• Sonuç bulunamadı

Duyu bütünleme/terapi yöntemi, özellikleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Duyu bütünleme/terapi yöntemi, özellikleri"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Duyu bütünleme/terapi yöntemi, özellikleri

Prof. Dr. Müdriye YILDIZ BIÇAKÇI

(2)

Duyu bütünleme

Beyin ve omurilik, merkezi sinir sistemi olarak bilinmektedir. Merkezi sinir sistemi vücudun içinden ya da dışından duyumlar almaktan ve bu duyumların organize edilip işlendiği beyne sinyaller göndermekten sorumlu olarak görev yapmaktadır. Dokunma, koku, tat, işitme ve görme duyuları ile taktil, vestibüler ve proprioseptif duyular bu görevin yapılmasını sağlamaktadır. Bu duyular etkili şekilde çalışmazlar ise bebeğin çevresindekilerle etkileşim yeteneği doğrudan olumsuz olarak etkilenmektedir (Emmons ve Anderson, 2006).

(3)

Duyular, bireye vücudun fiziksel durumu ve çevre hakkında bilgi vermektedirler. Duyular bir göle akan dereler gibi beyne akmakta ve her an sayısız birimdeki bilgi beyne girmektedir. Tıpkı bir trafik polisinin arabaların hareketini yönlendirmesi gibi beyin bu duyumları, yerleştirir, sıralar ve depolar. Duyumlar algı şeklinde iyi organize edildiği ya da bütünleştirildiği zaman beyin bunları davranış ve öğrenmelerde kullanmaktadır. Duyumların akışında dağınıklık olduğu zaman hayat trafik karmaşası gibi olabilir (Emmons ve Anderson, 2006). Bu karmaşa duyu bütünleme bozukluğu olarak ifade edilmektedir. Jean Ayres duyu bütünlemeyi, duyusal uyaranların merkezi sinir sistemi tarafından alınması, organize edilmesi ve uyarlanabilir tepkiye çevrilmesi olarak tanımlamaktadır (Brozaitis, 2007).

(4)

Duyusal bütünleme bozukluğunda günlük hayattaki bilgilerin görme, işitme, dokunma, tatma, koklama, denge ve vücut farkındalığı duyuları aracılığı ile toplanmasında zorluklar yaşanmaktadır. Duyusal bütünleme sorunlarının sonucu olarak bebeklerin ve çocukların motor gelişiminde, davranışlarında, öğrenmelerinde pek çok sorunlar gözlenmektedir.

(5)

Duyusal bütünleme sorunları olan bir çocuk aşağıdaki özellikleri gösterir:

• Zayıf dikkate sahiptir ya da görevlere odaklanmada zorluk yaşar.

• Kötü el yazısı ve makasla kesmede zorluk gibi okulla ilişkili sorunları vardır.

• Ayakkabı bağlama, fermuar çekme, düğme ilikleme ve beslenme gibi öz bakım becerilerinde problemler yaşar.

• Dokunmaya, ışığa ya da sese karşı aşırı hassasiyet veya alışılmadık şekilde düşük ya da yüksek tepki seviyesi gösterir (Isbell ve Isbell, 2007).

• Hareket koordinasyonu ile ilgili sorunlar söz konusudur.

• Denge sorunları yaşar

• Yeni hareketler planlamalarında zorluklar vardır.

• Farklı pozisyonlara adaptasyonda yavaşlık gözlenir.

• Bedenin uzayda kapladığı yerle ilgili farkındalık eksikliği vardır.

• Dokunduğu nesnelerin dokusunu ve doğasını anlamak için yetersizlik yaşamaktadır (Brozaitis, 2007).

(6)

Duyu bütünleme bozukluğu

Özellikle görsel sistem bozukluğu, işitsel

sistem bozukluğu, dokunsal (taktil) sistem

bozukluğu, vestibüler (denge) sistem bozukluğu

ve proprioseptif (derin duyu) sistem bozukluğu

olarak kendisini göstermektedir.

(7)

Görsel sistem bozukluğu

Güneş ışığından ya da diğer parlak ışıklardan

kaçınırlar ya da bu ışıklara sabit şekilde

bakabilirler. Çok sayıda çocuğun katıldığı

etkinliklerde yer almak istemezler, akranları ya

da yetişkinlerle göz teması kurmaktan kaçınırlar,

gözlerini ovalarlar, nesnelere onları yüzlerine çok

yakınlaştırarak bakarlar.

(8)

İşitsel sistem bozukluğu

Bu sistemdeki bozukluklar çocukların yüksek

sesli konuşmasına, gürültülü sesler çıkarmasına

(alkış, bağırma ya da yüksek sesle şarkı söyleme

gibi), gürültülü seslerden hoşlanmasına (düdük,

çan sesi, matkap gibi) neden olabilir. Ya da tam

tersi şekilde bu tarz seslere karşı aşırı derecede

hassasiyet gösterebilirler (Isbell ve Isbell, 2007).

(9)

Dokunsal (taktil) sistem bozukluğu

Dokunmaya az tepki gösteren çocuklar, sevgi dolu bir kucaklama ya da ayağının altındaki iskemleye olan basıncı gayet zorlukla hissedebilirler. Aynı zamanda, ağrıya da duyarsızdırlar. Dokunmaya çok tepki veren çocuklar, en ufak bir dokunmada acı hissedebilirler.

Gayet hafif ve ince dokunmuş bir kumaş parçası, ciltlerinde sinirlendirici bir uyaran olarak algılanabilmektedirler (Greenspan,Wieder, Simons, 2004).

