• Sonuç bulunamadı

“Gezegen riski”ni durmaks

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "“Gezegen riski”ni durmaks"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“Gezegen riski”ni durmaksızın katlayan bir boru hattının sağlayacağı sanılan stratejik konum “milli gurur” kaynağı olabilir mi?

Hükümetin Kürt Açılımı trafiğine paralel Nabucco ile başlayan bir doğalgaz boru hattı anlaşmaları trafiği izliyoruz. Amerika Birleşik Devletleri(ABD) ile Avrupa Birliği’nin (AB) enerji ikmal stratejilerinde merkezi bir önem taşıyan Nabucco Boru Hattı Projesi Hükümetlerarası Protokolü'nün imzalanmasının üzerinden bir ay bile geçmeden Putin'in Ankara Rusya Başbakanı Vladimir Putin’le enerji alanında yirmi işbirliği protokolü imzaladı. Ardından Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halife Ek Thani Ankara'ya geldi ve iki ülke arasında doğal gaz boru hattı döşenmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Son günlerde de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Şam'a giderek Türkiye'den Suriye'ye doğalgaz ve elektrik satım anlaşmaları imzaladı.

Dikkatlice bakıldığında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün "Kürt Açılımı"nı dayandırdığı "uluslararası koşulların sağladığı avantaj" ile bu enerji anlaşmaları arasındaki bağ görülüyor. "Kürt Açılımı", Irak'ın petrol kaynakları ve Kuzey Irak'taki gelişmeler dışında Türkiye'nin boru hatlarının geçiş ülkesi olarak siyasi istikrar sorununu çözmesi bakımından da enerji alanındaki son yapılan anlaşmalarla doğrudan ilgili.

Nabucco Projesi ile Hazar Denizi ve Orta Asya doğalgazının Rusya dışarıda bırakılarak Avrupa'ya taşınması

planlanıyor. Toplam uzunluğu 3 bin 300 km olarak planlanan hattın 2 bin 200 km’si Türkiye'den geçecek. Erzurum’da Türkiye-İran Doğalgaz Hattı ile birleşerek, yine yapımı düşünülen Trans-Kafkas Gaz Hattı ile bağlanacak. Bu

özellikleriyle hat, hem Orta Asya’yı, hem de Orta Doğu’yu gaz hatları olarak bağlayacak ve batı ucunda

Avusturya’nın doğal gaz hattı ile birleşerek Avrupa'ya ulaşacak. Moskova'ya bağımlılığı azaltacak ve rekabet şansı yaratacak bu projeyi AB ve ABD destekliyor.

Moskova ise buna karşı uzun süredir Karadeniz üzerinden Ukrayna'yı dışarıda bırakarak Güney Akım Hattı'nı planlıyor. Putin'in son ziyaretinde Türkiye Nabucco'ya alternatif olacak bu Güney Akım Hattı'nın da Türkiye üzerinden geçirilebilmesi için Rusya ile anlaşmaya vardı.

Türkiye güçleri dengeleme peşinde

Türkiye, çatışan bu uluslararası güç dengelerine göre dizayn edilmiş birbirine alternatif projelere aynı anda imza koyarak bölgedeki gücünü arttırmaya çalışıyor. Ama bütün dış politikasını büyük küresel güçlerin bölgesinde vereceği desteğe göre oluşturmaya çalışan Türkiye'nin pek şanslı olduğu söylenemez. Bunun en önemli nedeni; Türkiye'nin enerji alanında başta Rusya olmak üzere dışa bağımlı bir ülke olması. Elektriğinin tamamına yakınını doğalgazdan karşılıyor ve bu doğalgazın da yüzde 65'ini Rusya'dan alıyor. Diğer doğalgaz tedarikçisiyse İran. Rusya, aynı zamanda AB'nin enerji ihtiyacının üçte birini de tek başına kendi doğal gazından karşılıyor. Tahminler AB'nin Rusya'ya enerji alanındaki bu bağımlılığının gittikçe artacağını gösteriyor.

