• Sonuç bulunamadı

BAHAR DÖNEMĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠNDE TEMEL ĠġLEMLER VE PROSESLER - II LABORATUARI DENEY FÖYÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BAHAR DÖNEMĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠNDE TEMEL ĠġLEMLER VE PROSESLER - II LABORATUARI DENEY FÖYÜ"

Copied!
67
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ONDOKUZ MAYIS ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ

ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ

2020-2021 BAHAR DÖNEMĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠNDE

TEMEL ĠġLEMLER VE PROSESLER - II LABORATUARI DENEY FÖYÜ

PROF.DR. YÜKSEL ARDALI

ARġ. GÖR. BĠLGE AYDIN ER ARġ. GÖR. HANDAN ATALAY

SAMSUN 2021

(2)

ĠÇĠNDEKĠLER

I. Laboratuvar Deney ÇalıĢmalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar 3

II. Deney Raporu Yazım Kılavuzu 5

III. Deney Notunun Hesaplanması Kategori Puan1arı 6

1. Kimyasal Çöktürme ile Cr+6 Giderimi 13

2. Biyolojik Arıtım ve Aktif Çamur Kinetiği 18

3. Yoğunluk ve Viskozite Ölçümleri 24

4. Elektrooksidasyon Ġle Boyar Madde Giderimi 30

5. Ekstraksiyon 27

6. Gaz Transferi 33

7. Hava Sıyırma Ġle Amonyak Giderimi 47

8. Isı Aktarımı 52

(3)

Laboratuvar çalıĢmalarının güvenilirliği, kullanılan deney yöntemlerinin hassasiyeti kadar çalıĢanların dikkat ve özenlerine de bağlıdır. Bu yüzden çalıĢmalar esnasında aĢağıdaki kurallara uyulması çalıĢanların kendisi ve çevresindeki arkadaĢları için olduğu kadar yapılan deneyin güvenilirliği bakımından da son derece önemlidir. Bu nedenle laboratuvar deneyleri esnasında aĢağıdaki kurallara uyulmasına azami derecede dikkat edilmesi gerekmektedir.

1.1. KĠġĠSEL TEDBĠRLER

a) Her türlü laboratuvar çalıĢması esnasında mutlaka beyaz ve temiz bir önlük giyilecektir. Böylece çalıĢma esnasında olabilecek sıçrama ve bulaĢmalardan elbiselerin zarar görmesi önlenmiĢ olacaktır. Laboratuvar önlüğü olmayanlar laboratuvar çalıĢmalarına kesinlikle alınmayacaklardır.

b) Laboratuvar çalıĢmaları sırasında ve laboratuvara giriĢ çıkıĢ esnasında koridorlarda son derece sessiz olunacak, etrafı rahatsız edecek gürültü ve aĢırı hareketlerden kesinlikle kaçınılacaktır.

c) Palto, pardösü, ceket, Ģapka gibi giyim eĢyaları ile çanta ve kitaplar laboratuvar çalıĢması yapılan masaların üzerine bırakılmayacak, bunlar için ayrılan yerlere konacaktır.

d) Laboratuvarda yiyecek yenmeyeceği gibi sigara içmek, sakız çiğnemek kesinlikle yasaktır. Lüzumsuz hareket ve davranıĢlardan kaçınılmalıdır.

e) Laboratuvara gelmeden önce o gün yapılacak deney okunmalı ve deneye hazırlıklı gelinmelidir. Föylerden anlaĢılmayan noktalar deneye baĢlanmadan önce deney sorumlularına sorulabilir.

1.2. ÇALIġMA ESNASINDA;

a) ÇalıĢma esnasında temizlik ve düzene azami derecede dikkat edilecektir. Kullanılan malzemenin üzerine etiket yapıĢtırılarak ne oldukları, hangi gruba ait oldukları ve deney günü yazılacaktır.

b) Deneyde kullanılacak cam vs. malzemeler deneyden önce masalarda hazır bulundurulacaktır. Ġlave olarak gerekecek alet ve malzemeler ilgili görevlilerden istenecek, masa ve dolaplar karıĢtırılmayacaktır. Yerlerinden alınan malzeme ve reaktif ĢiĢeleri kullanıldıktan sonra teslim edilecektir.

(4)

d) ÇalıĢma esnasında masa üzerine asit dökülmesi halinde kâğıt havlu ile asit emdirilir. Takiben karbonat dökülür ve yıkanır. Eğer asit seyreltik ise sadece su ile yıkanıp kurulanır. Bazların dökülmesi halinde seyreltik asetik asitle nötralleĢtirilir.

e) Herhangi bir kimyasal madde koklanacaksa elle yelpazelenerek koklanmalıdır.

Buruna direkt yaklaĢtırılarak koklanmamalıdır.

f) Yüze veya gözlere herhangi bir kimyasal madde sıçrayacak olursa hemen bol suyla yıkanmalıdır. Hatta mümkünse bütün yüz musluğun altına sokularak uzun süre yıkanmalı ve bu arada hemen deney sorumlularına haber verilmelidir.

g) Deneyde kullanılan cam eĢyalar masaların uç kısımlarına konulmamalıdır.

h) Kuvvetli asit ve bazlar pipetle çekilirken ağızla emilmez. Aksi halde ağza kaçan bu gibi maddeler büyük zararlar verebilirler. Buna benzer bir durumda ağız su ile çalkalanarak uzun süre yıkanmalı ve deney sorumlularına haber verilerek ağza kaçan asit ise zayıf bir bazla, baz ise zayıf bir asitle ağzın çalkalanması sağlanmalıdır.

i) Deneysel çalıĢma sırasında laboratuvar içinde gezinmek, aletleri kurcalamak yasaktır. Deney sorumlularından izin alınmaksızın deney yapılan kısmın dıĢına çıkılmamalıdır.

1.3. CĠHAZLARLA ÇALIġIRKEN;

a. ÇalıĢma ġekli bilinmeyen hiçbir elektrikli cihaz kullanılmamalıdır.

b. ÇalıĢmakta olan bir cihazın kontrol ve ayar düğmeleri ile kesinlikle oynanmamalıdır.

c. Gaz tüplerine çok dikkat edilmeli ve deney sorumlularından habersiz dokunulmamalıdır.

1.4. ÇALIġMA SONLANDIĞINDA;

a) Deneysel çalıĢma bittiğinde deneyde kullanılan bütün malzemeler önce deterjanla yıkanmalı, sonra birkaç kez su ile çalkalanmalıdır. Daha sonra distile su ile durulanmalı ve eski yerlerine konulmalıdır.

b) ÇalıĢma yapılan masalar, ait olduğu grup tarafından temiz bir bezle silinerek bir sonraki çalıĢmaya hazır halde bırakılmalıdır.

c) Deney sonunda eller sabunla iyice yıkanmalıdır.

(5)

rapor yazım planına uygun olarak yazılacak ve ilgili deney sorumlularına teslim edilecektir.

f) Söz konusu raporlar kontrol edilecek ve laboratuvar dersi notlarında etkili olacaktır.

1.5. KAZALARDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR VE ĠLK YARDIM a) Cilde veya göze kimyasal madde sıçraması halinde bol su ile yıkanmalı, ilk yardım kuralları çerçevesinde hareket edilmelidir.

b) Kesik veya kanamalarda; sorumlulara haber verilerek, gerekli müdahalenin yapılması sağlanmalı, kanamanın durdurulmasına çalıĢılmalıdır. Yara, laboratuvar ilk yardım dolabında bulunan oksijenli su ile temizlenmelidir. Yaralı uygun bir ġekilde yatırılarak kanayan organ yukarı kaldırılmalıdır. Temiz bir bezle yara üzerine 10 dakika basınç (baĢparmakla) uygulanmalı, eğer yara ikiye ayrılıyorsa iki taraftan basınç uygulanarak kenarların bitiĢik durması sağlanmalı, kanama durmuyorsa ana damarlara basınç uygulanmalıdır. Derin kesiklerde tampon yapılarak, sorumlulara bilgi verilmelidir.

c) Giysilerin ateĢ alması durumunda asla koĢulmamalı; yerde yuvarlanarak alev söndürülmeye çalıĢılmalı ve yardım istenmelidir.

d) Bir yangın çıktığında yapılacak ilk iĢ yangını haber vermektir. Yangının yayılmasını önlemek için kapı kapatılıp yardım istenmelidir. Yardım gelince yangın tüpleri ile müdahale edilir.

e) Gaz zehirlenmelerinde öncelikle açık havaya çıkılarak derin nefes alınımı ile ciğerlerin boĢalması sağlanır.

(6)

yanlıĢ ya da fazla veya tekrar bilgilerin yer almamasına; imlâ kurallarına uyulmasına ve kurulan cümlelerde geniĢ zaman edilgen yüklemlerin kullanılmasına dikkat edilmelidir.

2.1 Deney Raporu

Deney raporları, öğrencinin yapmıĢ olduğu deneyi anlayıp anlamadığını ölçmede olduğu kadar deney hakkında bilinmesi gereken temel kavram ve bilgileri de içerdiğinden önemli bir temel kaynak olacak nitelikteki belgelerdir. Bu nedenle, yazılan raporların düzenli olması kadar içeriğinin dolgun ve tatmin edici doğru bilgilerle de dolu olması sonraları açıp okunduklarında faydalı bir kaynak olabilmeleri açısından son derece önemlidir. Bundan dolayıdır ki deney raporları hafife alınmamalı, yazılırken gereken hassasiyetin, titizliğin ve önemin verilmesi gereklidir.

