• Sonuç bulunamadı

\,1 maganı. Yay1n Kurulu. Prof. Dr. Hakkı Acun Prof. Dr. Hal it Çal Yard. Doç. Dr. Gül Tunçel vard. Doç. Dr. Mehmet ibrahimgil

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "\,1 maganı. Yay1n Kurulu. Prof. Dr. Hakkı Acun Prof. Dr. Hal it Çal Yard. Doç. Dr. Gül Tunçel vard. Doç. Dr. Mehmet ibrahimgil"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

\,1

maganı

Yay1n Kurulu

Prof. Dr.

Hakkı

Acun Prof. Dr. Hal it Çal Yard. Doç. Dr. Gül Tunçel

·vard. Doç. Dr. Mehmet ibrahimgil

ANKARA 2002

(2)

Anadolu Selçuklu Dönemi Mimarisinde

Tuğla

Örgülerde Kullanılan Özel Derzleme Yöntemleri

Prof Dr. Ömür BAKIRER

Anadolu Selçuklu mimarisinde tuğla İran, Türkistan, Horasan ve Gazne yörelerindeki gibi tek ve esas yapı malzemesi olmamıştır. Bu yörelerde tuğla,

Onuncu yüzyıldan başlayarak, büyük veya küçük ölçekli ve farklı işlevlere

yönelik yapı türlerinde, hem yapı hem süsleme malzemesi olarak kullanılıp,

malzemenin bütün olanaklarından yararlanılmıştır. Anadolu'da ise tüm ya-

pısal etkinliklerde yörenin jeolojik yapısı ile bağımlı olarak yaygın malzeme olan taş benimsenmiş, tuğla ikinci derecede bir yapı malzemesine dönüşmüş­

tür. Ancak ikinci plana geçiş şeklindeki bu değerlendirme tuğla kullanılan yapıların sayısı göz önüne alındığında geçerlidir. Zira, tuğla kullanılan yapı­

lardaki uygulamalar çeşitierne ve işçilik açısından ele alındığı zaman malze- menin geleneksel niteliklerini yitirmediği, hatta gerek tam ve yarım tuğla­

larla gerçekleştirilen tuğla örgü çeşitlemelerinin, gerekse kesme tuğla birim- lerle gerçekleştirilen tuğla kaplamaların bazen ön örneklere benzer bazen de onlardan ayrılan yeni boyutlar kazandıkları izlenebilmektedir1.

İster salt yapısal bir amaca, ister yapım sürecinde süsleme de yaratmağa yönelik oslun, farklı tuğla örgülerinin şekillenmesi tuğla birimleri ile bağım-

1Bu makale aşağıdaki yayından yararlanılarak ve 1990,1996 yıllarında yapılan yeni belgeleme- ler ışığında gü.ncelleştirilerek hazırlanmıştır.

Ö. BAKIRER, Selçuklu Öncesi ve Selçuklu Dönemi Anadolu Mimarisinde Tuğla Kullanımı, An- kara: ODTü, 1981, s. 63,174.

(3)

lıdır, yani birimsel bir yaklaşım ürünüdür. Belirli biçim ve boyutları olan tam ve yarım tuğla birimlerinin yapım sürecinde ve tek aşamada, seçilmiş bir yönteme uygun olarakyanyana getirilmeleri ve aynı yöntem çerçevesinde du- var, kemer, tonoz, minare ve benzeri mimar! elemanların yüzeylerinde yine- lenmeleri esasına dayanmaktadır.

Dolayısıyla, tuğla örgülerinde temel malzeme olan tuğla birimlerinin istif yöntemlerinde ve kaydırma düzenlerinde yapılan çeşitlerneler temel örgü tür- lerini ve bunların alt çeşitlernelerini şekillendirmektedir. Bu örgü türlerinde

tuğla birimlerinin kendi aralarındaki ilişkiler, tuğla birimleri ile derz arala-

rı arasındaki ilişkiler, bunlara ek olarak derz aralarına yapılan farklı uygu- lamalar ise gerek temel örgü tür lerinde, gerekse bunların alt türlerinde ye- ni bir dizi çeşitierne olanağı yaratma,ktadır. Bu yazıda bu ikinci dizi çeşitle­

menin bir bölümü ele alınarak tuğla birimleri ile derzler arasındaki ilişkile­

re değinilecek ve Selçuklu dönemi yapılarından birkaç tanesinde denenmiş

olan derzleme yöntemleri ve derz aralarında süsleme yaratmak üzere yapılan farklı uygulamalar üzerinde durulacaktır.

Sırsız tuğla birimleriyle uygulanan yatay istifli düz örgüde düşey ve ya- tay derz araları, genellikle 1-1.5 cm. genişlikte, 1-1.5 cm. derinlikte, ince ve göçük bırakılır. Görüntüde bu t?r derz araları, tuğla birimleri yanında pasif bir bağlayıcılık görevi yüklenirler. Bunun aksine, diğer bazı düz örgü örnek- lerinde ise düşey ve yatay derz aralarımn ince bırakılınayıp genişletilmeleri

ve içlerine derzleme olarak farklı uygulamalar yapılması yeni örgü türleri ve yeni örgü çeşitlerneleri yaratmak yamsıra derz aralarına tuğlalarla eşdeğer ağırlıkta aktif görüntü vermektedir. Böylece salt sırsız tuğlaların kullamldı­

ğı ve yalmz istif ya da kaydırma yöntemleri ile sınırlı örgü türlerine yeni çe-

şitleme olanakları sağlanmaktadır. Tuğla birimlerinin tuğlanın 1/2 genişliği oranında kaydırılmaları ile şekillenen orta derzli düz örgüde ve birimlerin

tuğlamn 1/4, 1/5 oranında kaydırıldıkları yükselen derzli örgüde derz arala-

rına uygulanan derzlemelerde iki çeşitierne saptanabilmektedir:

Birinci yöntem derz aralarına derzleme yapılırken şekillendirilmiştir.

.

Bu yöntemde, tuğla birimler istiflenirken düşey derz araları geniş boşluklar ola- rak bırakılmış, bu boşluklar daha sonra özel bir harç ile doldurulup tuğla bi-

(4)

rimleri ile aynı düzleme getirilmiştir2. Bazı örneklerde bu düşey derzlere da- ha sonra parmakla veya sivri bir mala ucu ile gelişigüzel düşey çizgiler çizil- miştir. Bu uygulamanın estetik bir amaca yÖnelik olduğu düşünülebileceği..

gibi daha pratik bir amaçla sadece derz arasındaki harcı yerine yerleştirmek

üzere mala ucu ile iterken şekillenmiş olabilecekleri de düşünülebilir. Diğer bazı örnekler ise, düşey derz aralarının daha billiıçli ele alındığını, özel süs- leme uygulandığını ve uygulamanın bazen yatay derz aralarında da tekrar-

landiğını gösterıriektedir. Büyük olasılıkla kalıpla basılan süslemelerde çe-

şitlilik açısından sonsuz olanakları olan bu örgü türü Türkistan, Horasan ve Orta İran bölgelerinde yatay istifli düz örgünün tek yatay birimli veya çift yatay birimli çeşitlemelerinde çok kullanılmasına kaişın bu yazı çerçevesin- de ele alacağımiz Anadolu'daki örnekleri sayılıdır.

Derz aralarına uygulanan ikinci çeşitierne düşey derz aralarına, farklı

özellikleri olan ve ayrı hazırlanan, ikinci bir malzemenin takoz gibi yerleşti­

rilmesi ile şekillendirilmektedir. Bu çeşitlernede yine geniş boşluklar olarak

bırakılan düşey derz araların~ alçı, pişmiş toprak veya tuğla kabaralar yer- leştirilmiştir3. Bu örgü türünün Türkistan, Horasan ve Orta İran bölgelerin- de özellikle Onuncu ve Onbirinci yüzyıllarda yaygın bir kullanımı olmasına karşın bildiğimiz kadarı ile Anadolu'da örneği bulunmamaktadır. Buna kar-

şın, Anadolu'da On üçüncü yüzyılın başında itibaren yaygınlaşan çini kabara- lar kuşkusuz bu ikinci uygulama türünün farklı bir devamıdır. Derzlere çini birim veya çini kabara yerleştirme tekniğinin geliştirilmesi ile bu malzeme- nin Anadolu'da daha çok benimsendiği, bu nedeııle de alçı ve toprak kabara-

ların kullanılmadığı düşünülebiJ.ir4.

2y.e., s. 51: 1977 yılında ODTÜ, Mimarlık Fakültesi Restorasyon Malzeme Laboratuannda kı­

sıtlı sayıda harç örneği ÜZerinde yapılan analizler Selçuklu döneminde tuğla örgü ve kaplama- larda ara malzemesi olarak çamur, kireç ve alçı harcın kullanıldığını ortaya koymuştur. İnce­

lenen örneklerin sayıca azlığı çok sağlıklı ve kesin bir değerlendirme yapınağa olanak verme- mektedir. Ancak, genellikle dÜZ derzlerin bulunduğu tuğla örgülerinde ara malzemesi olarak çamur veya kireç harç, süslü derzlerin bulunduğu örgülerde ise yine çamur yanısıra alçı harç kullanıldığına işaret edilebilmektedir.

3Bunlar genellikle ön yUzleri 4x4 cm. veya 5x5 cm. kare boyutlannda, arkaları yerleştirilecek­

leri göçük derz arasına uyum sağlamak ÜZere daralarak uzayan birinılerdir. İngilizce yayınlar­

da 'brick-end plugs' terimi ile tanımlanan bu biriniler için kabara terimi beninısenmiştir.

4y.e., s. 48-51.

(5)

Giderek yukarıda tanımlanan birinci yöntem, yani derz aralarına özel derzleme uygulanarak şekiilendirilen süslemeler ya da süslü derzlere Anado- lu'da az sayıda örnek saptanabilmektedir. Bu uygulama, erken tarihli üç ya- pıda, Onikinci yüzyılın ikinci yarısına, 551-561 H/1155-1165 M.'ye tariblenen Harput Ulu Camisi5, Onikinci yüzyılın sonu ile ünüçüncü yüzyılın başı ara- sına tariblenen Kemah'taki Mengücek Gazi Türbesi6 ile 614-617 H/121 7- 1220 M. tarihli Sivas Keykavus Darüşşifası'nda kullanılınıştır7.

