• Sonuç bulunamadı

Milli mücadelenin en buhranlı yıllarında Çerkes Ethem olayı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Milli mücadelenin en buhranlı yıllarında Çerkes Ethem olayı"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mr7/i

mücadelenin en buhranlı yıllarında

Çerkeş Ethem olcıifi

Muntazom ordu kurulmasına karşı çıkan Çerkeş Ethem subay görmeye tahammül edemiyordu. Ankara’ya dönüşünde Meclis’in bir kapısına Mustafa Kemal’i, öbür kapısına da İsmet Bey’i astıracağı söylentilerini çıkartacak kadar küstahlığı ileri götürmüştü.

NAİL UÇAR

M

USTAFA K em al’in m illî h ak im i­

yete dayalı bağım sız yeni b ir

T ü rk Devleti k u rm a k ararın ı, m illî sır

gibi vicd an ın d a taşıy ara k , 19 Mayıs

1919 ta rih in d e S am su n ’a ayak bastığı­

n ı biliyoruz. F a k a t yine biliyoruz ki,

«B irinci îdare-i Ö rfiye Divan-ı H arbi» M ustafa K em al ve a rk ad aşların ı, 11 Mayıs 1920’de id am a m ah k û m etm işti.

B u id am fetv a ların a p aralel olarak, yine İsta n b u l h ü k ü m e ti o rd u y u isya­ n a teşvik ediyordu. O ta rih le rd e ger­ çekten, ay a k la n an ların o rd u m en su p ­ ların a, h alifen in fetvasından, P adişa­ hın askerliği affettiğ in d en , A n k ara’d a­

ki h ü k ü m e tin m e şru olm adığından

b ah sed erek , o n ları kolayca k a n d ırd ık ­ ları görü lm ü ştü . B irçok y erlerd e b ir kısım o rd u b irlik le rin d ek i erler, ayak­

la n a n la ra ça rp ışm a d a n silâh ların ı bı­

ra k a ra k m em lek etlerin e k av u şu y o rlar­ dı. G erçekten O rdu, B irinci D ünya H a rb i'n d e n yorgun, b itk in , bezgin ve p erişa n çıkm ıştı.

A n k ara’ya k arşı dış k ay n a k la rd an da kuvvet a la ra k b eslenen b u k o rk u n ç fet­ v alarla çık an isyanlar, büyük, küçük 60 k ad a rd ır. Millî M ücadele ta rih im i­ zin en üzücü, b u n a ltıc ı olaylarıdır. Za­

m an o lm u ştu r ki, b u isyanlar, Millî

M ücadelenin k ad e rin i etk ilem iştir. Bu isy an lar yabancı işgal ve istilâla rın d an d ah a k o rk u n ç e tk ile r y ap m ak istid a d ı­

nı g ö sterm iştir. Ç ünkü yabancı düş m an istilâları, m illî varlığa k arşı açık

sald ırılard ı. H albuki isyanlar, bizzat

m illî y apıdan gelen ve çok çeşitli sos­

yal ve p sik o lo jik sebeplerle m eydan

alan tep k iler olm ak itib ariy le b u n larla

m ücadele, b azan h alk a k a rşı silâhlı

m ücadele şeklini alıyor ve toplum un bazı çevrelerinde h oş görülm üyordu.

B u ay a k lan m alara ilkin k u rta rıc ı gö­ rü le re k büyük işler b a ş a ra n Çerkeş E t­ hem k ard eşleri (R eşit ve Tevfik) ve De­ m irci E fe so n u n d a şım arıp, soysuzla­ ş a ra k v atan ih an etin e k a d a r h arek etle­ rin i s ü rd ü rm ü şle rd ir.

MİLLÎ MÜCADELENİN İKİ AYRI YÖNÜ

M illî M ücadele h a re k e tin in bu en

b u h ra n lı devresi iki yöne ayrılır. Bu y önlerden biri, b ir te şk ilâ t fik rid ir. Bu teşk ilât fik ri, çeşitli gelişm eler sonun­ da, T ürkiye B üyük M illet M eclisi H ü­ k ü m eti şekline ulaşır., ik in c i yön, b ir H alk H a re k e ti’dir. Bu h a re k e t, çeşitli sald ırılar, can ve y u rt teh lik eleri k a r­

şısında, h alkın kendi içinden beliren

b ir savunm a çabasıdır. Bu çab alar, m a­ halli veya bölgesel d av ran ışla r, silâh- lan m alar, g ru p laşm ala r ve m ukavem et şeklinde, 1919 H a ziran ’ı ile 1920 sonla­ rı a ra sın d a acı ta tlı M illî M ücadele ta ­ rih in d e y er alırlar.

