• Sonuç bulunamadı

2. HAFTA KIG126. İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı. Öğr. Gör. E. Ekmel SULAK.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "2. HAFTA KIG126. İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı. Öğr. Gör. E. Ekmel SULAK."

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KBUZEM

Karabük Üniversitesi

Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

2. HAFTA

KIG126

İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı

Öğr. Gör. E. Ekmel SULAK

ekmelsulak@karabuk.edu.tr

(2)

Kanunlar ve kanun hükmünde kararnameler

Ülkemizde İSG alanında yasal düzenlemelerin çoğunu Çalışma Bakanlığı yapmakla beraber; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı da konuya taraf durumundadır. Sağlık Bakanlığı doğrudan doğruya konunun tarafıdır. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı da (Yapı malzemeleri yönetmeliği, Binaların Yangından Korunmasına Dair Yönetmelik=Kısaca Yangın Yönetmeliği), konuya taraftır. Özel Güvenlik görevlileri ile ilgili Yönetmeliklerle İç İşleri Bakanlığı da konuya taraf durumundadır. Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı da sürücü belgesi, operatörlük belgesi, yol güvenliği ve trafik düzenlemeleri ile yine konuya taraf durumundadır. İşyeri ve çevre konularında Çevre ve Orman Bakanlığı doğrudan taraf durumundadır. Öte yandan, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu durum yargıya taşınmakta ve bu defa da Adalet Bakanlığı düzenlemeleri konuya taraf olmaktadır. Afet ve Acil Durum Başkanlığı, kendine bağlı kurumlar nedeniyle bazı Devlet Bakanlıkları da konuya taraf durumundadır. Görüldüğü gibi, İSG uygulamalarında dolaylı veya dolaysız olarak çok sayıda Resmi Birim konuya taraf durumundadır. “Eksiksiz iş yapabilmek”, başka bir deyişle yasalara uygun davranabilmek adına İSG ile ilgili bütün yasal düzenlemeleri iyi bilmek gerekir.

İSG uygulamacılarının sıkça dile getirdiği; “Yöneticim ‘bu hangi yasada yazıyor?’ diye soruyor” türünden yakınmaların yanıtı da ilerleyen sayfalarda verilmiştir.

Dünya genelinde iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle en kötü sıralarda bulunmamız yalnızca kötü bir tesadüf değildir. Çünkü İSG alanında bilinmesi gerekenler yeterince bilinmiyor ve uygulanması gerekenler de bu nedenle yeterince uygulanamıyor.

Bir atasözümüz durumu net olarak açıklamaktadır; “Yarım doktor hastayı canından, yarım imam insanı dininden eder”… Öncelikle Yasaların iyi incelenmesi ve çok iyi anlaşılması gerekir. Aksi durumda sıkıntıların yaşanabileceği açıktır.

Ülkemizde, İSG yasaları ile sahadaki uygulamalar arasında da önemli farklılıklar gözlenmektedir. Özellikle “tehlike, risk ve risk analizleri” konusundaki farklı uygulamalar dikkat çekicidir. Bu konu diğer ilgili derslerde ayrıca açıklığa kavuşturulacaktır. Şimdi, Yasalarımızın İSG alanında hangi düzenlemeleri yaptığına bakalım.

İSG konusundaki yasal düzenlemelere baktığımızda;

Belirlemeler Sınırlamalar

(3)

Zorlamalar Yaptırımlar

Karşımıza çıkmaktadır. Bu çerçeveden baktığımızda;

İş Kazalarının genel çerçevesinin çizildiğini, Meslek hastalıklarının tek tek tanımlandığını,

Çeşitli standartların hazırlandığını ve teknik düzenlemelerin yapıldığını İş ile ilgili hastalıkların tanımlanmadığını,

İşyeri kazalarının tanımlanmadığını

açıkça görebiliriz. Risk analizi ve değerlendirmesi konusundaki farklı uygulamaların yasalarımızın iyi anlaşılamamasından kaynaklandığını söyleyebiliriz.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (Kabul Tarihi: 31.05.2006) MADDE 13- İş kazası;

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında,

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) Emziren kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır.