5Harput mu Camisinin tarihlendirilmesi için Bkz.:

M. van BERCHEM, Arabjsche Inschriften Aus Armenien und Diyarbakır, Abh, Gött. Phil, Hist.

K1ass. HF, IX, m, 1907, Kit. No. 9 s, 18.

N. ARDIÇOGLU, 'Harput Artukoğullanna Ait Kitabeler',"Türkiyat Mecmuası, VI, İstanbul 1939, s. 42, kitabe metni.

A. GABRİEL, Voyages Archeologiques dans la Turquie Orientale, I, Paris, 1940, s. 258-260, 351,

Kit. No. 142. ..

N. ARDIÇOGLU, Harput Tarihi, İstanbul, 1964, s. 45, kitabe metni.

M. z: ORAL, 'Harput mu Camii Duvanndaki Vergi Kitabesi', VI. Türk Tarih Kongresi, Tebliğ­

ler, Ankara, 1967, s. 140.

Minare için Bkz:

Ö. BAKIRER, y.e., 222-223. .

ö. BAKIRER, 'Anadolu' da XIII. yüzyıl Tuğla Minarelerinin Konum, Şekil, Malzeme ve Tezyi- nat Özellikleri, Vakıflar Dergisi, IX, Ankara, 1971, s. 341, Kat. No. 2.

A. ALTUN, 'Harput mu Camii'nin Durumu', Sanat Tarihi Yıllığı, V, 1972-73, s. 79-86.

Ö. RAKIRER, 'Harput mu Camii Minaresi', Bedrettin Cömref e Armağan, H. Ü. Beşeri Bilim- ler Dergisi, Özel Sayı, Ankara, 1980, s. 375-395.

6Mengücek Gazi Türbesi'nin tarihlendirilmesi için Bkz:

A.KEMALİ Erzincan Tarihi, İstanbul 1932, s. 241.

F. SÜMER, 'Mengücekler', İslam Ansiklopedisi, VII, İstanbul, 1957, s. 713.

T. ÖZGÜÇ, 'Mengüceklere Ait Bir Türbe', Milletlerarası I. Türk Sanatları Kongresi, Ankara,

1959, TebliğleF, 1962, s. 326.

R.H. ÜNAL, 'Monuments Saltuqides de Kemah', Revue des etudes Islamiques, XXXV, 1967, s.

149-172.

M. MEINECKE, Fayencedekorationen seldchukisher Sakralbauten in Kleinasien, II, Tubingen, 1976, s. 192-194.

Ö. BAKIRER, Selçuklu Öncesi ve Selçuklu Dönemi Anadolu Mimarisinde Tuğla Kullanımı, An- kara: ODTÜ, 1981, s. 235-236.

O. C. TUNCER, Anadolu Kümbetleri I, Selçuklu Dönemi, Ankara, 1986.

7sivas Keykavus Darüşşifası'nın tarihi için Bkz:

M. van BERCHEM - H. E. ELDEM, Materiaux po ur un Co rp us Inscriptionum Arabicarum, m,

Asie Mineure I, Sivas-Divriği, Kahire 1910, s. 6-10.

A. GABRİEL, Monuments Turc d'Anatolie, II, Paris, 1934, s. 148-150.

S. ÇETİNTAŞ, Sivas Darüşşifası, İstanbul, 1953, s. 13-14.

Ş. YETKiN, 'Anadolu Selçuklularının Mimari Süslemelennde Büyük Selçuklulardan Gelen

Bazı Etkiler', Sanat Tarihi Yıllığı, II, 1966-1968, s. 41-43.

Ö. BAKIRER,y.e., s. 276-277.

M. MEINECKE, y.e., s. 431.

B. BİLGET, I. İzzettin Keykavus Darüşşifası, Ankara, 1990.

(6)

Harput Ulu Camisi'nin minare kaidesinde süslü derzlerin çok basit bir

uygulaması yer almaktadır. Kaidenin kesme taştan inşa edilen dikdörtgen prizma kütlesi geniş tuğla örgü kuşakları ile kesilerek almaşık bir düzenle- me gerçekleştirilmiştir. Bunlardan üstte yer alan 31 cm. yükseklikteki hand- da tam ve yarım tuğlalar yatay/düşey istifte ve kaydırma yapılmadan sıra­

lanmıştır. Tuğlalar bu düzende düzgün ve başaşağı yerleştirilmiş 'T' harfleri- ni şekillendirmekte ve yanyana getirilen 'T' harfieri arasında da kare biçim- li derz araları oluşmaktadır. Derz araları alçı harç ile daldurularak zeminle- ri yükseltilmiş ve' yüzeylerine dış bükey kavis verilmiş, daha sonra sivri uç- lu bir gereçle birbirlerini çapraz yönde kesen iki çizgi kazınmıştır. Süslü derzlerin bu en basit uygulamasında, kaydırma yapılmadan istiflenen tuğla

.

.

birimler ve merkezlerindeki süslü derzler belirli aralarla yinelenmektedirB.

İkinci örnek olarak ele aldığımız Kemah, Mengücek Gazi Türbesi'nde süs- lü derzlerin üç uygulaması bulunmaktadır. Türbe'nin sekizgen gövdesinin her yüzü en dışta 20 cm., yani tek tuğla genişliğinde düz profilli bir silme ile

çerçevelenmiştir. Böylece sekizgellin köşelerinde, birbirini izleyen iki yüzde- ki silmelerin karşılıklı gelerek açılı birleşmesi ile palılı çıkıntılar oluşmakta­

dır. Buna ek olarak, her yüzde bu birinci çerçeveler içerisinde yine 20 cm. ya- ni tek tuğla genişliğinde ve içe doğru palılı silmelerin biçimlendirdikleri ikin- ci bir çerçeve yer almaktadır. Türbe gövdesinin bu özel biçimlenişi kullanılan tuğla malzeme ve seçilen örgü çeşidi ile de vurgulanmakta ve dış cephe, tuğ­

la örgüleri açısından Anadolu'da yalnız bu yapıda kullanılmış bir uygulama

sunmaktadır. Bildiğimiz kadarı ile Anadolu dışında belki de hiç örneği bulun- mayan bu uygulamada tek tuğla birimleri yalnız düşey yönde istiflenmiş, ya- tay derz araları geniş tutulmuş ve süslü derz yapma olanağı yaratılmıştır.

Türbenin cephelerini çerçeveleyen palılı silmelerden içte yer alan ikinci-

şinde, 20x20x3.5 cm. boyutlarındaki kare tuğlalar tek yatay birimler olarak üst üste dizilirken aralarında 9 cm. yükseklikte yatay derz araları şekillen­

mektedir. Silme genişliğinin tuğla birimleri ile aynı genişlikte olması sonucu burada düşey derz araları şekillenmemektedir. Yatay derz araları ise toprak

karışımlı alçı harç ile daldurularak tuğla birimlerle aynı düzleme getirilmiş

daha sonra bu derz yüzeylerine hem kalıplama hem oyma yöntemi ile süsle- me uygulanmıştır. Uygulanan süsleme iki çeşittir. Bir bölümünde, ortada çı-

Sö. BAKIRER, y.e., s. 222-228, Şek. 44b.

(7)

kıntı yapan 4 cm. çapında basık bir yarım küre ile bunun iki kenarına düşey

yönde yanyana sıralanmış çivileri anımsatan derin oyuntulardan oluşmakta­

dır. Büyük olasılıkla bu oymalar harç henüz yumuşak iken çivi basılarak ve- ya sertleştikten sonra sivri uçlu bir gereçle kazmarak şekillendirilmiştir (Şek, lA., Fot. 1).

Silmelerin bir bölümünde de yatay derz araları 8-8.5 cm. yüksekliktedir.

Büyük olasılıkla kalıpla basılan süslemede, her derz arasında ortada çapraz eksenlerinde küçük çıkıntıları olan yüksekçe bir yarım küre ve bunun iki ke-

narında da finldak ya da dörtlü yaprakları anımsatan ögeler yer almaktadır (Şek. lB). Yarım kürelerin bozuk yüzeyleri daha sonraki bir ananmda derz

aralarına yeniden harç sürülmesinden kaynaklanmaktadır. Zaten silmelerin bir bölümünde, özellikle zemine ya da külaha yakın olan kısımlarda, dikkat- siz yapılan onarımlar sonucu derzlerin büyük bölümü bozulmuş, özgün nite-

"

liklerini kaybetmiştir.

Kemah Mengücek Gazi Türbesi'nde, süslü derzli tuğla örgüler için üçün- cü bir çeşitierne mumyalık kısmında, şemsiye gibi açılan tonoz üst örtüye bir-

leşen ayak yüzeyinde yer almaktadır. Mumyalık kısmının beden duvarları­

nın iç yüzü ve üst örtü düz örgü ile kaplanmıştır. Merkezde yer alan ve üst örtüyü taşıyan bu ayak ise sekizgen planlı ve 70 cm. yüksekliktedir. Sekizge- nin 25 cm. genişlikteki her yüzünde, birinci sırada 15.5x5.5x4 cm. boyutla-

rındaki yarım tuğlanın uzun ken,arı +ikinci tuğlanın kısa kenarı olmak üze- re istiflenmiş, ikinci sırada aynı düzen tuğla genişliğinin yarısı oranında, ya- ni 112 tuğla genişliğinde kaydınlarak yinelenmiştir. Bu istifyönteminde, tuğ­

la birimlerini.iı köşeleri üst üste gelerek sekizgen ayağın köşelerini vurgula-

maktadır (Şek. 2., Fot. 2). Tuğla birimleri arasında oluşan yatay derz arala-

n 1.5 cm., düşey derzaraları 3.5 cm. genişliktedir. Yatay ve düşey derz ara- ları, tu~lalarla hemyüz olacak şekilde beyaz kireç harç ile doldurulmuş, ya~

tay derz aralarına derz çizgileri çizilmiş, düşey derz aralarına ise büyük ola-

sılıkla ahşap bir kalıpla tek bir örge basılmıştır. Ortalarına birer halka il- meklenen iki çapraz çizgiden oluşan bu örge (X), bütün düşey derz araların­

da aynen yinelenmektedir. Aşağıda tekrar üzerinde durulacak olan bu özel derzleme yöntemi Türkistan, Horasan ve Orta İran bölgelerinde büyük ola- sılıkla Onuncu yüzyıldan başlayarak çok yapıda uygulanmıştır.

