• Sonuç bulunamadı

Protein C eksikli¤ine ba¤l› kardiyak trombus olgusuCardiac thrombus due to protein C deficiency

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Protein C eksikli¤ine ba¤l› kardiyak trombus olgusuCardiac thrombus due to protein C deficiency"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

135

Protein C eksikli¤ine ba¤l› kardiyak trombus olgusu

Cardiac thrombus due to protein C deficiency

Meral Kay›kç›o¤lu, Müge Ild›zl›, Cemil Gürgün, ‹nan Soydan

Ege Üniversitesi T›p Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dal›, ‹zmir, Türkiye

Girifl

Tüm tromboz olaylar›n›n yaklafl›k %40’›nda kal›t›msal trom-bofililer sorumlu tutulmaktad›r (1). Günümüzde, kal›t›msal trombofililer olarak faktor V-Leiden mutasyonu, protrombin di-morfizmi, aktive protein C (APC) rezistans› ile antitrombin III, protein S ve protein C eksikli¤i bilinmektedir (2). Hastalar›n he-terozigot veya homozigot olmas› klinik bulgular›n fliddetini et-kiledi¤i gibi, homozigotlarda erken yafllarda trombozlar baflla-maktad›r. Bu yaz›da erken yaflta bafllayan ilerleyici dispne ne-deniyle Eisenmenger sendromu tan›s› alm›fl, ancak gerçek ta-n›s› protein C eksikli¤ine ba¤l› pulmoner emboli olan bir olgu sunulmufltur.

Olgu

On alt› yafl›nda erkek, ö¤renci, bir ay önce nefes darl›¤›, çarp›nt› ve aya¤a kalk›nca bafl dönmesi yak›nmalar› bafllama-s› üzerine baflvurdu¤u doktor taraf›ndan bronflit tan›bafllama-s› ile teda-vi edilmifl. fiikayetleri k›smen gerilemifl. Son 15 gündür yak›n-malar› artm›fl ve bir kez senkop geçirmifl. Baflvurdu¤u hasta-nede 3 gün yat›r›ld›ktan sonra ekokardiyografide sa¤ yap›lar›n dilate olarak saptanmas› üzerine Eisenmenger sendromu ön tan›s› ile Ege Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Klini¤ine sevk edilmifl.

Olgunun özgeçmiflinde önemli bir özellik yoktu. Ancak ay-r›nt›l› bir anamnezle, bir y›l önce hafif eforla nefes darl›¤› ya-k›nmas›n›n ortaya ç›kt›¤› ve bunun son dönemde belirgin ola-rak artt›¤› ö¤renildi. Soygeçmiflinde day›s›nda 35 yafl›nda ani ölüm öyküsü vard›. Fizik bak›da kan bas›nc›: 90/65 mmHg ve nab›z: 110/dk saptand›. Özellikle periorbital bölgede daha belir-gin olmak üzere yüz ve boyunda ödem mevcuttu. Kardiyak os-kültasyonda kalp sesleri aritmik, taflikardik olarak duyuluyor-du. Karaci¤er kot kavsi alt›nda 3-4 cm yumuflak olarak palpe ediliyordu. Pretibiyal ödem iki tarafl› bir pozitifti. Periferik na-b›zlar zay›f olarak al›n›yordu. Elektrokardiyografi’de ritm h›zl› ventrikül yan›tl› atriyal fibrilasyon idi. Sa¤ dal blok paterni ve nadir ventriküler erken vurular izleniyordu. Rutin laboratuvar-da total protein: 4.4 gr/dl, albümin: 2.4 gr/dl, globülin:2 gr/dl, to-tal bilirubin:1.45 mg/dl ve indirekt bilirubin:1.04 mg/dl idi. Arter-yel kan gaz› analizinde pH:7.53 mmHg, pCO2: 31 mmHg, pO2: 88

