1. konu
Kısa bir Sosyal
Antropoloji Tarihi
2. hafta
• Antropolojiyi diğer sosyal bilimlerle birlikte kökensel manada konumlandırabileceğimiz gelişme, 16. ve 18.
yüzyıllar arasında insanın ne’liğine dair düşünsel meşguliyetin yükselişidir. Özellikle Hobbes ve
Rousseau’nun insanın doğasına ve toplumsal yaşamın hangi duyarlılıklarla inşa edilmekte olduğuna ilişkin
düşünceleri, felsefenin insana yönelişi anlamında kritik bir dönemeç olarak değerlendirilebilir.
• Buna 19. yüzyılda doğa bilimlerinin imrendirici gelişimi eşlik eder. Doğa bilimlerindeki gelişimin sosyal
bilimlerde tekrarlanabileceği ve her yönüyle bilgi
toplanabilecek ve gerçekliği ortaya çıkartılabilecek bir insan fikri yükselir.
2. hafta
• Öte yandan bu yüzyılın insanı ağırlıklı olarak, Freud’un
kuramının cazibesi ile birlikte, psikolojik resmedilir. Topluma ilişkin arayışlar doğa bilimi parodileri gibidir. Organizma
gibi bir toplum, örneğin. Henüz sistemli araştırma
geleneğinden uzak olunduğu için yazılanlar ağırlıklı olarak masa başında üretilen literatür çalışması düzeyindedir.
• Öte yandan doğa bilimleri ile kurulan analojiden rahatsızlık duyulmadığı da söylenemez. Sözgelimi, Dostoyevski’nin sanatsal bir karşı çıkışla, insanın insaniyetinin tahmin edilemezliğinde yattığını belirtmesi ve her yönüyle
bilinebilir insan fikrini bir yandan olanaksız bulması ve öte yandan her yanıyla bilinebilseydi sonuçta ortaya çıkanın insan olup olmayacağını sorgulaması değerli.
2. hafta
• Antropoloji için 19. yüzyılın cazibesi evrimci kuramın
yükselişi ve karşılaşılan tuhaf toplulukları ele almada bir insani gelişmişlik dizgesi önerebilmesinde yatar. Yine doğa bilimlerine hevesle insanın fizyolojik evrimine dair sarih
düşüncelerin insanın toplumsal organizasyonu ve yaşamına uyarlanabileceği düşünülür.
• Ne yazık ki bu düşünce 19. yüzyılın ve 20. yüzyılın milliyetçilikler çağında antropolojiyi ari, üstün ırk
iddialarına yakıt sağlayıcı yapar. Sosyal evrimci görüşler oysa ki belli bir ampirik geleneğe dayanmayan
spekülasyonlar düzeyindedir. Bugün Batılı olmayan antropolojik topluluklara dair o zamanki ilk intibaların
kimlerden ve hangi terimlerle geldiğini görmek şaşırtıcı ve ürkütücüdür.
2. hafta
• 20. yüzyılın başında ampirik alan çalışması
geleneği ile sosyal antropolojinin modern manada ortaya çıktığından bahsedebiliriz. Bu derste bu
geleneğin kurucusu Malinowski ile zaten
derinlemesine muhatapsınız. Sosyal antropolojinin bu kuruluşu tüm sosyal evrimci iddiaların bir
kenara bırakılmasını sağlar. Toplumsal gelişmişlik hiyerarşisi ve merdiven modeli yerini kültürel
görelilik ve mozaik modeline bırakır.
2. hafta
• İkinci hafta Malinowski’nin etnografisinin Kabile Yaşamında Cinslerin İlişkileri bölümünü okuyoruz.
• Bu bölümde Malinowski, Trobriandlıların tüm etnografiye sirayet eden yaşamlarının ana kavramlarını ortaya koyuyor. Anayanlılık,
babayerlilik ve fiziksel babalığın bilinmemesi gibi kavramlarla ilk defa bu bölümde tanışıyoruz. Bu sebeple kısa ama çok değerli bir bölüm bu.
2. hafta
• Zorunlu okuma:
• Bronislaw Malinowski. Vahşilerin Cinsel Yaşamı.
İstanbul: Kabalcı Yayınları. (Kabile Yaşamında Cinslerin İlişkileri bölümü)