Uyarlanma
ve Yaşam Tarzları
Uyarlanma
Tanımlanmış bir çevrede bir arada yaşayan organizmalar ya da organizma nüfuslarının hayatta kalma ve üreme olanaklarını yükselten biyolojik ve/veya davranışsal uyumlarını sağlayan süreçtir.
Uyarlanma her zaman var olan fırsatları değerlendirme üzerine kuruludur.
İster biyolojik isterse davranışsal olsun, varyasyon uyarlanma sürecinin anahtarıdır.
İnsanlar bulundukları çevrenin koşullarına göre çeşitli uyarlanma ve yaşam biçimleri
geliştirmişlerdir.
Uyarlanma ve Yaşam Tarzları
İnsanlık tarihine bakıldığında kabaca üç çeşit uyarlanmadan bahsedebiliriz.
Avcı-Toplayıcılık
Tarım ve Hayvancılık
Kent, Devlet ve Endüstri
Kent, Devlet ve Endüstri
Tanım ve Tarih
G. Childe’ın Kentleşme olarak tespit ettiği ikinci büyük devrimi antropologlar Sanayi Devrimi olarak tespit etmiştir. Çünkü kentleşme, tarımın getirisi olarak görülmüştür.
Tarihte ilk kentler; tarım dışı nüfusun yaşadığı, tarımdan elde edilen ürünün pazarlanıp mübadele edildiği yerler olarak İÖ. 4.binin sonunda Mezopotamya’da ortaya çıkmıştır.
Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sonunda 18. yüzyılda yaşanan Endüstri Devrimi ile yaşam ve geçim biçimlerinde köklü bir değişiklik yaşanmıştır.
Köylü ve onun emeğine el koyan yönetici aristokrat kesimin yerini kentliler, işçiler, burjuva almış; insan ve hayvan emeğinin yerini makine ve inorganik enerji kaynaklarının kullanımı almış;
üretim ve tüketim biçimi değişmiş; tarım imparatorluklarının yerini ulus-devletler almıştır.
Kent, Devlet ve Endüstri
Kentler
İlk kentler tarımcı yerleşmelerin oluşturduğu bir ağın merkezi olarak oluştular. Sulama kanallarının açılması ve tarım dışı nüfusu besleyecek artı ürünün elde edilmesi ile yeni mekanlar oluştu. Bu mekanlar yoğun nüfusun, ticaretin ve biriken servetle beslenen bürokrasinin merkezi oldu.
Zamanla köylülüğün karşıtı olarak uzmanlaşmış emeği, ticaret ilişkilerini, biriken servetle birlikte çevresiyle girdiği eşitsiz ilişkiyi, yazılı kültürü, incelmiş bir yaşam tarzını, yani ‘yüksek kültür’ü temsil eder hale geldiler.
Bu yüksek kültür kendi tavrını, gelenek ve alışkanlıklarını geliştirdi ve bunlar bütün toplumun ulaşması gereken idealler haline geldi. Böylece medeniyet kavramı ile kent arasında bir ilişki kurulmuş oldu.
• Büyük gelenek-Küçük gelenek
• Yazılı kültür-Sözlü kültür
Kozmopolit (farklı kültürlerin bir aradalığı) ve çok kültürlü kentler.
Kent, Devlet ve Endüstri
Devlet
İlk devletler; “doğal-coğrafi sınırlarla belirlenmiş bir toprak parçasına hükmeden bağımsız siyasi yapılar” olarak ortaya çıkmıştır. Bu doğal sınırlar içinde tarımsal üretim yapılırdı ve ortasında kent oluşmuştu. Kentin doğuşu, tarımsal üretimden beslenen nüfusun artışı, düzen ihtiyacı, zenginliğin korunması devleti doğuran etkenlerdir. Kentle birlikte, örgütlü din, askerlik ve yazı gelişmiştir.
Bunlar devleti ortaya çıkarmıştır.
