• Sonuç bulunamadı

Granülositik Sarkom Tülin Mansur*, ‹kbal Esen Ayd›ngöz*, Gülflen Tükenmez Demirci*, Sevil Gündüz*, Önder Peker**

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Granülositik Sarkom Tülin Mansur*, ‹kbal Esen Ayd›ngöz*, Gülflen Tükenmez Demirci*, Sevil Gündüz*, Önder Peker**"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Al›nd›¤› Tarih: 22.10.2002 Kabul Tarihi: 06.03.2003

Yaz›flma Adresi: Dr. Tülin Mansur, Selamiçeflme, Güzel Sok. No: 16/15 PK34730, Kad›köy-‹stanbul

Granülositik sarkom (GS) terimi, ilk kez 1966 y›l›nda Rappaport taraf›ndan, miyelo-id seriye ait kötü huylu öncü hücrelerden oluflan tümoral lezyonlar için kullan›lm›flt›r1. Akut miyeloid lösemi (AML) ve kronik mi-yeloid lösemi (KML)’de daha s›k olmak üzere, miyeloid lösemili hastalar›n yaklafl›k %3’ünde GS görülür2

. Ayr›ca bu tablo mi-yelodisplastik sendromda (MDS) blast

kri-zinin ilk iflareti olarak ortaya ç›kabilir2 . Bu-nun d›fl›nda henüz AML tan›s› almam›fl bir hastada hastal›¤›n ilk göstergesi veya ke-mik ili¤i transplantasyonu sonras› relaps›n belirtisi olarak da GS ile karfl›lafl›labilir2,3. Burada deri lezyonlar› nedeniyle klini¤imize baflvurup, GS tan›s› alan ve 6 ay sonra AML geliflti¤i gözlenerek k›sa sürede kay-bedilen bir olgu sunulmaktad›r.

Granülositik Sarkom

Tülin Mansur*, ‹kbal Esen Ayd›ngöz*, Gülflen Tükenmez Demirci*,

Sevil Gündüz*, Önder Peker**

* Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Dermatoloji Klini¤i ** Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Patoloji Bölümü Özet

Granülositik sarkom (GS), immatür granülositlerin oluflturdu¤u nadir rastlanan bir tümördür. Hematolojik ma-linite tan›s› alm›fl hastalarda görülebilir veya bu hastal›klar›n ilk iflareti olarak ortaya ç›kabilir. Burada, daha önce bilinen bir patolojisi olmayan ve ilk olarak deri lezyonlar›yla baflvuran bir GS olgusu sunulmaktad›r. Elli iki yafl›nda kad›n hasta, kol ve bacaklar›nda 18 ay önce oluflan asemptomatik deri lezyonlar› ile klini¤imi-ze baflvurdu. Son bir hafta içinde s›rt›nda yeni lezyonlar›n ç›kt›¤› ö¤renildi. GS tan›s›, hiç bir kemik ili¤i tutu-lum bulgusu olmaks›z›n, yap›lan ayr›nt›l› bir araflt›rma sonucunda kesinleflti. Kontrollerine gelmeyen hasta, 6 ay sonraki baflvurusunda, kan tablosu bulgular› ile akut miyeloid lösemi (AML) tan›s›n› ald›. Hasta genel du-rumunun h›zla kötüleflmesi üzerine hiçbir tedaviye bafllanamadan kaybedildi.

Granülositik sarkomun, erken evrede sistemik tutulum olmaks›z›n, dermatologlar taraf›ndan tan›nmas› önemli-dir. AML kötü prognozlu bir hastal›kt›r. GS’de tedavinin yeri tart›flmal› olmas›na ra¤men, tedaviye bafllaman›n, löseminin ortaya ç›k›fl süresini uzatt›¤› öne sürülmektedir. Bu nedenle, erken tan› ve tedavi, bu hastalar›n prognozlar›n› iyilefltirmeye yard›mc› olabilir.

