belirli bir yöne bakan alıcı ya da verici anten etkisi oluşturma tekniği.

anten etkisi (Alm. Antenneneffekt, m; Fr. effet d’antenne, m; İng. antenna effect) elk. Bir iletkenin elektromanyetik ışınımları istenmeyen biçimde alma ya da yayma özelliği ya da anten gibi davranması.

anten ışıma gücü (Alm. ausgestrahlte Antennenleistung, f; Fr. puissance rayonnée d’antenne, f; İng. antenna's radiated power; radiated antenna power) elk. Bir antene beslenen akımın karesi ile ışıma direncinin çarpımının yarısı ile ifade edilen elektromanyetik güç.

anten kapsama alanı (Alm. Antennenversorgungsbereich, f; Fr. aire de rayonnement d’antenne, f; İng. antenna coverage) elk. Bir antenin ışıma örüntüsünün yeterince güç sağlayabildiği bölge.

anten kazancı (Alm. Antennenverstärkung, f; Antennengewinn, m; Fr. gain d’antenne, m; İng. antenna gain; gain of an antenna; power gain of an antenna) elk. Bir antenin belirli bir yöndeki ışıma gücünün, aynı giriş gücünü kullanan ancak her yöne eşit ışıyan bir antenin o yönde yayacağı güce oranı.

anten korunağı (Alm. Radom, n; Fr. radôme, m; İng. radome) elk. Antenleri hava koşullarından koruyan ve özellikle radyo frekansındaki dalgalara saydam olan örtü.

anten tarlası (Alm. Antennenpark, m; Fr. zone d'antennes satellite, f; parc d'antennes, m; İng. antenna farm; dish farm; satellite dish farm) elk. Uydudan televizyon yayınlarını alıp göndermek amacıyla yakın mesafede

konumlanmış uydu çanakları topluluğu; eşanlam: uydu anten parkı.

anten topluluğu (Alm. Antennensammlung, f; Fr. groupe d'antennes, m; İng. antenna collection; antenna field) elk. Bir yörede yer alan ve belirli bir kontrol sistemi altında çalıştırılan antenler topluluğu.

anten uyumlama (Alm. Antennenanpassung, f; Fr. adaptatation d'une antenne, f; accord d’une antenne, m; İng.

antenna matching; antenna tuning) elk. Bir antenin empedansını, anteni alıcıya ya da vericiye bağlayan iletim hattının karakteristik empedansı ile uyumlu hale getirme.

anten verimliliği (Alm. Antennenwirkungsgrad, m; Fr. rendement d’antenne, m; İng. antenna efficiency) elk. Bir antenin en büyük etkin alanının anten açıklığına oranı ya da antenin yaydığı gücün antene beslenen güce oranı.

anten yakın alanı (Alm. Antennennahfeld, n; Fr. champ proche d’antenne, m; İng. antenna near field) elk. Anten ile Fresnel bölgesi arasında kalan ve antene sağlanan gücün gerçek güç ve tepkin güç olarak birlikte bulunduğu bölge.

anten yönlendirme (Alm. Antennenorientierung, f; Fr. orientation d’antenne, f; pointage d’antenne, m; İng.

antenna pointing) elk. Antenin ışıma örüntüsünü ya da alış duyarlığını belirli bir yönde en büyük olacak şekilde düzenleme.

anten yönlülüğü (Alm. Antennenrichtverhältnis, n; Fr. directivité d’antenne, f; İng. antenna directivity) elk. 1.

Anten ışınımının seçili belirli yönlerde ne denli daha kuvvetli olduğunun, dolayısıyla anten niteliğinin bir ölçüsü;

eşanlam: anten yönselliği. 2. Bir antenin belirli bir yöndeki ışıma gücünün, aynı ışıma gücünü kullanan ancak her yöne eşit ışıyan bir antenin o yönde yayacağı güce oranı; eşanlam: anten yönselliği.

antenin ana huzmesi (Alm. Antennenhauptkeule, f; Hauptkeule, f; Fr. faisceau principal d'antenne, m; lobe principal d'antenne, m; İng. main antenna beam; main antenna lobe; major antenna lobe) elk. Bir antenin elektromanyetik ışıma örüntüsünde gücün en fazla yoğunlaştığı, yön seçiciliğin en fazla olduğu kısım.

antenin güç örüntüsü (Alm. Antennensleistungscharakteristik, f; Fr. diagramme de puissance d'antenne; İng.

antenna power pattern) elk. Antenin ışıyan gücünü, yanca ve/veya yükseliş açısına bağlı olarak gösteren fonksiyon.

antenin ışıma örüntüsü (Alm. Antennenstrahlungscharakteristik, f; Fr. diagramme de rayonnement d'antenne, m;

İng. antenna radiation pattern) elk. Antenin ışıyan elektrik alan bileşenlerinin genliğini, yanca ve/veya yükseliş açısına bağlı olarak gösteren fonksiyon.