Üretim etkinliği ile devlet aygıtı arasında bir ilişki vardır ancak her üretim etkinliği devleti doğurmamıştır. Mısır, Mezopotamya, Yunan, Ruma, İran, Hitit, Bizans gibi büyük gelenekler devlet kurabilmiştir.
Devlet temel kurumları; Hükümranlık, Hukuk, Güvenlik aygıtı ve Maliye
Devletin İki Ana Evresi: Kapitalizm öncesi devlet biçimleri altında tarım devletleri vardır. Sonra modern devlet biçimleri.
İlk kent devletleri. Tarım devletleri çok etnili. Toprak mülkiyeti doğar. Yeni bir tabakalaşma ve aristokrasi (toprak soyluluğu) ortaya çıkar. Yayılma eğilimi taşırlar. Bu da imparatorlukları getirir. Yurttaştan beklentisi itaat ve vergi ödemeleridir.
Kent, Devlet ve Endüstri
Endüstri Toplumu ve Yeni Yaşam Biçimi Endüstri Devrimi:
18. Yüzyılda ivme kazanan bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sonucunda yaşanan Endüstri Devrimi ile; temel üretim faaliyeti tarımdan endüstriye kaymış, inorganik enerji kaynakları kullanılarak kitlesel üretim yapan fabrikalar esas üretim birimi haline gelmiştir.
Sonuçları:
Üretim ve tüketim biçimini dönüştürür,
Çalışan nüfusun ağırlığı köylüden işçiye kayar,
Temel yerleşim ve üretim mekanı köy ve tarla olmaktan çıkar, kent ve fabrika olur, Tarım imparatorlukları yerini ulus-devletlere bırakır.
Kent, Devlet ve Endüstri
Endüstri Toplumu ve Yeni Yaşam Biçimi
Toplumsal Tabakalaşma ve sınıfsallık biçimleri dönüşüme uğramıştır. Geleneksel toprak mülkiyetine ve buradan elde edilen zenginliğe bağlı aristokrasi Sanayi Devrimiyle birlikte tasfiye olmuş, yerini yeni kentli sermaye sınıfı burjuva almıştır.
Bu dönüşüm 17. ve 18. yüzyıllarda gerçekleşen iki büyük siyasal devrim ile mümkün olmuştur.
Böylece burjuvazinin siyasal sistem içinde rol edinmesi, özgürce ticaret ve üretim yapabilecekleri bir ortamın tesis edilmesi amacıyla anayasal bir rejimin kurulması sağlanmıştır.
Kapalı yerel ekonomilerin ulusal düzeyde piyasa ekonomisi içinde bütünleşmesi mümkün hale gelmiştir.
Kent, Devlet ve Endüstri
Modern Devlet Biçimleri: En yaygın biçimi ulus-devlettir.
Ulus-devletlerin önceki devlet biçimlerinden farklı olarak yurttaş yaratma projeleri vardır. Bu da kültürel süreçlere müdahale ile mümkündür. Bunun için ulus-devletler geleneksel kültürel ağları tasfiye ederek, modern kurumlar aracılığı ile yeni bir kültür, ulusal kültür yaratmaya girişirler.
Ulusal kültür, tek bir dil ve bu dilin kullanıldığı iletişim araçları ile iletişim kuran, dinsel kurumlar yerine laik kurumlar aracılığıyla toplumsallaşan ve devletin belirlediği bir müfredatın uygulandığı standart, zorunlu ve yaygın eğitim kurumları aracılığı ile kültürlenen yurttaşların kültürüdür.
Modern devletler, meşruluğunun temelini ulusa dayandırmıştır. Kutsallık ya da soya dayalı otoriteden kaynaklanan meşruluktan, dünyasal ilişkiye, yurttaşlık ilişkisine, yani kültürel kimliğe dayanmaktadır.
Kent, Devlet ve Endüstri
Etnisite, Milliyetçilik ve Irkçılık
Belirli burjuva devrimleri dışında ulus-devletleri yaratan genellikle milliyetçilik hareketleri olmuştur.
Milliyetçilik; ulus olarak tanımlanan toplumsal öznenin kendi devletine kavuşması hareketidir.
