HABERLER
/Mi>
î'9
CUMHURİYET/11
'TT-
Ç 2 3
q û%
A N A P ’tan istifa eden Bedrettin Dalan parti kurma çalışmalarını Cumhuriyete anlattı
4Batı kafalı insanlar gerek’
Türkiye demokratik yönden çocukluk
hastalıklarını geçirmiş bir ülke değildir. Ama
karşımızda; Batılı, oturmuş, tam demokrasiler
var. Bizde de gerçekten Batı standardında
kafalar yetişti ve bunu istiyoruz. Bunu istemekte
de haklıyız. Tabii ki Batı standardında bir
demokrasinin Türkiye’ye oturtulması için bir
süreç daha lazım.
FUAT KOZLUKLU
Eski İstanbul Büyükşehir Bele diye Başkanlığı döneminde kimi zam an “ hukuk tanımaz birzorba” kimi zaman da zenginden
alıp fakire dağıtan bir “Robin
Hood” olarak tanımlanan Bedret tin Dalan, şimdilerde Türk siyasi
yaşamında “parti kuruculuğu”na soyunuyor.
Dalan’m çalışmalarım yürüttü ğü B alm u m cu ’dak i M erm er Köşk’ün giriş katında genişçe bir salondayız. Dalan, üzeri cam, mermer bir masanın arkasında, elinden düşürmediği teşbihini çe kiştirirken sorularımızı yanıtlıyor.
— Türkiye’de demokratikleşme sürecinin bu yeni döneminde po litik hedefiniz nedir?
DALAN — Batı demokrasileri
kanımca Magna Carta’dan başlı yor. Magna Carta, kralın iradesi
nin mutlakiyetine son veren bir anlaşma. Sonra gelişe gelişe bugü nün demokrasisi oluşuyor. Bizim demokrasimiz ise Tanzimat fer manıyla başlıyor diyebiliriz. Tan zimat fermanıyla Magna Carta arasında ne kadar fark var. Aşa ğı yukarı 600 küsur yıllık bir fark. Dolayısıyla, hele hele çoğulcu de mokrasi derseniz hakiki anlamda Türkiye’de 1940’lardır çok partili rejime geçiş. Ö tarafından bakar sanız, neresinden bakarsanız 10 misli batı demokrasisiyle Türkiye1 nin arasında yaş farkı var. Dola yısıyla bu gelişim içinde Türkiye, demokratik yönden çocukluk has talıklarını daha geçirmiş bir ülke değildir.
Ama karşınızda Batılı, tam oturmuş demokrasiler var. Bizde de gerçekten Batı standardında kafalar yetişti ve bunu istiyoruz. Bunu istemekte de haklıyız.
— Bu yetişme sizin tespitlerini ze göre hangi zaman diliminde gelişti?
DALAN —C um huriyet devrinde...
— Ancak demokrasi sürecinde sürekli darbeler, sekteler var...
DALAN — Batı standardında demokrasiyi isteyen kafaların ya nında toplumun geneline bunu mal edemedik. Tabana yayama dık. Tabana yayamayınca bütün kurumlarıyla bu, yukardan iste nen istekler halinde kaldı. Bunu tabana yayabilmek için tabii ki bir süreç daha lazım. Batı standardın da demokrasinin oturtulması için.
— Sizin politikaya girmeleri yo lunda çağnda bulunduğunuz ke sim genç nüfus ve kadınlar.
DALAN — Sebebi şu; İşte di namik bir gençlik var. Ve bu genç liğin önümüzdeki senelerde her bi risine iiıtiyaç var. Bunların gele ceğe dönük özlemleri var. Karşı lanması lazım. Türkiye'nin şu im kânlarla bunu karşılamak için ça ba gösteren bir ülke olması lazım. Ama öylesine yoğun ki bir yerden de bunu arkadan gelen tazyiki azaltmanız lazım. Bugünden baş- lasanız 14 sene sonra netice veri yor ve politikacılar da 15 sene son ra memleketin menfaatine olacak işe yanaşmıyorlar. ‘Bugün kötü ol
mak pahasına bugün başlarsam 14 sene sonrasına ben yokum bile1 diye düşünenler var Türkiye’de. Bu yanlış bir düşünce. Türkiye’nin 50 yıl sonrası menfaatine olacak bir iş varsa ve bu zorda olsa bugün den başlanmalı.
— Türkiye’de bugüne değin si yaset genelde kişilerin değil, kişi nin arkasına sığınarak, peşinden gidilerek yapıldı. Sizin oluşumu nuz nasıl şekillenecek, tek kişi mi, çoğulculuk mu?
