• Sonuç bulunamadı

Mimarlık Fakültesi i — Son günlerde İstanbul'da moydana gelen yangın olayları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mimarlık Fakültesi i — Son günlerde İstanbul'da moydana gelen yangın olayları"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Y a n g ı n l a r d a c a n g ü v e n l i ğ i v e d u m a n s o r u n u .

Doç. Dr. Şevket Sunar I.T.Ü. Mimarlık Fakültesi

i — Son günlerde İstanbul'da moydana gelen yangın olayları; iyi bir raslantı so.

nucu veya şans olarak niteleyebileceği- miz büyük can kayıplarına neden olma- dan elbirlikçi çabalarla bastırılıp, uzun sa.

yılacak bir süre sonra ancak söndürülebil di.

s — Hiç kuşkusuz, maddi kayıp ve za- rarların ya da, yangın olaylarının beraber- lerinde getirdikleri ekonomik ve sosyal sorunların; hem kişisel, hem de ülke a - çısından kolay karşılanabilir, hemen ge- çiştirilebilir türden olduğu pek rahatlıkla söylenemez isa de; insan güvenliğinin sağlanması bir yana henüz yangından ko.

runmanın bile tanımlanamadığı bir ortam, da; karşılaşılan felaketin ölçü ve kapsamı gözönüne alındığı takdirde, uğranılan maddi ve parasal zararların ötesinde, ö- lüm ve can kayıplarının bu derece az ol- ması; kanımızca, herşeye rağmen yine de sevindirici bir sonuçtur.

| — Yalnız, bu durum; bugüne kadar devam edegeien savsaklamaların sürüp gitmesi için bir neden olamayacağı gibi, her geçen gün artan yangın olaylarında ö.

lümle sonuçlanan kazaların her keresinde böylesine hafif atlatılabileceğini de kanıt- layamaz.

— Bu yargımızın somut örneklerini;

1967'de Brüksel'de meydana gelen ve 300 kişinin ölümüne sebep olan bir büyük mağazanın yanmasında; geçen yıl, Brezil- ya'nın Sao Paulo kentinde 200 dan fazla kişinin can kaybına uğradığı yangın felâ- ketinde; ya da, 14 — 15 Şubat 1975 ge- cesi Ödemişte onbir lise öğrencisinin ha- yatını yitirdiği Balıkçıoğlu Öğrenci Yurdu yangınında görmek mümkündür, f — Son 10 yıl içinde; özellikle geliş-

miş Batı ülkelerinde yangın nedeniyle meydana gelen can kayıplarının yıllık ar- tış oranları incelendiğinde; görülür ki, yanma sonucu ölümlerde beliren azalma- ya karşın; dumandan boğulma, zehirlen- me veya nefes alma yollarındaki doku bo- zuklukları ve kanamaların giderek felaket halini aldığını ve insan güvenliği açısından bina yangınlarında en büyük sorunu oluş- turduğunu ortaya koymaktadır.

— Doğudan batıya; kuzeyden güneye her ülke ve dilde günümüze değin geçer- liliğini sürdüren «ateş olmayan yerden duman çıkmaz» atasözü, imgesel (meca- zi) anlamı dışında; dumansız ateş olma- yacağı gerçeğini de hiç bir bilimsel kanıta gerek duymadan büyük bir açıklıkla dile getirmektedir.

— Öte yandan, farklılıkları ortada ol- makla beraber; günümüzde meydana ge- lenlerle, bilinen eski yangınların ortak noktalarından biri; hiç kuşkusuz, her yan- gında yoğun duman tabakalarının sözko- nusu edilebilmesidir. Bu durum, dün ol- duğu gibi bugün de; içerde bulunanların normal ve mümkün olabilecek çıkış yer ve yollarını güvenle kullanmalarını, itfai- yecilerin görev ve uğraşılarını tam olarak istenilen düzeyde yapmalarını, yangının çıkış noktalarını bulmalarını; kurtarılacak ve yardım edilecek kişileri görmelerini;

yaşlı, sakat ve hastaların dışarı çıkartı- labilmelerini büyük ölçüde zorlaştıragel- mektedir.

