• Sonuç bulunamadı

Korkmaz Alemdar, TüRKIYE'DE ÇA(;DAŞ HABERLEŞ- MENİN TARIHSEL KÖKENLERI "Iletişim Sosyolosinin Temelleri üzerine Bir Deneme&#34

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Korkmaz Alemdar, TüRKIYE'DE ÇA(;DAŞ HABERLEŞ- MENİN TARIHSEL KÖKENLERI "Iletişim Sosyolosinin Temelleri üzerine Bir Deneme&#34"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KITAP TANITMA:

Doç. Dr. Korkmaz Alemdar, TüRKIYE'DE ÇA(;DAŞ HABERLEŞ- MENİN TARIHSEL KÖKENLERI "Iletişim Sosyolosinin Temelleri üzerine Bir Deneme" (AtTİ. Akademisi Yayın No: 165~ GazeteCilik ve Halkla ilişkiler Yüksek Okulu Yayın No: 6), Ankara, 1981, vın

+ 136.

Dr, Nesimi YAZıCı (İslam KurunHan Tarihi Birimi)

Tarihin bazı bilim dalları ile yakın ilişkisinin bulunduğunu bilmek- teyiz. Bunlardan biri Sosyolojidir. Tarihçi; çeş~tli olayları, 'kurumları incelerken, bunların oluşumlarını etkileyen ortamları, toplumları bilmek durumundadır. Çünkü Tarihin konusu olan herşey toplum içinde cereyan etmiştir. Bir sosyoloğun da bugünlin toplumunu incelerken geçmişin toplumunu bilmesi gerekeceği açıktır. Bu nedenle Tarih ile Sosyoloji arasında yakın bir ilgi vardır. Bununla birlikte tarih olaylarını veya geçmiş kurumları bu açıdan inceleme; başka bir deyişle Tarih-Sosyoloji yardımlaşması çok eskilere de dayanmaz!. Tahiatıyla bu anlayışla ya- pılan çalışmalar da fazla değildir. Bununla birlikte başarılı araştJrnı~ları görebilmekbizi sevindirmektedir. İşte burada tanıtmaya ve tenkidini yapmaya çalışacağınıız eser de bu çeşittendir. AİTİA,Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Sayın Doç. Dr. Kork- maz Alemdar'ın, Türkiye'de Çağdaş Haberleşmenin Tarihsel Kökenleri

"Iletişim SOByolojisinin Temelleri üzerine Bir Deneme" adlı kitabı, Korkmaz Alc~dar kitabın Önsöz'ünde bu çalışmayı iki nedenle yaptığını belirliyor: Türkiye'de İletişim Tarihi konusunda yeterli, genel ve doğru bilgi edinmeye imkan verecek eserlerin henüz bulunmaması;

İletişim Sosyolojisinin Türkiye yönünden incelenmesinin gerekliliği.

i Bkz. A. Z. Velidi Togan, Tarihde UaIJl, ıstanbul, 1969, s. 23; Sulhi Dönmezer, Soayoloji, ıstanb;.ı, 1978, s. LO-LL;Doğan Ergnn, Soayoloji ve Tarih, ıstanbul, 1973'de Sosyolojinin ylln- temleri konusunu işlerken Sosyoloji-Tarih ilişkisini genişçe izah etmiştir. so 17-25, 43.

(2)

'i80 NESİMİ YAZıCı

Doç. Dr. Korkmaz Alemdar, Türkiye'de Çağdaş Haberleşmenin Tarihsel Kökenleri "İletişim Sosyolojisinin Temelleri Üzerine Bir Dene- me" adlı kitabını Giriş'ten !:Onra üç bölüme ayımuş bulunmaktadır.

Biz önce bu bölünilerde ele alınan konuları kısa çizgiler halinde göster- meye çalışalım.