DALAN — Siyaseti, bir tek ki
şinin arkasına sığınarak yapmanın zamanı geçmiştir. Bir tek kişinin arkasına sığınarak siyaset yapma devrinin geçmesi lazım. Onun için bir siyaset yapılacaksa Türkiye’de, benim de içinde bulunacağım bir siyaset yapılacaksa, o siyaset ve ya o kuruluş bir tek kişinin kuru luşu, siyaseti olmayacaktır.
— Bu zihniyet Türkiye’de bugü ne dek hiç aşılmadı mı, neden?
DALAN — Maalesef bu yakla
şım aşılmadı hiç Belki aşarsak biz aşarız.
— Kadronuzu geniş tuttuğu nuz, kurucuların sayısının çok olacağı söyleniyor. Kimseyi davet ediyor musunuz?
DALAN — Akın akın geliyor
lar. Davet etmiyoruz, geliyor her kes, bu düşünceyi taşıyan her ke simden.
— Bugün Sayın Cumhurbaşka nının tarafsızlık ilkesine sadık kalmadığı, kurucusu olduğu ANAP’a direkt olarak etki ettiği söyleniyor. Sizce bu durumun önüne nasıl geçilebilir?
DALAN — Toplumun genellik
le uyanmasıyla, kültür seviyesinin artmasıyla ve eğitimle. Ben bü yüm. Başkasının ne olduğunu mil let zaten takdir ediyor.
— Sayın Özal ANAP’ı kurar ken liberalim dedi, liberal düşün cenin izleneceğini söyledi. Siz ne diyorsunuz yola çıkarken?
DALAN — Ben liberalim de
miyorum. Liberal lafı yoktur ben de. Hiçbir yerde liberal lafı kul lanmadım.
— Peki ne diyorsunuz? DALAN — Ben yapı olarak uz
laşmacı bir insanım. Sağcı veya solcu da değilim. Zaten hayatım da hiç sağcı ya da solcu lafını et seydim ANAP’a da girmezdim. A tatürk’ün yaptığı devrimleri, il keleri inkılapları benimsiyorum.
DALAN — Bir siyasi kurulu şun kurulup kurulmayacağı benim irademe bağlı bir şey değil. Mil letin kendi iradesine bağlıdır. O da eğer millet Türkiye genelinde böy le bir oluşumu kendisi yapacağı nı kuvvetle hissederse ben gir mem. Dolayısıyla şu insan gelsin, bu insan gelmesin diye bir ambar go koymak mümkün değildir. Yal nız ekstremler gelmesin yeter.
— Ekstremler dışında herkese
“gel” diyorsunuz...
DALAN — Evet, bütün insan
larımız, aşırı uçta olmayan, özel likle gerçekten kendi bileğinin gü cüyle, kendi zekâsıyla iş başarmış insanların veya geçimini sağlamış insanların bu işe girmesi lazım.
— Start verildi yani... DALAN — Startı millet vermiş
de biz biraz ayak sürüyoruz.
— Siyaset sahnesini iniş ve çı kışlarını göz önüne alarak bir yo kuş diye nitelendirirsek, bu yokuş ta ANAP’ın yeri neresidir?
DALAN — Benim netice ola
rak eski partimdir. Onun üstüne
DALAN — "Aşırı uçlar dışında herkese gel diyoruz.” yorum yapmak istemiyorum. Yo
rumu zaten lıalk yapıyor.
— 141-142-163, konusunda siz ne düşünüyorsunuz? '■ ■•.:,■■■ <{
DALAN — Yok, yok... Ben
söylüyorum, aslında her yerde de söylerim. Türkiye’de bugün esa sında 163 olmasına rağmen, fiilen 163’ten de ileri düşünceleri savu nan kişiler de var, kuruluşlar da... 141-142 olmasına rağmen de Türk iye’de mesela değişik küçük küçük siyasi partiler ekstrem solda ku rulmuştur, ama ismini 141 - 142’ye girmeyecek şekilde koymuşlardır. Kamufle etmişlerdir. İnsanları da ha namuslu olmaya sevk etmemiz lazımdır. Ve bu ekstremlerin Türk iye’de tutmayacağına inanıyorum. — Yani bu maddelerin kaldırıl
ması gerek diyor musunuz?
DALAN — Yani tutmayacağı na inanıyorum. Kalktığı zaman da öyle büyük tehlike olacağına inan mıyorum. Yalnız tabii demokratik kurallarda tutmayacağına inanı yorum. Unutmayalım ki bu her iki ekstrem grup da sağ ve sol grup lar da diktacı gruplardır.
— Yeni kurulacak Atatürkçü bir partinin siyasi yelpazedeki ye ri ne olur? Sizin kuracağınız tinin hülle partisi olacağı iddia ediliyor.
