• Sonuç bulunamadı

COG 338 SİYASİ COĞRAFYA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "COG 338 SİYASİ COĞRAFYA"

Copied!
23
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

COG 338 SİYASİ COĞRAFYA

Doç.Dr. Mutlu Yılmaz

Anlara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümü

(2)

Bölgesel Topluluklar

(3)

BAĞIMSIZ DEVLETLER TOPLULUĞU

8 Aralık 1991 tarihinde üç Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin (şimdiki Rusya Federasyonu, Belarus Cumhuriyeti ve Ukrayna) Başkanları tarafından imzalanan Bağımsız Devletler Topluluğu Kuruluş Antlaşmasında "SSCB'nin bir uluslararası hukuk süjesi ve jeopolitik gerçeklik olarak varlığının sona erdiği" ifade edildi. Böylece, Sovyetler Birliği, kendi varlığının yetmişinci yıldönümüne bir yıl üç hafta kala ortadan kalktı. Fakat aynı zamanda dünya sahnesine yeni bir oluşum çıktı - Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT). Topluluğun oluşum sürecinin çok karmaşık ve tartışmalı niteliğine rağmen, o, çağdaş dünyamızın siyasi ve ekonomik realitesine dönüştü. Bu bağlamda bazı önemli hukuksal temeller atıldı, ekonomi, savunma ve dış politika alanlarında çok-taraflı işbirliği organları oluşturularak çalışmaya başladı. Şu anda, Topluluk, eski SSCB Cumhuriyetlerinden 12'sini (Azerbaycan, Ermenistan, Belarus, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Rusya Federasyonu, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan, Ukrayna) kapsamakta olup, bu oluşumda eski SSCB Cumhuriyetlerinden sadece 3'ü (Estonya, Letonya, Litvanya) yer almamaktadır.

(4)

Topluluk bünyesinde, bazı zorluklarla birlikte, Ekonomik Birlik Hakkındaki Anlaşma temelinde homojen bir ekonomik alan oluşturma çabalan devam etmektedir. Uzmanların değerlendirmelerine göre, dünyanın toplam doğal kaynaklarının dörtte biri, sanayi potansiyelinin ise % 10'u bu alanda yer almaktadır. Bu kadar geniş bir alanı ve kaynaklan kapsayan coğrafyada ortaya çıkmış bir oluşumun (BDT) yakından incelenmesi, hem Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra gündeme gelen halefiyet sorunları, hem de üye devletlerde yaşanan olayların ve üye devletler arasında yürütülen entegrasyon çabalarının anlaşılmasına ışık tutabilir.

(5)

Bağımsız Devletler Topluluğu'nun Oluşumu

7-8 Aralık 1991 tarihinde dünya siyasi tarihi açısından önemli bir olay yaşandı. Minsk kenti yakınlarında bulunan Belovejsk isimli yerde Belarus, Rusya Federasyonu ve Ukrayna Devlet Başkanları, çok zor koşullarda yürütülen görüşmeler sonucunda, Bağımsız Devletler Topluluğu'nun Kuruluş Antlaşmasını (Belovejsk Antlaşmasını) imzaladı.

(6)

Bu olaydan önce ise eski SSCB'de büyük bir devlet krizi yaşanmaktaydı.1990 yılında bazı Cumhuriyetler tarafından kabul edilmiş bağımsızlık bildirileri Sovyetler Birliği'nin üniter modelinin üzerini çizmekteydi. Bu koşullarda yeni Birlik Antlaşmasının hazırlık çalışmaları yapılıyordu. Fakat 1991 yılının Ağustos ayında tamamlanan Antlaşma taslağı, başarısız "Ağustos darbesi" nedeniyle imzalanamadı ve Sovyetler Birliği'nin dağılma süreci son aşamasına girdi. Birliği oluşturan Cumhuriyetlerin çoğunluğu kendi bağımsızlıklarını ilan ederek, ilgili yasal düzenlemelerini kabul ettiler. Litvanya, Letonya ve Estonya ise resmen Birlikten ayrılarak, uluslararası toplum tarafından bağımsız devletler olarak tanındılar.

