• Sonuç bulunamadı

400. YIL NİYAZÎ-İ MISRÎ EL-MALATÎ ULUSLARARASI SEMPOZYUMU-5 DECEMBER 2018 / MALATYA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "400. YIL NİYAZÎ-İ MISRÎ EL-MALATÎ ULUSLARARASI SEMPOZYUMU-5 DECEMBER 2018 / MALATYA"

Copied!
420
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Niyâzî-i Mısrî Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını: 7

Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Hasan KAVRUK

Editör

Prof. Dr. Hasan KAVRUK Dr. Mustafa ALTUNKAYA

Mevhibe ALTUNKAYA

Hüsnü Hat Nursen GÜNDÜZ

ISBN 978-605-83151-2-9

ARALIK 2018

— 2 —

(3)

İÇİNDEKİLER

Niyazi Mısri’de Birlik Algısı ...3

Niyazî-i Mısrî Divanında Gönül ile İlgili Tasavvurlar ...14

Hakikatten Mecaza Niyazi-i Mısrî’de Yol ve Yolculuk ...30

Niyâzî-i Mısrî’nın Sosyal Hayattaki Etkinliği, Aksiyonerliği ve Birliğe Olan Katkısı ...44

Tasavvuf, Kuantum ve Niyazî-i Mısrî ...55

Osmanlılar Döneminde Kadızâdeli-Sufî Mücâdelesi ve Niyazî-i Mısrî ...66

Sufi İlahiyatındaki Nübüvvet Anlayışının Niyazi Mısri’nin Şiirlerindeki İzlerinin Kültür Sosyolojisi Açısından Analizi ...76

Niyâzî-i Mısrî Dîvânı’nda Aşk Bâdesi ...100

Bediüzzaman’ın Eserlerinde Niyazi-i Mısri’nin Yeri ...120

Niyazî-i Mısrî ve Malatya ...136

Niyâzî-i Mısrî Divanında Geçen Hayvan Adlarının Sembolik Değerleri Üzerine ...142

On The Symbolic Values Of Animal Names İn The Niyāzî-i Mısrî ...142

Niyâzȋ-i Mısrȋ’nin Şiirlerinin Dili ...152

Bir Tekkenin Tarihi: Mısrî Dergâhı ve Posnişînleri ...161

Metinlerarası İlişki Bağlamında Niyâzî-i Mısrî ile Ahmed Kuddûsî’nin “Dost Dost” Redifli Şiirleri...175

Niyâzî-i Mısrî’de Ehlibeyt İlgi ve Sevgisi ...200

Metinlerarasılık Bağlamında Fuzûlî’nin Ta’rîzli Bir Gazeline Niyâzî-i Mısrî’nin Nakîzası (Reddiyesi) ...206

Sure-i Rum Sırrı ve Hz. Niyazi-i Mısrî ...215

Divanından Hareketle Niyâzî-i Mısrî’de Zıtlıkların Uyumu ...222

Niyâzî-i Mısrî’nin Sürgün Yılları ve Limni’deki Bugünkü Durum ...232

Niyâzî-i Mısrî’nin Yaşadığı XVıı. Asırda Tasavvufî Hayata Bakış ...300

Niyazî-i Mısrî’den Nur Risalelerine Yansımalar ...304

Edebi Zenginlik Açısından Otuz Altıncı Yemin Romanında Niyazi Mısrî’ye Yaklaşım Tarzı ... 311

The Commentary Of The Naqshbandia İdeas İn The Ghazals Of Niyazi Misri ...319

The Revelation Of The İssues Of The Shariat, Tariqat And Haqiqat İn The Poesy Of The Niyazi Misri ...323

The Sufi Mysticism İn The Doctrine Of Niazi Al – Masri ...326

Osmanlı’da Kadızâde-Sivasî Tartışmalarının Para Vakıflarına Yansımaları ...335

Niyâzî-Yi Mısrî Dîvânı’nın Şerhleri Üzerine Genel Bir Değerlendirme ...348

Niyâzî-i Mısrî Divanı’nda İdeal İnsan Tipi: İnsan-ı Kâmil...387

Ideal Human Being In Niyâzî Mısrî Dıvan: Perfect Human Being (İnsan-ı Kâmil ) ...387

Niyâz-i Mısrî’de (V. 1105/1694) Etvâr-ı Seb’a Mertebeleri/Sûfîlerin Manevî Yol Haritası ...392

(4)

Niyazi-i Mısrî Araştırma ve Uygulama Merkezi İnönü Üniversitesi Kampüsü İlahiyat Fakültesi Kat. 1 No. 104

Battalgazi / MALATYA Tlf: 0(422)3774997/167

5. Niyâzî-i Mısrî el-Malatî Uluslararası Sempozyumu Program ve Tam Metin Bildirileri

06-07 Aralık 2018 Malatya

Nursen

Derman arardım derdime, derdim bana derman imiş Bürhan arardım aslıma, aslım bana bürhan imiş

(5)

TEŞEKKÜR

İşbu Bildiri Kitabı ve Uluslararası Sempozyum Programı İnönü Üniversitesi Bilim Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi Tarafından Desteklenmiştir.

(6)

400. YIL HATIRASI BİRLİK ÇAĞRISI

Niyâzî-i Mısrî el-Malatî’nin Viladetinin 400. Yılında 5.Uluslararası Birlik Sempozyumu

Tarih : 6-7 ARALIK 2018

Yer:

RAMADA OTEL

Öz

Malatya’nın Mevlânâsı Niyâzî-i Mısrî el-Malatî şu anda Yunanistan’ın Limni adasında ruhu muazzeb bir halde; naşının Malatya’ya Battalgazi’deki Niyâzî-i Mısrî el-Malatî Külliyesine intikalini bekliyor. Beklenen, Uluslararası Niyâzî-i Mısrî el-Malatî Birlik Çağrısının, bu yöndeki gayretlere son noktayı koymasıdır.

Gerekçe

İslâm Dünyasının en fazla birliğe ihtiyaç duyduğu bir tarihsel süreçte;17 yıl tecrid, sürgün ve işkencelere rağmen tavizsiz ve inkılapçı duruşundan ödün vermeyen ve bu sürgünler sonucu ayağında onlarca kilo ağırlı- ğındaki prangalar içinde ölümle pençeleşmesine rağmen, H. Ziya Ülken’in deyimiyle “sevgi devrimi ve zühd söylemini sürdürerek birlik çağrısını “Divan”ına nakşeden bir hakikat mücahidinin günümüze ilettiği birlik mesajlarını gündemleştirmek, viladetinin 400. yıldönümü’nde onu hayırla yâd etmektir…

(7)

ULUSLARARASI BİRLİK ÇAĞRISI VE 400. YIL

NİYAZÎ-İ MISRÎ EL-MALATÎ ULUSLARARASI SEMPOZYUMU-5

06-07 ARALIK 2018 / Açılış-Oturumlar: RAMADA Otel

ONUR KURULU:

Aydın BARUŞ Malatya Valisi

H.Uğur POLAT Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet KıZıLAY İnönü Üniversitesi Rektörü

Selahattin GÜRKAN Battalgazi Belediye Başkanı Mehmet ÇINAR Yeşilyurt Belediye Başkanı

Sadi ERGÜL Birlik Vakfı Başkanı

DÜZENLEME KURULU:

Doç. Dr. Mustafa ALTUNKAYA Niyazi-i Mısrî Arş. Mrk. Md.

Prof. Dr. Hasan KAVRUK Eğitim Fakültesi

Prof. Dr. Fikret KARAMAN İlahiyat Fakültesi Dekanı

Sadi ERGÜL Birlik Vakfı Başkanı

Kemal DENİZ Gazeteciler Cem. Şb. Başkanı

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet ÇIĞLI Tıp Fakültesi

BİLİM-DANIŞMA KURULU:

Prof. Dr. Abdelmelik HIBAVİ / Almanya Prof. Dr. Abdurrahman ATEŞ

Prof. Dr. Ahmet BAYSAR

Prof. Dr. Ahmet Cahid HAKSEVER Prof. Dr. Ahmet Güner SAYAR Prof. Dr. Ahmet SİNANOĞLU Prof. Dr. Ekrem ATALAN Prof. Dr. Ekrem DEMİRLİ Prof. Dr. Eyüp Bekir YAZICI Prof. Dr. Fikret KARAMAN Prof. Dr. Hakan ERKUŞ Prof. Dr. Hasan KAVRUK Prof. Dr. Hayrettin KARA Prof. Dr. Hulusi ARSLAN Prof. Dr. İhsan SOYSALDI Prof. Dr. İsa ÇELİK

Prof. Dr. Kenan ERDOĞAN Prof. Dr. Mahmud Erol KILIÇ Prof. Dr. Mehmet DAĞ Prof. Dr. Mehmet KUBAT

Prof. Dr. Mohamad alMOHAMAD/Sur Prof. Dr. Mustafa AĞIRMAN

Prof. Dr. Mustafa ARSLAN Prof. Dr. Mustafa AŞKAR Prof. Dr. Mustafa KARA Prof. Dr. Mustafa KAYA

Prof. Dr. Müyesser el-MEKKI / ABD Prof. Dr. Necdet TOSUN

Prof. Dr. Omar MEHDIOUI / Tunus Prof. Dr. Raafet Al-Mikati / Lübnan Prof. Dr. Reşat ÖNGÖREN

Prof. Dr. Sadettin ÖKTEN

(8)

Prof. Dr. Sadık KILIÇ Prof. Dr. Saffet SANCAKLI Prof. Dr. Salim CÖHÇE Prof. Dr. Semih CEYHAN Prof. Dr. Sinan ÖNCÜ Prof. Dr. Süleyman ÇALDAK Prof. Dr. Şamil DAĞCI Prof. Dr. Şeyhmus DEMİR

Prof. Dr. Tarraf en-NAHHAR / Suriye Prof. Dr. Turan KOÇ

Prof. Dr. Vahid GÖKTAŞ Prof. Dr. Veysel GÜLLÜCE

Doç. Dr. Abdurrakhim BOLTAYEV/Özbk Doç. Dr. Ali DUMAN

Doç. Dr. Babur NAMOZOV / Özbek Doç. Dr. Bilal GÖK

Doç. Dr. Cahit KÜLEKÇİ Doç. Dr. Enver ARPA Doç. Dr. Hamdi KIZILER Doç. Dr. Hamdi ONAY Doç. Dr. İbrahim KALIN Doç. Dr. Korkut ÇEÇEN

Doç. Dr. Mustafa ALTUNKAYA Doç. Dr. Refik KASIM / Yemen Doç. Dr. Veysel ÖZDEMİR Doç. Dr. Yusuf BATAR Doç. Dr. Zeki GÖK Dr. Abdulkadir KIYAK Dr. Ahmet ÇIĞLI Dr. Ahmet KÜÇÜK Dr. Birol YILDIRIM

Dr. Hany İ. RAMADAN / Fas Dr. Hasan ARSLAN

Dr. Eman DELLOUL / Filistin Dr. İsmetullah SAMİ

Dr. Lokman BEDİR Dr. Mehmed Ali BOLAT Dr. Mehmet YILMAZ Dr. Mikail DUMLU Dr. Muhittin ÇELİK Dr. Öncel DEMİRTAŞ Dr. Suhaib Alâm / Hindistan Dr. Yasir Hüseyin MİCBAS / Irak Dr. Zekeriya ÇALIŞKAN

