• Sonuç bulunamadı

(4) 1960 da deskuamatif gingivitisin spesifik bir hastalık olmadığı,ancak çeşitli durumların dişetindeki cevabı olduğu görüş&uuml

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "(4) 1960 da deskuamatif gingivitisin spesifik bir hastalık olmadığı,ancak çeşitli durumların dişetindeki cevabı olduğu görüş&uuml"

Copied!
67
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)Deskuamatif gingivitis.

(2)  Deskuamatif. gingivitis terimi klinik bir tanımlama olup serbest ve yapışık dişetinde eritem,deskuamasyon ve ülserasyonla karakterli eroziv,ağrılı lezyonlar için kullanılmaktadır..

(3) Deskuamatif gingivitis.

(4) 1960 da deskuamatif gingivitisin spesifik bir hastalık olmadığı,ancak çeşitli durumların dişetindeki cevabı olduğu görüşü kabul edilmiştir.

(5)  Vezikülobüllöz. dermatolojik hastalıkların ağız tutulumları,  Otoimmün hastalıklar,  İlaç yan etkileri başta olmak üzere  Değişik kimyasal ajanlara karşı gelişen reaksiyonlar ve  Allerjik hipersensitivite reaksiyonları deskuamatif gingivitis olarak tanımlanan klinik tabloyu oluşturabilmektedir.

(6) Kadınlarda ve erişkin yaşta görülme sıklığı daha fazladır, bu nedenle menopoz gibi hormonal değişikliklerin de etyolojide etkili olabileceği ileri sürülmüştür.

(7) Deskuamatif gingivitis lokal plak birikimi ile direkt ilişkili değildir, ancak plak birikimi ile hastalığın şiddeti artabilmektedir. Yanma ve ağrı ile ilişkili beslenme bozuklukları ana şikayeti oluşturur..

(8)  Deskuamatif. gingivitis vakalarının yaklaşık %50si sadece dişetine lokalize olmakla birlikte etyolojiye bağlı olarak ağız mukozasının diğer alanlarındaki lezyonlar da dişeti bulgularına eşlik edebilir.

(9) Deskuamatif gingivitis vakalarının yaklaşık %75 i bir dermatoza bağlı olarak gelişir Skatrisyel pemfigoid ve liken planus dermatozlara bağlı gelişen vakaların %90 ını oluşturur. Bu şekilde gelişen vakalarda deri, göz ve genital bölge tutulumları tabloya eşlik edebilir..

(10) Deskuamatif gingivitis tablosu oluşumuna neden olan hastalıklar ve durumlar  Liken. Planus  Pemfigus Grubu Hastalıklar  Mukoz Membran Pemfigoidi  Bullöz Pemfigoid  Pemfigus Vulgaris  Sistemik Lupus Eritematosus  Kronik Ülseratif Stomatitis  Lineer İgA Hastalığı  Dermatitis Herpetiformis  Graft Versus Host Hastalığı  İlaçlara Bağlı Lezyonlar  Eriteme Multiforme  Allerjik Kontakt Stomatitis ve Plazma Hücreli Gingivitis.

(11) Liken Planus  Ağız. mukozasında oldukça sık rastlanılan bu kronik hastalık, daha çok kadınlarda ve erişkinlerde görülür.. . Etyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte klinik ve morfolojik görünümü lokalize otoimmün bir hastalık olduğunu göstermektedir.

(12)  İlaçlar,. kontakt hipersensitivite reaksiyonları,  ağızda kullanılan kimyasallar,  viral veya bakteriyel enfeksiyonlar bu otoimmün yaralanmanın başlamasında etkili olabilir. Diğer otoimmün hastalıklarla sık birlikteliği söz konusudur. .

(13) Klinik olarak heterojen görünümlere sahiptir,  retiküler,  papüler-plak,  atrofik,  keratotik-hipertrofik,  eroziv,  ülseratif ve  vezikülobüllöz formlar görülebilir. Retiküler tip sıklıkla asemptomatiktir ve beyaz çizgisel lezyonlar halinde (Wickham çizgileri) görülür. Dilde görülürse papilla atrofisi oluşturan keratotik plaklar halindedir..