Anadolu Selçuklu dönemi mimarisinde, süslü derzli tuğla örgü çeşitleme­

lerini saptadığımız Sivas'taki Keykavus Darüşşifası, tuğlanın farklı kulla-

(8)

nımlarını biraraya getiren bir yapıclır, bu nedenle de kanımızca hem tuğla ör- gü türlerinin, hem de geometrik örgü düzenlemelerinin çeşitliliği açısından

ünüçüncü yüzyıl yapıları arasmda en zengin örnektir. Yapı ayrıca, tuğla ve çini kaplamaları gerçekleştiren sanatçının ismini taşıması açısından da önem kazanmaktaclır9.

Darüşşifa'da, revaklı avlunun kuzey ve güne-y kanatlarmda, duvarlarm avluya bakan yüzlerinde ve kemer ayaklarmda orta derzli yatay istif yalın

hali ile uygulannııştır. Revak kemerlerinde ve revakların beşik tonozlu üst örtülerinde ise orta derzli yatay istif, düşey ve yatay derz aralarına süsleme

yapılarak uygulanmıştır. Bunlara ek olarak, güney kanad ortasında yer alan Türbe'nin cephesinde, giriş kapısı ve iki kenarındaki pencerelerin söve ve alınlıklarmda tuğla ve çininin birlikte kullanıldıkları geometrik düzenle- meler gerçekleştirilmiş, yapının çatısı üzerinde yükselen ongen planlı Tür- be kasnağmm her yüzü birbirinden farklı geometrik düzenlemelerle kaplan-

mıştır.

Tuğla örgülerinde ve geometrik düzenlemelerde saptanan bu çeşitlerneler

süslü derzlerin çeşitliliği için de geçerlidir. Burada Mengücek Gazi Türbe- si'ndeki gibi tek tür örgenin bütün derz aralarmda tekrarı yerine, kalıpla ba-

sılan örgelerde çeşitlernelere ve farklı düzenlemelere gidilmiştir. Teknik Mengücek Gazi Türbesi'nde kullanılanın aynısıclır. İstifleme sırasında, düşey

derz aralarmda yarım tuğlalarm 1/4 oranında, 5 cm. genişlikte, boşluklar bı­

rakıldıktan sonra bunların içieri harç ile doldurulup, tuğlalarla hemyüz ya-

pılmış, daha sonra baskı ve kazıma teknikleri birlikte kullanılarak düşey ve yatay derz aralarına süsleme uygulanmıştır.

Genişletilmiş orta derzli yatay istifin kullanıldığı bu yüzeylerde düşey

derzlere uygulanan süslemenin niteliklerine uygun olarak dört örgü çeşitle­

rnesi saptamak olasıclır. Bu çeşitlernelerden birincisi kuzey eyvanının doğu duvarı önünde avluya çıkıntı yapan kemer ayağının batı yüzüne uygulanmış­

tır. Yatay istifli düz örgüde, 20.5xl0.5x5 cm. boyutlarmda yarım tuğlalar kul-

lanılmış, yatay derzaraları 2.5 cm., düşey derzaraları 5 cm. olarak şekillen- .

dirilmiştir. Derz araları kireç ve alçı karışımı harçla doldurulup, tuğla birim- leri ile hemyüz yapılmıştır. Daha sonra yatay derzlere sadece derz çizgileri çizilirken düşey derzlere kazıma ve kalıp baskı teknikleri ile süsleme uygu-

9ö. BAKIRER,y.e., s. 277-302.

(9)

lanmıştır. Bunlarda iki ayrı süsleme ögesi belirli bir düzende olmamak kay- dıyla yinelenmektedir. Ögelerden bir tanesi biri taban, diğeri tepe üzerine oturan iki eşkenar üçgenin sivri noktalarından birleşmesi ile şekillenmekte­

dir. Üçgenlerin dış hatları ve içierini dolduran küçük noktalar kabartmadır.

Düşey derzlere uygulanan ikinci öge ise yine kalıpla basılan bir harf düzen- lemesidir. Bunda tek tek harfler seçilebilmekte ancak herhangi bir anlam çı­

karılamamaktadır (Şek. 3., Fot. 3).

Keykavus Darüşşifası'nda süslü derzlerin kullanıldığı diğer duvar yüzey- lerinde tuğla boyutları ve örgü türü aynıdır, fark düşey derzlere basılan süs- leme ögelerinden ve nunların farklı ilişkilerle biraraya getirilmesinden kay- naklanmaktadır. Örneğin, yukarıda sözü edilen ayağın avluya bakan yüzün- de üç ayrı öge hasarnaklı bakiava şekillerini oluşturmak üzere yinelenmek- . tedir. Burada kullanılan ögelerden bifincisi bir önceki örgüde kullanılan ve

iki eşkenar üçgenin sivri noktalarından birleştirilmesi ile şekillenen geomet- rik örgenin tekrarıdır. İkincisi düzgün ve ters yönde yerleştirilmiş 'S' harfle- rini anımsatan ve uçlarına ufak palmetler eklenen kıvrım dallardan oluş­

makta, üçüncüsü ise dikdörtgen bir çerçeve içine alınarak sınırlanmış üçlü geçme veya saç örgüsünü anımsatmaktadır. Yatay derz aralarına sivri uçlu bir gereçle iki ince paralel çizgi, düşey derz aralarındaki bu örgeleri birbirle- rine bağlayarak b as arnaklı yükselen kümeleri şekillendirmektedir. 'S' harfle- ri olan düşey derzler kendi başlarına dörtlü kümeler oluştururken, diğer iki örge birlikte sıralanarak 'S'lerin etrafını hasarnaklı yükselen baklavalarla çerçevelemektedir (Şek. 4., Fot. 4).

Bir diğer .çeşitleme avlunun Güney kanadında, yan duvarlarda yer al-

maktadır. Burada, eşkenar üçgen ve üç şeritti geçme olarak tanımlanan ge- ometrik örgelere ek olarak birbirine ilmeklenen şeritlerin biçimlendirdikle- ri ve eşkenar üçgenleri anımsatan örgelerdir. Bunlar yine içiçe hasarnaklı

bakiavalar oiuşturmak üzere tek başlarına veya ikili ilişkilerde sıralanmış­

tır (Şek. 5., Fot. 5).

Aynı kanatta saptanan dördüncü çeşitierne ise tek tip örgenin bir atlama-

lı düşey derz aralarında yinelenmesi, yatay derzlere çizilen çizgilerin de bun-

ları bağlaması ile şekillenmektedir. Süsleme hasılınayan düşey derz araları­

na sadece derz çizgileri çizilerek yatay derzlerdekilerle birleştirilıniş ve ba-

samaklı yükselen eğik çizgiler vurgulanmıştır.

Anadolu'da ünüçüncü yüzyıl sürecinde derz aralarına süsleme uygulanan yatay isti:fin başka bir yapıda kullamroma rastlanmamaktadır. Diğer taraf-

(10)

tan İran yöresinde, özellikle iç yapıları tuğla ile kaplanan yapılarda ise ör- nekleri boldur. Bu bölgedeki uygulamalarda sırsız tuğlanın hem yapısal, hem süsleme amacıyla kullanılması, giderek yapım sürecinde süsleme de yaratı­

lan tuğla örgü çeşitlernelerinin gelişmesi ile şekillenen çıplak tuğla uslubu- nun daha sonraki bir gelişmesi olarak değerlendirmektedir. Yatay istifli düz örgüde genişletilmiş düşey derz aralarına yapılan bu süslü derz uygulamala-

rınd.a üç çeşitierne saptanabilmektedir10. ~

Birincisi, genişletilmiş düşey derz aralarına elde oyularak ya da kalıp ile biçimlendirilen toprak kabaraların yerleştirilmesi, ikincisi ise aynı şekilde

oyularak ya da kalıp ile biçimlendirilen alçı kabaraların yerleştirildiği yön- temdir11. Üçüncü ve belki de tekniğin daha sonraki bir gelişmesi ise derz ara- larının toprak veya iılçı karışımı bir derz malzemesi ile doldurulduktan son- ra üzerlerine kalıp ile süsleme hasılınası veya oyulması ile şekillenmekte­

dir12. Daha önce de belirtildiği gibi Anadolu'da saptanan örnekler bu üçüncü

çeşitierne paralelindedir.

Ön örneklerde, süslü derzaraları hem tek yatay birimli, hem çift yatay bi- rimli düz örgüde uygulanmıştır. Bu tür derzler Karahanlı dönemi yapıların­

da daha çok çift yatay birimli düz örgüde kulanılırken, Orta İran'da Selçuk- lu yapılarında ise daha çok tek yatay birimli düz örgüde kullanılmıştır. Derz- lere bu tür süsleme uygulama tekniğinin en erken ne zaman başladığı konu- sunda ise görüşler değişmektedir. Selçuklu devri öncesinde İran bölgesinde süslü derz kullanımmm kısıtlı, aynı zamanda da çok basit olduğu görüşünü

benimseyenler13, gerçek süslü kab~aların en erken İsfahan'daki Mescid-i

10E. JACOPSTHAL, Mittelalterlische Backsteinbauten zu Nachschewan im Arcv:esthale, Berlin, 1899, s. 24-26.

D. N. WILBER, The Architecture of Islamic Iran, the II Khanid Preiod, Princeton 1955. s. 17- 18.

11M. B. SMITH, 'Material for a Corpus of Early Iranian IslamicArchitecture, Il, Masjid-i Dju- ma Barsian', Ars Islamica, N, Michigan, 1937, s. 15. ·

12A. U. POPE, A. Survey of Persian Art and Architecture, London 1939, Oxford 1967, vol. m, s.

1288. .

H. WULLF, y.e., s. 118-119.

13H. WULLF, y.e., s. 188.

D. STRONACK- T. T. YOUNG, 'Three Seljuk 'lbmb 'lbwers', Iran, N., London 1966, s. 5; La-

çim, ve Radkan'daki Türbeler, Damgan Pir-i Alemdar Türbesi, Damgan Sangbast ve Zavare Camileri minareleri ile Cibil Duhtaran minarelerinde, düşey derzlere sivri uçlu bir gereçle ve- ya parmalda yapılan süslemelerin süslü derz aralanna bir başlangıç olabileceği görüşü de

yaygındır. Malatya minarelerinde parmak ya da sivri uçlu bir gereç yardımı ile yapıldığı izle- nimini veren süslemeler bu paraleldedir.

(11)

Cuma'mn 473 H/1080 M.ye tarihlerren Güney eyvarnn arkasındaki kubbeli rnekarnnda uygulandığını kabul ederlerı4. Onbirinci yüzyılda örnekleri çoğa­

lan ve gelişmiş bir teknik gösteren bu örgü türünün belki de Onuncu yüzyıl ortalarında kullanılınağa başladığı ancak örneklerinin zamanımıza kadar

gelemediği görüşünde olanlara karşını5, diğer bazı araştırmacılar da özellik- le süslü alçı kabaraların alçı süslemenin arttığı Onikinci yüzyıl ortalarında kullamldığım savunurları6. ünüçüncü yüzyıldan başlayarak derz araların­

dan tuğla birimlerinin yüzeylerine taşmaya başlayan alçı harç, giderek tüm tuğla yüzeylerinin alçı süsleme ile kaplanmasına neden olacaktırı 7. Hatta Onikinci yüzyılda tamamlanan ya da onarım geçiren bazı yapılarda, önceki devre ait tuğla örgü yüzeylerin alçı süsleme ile kaplandıkları ve giderek çıp­

lak tuğla geleneğinin önemini yitirdiği de izlenmektedirıs. Anadolu'da Ke- mah ve Sivas'taki uygulamaların Onbirinci yüzyıl İran yapılarının paralelin- de oldukları söylenebilir. İran bölgesinde Onikinci yüzyılda izlenen gelişme­

ler iseAnadolu'da tek yapıda, Ondördüncü yüzyılın sonlarına tarihlenen_Van Ulu Camii'nde görülmektedirı9.

Daha önce yayınlamış olduğumuz bir konuyu bu yazıda yeniden ele alma-

mızın en önemli nedeni konunun güncellik kazanmasım sağlamak içindir.

Anadolu dışı örnekleri çok sayıda olmasına karşın Selçuklu dönemi Anadolu mimarisinde yalmz üç yapıda uygulanmış olan bu süslü derzler zaman için- de tamamen yok olacaktır. Kemap., Mengücek Gazi Türbesi'nde mumyalık odasının iç rnekarnndaki derz örnekleri iyi korunın uştur. Ancak, yaprmn dış

yüzeylerindeki çok özel derzlerin, onarımlarda bilinçsizce sürülen harç taba-

ı4R. HILLENBRANDT, 'Seljuk Monuments in İran: The 'Pir' Mausoleum in Takistan', Iran, X, London ı972, s. 51.

ı5n. STRONACK- T. T. YOUNG, y.e.a.y.

ı6A. GODARD, 'Khorasan', Athar-e, Iran, IV 1

i.,

ı949, s. 59-60.

ı 7Burada özetiediğimiz gelişmeler ve karşılaştırma için atıf yapılanAnadolu dışı örnekleri aşa­

ğıdaki çalışınarnazda ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Burada metni uzatmamak için bu örnek- ler sıralanmamıştır.

Ö. BAKIRER, Selçuklu Önces~ ve Selçuklu Dönemi Anadolu Mimarisinde Tuğla Kullanımı,

Ankara, ODTü, ı9Sı, s. 82-8.6.

ısA. GODARD,y.e.a.y., Res. 4, 5, 26.

ı9o. ASLANAPA, 'ı970 Temmuz-Van illu Camii Kazısı', Sanat Tarihi Yıllığı, rv, ı970-71, İstan­

. bul ı971, s. ı-ı 7.

O. ASLANPANA, 'Kazısı Tamamlandıktan Sonra Van illu Camii' Sanat Tarihi Yıllığı, V, 1972- 73, İstanbul ı973, s. ı-27.

(12)

kaları ile yer yer örtülmüş olduğunu 1973 yılında yaptığımız ilk belgelernede

görmüştük. Yapıyı yakın zamanda tekrar göremediğimiz için derz aralarının şimdiki durumlarını inceleme olanağımız olmamıştır.

Buna karşın, süslü derzlerin kanımızca en zengin örneklerinin bulundu-

ğu Sivas Keykavus Darüşşifası'nın 1973'de ilk çalışmamızdan sonra, tekrar 1990'da ve son olarak Haziran 1996'da yerinde inceleme olanağı bulduğumuz duruıııunu ilk çalışınarnızla karşılaştırdığımız zaman bu süre içerisinde ge-e çirdiği onarımlardan ve özellikle yapıya uygunluğu sınanmadan verilen yeni işlevden kaynaklanan bilinçsiz ve hayrat kullanım sonucu zaten oldukça yıp­

ranmış olan derz yüzeylerinin giderek yok oldukları saptanabilmektedir. Ku- zey eyvanda tuğla yüzeyler, çivi çakmak için yuıııuşak,zeminler_olarak seçi- len derzlere büyük çiviler çakılarak asılan halılar arkasında kalmakta ve

talırip olmaktadır. Güney eyvanda ise tuğla örgüler yenilenirken derzlere önem verilmemiş, korunmalarına ilişkin herhangi bir önlem alınmamıştır.