Nabucco’yu işletecek gaz yok

Nabucco Projesi'yle ilgili en önemli sorun ise, hattı dolduracak gazın olmaması. Nabucco hattına ilk doğalgaz verecek ülke Azerbaycan. Ancak Azerbaycan'daki kaynaklardan alınacak doğalgaz yeterli değil. Rusya, Azerbaycan ve diğer tedarikçi ülkelerle doğalgaz alım anlaşmaları yaparak bölgedeki enerji tekelini korumaya çalışıyor. Nabucco projesinin altında imzası olan tedarikçi ülkelerin toplam doğal gaz üretimi ise boru hattını doldurmaya yetmiyor. Yani Nabucco hattının inşaatı tamamlansa bile içinden akacak gaz bulunmuş değil. Hattın yapımı sırasında ekonomiye sağlayacağı katkılara dair abartılı varsayımlar daha çok projenin ardındaki jeostratejik planları örtmeyi gözetiyor. Nabucco'nun istihdam vaadi ise sadece inşaat süresiyle sınırlı. Geçtiği bölgelerde yaratacağı çevre sorunlarını da göz ardı etmemek gerekiyor.

Bir çevre düşmanı

Nabucco Projesi Türkiye ve içinde yer aldığı coğrafyanın geleceği açısından sembolik değer taşıyan bir proje. Türkçe yazılışıyla Nabukadnezar, Babil krallarına verilen bir ad.

(2)

II. Nabuchadnezzar; tapınaklar, yollar, sulama kanallarının yanı sıra karısının hatırına Babil’in asma bahçelerini inşa ettirmiş, imparatorluğunun sınırlarını Suriye’den Mısır’a kadar genişletmiş, Kudüs’ü de ele geçirerek halkını esir etmiştir. Aradan geçen üç bin yılın ardından yine savaşlar, yok edilen kadim uygarlıklar, açlık ve sefalet üzerinden egemenlik kurmanın ve sömürünün adı değişmemiş oluyor. Bu kez, dünya haritasını sulama kanalları ve yollar değil, boru hatları değiştiriyor. Ülkeler arasındaki sınırlar derinliğine yeni bir boyut kazanıyor.

Petrolü ve doğalgazı ülkeler ve giderek insanlık için bu derece önemli kılan yüzeysel bir bakışla söylenebileceği gibi giderek azalıyor olması ve kaynakların kıtlığı değil her türden maddi ve manevi üretimin kapitalizm koşullarında enerjiye ve fosil yakıtlara sımsıkı bağımlılığı. Buhar makinesinin icadından bu yana enerji konusu hep kapitalist sistemin birincil gündemi olageldi. Petrol ve doğalgaz, bugün elektrik ve yakıt ihtiyacını karşılamak yanında savaş sektörü, petro-kimya, lastik, otomotiv, kozmetik ve gıda gibi sistemin tüm omurgasını oluşturan sektörlerin varlık şartı olan bir girdi. Kapitalist sanayi üzerinde yükselen toplumun gündelik yaşamı bu fosil yakıt ürünü kültürüne göbekten bağlı. Enerji tüketimi, gelişmişlik ve refah düzeyinin biricik ölçütü olma özelliğini koruyor. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, 1999 temel alındığında; dünya enerji ihtiyacı 2020’de yüzde 60 ve 2050’de yüzde 129 artacak.

Bu ihtiyacın yüzde 92’sinin fosil yakıtlardan karşılanacağı tahmin ediliyor. Bu senaryoya göre aynı dönemde

atmosfere karbon salımı yüzde 70 artacak. Fosil yakıt tüketimi açısından en büyük artış da doğalgazda gerçekleşecek. Yenilenebilir enerjilerde de artış bekleniyor. Ancak toplam artışla kıyaslandığında uygarlığın fosil enerjiye olan

bağımlılığı katlanarak artıyor. Görünen o ki önümüzdeki onyıllarda iklim değişikliğini değil tersine çevirmek bir yana kalsın, kötü gidişi durduracak bir politika değişikliği için bile iyimser olmayı gerektirecek bir neden görünmüyor. Ekolojik kriz

Ekonomik krize ekolojik kriz eşlik ediyor. Kriz nedeniyle nükleer enerji yatırımlarının ve fosil yakıt tüketiminin azalacağını ileri süren safdillerin bu ilişkiyi anlamaları için son bir iki yıldaki gelişmelere bakmaları yeterli. Kapitalizm krizini bir kez daha aşmak için daha önceki kriz reçetelerinin yerini alacak bir formül bulabilmiş değil. Ekolojik açıdan yaratacağı yakın vadedeki tehlikelere ve eni sonu tükenecek olmasına rağmen en ilkel çözüm yöntemlerine başvurarak fosil yakıt tüketimine abanıyor. Bu nedenle sorun, Nabucco'dan akacak gazın bulunmaması değil. Kapitalizmin, kendi kurduğu denklemin dışında çözüm üretemeyeceği açık.