2.2 Deney Notunun Hesaplanması

 Deneyden önce quiz yapılarak öğrencinin hazırlıklı olup olmadığı belirlenecektir. Quiz her deneyden önce 5 dakikalık süre içerisinde yapılacaktır. Quiz soruları hazırlanan bir öğrencinin rahatlıkla yapabileceği düzeyde olacaktır.

 Quize yetiĢemeyen öğrenci deneye alınacak, ancak quiz notu 0 (sıfır) olacaktır.

 Deneylere önlüksüz gelen öğrenci derse alınmayacaktır.

 Deneyler öğrenciler tarafından yapılacaktır.

 Deney raporları deney sorumlularına en geç 7 gün içerisinde teslim edilecektir aksi durumda geç teslim edilen raporlardan her geç getirilen gün için belirli oranlarda puan kırılacaktır. Değerlendirilen raporlar öğrencilere geri verilecektir.

Sonuç olarak, gerçekleĢtirilen quiz sınavları sonucunda alınan puanlar, deney sırasındaki öğrenci performans notu ve deney raporları notu değerlendirilmesi yapılacaktır.

Belirtilen tarihler dıĢında deneyler tekrarlanmayacak ve telafi deneyleri yapılmayacaktır.

AĢağıda deney rapor formatı sunulmaktadır. Deneyler bu format üzerinde hazırlanıp sorumlu araĢtırma görevlilerine teslim edilmelidir.

(7)

ONDOKUZ MAYIS ÜNĠVERSĠTESĠ

2020/2021 GÜZ DÖNEMĠ

ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠNDE TEMEL ĠġLEMLER-I DERSĠ LABORATUVARI DENEY RAPORU

Adı Soyadı :

Öğrenci No :

Grup Numarası :

Deney Adı :

YapılıĢ Tarihi :

(8)

Bölümler Açıklama Puan

Ağırlığı Aldığı Puan

1. Deney Raporunun Formata Uygunluğu

Raporlar belirtilen formatta teslim edilmelidir. Bilgisayarda veya elle yazılmıĢ olarak hazırlanmasında sakınca yoktur.

15

2. Deneyin Anlam ve Önemi- Literatür Özeti

Bu baĢlık altına kısa, sade ve net bir biçimde deneyin amacı yazılır.

(Deneyi ne için yaptık ?).

Literatürde Çevre Mühendisliği uygulamalarında yapılan deneyin amacı, uygulama alanları ve diğer önemli bilgilerden bahsedilir.

20

3. Deneyin YapılıĢının Anlatılması

Laboratuvarda yapılan deneyin aĢamaları detaylı bir ġekilde bu bölümde bahsedilir. Kullanılan cam malzemeler, cihazlar ve kimyasallar açıkça belirtilmelidir.

10

4. Deney Sonuçlarının Hesaplanması

Deney sonucunda ders sorumlusu tarafından istenilen hesaplamalar doğru yapılmıĢ mı? Grafikler eksiksiz çizilmiĢ mi?

20

5. Yorum

Deneyin sonuçlarının çevre mühendisliği açısından önemini belirten, ilgili deney prosesinin tam olarak ne iĢe yaradığını ve mesleki açıdan artı ve eski yönlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.

ġayet varsa sonuçlar ilgili yönetmelik veya limit kriterlerine göre kıyaslanıp değerlendirilmesi yapılmıĢ mı?

25

6. Kaynaklar

Deneyin 2. Bölümünde literatür özeti ile ilgili bilgilerin hangi kaynaklardan refere edildiği bu kısımda detaylı bir ġekilde yazılır.

10

7. Kopya ġüphesi Durumu

Deneyin herhangi bir aĢaması için yazılan rapor, bir baĢka rapor ile benzerlik taĢıyorsa Rapor her iki öğrenci için (daha fazla olabilir) doğrudan sıfır olarak değerlendirilecektir.

“0”

TOPLAM PUAN 100

* Bir kere kopya olayı ile alakalı olarak “0” alan öğrenciler puan hesaplamasında raporun katkısından faydalanamayacaklar.

(9)

amaçlarından, faydalarından ve diğer gerekli temel bilgilerden bahsedilir.

3.1 Kullanılan Kimyasallar 1-

2- 3- 4- 5- 6-

3.2 Kullanılan Araç ve Gereçler 7-

8- 9- 10- 11- 12-

3. DENEYĠN YAPILIġI

(10)

yazdıklarınızın doğruluğunu Ģu Ģekilde kontrol edebilirsiniz, bu anlatımla aynı deneyi kimsenin yardımı olamadan tekrar yapabilirim/yapamam.

(11)

yazılmalı.

(12)

yazılır.

(13)

aĢağıdaki düzene göre raporun sonunda kaynaklar bölümünde verilmelidir.

Yazarın soyadı, Adının ilk harfi, (yıl), “Makalenin adı”, Kitabın/derginin adı, Sayı (cilt), Sayfa no, Yayınevinin adı, Ülke/ġehir adı.

Sorumlu Ġmzaları Adı Soyadı : Unvanı :

Ġmza :

(14)

indirgenmesi ve daha sonra yüksek pH değerinde çöktürülmesidir.

2. GENEL BĠLGĠ:

1.1. Genel Bilgi

Krom, çeliğin sertleĢtirilmesinde, paslanmaz çelik üretiminde ve çeĢitli alaĢımların eldesinde kullanılır. Özellikle otomobil parçalarında ve kesici aletlerde korozyon önleyici kaplama olarak kullanımı da yaygındır. Krom, cama zümrüt yeĢili bir renk verir ve sık tercih edilen bir katalizördür. Yakut ve zümrütün rengini veren de krom elementidir. Yün liflerinin boyanmasında da en çok kullanılan boyar maddelerden biri krom mordan boyar maddeleridir. Ancak günümüzde atık sularda bulunacak krom miktarı sınırlandırılmaya baĢlanmıĢtır. Atık suda istenilen sınır değerlere ulaĢmak için akla gelen ilk çözüm metal iyonu içermeyen reaktif boyaları kullanmaktır.

1.2. Çevre Açısından Önemi

Krom kirliliği içeren atıksular biyolojik oksijen ihtiyacı değeri düĢük, genellikle asidik, suda yaĢayan ve bu suyu kullanan canlılar için çok zehirli, kendi kendine temizlenme veya arıtılmada etken mikroorganizmaları öldürücü nitelikte inorganik karakterli sulardır.

1.3. Krom İndirgemesi

Krom çeĢitli değerlikler alabilmekle birlikte, sularda esas olarak (+3) ve (+6) değerlikli olarak bulunur. (+3) değerlikli krom Cr(OH)3 oluĢturur. Cr(OH)3 çözünürlüğü çok az olan bir tuzdur. Buna karĢın (+6) değerlikli krom anyon yapısında suda bulunur ve suda bulunabilen katyonların büyük bir çoğunluğu ile yüksek çözünürlüğe sahip bileĢikler yapar. Krom iyon değiĢimi, adsorbsiyon vb. yöntemlerle giderilebilmekle birlikte krom gideriminde en kolay ve ekonomik yol Cr+6‟nın Cr+3‟e indirgenmesidir. Ġndirgenme ile oluĢan Cr+3 pH ayarı ile Cr(OH)3

olarak çöktürülüp yüksek verimle sudan uzaklaĢtırılabilir. Bu nedenle krom indirgeme prosesi atıksu arıtımında yaygın olarak kullanılmaktadır. Ġndirgenme için kullanılan baĢlıca maddeler kükürt dioksit, sodyum bisülfit, demir (2) sülfat sodyum metabisülfittir. Bu maddelerin bazılarına ait reaksiyonlar aĢağıda verilmiĢtir.

Bu çöktürme reaksiyonları oldukça basit olup alkalinite, pH, suda bulunan iz elementler ve ligandlar ile iliĢkilidir.

(15)

2CrO3 + 6FeSO4 + 6H2SO4 3Fe2(SO4)3 + Cr2(SO4)3 + 6H2O Krom çöktürme reaksiyonu:

Cr+3 + 3OH- Cr(OH)3

2. GEREKLĠ MALZEMELER 2.1. Kullanılan Araç ve Gereçler

• Beher

• Pipet

• Deney tüpleri

• Manyetik karıĢtırıcı

• Spektrofotometre 2.2. Kullanılan Kimyasallar

• K2Cr2O7 Stok çözeltisi

• FeSO4

• H2SO4

• NaOH

• Krom ölçüm kiti (Cr-1A, Cr-2A)

3. DENEYĠN YAPILIġI

K2Cr2O7 stok çözeltisini hazırlamak için 1-1,5 litre saf su içerisine yaklaĢık 1-1,5 ml K2Cr2O7 çözeltisi ilave edilir. Çözeltinin krom konsantrasyonu ölçülerek Co olarak kaydedilir. Behere çözeltiden bir miktar alınarak pH değeri ölçülür. Eğer pH<3 değil ise H2SO4 ile pH ayarlaması yapılır. Asidik ġartlarda kromu +6 değerlikten +3 değerliğine indirgeyebilmek için ortama FeSO4 ilave edilir. Daha sonra tekrar NaOH kullanarak çözeltinin pH değeri yaklaĢık 8-10 aralığında olması sağlanır. pH ayarlamasını takiben çözeltide Cr(OH)3 çökeleğinin oluĢumu gözlenir. Bu iĢlem tamamlandıktan sonra beher üst fazından alınan numunede krom konsantrasyonu tekrar ölçülerek C1 olarak kaydedilir.

(16)

1 3.1. Deneysel Çalışma Planı

Numunenin Cr+6 ve pH değerlerini belirleyiniz. Gerekli indirgen madde (FeSO4) miktarını hesaplayınız.