mmHg, satO2: %97, HCO3: 26 mEq/L idi. Akci¤er grafisinde kalpte global masif büyüme ve her 2 akci¤er üst zonlara giden vasküler yap›larda belirginleflme izleniyordu. Olgunun ilk yap›-lan transtorasik ekokardiyografisinde sa¤ yap›larda belirgin dilatasyon izlendi. Sa¤ ventrikül diyastol sonu çap› 6.7 cm öl-çüldü. Global sa¤ ventrikül hipokinezisi, triküspid kapakla ilifl-kili olarak sa¤ ventrikül taraf›nda 2.4x2.2 cm boyutlar›nda kitle (fiekil 1), sa¤ atriyum taraf›nda annulus köflesinde 0.5x0.4 cm boyutlar›nda hareketli kitle ve sol ventrikül posterior duvar komflulu¤unda 0.9 cm perikard efüzyonu saptand›. Sa¤ ventri-kül ejeksiyon fraksiyonu %20 olarak hesapland›. Kalp bofllukla-r› aras›nda flant veya konjenital kardiyak anomaliyi ekarte et-mek için yap›lan transözofajiyal ekokardiyografide ise sa¤ at-riyumda yo¤un spontan eko kontrast görünümü, sa¤ ventrikül-de triküspid kapak alt›nda 3.2x2.48 cm hareketsiz, sa¤ atriyum-da triküspid kapak annulusu köflesinde anteriyor triküspid ka-pak taraf›nda 1.36x1.49 cm boyutlar›nda hareketli kitleler gö-rüldü (fiekil 2). ‹ntravenöz eko-kontrast ajan enjeksiyonundan sonra sol yap›lara kontrast ajan geçifli ve negatif kontrast etki-si izlenmedi. Transtoraetki-sik ve transözofajiyal ekokardiyografide saptanan intrakardiyak kitleler trombus olarak de¤erlendirildi ve klinik tablosu pulmoner emboli olarak kabul edildi. Akci¤er perfüzyon-ventilasyon sintigrafileri de pulmoner emboliyi des-tekler yönde idi. ‹ntrakardiyak trombus etyolojisine yönelik ya-p›lan tetkiklerinde antikardiyolipin antikor, antitrombin III, anti-nükleer antikor, homosistein ve protein S düzeyleri normal ola-rak bulundu. Faktör 5 Leiden mutasyonu ve protrombin mutas-yonu saptanmad›. Protein C düzeyi %9 (normal s›n›rlar› 55-125) ve faktör VIII düzeyi 297 IU/dl (normal s›n›rlar› 60-150 IU/dl) ola-rak bulundu. Yap›lan romatoloji konsültasyonu sonucunda Behçet hastal›¤› düflünülmedi. Karaci¤er patolojisini ekarte et-mek amac›yla yap›lan tetkiklerde serum hepatit belirteçleri ne-gatif, seruloplazmin, bak›r, GGT düzeyleri normal bulundu. Transaminaz düzeyleri konjesyonla uyumlu olarak ›l›ml› yük-sekti. Bat›n ultrasonografisinde karaci¤erde konjesyon d›fl›n-da parankime yönelik bir patoloji izlenmedi.

Olgunun yat›fl›nda genel durumunun bozuk olmas›, ayr›ca izlenen trombuslerin birden fazla ve büyük olmas› nedenleriy-le trombolitik tedavi düflünülmedi. Olguya enoxaparin 0.6 cc 3x1 subkutan, peroral digoksin ve parenteral furosemid bafl-land›. Cerrahi tedavi aç›s›ndan kalp damar cerrahisi klini¤i ile konsülte edildi ancak cerrahi s›ras›nda ekstrakorporeal

dola-Yaz›flma adresi: Dr. Meral Kay›kç›o¤lu, Gediz Cad. 11/2, Bornova, ‹zmir. 35040, Tel: 0.232 3742695, Faks: 0.232 3746618, E-mail: mekay @ med.ege.edu.tr

(2)