(14)  Dişetlerinde. yaygın olan eroziv ve büllöz formlar ise kırmızı ve ağrılı semptomatik lezyonlar halindedir.  Atrofik, eritemli, lezyon merkezinde ülser bulunabilen alanlar ve çevrede ince beyaz çizgiler halinde olabilir.  Dişetlerinde oluşan lezyonlar klinik olarak deskuamatif gingivitis görünümündedir..

(15) Eroziv liken planus.

(16) Eroziv liken planus.

(17) Liken planus-Hıperkeratozla karakterize(Bazal hücrelerde dejenerasyon. Bazal membran kalın).

(18) Liken planus- Bazal membranda fibrin birikimi.

(19) Deskuamatif gingivitis oluşturan lezyonun eroziv etyolojisini kesin olarak anlamak için biyopsi alınmalı ve immün kompleks birikimini araştırmak için immünfloresan çalışma yapılmalıdır.

(20) Liken planus ve müköz membran pemfigoidinin ortak klinik ve histopatolojik yönlerini taşıyan ve “liken planus pemfigoides” olarak adlandırılan tutulumdan da söz edilmektedir.

(21)  Liken. planus vakalarında epitelde kalınlaşma ve hiperkeratoza bağlı olarak tabloya Candida enfeksiyonları da eklenebilir.  Ağrı ve yanma gibi semptomatik liken planus olgularında eklenen Candida enfeksiyonu şikayetleri artırabilmektedir.  Liken planusta, ülserasyon ve vezikül oluşumu bulunabilir..

(22)  Klinik. veriler ile histolojik bulgular birlikte kullanılarak tanı konulur.  Nonsteroidal ilaçlar, antihipertansifler ve diğerleri liken benzeri mukozal lezyon oluşturabilir  Liken planusun premalign bir lezyon olduğu düşünülmektedir. Ancak risk düşüktür.  Özellikle sigara içenlerde liken planus zemini, tümör için riski artırmaktadır..

(23) Likenoid lezyonların tedavisi  Lezyonların. spesifik bir tedavisi yoktur. Topikal steroid uygulamaları en sık kullanılan tedavi yöntemidir.  Eroziv ve semptomatik lezyonlarda, şikayetlerin giderilmesinde topikal tedavilere ek olarak sistemik kortikosteroid tedavisi de uygulanabilmektedir..

(24) Pemfigus grubu hastalıklar Mukoz membran pemfigoidi:  Muköz. membran pemfigoidi, mukoza epitellerinde bazal membran bölgesinde ayrılma bulunan kronik, vezikülobullöz otoimmün hastalıktır.  Pemfigoidler, pemfigus grubu hastalıklar içinde en sık görülenleridir.

(25)   Müköz membran pemfigoidinin klinik ve histomorfolojik benzer özellikler gösterebilen büllöz pemfigus, skatrisyel pemfigus ve herpes gestationis ile aynı hastalığın farklı görünümü olduğu kabul edilmektedir.

(26) Mukoz membran pemfigoidi. (bazal membran boyunca C3 depoziti izlenmektedir).

(27)  Skatrisyel. pemfigoidde gözde palpebral ve bulbar konjuktivada skatris bırakan yaralanmalar körlüğe yol açabilir  Sadece ağız mukozası tutulumu olanlarda oral müköz membran pemfigoidi terimi kullanılabilmektedir..

(28) Skatrisyel pemfigoid.

(29) Muköz membran pemfigoidi (gingival).

(30)    Oral. mukozada, özellikle dişeti, yanak ve yumuşak damakta sık olarak görülürken  konjuktiva, burun, farenks, larenks, ösofagus, vulva, vajen, anus penis gibi mukozal dokularda ve  bazen deride de lezyonlar oluşabilir..