Grup No Ayarlanacak pH

1 10

2 8

3 6

4 4

5 2

Numunelerin pH değerleri ayarlandıktan sonra indirgen maddenin çok az fazlası ilave edilir ve her grubun beheri jar testi cihazında yaklaĢık 5 dakika karıĢtırılır. Her grup pH 9- 10 olacak ġekilde NaOH ilave ettikten sonra tekrar 10 dakika karıĢtırıp 15-20 dakika çöktürme sonrasında üst fazdan numune alınacak ve Cr(+6) değeri ölçülecek.

ġekil 3. Deneyin ġematik gösterimi 4. HESAPLAMALAR

Verim (%) = [(C0-C1)/C0] *100

Co: BaĢlangıçtaki krom konsantrasyonu (mg/L) C1: Arıtım sonundaki krom konsantrasyonu (mg/L)

5. TARTIġMA ve DEĞERLENDĠRME

YapmıĢ olduğunuz deney ve sonuçlarını değerlendirip yorumlayınız.

(17)

2

2. DENEY BĠYOLOJĠK ARITIM VE AKTĠF ÇAMUR KĠNETĠĞĠ

1. DENEYĠN AMACI: · Biyokütle ve substrat konsantrasyonunun geri devirsiz reaktör içinde zamana bağlı değiĢimini, büyüme hızını ve biyolojik arıtım sistem kinetiğini incelemek.

2. GENEL BĠLGĠ:

Aktif çamur prosesleri atıksu içindeki organik maddeleri aerobik Ģartlar altında çeĢitli mikroorganizmaların büyümesi için kullandıran sistemlerdir. Böylece substratlar mikrobiyal solunum ve mikroorganizma senteziyle uzaklaĢtırılırlar. Bu yöntemle çözünmüĢ veya kolloid halindeki çökelmez durumda bulunan organik maddeler floklaĢtırılarak çökeltilebilir hale getirilir. Aktif çamur mikroorganizmaları arasında bakteri, virüsler, maya, protozoa, rotifer, kurt ve larvalar bulunur. Bu sistem oksijen sağlayıcı bir mekanizma ile donatılmıĢ biyolojik bir reaktör (havalandırma tankı), bir katı-sıvı ayırıcısı (son çökeltme havuzu) ve geri devir pompalarından oluĢmaktadır.

Arıtılacak olan atıksu geri devredilmiĢ aktif çamur akıĢı ile biyolojik reaktöre girmeden hemen önce ya da hemen sonra karıĢır. Reaktördeki aktif çamur ile atıksu karıĢımında bulunan askıdaki katılar (MLSS) aktif çamur sistemlerinde genel olarak 2000-4000 mg/L arasındadır. Geri devirli sistemlerde reaktördeki MLSS nin sürekli aynı değerde kalmasını sağlamak amacıyla son çökeltme havuzundaki çökeltilmiĢ aktif çamurun bir kısmı geri devredilir. Geri devir oranı istenen MLSS konsantrasyonuna ve geri devir akıĢındaki çökeltilmiĢ aktif çamurun konsantrasyonuna bağlıdır. Geri devirsiz sistemlerde ise toplam hidrolik bekleme süresi (HRT) çamur yaĢı da denilen MLSS bekleme süresine (SRT) eĢittir ve bu sürede reaktörde istenen MLSS konsantrasyonunun üretilebildiği, dıĢarıdan çamur ilavesine gerek olmadığı bilinmektedir.

Laboratuvar Ģartlarında sürekli akımlı reaktöre benzeĢimi sağlayabilmek için doldur-boĢalt Ģeklinde reaktör çalıĢtırılır. ġekil 1‟de bir kemostat sistemi Ģematik olarak gösterilmektedir.

(18)

3

ġekil 2.1. Kermostat

Geri devirsiz bir kemostat sisteminde biyokütle için kütle dengesi:

Biyokütledeki net artıĢ = Biyokütle Büyümesi – Sitemden çıkan biyokütle

V :Reaktör hacmi, L,

X :Biyokütle konsantrasyonu, mg/L, µ :Spesifik büyüme hızı, 1/zaman, Q :Debi, L/zaman,

D :Seyrelme hızı.

Geri devirsiz bir kemostat sisteminde substrat için kütle dengesi:

Substrattaki = GiriĢ subst. - ÇıkıĢ subst. - Büyüme için net artıĢ kons. kons. kullanılan substrat

S :Substrat konsantrasyonu, Y :DönüĢüm oranı.

(1)

(2)

(19)

4 2.1. Büyüme Verimi ve Endojen Bozunma:

ġekil 1‟de görülen substrat tüketimi ve biyokütle üretimi kinetiğinin birleĢtirilip düzenlenmesi sonucu (3) büyüme veriminin ve endojen bozunma sabitinin hesaplanması mümkündür. Bu eĢitlikten elde edilen veriler yardımıyla reaktörlerdeki gerçek ve gözlemlenen verim hesaplanabilir.

q :Spesifik substrat kullanım düzeyi, kd :Endojen bozunma sabiti,

Yobs :Gözlemlenen dönüĢüm.

2.2. Kinetik EĢitlikler:

Aktif çamurda meydana gelen substrat uzaklaĢtırma ile ilgili olarak iki temel yaklaĢım mevcuttur. Birinci yaklaĢım aĢağıda görülen Monod ve Michaelis-Menten kinetiğidir.

2.2.1. Monod Bağıntısı:

y :Hücre dönüĢüm katsayısı (0-1 aralığında olur), dX/dt :Hücre büyüme hızı, kütle/ zaman,

µ :Spesifik büyüme hızı, 1/zaman, dC/dt :Substrat kullanım hızı.

(20)

5

Substrat konsantrasyonunun spesifik büyüme hızı üzerine etkileri Ģu Ģekilde ifade edilir (ġekil 2);

ġekil 2.2. Substrat konsantrasyonunun spesifik büyüme hızı üzerine etkileri.

µmax:Maksimum spesifik büyüme hızı, Ks :Doygunluk sabiti.

Endojen bozunma - Ġç çürüme (parçalanma) hızı ise;

ke : Hücre çürüme katsayısı

2.2.2. Michaelis - Menten Hız EĢitliği;

re : Substrat kullanım düzeyi,

(21)

6

Km : Kullanım hızı maksimum hızın yarısı olduğundaki substrat konsantrasyonu, kütle/hacim, ks : Maksimum substrat kullanım hızı, kütle substrat/kütle mikroorg. zaman

2.3. Lineweaver – Burk YaklaĢımı;

Substrat konsantrasyonunun büyüme hızı üzerine etkisini belirlemek için (1.10) kullanılacaksa, Dm ve Km değerlerinin bilinmesi gerekir. Bunun için farklı substrat konsantrasyonlarında kesikli reaktörlerle testler yapılır ve hepsinde reaksiyon derecesi ölçülür. ġekil 3‟deki gibi grafiğe aktarılarak Dm ve Km bulunur.

ġekil 2.3. Lineweaver – Burk yaklaĢımının grafiksel ifadesi.

2.4. Besin-Mikroorganizma Oranı (F/M) ve Çamur YaĢı:

Her an değiĢmekte olan besin-mikroorganizma oranı substrat kullanım özgül hızına bağlıdır (1/X)(dC/dt) ifadesine eĢittir. Bu ifadenin integrali alınırsa;

M : Ortamdaki mikroorganizma konsantrasyonu, F : Ortamdaki substrat konsantrasyonu,

ΔC / Δt : Substrat kullanım hızı.

(22)

7

Çamur yaĢı (Reaktörde ortalama hücre kalıĢ zamanı) (θc) ise reaktördeki toplam çamur miktarının birim zamanda reaktörden atılan çamur miktarına oranı olarak ifade edilir.

Xu : Atık aktif çamur akıĢındaki aktif biyolojik katılar.

ġekil 2.4. Tek Kademeli Sürekli Geri DönüĢümsüz Aktif Çamur Sistemi

3. DENEYĠN YAPILIġI:

1- Reaktöre çalıĢacağınız hacimde atık suyu ve aktif çamuru koyunuz.

2- Alıkonma süresine göre atık suyun reaktöre gelme debisini ayarlayınız.

3- ArıtılmamıĢ suyun pH, organik madde, çözünmüĢ oksijen ve biyolojik oksijen ihtiyacı analizlerini yapınız.

4- Reaktörden numune alarak çamur hacim indeksi değerini bulunuz.

5- Sistem yatıĢkın duruma gelince, atık suda yaptığınız analizleri arıtılmıĢ suda da yapınız.

4. HESAPLAMALAR

1- Yapılan analizleri tablo haline getiriniz ve organik madde miktarına göre sistemin arıtım verimliliğini hesaplayınız.

1-Alıkonma Süresi: Reaktörde sıvının kalıĢ süresine denir. AĢağıdaki Ģekilde ifade edilir;

t = V/Q

(23)

8 t:Alıkonma Süresi

V: Reaktör Hacmi Q:AkıĢkanın Debisi dır.

2- Arıtım verimliliği aĢağıdaki ifadeyle tarif edilir;

E = Yüzde olarak arıtım verimliliği

S0 = ĠĢlem görmemiĢ suyun herhangi bir parametresi S = ĠĢlem görmüĢ suyun herhangi bir parametresi dir.

3-Çamur Hacim indeksi (ÇHĠ) ~ Çamur Ġndeksi:

SVI = VSR / XT

Burada;

SVI(Sludge Volume lndex) = Çamur Hacim Ġndeksi(mL/g) VSR = Çöken Çamur Hacmi (mL/L)

XT = Kuru Çamur Ağırlığı (g/L) dır.