(10)

Vestibular sistem bozukluğu

Vestibüler sistemdeki bir problem ya da

yetersizlik denge, koordinasyon, motor planlama

zorluklarına neden olabilir. Bu çocuklar

beceriksiz ya da koordinasyonsuz olarak

tanımlanabilirler.

(11)

Proprioseptif sistem bozukluğu

Proprioseptif sistemindeki eksiklik çocuğun hem okulda hem de evde zorluklar yaşamasına neden olur.

Bu sistem kas ve eklemlerden geribildirim vermektedir, kalemi doğru tutmayı desteklemektedir, sandalye de düzgün oturmayı sağlar, bir kucaklamadaki doğru basınç miktarını ayarlamaya yardımcı olur. Bu sistem yürümeyi öğrenmek, kavanozları ya da kapıları açmak, araçları kullanarak oyun oynamak gibi pek çok beceriyi desteklemektedir (Emmons ve Anderson, 2006).

(12)

Duyu Bütünleme ve Özel Gereksinimli Çocuklar

Duyu bütünleme problemleri bazı özel gereksinim durumlarda yoğun olarak görülebilir.

Bu durumlar; otizm, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, öğrenme güçlükleri, işitme ve dil problemleri artikülasyon bozuklukları, görsel problemler, beslenme problemleri, uyku problemleri, alerjilerdir (Fazlıoğlu, 2004).

(13)

Duyu bütünleme sorunlarını ortadan kaldırmak için duyu bütünleme terapisi uygulanmaktadır. Temel (1992)’ye göre bu terapi de temel amaç, çocuğun duyusal uyarıları, özellikle de iç kulak denge sistemi (vestibular), kaslar, eklemler ve deriden gelen uyarıları çocuğun kontrol etmesini, böylece kendiliğinden bu duyuları bütünleştiren uygun tepkilerle şekillendirmesini sağlamaktır. İleri düzeyde yetersizliği olan çocuklar, özellikle otizmli çocuklar, daha fazla yönlendirmeye ihtiyaç duymaktadırlar. Bu çocuklarla çalışmalar yürütüldüğünde çocuğun ihtiyacı olan duyusal uyaran verilmeli, aynı zamanda çocuğun duygularının farkına varması üzerinde de çalışılmalıdır. Bu terapide amaç, çocuğa motor etkinlikleri öğretmek değildir. Çocuğa motor beceriler, akademik beceriler ve yaşamda gerek duyacağı olumlu davranışları kazanması için yardımcı olmaktır.

(14)

Duyu bütünleme yetersizliklerinde, tedaviye başlamadan önce çocuk değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmede, duyu algı fonksiyonlarındaki yetersizlikler, duyu algı bozukluklarının motor becerilere olan etkileri ve duyusal bütünlemenin hangi gelişim seviyesinde olduğu test edilmelidir. Bu değerlendirme çocuk hakkında bilgi verir. Çocuğun böyle bir tedaviye ihtiyacı olup olmadığı ve hangi alanlarda yoğun terapiye ihtiyaç duyduğu hakkında bilgilendirir.

Değerlendirmeler ince ve kaba motor gelişimsel seviye, görsel motor entegrasyon (puzzle yapma, şekil kopya etme gibi), görsel algı, nöromuscular kontrol (denge ve postür), duyusal uyarana cevap (taktil, vestibular, proprioseptif), bilateral koordinasyon, motor planlama şeklinde olmalıdır (Fazlıoğlu, 2004).

(15)

Ülkemizde özel eğitimle ilgili olarak hizmet veren kuruluşlarda duyu bütünleme sorunları olan çocukların ya da özel gereksinimli çocukların duyu gelişimlerini desteklemeye yönelik terapi çalışmaları yürütülmektedir. Fakat bu çalışmalar özel gereksinimli çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli düzeyde değildir.

Duyu gelişimini desteklemek için hizmet veren kurumların, hem nitelik hem de nicelik olarak yeterliliklerinin artırılması gerekmektedir. Aynı zamanda özel gereksinimli çocuğa sahip ailelerde çocuklarının duyu gelişimini desteklemek için verilecek eğitimlerle daha bilinçli ve donanımlı hale getirilmelidir.

(16)

Kaynak

• Bilbay, A., (2015). Özel Gereksinimli Bebeklerde ve Çocuklarda Duyu Gelişimi.

Bebeklik ve İlk Çocukluk Döneminde (0-36 ay)

Gelişim. Duyuların Gelişimi ve Desteklenmesi

(pp.249-281), Ankara: Eğiten Kitap.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Lamina epitelyalis: Lamina epitelyalis: Çok katlı yassı Çok katlı yassı keratinleşmemiş epitel..

• Peptik ülserde kullanılıyorlardı, ama artık Peptik ülserde kullanılıyorlardı, ama artık H2 reseptör blokerleri/pompa inhibitörleri H2 reseptör

Bu semptom ya da defisit, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik

V1 görsel alanda hasar alan bir birey görsel alanın bir kısmında bilinçli görüşü yitirilebilir ancak hâlâ görsel objelerin yerini tayin edebilir ve cevap verebilir.

(2) Aşağıdaki hiperaktivite-dürtüsellik semptomlarından altısı (ya da daha fazlası) en az altı 6 süreyle uyumsuzluk doğurucu ve gelişim düzeyine aykırı bir

Buna karşın, yanlış okunan kelime sayısı DEHB'nun eklendiği binişik grupta tek başına ÖÖB olan gruba oranla anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur. Ancak

METOD: Kasım 2018 – Haziran 2021 tarihleri arasında tamamı önce Geriatri polikliniğinde değerlendirilmiş çoklu ilaç kullanan, antikolinerjik tedavi

Görsel grafik panellerinizi T3-800 Sistem ile birlikte tasarlamak ve monte etmek çok