Giriş(s. I-ll). Yazar burada kitabın, "Türkiye'deki çağdaş haber- leşme sisteminin tarihsel kökenlerini araştırmak" amacıyla yazıldığını helirtiyor. Daha sonra haberleşme ve iletişim arasındaki ilişkiyi izah ediyor ve iletişimin haberleşmeden daha şumuIIü bir manaya sahip ol- ması gcrektiğini belirtiyor. Bu kitapta ise, isminden de anlaşıldığı gibi iletişim alanının yalnız belirli bir bölümü olan haberleşme konusu ilc ilgilenileceğini anlatıyor. Yazar daha sonra konu ile ilgili görüşlerini izah ediyor: Örnek; Haberleşmenin önemi, kökeni, ilk şekilleri, haberleş- menin gclişm~ ve yayılmasına etki eden uedeııler; iletişimin Tarih, Sosyoloji ve diğer bilimlerle olan ilişkileri. K. 'Alemdar, (;iriş'ibitirirken ortaya koyduğu görüş'terin ışığı altındakonusunu tekrar açıklama zo- runlul~ğu duyuyor ve; "Bugünkü kitle haberleşml' sistemimiz hangi gelişıncierin sonucu hu yapıyı almıştır sorusunun karşılığını aramak is- tiyoruz. Bu siste~i~, sadece Cumhuriyetten beri gelişen yapıyla belir- lendiğini sanmıyoruz. Osmanlı ve Selçuk sistemleriyle de sınırlı olamaz, çünkü onlar da kendilerinden önceki birikimlerden yararlandılar. Ama- cımız, bu birikimi ana çizgileriyle izlemek, bize kalanları saptamaktır", diyor. Daha sonra eseri üç bölüme ayırıYOL Bu bölümler ve işlenen ko- nular kısaca şöyle gösterilebilir.

Birinci Bölüm (s. 13-46) "Tarihsel Kaynaklar" başlığını almış olan bu bölümde; Genelolarak haberleşmenin, başlangıç ve sebepl~ri, ilk şe- killeri, gelişmesini etkileyen nedenler üzerinde durulmaktadır. Bu hö- lümde daha sonra; Ahamenid, Roma, Bizans, Roma sonrası Avrupa ve nihayet Sasanİ, Emevİ, Abbasİ, Moğol, Memluk haberleşmesi8temleri

üzerinde durulmuştur. .

İkinci Bölüm (s. 47-81) "Osmanlı tmparatorlu~da Haberleşme Sistemi" başlığını taşımaktadır. Burada; Osmanlı haberleşme sisteminin oluşumu, etkilendiği sistemler, XV. yüzyıla kadarki durumu ile ayrıca daha sonraki resmi ve özel haberleşme konuları üzerinde durulmuştur.

Vçüncü Bölüm (s. 83-119) "TUrkiye'de Çağdaş Haberleşmenin KurııIuşu" başlığı altında düzenlenmiştir. Bu hölümde; .Haberleşmede çağdaş gelişmenin kaynakları, bunların Osmanlı İmparatorluğuna etki- leri ve Cumhuriyet döneminde haherleşme konuları işlenmiştir.

(3)

KİTAP TANlTMA 781

SDnuç (S. 121-124)'da; Daha önce ele alınan konuların, ileri Eürülen görüşlerin genel bir değerlcııdirilmesiy apllmaktadlI". Kitap, Yararla- nılan Kaynaklar (s. 125-131) ve Dizin (s. 133-136)'le son bulmaktadır.

Kitabın iı;inde muhtelif sahifelere dağıtılmış 13 resim bulunm~kt~dır.

Bunlarla vcrilen bilgiler tamamlanmak isten.miştir ve kanaatimizce bu faydalı olmuştur.

Sayın Doç. Dr. Korkmaz Alemdar'ın Türkiye'de Çağdaş Haberleş- menin Tarihsel Kökenleri "ıletişim Sosyolojisİnİn Temelleri Üzerine Bir Deneme" adlı kitabı ilc ilgili bir bakıma teknik bilgileri yukarıda vermiş bulunmaktayız. Konu ile ilgilenenler eseri okuduklarında genişliğine bilgi sahibi olacaklardır. Bununla birlikte biz burada cserin muhtcvası içindc katılm~ imkanı bulamadığımız veya biraz daha açıklanmasına gerek duyduğumuz bir-iki nokta ile ilgili görüşlerimizi ortaya koymak isti- yoruz. Bunu yaparken düşüncemiz bir tenkitden çok, yapılan çalışmaya' küçük bir katkıda bulunmaktan ibarettir. Zaten yazar bize bu imkanı r-iriş'in son kısmı olarak verdiği ve ıbn Haldun'un kendi eseri için söy- lediği şu cümlelerle vermiş bulunmaktadır: " ... dileğim odu~ ki, kitabı- mın eksiklerini hoş görerek değil de eleştirici bir gözle incdesinler. Bul- dukları eksiklikleri düzeltsinler ve böyle eksikliklerin olabileceğini dü- şüncrek bağışlasınlar beni. Bilgi sermaycsi, bilginlerin ortak malıdır.

Suçu ve eksiği boyuna almak da kınanmaktan kurtarır kişiyi. Dostla.r- dan güzellikler umulur" (s. ll).

Doç. Dr. Korkmaz Alemdar, bu kitabında haberleşme konusunu . incelemiş, günümüz Türkiye'sindeki haberleşmenin tarihin derinliklerin- deki köklerini araştırmıştır. Halerleşme tarihi sahasında, bir i?lçüd{, posta. hariç tutulursa, ülkemizle ilgili çalışma çok azdır. Ayrıca da konu oldukça yenidir. Böyle olunca yazar, konuyu çok geniş bir zaman sınırı içinde almak durumunda kalmıştır. As~rlular (M.Ö. 1950-1850)'dan günümüze. Bu durum teferruata varan bilgiler vermc bir yana, önemli bazı kısımların da çok kısa geçilmesinc fcden ol!Duştur. Bununla bir- likte.yaz ••r, dikkat çekici bazı hedeflere de işaret etmiş bulunmaktadır.

Örnek; Tekkelerin, kahvehanelerin, camiıCı'in habl'rleşmeye katkıları.

Bunlardan tekkleri ele alacak olursa~, yüzyıllarca müslüman toplum- lar içinde yaşayan bu kurumlarm çeşitli yönleri incelemelere konu teş- kil ettiği halde, bildiğimiz kadarıyla, haber iletilmesindeki rolleri hak- kında pek birşey .söylenmiş değildir.

Korkmaz Alemdar'm kitabı bir haberleşme (posta) tarihi olmamak- la ~irlikte iı;inde bu konuda, bizler için o~ijinal bilgile~ bulundurmakta-

(4)

782 NESİMİ YAZICI

dır. Örnf,k; Pers, Roma VI' daha sonra Avrupa'da gelişen haberleşme teşkilatları ve diğerleri.

,yazar Herodot'a dayanarak Sard ile Sus arasındaki 2397 km. lik mesafeyi Pers habercisinin 90 günde aştığını belirtiyor ve dönemin,:

göre mükemmel bir haberleşme teşkilatına sahip olan, Herodot'un da,

"Yeryüzünde Pcrs habe~le~me servisi kadar hızlı bir şey yoktur" dediği bu teşkilatın Im mesafeyi bıı kadar zdwanda aşmasına, yani günde ancak 26,5 km. kadar yol alınm'.ş olmasma dikkat. çek~yor. Bu düşük hızın haber iletim hızı, olmaması gerektiğini söylüyor. (s. 20, aynı s'"hife .d.

not 12). Bizim' gördüğümü~ Herodot Tarihi'nin iki çevirisinde de gösteri- terilen2 bu hızın yaya poS1acılara ait olduğunu düşünmek gerekir. Ni- tekim çağdaş hazı yazarların eserlerinde bu yolu atlı postacılann bir hafta-on gün içinde kateUikleri belirtilmiştir ki, .Ioğrusunun höyle ol- ması gerekir3• Yoksa ortada hız ve mükemmel çalışma diye bir şey kal.

maz.

Yazar güvercin postatarının Osmanlılar ta.ı;afından kullanıldığını belirtiyor (s. 71). Yazar bu sonuca ulaŞırkep iki kaynağa dayanıyor.

Buniardan biri Ö.L. Barkan'ın İslam Ansiklopedisi'nde Tımar madde- desindeki bir kayıdıdıı ki, huna göre 1520-1535 yılları arasında Anadoıu Eyaletinde, avcı kuşıan yt:tiştiren tımarlar olarak 184 köy bulunuyor- du. Diğeri de Hammer'in meşhur eserinde yer verdiği, XVI. yüzyılda İran ordusunun yardıma geleeeği konusundaki haberin güvercin vası- tasıyla iletiimiş olmasıdır. Kanatimizce bu iki. kayda dayanarak Os- manlılarda güvercin postasının bulunduğunu söylemek oldukça acele verilmiş bir karardır. Çünkü hirinci kaydın haberleşme ileilgisi olmaması gerekir. Osmanlılarda çakncı, şahinci, atmacaCl ve diğerleri, avcı kuşlar

yetiştiren ı~e hükümdarın avlan ile ilgilenen görevlileridir. Bu tırnar- ların gayesi de padişahlarm avlarında kullanılacak avcı kuşların yetiş- tirilmesidir4 •. Hammer'in kaydına gelince; Doğu'da İranIı1ardan baş- lamak üzere Emevı, Abhası dönemlerinde güvercinlerin haberleşmede kullanıldıklıuını biliyoruz. Hatta değişik zaman ve yerlerde kuruian

2 H.rodaı Tarihi, Kitap 5 (George RawHson'un İngilizce tercümesinden) çev: Ömer Rıza Doğrul, İstanbul, 1943, c. II, s. 31-32; Müntekim Öktem, İstanbul, 1973, s. 309-310.

3 Paul Hugounet, La Posıe nes CalifeseiLa Poste du Shah, Paris, 1884, s. 7 (5-6 gün);

H. Sadi Selen, Ticaret Tarihi, İstarbul, Tarihsiz, s. 12 (12 gün);ı.K.Bridges, B~langçtan Bu Güne Kadar Kara U~ıırma Tarihi, İstanbul, 1968, s. 20-21 (15 gün) olarak bu süreyi belirti.

yorlar.

4 1. Hakkı Uzunçarşılı, Osmanl. Devletinin Sara.y Teşkilaı., Ankara, 1945, s. 420 vd.;

M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyi,!,leri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul, 1972-73, c. I, III, •.

lll, 304;. 322, Ayr. bkz. Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Dersaadet, 1314, c•.I, s. 583.4.

(5)

KİTAP TANITMA 783

İslam devletlerinde bu haberleşme şeklinin büyük ,bir düzen içinde yü- rütüldüğü de bilinmektedir5• Fakat bunun belirli hir sistem içerisinde Osmanlılarda sürdürüldüğü hakkında şimdilik elimizde yeterli bilgi ve helge bulunmamaktadır6• Evliya Çelebi meşhur Seyahatname'sinde Osmanlı ülkesinde güvı>rcinlerle ilgili bazı bilgiler vermiş bulunmak.

tadır? Bununla birlikte bunlar amatörce ve belki de bölgeYi çaıışma- lardır. Gördüğümüz kadarıyla güvercin postası Doğu'da, devlet haber- leşme tl'şkııatı içindeki önemli yerini Memluklulardan sonra kaybetmiş- tir. Avrupa'da önce Romalılar döneminde kullanılmış, sayın Alemdar'ın da belirttiği gibi Haçlı seferlerinden sonra burada tekrar geliştirilmiş- tir. Osmanlılarda ancak XIX. yüzyılın son yarısından, 1888'den itibarenS orduda kullanılmıştır. Fakat bu sıradaki sistem Avrupa'dan aktarıl- mıştır9• Cumhuriyet döneminde de bir müddet orduda gövereinlerden faydalanılmıştırlo. Bununı ••.birlikte tarih kaynaklarımızın bu bakışıa tedkikinin hize yeni ipuçları verebileceğini de gözden uzak tntmamak"

gerekir.

Sayın Doç. Dr. Korkmaz Alemdar; Osmanlı postasında puluIl kul- lanılmaya başlaması tarihi olarak 1862 (s. ,106); teıgraf dilininTürkçeye çevrilmesi tarihi olarak da 1861 yılı sonunu (s. 106) gösteFmiş ~ulun~

maktadır. Her iki tarihi şu ~ekilde 'düzeltmek gerekir. Postada piıl kul.

lanılmasına karar verilmesİ 20 Şubat 1862, yapılan hazırlıklarda~ s~ııra postahanclerde mektup üzerlerine pul yapıştırılmaya başlanması 13 Ocak 1863 salı günüdürll. Telgraf işaretlerin (mors alfabesi) Türkçe

5ı.Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, Ankara, 1970, s. 438 vd., 6 Derbendler arasında kısmen haberleşmeyi sağlayan derbe nd davulları bulunuyorudu, Cengiz Orhonlu, Osmanlı Imparatorluğunda Derbend Teşkilatı, İstanbiıl, 1967, s. 64,

7 Ev/iya Çe/ebi Seya/wmamesi, c. I, s, 585-87, c. IV, s, 424-25,

8 İsmet Kayabalı, Cemender Arslanoğhı, Kara Kuvtetleri, Türk Kültürü, yıl Xl, S.

130-132 (Ankara 1973), s. 1476 (668).