(31)    Histopatolojisinde;. epitel subepitelyal bağ dokusundan ayrılmıştır  Lezyonların seyri oldukça değişiktir. Sık tekrarlar, bazen uzun klinik remisyonlar oluşturabilir.  İlaçlara bağlı olanların dışındaki vakalarda tam kür görülmez..

(32) Muköz membran pemfigoidi (Epitel doku bazal tabaka hücreleri ile birlikte ayrılmış).

(33)  Histolojik. bulgular da oral mukoz membran pemfigoidindeki gibidir.  Klinik ve mikroskopik bulguların benzerliği nedeniyle bu iki antite aynı hastalığın varyasyonları olarak kabul edilir  Histopatolojisinde; epitel, subepitelyal bağ dokusundan ayrılmıştır.

(34)  Tedavide. sistemik immünsüpresif tedavi uygulanır.  Genellikle prednisolon kullanılır, skatris var ise diğer immünmodulatör ilaçlar kullanılır.  Tedaviyi takiben spontan remisyon görülebilir. Büllöz pemfigus paraneoplastik olarak ve ilaç kullanımlarına bağlı olarak da meydana gelebilir.

(35) Büllöz pemfigoid:  Klinik ve immünolojik bulguları oral mukoz membran pemfigoidine benzer.  Yaşlılarda sık görülür.  Deri bulguları ön plandadır Mukozal lezyonlar olguların 1/3’ünde bulunur..

(36) Büllöz pemfigoid.

(37) Pemfigus vulgaris  Deri. ve mukozaları tutan, otoimmün büllöz bir hastalıktır. Hastalık 50 yaş üstü bireylerde daha sıktır. Vezikülobüllöz ağız hastalıkları içinde en ciddi olanıdır.  Epitel üzerine hafif basarak sürtme ile epitelde kolayca ayrılma ve bül oluşumu Nikolski bulgusu olarak adlandırılır ve pemfigusun tipik özelliğidir  Mukoza ve birlikte deri tutulumu olan olgularda ağız lezyonları hastalığın ilk bulgusunu oluşturur.

(38) Ağrılı, multipl ülserler vardır. Pemfigus vulgaris en sık ve en şiddetli olanıdır ve epitelde bazal tabakanın üzerinde ayrılma vardır  İlaçlar, enfeksiyonlar, mukozal ülserler ve neoplaziler hastalığın başlamasında etkili olabilir. .

(39) . lezyonlar; özellikle sert damak, dudak, bukkal bölge ve dil ventrali ile dişetlerinde görülür. Sadece dişetlerinin tutulması nadirdir, deskuamatif gingivitis görünümü oluşturan multipl, ülsere ve kanamalı lezyonlar görülür. Lezyonlar vezikül ve bül halinde başlar ancak kısa sürede rüptüre olduğu için bu evre farkedilmeyebilir.

(40) Pemfigus vulgaris (Oral mukozal lezyon).

(41) Pemfigus vulgaris (Dişeti lezyonu).

(42) Pemfigus vulgaris:Bazal tabaka ve bazal lamina bağ dokusuna bağlı) (Zank hücreleri).

(43) Pemfigus vulgaris:intercellüler IgG birikimi.

(44)  Tedavisinde. sistemik steroidler veya azothiopirin, siklosporin ve siklofosfamis gibi immünsupresifler kullanılır..

(45) Sistemik lupus eritematozus  Çok. sayıda organ ve dokunun tutulduğu, tipik bir otoimmün hastalıktır. Özellikle; böbrek, deri, mukoza, seröz yüzeyler ve eklemleri tutar  Deride, yüzde malar bölgelerde, güneş ışığı ile artan, kelebek tarzında, kırmızı eritemlerin bulunması ve artritik şikayetler en sık semptomlardır.  lupus eritematozusda ağız bulguları %36 civarında görülür.

(46) Sistemik lupus eritematosus.

(47) Lupus eritematosus.