Öğr. Gör. Mahmut Sami BAĞIRAN Öğr. Gör. Mustafa BULUT

A. Vahap ORTAÇ İhsan İZCİ

Abuzer DÖNMEZ Abuzer MUTLU Abuzer YALÇIN Ramazan ACAR Erdoğan ZELYURT Soner ERASLAN

Hacı Hamdi Hamit POLAT Hacı Yusuf TEKİN

Hasan Hacı EVLİYAGİL İsmail ÖZTOPRAK Kemal DENİZ Mehmet AKGÜL Mehmet ALACALI Mehmet KARATAŞ Mehmet YAĞMUR Ramazan ÖZCAN Sadi ERGÜL Sami ERYILMAZ Şahin DOĞAN Yüksel YİĞİTER Fatma İNCİ SALMAN Zeynep DEMİRTAŞ

(9)

HAKEM KURULU:

Prof. Dr. Abdelmelik HIBAVİ / Almanya Prof. Dr. Ahmet Cahid HAKSEVER Prof. Dr. Ekrem DEMİRLİ

Prof. Dr. Mustafa AŞKAR Prof. Dr. Mustafa ARSLAN

Prof. Dr. Müyesser el-MEKKI / ABD Prof. Dr. Raafet Al-Mikati / Lübnan Prof. Dr. Saffet SANCAKLI Prof. Dr. Eyüp Bekir YAZICI Prof. Dr. Hakan ERKUŞ Prof. Dr. Hasan KAVRUK Prof. Dr. Hayrettin KARA Prof. Dr. Hulusi ARSLAN Prof. Dr. İsa ÇELİK Prof. Dr. İhsan SOYSALDI

Prof. Dr. Mohamad Al-MOHAMAD/Sur Prof. Dr. Omar MEHDIOUI / Tunus Prof. Dr. Şamil DAĞCI

Prof. Dr. Şeyhmus DEMİR

Doç. Dr. Abdurrakhim BOLTAYEV/Özbk Doç. Dr. Mustafa ALTUNKAYA

Doç. Dr. Babur NAMOZOV / Özbek Doç. Dr. Korkut ÇEÇEN

Doç. Dr. Refik KASIM / Yemen Dr. Birol YILDIRIM

Dr. Eman DELLOUL / Filistin Dr. Hany İ. RAMADAN / Fas Dr. Lokman BEDİR

Dr. Öncel DEMİRTAŞ Dr. Suhaib Alâm / Hindistan Dr. Yasir Hüseyin MİCBAS / Irak Dr. Zekeriya ÇALIŞKAN

Eymen ALTUNKAYA Kemal DENİZ

(10)

6 Aralık 2018 Perşembe

SEMPOZYUM AÇILIŞ PROGRAMI

09:30 SAYGI DURUŞU, İSTİKLAL MARŞI AÇILIŞ KONUŞMASI

10:00 NİYÂZÎ-İ MISRÎ EL-MALATÎ RÜZGARI (TAMUYAD) PROTOKOL KONUŞMALARI

11: 00 AÇILIŞ PANELİ

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Mustafa AŞKAR

Cemal Nur SARGUT Müfid YÜKSEL Dr. Can ULUSOY

ÖĞLE ARASI / YEMEK 12:15 – 13: 30

(11)

“NİYAZÎ-İ MISRÎ EL-MALATÎ VE BİRLİK ÇAĞRISI”

06.12.2018 / 13:30-15:00 15:15 – 16:45

2. OTURUM / NİLÜFER 7. OTURUM / NİLÜFER

Başkan: Prof. Dr. Fikret KARAMAN Başkan: Prof. Dr. Reşat ÖNGÖREN

Prof. Dr. Mustafa AŞKAR Prof. Dr. Reşat ÖNGÖREN Prof. Dr. Mustafa ARSLAN Prof. Dr. İdris KADIOĞLU Kemal DENİZ

Prof. Dr. Bahir SELÇUK Prof. Dr. İsa ÇELİK Prof. Dr. Abdurrezzak TEK

Dr. Bekir KAYABAŞI Dr. Sıtkı NAZİK

06.12.2018 / 13:30 – 15:00 15:00 – 16:45

3. OTURUM / YASEMİN 8. OTURUM / YASEMİN

Başkan: Prof. Dr. Abdurrezzak TEK Başkan: Prof. Dr. Atabey KILIÇ

Prof. Dr. Şener DEMİREL Prof. Dr. Kazım YOLDAŞ Doç. Dr. M. Korkut ÇEÇEN Dr. Necdet YILMAZ Dr. Mehmet ULUCAN

Prof. Dr. Kenan ERDOĞAN Prof. Dr. Ali YILDIRIM Prof. Dr. Fikret KARAMAN Doç. Dr. Mustafa ALTUNKAYA

Dr. Mustafa TATCI

06.12.2018 / 13:30 – 15:00 15:00 – 16:45

4. OTURUM / LALE 9. OTURUM / LALE

Başkan: Doç. Dr. Mustafa ALTUNKAYA Başkan: Prof. Dr. Şamil DAĞCI

Prof. Dr. Sabahattin KÜÇÜK Prof. Dr. Atabey KILIÇ Prof. Dr. Hasan KAVRUK Doç. Dr. Hasan ŞENER Dr. Canan OLPAK KOÇ

Prof. Dr. Raafat Muhammed R. MİKATİ Prof. Dr. JAMAOUI ANOUAR Prof. Dr. Mohamad MOHAMAD Tarraf NAHHAR

Prof. Dr. Miassar al-MAKKİ Doç. Dr. Bobir NAMOZOV

(12)

06.12.2018 / 13:30 – 15:00 15:00 – 16:45

5. OTURUM / BÜYÜK SALON 10. OTURUM / BÜYÜK SALON

Başkan: Prof. Dr. Ali YILDIRIM Başkan: Doç. Dr. Refik H. Naci KASIM

Prof. Dr. Şamil DAĞCI

Prof. Dr. Ahat ÜSTÜNER–Çınar AYDOĞMUŞ Prof. Dr. Ahmet Cahid HAKSEVER

Leyla İPEKÇİ

Mevhibe ALTUNKAYA, Dr. Öncel DEMİRTAŞ

Prof. Dr. Yasir H. Mijbas al-Azzawi Prof. Dr. Abdelmalek HIBAOUI Prof. Dr. Mehdioui OMAR (FAS) Doç. Dr. Suhaib ALAM Dr. Hany İsmaiel M. RAMADAN

06.12.2018 / 13:30 – 15:00 15:00 – 16:45

6. OTURUM / BÜYÜK SALON 11. OTURUM / BÜYÜK SALON

Başkan: Prof. Dr. Kenan ERDOĞAN Başkan: Prof. Dr. İdris KADIOĞLU

Prof. Dr. Saffet SANCAKLI Dr. Lokman BEDİR

Dr. R. SARIÇİÇEK – Prof. Hasan KAVRUK Dr. Abdulmuttalip İPEK

Prof. Dr. Ekrem DEMİRLİ Doç. Dr. Nazmi ÖZEROL Doç. Dr. Refik Naci KASIM Doç. Dr. Abdurrakhim BOLTAEV Dr. Sadık YALSIZUÇANLAR

“NİYAZÎ-İ MISRÎ’DEN GÜNÜMÜZE BİRLİK ÇAĞRISI”

Prof. Dr. Sabahattin KÜÇÜK Cemal Nur SARGUT Doç. Dr. Mustafa ALTUNKAYA

Dr. Mustafa TATCI 18:00 - 19:00 AKŞAM YEMEĞİ

19:00 NİYÂZÎ-İ MISRÎ GÜFTELERİ MÜZİK DİNLETİSİ

(13)

5. NİYÂZÎ-İ MISRÎ EL-MALATÎ

ULUSLARARASI SEMPOZYUMU/2018 BİLDİRİ TAM METİNLERİ

06-07 Aralık 2018

Malatya

(14)

KATILIMCI LİSTESİ

KATILIMCI ADI SOYADI ŞEHİR/ ÜLKE ÜNİVERSİTE

Prof. Dr. Abdelmalek HIBAOUI ALMANYA Tubingen Üniv.

Prof. Dr. Abdurrezzak TEK Bursa / Türkiye Uludağ Üniv.

Prof. Dr. Ahat ÜSTÜNER Elazığ / Türkiye Fırat Üniv.

Prof. Dr. A. Cahid HAKSEVER Ankara / Türkiye Ankara Üniv.

Prof. Dr. Ali YILDIRIM Elazığ / Türkiye Fırat Üniv.

Prof. Dr. Atabey KILIÇ Kayseri / Türkiye Erciyes Üniv.

Prof. Dr. Bahir SELÇUK Elazığ/Türkiye Fırat Üniv.

Prof. Dr. Ekrem DEMİRLİ İstanbul / Türkiye İstanbul Üniv.

Prof. Dr. Hasan KAVRUK Malatya / Türkiye İnönü Üniv.

Prof. Dr. İdris KADIOĞLU Diyarbakır / Türkiye Dicle Üniv.

Prof. Dr. İsa ÇELİK Erzurum/Türkiye Atatürk Üniv.

Prof. Dr. JAMAOUI ANOIR TUNUS Stratejik Arş. Mrk.

Prof. Dr. Kazım YOLDAŞ Bursa / Türkiye Uludağ Üniv.

Prof. Dr. Kenan ERDOĞAN Manisa / Türkiye Celal Bayar Üniv.

Prof. Dr. Mehdioui OMAR FAS Mevla İsmail Üniv.

Prof. Dr. Mohamad el-MOHAMAD Adıyaman / Türkiye Adıyaman Üniv.

Prof. Dr. Muhammed Rashed LÜBNAN Trablus Üniv.

Prof. Dr. Mustafa ARSLAN Malatya / Türkiye İnönü Üniv.

Prof. Dr. Mustafa AŞKAR Ankara / Türkiye Ankara Üniv.

Prof. Dr. Müyesser el-MEKKİ Adapazarı / Türkiye Minnesota Üniv.

Prof. Dr. Reşat ÖNGÖREN İstanbul / Türkiye Marmara Üniv.

Prof. Dr. Sabahattin KÜÇÜK K.K.T.C. U. Kıbrıs Üniv.

Prof. Dr. Saffet SANCAKLI Malatya / Türkiye İnönü Üniv.

Prof. Dr. Şamil DAĞCI Ankara / Türkiye Ankara Üniv.

Prof. Dr. Şener DEMİREL Elazığ / Türkiye Fırat Üniv.

Prof. Dr. Yasir Hussein al-Azzawi ıRAK Süleymaniye Üniv.

Doç. Dr. Abdurrakhim BOLTAEV ÖZBEKİSTAN Buhara Üniv.

Doç. Dr. Babir NAMOZOV ÖZBEKİSTAN Buhara Üniv.

Doç. Dr. Et-Tarraf en-NAHHAR Adıyaman / Türkiye Adıyaman Üniv.

Doç. Dr. Hasan ŞENER Elazığ/ Türkiye Fırat Üniv.

Doç. Dr. Korkut ÇEÇEN Malatya / Türkiye İnönü Üniv.

Doç. Dr. Mustafa ALTUNKAYA Malatya / Türkiye İnönü Üniv.

Doç. Dr. Nazmi ÖZEROL Malatya / Türkiye İnönü Üniv.

(15)

Doç. Dr. Refik KASIM Malatya / Türkiye İnönü Üniv.

Doç. Dr. Suhaib ALAM HİNDİSTAN İslamiye Üniv.

Dr. Abdulmuttalip İPEK Aksaray / Türkiye Aksaray Üniv.

Dr. Bekir KAYABAŞI Adıyaman / Türkiye Adıyaman Üniv.

Dr. Canan OLPAK KOÇ Samsun / Türkiye 19 Mayıs Üniv.

Dr. Eman DALLOUL FİLİSTİN Gazze İslam Üniv.

Dr. Hany İsmaiel M. RAMADAN Giresun / Türkiye Giresun Üniv.

Dr. Lokman BEDİR Malatya / Türkiye İnönü Üniv.

Dr. Mehmet ULUCAN Elazığ / Türkiye Fırat Üniv.

Dr. Mustafa TATCI Ankara / Türkiye Gazi Üniv.

Dr. Necdet YILMAZ İstanbul / Türkiye İstanbul Üniv.

Dr. Ramazan SARIÇİÇEK Malatya / Türkiye Dicle Üniv.

Dr. Sadık YALSIZUÇANLAR Ankara / Türkiye Ankara

Dr. Sıtkı NAZİK Elazığ /Türkiye Fırat Üniv.

Çınar AYDOĞMUŞ Malatya / Türkiye Malatya

Kemal DENİZ Malatya / Türkiye Malatya

Leyla İPEKÇİ İstanbul / Türkiye İstanbul

Mevhibe ALTUNKAYA Ankara / Türkiye Ankara Üniv.

Öncel DEMİRDAŞ Ankara / Türkiye Ankara Üniv.

Birol YILDIRIM Kastamonu/Türkiye Kastamonu Üniv.

(16)

NİYAZİ MISRİ’DE BİRLİK ALGISI

Sadık Yalsızuçanlar

Niyazi Mısri’nin ifadesiyle, ‘itibarın kaynağı’ olan ‘ezel’den inen, feleğin çemberinden geçen, dört unsur- dan yükselen ve insan olarak bedenlenen her varlık, buraya, Allah’ı bilmek, Hakk’ı bulmak için gelmiştir. Arif, Hakk’ı bilen kişidir. Hakk’ı bilmek, bulmak ve nefsinde idrak etmek, belirli bir manevi eğitimle, bir mürşid-i kamilin terbiyesiyle mümkündür. Bu eğitimi tamamlayan kişi, nefsinde ve alemde Hakk’ı bilir, duyar, görür…

Hak ile hak olur ve söyleyen dili, işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı haline gelir. Bu, Hakk’ı tevhid etmek, vahdeti bulmak, Hakk’ı mutlak birlik (ehadiyyet) düzeyinde algılamaktır. Geleneksel İslam irfanının ve edebiyatının seçkin isimlerinden Niyazi Mısri, böylesi bir deneyimi yaşamış bir vahdet insanıdır.

Çokluğu birliğe indirmiş, ikilikten kurtulmuş, iki gözün bir gördüğünü bizatihi tecrübe ederek yaşamış bir ariftir. Divan’ı, böylesi bir vahdet neşvesiyle ve algısıyla söylenmiş, nefeslerle, nutuklarla doludur.

Hak, nefste bulunur ve bilinir.

‘Nefsini bilen Rabbini bilir’ buyurulmuştur.

Niyazi Mısri, terbiyesine girdiği üstadı Ümmi Sinan’ın onurlandırdığı diyardan kinaye,

‘Şehr-i Elmalı, kande bulmalı’ derken, hem, bugün Antalya’nın bir ilçesi olarak Elmalı’yı, hem de şehir, kamil insanın gönlü olduğundan, bizatihi mürşidini, yani gönlü, o gönüldeki aşkı, Hakk’ın ancak nefiste biline- ceğini kastetmiştir. Hak sırrı, kamil insanın avucundadır, iki dudağının arasındadır. Hakikat, el malıdır. Bir’den bir’e geçer. Uluorta bilinecek, bulunacak bir şey değildir.

Vahdete ulaşan kaynağı bulmuştur. Kamil mürşid, gizli hazinedir. Ona eren, kendi aslına ulaşmıştır. Aslına ulaşan birlemiş, birleştirmiş, tevhid etmiş, vahdette tutunmuştur. Vahdete ulaşan her şeye ulaşmıştır.

Bu idrake gelen, artık bütün varlığı bir görür. Her şey O’nun zatındandır, Zat’ıyladır, Zat’ıdır.

Niyazi Mısri, bu tevhid algısıyla,

‘Hak’tan ayan bir nesne yok, gözsüzlere pinhan imiş’ demiştir.

Birliğe ulaşan için artık, bütün alem cemalden ibarettir, nereye, neye baksa O’nu görür, O bilir:

Bakıp cemal-i yare çağırırım dost dost Dil oldu pare pare çağırırım dost dost

Hak, sadece Cemal yoluyla bilinmez. Aksine, Celal’den geçmeksizin, vahdette nihai algıya ulaşmak güç- tür. Bu yüzden Mısri, şöyle der:

Mescid ü meyhanede hanede viranede Kabede puthanede çağırırım dost dost

(17)

Mescit, şeriat ve tarikat, Celal marifet ve hakikat olarak okunabilir. Kabe ve puthane de öyle. Ama asli olarak kastedilen, Cemal ve Celal’dir.

Hakk’ı, her yerde, her şeyde, her halükarda, her biçimde, her düzeyde idrak etmek gerekir. Celal deneyi- minden geçmeyen kişi kemaliyle Hakk’ı bulamaz, bilemez ve idrak edemez.

Bu idrak, öylesi bir düzeye erişir ki, Şair, görünen her şeyin Hakk’ın zatı olduğunu söyler:

Hep görünen dost yüzü andan ayırmam yüzü Gitmez dilimden sözü çağırırım dost dost

Tevhid, Hakk’ı birleyen ve seven aşıkların eğlencesidir, neşvesidir. Mısri, tevhidin coşkusunu anlatırken şöyle der:

Hakkı seven âşıkların eğlencesi tevhîd olur Aşk oduna yanıkların eğlencesi tevhîd olur (…)

Halkın arasından çıkar tevhîdî görmeye can atar Bülbül gibi dâim öter eğlencesi tevhîd olur (…)

Mısrîye uyan kişinin gider çürüğü işinin İçindeki can kuşunun eğlencesi tevhîd olur.

Tevhid, can kuşunun eğlencesidir. Ruh, Birlik’e ulaşmadan yatışmaz. Ulaşınca da kesintisiz huzur gerçek- leşir. Sekinet hali… Bu, aynı zamanda bir neşve ve coşkudur.

Niyazi Mısri, vahdette o denli sıkı tutunmuştur ki, ‘işit Niyazi’nin sözün bir nesne örtmez Hak yüzün / Hak’tan ayan bir nesne yok gözsüzlere pinhan imiş’ diyerek, alemde Hakk’a perde olacak hiçbir şeyin kalma- dığını söylemektedir. İlahi Hakikat’le arasındaki bütün perdeler kalkınca, Dost’un aslında özünde olduğunu görür insan. Mısri, bunun en güzel örneklerinden birini oluşturur. Bu bağlamda, Hacı Bayram-ı Veli sultanın halifesi ve damadı Eşrefzade hazretlerinin, ‘Eşrefoğlu Rumi’ye sorar isen Dost kandedir / Diye yer gök Arş u Kürs dopdoludur hep âreler…’ nutkunu hatırlamak yerinde olacaktır. Eşrefoğlu’nun, ‘ara’ diye nitelediği, boşluk (nihil), Hak idrakinin inkıtaa uğradığı veya tamamlanmadığı yerde beliren bir yanılsamadan ibarettir.

Yoksa vahdet ehli, ‘Hak’tan gayrı bir şeyin olmadığı’nı bilir ve böyle yaşar. Hakk’ı, orada burada arayan henüz yolda olanları da ima ederek, Hz. Mısri şöyle demektedir:

Sağ u solu gözler idim dost yüzünü görsem deyu Ben taşrada arar idim ol can içinde can imiş Öyle sanırdım ayrıyam dost gayrıdır ben gayrıyam Benden görüp işideni bildim ki ol canan imiş

Hak, bir kez daha öğreniyoruz ki, can’da, nefs’te, benlik’te görülür, bilinir ve yaşanır. Kaf dağına yolculuk yapan kırk kuş, ulaştığında, içeri girerken Bir’e dönüşür ve Simurg, yokluk aynasında kendini görür. Nitekim, Yunus Emre, bunu, ima ederek, şöyle diyecektir: ‘Bu yolda acâib çok, sen acâib anlama / Acâib anda ola dost yüzünü göresin…’

Birlik idraki gerçekleşince, ayrılık, gayrılık kalmaz. Senlik benlik yok olur. Ben ve öteki olmaz. Başka, yad, yabancı, düşman kalmamıştır. Herşeyin Hak olduğu bilinci, ‘öteki’ düşüncesini yok eder. Bunun için,

(18)

celal terbiyesinden geçmiş olmak zorunludur. Alemde Celalî olan ne varsa onun dahi Cemal olduğu bilinmek- sizin yani birlenmeksizin kişi nefsinde Hakk’ı bilmiş olmaz. Hz. Mısri, ünlenmiş bir beytinde şöyle der:

‘Kahr u lütfu şey’-i vahid bilmeyen çekti azab Ol azaptan kurtulup sultan olan anlar bizi…’

Hazret’e göre, Hak, ‘tende can’dır, ‘canda canandır’, ‘dilde sır’, ‘serde sübhan’dır. İnsana şahdamarından yakındır. İnsanın yüzüne Hakk’ın ayetleri, kudret eliyle yazılmıştır. Allah, Mısri’nin gönül tahtının sultanı- dır.O’nun bütün uzuvlarından ‘ene’l-Hak’ sesi gelir. Cismi içinden ‘Hu!’ niyazı yükselir.

Hz. Mısri, ‘geceler ta subh olunca inletir bu dert beni’ diyerek, daimi zikirde oluşundan söz etmektedir.

Hak, zakirin derdinin içindeki dermandır. Yere göğe sığmayan bir müminin kalbindedir. Damlanın içindeki okyanustur. Ten giysisinden uzak bir halde ruh can göklerini seyreder. Devrana eren üryan abdaldır. Herkese kendinden yakındır. Ve gönülde konuktur… Hak, özetle her yerdedir, her şeydedir. ‘Allah, göklerin ve yerin nurudur, nuru her şeyi kuşatmıştır.’

Kişinin, Zat’ta yok olması için, varlığından kurtulması gerekir. Hz. Mısri, bir nutkunda, ‘oldum çü mahz-ı zat, buldum vücudumdan necat / Ben içmişim ab-ı hayat, ermez bana hergiz memat…’ der. Bu, Cüneyd-i Bağ- dadi hazretlerinin tasavvuf tanımını hatırlatır: ‘Tasavvuf, Hakk’ın, seni sende öldürüp, Kendinde ebediyen diri kılmasıdır…’ Böyle olunca, yani Zat tevhidi gerçekleşince, Yunus Emre’nin belirttiği üzre, kişi ölümsüzleşir:

‘Ölürse tenler ölür, canlar ölesi değil…’, ‘ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez…’ Zat tevhidinde, Hz. Mısri’nin ifadesiyle, ‘küfr ile imandan geçip ayanda sebat bulunur.’ Bu hale erişen, nereye baksa gözlerine ezel sırrı gö- rünecektir. Mısri, kişinin bu haldeyken yaşadığını görkemli bir dizeyle taçlandırır:

‘Her şey ulaşıp aslına çıktı aradan kainat Dost ile ben dost olalı, zevkiyle işret bulalı…’

Bu ‘işret’, çoklukta birliği bulanlarındır.

Mısri vahdet neşvesiyle söylenmiş görkemli bir şiiri ise şudur:

Ey gönül gel Hak-ka giden râhı bul, Ehl-i derd olup derûnî âhı bul, Cânın ilindeki şems-ü mâhı bul, Âdem isen semme vech-ullâhı bul, Kande baksan ol güzel Allâhı bul.

Devlet-i dünyâya mağrur olma sen, Lezzet-i câhına mesrur olma sen, İzzetim buldum deyû hor olma sen, Âdem isen semm-e vech-ullâhı bul, Kande baksan ol güzel Allâhı bul.

Gerçi Allâha ibadet de güzel, Zühd-ü takvâ vü kanâât de güzel, Halvet ehline kerâmet de güzel, Âdem isen semm-e vech-ullâhı bul.

(19)

Kande baksan ol güzel Allâhı bul.

Kuran-ı Kerim’de, Bakara suresinin, 115. Ayetinde, “Fe-eynemâ tuvellû fesemme Vechullâh” (Nereye dönerseniz Allah’ın vechi orasıdır…’ buyurulmuştur. Nereye yönelirsek yönelelim, yöneldiğimiz yerin Hakkın vechi, yüzü, yani Zat’ı olduğunu bildiren bu ayeti alıntılayan Mısri, nutkunda bu ayeti yorumlamakta, Hakk’ın mutlak tekliğini ve bu algının sırlarını anlatmaktadır. Birliğe ulaşmanın ilk adımı, yola girmektir. Yola girme- nin yolu ise, dertten yani aşktan geçmektedir. Dert ehli olan, içindeki ‘ah’ı yani Hakk’ı bulabilir. Ah, Allah lafzının ilk ve son harflerinden oluşur ve O’nu ima eder. Can diyarındaki güneşi ve ayı yani Muhammed’i (sav) ve O’nun bildirdiği Hakk’ı bulmak için, dünyalığa talip olmamak, ondan geçmek gerekir. Kişinin, Hakk’la arasında perde olan bütün engellerden aşması lazımdır. Gönülden şanı şöhreti, parayı, iktidarı, şehveti, onların beslediği kibri, kini terk etmeli, hatta kulluğun verdiği lezzetten de uzaklaşmalı, keramete, manevi zevklere de bağlanmamalıdır. Böyle olur ise, kişi insan olur ve nereye yönelirse yönelsin Hakk’ın orada olduğunu bilir.

Hakk, öylesine apaçıktır ki, gözü olan mutlaka görür. Körleşmiş yani perdelenmiş olan göremez. ‘Ol sana açmış durur daim gözün / Sen yitirmişsin de ararsın özün…’ der Mısri. Hakk, varolanlarda cihetsiz, yönsüz, boyutsuz biçimde Zati hakikatini göstermektedir. Hakikate aşina olmak ariflere özgüdür.

Ârife eşyâda esmâ görünür, Cümle esmâda müsemmâ görünür, Bu Niyâzi’den de Mevlâ görünür, Âdem isen semm-e vech-ullâhı bul, Kande baksan ol güzel Allâhı gör.

Niyazi Mısri’nin yaşamı ve bu eşsiz yaşamın tanığı olan şiirlerinin yer aldığı Divan’ı, Yunus Emre’den birkaç yüzyıl sonra, zengin bir Türkçe ile İlahi birliğin yeniden dile gelmesidir. Çoklukta birlik, bu topraklarda kurulan medeniyetlerin de merkezini oluşturur. Farklı etnik ve dini toplulukların esenlik içinde yaşadığı bu diyarda, her şeyi Hak bilen ariflerin beslediği medeniyet, kuşattığı her yerde adil, özgürlükçü ve barışçıl bir düzen kurmuştur. Bu topraklarda çok emeği olan Muhyiddin Arabi, ‘sadakaların en büyüğü, bizatihi insanın kendisini tasadduk etmesidir’ der. Çilekeş bir arif olan Niyazi Mısri, ömrünün çeyrek yüzyıla yakın bölümünü sürgünlerde, ayağında prangayla, ıstırap içinde geçirmiş, kendini insanlığa adamış, dile indirdiği birlik fikriyle, iklimimize vahdet rüzgarı estirmiştir:

O’nun yine görkemli bir şiiriyle veda ediyorum:

“Ben sanırdım âlem içre bana hiç yâr kalmadı, Ben beni terk eylerim bildim ki ağyâr kalmadı.

Cümle eşyâda görürdüm hâr var gülzâr yok, Hep gülistân oldu âlem şimdi hiç hâr kalmadı.

Gece gündüz zâr u efgân eyleyüb inlerdi dil, Bilmezem n’oldu kesildi âh ile zâr kalmadı.

Gitti kesret, geldi vahdet oldu halvet dost ile Hep Hakk oldu cümle âlem çarşı pâzar kalmadı.

Dîn diyânet âdet ü şöhret kamu vardı yele, Ey Niyâzî n’oldu sende kayd-ı dindâr kalmadı.”

(20)

ـب ةموسولماو ايقيرفأو طسولأا قرشلاو ايكرت

ديدجت ةيؤر و ليصأ تجهن رضاحلاو يض�الما نيب فوصتلا«

»ًاجذومن يطلالما يرصلما ىفطصم يزاين ةملاعلا ريسفت

.نيدلا موي ىلإ ناسحإب مهعبت نمو ،نيعمجأ هبحصو هلآ ىلعو دمحم انديس ىلع ملاسلاو ةلاصلاو ،نيلماعلا بر لله دمحلا :دعبو ترونت ترهط اذإ بولقلاف ،لئاذرلا نع ي ِّلختلاو ،لئاضفلاب ي ِّلحتلاب رمأو ،سوفنلا ةيفصتو ، بولقلا ريهطتب ملاسلإا ىنتعا دقل

.ت َّقرو تقَّرت تكزت اذإ سوفنلاو ، تنأمطاو الله نسحأ امك نسحأو ايندلا نم كبيصن سنت لاو( :ىلاعت لاق ،لادتعاب اهنم ذخلأاو ،ايندلا نم هبيصنو دسجلا ملاسلإا سني ملو

.)رانلا باذع انقو ةنسح ةرخلآا يفو ةنسح ايندلا يف انتآ انبر (:ا ًضيأ ىلاعت لاقو ،)كيلإ .ىلاعت الله دنع ةهاجولاو ةماركلا ماقم نم ونديو ،حلافلا يقارم يف قحلا ملسلما دعصي كلذ دنع نيب فوصتلا ةلاجعلا اذه يف لوانتأسو .ا ًفنآ هانركذ ام ىلإ كلاسلاب لوصولا يف ؛عجنلأاو عفنلأا تناك فوصتلا ةسردم نأ يرظن يفو

.“ًاجذومن يطلالما يرصلما ىفطصم يزاين ةملاعلا ريسفت ىلع ُجِّرع ُ

أ مث ،ديدجت ةيؤرو ليصأت جهن رضاحلاو يض�الما :لوقأف للهاب اًنيعتسم أدبأو

: ّيملاسلإا ف ّوصتلا موهفم - 1

: ًةغل فوصتلا موهفم -أ

* ف َّوصت )لعف( :.فوصتم وهف ا ًفوصت ف َّوصتي َف َّوصت .مهتلااحو ةّيفو ُّصلا َكول ُس عَّبتاو اًّيفو ُص راص : ُصخ َّشلا ف َّوصت

َفوُّصلا َسِبَل :ُلُجَّرلا فَّوصت :فوصتلا ةَل َحْر َم ُخْي َّشلا َل َخ َد .فوصت ردصم :)مسا( ف ُّوصت*

. ِساَّنلا ِة ط َ َ

لا َخ ُم ْن َع ِداَعِتْبلااَو ِد ُّهَز َّتلاَو ِدُّبَعَّتلا

.هدي ىلع بوتيو هتدارإ يف لخدي يذلا هخيش دي نم ديرلما هسبلي ام :فوصتلا ُةقْر ِخ

.حورلا َومستو ُسفنلا َو ُكْزَتل ، لئاضفلاب يلحتلاو فشقتلا اهماوق ةيكولس ةقيرط :ف ُّوصَّتلا

(21)

.مهتاولخو مهتاعمتجم يف اهب نوب ّدأتي يتلا بادلآاو ُةفِّوصتلما اهدقتعي يتلا ئدابلما ةعومجم )فُّوصتلاو ةفسلفلا(:فُّوص َّتلا ملع :ا ًحلاطصا فوصتلا موهفم-ب ، ةيناسفنلا ىواعدلا ةبناجمو ،ةيرشبلا تافص دامخإو ،ةيعبطلا ةقرافمو ،ةيربلا هقفاوم نع بلقلا ةيفصت« :اهنم ةريثك فيراعت هل ،ةقيقحلا ىلع لله ءافولاو ،ةملأا عيمجل حصنلاو ، ةيدمرسلا ىلع ىلوأ وه ام لامعتساو ،ةقيقحلا مولعب قلعتلاو ،ةيناحورلا تافصلا لزانمو

.»ةعيرشلا يف ملسو هيلع الله ىلص هلوسر عابتاو ،ءافصلاو ،قلاخلأاو ،دهزلاك ةفلتخم َفبراعتب فِّرُع دقلو ،ةحمسلا اهميلاعتو ةوبنلا ةاكشم نم دمتسم ،ميظع ليلج ملع هنإ :لوقأو اذهو .سفنلا ةيكزت وه دحاو ىمسم لوح رودي اذه لكو ،فلكتلا كرتو ،صلاخلااو ،ميلستلاو ،ةعيرشلا مازتللااو ،ةماقتسلااو ،ةدهاجلماو

.ءارغلا ةعيرشلل قفاولما ،ركذلا ةفنلآا تافصلاب فصتي يذلا ،بجاولا قحلا فوصتلا وه

:ليصأتلا جهن -2

:يتأي امم قلطني يفوصلا جهنملل يعرشلا ليصأتلا جهن نإ :ميركلا نآرقلا - ًلاوأ .لماكتلما ّيناسنلإا نايكلا يف ماعلا راطلإا نمض ،هتايح نم ّيحورلا بناجلا ىلإ ناسنلإا وعدت ةريثك تايآ اندجو :- لجو زع - هلوقو ،]99 :رجحلا[ )نيقيلا كيتأي ىتح كبر دبعاو( :- ىلاعت - الله لوقف

،رونلا ةروس )الله ركذ نع عيب لاو ةراجت مهيهلت لا لاجر لاصلآاو ودغلاب هل حبسي ..(

ديوعتو حورلا ةيبرتب ملاسلإا مامتها ىلع دهاوش ةريثك تايآو ،]10-9 :سمشلا[ )اهاسد نم باخ دقو اهاكز نم حلفأ دق( :- ىلاعت - هلوقو .اهلك ةايحلا يف ةلماشلا ةدابعلا قيرط نع ةعاطلا ىلع سفنلا

:ةرهطلما ةنسلا -اًيناث تاذ يلايللا – ملسو هيلع الله ىلص - لوسرلا ثنحتبو ،بولقلا ترونو ،سوفنلا يف ًايرذج ًارييغت ةفيرشلا ةّيوبنلا ةيبرتلا تثدحأ دقل اذهف ،هبر قشع دق ا ًدمحم نإ « ةرفاكلا شيرق تلاق ىتح ملسو هيلع الله ىلص لوسرلا ىلع الله ركذل عاطقنلاا رثأ رهظ ،ءارح راغ يف ددعلا ملاسلاو ةلاصلا هيلع هل ةباحصلا بحبو ،ميظعلا قلاخلا ىلع مهتللادو قلخلا ةياده يف رثلأا ربكأ هل ناك يوبنلا ينارونلا بلقلاو ينابرلا قشعلا ...هعم لزنأ يذلا رونلا اوعبتاو هوعبتاف ،نيبحلما هتباحصب بوبحلما يبنلا تافص ترس ،بحلا اذه ةدش نم ًاضيأ شيرق رافك بجع ىتح .ملسو هيلع الله ىلص - الله لوسرب لماكلا ءادتقلااو ة ّوبنلا جهن ىلع ، ةدابع ءاضنأ ،راهنلاب ًاناسرف ليللاب اًنابهر -اوف ِصُو امك- اوناك

:ةرورض فوصتلاو ةيفوصلا ليصأت -اًثلاث مهسلا تلان ةيفوصلا ةفئاطلا لعلو ،ةيملاسلإا فئاوطلا لك نيب ةدوجوم ةيركف ةموصخ كانه نلأ ؟ةرورض ليصأتلا لوقن اذالم لهسلا نم نوكي لصلأا ةملاس يفف ،ةيعرفلا روملأا ىلع سيلو ،يعرشلا لصلأا ىلع زكرن نأ انه ديفلما نمف ،ةموصخلا كلت نم ربكلأا يف يض�حأ دقلو ، ًلاوأ هتيهام فيرعت نم دب لاف هروصت نع عرف ءيض�لا ىلع مكحلاف ،هب ربتعمو هلصأ ىلإ دودرم عرفلاف ،عورفلا ىلع مكحلا ىلاعت الله ىلإ هجوتلا قدص »هنأ ىلع هفرع دقلو ،ةروهشلما هدعاوق يف قورز دمحأ يديس ركذ امك ،لوق يفلأ فوصتلاو ةيفوصلا فيرعت .»ناسحلإا وهو . »هيلإ ةبسنلاب هاوس ام راقتحاو لله بلقلا ديرجت« :يطويسلا هفرعو ملع ىلإ مسقني ةلماعلما ملع نإ :يلازغلا دماح يبأ عم لقنلف ،ءايشلأا نيبتت كلذب هنلأ ،روملأا زيمتت ىتح ةنراقم يرجن نأ انل ناك اذإف نع باجتحلاا مكحب يه يتلا -بولقلا ىلع دراولاو ،بولقلا لامعأ وه نطابلا ملعو حراوجلا لامعأ وه رهاظلا ملعف ،نطاب ملعو رهاظ

.مومذم وأ دومحم امإ -توكللما ملاع نم ساوحلا

(22)

ةيعرفلا ةيعرشلا ماكحلأاب ملعلا وه هقفلا ذإ اهقف يمس حراوجلا لامعأ لاوحلأ رظنلا نأ امك ،بولقلا لاوحلأ رظنلا وه فوصتلاف .ةيليصفتلا اهتلدأ نم ةطبنتسلما اذه ناك اذإف ؛اهلهأ دنع اهاوحفو اهاوتحم بسحب ُّدعُت امنإ ءامسلأاو ،حلاطصلاا يف ةحاشم لاف ناونعلاو مسلاا دنع فقوتلا يغبني لاو

. حيحص سكعلاو ،ةنسح ءامسلأا تناك اًنسح ىوتحلما :ناسحلإا وه فوصتلا -أ صخلي ىتح ملسو هيلع الله ىلص ىفطصلما لأسي ملاسلا هيلع ليربج ءاج دقف ، ملاسلإا نيد ءازجأ نم ثلاثلا ءزجلا وه ناسحلإاو

.ناسحلإاو ناميلإاو ملاسلإا يف ةميظعلا هتلاسر ،ناسحلإا لثمت اهسفن يف ةدابعلا لاف ،ةدابعلل انراقم دوهشلاو روضحلاب روعش وهف هل فقس لا ماستو ،هل دودح لا لامك ناسحلإاو كنأك الله دبعت نأ« ازاجعإ ملاسلاو ةلاصلا هيلع هتملك تناكو ،اعم اعمتجي ىتح ناسحلإا لثمي يلاعتلما دوهشلاو يماستلما روعشلا كلذ لاو قدصي يذلا بيرغلا بلاطلا اذه نم ةباحصلا بجع اذهلو لوقي ام لك يف هقدصي ناك يذلا نيملأا حورلا للاخ نم ةملأا بطاخي وهو ،»هارت .هنع لأسي امب ملع ىلع هنأ ىلع ليلد هل هقيدصت نإ .هنع لأسي ام فرعي لا هنأ ضورفلماو »هقدصيو هلأسي هل انبجع »:ذاتسلأا

:ناسحلإا ماقم ىلإ لوصولا ةيفيك -ب ةيحورلا براجتلاو ةنسلاو باتكلا ىلع اذه مهجهنم زكتراو ،ناسحلإا ماقم ىلإ لوصولل ًلاماكتم اًجهنم كش لاب ةيفوصلا تمدق دقل

:يتأي ام ىلع مهجهنم يف اودكأو .)نورصبت لافأ مكسفنأ يفو( :ىلاعت هلوق نم ا ًذخأ ، ةصاخلا .لاثتملاا يف اوددشو ،اهيلع ةقلطلما ةظفاحلماو تاقولأا يف دارولأاب مازتللاا * مهسفنأ اومزلأو ةدابعلا يف اودجف هيلع ىرج رابتعلاا اذهو ،مرحمو هوركم نيب لاو بودنمو بجاو نيب بلطلا ىض�تقم يف قرف لاف« :كلذ ىلع ا ًديكأت يبطاشلا ماملإا لوقي

..»ةرخلآا قيرط كولس يف مزعلاو مزحلاب ذخأو ،ةلمج ايندلا بلاطم حرطا نمم مهوذح اذح نمو ةيفوصلا نم لاوحلأا بابرأ .».... اوعتراف ةنجلا ضايرب متررم اذإ« حيحصلا ثيدحلا يف امك ةنجلا ضاير يف اوعترف راكذلأاب اولغتشا *

فلسلا لاعفأو ةنسلاو باتكلا نم لوصلأاب مازتللاا *

»هعبتا نم دسفأ :نيبدأتلما نع هبدأ ذخأيو ءاهقفلا سلاجيو ثيدحلا عمسي مل نمف ةنسلاو باتكلاب ديقم اذه انملع »:دينجلا لاق تاماقم اهومس يتلا لئاسولا فلتخمب ةسراملماو لوصولا قرط نع ثحبلا وه ،ةلماعمو ،لمعو ،ملعك هنكلو ، ماقمو لاح فوصتلاف لا ،اهلك اهتادراوو ،سوفنلا تلااحو ،بولقلا لاوحأ نإ لوقن نأ فاصنلإا نمو .ةيلحتو ةيلختو ةفرعمو قدصو نيقيو ركشو ربصو ةبوت نم

.ملعلا اذه يف لاإ اهنع ثحبي ناسحلإا اذكو ،نيدلا لوصأ مساب نيعتي ناميلإاو .هقفلا ملع مساب اهنع ثحابلا اهملع صخي ،حراوجلا لامعأ يف لثمتلما ملاسلإاف

.فوصتلا هومسأ ملع وه ،هيلإ لوصولل ا ًقرط نوثحابلا هل عضو :فوصتلا ةأشن-ج تامهلما نم تناك ،ةايحلا تايرغم مامأ اهنزاوت ظفحت يكل اهلظ يف ناسنلإا ةّيصخش ةغايصو ّيناسنلإا عمتجلما يف ةّيحورلا ةيبرتلاو

.ةرهطلما ةنسلاو ميركلا نآرقلل ةحضاولا ظقي ناسنلإا نم لعجي ْنأ نكمي لا ناميلإا اذه نم ثعبنت يتلا لئاضفلاو ميقلاب مث نوكلا قلاخب درجلما ّيلقعلا ناميلإا نأ مرج لاو

.رعاشلما ينابر ،كولسلا ميقتسم ،نادجولا قيقر ،سحلا ةيناحورلاو ،ءاقنلاو ءافصلا هيف، هباحصأو لوسرلا هيلع ناك ام ىلع ، بولقلا ريونتو ، حورلأا ةيقرتو ،سوفنلا ةيكزت ترمتسا دقلو ، ّيرجهلا يناثلا نرقلا نم ءادتبا حوضوب »ف ّوصتلا« حلطصمهذاختاو ،صاخ ركف ىلإ هروطت دعب ىتح ، ةنسلاو باتكلاب كسمتلاب ةجوزملما

.تافشاكلما وأ لاوحلأا وأ رطاوخلا مولعب ي ّمس ،هتاذب مئاق ملع ىلإ ف ّوصتلا بلقنا ثيح

(23)

:لوقي ثيح فوصتلا ةأشن يف نودلخ نبلا يأر كانه ناكو نيعباتلاو ةباح ّصلا نم اهرابكو ةملأا فلس دنع لزت مل موقلا ءلاؤه ةقيرط نأ هلصأو .ة ّللما يف ةثداحلا ةعيرشلا مولع نم ملعلا اذه«

اميف دهزلاو ،اهتنيزو ايندلا فرخز نع ضارعلإاو ،ىلاعت الله ىلإ عاطقنلااو ةدابعلا ىلع فوكعلا اهلصأو ،ةيادهلاو ّقحلا ةقيرط مهدعب نمو يف ايندلا ىلع لابقلإا اشف املف .فلسلاو ةباح ّصلا يف ا ًّماع كلذ ناكو .ةدابعلل ةولخلا يف دارفنلااو ،هاجو لامو ة ّذل نم روهمجلا هيلع لبقي .»ةفوصتلماو ةّيفوصلا مساب ةدابعلا ىلع نولبقلما صتخا ،ايندلا ةطلاخم ىلإ سانلا حنجو ،هدعب امو يناثلا نرقلا

:يفوصلا ركفلا ةأشن -د اوفتكي ملو ؛نيدلا قئاقح يف قمعتلاب ةّيفوصلا تأدبو ،هتأشن ذنم يملاسلإا ركفلا ملاعم دحأك هتناكم ذخأو يفوصلا ركفلا أشن دقل عمتجلما ةكرح ر ّوطت ببسب ر ّوطتلا اذه نودلخ نبا ىزع دقلو ،لعافلاو رثؤلما هرود ذخأو ،ّيفوصلا ركفلا روهظ أدب انه نم ،اهرهاظب

