• Sonuç bulunamadı

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ

GELİŞMELER

İktisadi Araştırmalar Bölümü Nisan 2012

► Özel sektör kreditörleri ile borçları yeniden yapılandırma konusunda anlaşmaya varan Yunanistan’ın Mart ayında gerçekleştirdiği tahvil takası küresel piyasalar tarafından yakından takip edilmiştir. Yunanistan hükümeti tarafından yapılan açıklamaya göre tamamı Yunanistan yasalarına tabi €177 milyar tutarında tahvil takası gerçekleştirilmiştir.

► Kamu maliyesi açısından zayıf bir görünüm sergileyen Euro Alanı ülkelerinin borçlanma maliyetleri 2012 yılının ilk üç aylık döneminde genel olarak gerilemiştir.

Mart ayının son günlerinde gerçekleştirilen Euro Alanı maliye bakanları toplantısında kalıcı kurtarma fonu “Avrupa İstikrar Mekanizması” (ESM) ve geçici kurtarma fonu

“Avrupa Finansal İstikrar Fonu” (EFSF) birleştirilerek fonların kapasitelerinin artırılması onaylanmıştır.

► Küresel piyasalarda yükselen enerji fiyatlarının etkileri Mart ayında gözlenmeye başlamıştır. Özellikle gelişmiş ülkelerin imalat sanayii satın alma yöneticileri endeksi (PMI) verilerinin beklentilerden düşük açıklanması ve Çin’in büyüme tahminini aşağı revize etmesinin ardından küresel ekonomik toparlanmaya yönelik endişeler artmıştır.

► 2011 yılının ilk yarısında hızlı bir büyüme performansı sergileyen Türkiye ekonomisinde yılın geri kalan bölümünde ekonomik aktivitede ivme kaybı gözlenmiş olmakla birlikte, 2011 yılının tamamı itibarıyla reel ekonomik büyüme %8,5 düzeyinde gerçekleşmiştir.

İÇİNDEKİLER

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler... 2 Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler... 4 Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler... 9

(2)

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Geçtiğimiz ay özel sektör kreditörleri ile borçları yeniden yapılandırma konusunda anlaşmaya varan Yunanistan‟ın Mart ayında gerçekleştirdiği tahvil takası küresel piyasalar tarafından yakından takip edilmiştir. Yunanistan hükümeti tarafından yapılan açıklamaya göre, tamamı Yunanistan yasalarına tabi €177 milyar tutarında tahvil takası gerçekleştirilmiştir. Yetkililer, söz konusu tahvillerin yarısından daha az değere sahip yeni tahvillerle değiştirildiğini vurgularken, elinde tahvil bulunduran özel sektör kreditörlerinin %86‟sının anlaşmaya dahil olduğunu açıklamıştır. Öte yandan, 13 Mart‟ta gerçekleştirilen Euro Alanı maliye bakanları toplantısında Yunanistan için onaylanan

€130 milyar tutarında ikinci yardım paketi, Yunanistan parlamentosunda da kabul edilmiştir. Böylece Yunanistan, kurtarma paketinin tamamlanması yolunda son onayı da almıştır. Piyasalarda “başarılı” olarak değerlendirilen tahvil takası sonrasında kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ülkenin kredi notunu tercihli temerrüt (selective default) seviyesinden B-„ye yükseltmiştir.

Kamu maliyesi açısından zayıf bir görünüm sergileyen Euro Alanı ülkelerinin borçlanma maliyetleri, ECB‟nin Aralık 2011‟den itibaren gerçekleştirdiği iki likidite operasyonunun da etkisiyle 2012 yılının ilk üç aylık döneminde genel olarak gerilemiştir. Ayrıca, ECB 4 Nisan‟da gerçekleştirdiği toplantı sonucunda politika faiz oranlarında herhangi bir değişiklik yapmamıştır. ECB bölgedeki likidite sıkışıklığını aşmak amacıyla 2011 yılının son aylarından bu yana genişletici para politikası uygularken, aynı zamanda yükselen enerji fiyatlarına işaret ederek, enflasyonda yukarı yönlü risklere dikkat çekmektedir.