Silâhlı halk m üfrezeleri elb ette ki o rd u dem ek değildi. O rduda a sk e r

(2)

Çerkeş Ethem

dır. A sker gelenekleri yerleşm iş k u ra l­ la rı ile, belli b ir düzen içinde vazife

yapar. Bu k u ru lu düzen, O rd u ’dur.

H albuki gönüllü h alk kuvvetlerinde

böyle m u n taza m disiplinli b ir ku m an ­ dan zinciri düzeni y oktur. Ç evrelerinde eşkiyalık yapan, o rtalığ ı kasıp kavu­ ra n E fe le r de dağdan düze in erek bu h alk kuvvetlerine k atılm ışlard ır.

M illî M ücadelem izin ilk yılların d a Çerkez E th em bu devrenin en şö h re t yapm ış ism idir. B edeni yapısı ve lid er tip i g ö rü n ü şü ve uzun sü re a t ü stü n d e geçen hayatı, teşk ilât, bilh assa geril­ lacılık tak i ustalığı, onu bize «Kuvve-i Seyyare (Gezgin Kuvvet) K om utanı» o lara k ta n ıtm ıştır. F ak at o da İzm ir valisi R ahm i Beyin oğlunu silâh güciy- le dağa k a ld ırm a k suretiyle işe b aşla­ m ıştır.

F ak at b ü tü n b u k ö tü lü k le rin e rağ

m en, yine bu çete kuvvetleri 1920’de b ir güç o larak göz dold u ru cu vasıfları n ı h erk ese kabul e ttirm işle rd i. Özellik­ le Gezgin K uvvetler B aşkum andanı ola­ ra k bu kuvvetlere kum an d a eden Çer­

kez E them ,, o ta rih le rd e B üyük Mil­ let Meclisi O rd u su ’nun baş edem ediği

isyanları, A nkara’nın çağrısı üzerine

b irb iri a rd ın d a n b astırm ası, kendisi­

nin ve kuvvetlerinin şö h retin i b ü sb ü ­

tü n a rttırm ıştı. Bu sebebten Büyük

M illet M eclisi’ndeki m illetvekillerinin çoğunluğu B üyük M illet Meclisi H ükü­ m e tin in çetelere dayanm ası lüzum unu açıkça söylüyorlardı.

İSMET PAŞA - ÇERKEŞ ETHEM GÖRÜŞMESİ

Yine o b u h ra n lı günlerd e bu çete kuvvetlerine ne derece ihtiyaç duyul­ duğunu İsm et P aşa’nın Çerkez E th e m ’ le b ir telg raf g ö rüşm elerinde dinliye- lim:

«Sizinle şu görü şm eyi tem in edebil­ m e k için ço k zorluğa uğradık. B irço k yerlerde irtib a tım ız h em en h em en y o k ­ tur. M erkezde ise k u v v e tim iz kalm adı. K a ym akam (yarbay) M ahm ut B ey tü­ m e n i D üzce’ye geçerken âsilerin hü cu ­ m una uğradı. M ahm ut B ey ve bazı su ­ bayları şeh it oldular. B ir kısm ı esir düştü. T ü m en in silâhları, m ü h im m a tı, hayvanları âsilere geçti. A nkara'nın k u ­ zeybatısına gönderdiğim iz A rif B ey m ü frezesin in fe lâ k e t haberi de geldi. K a ym a ka m A rif B ey de A nkara’ya doğ­ ru çe kilirken bir su ika sta kurban git­ ti. Çadırında ke n d i erlerinden biri ta­ rafından öldürüldü. M üfrezeden bir kısm ı dağıldı, bir kısm ı isyancılara ka­ tıldı. Geyve boğazında Ali Fuat Paşa’ nın d u ru m u teh like g ö sterm e kte ve günden güne sıkıştırılm a kta d ır. E n ke stirm e yolla ve süvari kıtalarınızla G eyve boğazına Ali F uat Paşa'nın yar­ dım ına koşm anızı rica ediyoruz». (')