—• Dumanı oluşturan temel öğeler- den biri olan yanmamış karbon ve kat- ran partikülleri (tanecikleri) çoğunlukla farklı boyut, ağırlık ve yoğunluğa sahip- tirler. Biçim ve şekilleri de çok değişik- tir. Partiküllerin en büyükleri, çok kere en ağırları da olabileceklerinden; hava- nın yer değiştirme hareketleriyle meyda- na gelebilecek taşınma ve nakle daha az elverişli olurlar.

— Buna karşın, çok küçük ve çıplak gözle görülemiyecek ölçüde ufak olanlar sayıca o kadar çok ve yoğundurlar ki, du- man nedeniyle meydana gelen saydam- sızlığın temel etkeni olmaları yanısıra;

konveksiyon akımları veya havanın doğal yer değiştirme hareketleri sonucu öteki hacimlere kolayca taşınabilir ve yöreye hızla yayılabilirler.

— Bir bina yangınında oluşacak du- manın miktar ve yoğunluğu; yanan malze- menin cinsine, kimyasal ayrışımı sağla- yacak ısı derecesine, yanan yüzeye, mal- zemenin satıh/hacim oranına, dumanın dağılacağı hacmin boyut ve formuna ya- yılma olanağına ve mevcut hava akımla- rının seviyesine bağlı olarak farklılık gös- terir. Bu nedenle, bir yangın olayında meydana gelecek dumanın miktar ve yo- ğunluğunu, dağılım hız ve koşullarını et- kileyen çeşitli parametreleri kesin ola- rak, bütün olasılıkları içinde önceden bil- mek ve değerlendirmek bugün için ola- nak dışıdır.

— Bununla beraber; son yıllarda, ö- zellikle Japonya, Kanada, Amerika Birle- şik Devletleri, İngiltere, Fransa ve Fede- ral Almanya'da; gerek «gerçeğe yakın (semi-naturel) yangın deneyleri» ve gerek- se binanın genel parametreleri ve bunla- ra dayalı varsayımlar üzerine temellendi-

rilmiş hesaplarla dumanın bina içi dağıl- ma ve yayılmasını önceden belirlemeğe dönük çalışmalar yapılagelmektedir. Yal- nız, dumanın bina İçi dağılım ve yayılma- sını etkileyen çok sayıdaki parametrele- rin deney veya varsayımlarda öngörülen- lerle benzerlik (simulation) durumları ye- terince güvanli ve sağlıklı olmadığından bulunacak değer ve çözümlerin geçerlili- ğinin; yine de, gerçek yangınlarla doğru- lanması gerekli ve şart olmaktadır. Bunun ise hiç te kolay olmadığı ortadadır.

— Bu nedenle; bazı ülkeler, sadece yanmaları sırasında çıkardıkları duman miktarlarına göre inşaata giren yapı ve bitirme malzemelerini sınıflandırıp içlerin- de yoğun bir duman tabakası oluşturan- ların kullanımlarını kısıtlamağa çalışmak- tadırlar. Günümüzde yandıkları zaman yo- ğun duman; hatta sağlığa zararlı yan ü- rünler çıkardıkları bilinen pek çok yeni malzemenin giderek artan bir hızla yapı- ya girmiş olması; hiç kuşkusuz bu tür önlemlerin alınmasında başlıca neden ol- maktadır.

— Benzer şekilde, bazı yapı yönet- melikleri; binıda kullanılacak iç kaplama eleman ve malzemelerinin yangın sırasın- da çıkaracakları, duman ve diğer yan ü- rün miktarlarını; işlenmemiş ahşabın ay- nı koşullar altında meydana getireceği duman ve yan ürün miktarları ile sınırla- makta; daha fazla olmama koşulunu kul- lanımlarında zorunlu kılmaktadır. Fakat bununla beraber; yönetmeliklerin bir ço- ğu aynı gereksinme ve kısıtlamalara işa- ret ettikleri halde; ne duman, ne de ze- hirli gazlar için geçerli herhangi bir de- ney ve kontrol yöntemi öğütleyememek- tedirler.