DALAN — Beni toplum tanı
yor, Dalan kimseyle hülle yapmaz. Onu kimse bana yakıştıramaz. Onu söyleyeyim. Hayatımda hiç kimseyle, hiçbir şikeye girmedim.
— Asil Nadir’ie parti kurma konusunda görüştüğünüz söyleni yor. Klassis Otel’de ve Avusturya seyahatinizde bir araya geldiniz ifade edildi.
DALAN — Ben hayatımda
Klassis’i hiç görmedim. Klassis’e birkaç kez davet edildim. Bizim
Leyla Umar oranın basın danış
manı, ama onu da küstürmek pa hasına gidemedim, vaktim olm a dı. Avusturya’da ise bir tekstil fab rikasına bakmaya gittim.
— Kurmayı planladığınız par tinin finansörü olarak adı ko
nuşuldu...
DALAN — Hayır hayır, hiç.
Asil Nadir’i ben en son (Başkan
lığı dönemindeki Özel Kalem Mü dürü Reha Aral’a bakıyor ve o 2.5 sene evvel diyor, Dalan bunun üzerine devam ediyor.) herhalde
2.5 sene önce gördüm. Bir defa da Günaydm’ın kuruluş yıldönümün de ben o sıra belediye başkanıy- dım. 1.5 sene evveldi, salona girer ken sadece bir tokalaştık.
— Finansörlüğü söz konusu de ğil yani?
DALAN — Hayır hayır, ben si
ze bir şey söyleyeyim mi? Bir zen ginin, üç zenginin bir araya gele rek kuracağı partinin adı firma olur kardeşim. Ben kurulan fir maya girmem hayatta. Böyle bir niyetim olsa kendim gider fabri ka kurarım. Halkın kurduğu teş kilata, halkın sermayesiyle kuru lan şeye parti denir. Firma kur muyoruz.
— Sayın Evren’le görevden ay rılması sonrasında görüştünüz mü hiç?
DALAN — Hayır, hayır ama
Sayın Evren’i bir ziyaret edeceğim, kabul ederse kendisi beni. Çünkü onun görevden ayrılmasından sonra gidip bir esenlikler dilemek bizim vazifemizdir. Çok yakın saygımız ve sevgimiz vardır karşı lıklı olarak.
— Fikirlerinizde de Sayın Ev renle uyuşuyorsunuz sanıyorum? DALAN — Fikri açıdan bera
ber olmayan insanların saygı ve sevgi duyması biraz zor olur tabii.
— Sayın Cumhurbaşkanı Özal’m geçen ANAP kongresine etkisini nasıl değerlendiriyorsu nuz? Belki bugünkü görevi itiba rıyla yorum yapmayacaksınız, ama düşünceleriniz neler?
DALAN — Hayır, makamı iti
barıyla değil, beraberliğimiz do layısıyla Sayın ö za l’la ilgili hiçbir şey konuşmuyorum. O da büyük kibarlık gösteriyor, benim hak kımda hiçbir şey konuşmuyor, ben de onun hakkında konuşmam.
A N A P ’ta Başkanlık Divanı seçiminde çekişme yaşanacak
Zam an ın da kongre eğilim i
FARUK BİLDİRİCİ
TUNCAY ÖZKAN
ANKARA — O lağ a n ü stü
kongre sonrasında ANAP yöneti minin olağanüstü kongreyi erke ne almama eğilimine girdiği belir lendi. Cum hurbaşkanı Dırgut
Özal, dün ANAP Genel Başkan
lığına seçilen Başbakan Yıldırım
Akbulııt ve bakanlar ile kongre
delegelerini kabul etti. Özal, kong reyi özel bir yöntemle izlediğini belirterek, “Nasıl izlediğimi söy
lersem casusluk yaptı derler” bi
çiminde konuştu. Devlet Bakanı
Mehmet Keçeciler, Haşan Celal Güzel’in “parti içi mücadeleye devam” kararım, “Parti içi müca dele ilanihaye olmaz, kongreden kongreye olur” diyerek eleştirdi.
Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz’ın da “Genel başkan adaylığım sıcak
tutma” görüşü taşıdığı ve kongre
sonuçlarını değerlendirme aşama sında olduğu öğrenildi. Akbulut- Güzel çekişmesi kongre sonrasın da ilk kez ANAP Başkanlık Di- vanı’nın yenilenmesi konusunda yaşanacak.
Güzel’in kongrede Akbulut’un 739 oyuna karşılık, 382 oy alması ANAP’ta “beklenene göre başarı” olarak değerlendiriliyor.