Tanım; doğrudan doğruya çalışan kişinin yaralanması, ölmesi veya sakat kalmasını ifade etmektedir. Hem belirleme, hem de sınırlama getirilmiştir. İşyerinin veya herhangi bir donanımın hasar görmesi bu tanımın dışında kalmaktadır. Ancak, başka hiçbir yasada da işyeri kazası tanımı ayrıca yer almamaktadır. Oysa başka ülkelerde kaza; “zarar veren beklenmedik olaydır” şeklinde tanımlanmaktadır…

Meslek hastalıklarının tanımı da aynı yasada aşağıdaki şekilde yapılmaktadır.

Meslek hastalıkları;

MADDE 14- Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir.

Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;

a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi,

(4)

b) Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbî sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi, sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.

Meslek hastalığı işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise; sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Bu durumdaki kişiler, gerekli belgelerle Kuruma müracaat edebilirler. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir.

../…

Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.

Burada da görüldüğü gibi meslek hastalıklarının neler olduğu belirlenmiş ve gerekli görülen sınırlamalar getirilmiştir.

4857 sayılı İş Kanununun 77 – 89 maddeleri (5. bölümü) ve 78. maddeye bağlı olarak çıkartılan yönetmelikler doğrudan doğruya İSG ile ilgilidir. Ancak, sanıldığı gibi İSG uygulamaları yalnızca 4857 sayılı yasa ve bağlı yönetmeliklerinden ibaret değildir.

Yukarıda da belirtildiği gibi, Ülkemizde İSG alanında bir şekilde taraf olan ve yeterince bilinmeyen veya önemi yeterince kavranmamış olan çok sayıda yasal düzenleme vardır. Söz konusu yasal düzenlemeler farklı zamanlarda ve farklı bakanlıklarca çıkartılmıştır. Bu Yasalar bir bütünlük içinde birbirleri ile ilişkili olarak incelendiğinde hem üretimin bileşenlerine, hem de “İSG’nin Sosyal Taraflarına” farklı görevler ve roller verildiği görülecektir. Bilindiği gibi, Sosyal Taraflar denilince; Devlet, İşçi (sendikaları), İşveren (sendikaları) ve Diğer Birimler (Üniversiteler, eğitim ve danışmanlık firmaları, KKD üreticileri/satıcıları vb) anlaşılmaktadır. İlerleyen sayfalarda ilgili yönetmeliklerden bazıları (tarafımca belli bir kalıp içinde aslını bozmadan yeniden düzenlenerek) verilmiştir. Özellikle 4703 sayılı yasanın İSG uygulayıcıları tarafından

(5)

çok iyi incelenmesi ve gereklerinin yerine getirilmesi gerekir. 4857 ve 4703 sayılı yasalar pratik olarak şöyle yorumlanabilir; “4857 sayılı yasa ve yönetmelikleri İSG için yönetimsel kuralları belirlerken, 4703 sayılı yasa ve yönetmelikleri ise İSG için teknik kuralları ortaya koyar”.

4857 sayılı yasa ile ilgili bilgiler bölüm sonunda verilmiştir.

4703 sayılı yasanın İSG ile ilgisi

İSG sorumluları yöneticilerinin bazen; “Hangi yasada yazıyor?” şeklindeki sorusu ile karşılaşmakta ve (eğer) konu hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değillerse uygun bir yanıt vermekte zorlanmaktadırlar. Oysa; başta İSG sorumluları olmak üzere, yönetici konumunda çalışan bütün personel kendi üretim faaliyetleri kapsamındaki yasal düzenlemeleri ve standartları bilmek zorundadırlar. Özellikle de 4703 sayılı yasa ve bu yasaya bağlı olarak çıkartılmış olan yönetmeliklerin iyi bilinmesi gerekir. Çünkü

“Hangi yasada yazıyor?” sorusunun yanıtı bu yasa ve bağlı yönetmeliklerde gizlidir.