— Aslında, yukarıda da belirtildiği gibi; işlenmemiş ahşabın yandığında az veya çok duman vermesi; herşeyden ön- ce umulur hava akımlarının miktar ve se- viyesine, ısı kaynağına, içinde bulunduğu hacmin boyut ve formuna bağlı oldu- ğundan bu konuda yönetmeliklere konula- cak herhangi bir kısıtlama veya koşul; ka- nımızca, uygulama açısından çok şey ifa- de etmeyecektir.

— Öte yandan, bir malzemenin çıka- racağı duman miktarı yanan malzeme yü- zeyi ile orantılı olduğundan; bu konuda yapı yönetmeliklerinde yer alacak sınırla- ma ve koşulların sadece, malzemelerin duman çıkarma eğilim ve nitelikleri ile değil; kullanılan malzemelerin açıkta ka- lan satıhlarının büyüklüğü ve içinde bu- lunacakları mahallin boyut, hacim ve formları gözönünde tutularak tertip ve düzenlenmeleri gerekir.

— Ayrıca, yapı yönetmeliklerinin madde ve hükümlerinde yer almayan bazı bina içi yanıcı madde ve ürünler; yangı- nın ilk safhalarında, dumanın meydana

(2)

gelmesinde o derece pay sahibi ve etkili olabilirler ki, bunların çıkardıkları duman miktarı yanında; yanıcı tavan, döşeme ve duvar kaplamalarının duman çıkarma gü- çü dahi önemsiz kalabilir. Örneğin, bir koltuğun döşeme kaplaması veya kıtık gi- bi yanıcı dolgu malzemesinin herhangi bir nedenle ateş alması; duman ihtişarı yönünden mahal içi ahşap duvar kapla- ması veya lambri yüzeyleri için yönetme- liklere konulmuş gayet sıkı önlem ve ge- rekli kısıtlamaları yararsız hale getirebi- lir. Bu nedenle, bina içi «ısı yükü» (po- tentiel calorif:que) değerleri ile çok yakın ilişkisi bulunan bu tür yanıcı malzeme ve ürünlerin de benzer şekilde incelenmeleri ve gözönünde tutulmaları gerekir.

— Kısaca, yangın esnasında büyük ölçüde duman çıkarabilecek her türlü malzeme ve ürünlerin yapıda kullanımı üzerinde belirli bir kontrol ve kısıtlama- nın konulmasında pek çok yönden apaçık bir yarar ve zorunluluk vardır. Fakat, bu- nun gerçekleştirilebilmesi için; ilkönce, konulacak sınırların ne ve hangi ölçüde tutulacağını belirlemek; daha sonra da, hem yapıya giren malzemelerin hem de bina içinde bulunan mobilya, ev eşyası ve dekorasyonun bağlı önemlilik, derece- lerini tayin etmek üzere tamamlayıcı etiit ve araştırmalara ihtiyaç vardır.

— Dumanın kuvvetli bir şekilde yapı- da yer değiştirmesine olanak tanıyan do- ğal hava akım'arı; özellikle çok katlı yük- sek binalarda büyük bir sorun olarak kar- şımıza çıkmaktadır. Bu tür binalarda dış atmosfer ile bina içindeki hava arasında mevcut alışılmış ısı farkları zorlamalı (cebri) bir hava akımının yaratılmasına geniş ölçüde yardımcı olur. İç ve dış ısı farkları ne kadar, çok ise, ortaya çıkabile- cek bu tür zorlamalı hava akımları da o derece büyük olmaktadır. Benzer şekilde, binanın bütün yüksekliğince hava tirajına neden olan oasınç farkları, kat sayısı ve bina yüksekliği arttıkça, bina içinde mey- dana gelebilecek zorlamalı hava akımla- rını da etkilemektedir.