Kuru Çamur Ağırlığı (g/L): 1g. kuru aktif çamurun, 30dk'lık çökme zamanı sonunda hangi hacme mL cinsinden sahip olduğunu gösterir. Ġyi floklaĢan bir aktif çamurda bu indeks 50- 100mL/g civarındadır. ġayet indeks 200mL/g üzerinde çıkarsa ĢiĢkin çamur durumu söz konusu olmaktadır. Bu durumdaki ĢiĢkin çamur son çökeltme havuzunda tutulamaz, çünkü bakteri flokları birbirinden ayrılır ve aralarında ipliksi bakteriler ve mantarlar meydana gelir.

4. TARTIġMA ve DEĞERLENDĠRME

YapmıĢ olduğunuz deney ve sonuçlarını değerlendirip yorumlayınız.

(24)

9

3. DENEY YOĞUNLUK- VĠSKOZĠTE DENEYĠ 1. DENEYĠN AMACI

Sıvıların yoğunluğunun ve değiĢik yöntemler kullanılarak viskozitelerinin belirlenmesi 2. GENEL BĠLGĠLER

2.1. Yoğunluk Ölçümü

Maddelerin 1 cm3‟ünün gram cinsinden kütlesine yoğunluk (özkütle) denir. Öz kütle (ρ) ile gösterilir. Aynı hacme sahip iki cisimden, diğerine göre yoğunluğu fazla olanın kütlesi de daha fazladır.

Kütle (m) ve hacim (V) arasında;

bağıntısı vardır.

Yoğunluk (özkütle) birimi g/cm3‟tür. Uluslararası birim sisteminde (SI) birim sisteminde yoğunluk kg/m3 olarak verilir. Saf maddelerin (element ve bileĢik) yoğunlukları (özkütle) sabittir. KarıĢımların yoğunluğu (özkütle) ise sabit değildir. Bir maddenin yoğunluğundan söz ederken sabit bir sıcaklıktaki yoğunluğundan söz edilmelidir. Sıcaklık değiĢtiğinde maddenin hacmi değiĢeceğinden yoğunluğu da değiĢir. Özellikle gazlardaki değiĢiklik daha belirgindir.

Yoğunluk, maddenin karakteristik özelliği olmasına rağmen yalnız yoğunluğu bilinen bir maddenin hangi madde olduğu anlaĢılamayabilir. Bir maddenin hangi madde olduğunun anlaĢılabilmesi için birden fazla ayırt edici özelliğinin incelenmesi gerekir.

Sıvılar için yoğunluk belirlemede kullanılan yöntemlerden biri piknometre ile ölçümdür. Bu yöntemde bilinen hacimde cam bir tüp yoğunluğu ölçülecek olan sıvı ile doldurulur ve sıvının ağırlığı bulunur. Ağırlık/hacim oranından yoğunluk bulunur.

Piknometreler küçük, hafif ve genelde camdan yapılmıĢ kaplardır. 20-25ºC‟deki akıĢkan olan bütün sıvıların özgül ağırlığını ve yoğunluğunu tayin eden araçlardır.

(25)

10

ġekil 3.1. Piknometre

Özgül ağırlık tayininde çeĢitli piknometreler kullanılmaktadır. Bunlar;

 Sprengel ostwal (tüpü) piknometresi

 Reischauer tipi piknometreler

 Boot tipi piknometrelerdir.

En fazla kullanılanı Boot tipi piknometrelerdir.

2.2. Viskozite Ölçümü

Sıvının bir kısmının diğer bir sıvı tabakasının akımına karĢı gösterdiği dirence viskozite denir. Sıvıların viskozluğu molekül yapıları ve moleküller arası etkileĢmelerle yakından ilgilidir.Herhangi bir boru içinde akan bir sıvının akıĢ hızı akımı sağlayan yürütücü kuvvet ile akımı engellemeye çalıĢan direncin büyüklüğüne bağlıdır.

2.2.1. Viskozite Üzerine Etki Eden Faktörler

Aynı sınıfa ait bileĢiklerde, viskozite mol tartısı ile artar. Örneğin düz zincirli hidrokarbonlarda zincir uzadıkça viskozite artar. Hidroksil grubu içeren bileĢiklerde hidrojen bağı viskoziteyi arttırır. Bu nedenle örneğin kloroformun mol tartısı suyunkinden daha büyük olmasına rağmen viskozitesi daha azdır. Aynı Ģekilde gliserinin viskozitesinin fazlalığı molekülünün üç hidroksil bağı içermesindendir. Genel olarak; bir sıvının viskozitesi o sıvının

(26)

11

moleküllerinin büyüklüğüne, biçimine ve kimyasal tabiatına bağlıdır. AyrıĢma sıvılarda anormal derecede fazladır. Sıcaklık arttığında gazların viskozitesi arttığı halde sıvılarınki azalır.

AkıĢ orta noktada en hızlı, kenarlara gidildikçe azalır. Tam orta noktada Vy = max. ve tam tabaka üzerinde Vy = 0 olur. Birbirlerine göre 1 cm uzaklıkta bulunan birim alanda iki paralele sıvı düzlemin arasındaki hız farkını birim olarak tutmak için gereken kuvvete viskozite katsayısı denir ve ŋ ile gösterilir. Bazı maddeler için viskozite katsayısı değerleri tabloda verilmiĢtir.

ŋ : kg.s-1.m-1 (MKS)

ŋ : dyn.s.cm-2 = 1P (CGS) Viskozite birimi olarak Poise (P) kullanılır.

Tablo 3.1. Bazı maddelerin 25 °C‟de ve 1 atm basınçta ŋ değerleri

 Viskozite katsayısı azaldıkça viskozite artar, akıĢkanlık azalır.

 Viskozite katsayısı arttıkça viskozite azalır, akıĢkanlık artar.

 Çok yüksek hızlı olmayan akıĢlara laminer akım denir. Newton yasasına uyar.

 Çok hızlı olan akıĢlara türbülans akım denir ve Newton yasasına uymaz.

Viskozite ölçümü için birbirinden farklı birkaç yöntem vardır. Viskozite ölçmek için kullanılan araçlara “viskozimetre” viskozite ölçme iĢlemine ise “viskozimetri” denir. Kılcal viskozimetre, düĢen küre viskozimetresi, dönme viskozimetresi ve Engler viskozimetresi çok kullanılan viskozite ölçen araçlardan bir kaçıdır.

2.2.2. Oswald Viskozimetresi ile Viskozite Ölçümü

Yarıçapı r olan kılcal bir borudan (I = kapiler boru boyu) t zamanında ve sahip P basıncı altında akan bir sıvının hacmi Poiseuille eĢitliğine göre aĢağıdaki gibidir.

Bu eĢitlikten ŋ çekersek;

(27)

12

olur.

Ġki farklı sıvı için kılcal borunun uzunluğu, yarıçapı ve akan sıvı hacmi sabit olduğuna göre, bu sabitler k ile gösterilirse;

(1.4) olarak yazılabilir.

Viskozimetrelerde yoğunluğu ρ olan sıvıyı kapilerden aĢağıya iten P basıncı;

Ģeklinde hesaplanabilir. Burada h ve g her bir sıvı içinde sabit olduğuna göre 1.4 eĢitliğinde 1.5‟i yerine yazılıp eĢitlik düzenlenirse iki sıvı arasındaki viskozite katsayısı oranı;

Ģeklinde ifade edilir.

Sıvılardan biri referans sıvısı olarak alınır. Deneme sıcaklığındaki yoğunluklar çizelgelerden bulunur.

Sıvıların viskozitesi ile sıcaklık arasında

(1.7) bağıntısı vardır. Her iki tarafın logaritması alınırsa;

1.8 eĢitliği elde edilir.

Burada;

A ve E : Sıvıya özgü sabitler T : Mutlak sıcaklık (ºK)

log ŋ ile 1/T arasında çizilen grafiğin eğimi ile E değeri hesap edilir. Bulunan E değeri 1.7 eĢitliğinde yerine konularak viskozite katsayısı bulunur. 1.6 eĢitliğinde viskozite katsayısı bilinmeyen ŋ2 çekilirse;

(28)

13

eĢitliği bulunur. Burada yoğunluk ve akım süreleri farklı sıcaklıklarda ölçülerek yerine yazılır ve viskozite değeri hesaplanır.

ġekil 3.2. Ostwald viskozimetresi

ġekildeki V akan sıvının hacmini, t akma süresini, r kılcalın yarı çapını, h akmanın baĢladığı andaki hidrostatik yüksekliği, l iĢaretli iki çizgi arasında kalan kılcalın uzunluğunu, ρ sıvının yoğunluğunu, ŋ ise viskozluğunu göstermektedir.

Bir metal bilyenin sıvı içinde limit düĢme hızı ölçülerek de viskozluk bulunabilir. Sıvı içinde düĢmekte olan bir metal küre yerçekimi kuvveti ile buna ters yönde olan Stokes sürtünme kuvvetinin etkisi altındır. Bu iki kuvvet eĢitliğinde küre limit hıza eriĢir ve sıvı içinde düzgün doğrusal bir hareketle aĢağıya düĢer.

ġekil 3.3. Stokes yasası uyarınca viskozluk tayini

(29)

14

ġekil 2.3‟de görülen belli bir limit hıza ulaĢma aralığı geçildikten sonra kürenin a ve b arasındaki z yüksekliğinden limit hızla düĢme süresi olan t ölçülür. Buradan V=z/t limit hızı bulunur.

3. DENEYĠN YAPILIġI

3.1. Yoğunluk ölçümü deneyleri:

a) Sıvı yoğunluğunun piknometrik ölçümü;

TemizlenmiĢ, kurutulmuĢ piknometre ĢiĢesini boĢ olarak tartınız.

 Yoğunluğu ölçülecek sıvıyı piknometrenin iĢaretli çizgisine kadar doldurunuz.

