• Sonuç bulunamadı

3.1.1. Deneme Materyali

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "3.1.1. Deneme Materyali"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1. GİRİŞ

Bir sıcak iklim bitkisi olan mısır, yüksek adaptasyon yeteneği ve üstün verim potansiyeli nedeniyle tüm dünyada tarımı yapılan, insan gıdası, hayvan yemi ve endüstri hammaddesi gibi değişik kullanım olanaklarına sahip olmasından dolayı önemli bir kültür bitkisidir. Dünya mısır ekim alanı 139.0 milyon hektar, üretimi 602.0 milyon ton ve verimi ise 433 kg/da dır. Türkiye'de 575.000 hektar ekim alanında mısır tarımı yapılmakta ve 2.200.000 ton ürün elde edilerek dekara 382 kg verim sağlanmaktadır. Mısır, buğday ve çeltikten sonra en çok ekilen tahıl cinsidir (Fao, 2002). Ülkemizde değişik kullanım olanaklarına sahip mısırın önemi gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye’de üretilen mısırın % 35’i insan beslenmesinde, % 30’u hayvan beslenmesinde, % 20’si yem sanayinde, % 10’u nişasta ve glikoz sanayinde kullanılmaktadır (Anonim, 1987; Gençtan ve ark., 1995).

Çok geniş iklim koşullarına adapte olmuş, üretimi yapılan pek çok mısır tipleri bulunmaktadır. Bunlardan yemlik olarak yetiştirilen atdişi mısırın yanısıra son yıllarda şeker ve cin mısırın insan beslenmesindeki öneminin her geçen gün artması üretiminin yaygınlaşmasına neden olmaktadır.

Mısırın kuzey yarımkürede, Kanada'da 580 kuzey enlemi ile Güney Afrika'da 35-400 güney enlemleri arasında tarımı yapılmaktadır (Kün,1985). Mısırın en iyi geliştiği alanlar, en az 120 donsuz güne ve ortalama 1148-2136 (0C) veya daha fazla Büyüme Derece Gün (BDG)'e sahip yerlerdir. En yüksek verim, suyun bol olduğu ve sıcaklığın ılıman olduğu iklimlerden elde edilmektedir (Kırtok, 1998). Verime etki eden birçok faktör bulunmaktadır. Bunlardan sıcaklık en önemli etkenlerden birisidir.

Mısır tropik kökenli bir sıcak iklim bitkisi olmasına rağmen aşırı sıcaklık isteyen bir bitki değildir. Sıcaklık 38 0C'ye ulaştığında sulama koşullarında bile transpirasyonla kaybettiği suyu kökler aracılığıyla karşılayamamakta ve bitki turgorunu kaybetmektedir (Aldrich ve ark. 1992). Bu durum birkaç gün devam ettiğinde hücre yapısı esnekliğini kaybetmekte ve tekrar eski formuna dönememektedir. Sıcaklık ile tepe ve koçan püskülü çıkış zamanları arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Yani sıcaklık arttıkça tepe püskülü çıkışı daha erken olmaktadır (Tosun ve ark., 1989).

(2)

Ekim ile tepe püskülü çıkışı arasındaki dönemin uzunluğuna hava sıcaklığının etkisi yanında, toprak sıcaklığının da etkisi büyüktür. Tozlanma sırasında sıcaklık 32 0C'nin üzerine çıktığında tepe püskülü ve koçan pükülü çabuk kurur (Kırtok, 1998). Bunun sonucunda da koçanda tane bağlama oranı azalmaktadır.

Önceki çalışmalarda ve değerlendirmelerde, büyüme dönemleri ve olgunlaşmanın tanımlanması, bu dönemlerdeki gün sayısı göz önüne alınarak yapılmaktaydı. Fakat son yıllarda bu değerlendirme, BDG (büyüme derece gün) kullanılarak yapılmaktadır. Mısır bitkisinde BDG, ürünün olgunlaşma süresini açıklamada kullanılan bir yöntemdir. BDG gelişme dönemi boyunca bitkilerin büyüme ve gelişme sıcaklık eşiğini (thermal constant) tahmin etmede kullanılmaktadır. Buradaki temel düşünce, her gün için belirli bir minimum gelişme sıcaklığını geçen sıcaklıklarda gelişmenin olmasıdır. Her ürünün büyümesi için belli bir eşik sıcaklığı vardır ve bu sıcaklığın altındaki sıcaklıklarda büyüme olmamaktadır. Eşik sıcaklığın üzerindeki sıcaklıklarda büyüme oranı artmaktadır.

Sıcak iklim bitkileri için eşik sıcaklık 10 0C olarak saptanmıştır (Angel, 1997). BDG çeşit olgunluğunu, olgunlaşma gün sayısından daha iyi tanımlamaktadır. Çünkü mısır bitkisinin gelişmesi direkt olarak günden çok, sıcaklık birikimiyle ilgilidir. BDG ekimden itibaren bitkinin fizyolojik olgunluğuna kadar geçen 24 saatlik her bir gün için hesaplanmaktadır.

Ekimden itibaren mısır bitkisinde her gelişme döneminin gereksinim duyduğu BDG değerleri saptanmıştır ve bunlar bölgeden bölgeye, ayrıca farklı ekim zamanlarına göre farklılık göstermektedir (Nield ve Newman, 1999). BDG bölge için çeşit seçimi, ekim zamanının belirlenmesi, gelişme dönemi boyunca yapılacak işlemlerin zamanının belirlenmesi konularında kullanılmaktadır. Örneğin bölgenin yaygın olan mısır zararlı ve hastalıklarının çıkış dönemlerine göre erkenci, orta erkenci veya geçci çeşitler seçilerek ekim zamanında ayarlama yapılarak bunların zarar oranları azaltılabilmektedir (Anonim, 2001). Çeşit seçimi yapılırken ihtiyaç duyulan BDG göz önünde tutularak, sıcaklığın düşük olduğu bölgelerde BDG ihtiyacı düşük çeşitler seçilmelidir (Nield ve Smith, 1997).

İleriki yıllarda küresel ısınma periyoduna giren dünyada sıcaklığın 1-5.5 0C artacağı ve atmosfer CO2 içeriğinin iki katına çıkacağı bildirilmekte ve bu

(3)

değişikliklerin en fazla kuzey yarım kürede hissedileceği vurgulanmaktadır. Bu denli bir değişikliğin en önemli etkisinin tarım ve bitkiler üzerinde görüleceği kuşkusuzdur. Öte yandan fotosentez karbon döngüleri değerlendirildiğinde mısır gibi C4 bitkilerinin böyle bir değişiklikten C3 bitkilerinden daha az etkileneceği belirtilmektedir (Reddy ve ark., 2001). Bu bakımdan tane ve hasıl ürünü olarak değerlendirilen mısır üzerinde sıcaklığın etkisini belirlemek önem taşımaktadır.

Ayrıca sıcaklık parametrelerinin değerlendirilerek daha sonraki yıllar için ön veri oluşturulması, sıcaklığın olası olumsuz etkilerini en aza indirmeye yönelik genotip seçimi ve ekim zamanını düzenleme gibi kültürel işlemlerin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Ülkemizde diğer bitkilerde olduğu gibi mısırda da bu tür çalışmaların eksikliği bilinmektedir. Bu tez çalışması ile bu eksikliğin giderilmesine katkı yapılacağı umulmaktadır.

Bu çalışmada, farklı yıl, lokasyon ve ekim zamanlarının mısır tiplerine ilişkin verim ve verim komponentleri üzerine etkisini belirlemek, yetiştirme periyodundaki bazı dönemlere ilişkin sıcaklık birikimini saptamak ve yetişme periyodunun belirli dönemlerindeki kuru madde birikimini ortaya koymak amaçlanmıştır.

(4)

2. KONU İLE İLGİLİ ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

2.1.Verim ve Verim Komponentleri ile İlgili Çalışmalar

Park et al. (1994), şeker mısır çeşitlerinin optimum hasat zamanını belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, koçan gelişiminin koçan püskülü çıkışından otuz gün sonraya kadar artarak devam ettiğini ve şeker içeriğinin koçan püskülü çıkışından itibaren onbeşinci günde en yüksek olduğunu saptamışlardır. Hasat zamanının çeşitlere göre farklı olduğunu ancak koçan püskülü çıkışından sonra yaklaşık 20-25 gün arasında değiştiğini belirtmişlerdir.

Tansı et al. (1994), Çukurova koşullarında ana ve ikinci ürün mısırda en uygun ekim zamanının saptanması amacıyla yaptıkları çalışmanın sonucunda; ekim zamanı geciktikçe hektolitre ağırlığı, koçanda tane sayısı, koçan sayısı, bin tane ağırlığı, koçanda tane ağırlığı ve verimde elde edilen değerlerde bir azalma olduğunu saptamışlardır. Bu nedenle bölgede en uygun ekim zamanının 30 Mayısa kadar olduğunu belirtmişlerdir.