(48)  Sistemik. lupus eritematozusda ağızda; olguların % 20-50 kadarında, sert damak, yanak ve dişetlerinde likenoid lezyonlar görünümünde, bazen düzensiz sınırlı ülserasyonlar, eritemler, hiperkeratotik alanlar görülebilir.  Olgularda Candida infeksiyonu (%50) sıktır  Dişeti tutulumlarında klinik ve histopatolojik ayırıcı tanısında eroziv liken planus önceliklidir.

(49) Lezyonlar; ülsere, atrofik, eritemli plaklar halinde ve ağrılıdır.  Sistemik tedaviler, ağız bulgularını kısmen azaltır.  Lupus tedavisinde Candida tedavisi uygulanmalıdır,daha sonra ise topikal steroid uygulanır.  Kortikosteroidlere ek olarak gerekirse diğer immünsupresifler de kullanılabilir .

(50) Kronik ülseratif stomatitis  Öncelikle. kadınlarda ileri yaşlarda görülen, kronik erozyon ve ülsere mukozal lezyonlarla seyreden bir hastalıktır.  Öncelikle yanak ve damak tutulumu vardır. Ağrılı ülsere alanların çevresi eritemlidir. Deskuamatif ginigivitis şeklinde dişeti tutulumları yapabilir.  Klinik ve histopatolojik olarak eroziv liken planusa benzerdir. Epitelde ayrılma bulunur.  Tedavide topikal veya sistemik steroid uygulanır, tedavi ile genellikle iyi cevap alınır.

(51) Kronik ülseratif stomatitis.

(52) Lineer IgG hastalığı  Öncelikle. deriyi etkileyen büllöz bir dermatozdur.  Kadınlarda ve orta yaşta sıktır ve ACE inhibitörü kullanımları ile ilişkili olarak ortaya çıkabilmektedir  Genital bölge, gövde ve ekstremite derileri tutulumu eşliğinde ağız mukozalarında liken planus, pemfigus grubu hastalıklar ve lupus benzeri tutulum görülebilir.

(53) Lineer IgA hastalığı:Nadir daha cok kadınlarda görülür.

(54)  Histopatolojik. olarak bül oluşumu ve epitelin bazal tabakasında çizgisel IgA birikimi vardır.  Müköz membran pemfigoidi ve skatrisyel pemfigoidde de bazalde IgA birikimi bulunabildiği için ayırım güçtür  Tedavide sulfon ve dapson kullanımı önerilir.

(55) Dermatitis herpetiformis  Gençlerde. ve erkeklerde daha sık görülen hastalık glutenli gıdalarda bulunan gliadin hipersensitivitesine bağlı gelişen Çölyak hastalığının deri bulgusu olarak kabul edilmektedir.  Bazen deri lezyonlarına ağız tutulumu da eşlik eder. Ağızda vezikül ve büllerin parçalanması ile oluşan ağrılı ülserler görülür. Dişetlerinde deskuamatif gingivitis klinik görünümü oluşturur..

(56) . Tedavide glutensiz gıda yenilmesi ve akut bulguların giderilmesi için dapson kullanılması önerilir.

(57) Greft versus host disease  Özellikle. kemik iliği nakil hastalarında görülen, daha az oranda ise karaciğer nakilli hastalarda izlenebilen, graftın alıcıyı reddi ile oluşan özellikle deri ve mukozalarda lezyonlar yapan ciddi bir hastalıktır.

(58) Graft versus host disease.

(59) . Tümöral olaylar için yüksek doz kemoterapi ve radyasyon alan hastalarda normal lenfoid ve hematopoetik hücreler de tahrip olmaktadır. Bu bireylerde, transplantasyon ile aldıkları hematopoetik hücreler, HLA uyumu tam değil ise, konağın hücrelerine karşı immün reaksiyon gösterebilmektedirler..

(60)  Mukoza. epiteli sitotoksik T lenfositler ile atake olur ve epitel hücrelerinde apopitoz görülür  İmmünsupresif ilaçların ilave edilmeleri hastalık olasılığını azaltır. Oral ülserasyonlar için topikal steroidler ve immünsupresif ilaçlar kullanılır.