Anahtar Kelimeler: Kutanöz granülositik sarkom, akut miyeloid lösemi, miyeloproliferatif hastal›k

Mansur T, Ayd›ngöz ‹E, Demirci GT, Gündüz S, Peker Ö. Granülositik Sarkom. TÜRKDERM 2004; 38: 136-139. Summary

Granulocytic sarcoma (GS) is a rare tumor of immature granulocytes. It is associated with a number of he-matologic malignancies either as the first sign of the disease or during the course of the disease. We report a case of GS presenting with skin lesions without a known hematologic pathology.

A 52-year-old woman presented with asymptomatic skin nodules on her arms and legs which have appeared 18 months ago. New lesions have erupted on her back within one week prior to her admission. A thorough evaluation confirmed a diagnosis of GS without any sign of overt bone marrow involvement. She was lost to follow-up for six months. Then she referred again and an acute myelogenous leukemia (AML) was diagnosed. Following a quick deterioration in her condition, she was lost before any treatment could be started.

Recognition of GS by the dermatologist at an early stage without systemic involvement is important. AML is associated with a poor prognosis. Though treatment is controversial in GS, it has been suggested to prolong the aleukemic period. Hence early treatment may help to improve the prognosis of these patients.

Key Words: Cutaneous granulocytic sarcoma, acute myelocytic leukemia, myeloproliferative disease

Mansur T, Ayd›ngöz ‹E, Demirci GT, Gündüz S, Peker Ö. Granulocytic sarcoma. TÜRKDERM 2004; 38: 136-139.

T Ü R K D E R M

Olgu Bildirisi

Case Report

(2)

Olgu

Elli iki yafl›nda kad›n hasta, 1.5 y›ld›r kollar›nda ve bacaklar›nda, son 1 haftad›r ise s›rt›nda hafif kafl›nt›-l›, a¤r›s›z, k›smen kendili¤inden gerileme gösteren nodüllerle klini¤imize baflvurdu. Halsizlik ve aras›ra olan bafl a¤r›s› d›fl›nda sistemik bir yak›nmas› yoktu. Hasta 8 y›l önce diabetes mellitus tan›s› alm›flt› ve oral antidiyabetik kulland›¤› ö¤renildi. Dermatolojik muayenede, kollarda, bacaklarda ve s›rtta 20 kadar 0.5-2cm boyutlar›nda, yuvarlak, lastik k›vam›nda, de-ri renginde veya morumsu nodüller görüldü (fiekil 1). Fizik muayene bulgular› normaldi. Rutin tetkikle-rinde lökosit: 6800/mm3, eritrosit: 4.670000/mm3,

trombosit: 273000/mm3, Hb: 9.8g/dl, ortalama

erit-rosit hacmi: 66fl, serum demir düzeyi: 19μg/dl, de-mir ba¤lama kapasitesi: 381μg/dl ve açl›k kan fleke-ri: 249mg/dl olarak bulundu. Di¤er biyokimya tetkik-leri ve akci¤er grafisi normaldi.

Bat›n ultrasonografisinde hepatosteatoz d›fl›nda pa-toloji yoktu. Hastan›n sol bacak derisindeki bir no-dülden yap›lan eksizyonel biyopsi sonucunda der-miste yer yer odaklar halinde, yer yer yayg›n infiltras-yon gösteren tümör hücrelerine rastland›. Bu hücre-lerin blastik miyeloid elemanlar büyüklü¤ünde oldu-¤u, kollajen demetler aras›nda diziler ve genifl toplu-luklar oluflturdu¤u gözlendi. Belirgin pleomorfizm, nekroz ve mitoz saptanmad› (fiekil 2). CD68, lizo-zim, LCA, miyeloperoksidaz (fiekil 3-4) ile boyanma tespit edildi; CD20, CD3 ile boyanma olmad›. Bu bulgularla GS tan›s› konuldu. Tan› sonras›nda hasta-ya hasta-yap›lan kemik ili¤i aspirasyonu normal olarak de-¤erlendirildi. Hasta tedavi olmay› kabul etmedi ve kontrollerine gelmedi. Ancak 6 ay sonra, menomet-roraji flikayeti nedeniyle Kad›n Hastal›klar› klini¤ine baflvurdu. Miyoma uteri tan›s› ile total abdominal histerektomi ve bilateral salpingooferektomi uygula-nan hasta, tam kan say›m›nda, Hb: 7.6gr/dl, lökosit:

36000/mm3

, trombosit: 12000/mm3

olmas› üzerine lökoz ön tan›s› ile ‹ç Hastal›klar› klini¤ine sevk edildi.