 Sıvı ile doldurulmuĢ piknometreyi tartınız.

b) Katı yoğunluğunun piknometrik ölçümü;

 TemizlenmiĢ, kurutulmuĢ piknometre ĢiĢesini boĢ tartınız (m1).

 Piknometreye yoğunluğu ölçülecek katı maddeden 1g kadar ilave ederek yeniden tartınız (m2).

 Ġçerisinde katı madde bulunan piknometre ĢiĢesine referans sıvıyı iĢaret çizgisine kadar doldurarak tartınız (m3).

 Ġçerisinde sadece referans sıvı bulunan piknometreyi tartınız.

3.2. Viskozite Ölçüm Deneyleri

 Size verilen bilyenin çapını mikrometre ile birkaç kez ölçülerek ortalamasını alınız. Aynı bilyeyi tartarak ağırlığını not ediniz. Buradan bilyenin yoğunluğunu hesaplayınız.

Viskozite ölçülecek sıvı ile doldurulmuĢ olan kabın içine bilyeyi atınız. Kaptaki iĢaretli kısımdan faydalanarak bilyenin düĢme zamanı bulunuz, bu iĢlemi birkaç kez tekrar ederek ortalama olarak V=h/t oranını bulunuz. Sonuçları;

denkliğinde yerine koyarak viskoziteyi bulunuz. g = yerçekimi ivmesi (cm/sn2)

(30)

15

 Aynı deneyi viskozitesi bilinen saf su ile yaparak karĢılaĢtırmalı olarak aynı sıvının viskozitesini tekrar tayin ediniz, sonuçları karĢılaĢtırınız. Burada kullanılacak denklik ise;

4. TARTIġMA ve DEĞERLENDĠRME

1. Deneyden elde edilen sonuçları yorumlayınız.

2. Viskozite üzerinde sıcaklığın etkisini tartıĢınız.

3. Piknometre ile yapılan ölçümlerde karĢılaĢılan hataları ve nedenlerini tartıĢınız.

4. Viskozite ve viskozimetri terimlerini tanımlayınız.

5. AkıĢkan nedir? AkıĢkanlar viskozitelerine göre kaça ayrılır, kısaca açıklayınız.

6. Viskozite ölçüm yöntemleri nelerdir, açıklayınız.

7. YapmıĢ olduğunuz deney ve sonuçlarını değerlendirip yorumlayınız.

(31)

16

4.DENEY ELEKTROOKSĠDASYON ĠLE BOYAR MADDE GĠDERĠMĠ DENEYĠ 1. DENEYĠN AMACI: Sentetik olarak hazırlanmıĢ bir boya çözeltisinden faydalanılarak elektrokooksidasyon iĢleminin ve bu iĢlem üzerinde etkili parametrelerin saptanması.

2. GENEL BĠLGĠ:

Elektrooksidasyon; grafit, kaplanmıĢ titanyum, bor kaplı elmas gibi çözünmeyen bir anot malzemesi kullanılarak organik maddelerin direk veya endirekt olarak oksitlenmesi esasına dayanır. Organik kirlilikler elektrokimyasal oksidasyon yöntemiyle direk veya dolaylı oksidasyon prosesi ile anot yüzeyinde parçalanabilir. Bu iki prosesin Ģeması ġekil 1 ve 2‟de gösterilmiĢtir.

ġekil 1. Elektrokimyasal oksidasyon prosesinde kirleticilerin parçalanması

ġekil 2. Elektrokimyasal oksidasyon prosesinde kirleticilerin anot ve katot yüzeyinde parçalanma mekanizması

(32)

17

Direk anodikproseste kirleticiler ilk önce anot yüzeyine adsorbe olurlar ve daha sonra anot yüzeyinden elektron transferi gerçekleĢir. Organik kirleticilerin direk oksidasyon hızı, anodun aktif noktalarına organik bileĢiklerin difüzyon hızı ve uygulanan akım Ģiddeti yardımıyla anodun katalitik aktivitesine bağlıdır. Endirekt elektrooksidasyon süresince organik maddelerin oksidasyonun da etkili olan klor, hipoklorit, hidrojen peroksit ve ozon gibi ajanlar anodik olarak üretilebilir. Her iki oksidasyon mekanizması içinde reaksiyon Ģemaları ġekil 3 ve 4‟de verilmiĢtir.

ġekil 3. Organik bileĢiklerin aktif (a, c, d ve f reaksiyonları) ve aktif olmayan (a, b ve e reaksiyonları) anot yüzeyinde eĢ zamanı olarak anodikoksidasyonu

*(a)Hidroksil radikallerin oluĢumu (•OH), (b)Hidroksil radikallerinin elektrokimyasal oksidasyonu tarafından oksijen dönüĢümü, (c)Daha aktif metal oksit oluĢumu (MO), (d)Daha aktif metal oksidin kimyasal ayrıĢması tarafından oksijenin dönüĢümü, (e)Hidroksil radikalleri vasıtasıyla organik bileĢiklerin (R) elektrokimyasal parçalanması, (f)Daha aktif metal oksit vasıtasıyla organik bileĢiğin (R) elektrokimyasal dönüĢümü

ġekil 4. Organik bileĢiklerin ortamda klor bulunması durumunda anot yüzeyinde dolaylı anodikoksidasyonu

(33)

18

Direk anodikoksidasyon elektrokimyasal çevrim ve elektrokimyasal parçalanma olarak iki farklı yolla gerçekleĢtirilir. Elektroliz süresince aktif oksijenin iki oksit türü anot yüzeyinde elektrokimyasal olarak üretilebilir (MOx). Birisi kimyasal adsorplanmıĢ aktif oksijendir (MOx+1) ve elektrokimyasal çevrimden sorumludur (EĢitlik 1). Diğeri elektrokimyasal parçalanmadan sorumlu olan fiziksel olarak adsorplanmıĢ oksijendir (˙OH) (EĢitlik 2).

R + MOx+1  RO + MOx (1)

R + MOx (.OH)n  CO2 + nH+ ne + MOx (2)

Burada; R, organik bileĢikler; n, anot yüzeyinde adsorbe edilmiĢ olan •OH‟nin sayısıdır.

Elektrokimyasal çevrim sürecince organik maddeler sadece belli oranda parçalanır ve eğer tamamen ortamdan uzaklaĢtırılmak istenirse ardı sıra gelecek bir ilave arıtım gerektirebilir.

Aksine elektrokimyasal dönüĢümün son ürünleri CO2 ve su tam bir arıtımın olduğunun göstergesidir. Fıstık sanayi iĢleme atıksularınınelektrooksidasyon ile arıtımında, anot yüzeyine adsorbe olmuĢ kirliliklerin belli derecede parçalanmasına direk anodikoksidasyon sebep olmasına rağmen, atıksuda kendinden var olan veya daha sonra eklenmiĢ olan klorun anodik reaksiyonlar sonucu dönüĢtüğü hipoklorit vasıtasıyla öncelikle endirekt elektrooksidasyon ile gerçekleĢebilir. Elektrooksidasyon süresince endirekt reaksiyonlar aĢağıdaki eĢitliklerde gösterilmiĢtir (EĢitlik 3-9). Hipoklorit (OCl- ) (EĢitlik 7) atıksu ortamında organik maddeleri oksitleyebilen güçlü bir oksitleyicidir.

Anodik reaksiyonlar:

2 C l  C l2 + 2e (3)

6 HOCl + 3 H2O  2 ClO3 + 4 Cl + 12 H+ + 1,5 O2 + 6e (4)

2 H2O  O2 + 4H+ + 6e (5)

Çözelti reaksiyonları:

Cl2 + H2O  HOCl + H+ + Cl (6)

HOCl  H+ + OCl (7)

(34)

19 Katodik reaksiyonlar:

2 H2O + 2e  2OH + H2 (8)

OCl + H2O + 2e  Cl + 2OH (9)

Elektrokimyasal tepkimeler elektrot-çözelti ara yüzeyinde gerçekleĢen tepkimelerdir. Bu sistemlerde anotta gerçekleĢen olaylara elektrooksidasyon ve katotta gerçekleĢen olaylara ise elektroredüksiyon adı verilmektedir. Anodik ve katodik olayların gerçekleĢebilmesi çözeltianot ara yüzeyinde iyon ya da moleküllerin elektrot yüzeyine adsorblanması ve bunların elektrokimyasal tepkimeye girmesi, elektrot malzemesinin özelliği, ortam koĢulları, sıcaklık vb. etkenlere bağlı olmaktadır. Elektrokimyasal tepkimelerin ara yüzeyinde gerçekleĢen olaylarda anot, elektrot ve elektrolitin özellikleri ile uygulanan potansiyel, elektrokimyasal tepkimenin gidiĢini etkileyen etkenler önemlidir.

Elektrooksidasyon prosesine etki eden parametreler

Yüksek organik kirlilik içeren atıksuların arıtımında elektrokimyasal proseslerin performansını etkileyen faktörler aĢağıda sıralanmıĢtır.

 Ön arıtım,

 Anot malzemesi,

 pH,

 Akım yoğunluğu,

 Eklenen destek elektrolit türleri ve konsantrasyonları,

Ön arıtım: Elektrooksidasyondan önce uygulanabilecek ön arıtım yöntemi bu prosesin verimini artıracaktır. Katı madde ayrımı iyi yapılmıĢ olan bir atıksuyaelektrooksidasyonuygulandığında anotların pasivizasyonu engellendiğinden aynı akım yoğunluklarında daha yüksek artıma verimleri elde etmek mümkündür. Atıksuyun içinde bulunabilecek katı maddeler ortam direncini artırarak akım yoğunluğunun verimini düĢürmekte ve buna bağlı olarak verilen akım ısıya dönüĢerek hem elektrik maliyetlerini artırmakta hemde arıtma verimlerini düĢürmektedir.