9 Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde güvercin postacılığı ile iiliiii iki eserin yazıldığını görüyoruz. Bunlardan biri meşhur tarihçi Necip Asım (Yazıksız) tarafından kaleme alınmıştır. Fakat yazar bu eserinde dij\er İslam devletlerindeki güverein postalarından bahset- tiği halde Osmanlılardan bahsetmemektedir. (Necip Asım, Güvercin Posıası, İstanbul, 1305);

Aynı şekilde Mehmed Hayri, Seyyah Güt'ercin/ert'eBunların Zaman-ı llarpde Istihdam/arı, ıs- tanbul, 1313'de Osmanlılarda yapılan güvercin haberlerşmesini konu. etmez, Hu dönemde yapı- lan bir tercüme: J.Guyar, Muhabere Güvercinleri, çev: A. Yümni, İstanbul, 1928'dir. Burada gösterilen üç eserde de ağırlık güvercinlerle yapılan haberleşnıenin tekniği yiinündedir.

10 Yukanda son olarak verilen eser 1928'de Erkfm-ı Harbiye-i Umumiye Talim ve Terbiye Dairesinee ıieşredilmiştir. Ayr. bkz, Seliihattin Güngör, Tan, 23, K, sani 1937 vd.

'LL Konu ile ilgili Arşiv belgeleri: İrade, Meelis-i ViiIii, 20817; İrade, Dahiliye, 33369, R. i K. san i 1278/13 Oeak 1863 salı gününden itibaren postalarda pul kullanılmaya başlayacağı hakkında Posta Nezareti'nin ilanları için bkz. Ta[Cvim-i Vekayi, nr, 678, 21 Recep 1279;.R,,:-

niime.i Ceride-i Havadis, ur. 548, 20 Recep 1279; Ta""ir-i Efkar, nr. 57, 21 Recep 1279.

(6)

iS4- NESİMt YAZıcı

karşılıklar kullanılarak telgrafta Fransızcadan Türkçeye geçışın baş- langıcı, yani Türkçe ilk tdgrafın çekiliş tarihi ise 3 IvIayıs 1856 Cumartesi saat 3.30'dur'2•

Yukarıda göstermeye çalıştığımız bir-iki eksiklik ~üphesiz ki çalış- manın değerini düşürmez. Bunlarkonunun çok az işlen.miş olmasının verdiği kaçınılması oldukça güç sonuçlardır. Sayın yazara bu eserinden dolayı takdirlerimizi sunar, haberleşme tarihi ile ilgili çalışmalarının devamını temen'ni ederiz.

12 Bu sırada çekilen ilk telgrafın metni Telgraf Mecmuası, So 12 (lstanbuI1876), s. 262-26 ve A. Baha Gökoğlu, Tr.lgrafçılıkıa Ana Dilimiz ıoe Mıı.ıa/u Efendi, lstanbul, 1933,So29'da bu- lunmaktadır. Bu konuda geniş bilgi için bu dergideki "Osmanlı Telgrafında Dil Konusu"

başlıklı makalemizc bakılabilir.

(7)

Dr. Nesimi YAZıCı (İslam Kurumları Taihi' Birimi)

M. Bülent Varlık, TÜRKİYE BASıN-YAYıN TARıHİ KAYNAK.

ÇASI (AİTt Akademisi Yayın~o: 153, Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu Yayın No: 2), Ankara, 1981, XVI +92.

"Bibliyografyalar basılı m:cı.teryalin tarihliesini, yapısını veya bun- ların diğer eserlerIc ilişkisini açıklamak amacıyla yapılan maddi ve fikri ı,alışmalardır. Bu çeşit çalışmalar, basılı materyalin her geçen gün biraz daha artması nedeniyle daha fazla önem kazanmaktadır"J. Bu sebeple çeşitli ilim dallarına ait bibliyografik eserİer yazılmaktadır. Burada tanıtmaya gayret edeceğimiz AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu asistanlarından M. Bülent Varlık'ın çalışması da bu ne- viden bir eserdir.

