Kurumsal Sosyal Sorumluluk
2
• Sosyal sorumluluk terimi ilk kez 1953’te yayımlanan Bowen’in “İşadamlarının Sosyal Sorumlulukları” adlı makalede yer almıştır.
• Bowen bu makalesinde, işadamlarının, toplumun değer ve amaçlarıyla örtüşen sosyal sorumluluk faaliyetlerle ilgilenmelerini savunmuştur.
• Kurumların sosyal açıdan sorumlu olması gerektiği kavramı, 1960'lı yıllarda uluslararası kurumların büyüklüğü ve gücünün arttığı dönemde
yaygınlaşmıştır.
• Kurumun kendi çıkarları dışında toplumun
varlığını kabul ederek, temel görevleri dışında, toplumsal sorunlarla da ilgilenmesi, atacağı
adımların doğuracağı sonuçları önceden düşünmesi, sorumlu davranışın temelini oluşturmaktadır.
• Hunt & Grunig’e göre kurumların sorumluluğu şu kategoriler altında değerlendirilmelidir,
•Kurumların temel görevleri
•Kurum çalışmalarının kurum dışındakiler üzerindeki etkisi
•Sosyal sorunların çözümü
KSS Gelişimi: 1950’ye kadar
1870lerden 1930’lara yıllar kurumsal katkıların yasallaşması öncesi dönem olarak adlandırılır.
1930’lardan günümüze kadar olan dönemde ise şirketler, devlet kurumları gibi, yerine getirmesi
gereken sosyal yükümlülükleri olan kurumlar olarak görülmeye başlandı.
1940'larda ve II. Dünya Savaşı'nda işler büyüdükçe,
şirketler anti-Komünist bir kurum olarak ayakta kalarak sosyal sorumluluklarını yerine getirdiklerini
düşünüyorlardı.
1950’ler
• Howard R. Bowen’in “İş Adamının Sosyal
Sorumlulukları” (1953) adlı kitabının yayınlanması bu konudaki modern döneminin başlangıcını imleyen eser olarak kabul edilir.
• 1950'lerde üç temel fikir vardı: şirket yöneticilerinin kamu vasisi olduğu fikri, rekabet içindeki talepleri
şirket kaynaklarıyla dengeleme fikri ve hayırseverliğin toplumsal desteğin bir tezahürü olarak kabulü.
• 1950'ler, KSS ile ilgili olarak "eylemden" daha fazla
"konuşma” olan yıllardı.
1960 ve 1970’ler
• Hayırseverlik, 1960'larda KSS'nin en dikkat çekici tezahürü olarak devam etti.
• Bu dönemde KSS’ye yönelik yönetsel yaklaşım vurgulanmaya başlandı.
• KSS'ye yönetsel bir yaklaşım, işletme yöneticilerinin KSS meseleleriyle ilgilenmek için geleneksel yönetim
işlevlerini uyguladığı yaklaşımdır. Bu nedenle, şirketlerin KSS'yi öngörmesi ve planlaması, KSS için örgütlenmesi, sosyal performansı değerlendirmesi ve kurumsal sosyal politika ve stratejiyi kurumsallaştırması önerildi.
1980’ler
• 1980'lerde, KSS'nin yeni ya da rafine tanımlarını
geliştirmeye odaklanıldı. KSS konusunda alternatif ya da tamamlayıcı kavramlar olan kurumsal sosyal
duyarlılık, kurumsal sosyal performans, kamu
politikası, iş etiği ve paydaş teorisi gibi temalar ön plana çıktı.
• KSS'ye olan ilgi azalmadı; aksine, KSS'nin temel ilgileri alternatif veya tamamlayıcı kavramlara, kuramlara, modellere veya temalara “yeniden harlanmaya” başladı.
1990’lar
• Genelleme olarak, KSS kavramına 1990'larda çok az benzersiz katkı yapıldığı görülmelidir. Her şeyden öte, KSS kavramı,
çoğu KSS düşüncesini benimseyen ve KSS ile oldukça uyumlu olan diğer tamamlayıcı kavramlar ve temalar için temel
nokta, yapıtaşı veya ayrılma noktası olarak görev yaptı.
• 1990'lı yıllarda büyümeye ve merkeze girmeye devam eden öne çıkan temalar şunları içeriyordu: kurumsal sosyal
performans (CSP), paydaş teorisi, iş etiği, sürdürülebilirlik ve kurumsal vatandaşlık. Kurumsal sosyal performans ile
finansal performans arasındaki ilişkiyi incelemek için oldukça fazla araştırma yapılmıştır.
2000’ler
• Özellikle 2000'li yıllarda, KSS hareketi küresel bir fenomen olmuştur. KSS’nin ilgisi ve
büyümesi en belirgin olarak Avrupa Birliği’nde görülmüştür.
• OECD tarafından hazırlanan bir rapora göre,
kurumsal sosyal sorumluluk alanındaki gönüllü girişimler son yıllarda uluslararası ticarette
önemli bir trend olmuştur.
• Önemli bulgulardan bazıları dikkate değer. KSS
kesinlikle küresel bir olgudur, ancak uygulamada bölge içi farklılıklar önemlidir.
• Bazı girişimler diğerlerinden daha gönüllüdür, çünkü bazı şirketler bunları benimseme konusunda yasal ve düzenleyici baskı altındadır.
• Çalışma standartları, çevre, insan hakları ve rüşvetle mücadele gibi dar uygulama alanlarında bile bağlılık ve yönetim uygulamasının farklılıkları olduğu
görülmektedir.