— Bir yangında, dumanın bina içinde yer değiştirme ve yayılmasına büyük öl- çüde olanak tanıyan hava akımları; bir ba- kıma taze hava beslenmelerine de neden olduklarından; hiç kuşkusuz, yangınların gelişme ve büyümelerine de yardımcı o-

— Bu konuda; özellikle, hakiki bina- larda yapılan «gerçeğe yakın yangın de- neyleri» sırasında çekilen fotoğraf ve filmler; ya da yerleştirilen aygıt ve gös- tergeler, hava hareketlerinin bina içinde her an değiştiği gerçeğini büyük bir açık- lıkla ortaya koyduğu gibi; meydana gelen taze hava beslenmelerinin yangının geliş- me ve büyümesi üzerinde çok etkili oldu- ğunu da doğrulamaktadır. Hatta, öyle ki

boşluk ve açıklıkların boyut ve sayıları sabit bile tutulsa; hacim içindeki hava hareketleri her deney sırasında yine de değişmektedir; zira, bu durumda havanın tazelenmesine ve yer değiştirmesine hac inin içindeki çeşitli noktalarda meydana gelen ısı farklılıkları neden olmaktadır.

— Fakat, bu konuda yapılan deney ve edinilen bilgiler; sıcak gaz ve duman- ların dtşarı atılmaları; yani, hacmin bun- lardan temizlenme olanağının; en azından, taze hava beslenmeleri kadar önemli ol- duğunu da ortaya koymuştur.

— Örneğin, 1963 yılında Pariste; 21 katlı yeni bir binada girişilen bir seri yan- gın deneyi; duman konusunda ve özellik- le can kayıplarına neden olan ölümcül çevre ve hava koşullarının meydana gel- mesinde dumanın etki ve katkılarının sap- tanmasında gayet ilginç gözlem ve tes- bitlerin yapılmasına olanak tanınmıştır.

Sözkonusu deneyler; bina sakinleri açı- sından en büyük tehlikenin daha çok du- manın yüksek ısısı sonucu ortaya çıktığı- nı; karbon oksit zehirlenmeleri ile oksi- jen yönünden fakir ve az doymuş bir ha- vanın bunu daha da arttırdığını kanıtla- mıştır.

— Günümüzde tehlikeli olarak belir- lenmiş gaz ve bileşiklerin bazıları bo- ğucu; diğerleri ise tahrik edici (irritants) veya zehirleyicidirler. Boğucu gaz ve bi- leşiklerin başlıcaları; karbon monoksit (monoxyde de carbon) ile sianidrik asit- tir. (acide Cyanhydrique) Yanma işlemle- ri ve ısı nedeniyle meydana gelen kim- yasal ayrışımlar sonucu açığa çıkan tah- rik edici gaz ve bileşikler çok daha çe- şitlidir; ve özellikle nefes yolları üzerin- de bulunan sümük bezlerini etkileyerek bronş ve akçiğdr ödemlerine ve bazen de kanamalara yol açarlar.

— Küçük memeli hayvanlar üzerinde yapılan toksikolojik incelemeler; içlerin- de «hydrocarbures polycycliques» ler ile bugün için bilinen bazı «organophospho- res» bileşiklerinin yer aldığı ve yangın sı- rasında açığa çıkan uçucu zehirli yan fr.

rünlerin canlılarda ağır zehirlenmelere neden olduğunu açıkça ortaya koymuş-

— Bilindiği gibi, yangın başlangıçla- rı; maddi kayıplar yanısıra, «alarm» ve

«binayı boşaltma mühletine» bağlı olarak çok sayıda tehlikeyi de beraberinde ge- tirmektedir. Hele, günümüzde; çok sayı- da ve türde sentetik malzemelerin gide- rek artan bir hızla, mobilya, ev eşyası ve yapı bünyesine girmiş olması sorunun ö- nemini daha da arttırmıştır. Zira, «halo- gene» plastikler dışındaki sentetik mal- zemelerin yanına veya ısı nedeniyle mey- dana gelen kimyasal ayrışımları sonucu ortaya koydukları tehlikeler; fizyolojik açıdan geleneksel yapı malzemelerinin

oluşturduklarından farklı olmasalar bile;

bu malzemelerin yanma hızları daha bü- yük olduğundan açığa çıkardıkları ısı, du- man ve zehirli yan ürünler hem daha çok, hem de havanın oksijen yönünden fakir- leşmesi daha hızlı olmaktadır. Bugün;

fosfor, cntimuan ya da halojenler gibi katkılarla plastik malzemelerin yanmala- rını bir süre geciktirebilmek mümkündür;

fakat bu tür müdahaleler onların zehirli ve insan sağlığına zararlı yan ürünler neşretmelerini de kolaylaştırmaktadır.