Kültürel türdeşliği hedefleyen ulus-devlet ile bu bütünlük içindeki etnik, dilsel unsurlardan kaynaklanan kültürel çeşitliliğin varlığı arasında ortaya çıkan gerilim milliyetçiliği doğurur.
Kent, Devlet ve Endüstri
Etnisite, Milliyetçilik ve Irkçılık
Belirli dinsel, dilsel, coğrafi ve/veya kültürel özellikler bakımından hem kendisini diğerlerinden ayrı gören hem de diğerleri tarafından başka sayılan, bütünlüklü bir kimliğe ve kendine özgü kültürleme sürecine sahip, içerden evlenmek suretiyle bu grup kimliğini koruyan ve grubun sürekliliğini sağlayan toplumsal/kültürel ve bazen de siyasal oluşuma etnik grup diyoruz.
Etniklik modern öncesine ait ama etnik bilinç modern. Modern hayatın yalnızlaşan insanları aidiyet ihtiyacı içinde etnik bilince sarılıp bunu etnikmerkezciliğe götürebilmekteler.
Modern toplum içinde bir başka ayrışmacı eğilim de ırkçılıktır. (Biyolojik özelliklerin kültürel nitelikleri belirlediği) Temelinde insanların eşit olmadığı inancı yatar.
Kent, Devlet ve Endüstri
Enerji, Teknoloji, Nüfus
Kitlesel üretim için fosil yakıtlara ve elektriğe bağlı enerji kullanılır. Buna bağlı makine kullanımı. Ancak öncesinde bilimin desteklediği teknolojik yenilikler vardır. Sonra nükleer enerjiye geçildi.
Yeni insan artık geleneksel kültürlenme yoluyla değil, devletin okul gibi eğitim kurumları yoluyla yetişmeye başladı.
Nüfus çok hızlı arttı, ömür beklentisi yükseldi, bebek ölümleri azaldı.
Kentler büyük bir dönüşüme uğradı, makineleşme ile kırdan kente göç arttı, kentler çarpık büyüdü, kent yoksulları oluştu.
Kent, Devlet ve Endüstri
Endüstri sonrası
Endüstriyel Tarım
Makineleşme, yoğun kimyasal kullanımı, endüstri bitkileri yetiştiriciliği, uzmanlaşma, kırdan kente göç, ticari ilişki ağının genişlemesi, doğal kaynak baskısı vb.
İktisadi Eşitsizlik. (Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ile dünyanın diğer ülkeleri –üçüncü dünya- arasındaki)
Küreselleşme. Sovyet Blok’un çöküşünden sonra kapitalist ekonominin sermayenin dünyanın bütün kesimlerine yayılmasını sağlayacak şekilde yeniden örgütlenmesi. Sermaye, teknoloji, insan hareketliliği ile kültür de değişim yaşadı. Kültür yerelliğini yitirdi, herşey anlık hale geldi, kimlik arayışı önem kazandı.
Üretim kültüründen tüketim kültürüne geçildi. Alışveriş merkezlerinde yaşam.
Popüler Kültür (kitlelerin tükettiği kültür). Kültür endüstrisi tarafından üretilen. Moda popüler kültürün ürünü. Markaların değer haline gelmesi.
Beslenme ve Sağlık. Yapay beslenme, şişmanlık, kanser gibi endüstri çağının hastalıkları ortaya çıktı.
Kent, Devlet ve Endüstri
Endüstri sonrası
Çokkültürlülük ve çokkültürcülük
(Kimliklerin yok edilmeye ve özümlenmeye çalışılması yerine koruması ve topluma bu yolla entegre edilmesi siyaseti)
Kültürel çalışmalar okulu
(sosyoloji ve antropolojinin kesişme noktası)
Uygulamalı antropoloji
(toplumsal ve kültürel sorunların çözümünde aktif rol alma)
Kaynak
Aydın, S. ve Y. S. Erdal (2014) Antropoloji, (Ed: Handan Üstündağ) Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları