• Sonuç bulunamadı

SOSYAL BİLGİLER EĞİTİMİNE GİRİŞ Kavramlar, Yaklaşımlar, Etkinlikler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "SOSYAL BİLGİLER EĞİTİMİNE GİRİŞ Kavramlar, Yaklaşımlar, Etkinlikler"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLGİLER EĞİTİMİNE GİRİŞ Kavramlar, Yaklaşımlar, Etkinlikler

Editör

Prof. Dr. Süleyman İnan

Yazarlar

Prof. Dr. Süleyman İnan Prof. Dr. Mithat Aydın

Prof. Dr. Tahir Kodal Doç. Dr. Yasin Doğan Doç. Dr. Zafer Tangülü

Doç. Dr. Vesile Alkan Doç. Dr.

Yavuz Topkaya

Dr. Öğr. Üyesi Kemal Daşcıoğlu

Dr. Öğr. Üyesi Fisun Bozkurt Dr. Öğr. Üyesi Gülten Yıldırım Dr. Öğr. Üyesi Selçuk Şimşek Dr. Öğr. Üyesi Erhan Yaylak

Öğr. Gör. Deniz Coşkun Araş. Gör. Özge Tarhan Araş. Gör. Melek Öztürk Araş. Gör. Kudret Aykırı Uzm. Öğr. Hülya Oturak Eyecisoy

Genişletilmiş 3. Baskı

(2)

SOSYAL BİLGİLER EĞİTİMİNE GİRİŞ Kavramlar, Yaklaşımlar, Etkinlikler Editör: Prof. Dr. Süleyman İnan

©Tüm Hakları Saklıdır. 2019.

Bu kitabın Türkiye’deki basım, yayın, satış hakları Anı Yayıncılık Eğitim ve Danışmanlık San. Tic.

Ltd. Şti.‘ne aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri herhangi bir bilgi depolama ve erişim sistemiyle, mekânik, elektronik, fotokopi, manyetik veya başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, aktarılamaz, dağıtılamaz.

Yayıncı Sertifika No : 16003 Matbaa Sertifika No : 13268

ISBN : 978-605-170-283-4 Kapak Tasarımı : Göksel ÇAKIR Mizanpaj : Göksel ÇAKIR Baskı : Sözkesen Matbaacılık

Adres : İvedik OSB 1518. Sokak Mat-Sit İş Mrk.

No: 2/40 Yenimahalle-ANKARA Tel : 0 312 395 21 10

KÜTÜPHANE BİLGİ KARTI İNAN, Süleyman

SOSYAL BİLGİLER EĞİTİMİNE GİRİŞ Kavramlar, Yaklaşımlar, Etkinlikler Anı Yayıncılık, Ankara/Türkiye

2019, Genişletilmiş 3. Baskı, vi+314 sf., 16x24 cm ISBN:978-605-170-283-4

Eğitim, Sosyal Bilgiler Eğitimi

Sosyal Bilgiler, İlişkili Bilimler, Felsefî Temeller, Öğretim Gelenekleri, Öğretim Programı, Öğretim Yeterlikleri, Öğrenme Alanları, Kazanımlar, Beceriler, Öğretim Stratejileri, Etkinlikler

Anı Yayıncılık Kızılırmak Sokak 10/A Bakanlıklar/Ankara Tel: 0 312 425 81 50 pbx

e-posta: aniyayincilik@aniyayincilik.com.tr http://www.aniyayincilik.com.tr

A harfinin evrimi

(3)

Bu kitabımızı, yazarımız değerli meslektaşımız

merhum

KEMAL DAŞCIOĞLU’na

ithaf ediyoruz.