Estetik kaygılar bir tarafa bırakılarak sadece özgün derzlerin malzeme özellikleri, derzleme özellikleri ve derz aralarının, göçük, hemyüz ve benzeri özellikte, özgün kesitleri ile tuğla duvarın sağlamlığına katkıları düşünüldü­

ğü zaman tuğla birimleri ile derz aralarının duvar yüzeyinde birlikte oluştur­

dukları özgün dengenin korunması ile yapısal dengenin korunmasına da kat-

kı sağlanabileceği söylenebilir20.

201\ığla ve derzler arasındaki özgün ilişkiler için Bkz: . .

S. S. TUNCOKU, E. N. CANER- SALTIK, H. BÖKE, 'Definition of the Materials and Related Problems of a XIII th. century Anatelian Seljuk 'Mescid': A Cas e Study İn Konya City', canser- vation of Stone And Other Materials, Proceedings of the International RILEM 1 UNESCO Congress, vol. 1, Paris 1993, s. 368-375.

S. S. TUNCOKU, E. N. CANER-SALTIK, Ö. BAKIRER, 'Physical Properties and some Dura- bility Characteristics of Brickwork in Three Medieval· Buildings in Anatolia', Ceramics in Architecture, Proceedings of the International Symposium on Ceramics in Architecture, the 8th. CIMTEC-WORLD Ceramics Congress and Forum on New Materials, Florence 1994. s.

543-549.

(13)

Anadolu Selçuklu Dönemi Mimarisinde

Tuğla Örgülerde Kullanılan Özel Derzleme Yöntemleri

Fotoğraf 1 -Kemah Mengücek Gazi Türbesi,

dış cephe, yatay derz aralarında süslü derzleme.

(Ö.B. 1973)

Fotoğraf 2 -Kemah Mengücek Gazi Türbesi, mumyalık, taşıyıcı ayak, süslü derzleme. (Ö.B. 1973)

(14)

Fotoğraf 3 -Sivas Keykavus Darüşşifası,

kuzey eyvan, kemer ayağının doğu yüzünde süslü derzleme. (Ö.B. 1996)

Fotoğraf 4 -Sivas Keykılvus Darüşşifası,

kuzey eyvan, kemer ayağının avluya bakan yüzünde süslü derzleme. (Ö.B. 1996)

(15)

Fotoğraf 5 - Sivas Keykavus Darüşşifası, kuzey eyvan, arka duvar, sonrası (Ö.B. 1996)

u 1

[{l(iQl{(]f

1

ııır cb Hfl

ı

lı rı ©rı ~ıı

nrrı~ın 1

!

rıırryırırıı

lu: .s it lw.sit

;;= s 1) ıs 20 r30'"' ...

Şekil ı. A-B · Kemah Mengücek Gazi Türbesi, dış cephe, yatay derz aralarında süslü derzleme. (Ö.B. 1973)

(16)

Şekil 2 -Kemah Mengücek Gazi Türbesi, mumyalık, taşıyıcı ayak, süslü derzleme. (Ö.B. 1973)

u

lu:~İl

Şekil 3 -Sivas Keykavus Darüşşifası, kuzey eyvan, kemer ayağının doğu yüzünde süslü derzleme. (Ö.B. 1973)

lwsit

(17)

'i

Şekil 4 -Sivas Keyktivus Darüşşifası, kuzey eyvans, kemer ayağının avluya bakan yüzünde süslü derzleme. (Ö.B. 1973)

((

ll ı

/:

L .·.

t=ı

p

f 6 re·:·

b;::J

~

( . '

h.t:riİl

Şekil 5 -Sivas Keyktivus Darüşşifası, güney revak, duvar parçası, süslü derzleme. (Ö.B. 1973)

Referanslar

Benzer Belgeler

Sol vent- rikül enjeksiyonunda arkus aortanın sol karotis kom- munisin distalinde kesintiye uğradığı, sol subklavian arterin dolmadığı, çok miktarda kontrası maddenin

Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim

[1]. Kahraman, Ahmet, Mukayeseli Dinler Tarihi, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 10. Küçük, Abdurrahman, Günay Tümer, Mehmet Alparslan

Mudâraba başlangıçta ödünç, sermayenin işletilmesi süresince vekâlet, kâr meydana geldiğinde ise ortaklık akdinden ibarettir. Sermayedâr müvekkil, işletmeci

Lisans, Yüksek Lisans ve/veya Doktorasını Mekatronik Mühendisliği, Elektronik Mühendisliği, Elektrik- Elektronik Mühendisliği, Makina Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği,

Şan İçin Piyano Eşlikli Düzenlenen Bursa Türkülerinin Müzik Eğitimi Ana Bilim Dallarında Kullanılması, Yaşam Boyu Eğitim Dünya Kongresi,

Şer, Allah zatından nefyedilip sapıklığı tercih eden in- sanın cehennemdeki konumuna isnat edilir: “İşte o zaman, ki- min konumca daha şerli ve savunma gücü bakımından daha

Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü Bölüm 2: SÜREÇ TEMELLİ YAZMA MODELLERİ: 4+1 PLANLI YAZMA VE DEĞERLENDİRME