O b u h ra n lı g ünlerde M ustafa Ke­ m a l’in kulak ları Geyve B oğazından ge­ len seslerde idi. O A nzavur ki, Ali Fu­

a t P aşa’ya k a rşı talih in i b u boğazda

l1) Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam 1966, Sayfa: 337

(3)

b irk a ç defa denem iş, h a ttâ b ir defa­ sın d a :

— «Fuat Paşa, teslim ol» sözlerini k endisine d u y u racak k a d a r yaklaşm ış­ lard ı. B u âsi kuvvetlerinin k u d re tle ri­ ni öğrenm ek için Ç erkez E th e m ’i din­ liy d im :

«Anzavur'dan aldığım silâh ve m ü ­ h im m a tın m ik ta rı bir ko lo rd u yu silâh­ landıracak kadardı!» dem ektedir.

ETHEM ŞIMARIYOR

1920 yılı ta rih takv im in in h e r günü b irb irin d e n k o rk u n ç kaynaşm alarla do­ lu b u âsi kuvvetleri dize g etiren Ç er­ kez E them , a rtık en ön p lan d a görü­ n ü r. Çevreyi yö n etir, vergi alır, ask e r to p lar, kendi y asa la rın ı k o rk u su z yü­ rü tü r. A nkara g ittik çe gözünde kü çü ­ lür: E them , a sk e r to p lam ad a k an u n dı­ şı olm asına rağm en, dilediği gibi ha­ re k e t etm esine, iç işle ri B akanının en­ gel olm asını n o rm al karşılam az, sert ve k ü çü ltü şü b ir dil k u llan arak yazdı­ ğı telgrafla Albay R efet’e (Refet Paşa) h a k a re te y eltenir. A nkara Valisi Yahya G alip’i Yozgat isyan ın d an so ru m lu tu ­

ta ra k kendi k u rd u k la rı m ahkem ede

y argılam ak üzere kendisini 26 H aziran 1920’de Y ozgat’a çağırır. S esinin to n u ­ nu A nkara’ya k arşı gittikçe yükseltir:

«H ayret ed iyorum ki, S iva s’ta He- yet-i T em siliye ve A nka ra ’da B ü y ü k M illet M eclisi sıfatiyle içtim a ve teşek­ kü l olunalı bir seneyi geçtiği halde, bu m üddet, zarfında koca A nadolu’da ha- rekât-ı m illiy em iz nam ına neden esaslı bir h a rek et görülm edi? N için m e rk e ­ zinizi takviye etm ediniz? V e sonra, en m ü h im ve esas olan cephelere ait şim ­ diye kadar b ir h im m e t ve m u k a vem e t eserinize dahi şahid olm adık. N ih a yet bizleri d ü şm a n cephesinden gerilere ayrılm aya ve sırf gerilerde size düşen vazifelerle bizi işgale m ecb u r b ıra ktı­ n ız—»

O günlerde A n k ara’da kuvvet nam ı­ n a ne v ard ı? Hiç. S adece m e şru b ir

M illet M eclisi ve m e şru huKum et. Evet doğru, bu hü k ü m etin , B ak an lık ların ın k ap ısın a dikecek n ö b etçileri b ile yok­ tu . Böyle b ir o rta m d a serb estçe a t oy­ n a ta n Ç erkeş E th em için A n k ara’da ağızdan ağıza şu söz dolaşıyordu:

«Çerkeş E th e m A n ka ra ’ya d ö n ü şü n ­ de, M eclisin bir kapısına M ustafa K e­ m a l’i, diğer kapısına İs m e t B eyi asa­ cakm ış». Şüphesiz b u n la rı E th em 'in k ard eş ve gaye a rk a d a ş la rı çık arıy o r­ du.

BAŞLARINDA SUBAY İSTEMİYORLAR

A n k ara’da, Ç erkeş E th e m ’in kardeşi S a ru h a n m illetvekili R eşit ve bazı m il­ letvekilleri m u n tazam kuvvetlerin ku ­ ru lm asın a k arşı ve Kuvayi M illiyenin

kalm ası isteğinden y ana prop ag an d a

y apm aktaydılar.