(13)

antenin uzak alanı (Alm. Antennenfernfeld, n; Fr. champ éloigné d’antenne, m; İng. antenna far

field) elk. Antenden ışıyan elektromanyetik dalganın gücünün gerçek güç olarak ifade edilebildiği uzaklık.

antenin yön kazancı (Alm. absoluter Gewinn; isotroper Gewinn; Fr. gain isotrope d’une antenne, m; İng. absolute gain; isotropic gain) elk. Yönlü bir antenin belirli bir giriş gücü için ışımasının en büyük olduğu yönde, belirli bir uzaklıkta oluşturduğu alan şiddetinin, yönbağımsız bir antenin aynı giriş gücü için aynı uzaklıkta oluşturduğu alan şiddetine oranı.

antenin yükseliş açısı (Alm. Aufsetzkante, f; Fr. angle de sortie, m; İng. takeoff angle) elk. Bir antenin ana huzmesinin ekseni ile antenin durduğu yatay düzlem arasındaki açı.

antigron kablo (Alm. NYM-Kabel, n; Fr. câble NYM, m; İng. NYM installation cable) elk. Açıkta ya da nemli ve korozif ortamlarda kullanılan, en çok 500 V’luk PVC yalıtımlı kablo; eşanlam: NYM kablo.

ara boşluk kaybı (Alm. Spaltverlust, m; Fr. perte de l’écart, f; İng. gap loss; longitudinal offset loss) elk. Aynı eksende olup aralarında bir açıklık bulunan iki optik lif ya da bir ışık kaynağı ile optik lif arasındaki enerji aktarımında uğranan kayıp.

ara frekans (Alm. Zwischenfrequenz, f; Fr. fréquence intermédiaire, f; İng. IF; intermediate frequency) elk. Alıcıya gelen sinyalin taşıyıcı frekansının yerel bir salınıcı frekans ile karıştırılarak ötelendiği, taşıyıcı frekansa göre daha küçük olan frekans.

ara frekans katı (Alm. Zwischenfrequenzstufe, f; Fr. étage de fréquence intermédiaire, m; İng. IF stage;

intermediate frequency stage) elk. Kipçözme devrelerinde, almaç katı ile taban frekans katı arasında yer alan ara frekansa indirme, süzme ve kuvvetlendirme işlemlerinin yapıldığı devre grubu.

ara taşıyıcı ağ (Fr. liaison de raccordement à la ligne principale, f; réseau de backhaul, m; réseau d'amenée, m;

İng. backhaul; backhaul network) elk. Sıradüzensel teleiletişim ağlarında, omurga ağ ile ağın sınırında yer alan abone terminalleri, uydu yer istasyonu, radyo istasyonu gibi birimler arasındaki bağlantıyı sağlayan ve trafiği taşıyan ağ kısmı.

arabağlantı kablosu (Alm. Verbindungkabel, n; Fr. câble d'interconnexion, m; İng. interconnect cable;

interconnecting cable; interconnection cable) elk. Farklı elektronik aygıtları birbirine bağlamaya yarayan optik ya da elektriksel bağlantı elemanı.

arabağlantılama (Alm. Zusammenschaltung, f; Fr. interconnexion, f; İng. interconnection) elk. 1. Bilgisayar iletişim ağlarında iki sistemin daha büyük bir topoloji üzerinde ve karşılıklı fiziksel olarak bağlanıp iletişim kurmaları. 2. Teleiletişimde, bir taşıyıcı ağ ile bir abonenin donatımı arasında ya da iki taşıyıcı ağ arasında, söz konusu taşıyıcılara ait olmayan donatımlarla bağlantı kurulması.