Acartürk (1996), birinci ürün ve ikinci üründe Aydın iline uyumlu melez mısır çeşitlerini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada, birinci üründe ortalama dekara tane verimini 1527.9 kg/da, ikinci üründe ise 1310.6 kg/da olarak bulmuştur.

Ayrıca ikinci üründe gözlenen çiçeklenme süresinin birinci ürüne göre azaldığını saptamıştır.

Mansour et al. (1996), hibrit mısırda tane gelişiminin toprakta yeterli nem bulunduğu durumda sıcak havayla hızlandığını, şeker mısırın da sıcaklığa bağlı olarak çiçeklenmeden 22-24 gün sonra hasat olgunluğuna geldiğini ve koçan püskülleri kahverengileştiğinde hasat edilmesi gerektiğini bildirmişlerdir.

Baytekin et. al. (1997) tarafından iki lokasyonda ikinci ürün koşullarında 15 hibrit mısır çeşidiyle yapılan çalışmanın sonucunda; çiçeklenme gün sayısı, bitki boyu, ilk koçan yüksekliği, koçanda tane sayısı, koçan ağırlığı, verim, hasat indeksi, koçanda tane verimi özellikleri yönünden lokasyonlar ve çeşitler arasında önemli farklılıklar saptanmıştır.

(5)

Çölkesen et al. (1997), Diyarbakır ve Şanlıurfa koşullarında uygun mısır çeşidi ve ekim zamanını belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada ekim zamanı ve çeşitlerin lokasyonlara göre değiştiğini saptamışlardır.

Gözübenli et al. (1997), Hatay koşullarında ikinci ürün olarak yetiştirilebilecek mısır çeşitlerini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; Dracma, LG 60, TTM 815 ve Flash çeşitlerinin bölgede ikinci ürün tarımı için en uygun çeşitler olduğunu saptamışlardır.

Sarı et al. (1997), GAP bölgesinde dört hibrit şeker mısır çeşidinin ( Jübile, Merit, Golden Beauty, Iachief) bazı agronomik karakterlerini ve ekim zamanının verime etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, Nisan ortası-Mayıs ortası arasında yapılan ekimlerin hibrit şeker mısır yetiştiriciliği için uygun olduğunu saptamışlardır. Ayrıca çiçeklenme süresinin ve verimin çeşitlere göre değiştiğini belirtmişlerdir.

Konak et al. (1998), Büyük Menderes Vadisinde ikinci ürün koşullarında 25 melez mısır çeşidinin verim ve bazı agronomik özelliklerini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada uygun çeşidin yıllara göre değiştiğini saptamışlardır.

Turgut et al. (1999), Bursa ve çevresine uyabilen yüksek verimli mısır çeşitlerini saptamak, verim ve diğer karakterler arası ilişkileri belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada tane verimi ile koçan boyu, koçan çapı, kaçanda tane sayısı ve bin tane ağırlığı arasındaki ilişkilerin önemli olduğunu saptamışlardır. Verimlerinin çeşitlere göre değiştiğini belirtmişlerdir.

Değirmenci ve Avcıoğlu (2001), ana ürün koşullarında dört mısır çeşidinin koçan özellikleri ve tane verimini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada incelenen özellikler bakımından çeşitler arasında farklılık olduğunu saptamışlardır.

Gençtan ve Uçkesen (2001), Tekirdağ koşullarında ana ve ikinci ürün olarak yetiştirilecek şeker mısır çeşitlerini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada verim ve verim komponentlerinin çeşitlere göre değiştiğini belirtmişlerdir. Her iki ekim zamanında veriminin yüksek olması nedeni ile Merit çeşidinin önerilebileceğini bildirmişlerdir.

Turgut ve Balcı (2001), Bursa koşullarında 4 şeker mısır çeşidinde farklı ekim zamanlarının taze koçan verimi ve bazı tarımsal karakterler üzerine etkisini

(6)

belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada ekim zamanlarına göre bitki boyu, ilk koçan yüksekliği, koçan uzunluğu, taze koçan ağırlığı, bitkide koçan sayısı, çiçeklenme süresinin değiştiğini saptamışlardır. Çeşitlere göre de bitki boyu, ilk koçan yüksekliği, koçan çapı, taze koçan ağırlığı, bitkide koçan sayısı, çiçeklenme süresinin değiştiğini belirtmişlerdir. Çeşitlerin veriminin ekim zamanına göre değiştiğini vurgulamışlardır.

2.2.Büyüme Derece Gün ile İlgili Çalışmalar

Gilmore ve Rogers (1958), 10 mısır çeşidi ve on mısır hattında çiçeklenme süresi için gerekli sıcaklık birikimini hesaplamada 15 farklı BDG yöntemi denemişlerdir. Çalışmanın sonucunda, mısır bitkisi için büyüme derece gün değerini hesaplamadaki en iyi yöntemin BDG 30:10 olduğunu saptamışlardır.

Daynard (1972), yaptığı çalışmada ekim zamanının ertelenmesinin ekim- koçan püskülü çıkışı arasındaki süreyi azaltırken, koçan püskülü çıkışı-fizyolojik olum arasındaki süreyi arttırdığını belitmişlerdir. Ayrıca ekim zamanının ertelenmesi ile ekimden koçan püskülü çıkışına kadar BDG miktarının arttığını, buna karşılık koçan püskül çıkışından fizyolojik oluma kadar olan BDG değerinin azaldığını saptamışlardır.

Swan et al. (1987), fide çıkışı ve 6 yapraklı döneme ulaşmada gerekli gün sayısı ve büyüme derece gün artışının koçan püskülü çıkış tarihini geciktirdiğini, tane nemini arttırdığını ve verimi azalttığını saptamışlardır.

Dahiya ve Narwal (1989), mısır çeşidinin ekim zamanının büyüme derece gün ve bitkinin fenolojik gelişimi üzerine etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; büyüme derece gün ihtiyaçlarının çeşitlere göre ve her gelişme devresi süresince sıcaklığa bağlı olarak farklı olduğunu belirtmişlerdir.

Tosun et al. (1989), üç mısır çeşidinde tepe püskülü çıkarma süresinin büyüme derece gün ile ilişkisini incelemişlerdir. Denemeler; erkenci, orta erkenci ve geçci çeşitler olmak üzere 15 Mayıstan itibaren 15’er günlük aralıklarla 5 ayrı ekim zamanında kurulmuştur. Denemenin sonucunda ekim zamanının gecikmesi ile

(7)

sıcaklık toplamlarını ifade eden büyüme derece gün değerlerinin yükselmekte olduğunu, buna karşın tepe püskülü çıkarma sürelerinin azaldığını saptamışlardır.

El-Shaer et al. (1991), ekim zamanının büyüme derece gün ve verime etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, geç ekimde fide ve tepe püskülü çıkış süresinin azaldığını, fizyolojik olgunluk süresinin ise arttığını saptamışlardır. Ekim zamanının ertelenmesiyle büyüme derece gün değerlerinin azaldığını ve verimde de bir düşüş olduğunu belirtmişlerdir.

Vanderlip et al. (1994), mısır hibritinin olgunlaşması için gerekli gün sayısının ekim zamanına ve iklim şartlarına göre değişebileceğini belirtmişlerdir.

Bitkinin gelişme evresindeki her günün bitkinin gelişmesine eşit katkıda bulunmadığını, büyümenin düşük hava sıcaklıklarına göre yüksek hava sıcaklıklarında daha hızlı olduğunu saptamışlardır.

Nield (1996), farklı lokasyon ve ekim tarihlerinde yaptıkları çalışmada 1482 BDG değerine sahip bir çeşidin ekim tarihlerine göre farklı olgunlaşma gün süresine sahip olduğunu saptamıştır. Ancak bu sürenin yıllara göre değiştiğini belirtmiştir.

Nielsen (1996), Indiana ve Ohio lokasyonlarında farklı ekim zamanının büyüme derece gün değerine etkisini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada, büyüme derece gün değerinin ekim tarihini ertelemedeki her bir gün için 5 birim azaldığını saptamıştır. Ekim zamanındaki 30 günlük bir gecikme ile mısır bitkisinin olgunlaşmasında 150 birim daha az büyüme derece gün değerinin biriktiği sonucuna varmıştır.

Nield ve Smith (1997), 1326 büyüme derece gün değerine sahip bir mısır çeşidi ile farklı lokasyonlarda olgunlaşma gün sürelerini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada lokasyonlara göre olgunlaşma gün sürelerinin değiştiğini saptamışlardır.

Roth ve Yocum (1997), farklı ekim zamanı ve lokasyonda büyüme derece gün değerlerini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada yıllara göre BDG değerinin değiştiğini saptamışlardır. Ayrıca ekim zamanının gecikmesi ile çiçeklenme ile siyah nokta oluşumu arasındaki sürenin azaldığını ve daha az BDG birikimine ihtiyaç duyduğunu belirtmişlerdir.