Mart ayının son günlerinde gerçekleştirilen Euro Alanı maliye bakanları toplantısında kalıcı kurtarma fonu “Avrupa İstikrar Mekanizması” (ESM) ve geçici kurtarma fonu

“Avrupa Finansal İstikrar Fonu” (EFSF) birleştirilerek fonların kapasitelerinin artırılması onaylanmıştır. Böylece, Temmuz 2012‟de hayata geçirilecek olan ESM ve 2013 yılının ortalarına kadar varlığını koruyacak olan EFSF‟nin toplam büyüklükleri yaklaşık €800 milyara ulaşacaktır. Oluşturulan “koruma duvarı” ile Euro Alanı‟nda İspanya, Portekiz ve İrlanda gibi ülkelerde yaşanabilecek borç sorunlarının finansal sisteme olumsuz yansımalarının azaltılması hedeflenmektedir.

Başta İran olmak üzere, Ortadoğu‟ya yönelik jeopolitik risklerin sürmesine bağlı olarak Brent türü ham petrolün fiyatı Mart ayının başında $/varil 129 seviyesine kadar yükselmiştir. Bununla birlikte, petrol fiyatlarındaki artış eğilimini gelişmiş ülkelerin yanısıra Suudi Arabistan‟ın stratejik petrol rezervlerini kullanabileceğini vurgulayan haberler bir ölçüde sınırlamıştır.

Küresel piyasalarda yükselen enerji fiyatlarının etkileri Mart ayında gözlenmeye başlanmıştır. Özellikle gelişmiş ülkelerin imalat sanayii satın alma yöneticileri endeksi (PMI) verilerinin beklentilerden düşük açıklanması ve Çin‟in büyüme tahminini aşağı yönlü revize etmesinin ardından küresel ekonomik toparlanmaya yönelik endişelerin arttığı gözlenmektedir. Ancak, 2011 yılının son çeyreğinden itibaren ekonomik aktivitedeki toparlanmanın belirginleştiği ABD‟de, açıklanan son veriler olumlu görünümün sürdüğüne işaret etmektedir. ABD‟de haftalık işsizlik maaşı başvuruları Mart ayı içerisinde son dört yılın en düşük seviyelerinde seyretmiş, S&P 500 endeksi ise son 14 yılın en iyi ilk çeyrek performansını sergilemiştir.

Türkiye ekonomisi, bir önceki yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında, 2011 yılının son çeyreğinde %5,2 ile beklentilerin bir miktar altında büyüme kaydetmiş; söz konusu büyüme oranı çeyreklik bazda kriz sonrası dönemin en düşük büyüme performansına işaret etmiştir. Dördüncü çeyreğe ilişkin açıklanan büyüme verileri, yurtiçinde politika yapıcıların almış olduğu önlemlerin yanısıra dış talebe ilişkin belirsizliklerin ekonomik aktivite üzerinde etkili olduğunu ortaya koymaktadır. 2011 yılının ilk yarısında hızlı bir büyüme performansı sergileyen Türkiye ekonomisinde ekonomik aktivite yılın geri kalan döneminde ivme kaybetmiştir. 2011 yılında ikinci ve üçüncü çeyreğe ilişkin milli gelir verilerinde yapılan yukarı yönlü revizyonların da etkisiyle yıllık ekonomik büyüme

%8,5‟e ulaşmıştır. Türkiye ekonomisinde beklenen yumuşak inişin gerçekleşmeye başlamış olması ithalatın artış hızını belirgin bir şekilde yavaşlatmıştır. Bu çerçevede, dış ticaret açığı Şubat ayında geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında %20,4 daralmıştır.

Yunanistan, tahvil takasını başarıyla gerçekleştirdi.

Türkiye, 2011 yılında %8,5 büyüdü.

ESM ve EFSF

birleştirilerek, Euro Alanı

“koruma duvarı”

güçlendirildi.

Küresel büyümeye ilişkin endişeler sürüyor.

Petrol fiyatları yükseliş eğiliminde…

(3)

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler

ECB, 4 Nisan‟da gerçekleştirdiği toplantıda politika faiz oranını %1 seviyesinde sabit tutmaya karar vermiştir. ECB Kasım 2011‟de gerçekleştirdiği 25 baz puanlık faiz indiriminden bu yana gerçekleştirdiği dört toplantıda da faizleri değiştirmezken, ECB Başkanı Mario Draghi Euro Alanı‟nda ekonomik görünümün halen aşağı yönlü riskler taşıdığını belirtmiştir. Ayrıca, Draghi açıklamasında yükselen enerji fiyatlarına dikkat çekerek, Euro Alanı‟nda enflasyonun önümüzdeki dönemlerde tahminlerin üzerinde gerçekleşebileceğini vurgulamıştır. Şubat ayında gerçekleştirilen son toplantısından bu yana, ECB ekonomik toparlanmayı desteklemek ve Euro Alanı ülkelerinde kredi mekanizmasının devamlılığını sağlamak için ikinci defa uyguladığı uzun vadeli re-finansman (LTRO) ile piyasaya yaklaşık €530 milyar tutarında fon sağlamıştır.

Mart ayında Euro Alanı‟nda açıklanan PMI verileri bölgede yaşanan finansal krizin reel sektör üzerindeki olumsuz etkilerini göstermektedir. Ayrıca, İspanya‟nın bütçe açığı, bu ükenin “yeni Yunanistan” olabileceği endişelerini artırırken, Euro Alanı‟nda ekonomik toparlanma hızının sınırlı gerçekleşeceği yönündeki görüşleri desteklemektedir. Nitekim, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü‟nün (OECD) Mart ayında hazırladığı raporda, Euro Alanı ülkelerindeki ekonomik toparlanmanın, ABD ve Kanada gibi gelişmiş ülkelere kıyasla daha zayıf olduğunu belirtmiştir. Euro Alanı‟nda işsizlik oranı ise Ocak ayındaki %10,7 seviyesinden Şubat ayında

%10,8'e yükselerek son 14 yılın en yüksek düzeyine ulaşmıştır.

2011 yılının son çeyreğinden itibaren ekonomik aktivitedeki toparlanmanın belirginleştiği ABD‟de açıklanan son veriler olumlu görünümün sürdüğüne işaret etmektedir. ABD‟deki işsizlik oranı son 3 yılın en düşük seviyelerine yakın seyrederken, Mart ayında haftalık işsizlik maaşı başvuruları son dört yılın en düşük seviyelerine gerilemiştir. Bu gelişmeye ek olarak, ABD‟de tüketici güven endeksindeki artışın sürmesi ABD ekonomisine ilişkin olumlu görüşleri desteklemektedir.

ABD Merkez Bankası (Fed) 13 Mart‟ta gerçekleştirdiği toplantı sonrasında politika faizinde değişikliğe gitmeyerek daha önce bildirdiği “2014‟ün son çeyreğine kadar rekor seviyede düşük faiz oranı” politikasındaki kararlılığını vurgulamıştır. Fed, faiz oranlarındaki en son değişikliğini 2008 yılında %1 seviyesinden %0,25 seviyesine indirerek gerçekleştirmiştir. Yapılan açıklamada, Ocak ayında gerçekleştirilen toplantıdan bu yana ABD‟de ekonomik aktivitedeki artışa dikkat çekilmiştir.

Ekonomik toparlanmaya ilişkin olumlu değerlendirmelerde bulunan Fed‟in gevşek para politikasını sürdüreceği düşünülmektedir. Ancak, Mart ayı içinde Fed Başkanı Bernanke, istihdam verilerindeki toparlanmaya rağmen, ihtiyatlı bir tavır sergilenmesi gerektiğini vurgulayarak, ekonomi politikalarında rehavete kapılmayacaklarını belirtmiştir.

*sağ eksen, mevsimsellikten arındırılmış Kaynak: Reuters

9,8

8,3

7,5 8,0 8,5 9,0 9,5 10,0

Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12

ABD'de İşsizlik Oranı (%) ECB, faizlerde değişiklik

yapmadı.

Fed gevşek para politikasına devam ediyor.

Euro Alanı’nda ekonomik toparlanmaya ilişkin endişeler sürüyor.

ABD’de açıklanan veriler ekonomik toparlanmaya işaret ediyor.