Anot Malzemesi: Anot malzemesi elektrooksidasyonu etkileyen en önemli faktörlerden

(35)

20

biridir. Anotların katalitik aktivitesi ve korozyona karĢı olan direnci elektrooksidasyonu etkileyen en önemli faktörlerdir. Yüksek organik içerikli atıksularınelektrooksidasyonunda çeĢitli anot malzemeler çalıĢılmıĢtır. Üçlü Sn-Pd-Ru oksit kaplı titanyum (SPR), titanyum üzeri karıĢık metal oksit kaplı titanyum (Ti/IrO2/RuO2), titanyum üzeri rutenyum oksit kaplama (Ti/RuO2), titanyum üzeri iridyum oksit kaplama (Ti/IrO2), PbO2 ile kaplı titanyum (Ti/PbO2), grafit, SnO2 kaplı titanyum (Ti/SnO2), platin kaplı titanyum (Ti/Pt), bor kaplı elmas (BDD) bunlardan bazılarıdır.

pH: pH, ortamda oluĢan elektrolitik reaksiyonları direkt olarak etkilediği için büyük öneme sahiptir. Elektrooksidasyon için hidroksil radikallerinin oluĢumu için pH birinci dereceden etkilidir. Belli pH değerleri dıĢında hidroksil radikallerinin oluĢum yüzdesi büyük oranda azalacaktır. Ayrıca proses sonucunda pH‟nın değiĢimi de söz konusudur. Elektrooksidasyonda pH giderek düĢme eğilimi göstermektedir. Giderim verimleri baĢlangıç pH‟ına bağlı olduğu kadar son durumdaki pH değerlerine de bağlıdır. Bazı çalıĢmalarda anot malzemesi türüne göre asidik Ģartlarda en iyi giderim verimleri elde edilirken, bazı çalıĢmalarda bazik veya nötralpHdeğerlerinde en yüksek arıtma verimlerine ulaĢılmıĢtır. Bu farklılıklar, muhtemelen atıksuların kompozisyonlarının kompleks olmasından ve kullanılan farklı pH aralıklarından kaynaklanmaktadır.

Akım Yoğunluğu: Elektrokimyasal arıtımda önemli iĢletme Ģartlarından biri de akım yoğunluğudur. Çünkü akım yoğunluğu reaksiyon hızını kontrol eden en önemli parametredir.

Akım yoğunluğunun optimizasyonu elektrokimyasal arıtım yöntemi için çok önemlidir.

Gerekenden fazla akım yoğunluğu uygulandığında maliyet artıĢı oluĢabilir. Ayrıca arıtım çalıĢmalarında akım yoğunluğu ile arıtım süresi yakından iliĢkilidir. Yüksek akım yoğunluğu uygulandığında daha kısa süreli bir arıtım gerçekleĢmektedir.

Eklenen Destek Elektrolit Türü ve Konsantrasyonu: Elektrokimyasal arıtım proseslerinde elektrolit türü, atıksuyun iletkenliğinin artırılmasının yanında dolaylı elektrooksidasyonun hızını ve etkinliğini arttırmak içinde ilave edilir. Ġlave edilen elektrolitler anodik, katodik veya çözelti içerisindeki gerçekleĢen reaksiyonlar yardımıyla dolaylı elektrooksidasyonu artmasına yardımcı olan ara oksidantlara dönüĢürler.

Elektrooksidasyon prosesinin avantajları

1. Kimyasal bir reaksiyon oluĢturmak için herhangi bir kimyasal madde eklemeye gerek kalmaz. Sadece elektronlar kullanılarak istenilen kimyasal maddeler elde edilebilmektedir.

Böylece kimyasal maddeleri depolama ve taĢıma problemi ortadan kalkmaktadır,

(36)

21

2. Basit ekipmanlar gerektirirler, genellikle düĢük sıcaklık ve basınçta çalıĢtırılırlar ve özellikle elektriğin ucuz olduğu yerlerde oldukça düĢük maliyetlidir,

3. Kolay uygulanabilmektedir ve reaksiyon istenildiği gibi kontrol edilebilmektedir ve oldukça etkin sonuçlar vermektedir,

4. Geleneksel metotlarla arıtılamayan toksik kirletici içeren atıksuların arıtılması sağlanabilmektedir.

Elektrooksidasyon prosesinin dezavantajları

1. Elektrot kirliliğinin önlenmesi gerekmektedir (Elektrotların yüzeyinde geçirimsiz tabakalar oluĢabilmektedir),

2. Ucuz ve uzun ömürlü elektrota ihtiyaç duyulmaktır,

3. Arıtılacak suyun belli bir iletkenliğe sahip olması gerekmektedir,

4. Konsantrasyon düĢtüğü için (kütle taĢınımı sınırlı olmasından dolayı) akım verimliliği azalabilir.

Elektrot düzenlemeleri (konfigürasyonları)

En basit Ģekli ile elektrooksidasyon reaktörü bir anot ve katottan oluĢur. Elektrotlar harici bir güç kaynağına bağlandığında, katot pasifleĢmeye maruz kalırken anot malzemesi yükseltgenme sebebi ile zamanla elektrotun yüzeyi aĢınır ve etkinliğini kaybeder. Fakat anot çözünme hızını en aza indirmek için daha büyük yüzey alanına sahip elektrotlar gerektiğinden yukarıda anlatıldığı Ģekilde bir düzenleme çoğu zaman uygun değildir. Bu handikap, elektrotların tek kutuplu modda seri yada paralel bağlanması ile aĢılmıĢtır. ġekil 5‟te bir çift anot ve katodun tek kutuplu modda paralel bağlı olduğu durum görülmektedir.

(37)

22

ġekil 5. Tek kutuplu seri bağlı elektrooksidasyon reaktörü

Hücrelerin seri olarak düzenlenmesi durumunda tüm elektrotlardan aynı akım geçmesine rağmen seri bağlanan hücreler sistemin toplam direncini artırdığı için belirli bir akım Ģiddetini sağlamak için daha yüksek potansiyel fark uygulanması zorunluluğu vardır. Öte yandan, paralel bağlamada ise elektrik akımı tüm elektrotlara, oluĢturulan hücrelerin direnci ile iliĢkili bir Ģekilde dağılır. Bazı araĢtırmacılar, elektrotları çift kutuplu modda seri ya da paralel bağlı Ģekilde kullanmaktadır. Bu tip bir reaktör ġekil 6‟daĢematize edilmiĢtir. Bu düzenlemede dıĢ kısımlardaki elektrotlar güç kaynağına bağlanırken iç kısımdaki elektrotlarda herhangi bir elektriksel bağlantı bulunmamaktadır.

ġekil 6. Çift kutuplu seri bağlı elektrooksidasyon reaktörü

(38)

23

Doğru akım elektrooksidasyon tekniğinde, yükseltgenme sebebi ile anodun etkinliğinin azalması kadar, katot yüzeyinde oluĢan geçirimsiz oksit tabakası oluĢumu da bu teknikte sıklıkla rastlanan bir problemdir. Bu olaylar elektrooksidasyon hücresinin etkinliğini kaybetmesine sebep olur.

Bu problemlerin azaltılmasında alternatif akım elektrooksidasyon tekniğinin kullanımı da bir seçenek olarak sunulmaktadır. Alternatif akım kullanımının, elektrotların anot ve katot sıralamasını belirli periyotlarda değiĢtirmesi sebebiyle yukarıda bahsedilen pasifleĢme sorununu önleyeceği ve bunun bir sonucu olarak da kabul edilebilir bir elektrot ömrü sağlayacağına inanılmaktadır.

GEREKLĠ MALZEMELER 5.1. Kullanılan Araç ve Gereçler

• Beher

• Pipet

• Deney reaktörü

• Manyetik karıĢtırıcı

• Gerilim metre

5.2. Kullanılan Kimyasallar

• Boyar madde

• Hidrojen Peroksit (H2O2)

• 1 N Sülfirik Asit (H2SO4) 6. DENEYĠN YAPILIġI

Anot ve katotlar reaktöre yerleĢtirildikten sonra daha önceden hazırlanmıĢ olan boyar madde çözeltisinden yaklaĢık 750 ml reaktöre doldurularak karıĢtırıcı çalıĢtırılır ve atıksuyun pH değeri gerekliyse çalıĢılması istenen değere ayarlanır. Daha sonra karıĢtırıcı belli bir karıĢtırma hızına ayarlandıktan sonra çözeltinin pH, sıcaklık, iletkenlik değerleri okunarak hazırlanan tabloya kaydedilir. Ardından doğru akım güç kaynağı belirlenen akım ya da potansiyel fark değerine ayarlanarak sistem çalıĢtırılır. Sistemden belirli zaman aralıklarında

(39)

24

örnekler alınarak filtre kağıdından süzülür ve boyar madde analizleri yapılarak aĢağıda verilen tablo doldurulur.

7. HESAPLAMALAR

Deney sonuçlarının hesaplanmasında aĢağıdaki formüller kullanılarak zamana karĢı giderme verimi ve enerji tüketimi eğrileri çizilecektir.

1. Arıtma veriminin hesaplanması: Arıtma veriminin hesaplanmasında aĢağıdaki eĢitlik kullanılacaktır.

2. Enerji tüketiminin hesaplanması: Enerji tüketiminin hesaplanmasında aĢağıdaki eĢitlik kullanılacaktır.

(

) Terimler

Ce: Arıtıldıktan Sonra Kirleticinin Çözeltideki Konsantrasyonu (mg/L) Co: Kirleticinin Çözeltideki BaĢlangıç Konsantrasyonu (mg/L)

I: Akım ġiddeti (Amper) t: Zaman (dak.)