(8)

Begum et al. (1998), farklı mısır çeşitleri ve lokasyonlarda yürüttükleri çalışmada, bazı lokasyonlarda bitkinin belirli gelişme safhasına ulaşması için gerekli gün sayısının sekiz yapraklı dönemden sonra çeşitlere göre değiştiğini saptarken, bazı lokasyonlarda 12 yapraklı döneme kadar çeşitler arasında fark olmadığını saptamışlardır.

Stewart et al. (1998), 28 melez mısır çeşidinin vejetatif ve generatif dönemlerde sıcaklıklara karşı fenolojik tepkilerini belirlemek amacıyla BDG30:10

metoduyla yaptıkları çalışmada ekimden çiçeklenmeye kadar olan dönemde fenolojik tepkinin sigmodial, çiçeklenmeden fizyolojik oluma kadarki dönemde ise daha düz olduğunu belirtmişlerdir.

Farklı ekim zamanının BDG ve olgunlaşma gün sayısına etkisini belirlemek amacıyla yapılan çalışmada; ekim zamanının gecikmesiyle ekim ile koçan püskülü çıkışı arasındaki sürenin ve BDG miktarının azaldığı belirlenmiştir. Çiçeklenme ile siyah nokta oluşumu arasındaki BDG değerinde de günde 4.5-7.4 birimlik bir azalma ve toplam BDG miktarında 4-9 birim düşüş saptanmıştır. Araştırıcılar erkenci çeşitlerin geçci çeşitlere göre daha az BDG miktarına ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir Anonim (1999).

Nield ve Newman (1999), belirli bir büyüme derece gün değerine sahip mısır çeşidinin ekim zamanına ve lokasyonlara göre olgunlaşma gün sayılarının değiştiğini saptamışlardır. Aynı araştırmanın sonucunda Çizelge 1’deki farklı gelişme aşamaları için büyüme derece gün (BDG) değerlerini bulmuşlardır.

Zachary (1999), bitkilerin sadece belli bir sıcaklık aralığında geliştiğini, sıcaklığın çok yüksek veya çok düşük olduğunda gelişmenin durduğunu belirtmiştir.

Mısır bitkisi için bu sıcaklık aralığının 10 0C' nin üzeri ve 30 0C'nin altında olması gerektiğini, 30 0C civarındaki sıcaklıklarda gelişmenin hızlı olduğunu bildirmiştir.

Mısır bitkisi için baz sıcaklığın 10 0C olduğunu belirtmiştir.

Hibrit mısırın olgunluğunu belirlemede olgunlaşma gün sayısı ile büyüme derece gün değerlerinin karşılaştırıldığı çalışmada büyüme derece gün değerlerinin olgunlaşma gün sayısına göre daha doğru ve birçok avantajının olduğu belirtilmiştir.

Büyüme derece günün bölgeye uygun hibritin seçiminde, ekim zamanının belirlenmesinde ve yetiştiricilere ürünün yetişme sezonu boyunca bakım işlemlerinin

(9)

ve hasat zamanının belirlenmesinde yol gösteren bir sistem olduğu bildirilmiştir. Her bir hibrit mısır çeşidinin olgunluğa ulaşması için belli bir büyüme derece gün birikiminin olduğu ve mısır hibriti için en çok kullanılan yöntemin BDG30:10 yöntemi olduğu belirtilmiştir Anonim (2000 a).

Çizelge 1: Gelişme aşamalarına göre BDG değerleri

Dönem Gelişme Aşaması BDG

Vejatatif 2 yapraklı 93

4 yapraklı 174

6 yapraklı 246

8 yapraklı 321

10 yapraklı 393

12 yapraklı 466

14 yapraklı 538

16 yapraklı 613

Generatif Koçan püskül çıkışı 760

Blister 904

Dough 1052

Denting 1199

Olgunlaşma Dented 1343

Fizyolojik olgunluk 1482

Nielsen et al. (2002), farklı ekim zamanlarının BDG değerine etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada ekim tarihinin Mayıs ayından Haziran ayına ertelenmesi durumunda ekim ile koçan püskülü çıkışı arasında biriken BDG miktarındaki azalmanın 34 birim, koçan püskülü çıkışı ile fizyolojik olum arasında biriken BDG miktarında ise 110 birimlik bir azalma olduğunu saptamışlardır. Öte yandan ekim zamanının gecikmesiyle toplam BDG değerinin 144 birim azaldığını belirtmişlerdir. Ekim tarihinin gecikmesine hibritlerin farklı tepkiler gösterdiğini ve geçci çeşitlerin BDG miktarlarındaki azalmanın erkenci çeşitlere göre daha fazla olduğunu belirtmişlerdir.

2.3. Kuru Madde Birikimi ile İlgili Çalışmalar

(10)

Johnson et al. (1963), maksimum kuru madde miktarının denting-dented dönemleri arasında olduğunu, bu dönemden sonra kuru madde miktarının azaldığını belirlemişlerdir.

Ragland et al. (1965), mısır bitkisindeki kuru madde birikiminin çıkıştan 3-4 hafta sonra linear bir şekilde artmaya başladığını ve kuruma başlangıcında sona erdiğini belirtmişlerdir. En yüksek kuru madde birikiminin çiçeklenme döneminde olduğunu saptamışlardır. Çiçeklenmeden kurumanın başlangıcına kadarki kuru madde birikimindeki düzensizliklerin yetişme şartlarından kaynaklanabileceğini belirtmişlerdir.

Lee ve Estes (1982), yaptıkları çalışmada toplam kuru madde miktarının erkenci ve geçci çeşitlere göre farklılık gösterdiğini ve erkenci çeşitlerin kuru madde miktarının geçci çeşitlere göre daha düşük olduğunu saptamışlardır.

Karlen et al. (1988), mısırda kuru madde miktarı ve birikim hızını inceledikleri çalışmada, fizyolojik olgunlaşmada toplam kuru madde miktarının 3509 kg/da olduğunu, kuru madde birikim hızının vejatatif ve tane doldurma periyodunda en hızlı olduğunu saptamışlardır.

Bustillo ve Gallaher (1989), mısırda bitki sıklığı ve kuru madde birikimleri arasındaki ilişkiyi saptamak amacıyla yapmış oldukları çalışmada, en yüksek verimin 7142 bitki sıklığında ve toplam kuru madde 3430 kg/da olduğunda elde edildiğini vurgulamışlardır.

Overman ve Gallaher (1989), farklı mısır genotipleri ile değişik ekim zamanlarında yürüttükleri çalışma sonucunda, ekim zamanı geciktikçe toplam kuru madde miktarına bağlı olarak verimin azaldığını ve bu azalışın çeşitlere göre değiştiğini belirlemişlerdir.

Hill (1993), yapmış olduğu çalışmada büyüme sezonu başlarında bitkilerdeki toplam kuru madde artışının yavaş olduğunu, ancak daha sonra sürekli bir artış gösterdiğini saptamıştır. Bu artışın olgunlaşma öncesine kadar devam ettiğini vurgulamıştır.

Cirilo ve Andrade (1994), farklı ekim zamanlarının mısırın gelişimine ve kuru madde dağılımına etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, ekim tarihindeki gecikmenin fide-koçan püskülü çıkışı arasındaki gelişmeyi hızlandırdığını

(11)

saptamışlardır ve geç ekimlerde vejetatif periyot boyunca ürünün büyüme oranının arttığını, buna karşılık tane dolumu süresince ürünün büyüme oranının azaldığını belirtmişlerdir. Buna bağlı olarak bin tane ağırlığı ve koçanda tane sayısının azalışı nedeniyle verimin olumsuz yönde etkilendiğini bulmuşlardır.

Swanson ve Wilhelm (1996), farklı ekim tarihlerinde yetiştirdikleri mısırda 4, 8 ve 16 yapraklı dönemdeki kuru madde miktarlarını, bu dönemlere ilişkin gün sayılarını ve BDG değerlerini karşılaştırmışlardır. Verim ve toplam kuru madde birikiminin erken ekimlerden optimum ekim tarihine doğru gidildikçe arttığını ve geç ekimlerde azalış olduğunu saptamışlardır. Ayrıca toplam kuru madde miktarının yıllara göre farklılık gösterdiğini ve en yüksek toplam kuru madde miktarını optimum ekim tarihinde ekilen bitkilerden elde ettiklerini vurgulamışlardır.

(12)

3. MATERYAL ve METOT

3.1 Materyal

3.1.1. Deneme Materyali

Araştırmada materyal olarak, üç mısır grubundan ikişer çeşit olmak üzere toplam altı çeşit kullanılmıştır. Atdişi mısır (Zea mays indendata Sturt.) olarak Rx 9222 ve DK585; cin mısır (Zea mays everta Sturt.) olarak Grimpuf ve 615; tatlı mısır (Zea mays saccharata Sturt.) olarak Merit ve GH 2547 çeşitleri, ülkemizdeki tohumculuk firmalarından sağlanarak deneme materyali olarak kullanılmışlardır.