R eşit: «Ordu teşkili b ü tü n dünyada

iflâs etm iştir. V atanı kurta ra ca k ancak M illi K uvvetlerdir» diyordu. Kuvve-i

Seyyare ad ve h esa b ın a E sk işe h ir’de

çıkan Y e n i D ünya gazetesi de b u dü ­ şünceleri d estek le r m akale ve yazılar yazıyordu.

l ’inci Kuvve-i Seyyare K o m u tan Ve­ kili Y üzbaşı Tevfik (E th e m ’in kardeşi) em ir ve k u ru lu şu n d a b u lu n d u ğ u B atı Cephesi K om utanlığının em irlerin i yap­ m am aya b aşlam ıştı. B atı C ephesi Ko­ m utanlığına, 27 K asım 1920 ta rih li Yüz­ başı T evfik’in b u k u vvetler h ak k ın d a verdiği cevap ilginçtir:

«Kuvve-i S eyyarenin şim d iye kadar olduğu gibi, gelişigüzel idare edilm esi zorunluğu vardır. A slında bu kuvveti, a ske r gibi d isiplin altına alm ak ve ni­ zam a ko y m a k değil, b u fik r in doğdu­ ğunu h issettiğ i anda çözülürler. Ç ün­ kü, subay gördüler m i azrail gü rm ü ş­ çesine ayaklanıyorlar. B izim m ü freze­ lerim iz Pehlivan Ağa, A h m e t Onbaşı. Sarı M ehm et, H alil E fe, Topal İsm a il gibi adam lar tarafından idare e d ilm e k ­

tedir...» 18

(4)

N ihayet b u kuvvetler, «Millet irad e­ sini egem en kılm ak isteyen» T ürkiye B üyük M illet M eclisi'yle paylaşm ak is­ terle r. Ç erkeş E t h e m olayı, doğar. De­ n eb ilir ki, 1920 tarih i, Kuvayı Milliye ta rih id ir. Bu ta rih in içinde M ustafa K em al’in ön cü p o rtre si y er y er ışıldar, y er y er b u n alım la rın b u lu tla rıy la göl­ gelenir.

Subay g ö rd ü k leri zam an azrail gör­ m üş gibi ü rk e n b u k uvvetler Düzce is­ yanını b a stırm a k göreviyle B u rsa ’d an geçerlerken, B u rsa M erkez K om utanı görevini y a p m a k ta olan S üvari B inba­ şı E şref, E th em Beyin k ard eşi Yüzba­ şı T evfik’e selâm verm ediği için, m ai­

yeti ta ra fın d a n ta rta k la n m ış, B u rsa

A skerî Cezaevine g ö tü rü lm ü ştü . Bu

olay B u rsa ’d ak i su b ay lar ü zerinde fe­ n a etk i yaptığı h u su su , erte si günü Et- h em 'in a rk a d a şla rın d a n H afız H üse­ yin ’e söylenm iş, o da hiç çekinm eden:

«Bu hareketi hoş görm eyen subayları derhal idam ederiz» cevabım verm iş.

İSYANCILARIN SONU

Ç erkeş E th e m ’in 9 A ralıkta Büyük M illet M eclisine çektiği aşağıki telgraf a rtık Kuvve-i S eyyare’nin kesin o larak ayaklandığım g ö sterm ek te d ir:

«B irçok m ü s riflik ve ihtiraslarla do­ lu şartlar altında bu m illet ve m e m le­ ke tin a rtık harbe ta h a m m ü lü kalm a­ m ıştır. İsta n b u l'd a n gelen ve tu tu k la n ­ dıkları duyulan barış arabulucu dele­ gelerinin uygun şartlar ve tekliflerle geldikleri de halk arasında yayılm ış ol­ duğuna göre, adı geçen delegelerin serb e st bırakılarak barış görüşm eleri­ nin ça b u kla ştırılm a sın ı m e m le k e t adı­ na h aber veririm . A n ka ra ’da toplanan m eclisin ne şekild e toplandığını tabiî hepim-iz biliyoruz. İ lk ya p tıkla rı da, bu fa k ir m illetin sırtın d a n kendilerine yıl­ da 3000 k ü sü r lira öden ek ayırm aları o lm u ştu r ki, içlerinde yılda yü z lirayı gören p e k azdır. Onlar şim d i bol bol

d a lka vu k lu k yapm aktadırlar. Gelen y ü k s e k h eyetin h em en İs ta n b u l’a iade­ si eh e m m iye tle arzolunur.» (2)

B üyük M illet M eclisine çekilen bu telg ra f gizli o tu ru m d a ancak b ir defa o k u n d u k ta n sonra, b ir d ah a dinlenil­ m esine tah am m ü l edilem em işti. Y unan kuvvetlerinin İn ö n ü m evzilerine ilerle­ diği b u en b u h ra n lı günlerde, M usta­ fa K em al, Ç erkeş E th em so ru n u n u n a r­ tık an laşm a yoluyla iyi b ir sonuca bağ­ lanam ayacağını anlam ıştı. Bu düşünce ile 27 A ralık 1920 ta rih in d e Albay İs­ m e t ve Albay R efet'e « l'in c i Kuvve-i

Seyyare ayaklanm asının bastırılm asını»

em re tti.

B u em ir gereğince kuvvetlerim iz âsi E th e m ’e k arşı K ü tah y a’ya girerlerk en , M ecliste h âlâ b ir kısım m illetvekilleri onu ta k ip etm em ize itira z d a b u lu n m u ş­ lardı. Bu b a sk ıla r a ltın d a Kuvve-i Sey­ y are K o m u tan ların a, B üyük M illet Mec­ lisinin son b ir lü tfü o larak , k o m u tad an

çek ilirse affedilecekleri b ild irilirk en ,

üç k a rd e ş (Tevfik, R eşit, E them ) Yu­ n a n lıla rla uzlaşm ak üzere U şak’a özel m e m u r gönderm işlerdi.

Y u n an lılar 6 Ocak 1921’de b ü tü n

cepheden ta a rru z a geçtiler. H albuki

E th em a rtık açıkça isyan halin d e idi. Bu, böyle olduğu için de, h a ttâ Y unan­ lıla ra k a rşı cephenin zayıflatılm ası pa­ hasına, B u rsa cephesinde yalnız b ir pi­ yade tü m en i b ıra k ıla ra k , büyük b ir kı­ sım kuvvetler, K ütah y a yönüne ve E t­ h e m ’e k arşı sü rü lm ü ştü . B u su re tle biz

l ’inci İn ö n ü m u h are b esin i y aparken,

b ir ta ra fta n da âsi çete kuvvetleriyle de çarpışıy o rd u k .

M ustafa K em al S am su n ’a ayak b as­ tığı gün m illî b ir s ır o lara k taşıdığı ü lk ü sü n ü , m eşru kuvvetlere dayayarak, âsi, gerekse düşm an k uvvetlerine k a r­ şı, l'in c i İn ö n ü Zaferiyle, T ü rk m ille­

tin e m üjdeledi. •

(2) Türk İstiklal Harbi II. Cilt Gnkur. Basıme­ vi 1966 S: 96.

19

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu doğrultuda bireylerin örgütlerdeki etkililiklerinin belirleyici bir unsuru olarak farklı değişkenlerin yalnızlıkla olan ilişkisinin ortaya çıkarılması için yapılan

U rart’ta Yunus Ton- kuş’un heykel sergisinde gördüm geçen gün, büyük coşkuyla seyrediyordu hey­ kelleri.. kuruluş yılını böyle bir sergiyle kutlamak

BTTD D:: Bilgisayarlar›n yapay zekây› gerçeklefl- tirmek için uygun bir araç olmad›¤›n› düflünen- ler, bunun nedeni olarak insan beyniyle bilgisa- yarlar›n

delaminasyon içeren eğri eksenli kompozit kirişin, c delaminasyon büyüklüğü ve L toplam kiriş boyunu göstermek üzere delaminasyon oranı (c/L) arttırılarak doğal

Öğretmenlerin Hayat Bilgisi Dersi Öğretim Programıyla ilgili hizmet içi eğitim alma durumlarına göre programın kazanımlarına, temalarına ve

En az yoğuşmanın olduğu duvar yapısını belirlemek için; tüm duvar modellerinde yoğuşmanın söz konusu olduğu Kars ilini inceleyecek olursak en az yoğuşma

Bu araştırma 2009 ve 2010 yılları arasında Trabzon (Hayrat) ekolojisinde yerli ve yabancı orjinli 9 ahududu ( Malling Jevel, Canby, Willamette, Golden Queen,

1840 yılında bir İngiliz tarafından İstanbul’da yayımlanmaya başlayan ilk Türkçe özel gazete Ceride-i Havadis’in çıkarılması için Padişah tarafından izin