T: Çözeltinin Sıcaklığı (oC)

V: Uygulanan Potansiyel Fark (Volt) v: Çözeltinin Hacmi (L)

W: Birim Enerji Tüketimi Kw-h/m3 η: Arıtma Verimi (%)

k: Çözeltinin Ġletkenliği (µs/cm)

t V I k T pH Ce Ŋ (%) kW

(saat/m3)

8. TARTIġMA ve DEĞERLENDĠRME

YapmıĢ olduğunuz deney ve sonuçlarını değerlendirip yorumlayınız.

(40)

25

5.DENEY EKSTRAKSĠYON

1. DENEYĠN AMACI

Tek kademeli kesikli olarak iĢletilen bir ekstraksiyon sürecinde ikili bir karıĢımdan istenilen ürünün uygun bir çözücü ile ekstraksiyon sürecinin incelenmesidir. Sıvı sıvı ekstraskiyonu ile atık sularda deterjan (anyonik yüzey aktif madde) tayini.

2. GENEL BĠLGĠLER

Herhangi bir fazda bulunan bileĢiğin bir baĢka faza çekilmesi iĢlemine ekstraksiyon denir. Ekstraksiyon bir tepkime karıĢımından bir bileĢiği ayırmada en çok kullanılan bir yöntem olup, kısaca bir karıĢımdan bir bileĢiği çözücü ile çekme iĢlemi olarak tanımlanabilir.

Amaç, çözeltilerden, katı veya sıvı karıĢımlardan bir maddeyi ayırmak ve istenmeyen safsızlıklardan uzaklaĢtırmaktır.

Ekstraksiyon;

 Katı-Sıvı Ekstraksiyonu

 Sıvı-Sıvı Ekstraksiyonu

olmak üzere iki ana baĢlık altında toplanır.

Katı-sıvı ekstraksiyon; baĢlıca doğal ve biyolojik örneklerle ilgili uygulamalarda kullanılır. Katı-sıvı ekstraksiyonunda katının içerdiği maddelerden biri veya bir bölümü uygun bir çözgen ile ekstrakte edilir. Katıların ekstraksiyonu genellikle uzun zaman aldığı için sürekli ekstraksiyon yöntemleri tercih edilir. Maddenin katı içinden diffüzlenmesi yavaĢ bir iĢlem olduğu için katı örnek ince toz haline dönüĢtürüldükten sonra ekstrakte edilmelidir.

Böylece maddenin çözgenle daha fazla teması sağlanır. Katı-sıvı ekstraksiyonunda ise Soxhlet Ekstraktörü denen bir cihaz kullanılır.

Sıvı-sıvı ekstraksiyonu; birbiri içinde çözünmeyen, karıĢmayan ve aynı kap içerisine konulduklarında dıĢarıdan bir etki yapılmadığı takdirde ayrı fazlar halinde kalan iki sıvı arasındaki kütle aktarımıdır. Biri girdi diğeri çözücü olarak adlandırılan bu ikili sistemde çözücü, girdi içerisindeki istenilen bileĢene seçimli olarak hareket eder.

(41)

26

ġekil 5.1. Bir Ekstraksiyon Sisteminin BileĢenleri

Nernst‟in dağılım prensibine göre bir maddenin A ve B fazlarındaki konsantrasyonları arasındaki iliĢki CA/CB = K(sabit) Ģeklindedir. Maddenin iki farklı fazdaki konsantrasyonu maddenin o fazdaki çözünürlüğü ile ilgilidir. Organik kimyasal bileĢikler suda çözünmediği için veya çok az çözündüğü için ayrı bir faz halinde ayrılırlar. Suda çözünmüĢ halde bulunan az miktardaki organik bileĢiğin uygun bir çözücüdeki çözünürlüğü sudaki çözünürlüğünden daha çok olduğundan bu bileĢik ekstraksiyon ile sudan çekilir. Organik bileĢiğin su ve organik çözücü içerisindeki çözünürlük derecelerinin birbirine çok yakın olması durumunda ters akım ekstraksiyonu uygulanır.

Sıvı-sıvı ekstraksiyonu bir deney tüpü içerisinde veya ayırma hunisi kullanılarak yapılsa bile, birbiri ile karıĢmayan iki sıvı çalkalanarak moleküllerin birbiri ile temas etmeleri sağlanır ve böylece istenilen bileĢenin çözücü fazına transferi baĢarılmıĢ olur.

ġekil 5.2. BileĢenlerin Fazlar Arası Transferi EKSTRAKSĠYON

ÜNĠTESĠ

Çözücü Girdi (Çözelti)

Ġçerisinde ayırmak istediğimiz bileĢen ya da

bileĢenler var.

Sıvı Çözelti

Rafinat Bu akımın içerisinde

istenilen bileĢenden az miktarda kalmıĢ

olabilir Ekstrakt

Ġçerisinde istenilen bileĢenler var.

(42)

27

Ekstraksiyon A ve B gibi birbiri içinde çözünmüĢ, kaynama noktaları birbirinden farklı olmayan sıvı karıĢımların ayrılmasında kullanılan bir ayırma iĢlemidir. Bu iĢlemde B‟yi A‟dan daha çok çözen ve A ile karıĢmayan C gibi bir üçüncü çözücü kullanılır. Ġçinde ekstrakte edilmesi istenen madde bulunan faza (A+B) rafinat (ağır evre), çözücünün bulunduğu faza (B +C) ise ekstrakt (hafif evre) denir. Endüstriyel ekstraksiyon uygulamalarında; fazların önce karıĢtırılıp sonra bir baĢka bölmede ayrıldıkları, tek veya çok kademeli sistemler, paralel akımlı ve zıt akımlı olarak kullanılırlar. Ayrıca tepsili(tabakalı) ve dolgulu kolonlarda ekstraksiyon için kullanılabilir.

2.1. YÖNTEMĠN ESASI VE PRENSĠBĠ

Bu metot, metilen mavisinin anyonik yüzey aktif maddelerle reaksiyona girdiğinde mavi renkli tuz veya iyon çifti oluĢturması prensibine dayanır. Metot; anyonik yüzey aktif maddeleri ile (LAS, diğer sülfonatlar ve sülfat esterleri gibi) uygun sonuçlar vermektedir. Bu metot ile tayin edilen maddeler „metilen mavisi aktif maddeleri‟ olarak ifade edilir. Metilen mavisinin, anyonik deterjanlarla reaksiyonu sonucu oluĢan mavi renkli tuz,

kloroformda Bu bu deneyde kolorimetrik ölçüm 652 nm‟de yapılmaktadır. Metot: 0.025 - 100 mg LAS /L konsantrasyon aralığı için uygulanabilmektedir.

3. GEREKLĠ MALZEMELER Kullanılan Araç ve Gereçler

 Spektrofotometre

 Ayırma hunisi Kullanılan Kimyasallar

 Stok Lineer Alkali Benzen Sülfonat (LAS): %100 aktif esaslı 1.00 g LAS‟a eĢit olacak sekilde referans madde tartılarak alınır. Distile suda çözülerek 1 L‟ye tamamlanır. Bu çözeltinin 1 ml‟si 1 mg LAS içermektedir. Çözelti biyobozunmayı engellemek için buzdolabında saklanmalı ve haftalık hazırlanmalıdır.

 Standart LAS Çözeltisi: 10 ml stok LAS çözeltisi distile su ile 1000 ml‟ye seyreltilir.

Bu çözeltinin 1 ml‟si 10 μg LAS içermektedir.

(43)

28

 Sodyum Hidroksit Çözeltisi (NaOH), 1 N

 Sülfürik Asit Çözeltisi (H2SO4), 1N ve 6N

 Kloroform (CHCl3)

 Metilen Mavi Reaktifi: 100 mg metilen mavisi 100 ml distile su içerisinde çözülür. Bu çözeltiden alınan 30 ml‟lik hacim 1000 ml‟lik bir balon jojeye alınır. 500 ml distile su, 41 ml 6 N sülfürik asit ve 50 g sodyum fosfat monobazik monohidrat (NaH2PO4.H2O) ilave edilir. Çözünme tamamlanana kadar çalkalanır ve 1000 ml‟ye distile su ile tamamlanır.

 Yıkama Çözeltisi: 1000 ml‟lik balon joje içerisine 500 ml distile su ve 41 ml 6 N (veya 6.8 mL deriĢik sülfürik asit) sülfürik asit konulur. 50 g NaH2PO4.H2O eklenerek çözülene kadar çalkalanır. 1 L‟ye distile su ile tamamlanır.

 % 30‟luk Hidrojen Peroksit (H2O2)

 Fenolftalein

4. DENEYĠN YAPILIġI

 Alınacak numune hacmi tahmin edilen LAS konsantrasyonuna göre Tablo 3.1‟de verilen değerlere göre belirlenerek ayırma hunisine alınır. Eğer tahmin edilen konsantrasyon 2 mg/L‟nin üzerinde ise 40-200 µg arasında MBAS içerecek Ģekilde distile su ile 100 mL‟ye seyreltilir.

Tablo 5.1. LAS konsantrasyonuna göre alınması gereken numune hacmi Tahmin edilen LAS konsantrasyonu

(mg/L)

Alınan numune hacmi (mL)

0.025-0.08 400

0.08-0.4 250

0.4-2.0 100

 Çözeltiye 1-2 damla fenolftalein damlatılır ve 1 N NaOH ile fenolftalein indikatörünün pembe rengi görünecek Ģekilde alkali yapılır. Sonra 1N H2SO4 ile oluĢan pembe renk giderilir.