(4)

İÇİNDEKİLER

(Ana bölümler)

1. SOSYAL BİLGİLER EĞİTİMİ: NEDİR, NE ZAMAN VE NEDEN? ... 1 Süleyman İnan

2. İLİŞKİLİ BİLİMLER: SOSYAL BİLİMLERE GİRİŞ ... 23 Yasin Doğan

3. FELSEFÎ TEMELLER ... 69 Kudret Aykırı

4. ÖĞRETİM GELENEKLERİ ... 97 Fisun Bozkurt

5. ÖĞRETİM PROGRAMI ... 111 Kemal Daşcıoğlu - Selçuk Şimşek

6. ÖĞRETMEN YETERLİKLERİ ... 123 Gülten Yıldırım

7. ÖĞRENME ALANLARI ... 147 Mithat Aydın - Hülya Oturak Eyecisoy

8. KAZANIMLAR... 157 Tahir Kodal - Özge Çınar Tarhan

9. BECERİLER ... 193 Selçuk Şimşek - Melek Öztürk

10. DEĞERLER EĞİTİMİ ... 225 Deniz Coşkun

11. ÖĞRETİM STRATEJİLERİ ... 243 Vesile Alkan

12. ETKİNLİKLER ... 267 Erhan Yaylak

13. KİTAP İNCELEMELERİ ... 287 Zafer Tangülü - Yavuz Topkaya

YAZARLAR HAKKINDA ... 311

(5)

ÜÇÜNCÜ BASKIYA ÖN SÖZ

Kitabımız ilk baskısından itibaren çeşitli üniversitelerde özellikle Sosyal Bil- gilerin Temelleri dersi için tavsiye edilen giriş kitaplarından biri oldu. Kitabın bazı bölümleri telif yasasını zorlamadan, alınan izinlerle, kısmen dijital içerik- lerle farklı eğitim portallarında veya web sitelerinde paylaşıldı. Kitabımızın, sosyal bilgiler öğretmenliği lisans programının son sınıfında okuyan öğrencile- rin devletin kadrosu için açtığı öğretmenlik sınavı (adı çoğu zaman değiştiği için böyle demeyi tercih ettim) için ‘hızlı hatırlamada’ kullandıkları başvuru kaynağı olduğunu gördük, duyduk. Bütün bunlar bir biçimde kitabın işe yarar- lığı, işlevselliği konusunda bize fikir veriyordu.

Bu arada özellikle 2018’de eğitim fakültelerinde yeni düzenleme ile lisans programları da değişiklikler oldu. Bu yeni düzenlemeleri içeren yeni baskımıza, yeni bölümler eklemeyi önemsedik. Ancak ilk baskıdaki iddiayı yine taşımak- tayız, bu da kitabımızın üniversite ders kitabı olması. Bu yüzden tekrarlıyoruz:

Şu hep olmuştur: Akademisyenler, inceledikleri konulara dalar, derinleşir ve bir süre sonra ayrıntılarda kaybolurlar. Akademisyenin farkına varamadığı en büyük hatası da o zaman başlar; sanır ki karşısındaki (öğrenci) en az kendisi kadar konuyu bilmekte ve yine onun kadar konulara ilgi duymaktadır. Öğrenci ise, derslerde hocanın ne dediğini anlamaz; zira temel bilgileri almamıştır bile.

Kavramlar kendisine yabancıdır, âdeta havada uçuşur. Hele bu öğrenci daha 1.

sınıftaysa… Başka bir şehir, ev-yurt barınağı, yeni arkadaş ortamı derken, biri- ken bir yığın düşünceyle geldiği üniversitede, bir de hocasının ilk zaman ders- lerde anlattıklarıyla allak bullak olur. Oysa o, kendine biraz zaman verilsin ister;

işte o vakit bulacağı temel-giriş kitaplarıyla okuluna ve derslerine ısınmak ister.

Esasen bizim bu kitapla yaptığımız da bu. Biz de geçmişe (kendi geçmişimize) döndük ve “yeni” öğrencilerimiz için bu kitabı hazırladık. Kitaba “Giriş” deme- miz bu yüzden. Ama bu sadece onlar için değil. Bizim gibi, geri dönüp, tekrar tekrar hatırlamak isteyen meslektaşlarımız ve öğretmenlerimiz için de... Yararlı olması dileğiyle…

Prof. Dr. Süleyman İnan Editör

(6)
(7)

1

Sosyal Bilgiler Eğitimi: Nedir, Ne Zaman ve Neden?