ANAP’ta genel sonuçların ya ra sıra sandık sonuçları da tek tek değerlendiriliyor. Güzel’in millet vekili ve MKYK’daki gücü araş tırılırken, hangi illerde daha ba şarılı olduğu bulunmaya çalışılı yor. 1 numaralı sandıkta oy kul lananlar arasında hiçbir bakanın Güzel lehine oy kullanmadığı, ama Güzel’in MKYK’dan bekle nin üzerinde oy aldığı kaydedili yor. Bir bakan sonuçları değerlen dirirken, “Bu sonuçlar Haşan
Bey’in lehine değil. Çünkü bu so
nuçlar kendisini 1.5 yıl parti içi muhalefetin liderliğini yapmaya mecbur bıraktı. Bu da onu zorlayacak” dedi.
ANAP yönetiminde olağan kongrenin de olağanüstü kongre sonuçları nedeniyle erkene alın mama eğiliminde olduğu belirtil-- di. Edinilen bilgiye göre, olağan kongrenin bir yıl kadar sonra ya pılmasının daha yararlı olacağı düşünülüyor. Cum hurbaşkanı özal’m da daha önce “Kendisinin
atadığı başbakana 1.5 yıl süre ta nımasını istediğine” dikkat çeki
liyor. Olağan kongrenin yasaya göre 18 Haziran 1990 ile 18 Hazi ran 1991 tarihi arasında yapılma sı gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Özal, dün sa at 10.00’da TBMM’ye gelerek bu rada delegelerle görüştü. Gruplar halinde özal ile görüşen delegele rin yanında ANAP milletvekille ri de bulundu.
Güzel: Mecliste 1 0 0 kişiyiz
ANKARA (Cumhuriyet Büro su) — Olağanüstü kongrede
ANAP Genel Başkanlığı’na seçi lemeyen Haşan Celal Güzel,
“ parti içi mücadeleye’’dün ken
disini destekleyen delegeleri ve milletvekillerini kabul ederek baş ladı. Güzel, delegelere “ Bunların
bu şekilde gitmesi zor. Olağan kongreyi 1.5 sene sonraya bırak maları mümkün değil’’ diyerek
kongreye hazırlanma talimatı ver di. Güzel, bir büro tutarak çalı şacağını, il ve ilçe kongrelerini ge zeceğini belirterek “ Unutmayın,
Meclis grubunda 100 kişiyiz. Ay rılık gayrdık meselesi değil, ama ana muhalefet partisinden daha büyüğüz” dedi.Güzel dün sabah
Tunus Caddesi’ndeki seçim büro sunda bir basın toplantısı düzen leyerek olağanüstü kongre sonuç larını değerlendirdi. “ Demokra
side galip ve mağlup yok. Müca deleme ANAP içinde devam edeceğim” diyen Güzel, “ Uzun
bir çöl yürüyüşünün başındayım. İnşallah ikinci etapta başarılı olacağım” biçiminde konuştu.
ANAP’taki dinamizmi kendisinin temsil ettiğini belirten Güzel, ken disinin “Başarıya mahkûm oldu
ğu” görüşünü savundu. Güzel,
kendisini destekleyen milletvekil leri ve delegelere, “Üzülmeyiniz,
yılmayınız, mücadelemiz yeni baş ladı” diye seslendi.
“ Maya tutmuştur. Tutan Gii- zel’in şahsi mayası değil, demok rasi mayasıdır. Dürüst, demokrat, hür iradeyi savunanların mayasıdır” biçiminde konuşan
Güzel, adaylık kampanyası bilan çosunu da açıkladı. Güzel, kam panya sırasında 61 milyon lira har cadığını, bunların eşine ait bir evin satışı ve milletvekili maaşı ile karşılandığını, ayrıca amcaoğul- ları Dr. Asım Güzelbey ve Dr. Mehmet Remzi Güzelbey’den 5’er milyon lira yardım aldığını söyle di. Güzel, ANAP Genel Merke
zi’nin sadece otel harcamalarının 250 milyon olduğunu kaydetti. Güzel, Türk basınına ve kendisi ni izleyen muhabirlere de teşekkür etti.
Gazetecilerin sorularını yanıt larken seçilmesi halinde Türkiye’ nin kaosa gideceği eleştirilerinin doğru olmadığını belirten Güzel,
“ 12 Eylül öncesine dönme uma cısı Türkiye'de çok kullanılıyor. Ama kaos sözleri bizim kampan ya karşısında tutmadı” dedi. Gü
zel, kampanya sırasında 45 yıllık ömrünü “ adeta test ettiğini” vur gulayarak “ Ama kimse dürüstlü
ğüm ve şahsiyetim hakkında tek söz söylemedi” dedi. Güzel, “ Genç nesillerin, kendisinin seçi- lememesi karşısında hayal kırık lığına uğramamasını” istedi. “ İdeal taşımayan ottan farksız dır. Türkiye’de mutlaka şerefli, faziletli insanlar sonuca ulaşacak tır. Onları politikaya davet ediyorum” diye konuştu.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi