• Sonuç bulunamadı

Yeniçağ'da Avrupa Devletlerinin Bütün Dünya İle İlişki Kurması: Büyük Coğrafi Keşifler ve Sonuçları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Yeniçağ'da Avrupa Devletlerinin Bütün Dünya İle İlişki Kurması: Büyük Coğrafi Keşifler ve Sonuçları"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Amaçlar

Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• büyük coğrafi keşiflerin nedenleri hakkında bilgi edinecek,

• coğrafi keşiflerden önce Avrupa'nın durumunu kavrayacak,

• gelişen coğrafya bilgisini tanıyacak,

• pusulanın, matbaanın katkısını yakından gözlemleyebilecek,

• yeni dünya ve Uzakdoğu'nun keşfini yakından izleyebilecek,

• büyük coğrafi keşiflerin sonuçlarını öğreneceksiniz.

İçindekiler

• Büyük Coğrafi Keşiflerin Nedenleri 31

• Büyük Coğrafi Keşifleri Hazırlayan Nedenler 34

• Büyük Coğrafi Keşifler 39

• Büyük Coğrafi Keşiflerin Sonuçları 43

• Özet 48

• Değerlendirme Soruları 49

• Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar 50

ÜNİTE

2

Yeniçağ'da Avrupa

Devletlerinin Bütün Dünya İle İlişki Kurması: Büyük Coğrafi Keşifler ve Sonuçları

Yazar

Doç.Dr.Halime DOĞRU

(2)

• Coğrafi keşifler sırasında yapılan yolculukları daha iyi kavra- yabilmek için yanınızda bir atlas bulundurunuz.

• Keşiflere katkıda bulunan ünlü kaptanların yaşam öykülerini ansiklopedilerden okuyunuz.

• Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklardan bulabildikleri-

nizi okuyunuz.

(3)

1. Büyük Coğrafi Keşiflerin Nedenleri

1.1. Coğrafi Keşiflerden Önce Avrupa

XV. yüzyılın sonlarında Avrupalılar kıtayı çeviren denizlerden uçsuz bucaksız ok- yanuslara açıldılar. Yeni kıtalar bularak bütün dünya ile ilişkiye girdiler. Büyük Coğrafi Keşifler olarak adlandırılan bu hareket Avrupa tarihi kadar bütün dünya tari- hini de yakından etkiledi.

Avrupa coğrafi keşiflerin öncesinde ortaçağın siyasi ve ekonomik çehresini bütü- nüyle değiştirecek bir sürece girdi. Öncelikle ortaçağa damgasını vurmuş olan fe- odalite siyasi bir sistem olmaktan çıktı ve Avrupa'da milli monarşiler kuruldu. Bu- nun sonucunda Avrupa milletlerinin oluşum süreci başladı. Siyasi birliği kurmakta başarılı olanlar ekonomik olarak da güçlendi.

Avrupa kıtasında gelişen yeni değerler nelerdir?

Avrupa'da milli monarşilerin kurulması ile birlikte kıtada yeni değerler, yeni kav- ramlar gündeme geldi. Bunların başında ülke kavramı geliyordu. Buna göre sınırla- rın çevrelediği toprakların ve bu sınırlar içinde yaşayanların korunması görevini kralların üstlenmesi gerekiyordu. Krallar da ülkelerinde hükümranlık haklarına kıskançlıkla sarılarak papaların müdahalesine bile izin vermiyorlardı.

Ülke savunması daimi orduların varlığını gerektiriyordu. Kralların kurduğu daimi ordular, gerektiği zaman savaşan, ağır zırhlarla donatılmış ortaçağ şövalyelerinin oluşturduğu atlı ordulara benzemiyordu. Kısa zamanda kurulan daimi ordulara uygun savaş taktikleri ve silahlar geliştirildi. Hareketli toplar ve bir süre sonra kulla- nılmaya başlanılan ateşli silahlar bu ordulara hareket kolaylığı ve güç verdi.

Ateşli silahların getirdiği değişiklikler nelerdir?

Ateşli silahların yaygın olarak kullanılabilmesinde barutun önemli rolü oldu. As- lında barutun çok eskilere varan bir tarihi vardı. İlk defa Çinliler tarafından bulunan barut daha çok eğlence olarak havai fişeklerde kullanılıyordu. Bizanslılar da X. Yüz- yıldan beri güherçile ve kükürt karışımı bir maddeyi savaşlarda kullanıyorlardı. Ba- rut, topta kullanıldıktan sonra yok edici bir silah haline geldi.

XIII. yüzyılda doğudan batıya taşınan top ve barut Avrupalılar tarafından daha da geliştirilerek kullanıma alındı. Ateşli silahların kullanımı feodalitenin sembolü olan şatoların sonu oldu. Ulusal devletler arasında düzenli ordularında ateşli silah kulla- nanlar diğerlerinden daha başarılı oldular.

Yeni çağ başlarken zenginlik anlayışında nasıl bir değişiklik oldu?

?

?

?

(4)

Merkezi otoritenin güç kazandığı yeni devletler her yönü ile ortaçağ devletlerinden farklı özellikler taşımaya başladı. Zenginlik anlayışı toprak sahibi olmak düşünce- sinden uzaklaştı. Değerli madenlere sahip olmak, ticaret yapmak ve bu yolla elde edilen zenginlik gelişen yeni zümrenin yani burjuvanın temel anlayışı oldu.

Avrupa'da sistem değişikliği sonucu ferdiyet önem kazandı. Fert, ortaçağdaki bilgi sınırlarını aşmak ve bilgi birikimini arttırmak çabasına girdi. Bu sayede ortaya çıkan teknolojik gelişmeler pratikte de kullanım alanı buldu. Barutun ateşli silahlarda kul- lanılmaya başlanması bunun en güzel örneğidir.

Avrupa'da XV. yüzyılın ikinci yarısında başlayan değişiklikler sonucunda kıtada bulunan ulusal devletler sınırlarını birbirinin zararına genişletmeye başladılar. Ön- celeri dini ve bilimsel amaçla başladığı ifade edilen yayılma hareketi, yüzyılın ikinci yarısından sonra açıkça ekonomik gayelere yöneldi.

1.2. İspanya'da Birliğin Kurulması

İspanya'da Birliğin kurulmasında hangi devletler rol oynadı?

XV. yüzyılda İspanya'da Gırnata Devleti, Argon ve Kastilya devletleri bulunuyor- du. Aragon kralı II. Ferdinand (1479-1516) ile Kastilya kraliçesi I. İzabella (1474- 1502) 1479 da evlenerek siyasi bir birlik kurdular. Katolik olan çift siyasi gücünü, kendileri ile aynı mezhebi paylaşmayanlara karşı kullandıkları Engizisyon Mahke- meleri ve bu mahkemelerin uygulamaya koyduğu sert kararlara dayandırdılar.

İspanya 1492 de Gırnata devletine son vererek İspanya Yarımadasında Portekiz'in karşısında çok güçlü bir devlet haline geldi. Kısa bir süre sonra uzak denizlerdeki re- kabetleri nedeniyle iki devlet karşı karşıya geldi.

1.3. Portekiz'deki Gelişmeler

Kral Henri Sahra'da oturanlar hakkında ne düşünüyordu?

1385'de Portekiz'de Burgond hanedanının yerine Avis hanedanı geçti. Avis haneda- nının kurucusu olan I. Johann (1385-1433), 1385'de İspanya'daki Kastilya krallığına karşı kesin bir zafer kazandı. Avis hanedanı 1451'de Kuzey Afrika'da Fas bölgesinde bulunan Cuta'yı ele geçirdi. Cuta'nın ele geçirilmesinde Kral Henri'nin (Henrique 1394-1460) çok büyük çabası görüldü. Küçük yaşta şövalye olan I. Johann'ın oğlu Henri Sahra'da yaşayan kara derili halkları arayıp bulmayı ve onların arasında Hıris- tiyanlığı yaymayı ideal edinmişti. Aynı zamanda yeni yerler keşfetmek konusunda duyduğu istek ve ideali yakın çevresine de aşıladı. Afrika sahillerinde elde edilmiş olan Cuta Portekizlilerin deniz aşırı ülkelere açılmasında temel bir üs oldu.