(61) İlaçlara bağlı oluşan lezyonlar Ağızda ülser, eritematöz lezyon ve diğer mukozitlerin görüldüğü ilaçlara bağlı bu mukozal reaksiyonlara “stomatitis medikamentoza” da denilmektedir  Dişetleri bu tür lezyonlardan çok etkilenen bir bölümdür ve deskuamatif gingivitis görünümü oluşturabilir. .

(62)  Likenoid. lezyonlar antimalaryal ilaçlar ve beta blokerler başta olmak üzere çok sayıda ilaca bağlı  Pemfigus benzeri reaksiyonlar ve deskuamatif gingivitis benzeri görünüm antibiyotikler ve antiinflamatuar ilaçlar ilaçlarla olabilir  Ülserler antineoplastik ilaçlar, topikal uygulanan ilaçlar ve antibiyotiklere karşı gelişebilir.

(63) Eritema mültiforme  Eritema. multiforme; herpetik viral ve bakteriyel infeksiyonlardan sonra veya bazen ilaç kullanımları sonrası ortaya çıkan çok sayıda eritemli deri ve mukozal lezyonlar ile karakterlidir  Sebep olan ilaçlar arasında sulfonamidler, penisilinler, nonsteroidal antiinflamatuarlar, antikonvulsan ilaçlar sayılabilir ve kullanımından birkaç hafta sonra lezyonlar gelişir.

(64) Eritema multiforme.

(65)  Tedavide. topikal veya sistemik steroidler kullanılır.  Stevens Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroz; eritema multiforme’nin daha şiddetli ve yaygın şeklidir.

(66) Allerjik kontakt stomatitis ve plazma hücreli gingivitis  Çok. sayıda gıda maddesi, diş macunları, restorasyonda kullanılan materyaller, metaller, sakızlar, alışkanlık olarak ağızda tutulan maddeler ve dolgu maddeleri allerjik reaksiyon yapabilir.  Ancak mukozalarda allerjik reaksiyon oluşturmuş bir madde deride mutlaka reaksiyon oluşturur..

(67) Plazma hücreli gingivitis.

(68)

Referanslar

Benzer Belgeler

2021-2022 BAHAR YARIYILI KURUM İÇİ GENEL NOT ORTALAMASINA GÖRE YATAY GEÇİŞ KONTENJANLARI LİSANS PROGRAMLARIMIZ.. YURTİÇİNDEKİ EN DÜŞÜK

Kamulaştırma Çalışmaları İzmir Büyükşehir Belediyesi İlgili Birimler sınırları içerisinde, Belediyemiz imar programında bulunan ve Emlak Yönetimi Dairesi kamu

4 kԩz ve 4 erkek öԫrenci yuvarlak bir masa etrafԩna 2 erkek arasԩnda 1 kԩz olmak koԭulu ile kaç deԫiԭik ԭekilde oturabilirler?.. 3 kԩz ve 4 erkek, yuvarlak bir masa

Ebru sanatı önceleri başlı başına ana bir sanat dalı olarak kullanılmamış, ciltleme işlemlerinde yan kağıdı, hat ve tezhip çalışmalarında ise üzerinde çalışılan

Buna göre Toricelli’nin açık hava basıncını bulmak için oluşturduğu deney düzeneği ile ilgili aşağıdaki verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?. A Açık hava

ÇUVAŞÇA SÖZLÜKLER Çuvaşça sözlükler konusunda, tarihsel değeri olması açısından, ilk olarak Zolotnitskiy’in Kornevoy çuvaşsko-russkiy slovar Kazan 1875

Kısas-ı Enbiya, Türk Dil Kurumu Nüshası, MetinSözlük-Dizin, Notlar adıyla yayına hazırlamış olduğumuz 954 sayfalık bu nüshanın son derece zengin ve ilginç olan

Guilliatt Önemli bir spor olayına ev sahipliği yapmak bile bir utku olarak yorumlanıyorsa eğer, uluslararası belli başlı bir spor dalında yarışı fiilen kazanmak bir