 10 mL kloroform ve 25 mL metilen mavisi reaktifi eklenerek 30 sn. süreyle iyice çalkalanır. Daha uzun süreli çalkalama emülsiyon problemine yol açabilir. Kloroform

(44)

29

fazı çekilmeden önce ayırma hunisi tekrar karıĢtırılıp fazların tekrar ayrılması beklenir.

 Kloroform fazı ikinci bir ayrıma hunisine alınır. Ġlk ayırma hunisinin borusu az miktarda kloroform ile çalkalanır. Ekstraksiyon her seferinde 10 mL kloroform çözeltisi ile üç kez tekrarlanır. Eğer su fazındaki mavi renk açılırsa veya kaybolursa deneyin daha küçük hacimdeki numune ile tekrarlanması gerekir.

 Tüm ekstraktlar ikinci ayırma hunisinde toplanır. 50 mL yıkama çözeltisi ilave edilir ve 30 sn süre ile Ģiddetli bir Ģekilde çalkalanır. Bu kademede emülsiyon oluĢmaz.

Fazların ayrılması için beklenip, hafifçe kerıĢtırılır. Kloroform tabakası cam yününden geçirilerek 100 mL‟lik balon jojeye alınır. Tıkama her seferinde 10 mL kloroform kullanılarak iki defa tekrarlanır. Cam yünü ve huni kloroformla yıkanır. Balon joje iĢaretli yere kadar kloroform ile tamamlanır ve iyice çalkalanır.

 KarıĢımın adsorpsiyon değeri aynı Ģekilde iĢlem görmüĢ distile su ile hazırlanan Ģahide karĢı 652 nm dalga boyuna ayarlanmıĢ spektrofotometrede okunur.

4.1.1. HESAPLAMA

5. TARTIġMA VE DEĞERLENDĠRME 1. Ekstraksiyon nedir açıklayınız.

2. Kaç çeĢit ekstraksiyon vardır? Bunlar nelerdir açıklayınız.

3. Ekstrakt ve rafinat terimlerini açıklayınız.

4. Ekstraksiyon iĢleminin uygulama alanları nelerdir.

5. Öğrenci yapmıĢ olduğu deney ve sonuçlarını değerlendirip yorumlar.

Kullanılan Simgeler:

MBAS: Metilen Mavisi Aktif BileĢikleri LAS: Lineer Alkil Benzen Sulfonat

(45)

30

6. DENEY GAZ TRANSFERĠ

1. DENEYĠN AMACI

Laboratuarda havalandırma deneyinin amacı oksijenlenme kapasitesini ölçmek ve difüzörlerin su içindeki derinliği ve hava debisinin oksijen aktarımı üzerindeki etkisini belirlemektir.

2. GENEL BĠLGĠLER

Gaz transferi gerek fiziksel, gerek kimyasal ve gerekse biyolojik arıtma süreçlerinde uygulanan temel iĢlemlerden biridir. Gaz transferi sayesinde proses için ihtiyaç duyulan gazların yüksek hızda hava fazından sıvı fazına; bazı durumlarda da sıvı fazından gaz fazına geçiĢi sağlanır.

Su ve atık su ortamında bulunabilen yüzey aktif ve hidrofobik özellik taĢıyan maddelerin gaz transferini olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Bu tür maddeler, gaz transferinin gerçekleĢtiği ara yüzeylerde film tabakası oluĢturarak transfer sürecini olumsuz yönde etkilerler. Bu hal Gibss Adsorpsiyon Eşitliği ile ifade edilmektedir. Gaz transfer katsayısının yüzey aktif madde konsantrasyonlarındaki artıĢla azaldığı ifade edilmektedir. Bu olumsuz etki mevcut yüzey aktif maddelerin fiziksel ve kimyasal özellikleri ile ilgilidir.

Ayrıca su ve atık su içerisinde bulunan safsızlıklar da suyun gazlara olan doygunluk konsantrasyon değerlerinde (denge konsantrasyonlarında) düĢüĢe neden olmaktadır.

Gaz transferi kısaca gaz moleküllerinin sıvı-gaz ara yüzeyinde yer değiĢtirmesi olarak tanımlanabilir. Bu değiĢim süreci sonunda sıvı faz içerisindeki gazların konsantrasyonları, gazların o koĢuldaki denge konsantrasyonlarına bağlı olarak artma veya azalma gösterir. Eğer herhangi bir gazın sıvı fazındaki konsantrasyonu mevcut koĢuldaki (basınç, sıcaklık, safsızlık vb.) denge konsantrasyonundan düĢük ise gaz hava fazından sıvı fazına geçiĢ yapar (gaz absorpsiyonu); eğer sıvı fazdaki konsantrasyon denge konsantrasyonundan yüksek ise sıvı fazından gaz fazına geçiĢ olur (desorpsiyon). Ancak bir gazın sıvı içerisindeki konsantrasyonu önemli ölçüde sıvı-gaz ara yüzeyindeki toplam basınçtan etkilenir. Bunun anlamı doğal biçimde yüzeyi atmosfere açık olmayan sıvı kütlelerinde çözünmüĢ gazların denge

(46)

31

konsantrasyonlarının, yüzeyi atmosfere açık olan (standart koĢullar) sıvı kütlelerindeki gazların denge konsantrasyonlarından (basınca bağlı olarak) çok daha yüksek olabileceğidir.

Gaz transferi süreci gerek doğal ortamlarda, gerekse mühendislik uygulamalarında geniĢ bir kullanım alanına sahiptir. Örneğin kirlilik ihtiva eden yüzeysel sularda organik kirleticilerin belli ölçüde aerobik mikroorganizmalar tarafından sindirilmesi neticesinde su içerisindeki çözünmüĢ oksijen konsantrasyonu denge konsantrasyonu değerinin altına düĢebilir ve böyle durumlarda havadan oksijen emilmesi (absorpsiyon) süreci baĢlar. Öte yandan metabolik faaliyetler sonucu açığa çıkan karbondioksit gazı, denge konsantrasyonundan daha yüksek değerlere ulaĢabileceğinden desorpsiyon süreci ile havaya geçer. Benzer biçimde alglerin metabolik faaliyetleri sonucu üretilen ve ortama salınan oksijen de zaman zaman suda doygunluk konsantrasyonu değerinin üzerine çıkabilir ve su ortamından desorbe olabilir. Benzer biçimde doğal yüzeysel sularda anaerobik koĢulların geliĢimi neticesi ortama salınan metan ve hidrojen sülfür gibi gazlar da desorpsiyonla ortamdan uzaklaĢır.

Mühendislik uygulamaları açısından gaz transferine çok sayıda gerek adsorpsiyon gerek desorpsiyon örnekleri verilebilir. Su içerisine transfer edilecek bir gazın, atmosferde yok denecek kadar az bulunması ya da havada yeteri kadar yüksek konsantrasyonlarda bulunmaması hallerinde havadan absorpsiyon hızı çok yavaĢ cereyan edeceğinden ilgili gazların yapay olarak üretilmesi ya da herhangi bir yerde üretilmekte olduğu bir noktadan (baca vb.) alınarak ilgili transfer noktasına aktarılması biçiminde de uygulamalar yapılabilir.

Kireç-soda yöntemiyle sertlik giderme prosesinde baca gazından ya da bir CO2 üretecinden (jeneratörden) CO2 gazı elde edilerek su içerisine verilmesi bu duruma örnek olarak verilebilir. Suyun dezenfeksiyonu, tat ve koku problemlerinin giderilmesi ve bazı kirletici veya safsızlıkların kimyasal oksidasyonu için suyun içerisine klor, ozon vb. verilmesi ve bazen de kimyasal indirgenmesi için suyun içerisine kükürt dioksit vb. gazların verilmesi durumları da adsorpsiyon süreci içeren gaz transferi uygulamalarına örnek olarak verilebilir.

Su içerisinde karbonat dengesini sağlamak için ortamdan agresif CO2‟i uçurmak, tat ve koku problemlerine sebebiyet veren gazları gidermek, metal korozyonunu veya beton aĢınmasını önlemek için CO2‟ye benzer biçimde ortamdaki H2S‟i uzaklaĢtırmak, patlama ve yangın riskine karĢı ortamdaki CH4‟ü uzaklaĢtırmak, göle veya baĢka alıcı ortamlara deĢarj

Referanslar

Benzer Belgeler

• 1950-60 arasında öğretmenler için müze ile eğitim el kitabı, UNESCO Bölge Semineri kitapçığı Türkçe’ye çevrisi, Kültür şuralarında müze eğitimi vurgusu.

Kanında kurşun yüksek çıkan işçiler Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi’nde bazen birkaç hafta, bazen birkaç ay tedavi görüyor, sonra yine işbaşı yapıyor.. Kurşun bir

İklimin ve mevsimlerin oluşumu, atmosferin yapısı ve atmosferik gazlar, sera gazları, su döngüsü, ısı dengesi, dünya ve ülkemizdeki su kaynakları, su

A~~z kenar~~ içe do~ru katland~ ktan sonra düzle~tirilmi~; silindir boyun altta bir bo~umla uzun ve damla biçimli gövdeye ba~lanmakta. Sivri ve içi dolu bir damlac~k

Bu çalışmada belirlenen değerler (dikey sapmanın en yüksek mutlak değeri 4°, ortanca değeri kadınlarda 2° ve erkeklerde 2,5°) sağlıklı Türk genç erişkinler için

Literatürde en sık uygulanan ve önerilen adölesan sağlığını geliştirme programlarının beslenme, egzersiz, hijyen, uyku, alkol, ilaç, sigara kullanımı ve

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği. Taha

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil