• Sonuç bulunamadı

ÇEKİLEN FİLMLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÇEKİLEN FİLMLER"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İNGİLİZ YENİ DALGASI, İNGİLİZ ÖZGÜR SİNEMASI (FREE CINEMA)

• 1958-1964 yılları arasında etkili olan İngiliz Yeni Dalgası, Özgür Sinema’nın temsilcileri Lindsay Anderson, Karel Reisz ve Tony Richardson gibi muhalif sinemacı ve eleştirmenlerin öcülüğünde geliştirilmiştir.

• Bu yönetmenler İngiliz yeni dalgasından önce 1950’li yıllarda Özgür Sinema hareketini başlatmışlardır. Ticari sinemaya karşı çıkan Lindsay Anderson, Tony Richardson ve Karel Reisz, üretim ve eğlence yerlerindeki işçiyi hedeflemiş; gençlik kültürünü ve isçi sınıfı yaşam alanlarını anlatan Anne İzin Vermiyor (Tony Richardosn, 1957), Noel Dışında Her Gün (Lindsay Anderson, 1957) ve Biz Lambeth Çocuklarıyız (Karel Reisz, 1959) gibi belgesel filmlerini gerçekleştirmişlerdir.

• Ancak işçi sınıfına mensup olmayan yönetmenler, işçiyi hayranlık duyulan bir obje niteliğinde değerlendirdikleri, toplumsal gerçekçiliği tam olarak başaramadıkları gibi eleştirilerle karşılaşmışlardır.

(2)

• Özgür sinemacılar belgeselden kurmaca filmlere geçiş yaparken;

Amerikan sermayesinden yararlanmışlardır. Bu durum da akımın kısa sürede başlayıp bitmesine neden olmuştur.

İNGİLİZ YENİ DALGASININ KAYNAKLARI

• İngiliz yeni dalgasının esin kaynağını dönemin gerçekçi edebiyat eserleri ve tiyatro oyunları oluşturmaktadır. John Osborne gibi İşçi sınıfından gelen yazarların kendi deneyimlerini anlattıkları oyunlarından uyarlamalar yapılmıştır. Mutfak ilişkinin merkezinde yer aldığı için bu eserlere “mutfak lavabosu dramaları” denilmektedir.

• İngiliz belgesel sineması da İngiliz yeni dalgasının esin kaynaklarından biridir. Ancak John Grierson’un didaktik yaklaşımından çok halkın sorunlarına yakın duran Humprey Jenings’in yaklaşımı benimsenmiştir.

• 1959 yılında John Osborne, Tony Richardson ve Harry Saltzman Woodfall Films’i kurmuş ve Osborne’un oyunlarının uyarlanmasını sağlamıştır.

(3)

ÇEKİLEN FİLMLER

• Yeni dalganın ilk filmi, Jack Clayton’un yönetmenliğini üstlendiği Tepedeki Oda (1959) filmidir.

• Akımın en verimli yönetmeni Tony Richardson’dır. Richardson John Osborne’un tiyatro oyunundan uyarlanan Öfkeyle Arkaya Bakmak (Look Back in Anger, 1959) filmini çekmiştir. Richard Burton’ın burjuva sınıfının temsilcisi olarak gördüğü karısına kötü davranan sinirli, genç bir erkeği canlandırdığı film, büyük bir gişe hasılatı elde etmiştir.

• Tony Richardson 1960 yılında yine Osborne’dan uyarladığı Eğlendirici filmini çektikten sonra, 1961’de Bir Parmak Bal (A Taste of Honey) ve 1962’de Uzun Mesafe Koşucusunun Yalnızlığı (The Loneliness of the Long Distance Runner) filmlerini gerçekleştirmiştir.

Bir Parmak Bal, işsizlikten ve yoksulluktan kurtulmaya çalışan bir anne kızın öyküsünü anlatırken Uzun Mesafe Koşucusunun Yalnızlığı, işçi sınıfına mensup bir suçlunun rehabilitasyon sürecinde katıldığı koşuyu anlatmaktadır.

(4)

ÇEKİLEN FİLMLER

• Karel Reisz 1960 yılında Cumartesi Gecesi Pazar Sabahı (Saturday Night Sunday Morning) filminin yönetmenliğini üstlenmiştir. Alan Sillitoe’nun aynı adlı romanından uyarlanan film, hafta sonlarını dışarıda geçirmek için hafta içi bir fabrikada çalışan sanayi işçisinin hayatını konu almaktadır. Film bu işçiyi canlandıran Albert Finney’nin de şöhrete ulaşmasını sağlamıştır.

• Lindsay Anderson ise Bir Sporcunun Hayatı filmini çekmiştir. Film, kömür madenlerinde çalışan bir gencin ragbi oyuncusu olmasını anlatmaktadır.

• Akıma katkıda bulunan bir diğer yönetmen ise John Schlesinger’dir.

Schlesinger, komedi niteliğindeki Yalancı Billy filminde hayal dünyasında yaşayan bir cenaze levazımatçısının öyküsünü konu almıştır.

(5)

FİLMLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ

• Filmlerin hemen hemen hepsi romanlara ve tiyatro oyunlarına dayanmış; filmlerin senaryo sürecinde bu yazarlarla işbirliğine gidilmiştir.

• Filmlerin çoğunun ana karakteri erkektir. İşçi sınıfına mensup, İsyankar, yeni talepleri olan bu erkekler nedeniyle İngiliz Yeni dalga sineması öfkeli genç erkekler sineması olarak da adlandırılmaktadır. Bu karakterlerin yabancılaşma içinde olduğu; çevresiyle, özellikle de kadınlarla sorunlu ilişkiler kurdukları görülmektedir. Ayrıca eşcinsellik, evlilik dışı ilişki ve cinsellik de bu filmlerin konularını oluşturmaktadır.

• Bu filmler oyunculuk üslubu James Dean ve Marlon Brando’yu andıran Richard Burton, Albert Finney, Alan Bates gibi oyuncuların yıldızlaşmasını sağlamıştır.

• Filmler genellikle İngiltere’nin üretime dayalı sanayisinin bulunduğu ve işçi sınıfının yoğun olarak yaşadığı kuzey kentlerinde çekilmiştir.

(6)

FİLMLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ

• Taşınabilir hafif kamera, hızlı ham film kullanımı çekimlerin gerçek mekanda yapılmasını kolaylaştırmıştır.

• Kontrastlı, grenli bir doku yaratılmasında haber filmlerinin ve İtalyan yeni gerçekçiliğinin görsel üslubundan etkilenme önemli bir rol oynamıştır.

• Toplumsal ve cinsel anlamda özgürleşme isteği ve bunun karşısında yer alan engellerin anlatılmasında zaman zaman caz müziğinden ve danstan yararlanılmıştır. Filmin ritmi kimi zaman caz müziğinden yararlanılarak düzenlenmiştir.

• Çoğunlukla erkek karakterleri temel alan filmlerin cinsiyet ayrımcılığı yaptığı görülmektedir.

(7)

ELEŞTİRİLER

• Toplumsal gerçekçilikle ilgili eleştiriler yöneltilmiştir. Yönetmenlerin işçi sınıfından gelmediği için romantik bireycilik yaptıkları söylenmiştir. İşçinin işçi olmaktan utanan bir kahraman olarak temsil edildiği, daha çok işçinin psikolojisinin dile getirildiği ve onun bu koşullardan nasıl kurtulacağına dair bir çözüm sunulmadığı vurgulanmıştır.

• Filmlerde maçoluk ve cinsiyet ayrımcılığı yapıldığı ifade edilmiştir.

Filmlerde değişen ataerkil yapının yarattığı krizler dikkat çekmektedir. Birçok filmde babanın yokluğu ya da var olan baba figürlerinin güçsüzleştirilmesi karşısında güçlü, otoriter kadınlar karar verici pozisyonlarda yer almışlardır.

• Başroldeki erkek karakterlerin cinsellikle ilgili yaşadığı problemler görünür kılınmaktadır. Cinsel haz nesnesi olarak sunulan kadınların aile düzenine tehdit oluşturduğu ve kontrol altına alınması gerektiği mesajı verilmektedir.

(8)

AKIMIN SONA ERİŞİ

•Hollywood’daki yapım koşulları iyileştiğinde şirketler İngiltere’den ayrılmış; bu durum da akımın sona ermesinde etkili olmuştur. Yine Lindsay Anderson’ın yönetmenliğini üstlendiği Bir Sporcunun Hayatı filminin gişede başarısız olması da akımın sona ermesine yol açan unsurlar arasındadır.

•1963 yılında Lindsay Anderson, United Artists’in desteklediği doğrudan hitap, sıçramalı kesme gibi modernist sinema tekniklerine yer verdiği Tom Jones’un uyarlamasını yapmıştır ve filmin ticari başarı kazanmasıyla birlikte ilgi metropol sinemasına kaymıştır.

•İngiliz sinemasında artık öfke ve hayal kırıklığından çok yeni özgürlüklerin kutlanmasından ilham alan ve 1960’ların sonuna kadar devam eden yeni bir film üretimi dönemi başlamıştır (Kaynayan Londra fenomeni). Londra dönemin gençlik kültürünün ve modanın merkezi konumundadır.

(9)

KAYNAKÇA

• Petrie, Duncan (2003). İngiliz Sineması: Kimlik Arayışı.

Dünya Sinema Tarihi (A. Fethi, Çev.). İstanbul: Kabalcı.

681-692.

• Bayramoğlu, Murat (2000). İngiliz Yeni Dalga Sineması

ve Sosyal Gerçekçilik. Evrensel Kültür, 102, 58- 61.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Sanat sineması (cinéma d’art) terimi ilk olarak, 1908 yılında popüler bir eğlence aracı olarak görülen sinemaya orta sınıfları çekme amacıyla Fransızlar

Öğrenciler sosyal medyayı en çok eğlenceli paylaşımları takip etmek ve hızlı iletişim kurmak için kullandıklarını ifade etmişlerdir (bkz. Tablo 4.) Bulgular

that the rod like organisms could be cultured in pure form; and finally that the cultured material, either in the form of rod-like microorganisms or spores, caused anthrax disease

Partisi Genel Başkanı Recai Kutan’ın “Nusayrilik sapık bir anlayıştır” sözleri ile kendilerine hakaret ettiğini belirten Hatay, Adana ve Mersin yöresinde

Bu çerçeveden hareketle Fransız sinema tarihi içinde özel bir yeri olan Jean-Luc Godard’ın Serseri Aşıklar ve Küçük Asker filmlerinin ideolojisine bakarak

Kendim i, gereğinden çok h ızlı gittiği için, ceza olsun diye, H aliç'in çürük sularına dem irletilm iş b ir yarış tek - nesine benzetiyorum.Gerçek- ten de

Duygu ve düşünce dünyamızın değerli ve sevimli imzası Fazıl Ahmet için çıkardan kitabı biraz uzunca bir zaman elimde gezdire­ rek okumasını yeni bitirdim.. Bu

lirsizlik mevcuttur. Çocuklara tedavi planlanırken hastanın altta yatan hastalık varlığı, daha önce kullandığı ilaçlar, has- tanın uyumu ilaç maliyeti gibi çeşitli