fl›ma ba¤l› koagülasyon riski öne sürülerek cerrahiye uygun olamayaca¤› belirtildi. Alt ekstremite derin venlerine yönelik yap›lan Doppler ultrasonografi normal olarak de¤erlendirildi. Antikoagulan tedavi ile klini¤i düzelen olgunun yat›fl›n›n 9. gü-nünde çekilen kardiyak manyetik rezonans görüntüleme sonu-cu sa¤ atriyum ve ventrikül a¤›rl›kl› kardiyomegali, kalbin sol komponentleri tan›mlanan genifllemeye ba¤l› bas› alt›nda ol-du¤u rapor edildi ve kardiyak trombusler görülmedi. Ayn› gün tekrarlanan transtorasik ekokardiyografide de intrakardiyak trombusler kaybolmufl ancak sa¤ atriyumda yo¤un spontan eko kontrast izlenmekte idi. Tedavinin 15. gününde tekrarlanan transtorasik ekokardiyografide trombus görülmedi. Sol ventri-kül posterior duvar etraf›nda 0.9 cm ve sa¤ ventriventri-kül etraf›nda 1.3 cm perikard efüzyonu saptand›. Kontrol transözofajiyal ekokardiyografide sa¤ atriyumda yo¤un spontan eko kontrast saptand› ancak trombusu izlenmedi. Bu dönemde karaci¤er palpasyonda ufalm›fl, periferik ödemler kaybolmufltu. Hemato-loji ile konsülte edilen olgunun tedavisine warfarin eklenerek izleme al›nd›. Yaklafl›k 2 hafta sonra olguda ani solunum s›k›n-t›s› ve disartri geliflti. ‹lk 24 saatte çekilen kraniyal bilgisayarl› tomografide patoloji saptanmad›. Kontrol transtorasik ekokar-diyografide sa¤ ventriküle bas› bulgusu veren masif perikardi-yal efüzyon ve sa¤ atriyum posterolateral duvarda trombus ile uyumlu görünüm saptand›. Sa¤ ventrikülün ileri derecede dila-te olmas› nedeniyle perikard ponksiyonu riskli bulunarak kalp damar cerrahisi ile görüflüldü. Olguya perikardiyal pencere aç›ld›. Cerrahi ifllem esnas›nda warfarin kesilerek tekrar sub-kutan düflük molekül a¤›rl›kl› heparin ile tedaviye devam edil-di. Hipotansif seyretmesi nedeni ile pozitif inotrop deste¤ine al›nd›. Genel durumunda düzelme gözlendi ancak takibi s›ra-s›nda santral karakterde fasiyal paralizi geliflti. Çekilen krani-yal manyetik rezonans görüntüleme normal olarak bulundu. On befl gün boyunca perikardiyal drenaj takibi yap›ld›ktan sonra drenaj kateteri çekildi. Solunum s›k›nt›s› art›fl gösteren olgu-nun kontrol transtorasik ekokardiyografisinde perikard efüzyo-nu saptanmad› ancak sa¤ atriyum posterolateral duvarda mul-tipl trombusler izlendi. Posterior anteriyor akci¤er grafisinde hidrotoraks saptanarak tüp torakostomi uyguland›. Bilinç du-rumu giderek bozulan olgu sözlü uyar›lara yan›t vermemeye bafllad›. Ard›ndan solunumun durmas› üzerine entübe edilerek

mekanik ventilatör deste¤ine al›nd›. Ancak, 3 kez ventriküler fibrilasyona giren olgu yap›lan resüsitasyona yan›t vermeye-rek kaybedildi.

Tart›flma

Altta yatan bir kardiyak anomali olmayan olgularda kardi-yak trombus varl›¤›nda mutlaka hiperkoagülabilitenin araflt›r›l-mas› gereklidir. Özellikle genç olgularda hiperkoagülabiliteye neden olan durumlar bafll›ca, faktör 5 Leiden mutasyonu, prot-rombin gen mutasyonu, antikardiyolipin antikorlar›, antitrom-bin 3 eksikli¤i, hiperhomosisteinemi, protein C ve protein S ek-sikli¤i ve Behçet hastal›¤›d›r. Bunlar aras›nda protein C, prote-in S ve antitrombprote-in-III eksikli¤i az say›da hastada saptanabilir ve tarama hem teknik; hem de ekonomik olarak kolay de¤ildir (2, 3). Olgumuzda da klinik tablodan sorumlu olan semptomatik protein C eksikli¤inin s›kl›¤› genel popülasyonda 1:16000 ila 1:32000 aras›ndad›r. Asemptomatik protein C eksikli¤i ise 1:200 ila 1:300 aras›nda de¤iflmektedir. Protein C, trombomoduline ba¤lanan, trombinle aktive edildi¤inde kofaktör olarak protein S ve fosfolipidlerin gerekti¤i bir reaksiyonla faktör VIIIa ve Xa’n›n kofaktör aktivitesini proteoliz yoluyla inhibe eden ve ka-raci¤erde sentezlenen, K vitamini ba¤›ml› bir antikoagülan proteindir (4). Heterozigot protein C eksikli¤i otozomal domi-nant kal›t›lmakta olup prevalans› %0.2-0.5’dir. Tafl›y›c›lar›n %75’i yaflam›n›n herhangi bir döneminde venöz tromboemboli olay› atlatmaktad›r. Plazma protein C düzeyi ile tromboz riski iliflkilidir. Homozigotlar ise neonatal purpura fulminans veya dissemine intravasküler koagülasyonu ile kaybedilmektedirler. Heterozigot olgularda hiperhomosisteinemi, faktör VIII yük-sekli¤i, faktör V Leiden gibi di¤er tromboz risk faktörlerinin de varl›¤›nda tromboz riski artmakta ve daha erken yafllarda orta-ya ç›kmaktad›r. Bizim olgumuzda da protein C eksikli¤inin orta- ya-n›nda ilave risk faktörü olarak faktör VIII yüksekli¤i saptand›. Burada faktör VIII yüksekli¤inin protein C eksikli¤ine mi ba¤l› oldu¤u yoksa efllik eden bir patoloji mi oldu¤u bilinmemekle birlikte izole faktör VIII yüksekli¤inin özellikle çocukluk ça¤› venöz trombozlar›nda daha s›k görüldü¤ü bildirilmektedir (5).