4703 Sayılı Yasa 24459 sayılı Resmi Gazetede 29.06.2001 tarihinde yayınlanmıştır.

Yasanın tam adı; “Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun” olup, söz konusu kanunun 1. maddesinde amaç şöyle açıklanmıştır;

“Bu Kanunun amacı; ürünlerin piyasaya arzı, uygunluk değerlendirmesi, piyasa gözetimi ve denetimi ile bunlarla ilgili olarak yapılacak bildirimlere ilişkin usul ve esasları belirlemektir.”

Yasanın 2. maddesi; “Bu Kanun; ürünlerin piyasaya arz koşullarını, üretici ve dağıtıcıların yükümlülüklerini, uygunluk değerlendirme kuruluşlarını, onaylanmış kuruluşları, piyasa gözetimi ve denetimini, ürünün piyasaya arzının yasaklanmasını, toplatılmasını, bertarafını ve bunlarla ilgili olarak yapılacak bildirimleri kapsar.” Demektedir.

Kanunun 3. maddesinde bazı tanımlar yapılmıştır. Bu tanımlardan bazıları aşağıdadır.

Bu kavramların bilinmesi sayesinde bu yasaya göre çıkartılan yönetmelikler daha rahat anlaşılabilecektir.

Ürün: Piyasaya arz edilmesi hedeflenen tüm ürünlerdir.

Son ürün: İlgili teknik düzenlemeye uygunluğu gösteren aynı belgeler kapsamındaki ürünlerden piyasaya en son arz edilenidir.

Güvenli ürün: Kullanım süresi içinde, normal kullanım koşullarında risk taşımayan veya kabul edilebilir ölçülerde risk taşıyan ve temel gerekler bakımından azamî ölçüde koruma sağlayan üründür.

(6)

Temel gerekler: Ürünün; insan sağlığı, can ve mal güvenliği, hayvan ve bitki yaşam ve sağlığı, çevre ve tüketicinin korunması açısından sahip olması gereken asgarî güvenlik koşullarıdır.

Üretici: Bir ürünü üreten, imal eden, ıslah eden veya ürüne adını, ticarî markasını veya ayırt edici işaretini koymak suretiyle kendini üretici olarak tanıtan gerçek veya tüzel kişidir. [Üreticinin Türkiye dışında olması halinde, üretici tarafından yetkilendirilen temsilci ve/veya ithalatçı (ayrıca, ürünün tedarik zincirinde yer alan ve faaliyetleri ürünün güvenliğine ilişkin özelliklerini etkileyen gerçek veya tüzel kişidir)].

Dağıtıcı: Ürünün tedarik zincirinde yer alan ve faaliyetleri ürünün güvenliğine ilişkin özelliklerini etkilemeyen gerçek veya tüzel kişi,

Standart: Üzerinde mutabakat sağlanmış olan, kabul edilmiş bir kuruluş tarafından onaylanan, mevcut şartlar altında en uygun seviyede bir düzen kurulmasını amaçlayan, ortak ve tekrar eden kullanımlar için ürünün özellikleri, işleme ve üretim yöntemleri, bunlarla ilgili terminoloji, sembol, ambalajlama, işaretleme, etiketleme ve uygunluk değerlendirmesi işlemleri hususlarından biri veya birkaçını belirten ve uyulması ihtiyarî olan düzenlemedir.

Teknik düzenleme: Bir ürünün, ilgili idarî hükümler de dahil olmak üzere, özellikleri, işleme ve üretim yöntemleri, bunlarla ilgili terminoloji, sembol, ambalajlama, işaretleme, etiketleme ve uygunluk değerlendirmesi işlemleri hususlarından biri veya birkaçını belirten ve uyulması zorunlu olan her türlü düzenlemedir.

Yetkili kuruluş: Ürünlere ilişkin mevzuat hazırlamaya ve yürütmeye yasal olarak yetkili bulunan ve bu Kanun hükümlerini kendi görev alanına giren ürünler itibarıyla uygulayacak olan kamu kurum veya kuruluşudur.