Ancak 2002 yılında cin mısır grubundan 615 çeşidi ilgili tohumluk firması tarafından ithal edilemediği için yerine Os 615p çeşidi materyal olarak yer almıştır.

Üretici firmaların verdiği bilgiler doğrultusunda denemede kullanılan çeşitlerin özellikleri aşağıda verilmiştir.

Rx 9292: Olgunlaşma gün sayısı 130 gün (FAO 800) dür. İklim ve toprak adaptasyonu çok iyidir. Tarla içi bitki ve koçan üniformitesi yüksektir. Koçan uçları stres koşullarından etkilenmediğinden tam dolu olma özelliği taşımaktadır.

DK 585:. Olgunlaşma gün sayısı 105 gün (FAO 500) dür. Özellikle geç ekimlere uygun bir çeşittir. Tarla içi bitki ve koçan üniformitesi yüksektir.

Grimpuf: Olgunlaşma gün sayısı 120 gün (FAO 600) dür. Patlak mısır olarak tüketilir.

615:. Olgunlaşma gün sayısı 115 gün (FAO 600) dür. Bitki boyu 2-2.50 m’dir.

Patlak mısır olarak tüketilir.

Os 615p: Olgunlaşma gün sayısı 130 gün (FAO 800) dür. Patlak mısır olarak tüketilir.

Merit: 60-70 günde hasat olgunluğuna gelen çeşit, yemeklik olarak tüketilmektedir.

GH 2547: 70-80 günde hasat olgunluğuna gelen çeşit, yemeklik olarak tüketilmektedir.

(13)

3.1.2. Deneme Yerinin Toprak Özellikleri

Denemenin kurulduğu lokasyonlardan birisi Büyük Menderes Havzasında Aydın ili sınırları içerisinde, Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne ait Araştırma Uygulama ve Üretme çiftliğindedir. Çiftlik arazisi Aydın iline 18 km mesafede 370 44’- 370 49’ kuzey enlemleri ile 270 43’ - 270 50’

doğu boylamları arasında yer almaktadır. Büyük Menderes Ovası’nı meydana getiren çöküntü içinde yer alan Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi arazisinin büyük bölümü Büyük Menderes Nehri ve ona bağlı yan dereler tarafından Halosen’de depolanmış, pekişmemiş alüvyal materyallerden oluşmuştur. Bu depozitler kireçli veya çok az kireçli, kum, silt ve kilin farklı oranlarda taşınıp, depolanmasıyla oluşmuş genellikle kaba tekstürlü genç oluşuklardır. Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi arazisi toprakları Toprak Taksonomisine göre Entisol ordusunda, FAO/UNESCO sınıflandırmasına göre ise Flüvisol ve Regosol ünitelerinde sınıflandırılmıştır (Aksoy et. al., 1998).

Araştırmanın tarla denemeleri Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma Uygulama Çiftliği Kademe serisine ait topraklarında yürütülmüştür. Mısır bitkisinin etkili kök derinliği olan 90 cm’lik (Doorenbos and Kassam, 1979) toprak katmanının pH’sı 7,80-8,14 arasında, kireçliliği % 10,56-%12,14, organik madde durumu % 0,80-%2,01 değerleri arasında değişiklik göstermektedir. Bu seriye ait toprakların tekstürü siltli-tınlıdır (SL) (toprak bölümü verileri).

Denemenin yürütüldüğü diğer lokasyon olan Çine ilçesinin genel toprak özellikleri ise tınlı yapıda, tuzsuz, pH 7.50-7.90, organik madde ve kireç oranı düşük olarak tanımlanmaktadır.

3.1.3. Deneme Yerinin İklim Özellikleri

Havzada makro iklim bakımından hakim iklim tipi Akdeniz iklimidir.

İklim verileri değerlendirildiğinde Thornwaite’in iklim sınıflandırmasına göre

(14)

yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı mezotermal iklim tipi hüküm sürmektedir (Özgürel, 1986).

Havzada yıllık toplam yağış 600-1000 mm arasında değişmektedir.

Batı’dan Doğu’ya doğru gidildikçe yıllık toplam yağış azalmaktadır. Ayrıca ovalar yüksek yerlerden daha fazla yağış almaktadır (Yılmaz, 1995).

Çizelge 2’de Aydın bölgesi son 50 yıllık iklim verilerinin ortalama değerleri verilmiştir. Buna göre aylık ortalama sıcaklığın 8 0C ile 28.1 0C arasında değiştiği ve Haziran-Temmuz-Ağustos aylarındaki sıcaklıkların yüksek olduğu görülmektedir. Öte yandan günlük maksimum ve minimum sıcaklıklarında Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında yüksek olduğu belirlenirken, ortalama bağıl nemin bu aylarda düşük olduğu gözlenmektedir.

Toplam yağış miktarının Temmuz-Ağustos aylarında oldukça düşük olduğu ve toplam buharlaşma miktarının da bu aylarda yüksek olduğu izlenmektedir. Buna karşılık ortalama güneşlenme süresinin Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında oldukça uzun olduğu görülmektedir (Anonim, 2000).

Çizelge 2: Aydın bölgesi son 50 yıllık iklim sonuçları

Aylar

Sıcaklık Ort.

Bağıl Nem (%)

Toplam Yağış (mm)

Ort.

Rüzgar Hızı (m/s)

Toplam Buharlaşma

(mm)

Ort.

Güneşlenme Süresi (h) Ort. Max. Min.

Ocak 8.0 12.7 4.2 75.0 121.0 1.7 - 4.4

Şubat 9.3 14.5 4.9 71.0 95.5 1.6 - 5.0

Mart 11.5 17.4 6.4 68.0 71.1 1.6 - 6.1

Nisan 15.7 22.4 9.8 64.0 45.5 1.7 101.4 7.5

Mayıs 20.7 27.8 13.8 59.0 33.5 1.8 159.2 9.0

Haziran 25.4 32.8 17.6 51.0 14.0 1.9 223.4 11.0

Temmuz 28.1 35.7 19.9 48.0 3.5 1.9 260.9 11.4

Ağustos 27.2 35.3 19.6 51.0 2.2 1.8 234.1 10.9

Eylül 23.3 31.8 16.2 56.0 14.4 1.5 166.3 9.8

Ekim 18.1 25.6 12.3 64.0 47.5 1.3 100.4 7.5

Kasım 13.4 19.6 8.8 72.0 74.4 1.3 - 4.9

Aralık 9.5 14.3 5.8 76.0 135.1 1.6 - 4.3

Yıllık 17.5 24.2 11.6 63.0 657.7 1.6 1245.7 7.6

Kaynak: Aydın Meteoroloji İşleri Bölge Müdürlüğü

3.2. Metot

2001 ve 2002 mısır yetiştirme periyodunda, denemeler Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme tarlalarında ve Aydın'ın Çine ilçesinde bir

(15)

üretici tarlasında olmak üzere iki lokasyonda, birinci ve ikinci ürün olarak kurulmuştur. Aydın lokasyonunda birinci ürün ekimleri 17.05.2001 ve 30.04.2002, ikinci ürün ekimleri 02.07.2001 ve 14.06.2002 tarihlerinde, Çine lokasyonunda birinci ürün ekimleri 20.05.2001 ve 3.05.2002, ikinci ürün ekimleri 29.06.2001 ve 21.06.2002 tarihlerinde yapılmıştır. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre, üç tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Sıra uzunluğu 10 m olan altı sıralı parsellere sıra arası 70 cm olacak şekilde elle ekim yapılmıştır. Bitkiler 4-5 yapraklı döneme geldiğinde ilk çapalama ile birlikte sıra üzeri 20 cm olacak şekilde seyreltme yapılmıştır. Parsel alanı ekimde 42 m2 olmuş, hasatta kenarlardan birer sıra, parselin başından ve sonundan 0.5’er metre kenar tesiri bırakıldıktan sonra kalan bitkiler hasat edilmiştir. Hasatta parsel alanı 25.2 m2 olmuştur.

Ekimden önce dekara 12 kg azot, 12 kg P2O5 ve 12 kg K2O olacak şekilde 15- 15-15 gübresi atılmıştır. Bitkiler 40-50 cm boylarına geldiğinde, birinci sulamanın önüne dekara saf olarak 12 kg azot gelecek biçimde amonyum nitrat gübresi toprak altına verilmiştir. Deneme iki kez traktör, üç kez el çapası ile çapalanmıştır.

Bitkilerin su isteğine bağlı olarak birinci üründe 10-15 gün arayla 7-8 sulama, ikinci üründe 5-6 sulama yapılmıştır. İkinci üründe koçan kurduna karşı iki kez 100 cc/da decis ilacı uygulanmıştır.