T Ü R K D E R M

2004; 38: (2)

fiekil 1: Bacak ön yüzünde morumsu, yuvarlak nodüller.

fiekil 4: Miyeloperoksidaz pozitif hücreler. fiekil 3: Lizozim pozitif hücreler.

fiekil 2: Dermiste yer yer yayg›n infiltrasyon gösteren, kol-lajen planlar aras›nda diziler ve genifl topluluklar oluflturan tümör hücreleri.

(3)

Bu dönemde hastan›n bacaklar›nda ve omuzlar›nda a¤r›, halsizlik ve kilo kayb› flikayetleri vard›. Önceki baflvurusunda gözlenmifl olan deri lezyonlar›n›n ço-¤unun 3 ay içinde kendili¤inden geriledi¤i ö¤renildi. Fizik muayenesinde, oskültasyon ile kalpte tüm odaklarda 2/6 sistolik üfürüm d›fl›nda patolojik bul-gu saptanmad›. Bat›n ultrasonografisinde hepatosp-lenomegali, paraaortik ve karaci¤er hilusuna yak›n yerleflimli birkaç adet lenfadenopati tespit edildi. Bat›n›n bilgisayarl› tomografi incelemesinde, hepa-tosplenomegali, dalakta infarkt veya kitle ile uyumlu flüpheli hipodens alanlar, Douglas bofllu¤unda flüp-heli minimal s›v› gözlendi.

Periferik yaymada ve kemik ili¤i aspirasyonunda, çok miktarda M4-M5 ile uyumlu, morfolojide blastik hüc-reler görüldü ve hastaya AML tan›s› kondu. Bu s›ra-da istenen dermatoloji konsültasyonuns›ra-da, boyuns›ra-da çok say›da eritemli, 0.5-1 cm çaplar›nda kümelen-mifl papüller görüldü (fiekil 5). Trombosit say›s›n›n düflük olmas› nedeniyle biyopsi yap›lamad›. Tan› ko-nulduktan sonra durumu h›zla kötüleflme gösteren hasta 10 gün içerisinde tedaviye bafllanamadan kaybedildi.

Tart›flma

Granülositik sarkom, granülositik seriye ait immatür hücrelerin infiltrasyonuyla oluflan, nadir karfl›lafl›lan bir tümoral infiltrasyondur. Lösemik deri tutulumu, s›kl›kla akut monoblastik ve akut miyelomonoblastik lösemilerle iliflkili bulunmufltur4

. Granülositik sarkom görülme s›kl›¤›, kronik granülositik lösemili hastalar-da, akut granülositik lösemili hastalara göre 2 kat daha fazlad›r1,3. Kutanöz GS’li az say›da olgu

bildiril-mifltir1,3,4

. Bu olgulardaki lezyonlar genelde tektir1,2,3

. Nadiren çok say›da lezyon da olabilir2,3. GS s›kl›kla

kemik, periost, yumuflak doku, deri, lenf nodlar› ve iç organlar› tutabilir1,2,3

. Deride görülen lezyonlar, k›rm›-z›, kahverengimsi veya morumsu renkli sert nodüller fleklinde izlenir ve yüz, saçl› deri ve gövdede daha s›k yerleflir2

. Baz› lezyonlar yeflil renkli dermal nodül-ler fleklinde geliflebilir, bu nedenle GS’ye kloroma da denmifltir1,2. Yeflil rengin nedeni tümör

hücrelerin-deki miyeloperoksidazd›r3,5. Kutanöz GS’nin

patoge-nezi kesinlik kazanmam›flt›r. Travmaya ba¤l› olarak miyelodisplastik hücrelerin damar d›fl›na ç›kt›¤› ve bunu takiben deride replike oldu¤u öne sürülmüfl-tür1