Anadolu Kardiyol Derg 2005;5: 135-7 Kay›kç›o¤lu ve ark.

Protein C eksikli¤ine ba¤l› kardiyak trombus olgusu

136

fiekil 1. Olgunun ilk yap›lan transtorasik ekokardiyografisinde triküspid kapakla iliflkili olarak sa¤ ventrikül taraf›nda 2.4x2.2 cm boyutlar›nda kitle izlenmekte

(3)

Protein C eksikli¤i, akkiz olarak karaci¤er hastal›klar›nda, ciddi enfeksiyonlarda veya dissemine intravasküler koagülas-yona ba¤l›, kemoterapi s›ras›nda (özellikle L asparaginaz teda-visinde) veya cerrahi sonras›nda da geliflebilmektedir. Olgu-muzda özellikle akkiz bir nedeni saptamak üzere karaci¤ere yönelik yap›lan tetkiklerde patoloji saptanmad›. Akkiz protein C eksikli¤inde etyolojik neden ortadan kald›r›ld›ktan sonra plaz-ma protein C düzeyleri norplaz-male dönmektedir. Örne¤in hepatit ve sepsise ba¤l› bir kardiyak trombus olgusunda plazma prote-in C düzeylerprote-inprote-in uygun tedavi ile 18 haftada tamamen norma-le döndü¤ü bildirilmifltir (6). Bizim olgumuzda maanorma-lesef bu sü-reye ulafl›lamam›fl olmakla birlikte tedavinin 6. haftas›nda yi-nelenen protein C düzeyleri hala düflük seyretmekte idi.

Protein C eksikli¤inin çok önemli ve s›kl›kla unutulan bir özelli¤i de bu hastalarda tek bafl›na bafllanan warfarin tedavi-sinin protein C düzeylerini düflürerek tromboz e¤ilimini art›r-mas›d›r. Klasik bilgi olarak bu hastalara önce heparin bafllan-mal› ard›ndan tedaviye warfarin eklenmeli ve böylece tromboz art›fl› engellenmelidir. Olgumuzda ise tek bafl›na bafllanan dü-flük molekül a¤›rl›kl› heparin tedavisiyle klinik düzelmiflken te-daviye warfarin eklenmesi hem trombozu art›rm›fl, hem de ma-sif perikard efüzyonuna yol açm›flt›r. Warfarin K vitamini ba¤l› faktörlerle birlikte protein C ve S’nin de düzeyini düflürmekte-dir. Warfarin, tedaviye ilk bafllanan dönemde henüz faktör dü-zeyleri azalmadan yani INR artmadan protein C ve S düzeyle-rini azalt›r; bu dönemde özellikle de bu proteinlerin düzeyleri zaten düflük olan olgularda tromboza yol açabilir. Bu nedenle warfarinin, heparinle birlikte bafllanmas› protein C veya S ek-sikli¤i durumlar›nda daha da önem kazanmaktad›r. Protein C eksikli¤inde düflük molekül a¤›rl›kl› heparinlerin kullan›lmas› da uzun dönemde baflar›l› bulunmufltur (7, 8). Özellikle yeni bir çal›flmada düflük molekül a¤›rl›kl› heparinlerin protein C dü-zeylerini art›rd›¤› bildirilmifltir (9).

Hastam›z›n tedavisinde sorgulanabilecek bir di¤er faktör de trombolitik tedavinin uygulanmamas› olabilir. Sa¤ kalp kö-kenli trombusu olup pulmoner emboli klini¤i ile baflvuran olgu-larda özellikle trombüs hareketsiz ve ufaksa trombolitik tedavi önerilmektedir (10). ‹ntrakardiyak trombus olgular›nda özellik-le de çocuk ve genç eriflkinözellik-lerde altta bir koagulopati yatabiözellik-le- yatabile-ce¤inden trombolitik tedavinin dikkatli uygulanmas› ve ajan olarak da doku plazminojen aktivatörünün seçilmesinin daha uygun oldu¤u düflünülmektedir. Trombolitik tedavi öncesi yine

çocuk ve genç eriflkinlerde ekokardiyografik kitlenin tan›s›nda mutlaka intrakardiyak tümorün ekarte edilmesi gerekmektedir. Bizim olgumuzda ise ekokardiyografik olarak trombus tan›s› koymam›za ra¤men trombolitik tedavi uygulayamamam›z›n ne-denleri intrakardiyak trombüsün büyük ve multipl olmas› ve hastan›n genel durumunun bozuk olmas› idi.

Sonuç olarak, sa¤ kalp kökenli intrakardiyak trombuse ba¤l› pulmoner emboli klini¤i ile baflvuran hastalarda mutlaka akla trombofililer getirilmeli ve özellikle de plazma protein C, protein S ve antitrombin III düzeyleri ölçülmelidir. Tedavinin bafl›ndan itibaren de protein C eksikli¤i olas›l›¤› düflünülerek bu hastalara tek bafl›na warfarin bafllanmamal›d›r.

Kaynaklar

1. Bick RL. Hereditary and acquired thrombophilia. Part I. Preface. Semin Thromb Hemost 1999; 25: 251-3.

2. Konstantinides S, Kasper W. Pulmonary embolism. In: Crawford MH, DiMarco JP, editors. Cardiology. 1st ed. London: Mosby; 2001 p. 5.18.1-5.18.10

3. Bauer KA. The thrombophilias: well-defined risk factors with un-certain therapeutic implications. Ann Intern Med 2001; 135: 367-73.

4. Harker LA. Thrombotic disorders. In: Beers MH, Berkow R, edi-tors. The Merck Manual of Diagnosis and Therapy. 17th ed.Whi-tehouse Station, N.J. USA: Merck Research Laboratories; 1999. p.918-9.

5. Kurekci AE, Gokce H, Akar N. Factor VIII levels in children with thrombosis. Pediatr Int 2003;45:159-62.

6. Ozkutlu S, Ozbarlas N, Saraclar M, Oztunc F. Left ventricular thrombosis due to acquired protein C deficiency diagnosed by two-dimensional echocardiography. Jpn Heart J 1992;33:253-8. 7. Monagle P, Andrew M, Halton J, et al. Homozygous protein C

de-ficiency: description of a new mutation and successful treat-ment with low molecular weight heparin. Thromb Haemost 1998; 79:756-61.

8. Pescatore SL. Clinical management of protein C deficiency. Ex-pert Opin Pharmacother 2001;2:431-9.

9. De Lorenzo F, Newberry D, Scully M, et al. Low molecular weight heparin (bemiparin sodium) and the coagulation profile of patients with heart failure. Am Heart J 2002;143:689.

10. Yeh KH, Hung KC, Lin FC, Yeh SJ, Wu D. Successful lysis of right and left heart thrombus by tissue plasminogen activator. Cat-heter Cardiovasc Interv 2000;49:91-6..

Anadolu Kardiyol Derg

Referanslar

Benzer Belgeler

Ad› geçen makalemizin bulgular› sekonder pulmoner hiper- tansiyonda pulmoner vasküler yatakta artm›fl trombotik ve proli- feratif, ve azalm›fl fibrinolitik aktivite lehinedir;

Postoperatif dönemde ameliyathane grubunda 24 hastada (%6.2), yo¤un bak›m grubun- da 17 hastada (%9.1) ciddi enfeksiyon geliflimi sap- tand›; ancak gruplar aras›nda istatistiki

Bu sonuca varmak için koroner arter hastal›¤›n›n ba¤›ml› de¤iflken olarak al›nmas›, CRP düzeyleri ile di¤er risk faktörlerinin de ba¤›ms›z de¤iflken olmas›

nition of acute cardiac allograft rejection from serial integrated backscatter analyses in human orthotopic heart transplant recipients: comparison with conven-

Bu durum kombine herediter protrombotik risk faktörlerini ortaya ç›kartabilece¤i gibi, uzun dönem profilaksinin de belirleyicisi olabilir.. [6,7] Sundu¤umuz

HbA1c düzeylerine göre 6 ve daha düşük (glisemik kontrolü iyi olan) diyabetli hastalar ve Grup 2: HbA1c düzeyi 6’dan yüksek (glisemik kontrolü kötü olan) diyabetli

Sonuç olarak, Kahraman Marafl ilinde difl hekimleri ve yard›mc› personeli hepatit B ve C için daha yüksek bir tehlike alt›nda de¤ildir.. Buna ra¤men, kan ve vücut

Differential diagnosis of DIC included microangiopathic pathologies like infectious reasons (purpura fulminans), soft tissue injury due to trauma, snake or insect venom,