?

?

(5)

Kral Henri sayesinde kısa zamanda aşama kaydeden Portekiz denizcilik ve coğraf- ya alanında dünyada en fazla bilgi birikimine sahip devlet durumuna geldi. Bunun sonucu olarak coğrafi keşiflerin öncülüğünü yaptı.

1.4. İngiltere'de Siyasal Birliğin Sağlanması

Bir ada devleti olan İngiltere'de XV. Yüzyılın ortasına kadar devletin gerçek sahiple- ri büyük toprak sahipleri idi. İngiltere'nin bütün toprakları dört veya beş feodal aile- nin elinde bulunuyordu. Bazıları kral ailesine mensup olan bu aileler parlamentoyu etkileyerek küçük toprak sahiplerini denetim altında tutuyordu.

İngiltere'deki Gül Savaşı'nın sonucu ne olmuştur?

Fransa ile yapılan Yüzyıl Savaşı (1337-1453) nı kaybeden İngiltere'de sosyal, dini ve siyasi karışıklıklar daha da arttı. İkiye ayrılan büyük toprak sahipleri arasında İki Gül Savaşı (1455-1485) adı verilen büyük mücadele başladı. Toprak sahipleri York ve Lankester hanedanlarının etrafında kümelendi ve birbirlerini mahvettiler. Bu du- rum başka bir hanedanı, Tudor Hanedanını ön plana çıkardı.

İngiltere'de iktidarı elde eden Tudor Hanedanı iç ve dış siyasette yaptığı başarılı uy- gulamalarla çok önemli aşamalar kaydetti. Tudor'lar zamanında İngiltere kuvvetli bir deniz devleti oldu ve giderek bir sömürge imparatorluğu haline geldi.

1.5. Diğer Avrupa Ülkelerindeki Gelişmeler

Fransa'nın durumu da diğer Avrupa devletlerinden farklı değildi. Fransa krallığı feodallerin arasındaki çekişmeler nedeniyle dağılma tehlikesi ile yüz yüze gelmişti.

Bunun bilincine varan Kral XI. Lui (Louis 1461-1483) soyluların Yüzyıl Savaşların- daki (1337-1453) kayıplarından da yararlanarak onların üzerine yürüdü. Feodal beylerin topraklarını krallık topraklarına kattı. İç siyasette başarılı olan XI. Lui kısa zamanda Fransa'yı Avrupa'nın en güçlü merkezi devletlerinden biri haline getirdi.

Bundan sonra yayılma politikası Fransa için öncelik kazandı.

Orta çağın sonunda Almanya, Feodal rejimin sürdürülmesi için hala direniyordu.

Buna rağmen orada da soylular bazı haklarından vazgeçmek zorunda kalmışlardı.

Topların kullanılmasından sonra şatolar eskiden olduğu gibi rejimin en önemli sa- vunma unsuru olma özelliğini kaybetmişti.

Öte yandan dünyanın en eski imparatorluğu olan Bizans da 1453'de İstanbul'un düşmesi ile yıkılmış, doğuda iktidar Osmanlı devletine geçmişti. İlk aşamada Os- manlı devleti Avrupa devletlerinin yayılma siyasetine engel teşkil etmiyordu. An- cak XV. Yüzyılın sonunda Avrupa içlerine kadar fütuhat alanını genişleten Türk'ler-

?

(6)

le batılılar çıkar çatışmasına girdiler. Ayrıca batılılar için en önemli konuyu Osmanlı Devleti'nin doğu ticaret yolları üzerinde kurulmuş olması teşkil ediyordu.

2. Büyük Coğrafi Keşifleri Hazırlayan Nedenler

2.1. Coğrafya Bilgisinin Gelişmesi

XV. yüzyılın başından itibaren Coğrafya alanında başlayan bilimsel ve teknik geliş- meler coğrafi buluşlarda yönlendirici oldu. Gerçi bu yüzyılın bilginleri Yunan ve Romalıların coğrafya kuramlarını biliyorlardı. İlk çağın ünlü coğrafyacısı Ptolemai- os (M.S. II. yy)'un eserini, Arap coğrafyacılarının kitaplarını ve onların hazırladıkla- rı haritaları tanıyorlardı. Bu eserlerde yer alan bilgi ve ölçülerin tamamı doğru olma- masına rağmen temel bilgiler için yeterli sayılıyordu.

Arap coğrafyacılar hangi bölge ile yakından ilgilenmiştir?

IX. ve X. Yüzyıllarda Arap coğrafyacıları tarafından hazırlanan coğrafya kitapları ihtiyaçtan doğmuştu. İspanya'dan Orta Asya'ya kadar yayılmış olan İslam devletle- ri arasında gereken iletişimin sağlanabilmesi için yollar kadar coğrafya bilgisine de ihtiyaç vardı. Hac ziyareti yapacak müslümanların Mekke ve Medine yollarını tanı- ması ayrı bir zorunluluktu. Ayrıca Arap tüccarların Hindistan ve Uzak doğu ile yap- tıkları deniz ticaretinin güvenliğini sağlamak için deniz yollarının ve bu yolların so- nundaki limanların durumunun iyi bilinmesi gerekiyordu. Bu nedenle Ortaçağda Arap coğrafyacılarının hazırladığı coğrafya kitapları ve haritalar çok kapsamlı idi.

Gerçekten X. ve XI. Yüzyıllarda yazılmış olan ünlü Arap coğrafya kitapları Hint Ok- yanusu üzerinden Hindistan'a ve Uzakdoğu'ya yapılan ticari seferlere yardımcı ol- mak üzere hazırlanmıştı. Yapılan haritalar üzerinde Hint okyanusundaki akıntılar, rüzgarlar, yıldızlara bakarak yapılabilen yön bulma işlemleri ve yolculuğun sonun- da ulaşılacak limanların özellikleri ayrıntılı olarak gösterilmişti.

Batılılar, Doğuluların coğrafya bilgisinden yararlanmış mıdır?

İslam ve Hıristiyan alemi temel dünya görüşleri bakımından birbirleri ile daima sert bir rekabet içinde olmalarına rağmen ekonomik konular söz konusu olunca daya- nışma içinde olmakta sakınca görmüyorlardı. Haçlı seferlerinde olduğu gibi savaş zamanında bile ticari faaliyetlerinde karşılıklı olarak yasak tanımıyorlardı. Bu ne- denle uzak yolculukları ilgilendiren bilgi alış verişlerinde bazen bilinçli bazen bi- linçsiz yardımlaşma ve işbirliği havasına giriyorlardı. Bu nedenle batılı denizciler, coğrafya ve astronomi alanında doğulu coğrafya ve harita uzmanları ile daima bilgi alış verişinde bulunuyorlardı. Doğudan gelen coğrafya ve astronomi kitapları batı dillerine tercüme edildi. Gelişen bu ortamda Avrupalı bilim adamları ve tüccarlar

?

?

(7)

doğu dünyasına ve coğrafi keşifler sırasında önemi daha da artan Hint okyanusun- daki deniz yollarına ve limanlarına ait bilgileri öğrenme olanağına ulaştılar.

XV. yüzyılda Avrupa'nın coğrafyacıları ve denizcileri ilk çağın ünlü coğrafyacısı Ptolemaios'un "Bütün dünyayı çeviren bir tek okyanus vardır, Afrika'yı güneyden dolaşa- rak Hindistan'a varmak mümkündür. Dünya yuvarlaktır, o halde hep batıya doğru yol ala- cak bir denizci Asya'nın doğusuna varabilecek ve hareket ettiği noktaya geri dönebilecektir."

Sözlerini daha sık düşünmeye başladılar. Haçlı seferlerinden beri doğudan gelen bilgilerle de desteklenen bu görüşler batılı denizcilerin olaya güvenle yaklaşmasına neden oldu.

Deniz araştırmacılarının koruyucusu kimdir?