— Bütün bunlar, sentetik malzeme- lerin yapıya girmesiyle yangınlarda diri halde kalınabilecek çevre koşullarının da- ha kısa sürede yitirildiğini göstermekte- dir.

— Özetlersek; bina yangınlarında insan hayatının kurtarılması ve can gü- venliğinin yeterince sağlanması yönünden girişilecek çaba ve araştırmaların en ak- la yakını; hernekadar, yukarıda da sözü- nü ettiğimiz gibi; yapı malzemelerinin kontrol ve sınırlandırılması ise de, alına- cak önlem ve düzenlemelerin bina proje- lendirme çalışmaları ile birlikte yürütül- mesi, tasarım kararlarının dışında tutul- maması; kanımızca, olumlu sonuçların te- mel gereğidir.

— Günümüzde gelişmiş veya geliş- mekte olsun her ülkede düne oranla hem kat adedi, hem de bina karmaşıklığı yö- nünden farklı bünye ve yapısal kuruluşla- ra sahip büyük bina toplulukları giderek şehir dokusuna daha çok girmeğe başla- mıştır. Bu durum hiç kuşkusuz, her yıl ölüm ve can kayıplarının daha da artması- na neden olmaktadır.

— Kısaca, sorunun çözümünde yan- gın güvenliği koşulları kadar bu güvenliği tehdit eden tehlikelerin de bilinmesi ge- rekir. Bu açıdan; duman çözümlenmesi zorunlu güçlüklerle dolu bir problem ola- rak karşımıza çıkmaktadır.

— Sonuç olarak diyebilirim ki; son günlerde meydana gelen ve kamu oyun- da zorunlu olarak güncellik kazanan yan- gın olayları nedeniyle ele aldığımız bu yazı, çözümlenmesi şart ve gerekli olan;

fakat, henüz ülkemizde sözü dahi edilemi- yen binalarda yangın güvenliği ve duman sorununa bir kere daha dikkati çekmekten öteye bir şey yapmasa dahi yine de ama- cına ulaşmış olacaktır.

İstanbul, 20.1.1976

Referanslar

Benzer Belgeler

Buzdum eridim, ateştim kül oldum Böylece göç bitti söküldü çadır Yüzüm sana doğru çevrilmiş Eğilip toprağa. Nefesini

— Bu konuda; özellikle, hakiki bina- larda yapılan «gerçeğe yakın yangın de- neyleri» sırasında çekilen fotoğraf ve filmler; ya da yerleştirilen aygıt ve gös- tergeler,

MUTSO Yönetim Kuru- lu Başkanı Mustafa Ercan ise, dünyada bilim, tekno- loji ve duyarlılık alanında- ki en büyük organizasyon olan IEEE Türkiye şubesi öğrenci kollarına

Şekil 4.42 ve Şekil 4.43’de diğer tüm koşullar aynı iken, yangınların tünel içerisinde farklı konumlardaki sıcaklık dağılımları incelendiğinde, 25 m’de meydana

İşçi sınıfına mensup, İsyankar, yeni talepleri olan bu erkekler nedeniyle İngiliz Yeni dalga sineması öfkeli genç erkekler sineması olarak da

Köy Enstitülerini Araştırma ve Eğitimi Geliştirme Demeği’nce Yıldız Teknik Üniversitesi’nde (YTÜ) düzenlenen anma töreninde, Tonguç’un gerçek anlamda bir

The episode of divorce, arrested her sense of self and further development as an artist, female bildungsheld can’t be devoid of duties attached to her, as a mother, which

• 34 üniversitenin mimarlık lisans eğitiminde içeriği kısmen yangın güvenlikli tasarım olan 46 ders bulun- makta, bu derslerin 30’u zorunlu, 16’sı seçmeli ders