. Ancak lösemi bulgular› henüz kan ve kemik ili-¤inde mevcut de¤ilken GS ile karfl›lafl›labildi¤i art›k bilinmektedir4. Kutanöz lösemik infiltrasyonlar

genel-likle kötü prognoz göstergesidir. Bu tan›y› alan has-talar›n %90’› 1 y›l içinde kaybedilir1

. Lösemi oldu¤u bilinen bir hastada GS tan›s› koymak zor de¤ildir. Ancak periferik kan tablosu ve kemik ili¤i bulgular› henüz normal iken bu tür deri lezyonlar› büyük hüc-reli lenfoma ile kar›flt›r›labilir2,3,5

. Lezyonlar›n histopa-tolojisinde eozinofilik öncülerin görülmesi, GS’yi destekler2. Lizozim, miyeloperoksidaz, CD43, CD45

için pozitif boyanma karakteristiktir2

. Miyeloperoksi-daz tan›y› do¤rulamada ve miyeloid kökenli hücreleri göstermede en uygun yöntemdir5. Atipik

mononük-leer hücrelerdeki intrasitoplazmik granüllerin, naftol-ASD- klorasetat esteraz (KAE) ile pozitif boyanmas› bu hücrelerin granülosit oldu¤unu gösterir6. Lösemik

miyeloblastlar bol miktarda lizozim içerirler, bu ne-denle KAE ile boyanmayan eozinofilik miyeloid hüc-relerde immunoperoksidaz tekni¤i ile lizozimin gös-terilmesi tan›da de¤erli bir yöntemdir3. Bizim

olgu-muzda da henüz periferik kan tablosu ve kemik ili¤i incelemesi normal iken GS tan›s›, klinik, histopatolo-jik ve immunhistokimyasal bulgular sonucunda kon-mufltur. Lezyonlu deri kesitlerinde tümör hücrelerine rastlanm›fl, CD68, LCA, lizozim ve miyeloperoksidaz ile boyanma tespit edilmifltir.

Granülositik sarkom tedavisi hala tart›flmal›d›r7

. Lez-yonlar radyosensitiftir1,6,8

. “Elektron beam”, konvansi-yonel radyoterapi ve kemoterapi uygulamalar› de-nenmifltir1. GS’li 72 hasta üzerinde yap›lan bir

çal›fl-mada, akut non-lenfoblastik lösemi için uygulanan kemoterapinin bu hastalarda lösemisiz dönemi en uzun süre devam ettiren yöntem oldu¤u görülmüfl-tür7

. Lezyonun cerrahi olarak ç›kar›lmas› veya

radyo-T Ü R K D E R M

2004; 38: (2)

fiekil 5: Bafl ve boyunda oluflan nodüller.

(4)

terapi uygulanmas›n›n, kemoterapi kadar baflar›l› ol-mad›¤› bildirilmifltir7.

Hastam›zda GS tan›s› konduktan 6 ay sonra akut miyeloid lösemi geliflti. Bu süre içerisinde hasta kontrollerine gelmedi ve tedavi olmay› kabul etmedi. AML tan›s› konduktan sonra hastan›n genel durumu h›zla kötüleflerek, herhangi bir tedaviye bafllanama-dan hasta kaybedildi. Daha önce miyeloproliferatif hastal›k tan›s› konan olgularda GS gözlenmesinin prognoz aç›s›ndan büyük önemi vard›r. Tümör varl›¤› blast krizinin ilk belirtisi veya AML geliflece¤inin ha-bercisi olabilir2

. Prelösemik bir evrede GS tan›s›n› koymak da önemlidir, çünkü bu hastalarda ortalama 10 ay içerisinde AML geliflti¤i gözlenmifltir1,3.

Teda-vinin ne flekilde yap›lmas› gerekti¤i hala tart›flmal› ol-sa bile, art›k tan› konar konmaz tedaviye bafllanmas›-n›n gerekti¤i kan›s›na var›lm›flt›r. Olgumuz da tan› konduktan k›sa süre sonra fatal sonlanmas› nedeniy-le, bu hastalar›n erken devrede tedaviye al›nmas› gerekti¤ini göstermektedir.