Denizciliğe olan ilgisi ve bu alandaki bilimsel katkıları nedeni ile Denizci Henri ola- rak tanınan Portekiz kralı yaptığı çalışmalar ve yarattığı mali kaynaklarla coğrafi ke- şiflere çok büyük katkıda bulundu.

Denizci Henri, Portekiz kıyılarının en göze çarpan çıkıntısı olan Saint Vincent Bur- nu yakınlarında, Sagres'deki şatosuna gerçek bir coğrafya araştırmaları merkezi kurdu. Cenova'lı ve Floransa'lı denizcilerle Alman astronomlar burayı gerçek bir denizcilik okulu haline getirdiler. Denizci Henri'nin merak ve öncülüğü ile Afrika kıyılarına keşif seferleri düzenlendi. Bu seferler sırasında Portekizliler Madera (1418), Azor adaları (1432), Rio de Oro (1436) ve Senegal'e (1445) ulaştılar.

Denizci Henri, Lizbon'daki sarayını ve Sagres'teki şatosunu denizcilik araştırmaları merkezi haline getirerek üniversiteye bıraktı. Denizciliğe ve coğrafi keşiflere yaptığı katkılar nedeniyle Portekiz'de "Deniz Araştırmalarının Koruyucusu" ilan edildi.

2.2. Matbaanın Katkısı

Ortaçağda kitaplar katipler tarafından kopyalanmak sureti ile çoğaltıyordu. Bu yöntem coğrafya kitapları ve haritalar için de geçerliydi. Kitap sayısının sınırlı oldu- ğu bu yüzyıllarda okuyucu sayısının artması olanaksızdı. Kitapların daha fazla sa- yıda okuyucuya ulaşabilmesi ancak seri üretim yapabilen matbaa sayesinde oldu.

Kâğıt, batıya hangi aşamalardan sonra gelebilmiştir?

Matbaada kaliteli kağıt kullanıldığı taktirde hızlı kitap basılabiliyordu. Kağıt ilk de- fa Çin'de üretilmeye başlandı. Abbasi döneminde kalitesi iyileştirilen kağıt XII. Yüz- yılda Haçlı seferlerine katılanlar tarafından Ortadoğu ve Afrika üzerinden Avru- pa'ya taşındı. XIII. Yüzyılın sonuna kadar Avrupa'da iyi kalitede kağıt üretilemedi.

Avrupa'nın en iyi cins kağıdı İtalya'da üretilmesine rağmen bu kağıt henüz matbaa-

?

?

(8)

da kullanabilecek nitelikte değildi. Basıma uygun kağıt ancak XIV. Yüzyılın sonun- da üretilebildi.

1450 yılında Alman Jean Gutenberg uzun çalışmalar sonucunda kurşun harfler döke- rek ve uygun kalitede kağıt kullanarak kitap basmayı ve seri üretime geçebilmeyi başardı. Bundan sonra herkesin ulaşabileceği ürün haline gelen kitap sayesinde bil- gi alışverişi hızlandı ve kolaylaştı.

Bir süre sonra basılarak çoğaltılan coğrafya ve gezi kitapları içerdikleri bilgiler ne- deniyle en çok aranan kitaplar haline geldi. Gerekçe ve Arapça'dan yapılan çeviriler yanında özgün coğrafya ve gezi kitapları yazıldı. Basılan bu kitaplar geleceğin de- nizci ve kaşiflerine çok önemli katkılarda bulundu.

2.3. Pusulanın Bulunması ve Denizcilik Teknolojisinin Gelişmesi

Avrupalı denizcileri Atlas Okyanusuna çıkaran teknolojik gelişme nedir?

Avrupalı denizciler kıtanın Atlas okyanusu ve Akdeniz kıyılarında uzun yolculuk- lar yapabildikleri halde teknik olanaksızlık nedeniyle daha fazla karadan çok fazla uzaklaşmak cesaretini gösteremiyorlardı. Halbuki aynı tarihlerde Arap ticaret ge- mileri Hint okyanusu bir baştan öbür başa geçerek doğunun mallarını Akdeniz kıyı- larına taşıyorlardı.

Arap denizcileri başarılarını uzun süreden beri kullandıkları usturlap ve pusulaya borçluydular. Usturlapla yıldızların durumunu gözleyerek bulundukları yerin coğrafi konumunu tayin ediyorlar, pusula ile de açık denizde kolaylıkla yönlerini tespit edebiliyorlardı.

Arapların aracılığı ile Avrupalı denizciler tarafından da kullanılmaya başlanılan pusulanın üzerinde bazı geliştirici çalışmalar ve uygulamalar yapıldı. Avrupalı de- nizciler özellikle Usturlap sayesinde güney yarım kürede, Kuzey yıldızı görünme- diği için, Güneşin konumuna bakarak bulundukları yerin enlemini ölçmeyi öğrendi- ler.

Denizciler bulundukları yerin enlemini kolayca hesaplayabildikleri halde henüz zaman ölçmede gereken yetkinlikte araç, gereç olmadığı için boylam belirlemede tam bir başarıya ulaşamamışlardı.

Avrupalılar XV. Yüzyılda bazı eksiklikler olmasına rağmen yer tespiti ve yön bulma konusunda pek çok bilgi sahibi olmuşlardı.

Uzak denizlere gidecek gemilerin özellikleri nelerdir?

Denizcilik sanatında XV. Yüzyılda araç gerecin gelişmesine paralel olarak okyanus dalgalarına dayanabilecek, yüksek kenarlı ve uzun gemiler inşa edilmeye başlandı.

?

?

(9)

Okyanusun dev dalgalarını göğüsleyecek güçte olan bu gemilere Karavella adı veril- di. Karavella'lar üç direkli, beş yelkenli ve 30 metre uzunluğunda idi. İspanyol ve Portekizli denizciler okyanus yolculuğuna dayanıklı hale getirilen bu gemilerle ye- ni dünyaya çok sayıda sefer yaptılar.

2.4. Avrupalıların Doğu Ticaretine Egemen Olma İsteği

Avrupa'da, ortaçağ devletlerinin özellikleri son bulup burjuvazinin kuralları işle- meye başlayınca ticaret ve sanayii öncelik kazandı. Avrupalı tüccar da uzak doğu ti- caretini elinde bulunduran Arap ve Venedikliler gibi denizleri aşıp doğu ticaretin- den pay almak isteğine kapıldı.

Uzakdoğu malları Avrupaya hangi yollarla geliyordu?

Uluslararası ticaretin en kârlı maddeleri uzak doğudan getirilen baharat, ipek, inci, fildişi, porselen, kumaş gibi lüks tüketim maddeleri idi. Özellikle yiyecek ve içecek maddelerinde kullanılan baharat ve ipek çok önemliydi.

Hindistan'dan başlayarak İran Körfezi ve Irak üzerinden Suriye limanlarına, ya da Kızıl deniz yoluyla Süveyş ve Akabe'ye, oradan da kara yoluyla İskenderiye'ye ula- şan yola Baharat Yolu adı veriliyordu.

Çin'den başlayarak Orta Asya üzerinden Hazar Denizi'nin güneyinden ve kuzeyin- den geçerek Trabzon ve Kırım limanlarına ulaşan yola ise İpek Yolu deniliyordu.

Arap ve Venedikli tüccarlar İpek Yolu ve Baharat Yolunu kullanarak iş yapmak iste- yen hiç kimseye bu olanağı tanımıyor, kârı paylaşmak istemiyorlardı.

Avrupa'da ticaret ve sanayiinin gelişmesi ile birlikte yeni pazar ve hammadde kay- naklarına ihtiyaç doğdu. Avrupalı tüccar, Arap ve Venedikli tüccarın denetiminde olan doğu yollarından yararlanamayacağının bilincine varınca doğuya ulaşmak için yeni çareler aramaya başladılar. Onlar da doğudaki zengin hammadde kaynak- larına ve pazar olanaklarına ulaşmak istiyorlardı.