Sovyetlerin büyük mirasına kurulan Rusya Federasyonu, bölgede ve dünyada ekonomik ve siyasi konumunu koruyabilmek için bağımsızlıklarını kazanan bu cumhuriyetleri tekrar tek çatı altında toplamak istemiştir . Böyle bir girişimin dağılan SSCB’yi başka bir isimle tekrar canlandırma amacı olarak da yorumlanabilir. İlk etapta 15 cumhuriyetten 12’si tekrar bir araya gelerek Bağımsız Devletler Topluluğu’nu oluşturmuşlardır. 

(7)

Bağımsız Devletler Topluluğu'nun Kuruluş Antlaşması 8 Aralık 1991 tarihinde Minsk kentinde Belarus Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Ukrayna Devlet Başkanları tarafından imzalanan Bağımsız Devletler Topluluğu'nun Kuruluş Antlaşması ile olmuştur.

BDT’yi kurucu ülkeler arasında; Azerbaycan, Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Moldova, Kırgızistan, Rusya Federasyonu, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Ukrayna yer almaktadır. Coğrafi konum olarak Kuzey Avrupa ülkelerine, kültür ve değerler bakımından da Avrupa’ya yakın olan Baltık Ülkeleri (Estonya, Letonya ve Litvanya) ve kuruluş aşamasında olan Gürcistan katılmamıştır.

Türkmenistan, Bağımsız Devletler Topluluğu’na kuruluşundan itibaren karşı bir durum sergilemiştir. BDT’ki kurumsallaşmanın işlemeyeceğini savunan Türkmenistan’ın tutumu, bu kurumu Moskova’nın eski hegemonyasını yeniden inşa etme çabası olarak görmesinden kaynaklanmaktadır.. Topluluğa Aralık 1993 tarihinde katılan Gürcistan,  2008 yılı Güney Osetya Savaşı sonrasında Meclis kararı ile 15 Ağustos 2008’de BDT’den ayrılma kararı almıştır.

(8)
(9)

Son zamanda sayısı 9 ülkeye inen topluluk dünyada kanıtlanmış doğal kaynak rezervinin yaklaşık yüzde 25’ine sahiptir. BDT ülkeleri etnik ve dini yapı bakımından eski Sovyetler Birliğinde olduğu gibi 190’dan fazla etnik kimlik ve toplulukları barındırmaktadır. Toplulukta dünyada mensubu bulunan tüm dinlere ve inançlara rastlamak mümkündür. Bundan dolayı da BDT’yi zengin bir kültürler toplumu olarak nitelemek mümkündür. Eski Sovyetler Birliği, eski güç ve ihtişamını BDT ismi altında tekrar icra etme hayali devam etmektedir. Oluşturulan birlik Avrasya bölgesinde yeni güç merkezi olma yönünde ilerlemektedir. Piyasa ekonomisine geçiş, BDT ülkelerinin ekonomisinin şekillenmesinde büyük önem taşımaktadır. Rusya Federasyonu’nun SSCB sonrası içine düştüğü derin ekonomik ve siyasi krizden kurtulmaya başlaması ile birlikte Avrasya’daki üstünlüğünü yeniden tesis edebilmek için Orta Asya, Kafkasya ve Doğu Avrupa bölgelerinde nüfuz yayma stratejisi izlemeye başladığı görülmektedir.

İzlenen yol çerçevesinde ekonomik bütünleşme ve entegrasyon oluşturulacak gücün temelini oluşturmaktadır.

(10)

Jeopolitik ve jeostratejik önemleri ile vazgeçilmez bir görünüm arz eden BDT ülkelerinin bulunduğu bölgeler, sahip olduğu enerji kaynakları özellikle günümüz dünyasında eskiye nazaran daha büyük bir önem arz etmektedir. Asya’nın büyük güç merkezlerinin kesişim noktasında yer alan Orta Asya ülkelerinde nüfuz sahibi olmak Rusya Federasyonu için bölgesel güçlerin tamamını cezbeden cazibe merkezi olma istek ve arzusu kaçınılmazdır. Aynı zamanda bölge dışı küresel güçlerin de aynı arzu ile hareket ettikleri bilinmektedir.