3.2.1. İncelenen Özellikler ve Elde Ediliş Metotları

Çalışmada incelenen özelliklere ilişkin veriler, her parselde kenar tesiri çıkarıldıktan sonra geriye kalan bitkilerden rasgele alınan 10 bitki üzerinde çalışılarak elde edilmiştir.

A- Bitkinin Gelişme Evrelerine İlişkin Gözlemler

Anonim (2000-a)’e göre yapılan sınıflandırmaya göre;

1-Vejatatif evre: Her çeşit için iki yapraklı (bitkinin çıkışından bir hafta sonra), dört yapraklı (bitkinin çıkışından iki hafta sonra), altı yapraklı (bitkinin çıkışından üç hafta sonra), sekiz yapraklı (bitkinin çıkışından dört hafta sonra), on yapraklı (bitkinin çıkışından beş hafta sonra), oniki yapraklı (bitkinin çıkışından altı

(16)

hafta sonra), ondört yapraklı (bitkinin çıkışından yedi hafta sonra), dönemlerdeki tarihler kaydedilmiştir.

2-Generatif evre: Her çeşit için onaltı yapraklı dönemlerin (bitkinin çıkışından sekiz hafta sonra) ve koçan püskülü çıkışının (bitkinin çıkışından 66 gün sonra) tarihleri kaydedilmiştir.

Çizelge 3: 2001 yılı Aydın ili mısır yetiştirme sezonunda (Nisan-Ekim) görülen günlük maksimum ve minimum sıcaklıklar

Günler

Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim

Max. Min. Max. Min. Max. Min. Max. Min. Max. Min. Max. Min. Max. Min.

1 21.0 12.8 29.2 15.8 36.1 19.3 36.4 19.8 36.7 25.6 35.0 18.0 32.3 14.8 2 20.8 10.4 29.4 13.9 33.3 18.6 34.3 19.6 37.7 23.8 35.2 19.2 32 14.8 3 19.0 8.3 28.2 13.4 35.8 18.2 31.8 20.6 36.6 23.6 34.4 21.0 34.2 16 4 18.7 8.3 29.0 14.6 31.2 19.8 35.0 19.2 38.2 24.8 34.0 20.2 32.6 15.4 5 20.0 8.1 31.0 13.8 25.6 17.8 36.6 20.8 38.0 23.0 33.3 18.9 30.3 15.3 6 20.6 8.0 24.5 17.2 28.0 13.0 37.8 21.0 38.2 23.6 32.0 20.0 31.3 15.2 7 23.8 10.2 19.8 12.9 31.1 13.8 36.2 22.0 37.6 21.8 30.0 20.3 32 16.4 8 24.1 10.2 20.6 13.1 32.1 14.9 38.8 21.1 37.4 22.8 30.8 16.0 31.2 16.6 9 26.6 10.8 25.0 13.0 34.9 17.0 39.6 22.8 43.2 24.2 31.4 17.0 31.3 17.2 10 18.0 10.4 25.2 11.2 36.7 17.9 40.0 22.0 43.3 24.7 30.6 16.2 31.4 15.8 11 17.4 9.3 24.8 11.0 40.0 19.0 40.0 23.5 40.4 24.5 31.6 19.0 33 17.8 12 20.6 9.8 21.6 14.0 41.0 20.5 38.0 22.7 37.3 23.8 30.4 18.6 34 14.9 13 21.5 11.0 22.0 13.9 42.6 23.1 38.6 23.0 34.2 23.8 30.6 15.5 32 18.6 14 19.6 8.2 21.2 12.0 38.6 22.9 38.7 24.6 34.7 21.8 32.1 16.0 30.2 15.3 15 20.5 8.3 22.3 8.0 33.9 19.7 38.0 24.0 36.4 23.8 32.0 17.6 28.6 15.3 16 19.5 10.8 26.4 9.9 32.2 19.0 37.2 23.9 36.6 23.2 31.0 15.3 28.6 14.5 17 22.5 8.7 29.6 11.7 35.2 20.4 41.3 22.6 36.7 21.9 32.1 16.7 28.9 13.2 18 19.0 13.6 32.0 14.8 36.0 19.4 38.7 23.7 34.0 21.4 33.3 17.1 27.4 11.6 19 23.1 8.8 33.3 16.0 34.2 19.4 42.0 24.0 36.0 20.3 36.4 17.9 27.7 11.6 20 27.0 10.8 31.7 18.0 29.6 19.0 39.7 24.8 36.6 21.0 35.6 19.6 28.5 11.8 21 25.0 14.7 32.0 17.1 28.6 19.0 38.4 23.4 35.4 20.2 33.6 20.0 28 11.6 22 26.8 17.0 34.8 17.8 31.0 17.0 36.1 20.7 36.8 21.2 33.3 18.7 28.8 12.4 23 19.0 12.3 34.5 19.0 35.0 17.7 34.4 19.9 37.2 20.6 34.0 17.9 27 12.8 24 20.6 10.0 32.2 17.4 35.8 18.6 35.3 20.6 36.2 21.9 35.6 18.8 27.6 12.5 25 24.2 8.8 32.0 16.5 36.6 20.0 37.3 20.8 35.4 22.0 37.2 19.6 25.1 11.3 26 27.2 10.2 32.6 18.6 36.4 19.5 40.8 22.3 38.1 21.3 34.0 19.1 20.3 12.1 27 28.6 13.4 30.0 18.0 36.6 19.8 39.8 22.8 36.0 21.4 30.0 16.9 17.8 11.4 28 30.8 14.1 31.4 16.6 37.8 19.4 41.2 22.6 37.2 19.3 27.8 14.0 22.2 5.5 29 33.0 14.7 32.8 15.8 38.9 19.8 41.0 24.6 37.0 19.8 30.0 13.5 21.4 6.7 30 32.0 17.0 34.0 18.0 36.6 21.1 36.6 25.1 36.4 20.6 30.4 12.6 23.2 6.8

31 36.2 19.8 37.2 26.4 34.8 19.0 24.6 11

Kaynak: Aydın Meteoroloji İşleri Bölge Müdürlüğü

(17)

Çizelge 4: 2002 yılı Aydın ili mısır yetiştirme sezonunda (Nisan-Ekim) görülen günlük maximum ve minimum sıcaklıklar

Günler Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim

Max. Min. Max. Min. Max. Min. Max. Min. Max. Min. Max. Min. Max. Min.

1 14.6 7.5 27.3 12.8 29.6 16.2 34.4 21.1 33.7 19.0 30.4 20.1 27.3 18.8 2 18.0 7.0 28.0 12.6 31.2 16.0 34.6 20.8 36.2 20.0 30.2 19.2 25.0 13.9 3 20.3 6.6 29.6 14.0 30.9 15.3 36.0 21.7 37.2 21.0 31.0 18.4 25.9 10.6 4 14.2 11.0 29.3 13.2 29.0 16.3 36.1 20.8 38.4 23.3 31.6 18.0 27.1 11.4 5 22.3 11.8 29.4 12.2 30.8 14.2 39.5 22.0 38.5 22.8 30.7 17.9 27.2 12.0 6 16.2 11.9 28.5 12.8 33.2 16.0 37.2 22.2 38.0 23.6 31.6 18.4 27.8 13.0 7 21.0 7.8 28.4 12.8 35.5 18.8 36.2 22.0 37.4 22.4 32.4 18.4 22.1 16.4 8 19.6 8.6 26.4 12.8 37.0 20.0 35.0 22.8 32.6 24.2 33.0 18.8 22.3 15.1 9 21.4 6.2 28.5 15.8 40.2 20.8 32.6 19.1 34.3 20.0 31.8 19.0 23.6 15.6 10 26.4 8.2 27.8 13.7 34.2 20.0 32.6 18.2 34.9 20.8 32.1 18.4 26.6 13.7 11 24.8 11.8 27.6 12.6 29.0 19.8 33.5 20.8 40.0 22.0 31.2 16.8 28.0 14.9 12 23.8 10.7 30.2 14.1 30.8 17.5 34.3 20.7 43.8 24.6 30.2 18.0 28.4 16.4 13 22.4 15.3 26.2 13.8 34.1 17.8 34.8 23.0 34.0 24.9 31.6 17.6 25.2 16.2 14 27.8 14.3 25.3 13.1 35.2 19.5 36.2 23.2 35.4 20.2 31.8 18.0 23.0 16.3 15 26.8 13.5 28.1 11.7 36.2 20.4 39.3 22.1 34.4 20.8 28.6 18.0 26.4 15.9 16 20.3 13.8 30.3 13.1 37.1 20.8 39.5 23.3 32.2 20.2 23.2 16.8 26.2 13.7 17 20.0 12.7 30.0 16.0 37.4 20.8 38.6 24.0 32.0 20.0 28.4 15.6 27.6 13.4 18 17.7 12.7 30.3 14.0 35.3 22.5 35.0 21.8 32.4 19.8 27.6 14.2 27.8 14.8 19 17.6 10.7 31.5 13.3 32.5 20.0 34.8 19.9 33.2 20.2 27.8 12.8 26.4 13.9 20 20.3 8.8 31.3 14.1 32.4 19.1 36.4 22.3 34.4 20.8 29.0 14.0 25.8 15.2 21 19.2 8.7 30.6 14.8 33.3 20.0 37.2 23.0 33.5 20.9 29.6 15.0 24.0 10.0 22 22.4 8.0 29.6 14.8 35.5 21.1 38.6 22.8 33.3 19.4 31.0 15.8 26.0 10.2 23 24.0 9.6 28.6 14.1 38.0 21.7 37.6 21.9 34.0 18.7 31.5 15.4 25.2 10.7 24 20.7 11.8 31.0 13.7 39.2 22.6 36.0 22.0 34.4 19.0 29.8 16.6 26.4 12.6 25 21.0 8.0 34.0 17.0 37.4 22.5 36.2 20.1 34.4 21.1 27.4 18.2 26.6 16.4 26 22.8 8.1 31.2 19.6 36.0 20.6 34.4 20.3 35.6 21.5 33.0 19.3 24.4 12.0 27 23.3 9.0 27.0 18.7 35.8 20.5 34.6 20.0 35.4 19.3 28.8 19.8 21.4 10.8 28 22.7 9.8 29.6 15.7 36.4 21.1 34.2 23.4 34.8 19.3 30.0 16.6 26.2 10.3 29 25.2 10.3 30.1 16.2 35.8 20.1 35.3 21.8 34.6 19.4 23.4 17.9 22.7 9.0 30 26.3 11.7 28.2 16.3 37.7 20.4 34.0 20.2 32.0 17.6 30.0 17.3 21.2 5.9

31 28.2 15.3 33.8 20.2 30.4 19.2 22.8 6,2

Kaynak: Aydın Meteoroloji İşleri Bölge Müdürlüğü

3-Olgunlaşma evresi:

Blister: Koçan püskülü çıkışından yaklaşık 10-14 gün sonra olan dönemdir. Bu dönemde taneler sömeğin üzerinde belirmeye başlar ve beyazımsı olur. Koçan püskülü genellikle kahverengini olur ve hızlıca kurumaya başlar. Taneye nişasta birikimi bu dönemde başlar. Bu dönemde embriyo gelişmeye devam eder ve çimkını, ilk gerçek yapraklar, kökçük oluşur. Bu dönemdeki tane nemi yaklaşık % 85’dir.

(18)

Dough: Koçan püskülü çıkışından yaklaşık 24-28 gün sonra olan dönemdir. Bu dönemde tanelerin dış kabuğu açık pembe rengini alır. Tanelerin içi sütlü sıvıdan hamurumsuya döner ve taneye nişasta birikimi devam eder. Taneler maksimum büyüklüğüne ulaşır. Bu dönemdeki tane nemi yaklaşık % 70’dir. Embriyo gelişimi devam eder.

Denting: Koçan püskülü çıkışından yaklaşık 34-36 gün sonra olan dönemdir.

Tane rengi koyulaşmaya ve yukarıdan aşağıya doğru kurumaya başlar. Bu dönemde tanelerde çökmeler başlar. Bu dönemdeki tane nemi yaklaşık % 60’dır.

Dented: Koçan püskülü çıkışından yaklaşık 40-42 gün sonra olan dönemdir.

Denting döneminden sonra embriyonun karşısında nişasta çizgisi oluşur. Bu dönemde taneler tamamen çöker. Bu dönemdeki tane nemi yaklaşık % 55’dir.

Fizyolojik olum: Koçan püskülü çıkışından 55-65 gün sonra olan dönemdir.

Tanelerde siyah nokta oluşmuştur. Bu dönemde taneler maksimum ağırlığına ve kuru madde miktarına ulaşır. Bu dönemdeki tane nemi yaklaşık % 30-35’dir. Bu dönemler belirlenerek tarihleri kaydedilmiştir (Hanway, 1971; Hill, 1993; Nielsen, 1996).

B- Tarımsal Özellikler

1-Koçan Bağlama Yüksekliği(cm): Her parselden rastgele on bitkinin toprak yüzeyinden koçanın bulunduğu boğuma kadar olan yüksekliği ölçülüp ortalaması alınmıştır. İki koçan bulunması durumunda üstteki koçan dikkate alınmıştır.

2-Bitki Boyu(cm): Her parselden rastgele on bitkinin toprak yüzeyinden tepe püskülünün başladığı yere kadar olan yüksekliği ölçülüp ortalaması alınmıştır.

3- Koçan Çapı(cm): Her parselden rastgele alınan 10 koçanın tam ortasından kumpasla koçan çapları ölçülerek ortalaması alınmıştır.

4- Koçan Uzunluğu(cm): Rastgele 10 koçanın ucundan koçan sapının koçana bağlandığı noktaya kadar olan mesafe ölçülerek ortalaması alınmıştır.

5- Koçanda Tane Sayısı: Rastgele alınan on koçanda, koçanda sıra sayısı ve sıradaki tane sayısı sayılıp, bulunan her iki değer çarpılarak koçanda tane sayısı hesaplanmıştır.

(19)

6- B.T.A (gr): Her parseldeki tanelerden dört kez 100 tane sayılarak tartımları yapılıp ortalaması alınmış ve 10 ile çarpılarak bin tane ağırlığı hesaplanmıştır.

7- Verim (kg/da): Atdişi ve cin mısırda her parseldeki koçanlar elle hasat edilip tartılmış ve aşağıdaki formül ile %15 neme göre ayarlanarak hesaplamıştır.

Düzeltilmiş Parsel Verimi: Parsel Verimi x [ (100-%nem) /85 ] x k Verim(kg/da): Düzeltilmiş Parsel Verimi x 1000/ Parsel Alanı(m2)

k (tane/koçan oranı): Hasat sonrasında her parselden 5 kg koçan örneği alınıp, mısır taneleme makinasında tanelenmiş ve bunun sonucunda elde edilen tane ağırlığı 5 kg'a oranlanmıştır.

Şeker mısırda koçanlar; optimum hasat olgunluğuna geldiğinde (koçan püskülleri kahverengileşmeye başladığında, taneler dolgun, sütlü ve maksimum büyüklüğe ulaştığında) hasat edilmiştir (Tober ve Lawson, 1999; Anonim, 2003).

Parseldeki koçanlar sayılıp, tartılmış ve dekardaki verim hesaplanmıştır. Cin mısırda koçan yaprakları kuruduğunda, nem oranı % 16-18’e düştüğünde hasat edilmiş ve dekardaki verim yukarıdaki formüle göre hesaplanmıştır (Anonim, 2002).

C- Kuru Madde Birikimi:

Ekimden itibaren her on günde bir birinci ve altıncı sıralardan toplam beş bitki toprak seviyesinden kesilmiş (Cirilio and Andrade, 1994) ve 70 oC'de 72 saat saat kurutularak kuru maddeleri bulunmuştur (Bustillo and Gallaher, 1989; Cantarero et al., 1999). Kuru madde değerleri kg/da olarak hesaplanmıştır.

D- Büyüme Derece Gün (BDG) Saptanması:

BDG ekimden itibaren bitkinin fizyolojik olgunluğuna kadar geçen 24 saatlik her bir gün için hesaplanmaktadır. Her gün için bulunan değerler bitkinin gelişme periyodu boyunca toplanarak çeşitlerin bulunduğu bölge için toplam günlük gelişme derecesi bulunmaktadır (Anonim, 2000). BDG aşağıdaki formüle göre hesaplanmıştır (Aspiazu and Shaw, 1972; Swan et al., 1987; Swanson and Wilhelm, 1996;; Mc Master and Wilhelm, 1997; Hicks, 1998; Eckert, 2001; Peet, 2002).

BDG= (Tmax  Tmin)/2- Teşik

T max= Günlük en yüksek sıcaklıktır (Çizelge 3-4).

(20)

Tmin= Günlük en düşük sıcaklıktır (Çizelge 3-4).

Teşik: Sıcak iklim tahılları için eşik sıcaklık 100C’dir (Brown and Bootsma, 1993; Anonim, 1996; Nield and Newman, 1999; Angel, 1997).

T max=Günlük en yüksek sıcaklık 30 0C’nin üzerine çıktığında formülde Tmax yerine 30 0C yazılır (Cross and Zuber, 1972; Gibson, 2001).

Tmin= Günlük en düşük sıcaklık 10 0C’nin altına düştüğünde formülde Tmin yerine 10 0C yazılır (Cross and Zuber, 1972; Gibson, 2001).