Ticari hayatın gelişmesi Avrupa'da yeni bir problemi gündeme getirmiş, paranın esası olan kıymetli madenlere olan ihtiyaç artmıştı. Piyasada dolaşan altın ve gümüş ihtiyacı karşılayamayacak hale gelmiş, para darlığı başlamıştı. XV. yüzyılın sonun- da nakit sıkıntısına düşen Avrupalılar Orta Avrupa'da bulunan madenlerin işletil- mesini son haddine çıkardılarsa da gümüş ve altın açığını kapatamamışlardır.

Efsanevi öyküler Afrika'da, Asya'da altın ve gümüşün çok fazla bulunduğunu ha- ber veriyordu. Hatta Japonya'da hükümdar saraylarının tabanlarının en az üç par- mak kalınlığında altınla kaplı olduğu dilden dile dolaşıyordu.

?

(10)

Osmanlı Devleti'nin doğu ticaret yolları üzerinde nasıl bir denetimi olmuştur?

XV. yüzyılın başında Avrupa ekonomik sıkıntı içinde yaşarken batıya doğru geniş- leyen Osmanlı Devleti batının kurtuluş ümidini bağladığı doğunun yollarını kesti.

Osmanlıların batılılarla yaptığı savaşlar zaman zaman ticarete engel olmuşsa da Os- manlı Devleti hiçbir zaman batı ile olan ticari ilişkisine son veren bir politika uygula- madı. Her zaman Venedik ve Cenova ile daha önceden imzalanmış olan andlaşma- ları yenilediler, İran'dan gelen kervan yollarını, İran körfezi ve Kızıl Deniz yönün- den gelen yolları gümrük vergileri ödemek koşulu ile daima serbest bıraktılar. Hatta 1514'de Yavuz Sultan Selim Mısır'ı alınca, Memluklular zamanından beri liman ve kervanları basıyor, yolları kesiyordu. XV. yüzyılın sonunda Kahire pazarı baskın ve yağma endişesi ile mal gelmediği için kapanma tehlikesi atlattı. Aynı dönemde mal taşıyıp pazara ulaştırmadığı için Venedik ve İtalya da mali kriz içine girdi. Vene- dik'te bankalar birbiri ardına kapandı.

Artan ekonomik bunalımı çözmek ve nakit sıkıntısını gidermek üzere Portekizliler uzun deniz yolculukları yaparak Sudan altınına ulaşma çareleri aramaya başladılar.

Şimdi altın, Avrupalıları doğunun ipek ve baharatından daha fazla ilgilendiriyor- du. Sanayinin ilerlemesi ile birlikte Avrupa'da altın kadar değerli olan ucuz el eme- ğine ve bunu sağlayacak kölelere gereksinim doğdu.

Akdeniz havzasında görülen nüfus patlamasının sonucu nedir?

XV. yüzyılda Akdeniz havzasında yaşanan nüfus patlaması nedeniyle yiyecek maddelerine, buğdaya, şekere duyulan ihtiyaç arttı. Bunları pazara sunarak kazanç sağlamayı amaçlayan Avrupalı tüccar doğu altınını ve zenginliğini daha fazla düşü- nür oldu. Portekiz başta olmak üzere çok sayıda Avrupa ülkesi kurtuluşu doğuda aramaya karar verdiler ve bunu başarabilmek için her türlü çareye başvurdular.

2.5. Hıristiyanlığı Dünyaya Tanıtma Girişimi

Portekiz ve İspanyolların Hristiyanlık hakkındaki görüşü nedir?

İber Yarımadasındaki son Müslüman devlet olan Gırnata'nın 1491 de düşmesinden sonra Portekizli ve İspanyol din adamları Hristiyanlığı yaymak gibi bir misyon üst- lendiler. Bilinmeyen diyarlara doğru yola çıkarken adeta havarilik ateşi ile dopdo- luydular. Uzaklarda bulacakları insanları Gerçek dine döndüreceklerini hayal etme- ye başladılar.

Geçen yıllar içinde bu düşünce ve isteklerinde başarılı oldukları anlaşılmaktadır.

Özellikle Güney Amerika'da İspanyolca ve Portekizce ile birlikte Hıristiyan dini yaygınlık kazandı.

?

?

?

(11)

3. Büyük Coğrafi Keşifler

3.1. Portekizlilerin Keşifleri

Büyük Coğrafi keşiflere girişmek ve onları gerçekleştirmek şerefi Portekizlilere ait- tir.

XV. yüzyıla değin Portekiz, Avrupa'nın batı kıyılarında, belli başlı ticaret yollarının uzağında, az gelişmiş bir ülkeydi. Ulaşım ve haberleşmeyi ancak Atlas okyanusun- daki limanları sayesinde gerçekleştirebiliyordu. Çok eski tarihlerden beri deniz yo- lu ile İngiltere ve Flandır (Hollanda) bölgesi ile ilişki kurmuşlardı. Atlas okyanusu uçsuz bucaksız genişliği ve bilinmeyenliği ile Portekizli denizcileri çekiyordu. İber yarım adasında da siyasi yayılma olanağı bulamayan Portekiz ekonomik kaynaklar elde edebilmek için denize açılmak zorundaydı. Bu nedenle denizciler dikkatlerini Afrika'nın kuzeybatı kıyılarına çevirdiler.

Gemici Henri'nin denizciliğe katkısı hangi boyutta olmuştur?

Gemici Henri'nin (1394-1460) kurduğu coğrafya ve harita araştırma merkezinde toplanan ve üretilen bilgilerin ışığında Afrika kıyılarına keşif seferleri düzenlendi.

Seferler Gemici Henri'nin ölümüne kadar artan bir hızla devam etti. Portekizli de- nizciler geçen yıllar zarfında açık denizler hakkında anlatılan korkutucu hikayele- rin doğru olmadığını kanıtlamaya çalıştılar. Anlatılanlar arasında mıknatıslı taşlar- dan söz ediliyordu. Bu taşların yakınından geçen gemilerin çivilerini yerinden oy- nattığı ve sonuçta gemilerin darmadağın olduğu anlatılıyordu. Ekvator civarında okyanus sularının kaynamakta olduğu söylentisi gemicileri çok etkiliyordu ve ge- milere tayfa bulmayı zorlaştırıyordu.

XV. yüzyılın ortasında Portekizli denizciler biraz da merakla yola çıkarak bütün bu hurafeleri yenerek, aşamalı olarak 1434 de Senegal sahillerine ulaştılar. Yeşil Burnu aşıp Gine Körfezi sularında dolaşmaya bağladılar.

1442 de Portekizliler denizle yaptıkları mücadelenin kazancını elde etmeye başladı- lar. Afrika kıyılarından toplayarak gemilere doldurdukları köleleri Lizbon'a doğru yola çıkardılar. Papaya baş vuran Gemici Henri elde ettiği bir belge ile zenci köle ta- şıma işini tekeline aldı. Kârlılık oranı çok yüksek bir iş olan köle ticareti, elde edilen bu belgeye dayanarak uzun yıllar Portekizli denizciler tarafından sürdürüldü.

Portekizliler Afrika'da Nijer ırmağı boyunca ilerleyerek kaynağına kadar uzanıp al- tın madeni ocaklarını ele geçirdiler. Bu tarihe kadar yöreden elde edilen altın ker- vanlarla Akdeniz'de Cezayir limanlarına taşınıyordu. Cenovalı denizciler buradan ucuza aldıkları altını büyük kârlarla Avrupa ülkelerine satıyorlardı. Portekizliler köle ticaretinden sonra altını da kaynağından elde ederek çok büyük kazançlar sağ- ladılar.

?

(12)

Hindistan yolu hangi aşamalardan sonra açılabilmiştir?

1471 de Portekizliler Ekvator çizgisini aştılar. 1488 de kaptan Bartholomeu Diaz, Af- rika'nın güneyindeki en son burnu dönüp Hint Okyanusuna çıktı. Kaptan, yaşadık- larından etkilenerek buraya Fırtınalar Burnu adını verdi ise de Portekiz kralı II. Jean daha sonra yolculuk yapacak denizcileri düşünerek buranın adını Güzel Ümit Burnu şeklinde değiştirdi.

Bartholomeu Diaz'ın gezisi Hindistan yolunu açtı.