(11)

MERCOSUR – ORTA VE GÜNEY AMERİKA ORTAK PAZARI

Güney ülkeleri arasında gerçekleştirilmiş en geniş çaplı ve en başarılı bölgesel serbest ticaret inisiyatifi MERCOSUR’dur. Brezilya ve Arjantin ülkeleri arasındaki ikili anlaşmalarla başlayan birlik daha sonra genişletilmiştir. Latin Amerika coğrafyasının %67’sini ve nüfusunun %47’sini temsil eden MERCOSUR Latin Amerika’da yapılan entegrasyon çalışmaları arasında en önemlisidir. Bu oluşum, Açık Bölgeselcilik, yani kalkınmanın ekonomi ile birlikte ele alınarak yorumlanması ile değerlendirilmektedir. Orta vadeli bir sürede ortak pazar yaratmayı hedefleyen MERCOSUR 1990’lardan önceki bütünleşme politikalarından farklı olarak devletlerarası güvensizliğin büyük ölçüde ortadan kalması, özellikle de Arjantin ve Brezilya’nın işbirliği içine girmesi açısından ekonomik entegrasyonun, barışın arttırılması ve bölgesel politik istikrarın sağlanması şeklinde politik olarak desteklenmesi anlamında oldukça önemli bir adımdır.

(12)

MERCOSUR dönemin küresel gelişmeleri ışığında gerçekleştirilmiştir. Bunlardan ilki Soğuk Savaş’ın sona ermesidir. Soğuk Savaş’ın bitimiyle beraber dünyada neo- liberalizm dalgası yayılmış, hem Latin Amerika’daki askeri rejimler demokratikleşme sürecine girmiş hem de ABD bölgeye komünist – demokrat perspektifinden bakmaya son vermiştir. Amerika NAFTA gibi yapılarla bölgedeki entegrasyonun güçlendirilmesi için çalışmalara başlarken Latin Amerika ülkeleri uygulamaya başladıkları liberal IMF politikalarıyla krizlerle boğuşmuş böylelikle dünyada ekonomik bir güç olabilmek için bölgesel bütünleşme perspektifini yeni bir gözle ele almışlardır. Aynı zamanda AB modelinin başarı kazanması ve küreselleşen dünyada bölgeselleşme hareketlerinin uluslar arası örgütler tarafından da desteklenerek hızlanması, Arjantin ve Brezilya’nın önderliğinde Latin Amerika’da zaten var olan bölgesel entegrasyon isteğini güçlendirmiştir. Böylelikle MERCOSUR hem ekonomik hem de politik amaçlarda gündemdeki yerini almıştır. MERCOSUR’un ortaya çıkış sürecinde kronolojik olarak anlaşmaları ele alacak olursak karşımıza aşağıdaki gibi bir tablo çıkmaktadır:

(13)
(14)

1995-1997 dönemi ise ticaretin ve üye kapasitesinin artmasıyla MERCOSUR’un hız kazandığı dönemdir. Devamında, 1998-2000 arasında anlaşmazlıklar devam etmiş, fakat günümüze kadar uzanan süreçte yavaş da olsa, beklenen adımlar tam olarak atılamasa da birlik gelişmeye devam etmiştir.

Bölgesel bütünleşme konusu ele alındığı zaman bu konudaki teorik ve pratik çalışmaların daha çok AB eksenini ele aldığı görülmektedir. Halbuki Asya, Afrika ve Latin Amerika bölgeleri de bölgeselleşme adına birçok bütünleşme hareketleri bulunmaktadır. Latin Amerika örneğine dönülecek olursa bölgenin bütünleşme geçmişi oldukça eskiye dayanmaktadır. Ancak bölgedeki örgütsel oluşumlarda yeterli aşamada halk ve liderler boyutunda isteğin, egemenliklerin uluslar üstü kurumlara devredilmesi için gerekli niyetin, ve bütünleşme için öngörülen benzerlik ve istikrar kriterlerinin bulunmaması nedenleriyle bütünleşme açısından birçok sorun baş göstermektedir.