.اهتنيزب ناتتفلااو ،ايندلا ىلع لابقلإاو ،خذبلاو فرتلاك ةديدج رهاوظ ءوشنو ،هدادتماو ، ّيملاسلإا هاجتلاا ر ّوطت امكو ،ةفسلفلاو ملاكلا ملع ىلإ ّيرظنلا ّيلقعلا هاجتلاا ر ّوطت امك ،ف ّوصتلا ملعب يمس ام رولب يذلا ّيحورلا ر ّوطتلا ناكف

.ةفورعلما ةّيهقفلا سرادلماو هقفلا لوصأو هقفلا ىلإ ّيلمعلا :ةقرشم ةيادب يفوصلا ركفلا -ــه طباوضب اومزتلاو ،ةنسلاو باتكلاب عيمجلا كسمتو ،سوفنلا تكزتو ،الله ركذ رونب بولقلا تئلم دقو ،ةقرشم هتيادب نوكت لا فيكو دينجلاو ،)ـه253 ت( يطقسلا يرسلاو ،)ـه243 ت( يبساحلما ثراحلاو ،)ـه255 ت( يخركلا فورعم :لاثمأ رابكلا هتمئأ نع فرع امك ،عرشلا

..مهريغو )ـه298 ت( يدادغبلا ءلاجو ،لئاذرلا نع يلختلاو لئاضفلاب يلحتلا قيرط نع -ىلاعت - لله ةماّتلا ةّيدوبعلاو ديحوتلا يف قيمعلا ل ّمأتلا ىلع موقي ناك هّنأ كلذ

.ةرهطلما ةنسلاو باتكلا نم ةطبنتسلما مولعلاب كسمتلاو ،سوفنلا ةيكزتو ،كولسلا ةماقتساو،بلقلا انلمع ّنلأ )ف ّوصتلا يأ( رملأا اذه يف هب ىدتقُي لا ثيدحلا بتكي ملو نآرقلا ظفحي مل نم ّنإ« :- الله همحر - يدادغبلا دينجلا لوقي

.»ةن ّسلاو باتكلاب دّيقم اذه

:ديدجتلا ةيؤر -3

بوجوو ،دحلم وأ لهاج لاإ اهبوجو يفني لا لجو زع لله ركذلاف ،ةيعرشلا تابجاولا نم ءزجتي لا ا ًءزج نوكي ْنأ ودعي لا ف ّوصتلا ّنإ :ناتسردم هيف تلّكشتو ،فعضو ةوق لحارمب فوصتلا َّرم دقلو ،ملسم لك ىلع بجاو سوفنلا ةيكزت نم ليلق ىلإ مويلا جاتحت هذهو ،بلقلا ريهطتو ،سفنلا ةيكزتو ،حوّرلا ةيبرت ةسردم« اهرابتعا نكمي يتلا :ين ّسلا ف ّوصتلا ةسردم -أ

.كولسلاو ،عامتجلااو ،ةيبرتلاو ،سفنلا ملع ناديم يف اهنم دافتسيل ؛ةعجارلما ،ةّينطابلا ةقيقحلاو ،دوجولا ةد ْح َوو ،ضْي َفلاو ،داحتلااو ،لولحلاب تلاق تارايت اهتقرتخا يتلا :يفسلفلا ف ّوصتلا ةسردم -ب ملاسلإا حور ىلإ ديدج نم اهب دوعنل ،ةّيملع ةهجاومو ةصاخم ةيحلاصإ ةوعدو دقن ىلإ جاتحت هذهو ،رابتعلاا نم ةعيرشلا رهاظ تطقسأو

.هرهوجو هتقيقحو :ينيدلا ديدجتلا موهفم- ًلاوأ

: ًةغل ديدجتلا موهفم-أ ّدجو ،قلخلا ضيقن وهو ًاديدج راص ءيض�لا ددجتو ،ديدج ءيض� لاقيو ،ىلبلا صيقن يه ة ّدجلا « :هتريس ىلإ ءيض�لا ةداعإ وه ديدجتلا

.)111 /3 برعلا ناسل(* .”هب كل دهع لا ام ديدجلاو ،ًاديدج راص )رسكلاب( ُّد ِجي بوثلا

:ا ًحلاطصا ديدجتلا موهفم-ب

(24)

ةملأا هذهل ثعبي الله نإ« :ملسو هيلع الله ىلص يبنلا نع درو دقف .ةتباثلا هلوصأب )دودحم( ٌدَّيقم ،ةريغتلما نيدلا عورف يف داهتجا وه ىف مكاحلاو ،3740 :ثيدحلا مقر ،ةئالما نرق ىف ركذي ام باب ،محلالما باتك ،دواد ىبأ ننس(* .»اهنيد اهل ددجي نم ةنس ةئام لك سأر ىلع

.)522/4 ،كردتسلما صوصنلا اهردصم يتلا(هلوصأب ا ًديقم نوكي ثيحب )ةللادلاو دورولا ةينظلا صوصنلا اهردصم يتلا(نيدلا عورف يف نوكي ديدجتلاف

.)ةللادلا ةيعطقلا دورولا ةينيقيلا :)تابوتكلما( هباتك يف يدنهرسلا ماملإا دنع ديدجتلا ةيؤر-اًيناث فللأا ددجمب ينادلاو يض�اقلا دنع ريهشلا ،اًبهذم يفنحلاو ،اًبرشم يدنبشقنلا ،اًبسن يقورافلا :يدنهرسلا ماملإا دنع ديدجتلا ةيؤر ضعب يف تابوتكلما هباتك سيردتب تمق دقلو ،يملاسلإا ملاعلا يفو ايكرت يف مهريغو نييفوصلا ةاعدلا نم ريثكل مويلا دمتعلما وهو ،يناثلا

:راصتخاب ،تابوتكلما يف ديدجتلا طاقنو ةعضاوتلما يتاجاتنتسا ضعب ةلاجعلا هذه يف مكل دروأو ،ايكرت يف ةيفوصلا دهاعلما .اهل اعد يتلا ةيديدجتلا راكفلأا لك معدو دييأت يف ةينآرقلا تايلآا ىلع هدامتعا

- 1

. ا ًقفومو ا ًقيقد ا ًفيظوت يديدجتلا هركفل اهفيظوتو ،ةقيقدلا هتاطابنتساو ،ةفيرشلا ثيداحلأا ىلع هدامتعا

- 2

ةلاصلا لضفأ هيلع يبنلا ةعباتمب ققحتلاب نوكي ،كلاسلا دنع ةورذلا ىلإ لوصولاو ، ةيفوصلا دنع كولسلا ةياغ نأ ىري

- 3

.)13 رطسلا ،15ص ، عساتلا بوتكلما( ،م2012 ،لوبناتسا ،يدنهرسلا يقورافلا دمحأ ،تابوتكلما(* .ملاسلاو .)7رطسلا ،20ص ،رشع يناثلا بوتكلما(* .ةعيرشلا مولع عم ةقيقحلا مولع ةقباطمب نوكت ،كلاسلا قيرط ةياهن نأ ىري

- 4

نيدلا وه يذلا ملاسلإا ىلإ هباستناو ،هلاقمو ملسلما لاحل قفاولما وه يملاسلإا بقللا نأ هتجحو ، ةيرفكلا باقللأا نع عنلما

- 5

.)8رطسلا ،33ص ، نورشعلاو ثلاثلا بوتكلما (* .هناحبس الله دنع يض�رلما يداحلا بوتكلما(* يف كلذكو .)10رطسلا ،34ص ،نورشعلاو سماخلا بوتكلما (* . نيدشارلا ءافلخلاو نيلسرلما ديس ةعباتم

- 6

.)5رطسلا ،54ص ،نوعبرلأاو ةيهقفلا ماكحلأا ملعتو ًلاوأ دئاقعلا حيحصتب ملاسلاو ةلاصلا لضفأ هبحصو هلآ ىلعو هيلع نينوكلا ديس ةعباتم ىلع ضيرحتلا

- 7

.هبساني امو اًيناث ةيرورضلا .)4رطسلا ،87ص ، نوعبسلاو سماخلا بوتكلما (*

.ةلاجعلا هذه يف تاحفصلا هب تقاضل هانركذ ول امم ،دهاوشلا نم كلذ ريغو :ا ًجذومن يطلالما يرصلما ىفطصم يزاين ةملاعلل يراشلإا ريسفتلا -اًثلاث :يراشلإا ريسفتلا موهفم-أ ،ل ُّمأتو رُّب َدَتل جاتحت امَّنإو ؛ةلهو ِلَّولأ رهظت لا دق يتلا يناعلما مهف وهو ،مهفلا نم نَّيَع ُم طمن ىلإ يمتني ميركلا نآرقلا ريسفت نم عون وه

.ملعلا يلوأو ، كولسلا بابرلأ رهظتو ،تايلآا تاراشإ نم نوكت يناعلما هذهو :يراشلإا ريسفتلا لوبق طورش-ب :لاقف ىلاعت الله همحر ميقلا نبا ماملإا اهلمجأ دقو ، يراشلإا ريسفتلا لوبقل ةددحم اًطورش ءاملعلا ركذ دقل :لوصأ ةثلاث ىلع رودي سانلا ريسفتو«

. نورخأتلما هيلإ وحني يذلا وهو :ظفللا ىلع ريسفت

. فلسلا هركذي يذلا وهو :ىنعلما ىلع ريسفتو

(25)

. مهريغو ةيفوصلا نم ريثك هيلإ وحني يذلا وهو :سايقلاو ةراشلإا ىلع ريسفتو :طئارش ةعبرأب هب سأب لا اذهو . ةيلآا ىنعم ضقاني لا نأ -1 . هسفن يف ا ًحيحص ىنعم نوكي نأو -2 . هب راعشإ ظفللا يف نوكي نأو -3 . مزلاتو طابترا ةيلآا ىنعم نيبو هنيب نوكي نأ -4 .»اًنسح اًطابنتسا ناك ةعبرلأا روملأا هذه تعمتجا اذإف . (50 / 1 ، نآرقلا ماسقأ يف نايبتلا(*

:يرصلما يطلالما يزاين ةملاعلل يراشلإا ريسفتلا يف ةيديدجتلا ةيؤرلا - ج ،ةيتولخلا خياشم نم ،يفوص ملاع،يزاينب بقللما ،يرصلما ،يطلالما يلع نب دمحم وه لوقأف :يزاين ةملاعلاب فيرعتلا نم ًلاوأ انل دب لا 1694 - ه 1105( ماع يف دلو دقلو ،يفرعلما هعولضو ،ةيملعلا هتنك ُمو ،هملع ةرازغ ىلع ّلدت ةديدع تاباتك هلو ،رسفلماو رعاشلاو بيدلأاو

.ةريزجب يفوتو ،)م :يتأي اميف اهنيبنس ،لحارلا ةملاعلا اهيف غبن يتلا يراشلإا ريسفتلا يف ةيديدجتلا ةيؤرلا نإ .يراشلإا ريسفتلل ؛ةعوضولما طورشلل هتفلاخم مدعل كلذو ؛ءاملعلا ىدل لوبق عضوم يراشلإا هريسفت ناك -أ ءامسأ حرش هباتك( :لاثلما ليبس ىلعف .هفلأ باتك يأ نم رثكأ ،هتيص عاذو رشتناو ،اهفلأ يتلا هبتك نيب نم يراشلإا ريسفتلا ردصت -ب