Genel olarak enerji alanında temel yapısal sorun, arz sorunu. Sistem bir yandan fosil yakıtlara bağımlılığı arttırırken diğer yandan sürekli bir arz güvenliği sorunuyla yüz yüze. Savaşlar ve jeostratejik hesaplar, oyunun bu basit kuralına göre kuruluyor. Kapitalist sistemin enerjiye de fosil yakıtlara da olan bağımlılığını azaltacak en küçük bir çabayı dikkate alma şansı yok. Dahası, son birkaç yılda güneş, rüzgar, hidrolik ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynakları da sermayenin elinde "fosilleşti". Sayılan yenilebilir teknolojiler, Türkiye'de olduğu gibi dünyada da büyük petrol ve enerji devlerinin kontrolünde birer sektöre dönüştüler. Güneş ve rüzgar enerjisini, savaş sanayini de

denetleyen bu dev şirketler kontrol etmeye başladı. Aynı şirket, hem nükleer enerji hem de güne ş enerjisine yatırım yapıyor.

“Talih kuşu” mu?

Enerji sorunu, yoksulların gündelik talepleri ile enternasyonalist taleplerin buluşacağı en nesnel mücadele alanlarından biri. Kapitalizm ayakta kalmak için fosil yakıtları daha fazla tüketmek zorunda. Savaşlar, askeri darbeler ve borsa spekülasyonlarıyla tekeller, insanlığın geleceği ile kumar oynarken; boru hatları, silah ticaretinin, uyuşturucu ve insan kaçakçılığının da yeni rotalarını belirliyor. Yoksullar ve kardeş halklar, açlığa ve sefalete sürüklenirken, uzayan doğalgaz kuyrukları, kabaran elektrik ve su faturaları yoksulları bekliyor.

Türkiye’nin egemen güçleri, bu tablonun merkezine yerleşmek için fosil yakıtların aktarma hatlarının kavşağı olmak için çırpınırken, Türkiye’nin başına bir “talih kuşu” konmuş olmuyor. “gezegen riskini” durmaksızın katlayan gidişin sürdürülmesinden komisyon almak için yapılan hamlelerin bir “milli gurur” kaynağı olamayacağını topluma

açıklamak, Nabucco’nun boruları Anadolu topraklarını kat etmeden önce sosyalist hareketin karşısına dikilen en önemli görevlerden biri.

(3)

Referanslar

Benzer Belgeler

Genel olarak gıda bankacılığı; satıcı veya hizmet sunanların elinde bulunan, ancak son kullanım tarihinin yaklaşması, paketleme hatası, üretim, ihracat veya sosyal

ABD tarafından 1997 yılında açıklanan “Yeni Bir Yüzyıl İçin Ulusal Güvenlik Stratejisi”nde; terörizm, yasa dışı uyuşturucu ticareti, silah

Suşun amfoterisin B, flukonazol, itrakonazol, posakonazol ve vorikonazol için duyarlılık testleri, “Clinical and Laboratory Standards Institute” tarafından

Ba şlangıçta beş şirketten oluşan Nabucco boru hattı projesine, sonradan altıncı ortak olarak katılan RWE, şimdilik, ülkesinin topraklarından geçmeyen bir projeye dahil

Necip Celal 16 yaşına kadar, özel müzik dersleri ile, kanun, piyano, keman, akordeon başta olmak üzere yedi çeşit müzik aletini çalar duruma geldi.. Babası,

Başlıca İthalat Partnerleri Dünyanın en büyük ithalatçısı olan ABD’nin 2018 yılında ilk beş tedarikçisi Çin, Meksika, Kanada, Japonya ve Almanya olarak

- Murat Karakaya, Gokhan Şengul, Atila Bostan, A Wireless Control System Based on Smart Bluetooth and Ibeacon Technology for Auditing the Patrols, The Fourth

Bu gruplar arasında Oklahoma Cherokee Nation (zorla ve gönüllü olarak yurtlarından çıkarılanlar), Cherokee'nin Doğu Bandı (Kuzey Carolina'dan kaçanlar ve kalanlar),