Aynı yolu kullanan Vasco de Gama 8 Temmuz 1497 de dört karaval ve 160 tayfa ile Hindistan'a hareket etti. Daha önce elde edilen bilgileri kullanarak Ümit Burnu'nu aştı. Afrika kıyılarını izleyerek kuzeye doğru yol aldı. Hint Okyanusunu geçebil- mek için yaptığı deniz haritaları ile tanınan Ahmed İbni Mecid' i ikna ederek Portekiz filosunu aldı. Onun rehberliğinde 20 Mayıs 1498 de Malabar kıyılarında Kalikut li- manına ulaştı.

Vasco de Gama ve Portekizliler Hindistan'da çok soğuk karşılandılar. Kaptanın ge- tirdiği orta düzeydeki mallar prensler ve halk tarafından beğenilmedi. Buna rağ- men Vasco de Gama yerel yöneticilerle bir ticaret andlaşması yapmayı başardı. 30 Ağustos 1499 da küçülmüş olan filosuna az miktarda baharat yükleyerek dönüş yol- culuğuna başladı.

Portekizliler uzun yıllar süren çabalarından sonra amaçlarına ulaştılar. Batı Avrupa ile Hint Okyanusunun kıyı ülkeleri arasında doğrudan ilişki kurmayı başardılar.

Devam eden seferler sonucunda Portekizliler Hindistan'da ticaret merkezleri kura- rak hakimiyetlerini kabul ettirdiler.

Portekizli denizciler 1500 yılında bir tesadüf sonucu Brezilya sahillerine çıktılar. Bu- rası kısa zamanda Portekiz kolonisi haline getirildi ve XX. Yüzyıla kadar da Porte- kizlilerin elinde kaldı.

3.2. İspanyolların Keşifleri

Kristof Kolomb'un kabul ettirmek istediği fikirler nelerdir?

Portekizliler Afrika'nın güneyini dolaşıp Hint Okyanusundan Hindistan'a ulaşır- ken İspanyollar, krallığın hizmetine girmiş olan Kristof Kolomb'un fikirlerini tartışı- yorlardı. Bu nedenle uzak denizlere yapılan yolculuklara Portekiz'den ancak 80 yıl sonra başlayabildiler.

Gelecekte Yeni Dünyayı keşfeden kişi olarak tanınacak olan Kristof Kolomb'un (1451-1506) yaşamının ilk yıllarına ait fazla bilgi bulunmamaktadır. Cenova'lı bir dokumacının oğlu olduğu, 14 yaşında denizciliğe başladığı, Cenova bayrağı taşıyan gemilerde uzunca bir süre çalıştığı bilinmektedir. 1474'de Portekiz'e (Lizbon) yerle-

?

?

(13)

şerek Cenova'lı tüccarların temsilciliğini yapmaya başladı. Floransalı astronom Tos- canelli ve kızı ile evlendiği Portekizli denizci Perestrello'dan uzak diyarlar ve bu- ralara yapılacak yolculuklar hakkında pek çok bilgi edindi. Perestello'ya ait olup kendisine kalan bazı belge, harita ve anılardan yararlandı. Kristof Kolomp ünlü gez- gin Marco Polo'nun o sırada basılmış (1485) olan seyahatnamesinden edindiği bilgi- lerden fazlasıyla etkilendi.

Kristof Kolomb, elindeki harita ve bilgileri değerlendirerek sürekli batıya doğru gi- derek doğunun zenginliklerine ulaşacağına inanıyordu. Belgelere dayanarak üret- tiği yolculuk projelerini Portekiz kralına sundu ise de kabul ettiremedi. Bunun üze- rine İspanya'ya geçerek düşüncelerini gerçekleştirmek için gerekli olanakları araş- tırmaya başladı.

Kristof Kolomb hangi olaydan sonra uzun yolculuklara başlayabilmiştir?

Kristof Kolomb'un İspanya'ya geldiği sırada Kraliçe İzabella ve Ferdinand evlilik yolu ile güçlerini birleştirerek feodal düzene son vererek İspanya'nın birliğini kur- muşlardı.

Yeni yönetim en kısa zamanda komşusu Portekiz'in doğu yolculukları sonucu elde etmeye başladığı zenginliğe ulaşmak istiyordu. Büyük şehirlerde oturan tüccar da aynı olanakların kendilerine de sağlanması için yeni iktidarı zorluyordu. Onların aracılığı ile Kolomb saraya tanıştırıldı.

1492 yılında Santa Fe'de krallıkla Kolomb arasında antlaşma imzalandı. Antlaşmaya göre İspanya da yarışa katılacak yeni dünyalar keşfetmek üzere denizlere açılabile- cekti. Buna göre kraliçe İzabella, Kristof Kolomb'a amirallik rütbesi veriyor, keşfedece- ği topraklara kral naibi olarak atamasını yapıyor ve bu ülkelerden getireceği gelirin

%10 unu ona bırakıyordu.

Kristof Kolomb 3 Ağustos 1492 de 3 adet Karavela ile Palos limanından yola çıktı. Batıya doğru yol alarak 11 Ekim 1492 de Amerika sahillerinden Florida yakınlarında bir adada karaya çıktı. Amacı hep batıya giderek doğunun zenginliklerine ulaşmaktı.

Zorlu yolculuk sırasında Kristof Kolomb gemilerinden birini kaybetti. İki gemi ile 15 Mart 1493 de İspanya'ya dönen kaptan Palos limanında büyük şenliklerle karşılandı.

Kolomb, hayatının sonuna kadar doğuya ulaştığına inanarak yaşadı ve bu topraklar- da gördüğü halka tereddütsüz Hintli adını verdi.

Kolomb, deniz yolculuklarına devam etti. 23 Eylül 1493 ile 11 Haziran 1496 tarihleri arasında ikinci yolculuğunu gerçekleştirdi. Bundan sonra Antiller, Venezuella ve Or- ta Amerika'ya kadar ulaşabildiği bir gezi daha yaptı.

Keşif gezileri İspanya'yı ne ölçüde memnun etmiştir?

?

?

(14)

Keşif gezileri yeterli zenginliği İspanya'ya sağlayamadığı için Kolomb ve krallık için hayal kırıklığı ile sona erdi. 1506 yılında amiral gözden düşmüş ve unutulmuş ola- rak öldü. Hayatının sonuna kadar Asya kıyılarına ulaştığı inancını yitirmedi.

Ölümünden sonra başka bir amiral, Amerigo Vespucci (1454-1512), 1505 yılında bu- rasının yeni bir kıta olduğunu ilan etti. 1507 yılında Amerigo Vespucci'nin yayıncı- sı yeni kıtaya Amerika adını verdi.

Bu yolculuklar sonucunda İspanyollar istedikleri gibi baharat ve altına ulaşama- mışlardı. Buna rağmen çaba göstermekten vazgeçmediler. Batıya doğru yapılan se- ferlere devam ettiler.

İspanyol kaptan Balboa (1520), yeni dünyaya yaptığı seferlerin birinde Orta Ameri- ka'nın en dar yeri olan Panama'dan yaya olarak geçip Büyük Okyanusa ulaştı. Kısa bir zaman dilimi içinde İspanya, Orta ve Güney Amerika kıtasında büyük toprak par- çalarına sahip oldu ve İspanya Yeniçağ Avrupa'sının tartışmasız en zengin ülkesi durumuna geldi. İspanya bu mal varlığına Orta ve Güney Amerika'daki zengin kül- tür varlıklarını yok ederek ulaştı. XV. ve XVI. Yüzyıllarda sayıları çok fazla artmış olan macera düşkünü gençler (conquistadores) yağmacı faaliyette çok önemli rol oy- nadılar.

Daha sonra İspanya'nın hizmetine girmiş olan Portekizli bir denizci olan Magellan (1480-1521) deniz yolu ile Büyük Okyanusa ulaşmayı başardı.

Keşif yolunda Magellan'ın karşılaştığı zorluklar nelerdir?