Uygunluk değerlendirmesi: Ürünün, ilgili teknik düzenlemeye uygunluğunun test edilmesi, muayene edilmesi ve/veya belgelendirilmesine ilişkin her türlü faaliyettir.

Uygunluk değerlendirme kuruluşu: Ürünün, ilgili teknik düzenlemeye uygunluğunun test edilmesi, muayene edilmesi ve/veya belgelendirilmesine ilişkin faaliyette bulunan özel veya kamu kuruluşudur.

Onaylanmış kuruluş: Test, muayene ve/veya belgelendirme kuruluşları arasından, bir veya birden fazla teknik düzenleme çerçevesinde uygunluk değerlendirme faaliyetinde bulunmak üzere, yetkili kuruluş tarafından belirlenerek, bu Kanunda ve ilgili teknik düzenlemede belirtilen esaslar çerçevesinde yetkilendirilen özel veya kamu kuruluştur.

Uygunluk işareti: Bir ürünün, ilgili teknik düzenlemede yer alan gereklere uygun olduğunu ve ilgili tüm uygunluk değerlendirmesi işlemlerine tâbi tutulduğunu gösteren işarettir.

Piyasa gözetimi ve denetimi: Yetkili kuruluşlar tarafından, ürünün piyasaya arzı veya dağıtımı aşamasında veya ürün piyasada iken ilgili teknik düzenlemeye uygun olarak

(7)

üretilip üretilmediğinin, güvenli olup olmadığının denetlenmesi veya denetlettirilmesidir.

İyi uygulama kodu: İlgili sektördeki mevcut teknoloji düzeyi ve bilimsel kriterler çerçevesindeki sağlık ve güvenliğe ilişkin uygulama esaslarıdır.

Madde 4; “Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler yetkili kuruluşlar tarafından hazırlanır”.

Madde 5; “Piyasaya arz edilecek yeni ürünlerin ilgili teknik düzenlemeye uygun olması zorunludur. Bu hüküm, kullanılmış olmakla birlikte değişiklik yapılarak piyasaya tekrar arz edilmesi hedeflenen ürünler ile Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışındaki ülkelerden ithal edilen eski ve kullanılmış ürünlere de uygulanır.

Birinci fıkrada belirtilen hususlarda düzenlemeler yapmaya, sınırlamalar getirmeye ve istisnalar tanımaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Üretici, piyasaya sadece güvenli ürünleri arz etmek zorundadır. Teknik düzenlemelere uygun ürünlerin güvenli olduğu kabul edilir. Teknik düzenlemenin bulunmadığı hallerde, ürünün güvenli olup olmadığı; ulusal veya uluslar arası standartlara; bunların olmaması halinde ise söz konusu sektördeki iyi uygulama kodu veya bilim ve teknoloji düzeyi veya tüketicinin güvenliğe ilişkin makul beklentisi dikkate alınarak değerlendirilir.

Üretici, güvenli olmadığı tespit edilen ürünün kendisi tarafından piyasaya arz edilmediğini veya ürünün güvenli olmaması halinin ilgili teknik düzenlemeye uygunluktan kaynaklandığını ispatladığı takdirde sorumluluktan kurtulur.

Bir ürünün güvenli kabul edilmesi için; ürünün bileşimi, ambalajlanması, montaj ve bakımına ilişkin talimatlar da dahil olmak üzere özellikleri; başka ürünlerle birlikte kullanılması öngörülüyorsa bu ürünlere yapacağı etkiler; piyasaya arzı, etiketlenmesi, kullanımı ve bertaraf edilmesi ile ilgili talimatlar ve üretici tarafından sağlanacak diğer bilgiler ve ürünü kullanabilecek risk altındaki tüketici grupları açısından değerlendirildiğinde, temel gerekler bakımından azamî ölçüde koruma sağlaması gerekir.