(15)
(16)

ASEAN - GÜNEYDOĞU ASYA ULUSLAR BİRLİĞİ

ASEAN Örgütü’nün temeli Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur ve Tayland Dışişleri Bakanlarının 8 Ağustos 1967’de Bangkok’ta imzaladıkları beş maddelik bildirgeyle atılmıştır. Sözkonusu bildirgede ASEAN’ın kuruluş amaçları; ekonomik, sosyal, kültürel, teknik, eğitim ve diğer alanlarda işbirliği gerçekleştirilmesi ile adalet kavramına, hukuka ve Birleşmiş Milletler ilkelerine saygı çerçevesinde bölgesel barış ve istikrarın sağlanması olarak belirlenmiştir.

ASEAN’ın kuruluş yıllarında ön planda olan çatışmaların durdurulması ve siyasi istikrarın sağlanması gibi hususlar, Soğuk Savaş sonrası dönemde yerini ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine yönelik çabalara bırakmıştır.

1976’da imzalanan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması (Amity and Cooperation in Southeast Asia) ve 1995’te imzalanan Güneydoğu Asya Nükleer Silahlardan Arındırılmış Bölge Anlaşması (Southeast Asia Nuclear Weapon Free Zone- SEANWFZ) ASEAN’ı yasal açıdan da bağlayıcılığı olan bir örgüte dönüştürmüştür.

(17)

Soğuk Savaş sonrası yıllarda ASEAN, bölgesel düzen ve refahın gelişiminde etkili bir yapı ve hem ekonomik hem de güvenlik bakımından bölgenin temel yapıtaşlarından birini oluşturmuştur. Asya-Avrupa Toplantısı (Asia-Europe Meeting, ASEM), Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (Asia-Pacific Economic Cooperation, APEC), ASEAN Bölgesel Forumu (ASEAN Regional Forum, ARF), Doğu Asya Zirvesi (East Asia Summit, EAS), ASEAN+3 formatı gibi konferans ve oluşumlarla artan bölgesel entegrasyon ve diyalogda ASEAN’ın merkezi bir rolü ortaya çıkmıştır.

(18)

2005 yılı Aralık ayında Kuala Lumpur’da düzenlenen 11. ASEAN Zirvesi, Örgütün gelişiminde önemli bir aşama teşkil etmiştir. Zirve sırasında, ASEAN’ın hedef ve amaçlarına ulaşılabilmesi için yasal ve kurumsal bir çerçeve sunan “ASEAN Şartı (ASEAN Charter) Hazırlanmasına Yönelik Kuala Lumpur Deklarasyonu” imzalanmış ve "ASEAN Güvenlik Topluluğu", "ASEAN Ekonomik Topluluğu" ile "ASEAN Sosyo- Kültürel Topluluğu" şeklinde üç sütuna dayanan “ASEAN Topluluğu (ASEAN

Community)”nun kurulması

kararlaştırılmıştır.

2014 Kasım ayında Myanmar’da düzenlenen 25. ASEAN Zirvesi sonucunda, 2015 Sonrası ASEAN Topluluğu Vizyonu'nun temel unsurları geliştirilmiştir.

(19)

AFRİKA BİRLİĞİ

Afrika’da politik, sosyal ve ekonomik bütünleşmenin sağlanması, kalkınmanın hızlandırılması, barış ve istikrarın korunması ve demokrasi ile iyi yönetim ilkelerinin benimsenmesidir. Kuruluş Tarihi:1963 Üye Ülkeler:

Angola, Benin, Botsvana, Burkina Faso, Burundi,

Cezayir, Cibuti, Çad, Ekvator Ginesi, Eritre, Etiyopya, Fas, Fildişi Sahili, Gabon, Gambia, Gana, Gine Bissau, Gine, Güney Afrika, Güney Sudan, Kamerun, Kenya,

Komorlar Birliği, Kongo Cumhuriyeti, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Lesotho, Liberya, Libya, Madagaskar,

Malavi, Mali, Mauritius, Mısır, Moritanya, Mozambik, Namibya, Nijer, Nijerya, Orta Afrika Cumhuriyeti,

Ruanda, Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti (SADC), Sao Tome ve Principe, Senegal, Seyşeller, Sierra Leone, Somali, Sudan, Svaziland, Tanzanya, Togo, Tunus,

Uganda, Yeşil Burun (Cabo Verde), Zambiya, Zimbabve.