3.2.2. Değerlendirmeler

Verim ve verim komponentlerine ilişkin parsel ortalama değerlerine SAS programı kullanılarak varyans analizi uygulanmıştır (SAS, 1999).

(21)

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA 4.1. VERİM VE VERİM KOMPONENTLERİ

4.1.1. Birinci Ürün Atdişi Mısır

İki melez atdişi mısır çeşidi, iki lokasyon ve iki yıla ait verilere ilişkin birinci ürün varyans analizi sonuçları Çizelge 5’de verilmiştir.

Çeşitler arasındaki farklılık bitki boyu ve verim dışında kalan diğer verim öğelerinin tümünde önemli çıkmıştır. Lokasyon x çeşit interaksiyonu ise bitki boyu, koçanda tane sayısı, koçan çapı ve koçan uzunluğu yönünden önemli çıkmıştır. Yıl x lokasyon interaksiyonunun verim öğelerinin tümünde önemli olduğu, yıl x lokasyon x çeşit interaksiyonunun ise sadece verimde önemli olduğu Çizelge 5’de görülmektedir. Yıl x çeşit interaksiyonunun ilk koçan yüksekliği, koçan uzunluğu ve bin tane ağırlığı yönünden önemli olduğu aynı çizelgeden izlenmektedir.

4.1.1.1. Bitki Boyu (cm): İncelenen özelliklere ilişkin yapılan varyans analizi sonuçlarına göre bitki boyu için yıl x lokasyon, lokasyon x çeşit interaksiyonunun önemli olduğu Çizelge 5’de görülmektedir. Yıl x lokasyon interaksiyonu önemli çıktığından, bitki boyuna ilişkin lokasyon ortalama değerleri yıllar için ayrı ayrı Çizelge 6’da verilmiştir.

En yüksek bitki boyu 217.22 cm ile 2002 yılında Çine lokasyonundan elde edilmiştir. Bunu her iki yılda da Aydın lokasyonu izlemiştir. Her iki yıl değerlendirildiğinde, ilk yıl ortalama 186.33 cm bitki boyu bulunurken, ikinci yıl bu değerin arttığı ve 206.75 cm olduğu görülmektedir.

Lokasyon x çeşit interaksiyonu önemli çıktığından, bitki boyuna ilişkin çeşit ortalamaları her iki lokasyon için ayrı ayrı Çizelge 7’de yer almaktadır.

En yüksek bitki boyu 200.90 cm olarak Çine lokasyonunda Rx 9292 çeşidinden elde edilmiştir. Bunu 199.25 cm ile Aydın lokasyonunda DK 585 çeşidi izlemiştir.

(22)
(23)

Atdişi mısırda bitki boyunun yıllara göre farklı olduğu ve çeşitlerin farklı tepkiler gösterdiği söylenebilir. Bitki boyuna ilişkin araştırma bulgularımız ve sonuçlar, anılan özelliğin yıl ve çevreye bağlı olarak değiştiğini bildiren Acartürk (1996), Gözübenli et al. (1997) ve Turgut et al. (1999) ile paralellik göstermektedir.

Çizelge 6: Bitki boyu için lokasyonların yıllara göre ortalama değerleri YIL

LOKASYON 2001 2002

AYDIN 196.63 b 196.29 b

ÇİNE 176.02 c 217.22 a

ORTALAMA 186,33 206,75

LSD0.05 8.68

Çizelge 7:Bitki boyu için çeşitlerin lokasyonlara göre ortalama değerleri LOKASYON

ÇEŞİT AYDIN ÇİNE

Rx 9292 193.67 abc 200.90 a DK 585 199.25 ab 192.10 bc

ORTALAMA 196.46 196.62

LSD0.05 8.68

4.1.1.2. İlk Koçan Yüksekliği (cm): İncelenen özelliklere ilişkin yapılan varyans analiz sonuçlarına göre ilk koçan yüksekliği için yıl x lokasyon, yıl x çeşit interaksiyonunun önemli olduğu Çizelge 5’de görülmektedir. Yıl x lokasyon interaksiyonu önemli çıktığından, ilk koçan yüksekliğine ilişkin lokasyon ortalama değerleri yıllar için ayrı ayrı Çizelge 8’de verilmiştir.

Çizelge 8: İlk koçan yüksekliği için lokasyonların yıllara göre ortalama değerleri YIL

LOKASYON 2001 2002

AYDIN 95.23 a 94.06 ab

ÇİNE 79.17 c 91.63 ab

ORTALAMA 87.20 92.85

LSD0.05 3.95

En yüksek ilk koçan yüksekliği 95.23 cm olarak 2001 yılında Aydın lokasyonundan elde edilmiştir. Bunu 94.06 cm ile 2002 yılında Aydın lokasyonu

(24)

izlemiştir. Her iki yıl değerlendirildiğinde, ilk yıl ortalama 87.20 cm ilk koçan yüksekliği bulunurken, ikinci yıl bu değerin arttığı ve 92.85 cm olduğu saptanmıştır.

Yıl x çeşit interaksiyonu önemli çıktığından, ilk koçan yüksekliğine ilişkin çeşitlerin ortalama değerleri yıllar için ayrı ayrı Çizelge 9’da verilmiştir. En yüksek ilk koçan yüksekliği 100.58 cm olarak 2002 yılında Rx 9292 çeşidinden elde edilmiştir. Bunu 91.62 cm ile 2001 yılında yine Rx 9292 çeşidi izlemiştir.

Çizelge 9: İlk koçan yüksekliği için çeşitlerin yıllara göre ortalama değerleri YIL

ÇEŞİT 2001 2002

Rx 9292 91.62 b 100.58 a DK 585 82.78 c 85.12 c

ORTALAMA 87.20 92.85

LSD0.05 3.95

Acartürk (1996), Büyük Menderes Havzasına uygun hibrit mısır çeşitlerini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada, ilk koçan yüksekliği bakımından oluşan farklılığın çeşitlerin farklı olması yanında denemenin yapıldığı yıl ve çevreye bağlı olduğunu belirtmiştir. Bulgularımız araştırıcının bulguları ile benzer niteliktedir.

4.1.1.3. Koçanda Tane Sayısı: İncelenen özellikler için yapılan varyans analizi sonuçlarına göre koçanda tane sayısı için yıl x lokasyon, lokasyon x çeşit interaksiyonunun önemli olduğu Çizelge 5’de görülmektedir. Yıl x lokasyon interaksiyonu önemli çıktığından, koçanda tane sayısına ilişkin lokasyon ortalama değerleri yıllar için ayrı ayrı Çizelge 10’da verilmiştir.

Çizelge 10: Koçanda tane sayısı için lokasyonların yıllara göre ortalama değerleri YIL

LOKASYON 2001 2002

AYDIN 519.32 d 659.07 a

ÇİNE 554.13 c 629.64 b

ORTALAMA 536.72 644.35

LSD0.05 19.80

En yüksek koçanda tane sayısı 659.07 tane olarak 2002 yılında Aydın lokasyonundan elde edilmiştir. Bunu 629.64 tane ile yine aynı yıl Çine lokasyonu

(25)

izlemiştir. Buna karşın en düşük koçanda tane sayısının 519.32 tane ile 2001 yılında Aydın lokasyonundan elde edildiği Çizelge 10’da görülmektedir. Her iki yıl değerlendirildiğinde, ilk yıl ortalama 536.72 koçanda tane sayısı bulunurken, ikinci yıl bu değerin arttığı ve 644.35 koçanda tane sayısı olduğu görülmektedir.

Lokasyon x çeşit interaksiyonu önemli çıktığından, koçanda tane sayısına ilişkin çeşit ortalamaları her iki lokasyon için ayrı ayrı Çizelge 11’de yer almaktadır.

En yüksek koçanda Tane sayısı 604.63 tane olarak Aydın lokasyonunda Rx 9292 çeşidinden elde edilmiştir. Bunu 592.35 tane ile Çine lokasyonunda yine Rx 9292 çeşidi izlemiştir. En düşük koçanda tane sayısı ise Aydın lokasyonunda DK 585 çeşidinden elde edildiği Çizelge 11’de görülmektedir.

Çizelge 11: Koçanda tane sayısı için çeşitlerin lokasyonlara göre ortalama değerleri LOKASYON

ÇEŞİT AYDIN ÇİNE

Rx 9292 604.63 a 592.35 ab DK 585 573.74 bc 591.42 abc

ORTALAMA 589.19 591.88

LSD0.05 19.80

Tansı et al. (1994), Çukurova koşullarında yaptıkları çalışmada koçanda tane sayısının yıllara göre farklı olduğunu belirtmişlerdir. Diğer bir çalışmada koçanda tane sayısının lokasyon ve çeşitlere göre değiştiği vurgulanmıştır (Baytekin et al.

1997). Bulgularımız araştırıcıların sonuçlarıyla uyum içerisindedir.