.305/2 ،نيفراعلا ةيده* .هريسفت هب يظح امب ظحي مل )ىنسحلا الله ،ةيملاسلإا ةعيرشلا مهفل لولأا ردصلماو لصلأا وه ريسفتلاف ،ملاسلإل قيمع مهف ىلع ليلد ،هل هتقو لج فرصو ،ريسفتلاب هلاغشنا -ج

.لمعلاو ربدتلاو مهفلل قيرط وهف ،نيملسملل هميلعتو هب لاغتشلاا اولضفو ،ةملأا ءاملع فراعت كلذ ىلعو ،قلخلا هل بذجناو ،لوقعلا هل تحتفتو ،بولقلاب رثأ يذلا ينابرلا ملاعلا وهو لا فيك ،مكحلاو ظعاولماو ربعلاب هُريسفت َزَّيمت -د

.بلقلا فاغش هتارابع تقرتخاو .هدنع هماقم يلعُيو همحري نأ ميظعلا شرعلا بر ميظعلا الله لأسن

نيلماعلا بر لله دمحلا نأ اناوعد رخآو

ثحبلا ةمتاخ

ةعضاوتلما يتيؤر يتداس مكيلع ضرعأ نأ ،ةفرعلما طاهرأو ،ملعلا تاماق يدي نيب فقأ انأو ،فاطلما ةياهن يف يب ردجي امم هلعل

،ةملأا عمج اهب ققحتي تانبل نم ةنبل هذه نوكت نأ ىض�عو ،رقولما مكرمتؤلم تايصوت لكش ىلع مكل اهمدقأو ،فوصتلا يف يلمعلا ديدجتلل

،ةقرفلاو بصعتلاو ،ةوادعلاو ماسقنلاا ةلاح ءاهنلإ ةصلخم ةوعد َنوكتو ،ملاسلاو ةلاصلا لضفأ هيلع هيبن ةنسو الله باتكب اه ُماصتعاو

:يتداس لجأ ،مملأا انيلع هيف تبلاكت بيصع نمز يف ،ةينانلأاو ءاوهلأاو

عمجنلو »لبق نم نوملسلما مكامس وه« انبر انل اهاضترا يتلا ملاسلإا ةلم ىلع ةملأا ديحوتل بيصعلا نمزلا اذه يف نوكن ام جوحأ نحن

نوكتو ،ةيكزتلا ةسردم فوصتلا نوكيل ،كلذ قيقحتل سرادم ةيملاسلإا فئاوطلا نوكتلو ،صلاخلإا ةملك ىلع اًقدصو ا ًقح نيملسلما ةملك

وأ ،اهدامتعا مكنم اًيجار يتايصوت ،ىمسلأا مكماقم ىلإ اًريخأ عفرأو ،ةبحلماو رهطلا ةسردم ةعيشلا نوكتو ،ءافولاو عابتلاا ةسردم ةيفلسلا

:ةيتلآا يهو ،رقولما رمتؤلما اذه تايصوت اًعيمج يرثنل ،اهل ةفاضلإاو ،اهيلع ليدعتلا

(26)

.ةيكزتلا يهو ةرهطلما ةنسلاو ميركلا نآرقلا قوطنم ىلإ فوصتلاب ةدوعلا

- 1

الله يف بحلا ةطبار يهف ةرهطلما ةنسلاو ينآرقلا قوطنلما ىلإ اهب ةدوعلاو ةفيرشلا ةطبارلا حلطصمك ةيفوصلا تاحلطصلما

عفر - 2

خلا...دحأ هركني لا اذهو امك ،سفنلا ةيكزتو ،ركذلا ةسردمب مهمازتلا عم نمازتلاب كلذو ؛ةيعرشلا مولعلا ملعتب ةيفوصلا سرادلما يف ركذلا بلاط

مازلإ - 3

. تابوتكلما بحاص كلذ حضوأ .خلا... ،بيغلل ملعو ،ةسادقو ،لولحو ،تاحطشو ،ليطابأو ،ماهوأ نم هب قلع ام لك نع فوصتلا داعبإ

- 4

.نيدشارلا ءافلخلا ةنسو ،نيلسرلما ديس ةنس عابتا ىلع ضيرحتلا

- 5

.ةيفوصلا لهأ تاداهتجاو لاوقأ ىلع نوم َّدقم مهف ،ءاجرلأا يف مهتيص عاذ نمم ملاسلإا ءاملع داهتجا ميدقت بجي

- 6

.لامك لا صقن ةلاح يهف تافوشكلاو لاوحلأاب ضوخلا نع دعبلا

- 7

،ريبكلا رمتؤلما اذه ةياعر ىلع نيمئاقلا ،نيمرتحلما ةداسلل ركشلا لك مدقأ اًريخأو .مهعامتسا نسح ىلع ءلاجلأا ءاملعلا نم روضحلا ةداسللو نيلماعلا بر لله دمحلاو رداصلماو عجارلما .ميركلا نآرقلا

- 1

.ديناسلماو حاحصلا بتك

- 2

،فراعلما راد ،فيرشلا نب دومحم ،دومحم ميلحلا دبع :قيقحت ،يريشقلا كللما دبع نب نزاوه نب ميركلا دبع ،ةيريشقلا ةلاسرلا

- 3

.م 2010 ،ةرهاقلا .م1999 ،ةيملعلا بتكلا راد ،يدرورهسلا نيدلا باهش ،فراعلما فرراوع

- 4

.نانبل – توريب يبرعلا ثارتلا ءايحإ راد ،يدادغبلا ينابابلا دمحم نب ليعامسإ ،نيفنصلما راثآو نيفلؤلما ءامسأ نيفراعلا ةيده

- 5

،1ط،ةيروس ،قشمد ،عيمجلل ةفاقثلا راد ،ينسحلا رارع ماصع دمحم ،ةيفلسلاو فلسلا دنع ةيفوصلاو فوصتلا ةقيقح

- 6

..م2004 -ـه1425

.ةيروس ،قشمد ،م2004 -ه1425 ،1ط ،ملقلا يحو راد ،يض�افلا يض�نربلا قورز دمحأ ،فوصتلا دعاوق

- 7

.م1977.رصم ،ةرهاقلا ،نارهز ةبتكم ،ينيسحلا ةنيجع نب دمحم نب دمحأ ،ممهلا حرش يف ممهلا ظاقيإ

- 8

.م2012 ،لوبناتسا ،نيساي ةبتكم ،يدنهرسلا يقورافلا دمحأ ،تابوتكلما

- 9

. م2006 ،1ط ،نانبل ،توريب ،يلايكلا مصاع قيقحت ،يركبلا ىفطصمو يطويسلا نيدلا للاج ،ةيلعلا ةقيقحلا دييأت

- 10

.م2010 :نانبل ، توريب ،ةفرعلما راد ،ةيزوجلا ميقلا نبا ،نآرقلا ماسقأ يف نايبتلا

- 11

.ايكرت ،يطلالما يرصلما ىفطصم يزاين ،يراشلإا ريسفتلا

- 12

.ةيملاسلإا دوعس نب دمحم ماملإا ةعماج ، ريتسجام ةلاسر ، بيطخلا ملاس رمعل ، ًاميوقتو ةسارد ، يراشلإا ريسفتلا

- 13

.ه1414 ،3ط ،نانبل ،توريب ،رداص راد ،روظنم نبا نيدلا لامج مركم نب دمحم ،برعلا ناسل

- 14

.2004 ،ةيلودلا قورشلا ةبتكم ،ةيبرعلا ةغللا عمجم ،نورخآو سينأ ميهاربا ،طيسولا مجعم

- 15

.ةيتوبكنعلا ةكبشلا ىلع هيب نب الله دبع ةملاعلل يمسرلا عقولما ،هيب نب الله دبع ،ةيفوصلاو فوصتلا ليصأت

- 16

(27)

NİYAZÎ-İ MISRÎ DİVANINDA GÖNÜL İLE İLGİLİ TASAVVURLAR

Prof. Dr. Şener DEMİREL1

Arapça kalp, Farsça dil ve derûn anlamlarına gelen gönül; çoğunlukla sevgi, istek, ilgi, düşünce, beklenti, anma, özlem, hâtır vb.

duyguların hissedildiği, oluştuğu ve gerçekleştiği bir yer olarak tasavvur edilmiştir. Söz konusu kullanımların yanında tasavvufî bir anlam dünyasına da sahip olan gönül, bu çerçevede Allah’ın tecellî ettiği yer; şuur, sezgi ve idrâk mahallî; hayır ve şerrin en önemli merkezi; kişiliğin şekillenmesine etki eden en önemli unsur; insanı Allah’a ulaştırmada, hâli yakalama ve kemâli kavramada en kestir- me yollardan biri olarak kabul edilmiştir.

Niyâzî Mısrî’nin eserlerinin büyük çoğunluğunu birkaç sayfadan oluşan risaleler oluşturmakla birlikte, onun en önemli özelliği, divanındaki şiirlerle Yunus Emre ekolünün 17. yüzyıldaki en önemli temsilcisi olmasıdır. Şiirleri farklı zamanlarda şerh edilen Mıs- rî’nin, kendisi tarafından Yunus Emre’nin ünlü “Çıkdım erik dalına anda yedim üzümü” mısraıyla başlayan şathiyesine yazdığı şerh, bu türün dikkat çekici örneklerinden biridir.

Nitel desende gerçekleştirilen ve doküman incelemesi tekniğinin kullanıldığı bu çalışmaya konu olan divandaki gönül ile ilgili benzetme ve tasavvurların, Mısrî’nin bu konuda takipçisi olduğu sanatçılardan çok farklı olmadığı görülmüştür.

Anahtar sözler: Niyazî Mısrî, divan, şiir, gönül, tasavvur.

İMAGİNATİONS RELATED TO HEART İN THE DİVAN OF NİYÂZÎ-İ MISRÎ

Arabic heart, Persian language and the meaning of the deep; mostly love, desire, interest, thought, expectation, commemoration, longing, and so on. it is conceived as a place where emotions are felt, formed and realized. In addition to the mentioned uses, the heart, which has a mystical world of meaning, is the place where God reveals in this context; consciousness, intuition and idols; the most important center of charity and evil; the most important factor affecting the shaping of personality; it is accepted as one of the shortest ways to reach the human being to God, to capture the state and to comprehend.

The most important feature of Niyâzî Mısrî’s works is that the Yunus Emre school is the most important representative of the 17th century with his poems in his divan. Commenting on the poems of Mısrî, whose poems were commented at different times, wrote by Yunus Emre to his poem which started with the verse ına

It is observed that the analogies and imaginations of the subject on the divan, which is the subject of this study, which is carried out in qualitative design and which uses the document examination technique, are not very different from the artists in which Mısrî is a follower.

Key words: Niyâzî-i Mısrî, divan, poem, heart, imagination

1 Prof. Dr. Fırat Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Elazığ, 2018; sdemirel@firat.edu.tr-sdemirel63@gmail.com

(28)

1. GİRİŞ: GÖNÜL/DİL/HÂTIR/KALP

Arapça, hâtır, kalp; Farsça dil, derûn gibi karşılıkları olan gönül, Türkçe Sözlük’te (2010:963-965) a. 1.

Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı: 2. mec. İstek, arzu: 1. (Geniş anlam- da) Duyguların, ruhsal kıpırdanmaların, iç çabaların taşıyıcısı. 2. (Gizemcilikte) Kişiyi Tanrı›yla, insanla ve dünyayla içten bir ilişki içine koyan, ruhun derinliklerindeki güç. 3. Duygu bağlılığı yetisi: duygunun bağlılık, birliktelik duyuran kavrayıcılığı” gibi anlamlarının yanında aşağıda sıralanan çok sayıda kullanıma da konu olmuş, Türkçenin çok zengin ifade kaynağına sahip olduğunun en somut örneklerinden biridir.

Gönül kelimesi, yukarıdaki tanımların yanında Türkçe Sözlük’te çok sayıda kullanım içinde yer aldığı da görülmektedir:

Gönlü bol, gönlü dar, gönlü gani, gönlü kara, gönlü tok, gönlü yaralı, gönlü zengin, gönül açmak, gönül akıtmak, gönül avlamak, gönül avutmak, gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz, gönül bulandırmak, gönül çekmek, gönlünü eğlendirmek, gönül gezdirmek, gönül indirmek, gönül kırmak, gönül okşamak, gönül var otluğa, gönül var bokluğa (konar), gönül vermek, gönül verme evliye eve gider unutur, gönül yıkmak, gön- lünden çıkarmamak, gönlü istemek, gönlü çökmek, gönlü kaymak, gönlünden kopmak, gönlünü düşürmek, gönlünü karartmak, gönlünü yaralamak, gönül avcısı, gönül bağı, gönül belası, gönül birliği, gönül borçlusu, gönül bulantısı, gönül çöküşü, gönül darlığı, gönüldaş, gönül dilencisi, gönül ferahlığı, gönül hoşluğu, gönüllü, ayran gönüllü, gönül maskarası, gönül yarası, gönül uğrusu, gönül eğlencesi, gönül darlığı, gönül rahatlığı, gö- nül dilencisi, gönül bulantısı, gönül birliği, gönül rızası, gönül tokluğu, gönül hoşluğu, gönül eri, gönül dostu, gönül eğlendirmek, gönlü olmak, gönlünden kopmak, gönlünü etmek, gönlünü avutmak, gönlün yazı var kışı var, gönül fermân dinlemez, gönül kimi severse güzel odur, gönüller bir olunca samanlık seyrân olur.

Kuşkusuz gönül kelimesinin kullanım alanı bunlarla sınırlı değildir. Özellikle şairlerin/yazarların kale- minde farklı farklı tasavvurlara ve teşbihlere konu olduğu zaman gönül bazen bir kuşa, bazen bir tahta, bazen bir şehre, bazen bir mülke, bazen bir viraneye ve bazen de bir aynaya benzetilir.

Sözlüklerdeki tanımların dışında gönlün, birçok araştırmacı tarafından daha özel biçimlerde tanımlandığı görülmüştür. Gönül, insanı vahdete eriştirecek olan manevî idrak merkezi; insanın manevî varlığı (Çelebioğlu, 1998: 585-598); Rahman isminin tecellî ettiği yer ve onun arşı, Allah‘ın “kalp yufkalığı” manasındaki Rahman ismiyle gönül arasında bir münasebet vardır. Gönül yaygın olarak “rahmet ve yumuşaklık”, Gönül, her tarafı kaplaması, uçsuz bucaksız ve sınırsız oluşu gibi özellikleriyle denize teşbih edilir (Kurnaz 1989: 151 152).

“Gönül aynaya teşbih edilir. Ayna, ışığı aksettirdiği gibi gönül de İlâhî isim ve sıfatları en mükemmel şekilde yansıtır. Ayna binlerce olsa bile, aynı ışıktan aydınlanmışlarsa aksettirdikleri binlerce ışık, tek bir ışığın akisle- ridir. Bütün mahlûkat da mevcudiyetini tek bir İlâhî kaynaktan alır. Eskiden gümüşten yapılan aynalar, sürekli silinmez ve parlatılmazsa zamanla paslanıp kararırdı. O hâliyle de suretleri iyi göstermezdi. Gönül aynasının da temizlenmesi, cilalanması ve parlatılması gerekmektedir. Bu aynı zamanda, vahdet olan gönül üzerindeki kesret tozlarının temizlenmesi anlamına gelmektedir.” (Cebecioğlu 1998: 590-592)

(29)

“Gönül, bir sultan olarak tasavvur edilir. Saltanat tacına baş eğmeyen, tahtı kabul etmeyen hatta dünya ve ahireti hiçe sayan âşık, bütün samimiyeti ve içtenliğiyle kul olmuştur. Bu, herkesin yapamayacağı bir büyüklük ve bir sultanlıktır. Gönül, sürekli feryat edip inleyerek nağmeler çıkarması, boğumlardan (parçalar) meydana gelmesi ve menşeinde sır ile ilgili rivayetin yer alması gibi özelliklerinden dolayı ney’e benzetilir. Ney gibi gam ve kederden dolayı yüz parça olan gönül de, çıkardığı seslerle sırları ifşa eder. Bu feryat ve inlemeler göklere kadar yükselir. Gönül, mürşit, derviş ve salik gibi tasavvufî tiplere de benzetilmiştir (Tolasa, 2001:

311-324). “Gönül âşığın aşkıyla ilgili her türlü gelişmenin algılandığı yerdir. Ağyara asla tahammülü yoktur.

Sevgilisinden ümidini asla yitirmez. Sevgili süzgün bir bakışıyla âşığın gönlünü ok ve kılıcıyla yaralayıp deler.

Sevgili bir şem’ olursa âşığın gönlü onun çevresinde pervâne olur. Sevgilinin yay kaşlarından kirpik oklarını attığı nişangâh yine gönüldür. Gönül sevgilinin vuslat bayramında kesilmek üzere beslenen âşığın kurbanıdır.

İnleyişleri ile bazen ud bazen de ney olur. Dövünmesiyle bir def’i andırır. Bazen de sevgilinin âb-ı hayat ba- ğışlayan ağzını arayan İskender olur. Tasavvufta gönül bir ayna olarak ele alınır. Bu aynada Tanrı’nın tecellisi zuhur eder. Tasavvuf gönle çok önem verir. İnsan bütün âlemin özü olduğu için insanın hakikati de gönüldür.

Gönlün gerçeğini bilenlere gönül ehli (ehl-i dil) derler.”(Pala, 1999:153).

Divan şiirinde gönül ile ilgili tasavvurlar çoğunlukla âşık merkezli bir biçimde karşımıza çıkar. Âşıkın ayrılmaz bir parçası olan, aşkın kaynağı olduğu gibi, sevgilinin âşıka karşı takındığı olumsuz tavrın netice- lerinin görüldüğü bir mekân olarak da dikkat çeker. Sinenin içinde bulunduğu tasavvur edilir ve çoğu zaman beyitlerde beraber zikredildiği cân ile beraber âşıkın çektiği sıkıntıların sebebi olarak karşımıza çıkar. Tasavvuf açısından Hakk’ın nurunun tecellî ettiği ve imanın bulunduğu bir mekân olarak tasavvur edilir (Sefercioğlu, 1990, 248).

Türkçe bir kelime olan “gönül”, özellikle Farsça karşılığı “dil” ile divan şairlerinin şiirlerinde en çok kul- landıkları kelimelerin başında gelir. Gönül kelimesinin ilk örneklerinin görüldüğü İslâmiyet öncesi döneme ait metinlerin birinde Yolluk Tigin’in bir dizesinde şöyle kullanılmıştır:

“Taş tokıtdım, köngültegi sabımın bitidim.” (Ergin, 2012:47) (Taş yontturdum, gönüldeki sözümü yaz- dırdım.)

Gönül kelimesi, İslâmiyetin etkisinde gelişen Türk edebiyatının ilk yazılı ürünlerinden itibaren birbirin- den farklı tasavvurlara konu olarak kullanılagelmiştir. Bu bağlamda 11. yüzyılda Yusuf Has Hacib tarafından kaleme alınan Kutadgu Bilig adlı eserden aşağıya alınan iki örnek “gönül” kelimesinin tarihi süreç içinde Türk şiirinde katettiği mesafeyi göstermesi açısından önemlidir diye düşünüyorum:

Köngül birdi köz hem ukuş ög bilig Aça birdi sözüm yorıttı bilig.

“Gönül, göz, anlayış, akıl ve bilgi verdi; dilimi açtı ve bana ifade kudreti ihsan etti”

Bodum erdi ok teg Köngül erdi ya Köngül kılgu ok teg Bodım boldı ya.

“Vücûdum ok ve gönlüm yay gibi idi; şimdi vücûdum yay oldu; gönlümü ok yapmalıyım”

Bu beytin ilk mısrâında yay ile gönül, ok ile vücut eşleştirilmiştir. Bilindiği gibi yay, hâkimiyet ve Tanrı irâdesini temsilen hakanı ifâde ederdi. Ok ise kavmi anlatırdı. Bağlılık demekti. Ok ve yayın birleşmesi cihan hâkimiyetinin kurulduğunu anlatmaktaydı(Başer, 2018). Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren bir var olma, varlığını devam ettirme ve daha sonrasında ise ilayıkelimetullah davası için savaşan bir milletin içinden yetiş- miş bir sanatçının eserinde gönül ile ilgili tasavvurların ok ve yay ile ifade edilmesi çok da yadırganacak bir

Referanslar

Benzer Belgeler

Kabrini nûr ile memlû eyle Yâ Rabbe’l-‘ıbâd (1150) Daha sonraki yıllarda bu dergâhta postnişin olarak hizmet veren torunu Gazzîzâde Abdüllatif Efendi’nin kaleme

Buna karşın prostat kanseri riski DM’li hastalarda daha düşüktür (6). Çok sayıda epidemiyolojik veri bulun- masına karşın DM ve kanser riski ilişkisinin temel

Mesela zeki olursak istediğimiz okulu daha az çabayla kazanabiliriz ya da işverenimi- ze zeki olduğumuz gösterir, zor işlerin üstesinden ge- lirsek terfi alabiliriz.. Diğer

Sonuç olarak sentetik ve çok farklı istenmeyen yan et- kileri olan bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlara alternatif olacak ve neredeyse bilinen hiçbir yan etkisi şu ana

2009-2010 yılları arasında gerçekleştirilen arazi çalışmalarında Kırka kasabası çevresinden toplanmış olan 860 bitki örneğinin değerlendirilmesi sonucunda

Anahtar sözcükler: Travmatik flilotoraks, künt toraks travmas›, tüp torakostomi, flilotoraks tedavisi Key words: Traumatic chylothorax, blunt thorac›c trauma, tube

Toprakların Zn konsantrasyonları ile B konsantrasyonları arasında istatistiksel olarak arasında % 0.05 düzeyinde (r = 0.2455*) pozitif önemli bir ilişki olduğu

194 Dervîş, Lâ Urîdu li Hâẕihi’l-Ḳasîdeti en Tentehiye, s. 195 Dervîş, Bu Şiirin Bitmesini İstemiyorum, s. 198 Dervîş, Bu Şiirin Bitmesini İstemiyorum, s. 199