Magellan 20 Eylül 1519 da 5 gemi ve 265 mürettebatla İspanya'dan yola çıktı. Önce Brezilya'ya uğradı ve güneye indi. Daha sonra kendi adı ile anılacak olan Magel- lan Boğazı'nı geçerek Büyük Okyanusa çıktı. Uzun bir yolculuktan sonra Filipin Adalarına ulaştı. 1521 de yerlilerle yaptığı bir çatışmada öldü.

Magellan'ın başlattığı keşif gezisi üç yılda tamamlanabildi. Savaş ve salgın hastalık nedeniyle yola çıkanların çoğu geri dönemedi. Magellan'ın yardımcısı Sebastian del Cano 6 Eylül 1521 de 18 kişi ile İspanya'ya dönebildi.

Magellan'ın başlattığı bu gezi dev boyutlarda idi. Dünya çevresinde gerçekleştiril- miş ilk gezi idi. Bundan sonra gerek Portekiz, gerekse İspanya ulaştıkları yeni kara- larda kurdukları kolonilerin zenginliklerini kendi ülkelerine taşıdılar.

3.3. Diğer Avrupa Devletlerinin Katkıları

XVI. yüzyılın başında Portekiz ve İspanya, denizlerde rakipsiz sayılıyorlardı. Yüzyı- lın ortasında İngiltere iki devletin karşısında tehlikeli bir rakip olarak yer aldı. İn- giltere Kraliçesi Elizabeth'in hazırladığı donanma denizlerde İspanyolların Yenilmez Armadası'nın iktidarına son verdi. İngiliz gemileri tam bir özgürlükle okyanuslarda

?

(15)

dolaşmaya başladı. XVI. yüzyılın sonunda yeni kıtaya ayak bastılar. Virjinia'da bir koloni kurdular.

1632-1655 yılları arasında İngiltere kuzeyde Labrador ve Grönland'a yerleşti. Aynı yıl- larda Guyan, Bermuda, Küçük Antiller, Jamaika gibi adalara sahip oldular.

Hollandalılar hangi kıtada sömürge kurmuşlardır?

XVII. yüzyılda sömürge kurma yarışına Hollanda da katıldı. Sömürge sayısı hızla arttı. Hint Okyanusundaki deniz yollar ıüzerinde denetimlerini kurdular. Güney- doğu Asya'da kurulan kolonilerle Hollanda ekonomik gücünü arttırdı. Hollandalı denizci Abel Tasman Hint Okyanusu ve Büyük Okyanusta yaptığı geziler sırasında Yeni Zelanda ve Fiji, Tonga adalarına ulaştı.

XVII. yüzyılda Fransızlar da koloni kurma yarışında yer aldılar. Kanada'da Saint- Laurent yakınlarına kadar geldiler. Daha sonra Guyan'da Cayenne sömürgesini kur- dular.

Doğuda gelişmeler daha farklı oldu. Rusya, XVII. Yüzyılda karadan ilerleyerek As- ya'nın ulaşılması zor topraklarında koloniler kurdu. Büyük okyanusa kadar uzanan topraklar Rus coğrafyacıları tarafından dünyaya tanıtıldı.

4. Büyük Coğrafi Keşiflerin Sonuçları

4.1. Sömürge İmparatorluklarının Kurulması

Sömürge imparatorluklarında ekonomik gücün kaynağı nedir?

Coğrafi keşifler dünyanın ekonomik ve siyasal tarihinde önemli değişikliklere se- bep oldu. Avrupalılar dünyanın büyük bir kısmını tanıyarak yeni ve doğru bilgileri elde ettikten sonra bu sonuca ulaşabildiler. Hareketin başlangıcında, yola çıkanlar altın ve baharata ulaşmak gayesini güdüyordu. Daha sonra altın ve baharata ulaşan- lar, her sefer sonucunda daha fazla ekonomik güç elde etme olanakları buldular. Bu- nun sürekli hale getirilmesi için uzak diyarlar hızla sömürge haline getirildi.

Portekiz ve İspanya sömürge kurma konusunda öncülüğü daima ellerinde tuttular.

Gittikleri yerlerin her türlü kaynağını yüzyıllar boyunca hiç düşünmeden, hatta yok etmek bahasına Avrupa'ya taşıdılar.

Sömürge alanları kimin aracılığı ile paylaşılmıştır?

Sömürge kurma konusunda ilk anlaşmazlık İspanya ile Portekiz arasında görüldü.

1494 yılında Papa VI. Alexandre'nin hakemliğinde dünya denizleri iki devlet arasın-

?

?

?

(16)

da paylaştırıldı. Portekiz ve İspanya papanın huzurunda imzaladıkları Tordesillas Antlaşmasına uymak üzere söz verdiler. Yapılan antlaşmaya göre 50. boylam de- recesinin batısında kalan yerler İspanyolların, doğusunda kalan yerler Portekizlile- rin olacaktı.

1529 yılında Magellan'ın yolculuğundan sonra Büyük Okyanusta da böyle bir sınır tespit edildi. Burada da 17. Boylam derecesi esas alındı. Adı geçen antlaşmalara uyan Portekiz ve İspanya XVI. Yüzyılın güçlü sömürge imparatorluklarını kurdu- lar.

4.1.1. Portekiz Sömürge İmparatorluğu

Portekizli Vasco de Gama daha ilk yolculuğunda Hindistan sahillerindeki prenslik- lerle ticari antlaşmalar imzalamıştı. Hızla Arap tacirlerini saf dışı bırakmak amacını güdüyordu. Nitekim kısa zamanda Portekizliler Hint okyanusundan Akdenize ge- çişin sağlandığı Kızıl Deniz ve Basra Körfezinin girişlerini denetim altına aldılar. Yerli güçlerin birbiri ile mücadelesinden yararlanıp Güneydoğu Asya'ya kadar hakim ol- dular. Portekizliler doğu ticaretinde gerçek bir tekel kurdular. XVI. yüzyılın ikinci yarısında Portekiz tam bir sömürge imparatorluğu durumuna ulaştı.

Portekizliler hangi kıtadaki sömürgelerinde yerleşmiştir?

Portekizliler Brezilya dışında kalan Güney Amerika sömürgelerine yerleşmeyi hiç düşünmediler. Buralardan elde edecekleri zenginlikten başka hiçbir konu ile ilgi- lenmediler. Doğuda da limanları kontrol altında tutmakla yetindiler. Bu limanlarda toplanan malları Lizbon'a taşıyarak bütün Avrupa'ya pazarladılar.

Portekiz, baharat piyasasını eline geçirdikten sonra baharat fiyatlarını istediği gibi kontrol eder hale geldi. Fiyat artışını sağlayabilmek için zman zaman gelen mal yok ediliyordu. Baharat fiyatı üzerinde bu işlemler yapılırken uzun yolculuğun getirdi- ği zorluklar da fiyatlara yansıtılıyordu. Portekizli tüccar bunda haksız sayılmayabi- lirdi. Çünkü sefere çıkan gemilerin tamamı her zaman geri dönmeyebiliyordu. Ör- neğin 1590-1599 yılları arasında yola çıkmış olan 33 geminin ancak 16 tanesi geri dö- nebilmişti.

Portekizlilerin kurduğu sömürge imparatorluğu çok uzun ömürlü olmadı. Kısa za- manda sınırlar daraldı. Brezilya, Afrika kıyılarında birkaç koloni ve Uzak doğuda Makao kaldı.

4.1.2. İspanyol Sömürge İmparatorluğu

Keşfettikleri yerlerin sömürgeleştirilmesinde İspanyollar Portekizlilerden farklı davrandılar. İspanyollar yerleştikleri topraklarda önce altın peşinde koşarak her

?

(17)

türlü varlığı darma dağın ettiler. Daha sonra Meksika, Orta Amerika, Brezilya dı- şında kalan Güney Amerikanın bir bölümünde yayıldılar.

Sömürgecilikte İspanyol Fatihlerinin rolü nedir?