(20)
(21)
(22)

ANDEAN TOPLULUĞU

Güney Amerika entegrasyon çabaları içinde en köklü yapılanmalardan biri de ANDEAN Ortak Pazarı (ANDEAN Common Market -Comunidad Andina) girişimidir. 26 Mayıs 1969’da

Kolombiya’da imzalanan ve 24 Kasım 1969’da yürürlüğe giren Cartagena Anlaşması ile

kurulmuştur. Kolombiya, Peru, Bolivya ve

Ekvator’un kurduğu ortak pazar anlaşmasıdır.

Üye ülkeler arasında bir ortak gümrük tarifesi uygulanmasını ve ticaretin serbestleştirilmesini öngörmektedir.

(23)

NAFTA

NAFTA Antlaşması ABD, Kanada ve Meksika devlet başkanları Bush, Mulroney ve Salinas tarafından 12 Ağustos 1992'de Washington'da imzalanmıştır.

NAFTA antlaşması uyarınca bazı tarım ürünleri bir süre daha korumacılık kapsamında bırakılmak kaydıyla üye ülkeler arasındaki ticarete uygulanan gümrük vergileri bazı istisnalar dışında belirlenen süreç içinde sıfırlanacaktır.

NAFTA'nın asıl amaçlarından birisi de söz konusu üç ülke arasın daki ekonomik uçurumların kapatılarak Kuzey Amerika kıtasında toplu halde ekonomik ve toplumsal istikrar kazandırabilmektir. Çünkü ABD'nin ve Kanada'nın Meksika'ya yatırımlarını çoğaltmaları durumunda, bu iki ülke ucuz işgücünden yararlanacak, Meksika'da da işsizlik oranı azalacaktır. Ancak, ABD'deki işçi sendikaları, kendi ülkelerinde de işsiz lik sorununun bulunduğu gerekçesiyle NAFTA'ya karşı gelmektedirler.

Referanslar

Benzer Belgeler

Siyasi coğrafya, yeryüzünde siyasi bölgelerin dağılışını, siyasi bakımdan neden önem kazandıklarını, buna neden olan coğrafi etmenleri, meydana gelen

Alman yayılma politikalarına bilimsel kılıf kazandırdığı, Hitler’in Kavgam’da ortaya attığı Lebensraum (hayat alanı) kavramının manevi babası olduğu

Buranın en önemli karakteristiği; sert kara iklimine sahip olması ve sıcak denizlerden uzaklığı nedeniyle, deniz gücünün etki alanı.. dışında

Tuathail’e göre eleştirel jeopolitik, küresel politik hayatın karmaşıklarını çözme arayışında ve klasik jeopolitik tarafından saklanan ve jeopolitik hakkındaki

Çok geniş bir araziye sahip olan ancak nüfus yoğunluğu az olan bir ülke için geniş sınırlar sakıncalı olabilir.. Çünkü bu sınırları tutabilecek oranda

Mutlak monarşi de yönetimde olan (kral, sultan, hükümdar) siyasi iktidarı tek elinde Anayasal monarşi ise egemenliğin başka bir kuruma devredildiği (kral, sultan

Sınır bölgeleriyse, iki ülke arasında gerektiğinde insanların yerleşip yaşayabileceği kadar genişliği olan alanlardır.Bugünkü haliyle sınırlar sadece

Birlik için en temel siyasi ortak nokta, Arap Birliği Şartı’nın birinci ekinde değinilen Filistin sorunu çerçevesinde üye devletlerin Filistin’in bağımsız