4.1.1.4. Koçan Çapı (cm): İncelenen özelliklere ilişkin yapılan varyans analiz sonuçlarına göre koçan çapı için yıl x lokasyon, lokasyon x çeşit interaksiyonunun önemli olduğu Çizelge 5’de görülmektedir. Yıl x lokasyon interaksiyonu önemli çıktığından, koçan çapına ilişkin lokasyon ortalama değerleri yıllar için ayrı ayrı Çizelge 12’de verilmiştir.

En yüksek koçan çapı 5.00 cm olarak 2002 yılında Aydın lokasyonundan elde edilmiştir. Bunu 4.60 cm ile yine 2002 yılında Çine lokasyonu izlemiştir. Her iki yıl değerlendirildiğinde, ilk yıl ortalama 4.32 cm olan koçan çapı, ikinci yıl artarak 4.81 cm olduğu saptanmıştır.

(26)

Çizelge 12: Koçan çapı için lokasyonların yıllara göre ortalama değerleri

YIL

LOKASYON 2001 2002

AYDIN 4.25 c 5.00 a

ÇİNE 4.38 c 4.60 b

ORTALAMA 4.32 4.81

LSD0.05 0.16

Lokasyon x çeşit interaksiyonu önemli çıktığından, koçan çapına ilişkin çeşit ortalamaları her iki lokasyon için ayrı ayrı Çizelge 13’de yer almaktadır.

Çizelge 13: Koçan çapı için çeşitlerin lokasyonlara göre ortalama değerleri LOKASYON

ÇEŞİT AYDIN ÇİNE

Rx 9292 4.88 a 4.55 b

DK 585 4.37 c 4.43 bc

ORTALAMA 4.62 4.49

LSD0.05 0.16

En yüksek koçan çapı 4.88 cm olarak Aydın lokasyonunda Rx 9292 çeşidinden elde edilmiştir. Bunu 4.55 cm ile Çine lokasyonunda yine Rx 9292 çeşidi izlemiştir.

Atdişi mısırda koçan çapının lokasyonlara göre değiştiği ve çeşitlerin farklı tepkiler gösterdiği söylenebilir. Koçan çapına ilişkin bulgularımız bu özelliğin yıllara bağlı olarak değiştiğini bildiren Turgut et al. (1999) ve çeşitlere göre değiştiğini vurgulayan Turgut ve Balcı (2001) ile paralellik göstermektedir.

4.1.1.5. Koçan Uzunluğu (cm): İncelenen özellikler için yapılan varyans analiz sonuçlarına göre koçan uzunluğu için yıl x lokasyon, lokasyon x çeşit ve yıl x çeşit interaksiyonunun önemli olduğu Çizelge 5’de görülmektedir. Yıl x lokasyon interaksiyonu önemli çıktığından, koçan uzunluğuna ilişkin lokasyon ortalama değerleri yıllar için ayrı ayrı Çizelge 14’de verilmiştir.

En yüksek koçan uzunluğu 22.96 cm ile 2002 yılında Aydın lokasyonundan elde edilirken, en düşük koçan uzunluğu 18.99 cm ile 2001 yılında Çine lokasyonundan elde edilmiştir.

(27)

Çizelge 14: Koçan uzunluğu için lokasyonların yıllara göre ortalama değerleri YIL

LOKASYON 2001 2002

AYDIN 19.35 bc 22.96 a

ÇİNE 18.99 c 19.54 b

ORTALAMA 19.17 21.25

LSD0.05 0.49

Lokasyon x çeşit interaksiyonu önemli çıktığından, koçan uzunluğuna ilişkin çeşit ortalamaları her iki lokasyon için ayrı ayrı Çizelge 15’de yer almaktadır. En yüksek koçan uzunluğu 23.17 cm olarak Aydın lokasyonunda Rx 9292 çeşidinden elde edilmiştir. Bunu 20.53 cm ile Çine lokasyonunda yine Rx 9292 çeşidi izlemiştir.

Çizelge 15: Koçan uzunluğu için çeşitlerin lokasyonlara göre ortalama değerleri LOKASYON

ÇEŞİT AYDIN ÇİNE

Rx 9292 23.17 a 20.53 b

DK 585 19.14 c 18.01 d

ORTALAMA 21.15 19.27

LSD0.05 0.49

Yıl x çeşit interaksiyonu önemli çıktığından, koçan uzunluğuna ilişkin çeşitlerin ortalama değerleri yıllar için ayrı ayrı Çizelge 16’da verilmiştir. En yüksek koçan uzunluğu 23.21 cm olarak 2002 yılında Rx 9292 çeşidinden elde edilmiştir.

Bunu 20.49 cm ile 2001 yılında yine Rx 9292 çeşidi izlemiştir.

Çizelge 16: Koçan uzunluğu için çeşitlerin yıllara göre ortalama değerleri YIL

ÇEŞİT 2001 2002

Rx 9292 20.49 b 23.21 a

DK 585 17.86 d 19.29 c

ORTALAMA 19.17 21.25

LSD0.05 0.49

Atdişi mısırda koçan uzunluğunun yıllara ve lokasyonlara göre farklı olduğu ve çeşitlerin farklı tepkiler gösterdiği söylenebilir. Bulgularımız koçan uzunluğunun çeşitlere göre önemli farklılıklar gösterdiğini belirten Sağlamtimur ve Okant (1987),

(28)

Baytekin et al. (1997); anılan özeliğin yıl ve çevreye bağlı olarak değiştiğini bildiren Turgut et al. (1999)’nın bulguları ile paralellik göstermektedir.

4.1.1.6. Bin Tane Ağırlığı (gr): İncelenen özellikler için yapılan varyans analizi sonuçlarına göre bin tane ağırlığı için yıl x lokasyon, yıl x çeşit interaksiyonunun önemli olduğu Çizelge 5’de görülmektedir. Yıl x lokasyon interaksiyonu önemli çıktığından, bin tane ağırlığına ilişkin lokasyon ortalama değerleri yıllar için ayrı ayrı Çizelge 17’de verilmiştir.

Çizelge 17: Bin tane ağırlığı için lokasyonların yıllara göre ortalama değerleri YIL

LOKASYON 2001 2002

AYDIN 300.28 c 403.16 a

ÇİNE 306.23 c 339.76 b

ORTALAMA 303.26 371.46

LSD0.05 13.67

Yıl x lokasyon interaksiyonu incelendiğinde; en yüksek bin tane ağırlığının 403.16 gr olarak 2002 yılında Aydın lokasyonundan elde edilmiştir. Bunu 339.79 gr ile 2002 yılında Çine lokasyonu izlemiştir.

Yıl x çeşit interaksiyonu önemli çıktığından, bin tane ağırlığına ilişkin çeşitlerin ortalama değerleri yıllar için ayrı ayrı Çizelge 18’de görülmektedir.

Çizelge 18: Bin tane ağırlığı için çeşitlerin yıllara göre ortalama değerleri YIL

ÇEŞİT 2001 2002

Rx 9292 331.22 b 415.32 a

DK 585 275.30 c 327.59 b

ORTALAMA 303.26 371.46

LSD0.05 13.67

En yüksek bin tane ağırlığı 415.32 gr ile 2002 yılında Rx 9292 çeşidinden elde edilirken, en düşük bin tane ağırlığı 275.30 gr ile 2001 yılında DK 585 çeşidinden elde edilmiştir.

Atdişi mısırda bin tane ağırlığının yıllara ve lokasyonlara göre farklı olduğu ve çeşitlerin yıllara göre farklı tepkiler gösterdiğini söylenebilir. Bin tane ağırlığına

Referanslar

Benzer Belgeler

mR olmak üzere y=x parabolü ile y=-x+mx+m-2 parabollerinin kesimnoktaları A ve B ise [AB] doğru parçalarının orta noktalarının geometrik yerini

f (x) = cos x fonksiyonun grafi˘ gi π birim sa˘ ga kaydırılır, dikey olarak 5 katsayısı ile uzatılır, x−eksenine g¨ ore yansıtılır ve son olarak 1 birim a¸sa˘

Determine whether the statement is true or false. If it is true,

(Cevabınızın do˘ gru oldu˘ gunu da g¨ oster- meniz gerekiyor).. (Cevabınızın do˘ gru oldu˘ gunu da g¨

(Cevabınızın do˘ gru oldu˘ gunu da g¨ oster- meniz gerekiyor).. (Cevabınızın do˘ gru oldu˘ gunu da g¨

(Cevabınızın do˘ gru oldu˘ gunu da g¨ oster- meniz gerekiyor).. (Cevabınızın do˘ gru oldu˘ gunu da g¨

Kullandı˘ gınız teorem(ler)in ko¸sullarının sa˘ glandı˘ gını kontrol edin.. (˙Ipucu: ¨ Once f nin 1 de s¨ urekli olması i¸cin sa˘ glanması gereken

[r]