Tanımlar, Tarihi Kökleri ve Açıklamalar

Prof. Dr. Süleyman İnan

GİRİŞ

Sosyal Bilgiler Eğitiminin tarihi sadece bir yüzyıllık geçmişe sahiptir. 1916’da ABD’de bu ders okullarda okutulmaya başlayınca, artan göç, hayatı zorlayan ekonomik şartlar, ırk ayrımcılığı gibi başlıca sorunlar karşısında bu dersin yeni yetişen “çocuk” vatandaşın imdadına yetişeğine inanılmıştı. Karar vericiler bu ders sayesinde vatandaşların temel düzeyde demokratik değerlere sahip ol- makla, toplum sorunları karşısında onların neler yapabileceklerini göstereceği düşünülmüştü. Türkiye’de de, sosyal bilgiler eğitimcileri dillere pelesenk ol- muş “çocuklar geleceğimizdir!” söylemini parlak bir retorik olarak görmez, gi- derek karmaşıklaşan ve büyüyen toplum sorunları karşısında bu söylemi sahici bir kaygı olarak değerlendirir. Dolayısıyla, çocukları geleceğe hazırlamak açı- sından sosyal bilgiler eğitimi temel önemdedir ve her geçen gün önemi artmak- tadır. Bu bölümde sosyal bilgiler eğitiminin geçmiş, günümüz anlayış, kavrayış ve yaklaşımlarını ve gelecek perspektiflerini “Ne-soruları”yla (Nedir, Ne Za- man ve Neden) kısaca irdelemeye çalışacağız.

TANIM: SOSYAL BİLGİLER NEDİR?

Sosyal bilgiler dersinin ortaya çıkmasından beri bitmeyen bir tartışma, onun ne olduğu veya ne olması gerektiği olmuştur. Bu durum tabiki sosyal bilgilerin farklı tanımlarını doğurmuştur. Bunlardan

bazıları anılmaya değerdir. Sözgelimi sosyal bilgiler (dersi) hareketinin öncülerinden sa- yılan Edgar Bruce Wesley (1891-1980), daha 20. yüzyılın hemen başında, sosyal bilgileri

“pedagojik amaçlarla sosyal bilimleri basit- leştirerek kaynaştıran bir ders” olarak ta- nımladı. Sosyal bilgiler eğitiminde öncü et- kisi bariz olan ABD’nin Sosyal Bilgiler Ulu- sal Konseyi’nin (National Council for the So- cial Studies-NCSS’nin) yönetici ekibi de,

MİLLİ EĞİTİM MÜFREDATINDA GEÇEN SOSYAL BİLGİLER DERSİNİN TANIMI:

“Sosyal Bilgiler öğrenme alanlarında; ta- rih, coğrafya, ekonomi, sosyoloji, antro- poloji, psikoloji, felsefe, siyaset bilimi ve hukuk gibi sosyal bilimler ile insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi konu- ları bütünleştirilmiş olarak ele alınmak- tadır. Konular tarih, coğrafya, insan hakları ve vatandaşlık diye ayrı ayrı de- ğil, disiplinler arası yaklaşımla işlenmeli- dir.”(2018)

(8)

2 / Sosyal Bilgiler Eğitimi: Nedir, Ne Zaman ve Neden?

1992’de, sosyal bilgilerin, “yetkin vatandaşı desteklemek için sosyal ve insanî bilimleri birleştiren bir alan” olduğu yorumunu benimsedi.

Bu kitabın bölüm yazarı şu tanımı benimsemiştir: “Sosyal Bilgiler; kavrayış düzeyleri gözetilerek sosyal (beşerî) bilimlerin gerçek hayat ve yaşanılan top- lumla ilgili seçilmiş konularına yer veren bir derstir.” (Aşağıda yer alan “Pasta Metaforunu” inceleyiniz.)

Sosyal Bilgilerin Tarifinde “Pasta Metaforu” (Süleyman İnan)

(9)

Sosyal Bilgiler Eğitimine Giriş / 3 Tanımlama ile ilgili tartışmaların odağında, sosyal bilgilerin bir çalışma (in- celeme) alanı olup olmadığı sorusu vardır; bunu örneğin tarih, sosyoloji, coğ- rafya gibi bilinen tekli bilim disiplinlerinden ayrı görmek gerekir. Eklektik ve entegre yapısıyla sosyal bilgiler, bilimsel bir alandan (field of study) daha çok, okullarda okutulan bir ders (course) olarak genel bir algı oluşturuyor. Bundan dolayı sosyal bilgilerin, çok-disiplinli “yeni” bir inceleme sahası olduğunu (iyimser olmayan yorumla “olmakta olduğunu”) kabul etmek gerekir.

Peki, neden “çocuk”larda bu derse ihtiyaç vardır? Niçin sosyal alanlar/di- siplinler bir çatı altında toplanmıştır? Neden bu ders çocukların bu çağında ta- rih, coğrafya diye bölünerek verilmesi yararlı

bulunmaz? Bütün bu sorulara verilecek basit cevap şudur: Çocukları sade ve anlaşılır bilgi- lerle toplum hayatına hazırlamak ve içinde bulunduğu toplumla uyumlu yapmak. İnsa- nın, tek başına biyolojik bir beşer olmadığını, aynı zamanda toplumun bir bireyi ve sosyal bir varlık olduğunu hatırlatmak.

Bu durum, toplu yaşamın başladığı en eski tarihlerdeki bir başka olguyu, yani “Sosyal Eğitim”i (Social Education) akla getirir. İşte bu noktada Sosyal Bil- gilerin tanımını açarken, bunun sosyal eğitimle karıştırılmaması gerektiğinin altını çizmeliyiz. Çünkü “sosyal eğitim”, çok daha kapsamlı, okul dışına da ta- şan, daha çok egemen güçlerin kendi halklarını kendilerine bağlı/sadık kalma- ları için istenilen değerlerin halka yüklenmesi eylemiydi. Her iki kavram ara- sındaki üç temel farkı aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.

Sosyal Bilgiler Eğitimi Farklar Sosyal Eğitim

Çocuklar (9-13 yaş grubu) ← Hedef Kitle → Herkes/Halk Örgün/Okullu eğitim ← Eğitim Modeli → Yaygın/Halk eğitimi Bilinçli vatandaş yetiştirmek ← Temel Amacı → Sadık vatandaş yapmak

Zararsız ← İdeolojik Etkisi → Zararlı

AYRIM: “SOSYAL BİLGİLER” Mİ, “SOSYAL BİLİMLER” Mİ?

Sosyal bilgiler deyimi, özellikle söylem düzeyinde sosyal bilimler ile karıştı- rılır. (Bundan sonra da yazımına dikkat ediniz). İkisini aynıymış gibi görmek, bu konudaki açıklama yetersizliğine işaret eder. Sosyal bilgi ve sosyal bilim kav- ramlarında bir niteleyen (“sosyal”) ve bir de nitelenen (“bilgi”-“bilim”) var. Sos- yal terimi, ortak bir sıfat olarak her iki kavramı da kapsıyor. Dolayısıyla açık- lama girişimine sosyal terimiyle başlamak gerekir.

Sosyal, Latince kökenli olup Türkçe’ye Fransızcadan (“social”) geçmiştir ve topluma ilişkin, toplumla ilgili demektir. Buradaki “toplumsal”lık vurgusu, sosyalin tam karşılığını verir. Bu açıklama “sosyal”le ilgili olarak bizi basit bir

Tek başına yaşamak zorunda kalan birinin nasıl insan niteliklerini kaybettiğini anlamak için Tom Hanks’in başrolde oynağı Cast Away (Yeni Hayat) filmini izleyiniz. Ve şu gerçeği münazara ediniz: İnsan, ancak toplum içinde “insanlaşabilir”.

(10)

4 / Sosyal Bilgiler Eğitimi: Nedir, Ne Zaman ve Neden?

gerçekliğe götürür: Bu da, sosyal demek, beşerî olmayandır, yani salt bireye iliş- kin değildir. Temel sözlük kitapları da, “sosyal”le ilgili bir dizi kavramı sıralar- ken çevre, kitle, kesim gibi çoğulluk belirten anahtar kelimeleri öne çıkartır:

Bugünün gündelik hayatında sosyallik, samimiyet veya nezaketi belirten bir duyguyu ifade ediyor. Hayatın kendisiyle barışık veya insan ilişkilerinde cana yakın, candan olanlar için “sosyal (biri)” sıfatını kullanıyoruz. “Anti-sosyal” de- yimi de, ilk kullanıldığında çekingenliği ifade ediyorken, sonradan politik bir içerik kazanarak toplumun düzen ve normlarına olan karşıtlığı anlattı.