Kendilerine İspanyol Fatihleri adını veren birkaç bin maceracı silahlarının üstünlü- ğü ile yerli halkı yok ederek İspanyol sömürge imparatorluğunun kurulmasında yar- dımcı oldular. Sömürge imparatorluğunun kuruluşunun temelinde asıl Fernan- dez Cortez'in (1485-1547) Meksika'daki Aztek İmparatorluğunun hazinelerinin yağma etmesi yatmaktadır. Cortez'in Meksika'da yaptıkları anılardan silinmedi. Aztek baş- kenti Tenoçtitlan'ın alınıp yağmalandıktan sonra bütün genç erkeklerin öldürülmesi unutulmadı.

1532 yılında Meksika'dan çok daha zengin olan Peru'yu sömürge imparatorluğuna dahil ettiler. İnka devletine son veren Francisko Pizzaro İnka uygarlığını yok ederek hazi- nesini İspanya'ya taşıdı.

Geçen yıllar içinde Meksika, Guatemala, Honduras, Peru, Kolombia, Şili İspanyol sö- mürge imparatorluğuna dahil edildi. İspanyol fatihleri gittikleri topraklarda o ülkele- rin hazinelerinin yanı sıra en verimli topraklara da sahip olarak yerli halkı köleleştir- diler.

4.1.3. İngiltere, Hollanda ve Fransa'nın Sömürge Kurma Girişimi

Portekiz ve İspanya'nın elde ettiği olanaklar diğer Avrupa devletlerine de son dere- ce çekici geldi. XVI. Yüzyılın ikinci yarısında onlar da bu yarışta yer aldılar.

İngiltere sömürge imparatorluğu kurulurken hangi sömürge imparatorlukları zayıflamıştır?

I. Elizabeth döneminde kurulan donanma denizlerde İspanyol iktidarına darbe vurdu. Şimdi onlar Yeni Dünyaya koloni kurmaya başladılar. 1655 yılında İngilizler sömürge imparatorluğunun kuruluşunu tamamlamışlardı.

XVII. Yüzyılda Hollandalılar Hint okyanusundaki deniz yolları üzerinde denetim- lerini kurdular. Bundan sonra kurdukları kolonilerin her türlü zenginliğini ülkeleri- ne taşıdılar.

Aynı yüzyılda Fransa Amerika kıtasında koloniler kurmuşsa da diğerleri gibi İm- paratorluk boyutuna ulaşamadı.

XVII. Yüzyılda zayıflayan İspanya, Amerika'daki topraklarını ancak ingiltere, Hol- landa ve Fransa arasında gelişen rekabet sayesinde elinde tutabildi.

?

?

(18)

4.2. Ticaret Yollarının ve Avrupadaki Ticaret Merkezlerinin Yer Değiştirmesi

Orta çağda Akdeniz havzasındaki ticareti İtalyan şehir devletleri yönlendiriyordu.

Şimdi Venedik, Piza, Marsilya gibi limanlar önemini yitirdi. Kapalı bir deniz olan Akdenizdeki limanlar, okyanuslara açılmayı kolaylaştıran limanlarla boy ölçüşe- meyecek hale geldi.

Yeni ticaret merkezleri nerede gelişmiştir?

Uluslararası ticaretin çekim merkezi Lizbon, Sevilla, Anvers gibi limanlara geçti.

XVI. Yüzyılın sonunda Amsterdam ve Londra da dünya ticaret merkezi ve limanı hali- ne geldi. Bütün dünya ülkelerinden gelen hammadde burada toplanıp dağıtılır ol- du. Mamul ürünler de aynı limanlardan ihraç edildi.

Uluslararası ticarette pamuk, şeker, tütün ve baharat taşımacılığı ve ticareti en fazla kâr getiren işlerdi. Büyük risk taşımasına rağmen köle ticareti yüksek kârlılığı nede- niyle vazgeçilemez işler arasında yerini daima korudu.

4.3. Avrupa Piyasasında Nakit Artışı

Büyük keşiflerle birlikte Avrupa'da ekonomik sistem hızla değişti. Sömürge sistemi Avrupa'ya çok büyük miktarda kıymetli maden ve nakit girmesini sağladı. Güney Amerika'da yıkılan İnka, Maya ve Aztek uygarlıklarının hazineleri, hazır para ola- rak doğrudan doğruya Avrupa'ya taşındı. Ayrıca bulabildikleri her türlü kıymetli madeni de bunlara ilave ettiler. Avrupa'ya taşınan her bir hazine, kıtanın yarım yüz- yıllık zenginliği ile eş değerde idi.

İspanya'nın Avrupa'ya taşıdığı altın ve gümüş ekonomiyi nasıl etkiledi?

Kısa bir süre sonra Avrupa piyasalarına akan nakit fazlalığı, mal darlığı ve fiyatların yükselmesine neden oldu. Emek vermeden Amerika'dan toplanıp getirilen altının alım gücü düştü. Halbuki aynı süre içinde tarımsal ürün ve mamul madde elde et- mek için gereken emek miktarında bir değişiklik olmadı. Bazı ürünlerin fiyatının dört katına kadar yükseldiği görüldü.

İspanya, sonuç olarak Amerika'dan taşıdığı altın ve gümüşün ekonomiye girmesin- den olumlu olarak yararlanamadı.

Nakit birikiminin getirdiği olumsuzluklardan etkilenmeyenler arasında sömürge- lerinde özel bir işletme tipi geliştirenler oldu. Köle tüccarlarının Afrika'dan topla- dıkları genç zenci köleler sömürgeci devletlerin yerleştiği geniş topraklara taşındı.

Zenci köleler özellikle pamuk ve şeker kamışı tarlalarında çalıştırıldılar. Üretim kârlılığını yakalayabilen sömürgeci devletler daha uzun ömürlü oldu.

?

?

(19)

4.4. Avrupa'da Burjuva Sınıfının Zenginleşmesi

Avrupa piyasasında görülen fiyat artışı sosyal ve ekonomik bakımdan ücretlilerin, köylülerin ve soyluların zararına oldu. Artan fiyatlar karşısında sabit gelirli olan üc- retlilerin alış gücü çok fazla düştü. Orta çağda zor durumda olan Avrupa köylüleri ürettiklerini pazarlayamaz duruma düşünce ücret karşılığında çalışmaya başladı- lar. Soylulara gelince onlar eskisi gibi herhangi bir ücret ödemeden çalıştıracak ele- man bulamıyorlardı. Ücret verecek maddi olanakları da bulunmadığı için toprakla- rını satmak zorunda kaldılar.

Avrupa'da burjuva sınıfı nasıl gelişti?

Halbuki burjuva sınıfının ekonomik ve sosyal bakış açısı tamamen farklı olarak ge- lişmiştir. Bu sınıfa mensup olanlar risk almaktan korkmuyor, uzun yolculuklara çıkmaktan çekinmiyor, daima kârlı işlerin peşinde koşuyorlardı. Soylular arasında pazara mal üretmeye başlayanlar da yaşam biçimlerini değiştirerek burjuvalaştılar.

Burjuva sınıfındaki girişimciler, atölye sahipleri, tüccarlar ekonomik olarak çok güçlendiler. Bu durum kentlilerle köylüler arasındaki uçurumu daha da arttırdı.

4.5. Sömürgelerde Hıristiyanlığın Yayılması

Portekizliler ve İspanyollar uzun yıllar birlikte yaşadıkları Endülüs Emevilerin kar- şısında daima hıristiyanlığın savunuculuğunu yaptılar. Müslümanları İber yarıma- dasından uzaklaştırarak bu amaçlarına ulaşmış oldular. Uzun deniz yolculuklarına çıktıkları yıllarda da hıristiyanlığı gittikleri yerlerde yaymak misyonunu sürdürdü- ler.

Portekiz ve İspanya Hristiyanlığı yayma konusunda amacına ulaşmış mıdır?

Gerek Portekizliler gerekse İspanyollar ulaştıkları yeni topraklarda hıristiyan dini- ni zorla kabul ettirdiler. Güney Amerika'da ve Güney Doğu Asya'da oturan ve hıris- tiyanlaştırılan halk doğrudan doğruya Roma Katolik Kilisesine bağlandılar. Roma Kilisesi kazandığı yeni hıristiyan nüfusa rağmen eski prestijini devam ettiremedi.