arabağlantılı ağlar (Alm. Verbindungsnetze, pl; Fr. réseaux interconnectés, pl; İng. interconnecting

networks) elk. 1. Elektrik enerjisi üreten farklı şebekelerin bir ülkenin elektrik gereksinimini dengeli bir şekilde sağlamak için bağlantılanması. 2. Teleiletişimde çağrıların uçtan uca tamamlanabilmesi için abonelerin bağlı olduğu ağların arasında yer alan ağlar.

araç dolum istasyonu (Alm. Ladestation für Elektrofahrzeuge, f; Ladesäule, f; Stromtankstelle, f; Fr. station de recharge, m; İng. charge point; charging point; electric recharging point; electric vehicle charging station; EV charging station) elk. Elektrikli ve benzin-elektrik hibrit taşıtların akülerinin doldurulmasını sağlayan, uygun kablo ver bağlantı uçları ile donatılmış elektrik sağlama tesisi.

arama 1. (Alm. Anruf, m; Fr. appel, m; İng. call; dialing) elk. Telefon ve benzeri aramalı şebekelerde hedef alıcının numarasını çevirerek bağlantı kurma girişimi; eşanlam: çağrı. 2. (Alm. Aufsuchung, f; Suche, f; Fr.

recherche, f; İng. search) müh. Bir şey bulma amacıyla özenle ve dikkatle bakınma.

arama sargısı (Alm. Prüfspule, f; Suchspule, f; Fluxmeter, m; Fr. capteur inductif; bobine exploratrice, f;

fluxmètre, m; İng. inductive sensor; search coil) elk. Bir manyetik ya da elektromanyetik kaynağın yerini ve yönünü bulmak için kullanılan bobin.

aramalı hat (Alm. Wählleitung, f; Fr. ligne commutée, f; İng. dial-up line) elk. Bir bilgi işleme birimini başka bir birimle iletişime geçirmek için telefon ağı üzerinde anahtarlanarak kurulan bağlantı.

aramalı modem (Alm. Wählmodem, n; Fr. modem numéroteur, m; İng. dial-up modem) elk. Veri iletişimini telefon şebekesi üzerinden numara girerek gerçekleştirmede kullanılan modem.

(14)

araya girme tonu (Alm. Aufschaltungston, m; Fr. tonalité d’intervention, f; İng. intrusion tone) elk. İki kişi arasında bir telefon konuşması yapılırken araya üçüncü bir kişinin girmesi durumunda konuşma işaretinin üstüne eklenen duyulabilir ton.

araya yerleştirme kaybı (Alm. Einfügungsdämpfung, f; Einfügungsverlust, m; Fr. affaiblissement d’insertion; İng.

insertion loss) elk. Bir iletim hattı üzerinde, araya süzgeç türü pasif iki kapılı bir devrenin sokulmasından kaynaklanan güç kaybı.

arayan numara tanıtıcısı (Alm. Anruferkennung, f; Fr. identification de l’appelant, f; İng. caller ID) elk. Teleiletişim sistemlerinde, bir çağrı alıcısının, çağrıyı yanıtlamadan önce arayanın numarasını görebilmesini sağlayan etiket.

arazi profili radarı (Alm. Geländefolge Radar; Tiefflug Radar; Fr. radar de navigation à très basse altitude, m;

İng. terrain-following radar) elk. Uçaklarda uçuş kontrol sistemine yardımcı olmak üzere yeryüzünün profilini izleyen radar.

ardışık devre (Alm. sequentielle Schaltung; Folgeschaltung, f; Fr. circuit séquentiel, m; İng. sequential circuit) elk. Herhangi bir andaki çıkış değerleri, hem giriş değerleri hem devrenin o andaki durumu tarafından belirlenen sayısal devre.

ardışık sistem (Alm. sequentielles System; Fr. système séquentiel, m; İng. sequential logic system; sequential system) elk. Bir mantık devresinde çıktıların hem sistemin önceki durumuna hem de o andaki girdilerine bağlı olması; eşanlam: ardışık mantık sistemi.

ardışık yaklaşıklama (Alm. sukzessive Annäherung, f; Fr. approximation successive, f; İng. successive approximation) 1. elk. Analog sayısal çevirici tasarımında kullanılan ve her adımda değişkenin üstten ve alttan bulunduğu aralığı iki katı küçülterek geometrik hızla yapılan sayısallaştırma. 2. müh. Matematikteki yaklaşıklama probleminde, bilinmeyen değerin bilinen değerlerle art arda karşılaştırılmasına dayalı kestirim çözümü.