1800’lerde toplumsallık o kadar baskındı ki, zamanın etkisiyle “sosyal” kavramı çok popüler bir sıfat haline gelmişti. Sosyal

etki, sosyal iyileşme, sosyal kötülük, sosyal sözleşme, sosyal kontrol, sosyal eğitim. Daha yakın zamanda duymaya başladığımız sosyal güvenlik, sosyal sorumluluk, sosyal girişimci- lik, sosyal mühendislik, sosyal medya, sosyal ağ gibi kavramlar da sosyal kavramının popü- laritesinin hâlâ devam ettiğinin göstergesidir.

Bu noktada, bilgi ve bilim kavramlarının farkını ortaya koymak yerinde olacaktır. Bilgi,

1) zihin kavraması, 2) zekânın düşünen ürünü, 3) öğrenme yoluyla elde edilen gerçeklik olarak açıklanabilir. Bizler, kare veya çengel bulmacayı hızlı çözene, gazetelerden sürekli gündemi takip edene, televizyondaki bilgi yarışması soru- larının çoğuna cevap verene, aksamadan iyi konuşana “bilgili” deriz. Fakat bu bilgiler yöntemli ve sistemli bir yoğunlaşmadan ziyade enformatik olarak ve kişinin ilgi alanınca -âdeta hayat bilgisi tarzınca- edinilir. Bugün, çok kimse, bil- gilerin büyük ölçüde okullarda öğrenildiğini de kabul eder. (Karşı-okul veya okulsuz toplum görüşlerine rağmen). Nitekim bilgisizlik, tahsil görmemişlik, okumamışlık anlamında “cahillik” ile eş tutulur. (Yani birine “cahil” derken, onun okuma yazma bilmediğini ve bazen “kültürsüz” olduğunu kastetmiyor muyuz?). Bu da bilginin daha çok edim yoluyla, bir açıdan okul yoluyla, ulaşıl- dığını gösterir.

Sosyalleşmek → Geçişsiz

fiil

Sosyal çevreye uyumlu hale gelmek Sosyalleştirme/Sosyalizasyon → İsim Ekonomi. Kamulaştırma, özel mülkiye-

tin devletleştirilmesi;

Psikoloji. Bireyin toplumla uyumlulaş- ması

Sosyalizm/sosyalist → İsim/

sıfat

Klasik ideolojilerden biri (tarafgir kit- lesi var)

Sosyete → İsim Varlıklı kesimler topluluğu, seçkinler

Sosyal Medya, son 10 yılın moda kavramı. Facebook, Twiter gibi millyonlaca kulanıcısı olan sosyal medyanın yeni araçları, internet nimetinin sonucu. Bilgi-haberin bireyselleşmesi ve anında kitleleri organize etme etkileri herkesin malumu. Siz de “sosyal”le başlayan birleşik kelimeleri belirleyerek, bunların ne zaman ve neden doğdukları ile ilgili araştırma yapınız.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi. T

Günümüzde yapılmakta olan bundan sonra yapılacak alışveriş merkezleri için hedef kitlenin hem gelir hem de demografik olarak analiz edilmesi ve buna uygun marka ve

Katı atık dolgu alanlarını golf sahası olarak değerlendirme kriterlerinin araştırıldığı bu çalışmada öncelikle dolgu alanlarının özellikleri, golf sahası

Paydaş teorisi kapsamında, paydaşlar kurum içi ve kurum dışı paydaşlar olarak iki grupta ele alınmaktadır.. Kurum içi paydaşlar,

gereken sosyal yükümlülükleri olan kurumlar olarak görülmeye başlandı.. 1940'larda

Modern sosyal sorumluluk anlayışına göre, herhangi bir kurum; “yer altı veya yer üstü bir su kaynağına zehirli atıklarını bırakmamalı, ekolojik yapıyla

SOSYAL GÜVENLİK PRİMLİ SİSTEM SOSYAL SİGORTA KURUMLARI AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI SOSYAL GÜVENLİK KURUMU İŞKUR –İşsizlik Sigortası EK SOSYAL

Sosyal psikolojideki bilişsel vurgu en az dört kılıkta karşımıza çıkmaktadır: bilişsel tutarlılık, naif bilimci, biliş yoksunu kişi ve güdülenmiş