Ürünün güvenli olup olmadığı konusunda 5. maddede gayet açık. Ya teknik düzenlemelere ya da standartlara uygunluk aranmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu 77. maddesi işverenin “her türlü önlemi” almasını emretmektedir. “Her türlü önlemlerin” neler olduğu; Kısmen 4857 sayılı Kanunun 78.

maddesi gereği çıkartılan yönetmeliklerde, kısmen de 4703 sayılı Kanuna bağlı olarak çıkartılmış olan yönetmeliklerde anlatılmaktadır. “4703 sayılı yasaya ve bağlı yönetmeliklerine göre üretilerek piyasaya verilen ürünler nerede kullanılacaktır?”

sorusunu sormak ve yanıtını bulmak gerekir. Söz konusu ürünlerin önemli bir bölümü 4857 sayılı İş Kanununa tabi olan işyerlerinde kullanılacaktır. Bu nedenle, 4857 sayılı yasanın 77. maddesine göre “her türlü önlemi almak” zorunda olan işveren; 4703 sayılı yasa gereklerine de uymak zorundadır. İşyerlerinde uyulması/ uygulanması zorunlu

(8)

olan kurallar ve gereklilikler, kullanılması zorunlu olan donanımların ve malzemelerin neler olduğu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkartılan çeşitli yönetmeliklerde, teknik düzenlemelerde ve ilgili standartlarda belirtilmiştir. Kişisel koruyucu donanımlar (KKD) da zorunlu standartlar kapsamındadır ve işyerlerinde; standartlara uygun olarak üretilmiş KKD kullanım zorunluluğu vardır.

Konunun daha iyi anlaşılması için bazı Yasal Düzenlemelerden örnekler aşağıda verilmiştir.

Zorunlu Standart nedir?

İlgili kuruluşlar tarafından hazırlandıktan sonra, resmi yetkililerce zorunlu olarak uygulamaya konulan standartlardır. Tablo – 2 de zorunlu standart kapsamında olan ürünler ve ilgili yasal dayanakları verilmiştir. Bu tabloda verilen ürünlerin hepsi de işyerlerinde kullanılması zorunlu olan malzeme ve donanımları kapsamaktadır.

Zorunlu standart kapsamındaki ürünler, RG

yayın tarihi ve sayısı

AB Direktif No ve ilgili Ulusal Yönetmelik adı

Uyumdan Sorumlu Kuruluşlar

Alçak gerilim cihazları 11.01.2002 /24637

(73/23/EEC)/

Belirli Gerilim Sınırları Dahilinde Kullanılmak Üzere Tasarlanmış Elektrikli Teçhizat İle İlgili Yönetmelik

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Basit basınçlı kaplar 31.03.2002 /24712

Değişiklik:19.03.2003 /25053

(87/404/EEC)/

Basit Basınçlı Kaplar Yönetmeliği

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Gaz Yakan Aletler 01.04.2002 /24713

Değişiklik:19.03.2003 /25053

(90/396/EEC)/

Gaz Yakan Cihazlara Dair Yönetmelik

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Sıcak su kazanları

31.03.2002 /24712 Değişiklik:19.03.2003 /25053

(92/42/EEC)/

Yeni Sıcak Su Kazanlarına Dair Yönetmelik

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Elektromanyetik uygunluk 02.06.2002 /24773

(89/336/EEC)/

Elektromanyetik Uyumluluk Yönetmeliği

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

(9)

Makineler

03.03.2009 /27158

(98/37/EC)/

Makine Emniyeti Yönetmeliği

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Otomatik olmayan tartı aletleri

17.04.2002 /24729 Değişiklik:19.03.2003

(90/384/EEC)/

Otomatik Olmayan Tartı Aletleri Yönetmeliği

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Sivil kullanım için patlayıcılar

15.10.2002 /24907

(93/15/EEC)/

Sivil Kullanım Amaçlı Patlayıcı Maddelerin Belgelendirilmesi Piyasaya Arzı ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Patlayıcı ortamlarda Kullanılan Donanımlar 27.10.2002 /24919

(94/9/EC)/

Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemlerle İlgili Yönetmelik

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Asansörler

15.02.2003 /25021

(95/16/EC)/

Asansör Yönetmeliği

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Basınçlı kaplar 10.04.2002 /24722