arıza akım kesicisi (Alm. Schutzschalter, m; Fr. interrupteur de défaut, m; İng. fault interrupter) elk. Kısa devre, aşırı yüklenme gibi arıza durumlarında elektrik bağlantısını kesen aygıt.

arıza yönetimi (Alm. Fehlermanagement, n; Fr. gestion des incidents, f; gestion des pannes, f; gestion d’anomalies, f; İng. fault management) elk. Bir teleiletişim ağında olan arızaları saptamak, arıza noktasını sistemden ayırmak ve arızaları düzeltmek gibi işlevlerine yerine getirmek üzere tanılayıcı testler yürütmek, hataları raporlamak ve hata kayıtlarının analizini yapmak gibi faaliyetler bütünü.

aritmetik kodlama (Alm. arithmetische Kodierung, f; Fr. codage arithmétique, m; İng. arithmetic

coding) elk. Kodlanacak ögelerin rastlanma olasılıklarını kodlama esnasında kestirip güncelleyerek ve daha sonra bu olasılıkları kod sözcüklerinin seçiminde kullanarak yapılan veri sıkıştırma.

ark aralığı (Alm. Funkstrecke, f; Fr. écartement des électrodes, m; İng. spark gap) elk. Belirli bir yüksek gerilim altında akımın boşalması için gereken elektriksel alanın sağlandığı elektrotlar arasındaki en büyük uzaklık;

eşanlam: ark boşluğu.

ark direnci (Alm. Lichtbogenwiederstand, m; Fr. résistance d’arc, f; İng. arc resistance) elk. Arklı boşalmada elektrotlar arasındaki gerilimin ark akımına oranı.

ark dolanması (Alm. Überschlag, m; Fr. contournement d’arc, m; İng. flashover) elk. Arklı elektrik boşalmasının, yalıtkan bir malzemenin etrafından dolaşarak geçmesi.

arka pano (Alm. Rückplatte; Fr. fond de pannier, m; panneau arrière, m; İng. back panel; backplane) elk. Çok katlı bir çatı üzerinde yer alan bilgisayar, santral gibi karmaşık bir elektrik düzeninde çoğunlukla kabloların arabağlantılarını sağlamak üzere yararlanılan arka yüz.

arkadan parola gözleme (Alm. Schulter-Surfen, n; Fr. espionnage par dessus l'épaule, m; İng. shoulder surfing) elk. Bilişim güvenliğinde, bir makine başında parolasını yazan kişinin parolasını arkasında durup gözetleyerek öğrenmek.

arkaplan (Alm. Hintergrund, m; Fr. d'arrière-plan; arrière-plan, m; İng. background) elk. 1. Bilgisayarda öncelikli işlerden arta kalan zamanda yürütülen veya gerçek zamanda yürümeyen işlerin düzeyi. 2. Bir televizyon ya da film sahnesinde aktif olan ögelerin dışında kalan ortamın görüntüsü, gürültüsü, aydınlık seviyesi. 3. İş

çizelgelemesinde düşük öncelikli ya da kullanıcı etkileşiminin gerekmediği işlerin düzeyi.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Şekil 7.4’deki devre girişine, Şekil 7.5’deki işaret uygulandığında çıkış işaretinin şekli, frekansı ve genliği ne olur açıklayınız? Vgr ve Vçk işaretlerini

21 Açık Lise Devam Ediyor 8 Dönem 1.DÖNEM. 2020242 SAMET SOM BİLGİSAYARLI

Tür ki ye bu ra da da em per ya list le rin plan la rý nýn pe þin - den tam bir sü rük len me i çin de.. Tür ki ye bu ra da da em per ya list le rin plan la rý nýn pe

Yurt içinde ve yurt dışında yapılması planlanan bir çok mimari yapının Elektrik Projelerinin tasarımında Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak 2,5 yıl görev yaptı.

• NOKTASAL KAYNAKTAN ÇIKAN IŞINLAR KONİK OLARAK BELLİ BİR AÇIYLA

ABONE, abonelik sözle mesinin imzalanmas s ras nda ibraz etti i belgeler ve beyan etti i bilgilerle ilgili tüm de i iklikleri MODEXI ye yaz l olarak, Mü teri

Abonman hakkını ödemekle kütlevi enformasyon vasıtalarına evvelceden yazılma1. Abonmandan istifade