Dünyanın düz olduğunu ve Kudüs'ün merkez olduğunu iddia eden din adamları- nın söylediklerine inanan hiç kimse kalmadı. Avrupa'da bilim, düşünce ve dini ya- şamda önemli değişiklikler meydana geldi.

4.6. Orta ve Güney Amerikadaki Uygarlıkların Yok Olması

İspanyollar ilk defa yabancı bir uygarlıkla ilk defa Amerika kıtasında Yukatan yarı- madasında karşılaştılar. Gördükleri taş tapınakları ve önemli yapıları altın bulmak için tahrip ettiler.

?

?

(20)

Orta ve Güney Amerika'da hangi uygarlıklar vardı?

Peru ile çevresindeki ülkeler Meksika'dan daha fazla zenginliğe sahipti. Burada tahrip edilen sanat eserlerinden başka Potosi gümüş madeni de yapılan aşırı üretim nedeniyle kısa zamanda harabeye döndü.

Fatihler, Meksika ve Peru'daki halkların uygarlıklarını akıl almaz bir barbarlıkla yağmaladılar, hayranlık uyandıran mimarlık anıtlarını yok ettiler.

4.7. Coğrafi Buluşların Günlük Yaşama Etkisi

Avrupalılar gittikleri ülkelerden Avrupaya neler getirmişlerdir?

Avrupalılar yeni gittikleri ülkelerden bazı yiyecekleri kendi ülkelerine getirdiler.

Bu durum Avrupa'nın yemek kültüründe bazı değişikliklere neden oldu. Baharata en kısa yoldan ulaşmaya çalışırken tütün, vanilya, kakao, patates, domates gibi sevi- len yiyecekler ve kümes hayvanlarından hindi Avrupa'ya taşındı. Amerika kıtasın- dan Avrupa'ya taşınan altınlar sayesinde kıtanın pek çok yerinde saray, konak, kili- se gibi lüks yatırımlar yapıldı ve kentler süslendi.

Özet

XV. yüzyılda Avrupalılar kıtayı çeviren denizlerden uçsuz bucaksız okyanuslara açıldılar.

Yeni kıtalar bularak bütün dünya ile ilişkiye girdiler. Büyük coğrafi buluşlar olarak tanınan bu hareket Avrupa tarihi kadar bütün dünya tarihini de yakından etkiledi.

Coğrafi buluşların öncesinde Avrupa, siyasal değişime uğradı. Ulusal devletler kuruldu, merkezi otorite güç kazandı. Portekiz, İspanya, İngiltere ve diğer Avrupa devletlerinde siya- sal birlik kuruldu.

Coğrafi buluşların nedenleri arasında coğrafya bilgisinin gelişmesi, matbaanın kullanılma- sı, pusulanın bulunması, denizcilik teknolojisinin gelişmesi, Avrupalıların doğu ticaretine egemen olma isteği ve hıristiyanlığı dünyaya tanıtma girişimi sayılabilir. Portekizli ve İs- panyol denizciler Amerika ve Uzak Doğuya ulaştılar. Kristof Kolomb, Vasco de Gama, Ma- gellan gibi ünlü amiraller keşfettikleri toprakları ülkelerine hediye ettiler.

Büyük coğrafi buluşların sonucunda sömürge imparatorlukları kuruldu. Ticaret yolları ve Avrupa'daki ticaret merkezleri yer değiştirdi. Avrupa'da ekonomik sistem ve yaşam tama- men farklılaştı. Piyasada nakit artışı görüldü. Burjuva sınıfı zenginleşti. İspanyol ve Porte- kizliler gittikleri topraklarda yaşayan yerli halka zorla hıristiyan dinini kabul ettirdiler. Orta ve Güney Amerika'daki uygarlıklar yok oldu. Coğrafi buluşlar günlük yaşamı da etkiledi.

Baharat kullanımı yaygınlaştı. Patates, domates gibi sevilen yiyeceklerle tütün ve kümes hayvanlarından hindi Avrupa'da yaygınlık kazandı.

?

?

(21)

Değerlendirme Soruları

Aşağıdaki soruların yanıtlarını seçenekler arasından bulunuz.

1. Aşağıdakilerden hangisi coğrafi keşiflerden önce Avrupa için önem taşımı- yordu?

A. Eğitimli daimi ordular B. Ağır zırhlı askerler

C. Siyasi sistem olarak feodalite D. İktidar sembolü olarak toprak E. Güç sembolü olarak şatolar

2. Aşağıdakilerden hangisi coğrafi keşiflerin sonuçlarından değildir?

A. Hıristiyanlığın yayılması

B. Avrupada mal darlığının başlaması C. Kralların otoritelerinin güçlenmesi D. Burjuva sınıfının zenginleşmesi E. Sömürge devletlerinin kurulması

3. Aşağıdaki devletlerden hangisi batılı kaşiflerin yağmasına uğramıştır?

A. Arjantin B. Meksika C. Brezilya

D. Amerika Birleşik Devletleri E. Alaska

4. Aşağıdakilerden hangisi doğru olamaz?

A. Portekizliler Afrikanın güneyinden dolanarak Hindistan'a ulaştılar.

B. Ruslar Asyanın içinde koloni kurdular.

C. Yeni Dünya'ya Amerika adı Parisli bir yayıncı tarafından verildi.

D. Magellan, İspanya devletinden destek aldı.

E. Kristof Kolomb, Portekiz'in desteği ile Amerika'ya gitti.

5. Aşağıdakilerden hangisini büyük coğrafi keşifleri hazırlayan nedenlerden biri sayılamaz?

A. Avrupa devletlerinin siyasi birliğini sağlaması B. Arap coğrafyacılarının kitaplarının tanınması C. Nakit akışının başlaması

D. Pusulanın kullanılmasının yaygınlaşması

(22)

Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar

İnalcık, Halil. "Osmanlı Pamuklu Pazarı, Hindistan ve İngiltere: Pazar Rekabetin- de Emek Maliyetinin Rolü", ODTÜ Gelişme Dergisi, Özel Sayı, s. 1-66, An- kara, 1980.

K.G., Jayne. Vasco da Gama and His Successors, London, 1960.

Şakiroğlu, Mahmut. "Yeniçağ'a Geçiş: Dünyaya Açılan Avrupa, (Coğrafi Keşifler- Rönenasn-Reform)", Avrupa Tarihi, Editör: Mehmet Kayıran, Eskişehir, 1991.

Tanilli, Server. Yüzyılların Gerçeği ve Mirası, C. III, İstanbul, 1987.

Değerlendirme Sorularının Yanıtları 1. A 2. D 3. B 4. E 5. C

Referanslar

Benzer Belgeler

207 olguluk bir çal›flmada tümör en uzun boyutu 3 cm’den büyük olan olgularda tümör boyutu 3 cm’den küçük olan olgulara göre 5 y›ll›k sa¤kal›m anlaml› olarak

Er­ tuğrul bu mektupla birlikte, Fransız Devlet Başkanına, daha önce kendisine verilmiş olan Fransız nişanını iade etmektedir.. Neden

Kaynaklarda savaşçı özellikleri ile ön plana çıkan Yüeçiler göçebe çoğu kavim gibi ilk başlarda hayvancılıkla uğraşmışlardı. Bu sebeple sürekli

poleni ial. b.ı cıeı cloping comparable staı islic and rsıabli lıing. bringing lo ca/ economic and social parıners inlO llıe process. To support llıesc

Tarihte bilinen ilk ambargo Mısır’la Bergama arasında yaşanmıştır. Mısırın elindeki en büyük ihracat kozu Papirüs kağıdıydı. Bergama ile ilişkileri

iurk karileri için ve türkçe çıkacak olan büyük sanat mec­ muasına girecek yazıları kim seçecek, yazısı alınmayanlar hid­ detlenmeyecekler mi, mecmuaya

Sınırlar, Boğazlar, Borçlar, Savaş Tazminatı, Azınlıklar, Kapitülasyonlar, Patrikhane,.

Antisemitizm, NSDAP Programı, Toplumsal Sorunlar, Sınıflar, Ekonomi,..