Değişiklik:19.03.2003 /25053

(97/23/EC)/

Basınçlı Donanımlar Yönetmeliği

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

İnşaat malzemeleri 08.09.2002 /24870

(89/106/EEC)/

Yapı Malzemeleri Yönetmeliği

Bayındırlık ve İskan

Bakanlığı

Kişisel korunma

donanımları 29.11.2006 /26361

(89/686/EEC)/

Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

Yolcu taşıma amaçlı kablo üzerinde hareket eden araçlar

19.01.2005 /25705

(2000/9/EC)/

İnsan Taşımak Üzere Tasarımlanan Kablolu Taşıma Tesisatı Yönetmeliği

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Ölçü Aletleri 22.01.2003 /25001

(2004/22/EC)/

Ölçü ve Ölçü Aletleri Muayene Yönetmeliği

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Tablo – 1: 4703 Sayılı Yasaya dayanarak çıkartılan ve zorunlu standart kapsamındaki ürünler ve ilgili Yönetmelikleri

(10)

Türk Standartlarının Uygulanması Hakkında Tüzük;

Bakanlar Kurulu Karar Tarihi - No: 07.02.1967 - 6/7677 Dayandığı Kanun Tarihi - No: 10.06.1930 - 1705

Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi - No: 22.02.1967 - 12534

Tüzüğün 1. Maddesinde; “1705 ve 3018 sayılı kanunlar gereğince iç ve dış ticaret menfaatlerini korumak ve ticaret malları üzerinde tağşiş ve hilelere mani olmak üzere bitki, hayvan ve maden asıllı maddelerin tümü ile bunların yarı veya tam mamullerinin yahut bunların bileşiminden meydana gelen maddelerin hazırlanmasına, imaline, temizlenmesine, belirli sınıf ve nevilere ayrılmasına ilişkin olup, 18.11.1960 tarihli ve 132 sayılı kanuna dayanılarak kabul olunan Türk Standartlarından Bakanlar Kurulu kararıyla mecburi kılınanların uygulanması bu Tüzük hükümlerine tabidir.

Bu standartlar, yukarıda yazılı maddelerin ambalajlarına, koruyucu kılıflarına, alım, satım, nakil ve muhafazalarına ve bu hususlarda uygulanacak usul ve şartlara, özel veya ulusal işaretlere ve gerekli açıklamalara ilişkin esasları da içine alabilir”

denilmektedir.

Aşağıda tablo – 1 de 4703 sayılı yasaya dayanarak çıkartılmış ve zorunlu standart kapsamındaki bazı yönetmeliklerin listesi verilmiştir. Tabloda verilen yönetmeliklerden yola çıkarak son aşamada ilgili standartlara ulaşılabilir.

(11)

Kaynakça

Referanslar

Benzer Belgeler

İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen

2) İş Ekipmanının çalışma şeklinde değişiklikler, kazalar, doğal olaylar veya ekipmanın uzun süre kullanılmama sonrası, arızanın önceden belirlenip giderilmesi

 İşyerinde meydana gelen her iş kazası ve işyerinde meydana gelen ancak iş kazası olarak değerlendirilmeyen işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğratma potansiyeli

Dünya’daki Gelişim Türkiye’deki Gelişim Çağdaş İSG Çağdaş İSG Uygulama İlkeleri... 2000’lerde Babil dönemi

Asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin bulunduğu işyerlerinde acil durum planları MADDE 18 – (1) Bir işyerinde bir veya daha fazla alt işveren bulunması halinde acil

Temel Eğitim Bölümü Okul Öncesi Öğretmenliği Lisans Programı (Birinci Öğretim) 2018-2019 Eğitim-Öğretim Yılı Güz Dönemi. “Okul Deneyimi” A Şubesi

• Fare işaretini sayfa ismine götürüp, klavyeden Ctrl tuşuna basılı iken farenin sol tuşuna basılı tutup fareyi sola veya sağa doğru sürükleyip bırakmak yeterlidir..

Önceki her beş yıllık ölçümler boyunca, konsantrasyonların uzun vadeli hedeflerin altında olduğu "bölge" ve "alt bölge"lerde, sürekli ölçüm