Gazetelerin dünyada, XVII. yüzyıldan beri hem bir bilgi kaynağı hem de belirli bir dünemin farklı görüş ve düşünederini yansıtma araeı oldukları biliniyor. Osmanlı toplumu için ise, gazeteıer bu fonksiyonıarını XIX. yüzyıla kadar yerine getirememişlerdir. Fakat bu yüzyılın ikintİ yarısından itibaren Osmanlı toplumundaki gelişmelerj takip etmek için gazeteler vazgeçilmez kaynak niteli~indedider. Her ne kadar Arşiv bd- geleri ve tarih kitapları geçmişin değerlendirilmesinde ilk kaynaklar iseIer de, bunların zaman zaman eksik bıraktıkları veya araştırılma im- kanları olmadığı -arşivlerin. düzenlenmemiş olduğu veya araştırıcılara açıJmadığl- hallerde gazetelerin değeri daha iyi ortaya çıkar.

Ülkemizde gazeteleri Basın Tarihinin konusu içinde ele alma düşün- cesi pek yenirlir. Yapılan çalışmaların pek azı orijinaldir. Ayrıcı da bu sahadaki bilgi kaynakıarı .çok dağınıktır. Bu dağınıklığa son verme yönünde yapılan verimli bir çalışına ise M. Bülent Varlık'ın Türkiye Basın-Yayın Tarihi Kaynakçası isi~li kitabıdır.

Bülent Varlık, kitabında 1928'den sonra yayınlanan konu ile ilgili kitaplara ve çeşitli yerlerde çıkan makaleIere yer vermiştir. çalışması

i Filiz ~şoğlu, F. Gün.el Tuncer, Sema Akıncı, hmet Baydur, eıımhııri)'eı Dö- neminde Bibliyografyaların Bibliyografyası, Ankara, 1973, s. IX.

(8)

786 KiTAP TANJTMA

sırasında daha önce bu sahada yazılan kitaplardaiı:azami ölçüde yarar- lanmıştır.

Bülent Varlık'ın Türkiye Basın-Yayın Tarihi Kaynakçası adlı eseri, Içindekiler (s. V), Doç. Dr. Korkmaz Alemdar tarafından yazıimış Onsöz (s. VII-IX), Sunuş (s. XI-XIV) ve Kısaltmalar (s. XV)'den'sonra beş bölümden oluşmaktadır.

Birinci Bölüm (s. 1-30)'de; Türkiye Basın-Yayın Tarihi ile ilgili kitaplar yer almaktadır . Yazar adlarına göre düzenlenmiş bu bölümde 249 kitap verilmiştir. Bu bölümde B. Varlık bazan bir cümle ile bu 'ki- tapların konu ilc ilişkisine değinmiştir.

İkinci Bölüm (s. 31-60)'de; Konu ile ilgili makalelerin isimleri yine yazar adlarına göre verilmiş bulunmaktadır. Bu bölümde 485 makale gösterilmiştir.

Üçüncü, Dördünc:ü ve Beşinci hölümlerde dizinler yer almış hulun- maktadır. Bunlar Kitap Dizini (s. 61-71), Makaleler Dizini (s. 73-82) ve Yazar Dizini (s. 83-92)'dir.

Sayın yazarın şüphesiz uzun araştırmalardan sonra ortaya. koyduğu bu çalışmasını takdirIl.' karşılamaktayız. Yeni çalışmalarıyla bu sahada- ki boşluğu doldurma gayreti içinde olmasını temerıni etmek ist~riz.2

(Dr. Nesimi YAZıCı)

2 Bizim bu tanılma yazısını yazmamızuan sonra B. Varlık. kitabındaki bazı ek- siklikleri giuermek üzere "Türk:ye Basın- Yayın Tarihi Kaynakças,'na Ek-I" haşLğl al- tında bir. makale yazmıştır. (ıletişim, s. 1982/4, s. 351-384). Bu makalede 44'ü kitap, 131'i makale olmak üzere toplam 175 yeni hibliyografik künye bulunmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Alt ı yıldır süren tartışmalar sonucunda gelen karar uyarınca bundan böyle market raflarında klonlanmış domuz, sığır ve keçilerden elde edilen g ıda

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

Göllerin, istek üzerine süresi uzatılacak şekilde, 15 yıllığına özel şirketlere kiralanacağı belirtiliyor.Burada "göl geliştirme" adı verilen faaliyet,

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar

Öte yandan, hemen her konuda "bize benzeyeceksiniz" diyen AB'nin, kendi kentlerinde yüz vermedikleri imar yolsuzluklar ını bizle müzakere bile etmemesi; hemen tüm

İstanbul'un ulaşım sorununu çözmek adına Kadir Topbaş'ın büyük proje olarak sunduğu metrobüs, şubat ayı sonunda Anadolu yakas ına erişecek.. Bir "tercihli