Sonuç olarak, prelösemik GS’nin dermatologlar ta-raf›ndan tan›nmas›n›n ve bu hastalar›n erken evrede tedaviye yönlendirilmesinin hastal›¤›n prognozuna önemli katk›lar sa¤layaca¤›na inan›yoruz.

Kaynaklar

1. Harris DWS, Ostlere LS, Rustin MHA. Cutaneous

gra-nulocytic sarcoma (chloroma) presenting as first sign of relapse following autologous bone marrow transplantati-on for acute myeloid leukaemia. Br J Dermatol 1992;127:182-184.

2. Odom RB, James WD, Berger TG: Andrew’s Diseases

of the Skin. Clinical Dermatology. 9th edition. Philadelp-hia, W.B. Saunders Company, 2000;939.

3. Neiman RS, Barcos M, Berrard C, et al. Granulocytic

sarcoma: A clinical study of 61 biopsied cases. Cancer 198;48:1425-1437.

4. Hansen RM, Barnett J, Hanson G, et al. Aleukemic

le-ukemia cutis. Arch Dermatol 1986;122:812-814. 5. Lee RG, Bitcell TC, Foerster J, Athens JN, Lukes JN:

Cu-taneus T cell lymphoma mycosis fungoides and Sezary syndrome. Wintrobe’s Clinical Hematology. John ZK, Salhany KE, Greer JP, King JR.10th edition. Philadelp-hia, Lippincott Williams & Wilkins, 1999:2586-2587. 6. Sadick N, Edlin D, Myskowski PL, et al. Granulocytic

sar-coma. A new finding in the setting of preleukemia. Arch Dermatol 1984;120:1341-1343.

7. Yamuchi K, Yasuda M. Comparison in treatments of non-leukemic granulocytic sarcoma: report of two cases and a review of 72 cases in the literature. Cancer 2002;15;94(6):1739-1746.

8. Sayoko O, Tadashi Y, Miyuki O, et al. A leukemic leuke-mia cutis. J Am Acad Dermatol 1990;22:374-377.

T Ü R K D E R M

2004; 38: (2)

Referanslar

Benzer Belgeler

Çal›flmam›zda adenozis, bazal hücre hiperplazisi, atrofi ve yüksek P‹N vakalar›nda da yer yer boyanmama veya kesintili veya yama tarz› boyanma izledik. Boyanman›n

Diyapozon önce mastoid kemik üzerine konularak hastanın sesi algılaması değerlendirilir. Kişi kemik yolu ile duyuyor ise iç kulağı sağlamdır. Daha sonra mastoid kemik

Ocak 2002 ve May›s 2002 tarihleri aras›nda klini¤i- mize müracaat eden psoriazis hastalar› aras›nda atipik varyantlar›n s›kl›¤›n› tespit etmek, tutulum bölgeleri

Darwin’in yaşadığı zamanlarda genler hakkında bilgi bulunmamaktaydı. Ama evrim teorisi en iyi genlerle birlikte düşünüldüğünde anlaşılmaktadır. Genler,

Bizim çal›flmam›zda da mitral kapak prolapsusu olan ve olmayan mitral dar- l›kl› hastalarda yafl, cinsiyet, ritm, kapak darl›¤›n›n derecesi, mitral ve aort

Hastamızda ilk başvuru sırasındaki bulgular ön planda ayırıcı tanıda lenfomadan lösemiye transformasyon, akut miyeloid lösemi-granülositik sarkom, nöroblastom,

Medikal Uygulama: Ahmet Evlice, Dilek İşcan, Meltem Demirkıran, Konsept: Ahmet Evlice, Dilek İşcan, Meltem Demirkıran, Dizayn: Ahmet Evlice, Dilek İşcan, Meltem Demirkıran,

Tan›sal de¤erlendirmede, istatis- tiksel bir anlaml›l›k tafl›mamakla birlikte, BCL olan olgularda, özellikle aural› migren ve baziler migren daha s›k saptanm›fl ve