(4)

Kamu maliyesi açısından zayıf bir görünüm sergileyen Euro Alanı ülkelerinin borçlanma maliyetleri, ECB‟nin Aralık 2011‟den itibaren gerçekleştirdiği iki likidite operasyonunun da etkisiyle 2012 yılının ilk üç aylık döneminde genel olarak gerilemiştir. Bu dönemde, kısa vadeli kamu borç yükünün en fazla olduğu İtalya‟nın borçlanma maliyetleri son 1 yılın en düşük seviyelerine gerilerken, 2011 yılında çift haneli düzeylerde bulunan İrlanda‟nın borçlanma maliyetleri de belirgin bir düşüş kaydetmiştir. Öte yandan, aynı dönemde borçlanma maliyetlerinin dalgalı bir seyir izlediği Portekiz‟e yönelik endişeler devam etmektedir.

*5 yıllık Hazine tahvillerinin borçlanma maliyeti,%

Kaynak: Reuters

Son dönemde, özellikle uluslararası finans piyasalarındaki belirsizliklerin azalmasına karşılık reel ekonomiye ilişkin aşağı yönlü risklerin sürdüğü görülmektedir. Küresel krizden çıkış sürecinde önemli bir rol oynayan Çin‟de, dış talebe ilişkin zayıflıkların sürmesi nedeniyle 2012 yılı için büyüme beklentisi %7,5‟e indirilmiştir. Ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın belirginleştiği Brezilya‟da ise politika faizleri 75 baz puan düşürülerek %9,75‟e çekilmiştir.

Başta İran olmak üzere, Ortadoğu‟ya yönelik jeopolitik risklerin sürmesi nedeniyle son dört ayda %20‟ye yakın artış gösteren petrol fiyatları Mart ayında $/varil 129 seviyesine kadar yükselerek son 10 ayın en yüksek seviyelerine yaklaşmıştır. Mart ayında yükseldiği seviyelerde dalgalı bir seyir izleyen Brent türü ham petrolün fiyatı ABD‟nin ve Suudi Arabistan‟ın stratejik rezervlerini kullanabilecekleri yönündeki açıklamalarının etkisiyle 30 Mart 2012 itibariyle $/varil 123 seviyesine gerilemiştir.

Altın fiyatları ise Fed ‟in yeni bir parasal genişleme programı uygulamayacağına ilişkin beklentiler nedeniyle gerilemiş, 30 Mart itibarıyla $/ons 1.668 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Euro Alanı borç krizini çözmeye yönelik uygulamaların hayata geçirilmesi paralelinde Euro, Dolar karşısında değer kazanmış ve €/$ paritesi 30 Mart itibarıyla 1,3343 seviyesinde gerçekleşmiştir. Ay içinde, $/Yen paritesi ise 87 ile son 11 ayın en yüksek seviyelerine çıkarken, Japonya‟nın beklenmedik bir şekilde dış ticaret fazlası vermesinin ardından parite $/Yen 83 seviyelerine gerilemiştir.

2012 yılının Ocak ayından itibaren aşağı yönlü bir trend izleyen Türk eurotahvillerinin risk primleri, Mart ayının ilk yarısında da bu seyrini sürdürmüştür.

Ancak, ayın ikinci yarısında, risk primlerinde bir miktar artış gözlenmiştir. Bu gelişmede, yükselen petrol fiyatlarına paralel cari açık ve enflasyona ilişkin endişelerin artması etkili olmaktadır. Şubat ayı sonundan bu yana Türk eurotahvillerinin risk primleri genel endeksin altında seyretmekte olup, Mart ayının

2 7 12 17 22

Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

Euro Alanı Ülkelerinin Borçlanma Maliyetleri*

Portekiz İspanya İrlanda İtalya

ECB’nin likidite operasyonları Euro Alanı ülkelerinin

borçlanma maliyetleri genel olarak geriliyor.

€/$ paritesinde yükseliş...

Petrol fiyatlarında yükseliş devam ediyor.

Gelişmekte olan ülkelerde yavaşlama işaretleri…

Türk eurotahvillerinin risk primleri genel endeksin altında…

(5)

son gününde de Türk eurotahvillerinin risk primleri 305 baz puan, genel endeks ise 319 baz puan seviyesinde gerçekleşmiştir.

Kaynak: JP Morgan

Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler

Türkiye ekonomisi, 2011 yılının son çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre

%5,2 ile beklentilerin bir miktar altında büyüme kaydetmiş; söz konusu büyüme oranı çeyreklik bazda kriz sonrası dönemin en düşük büyüme performansına işaret etmiştir. Reuters anketine göre piyasa beklentisi %5,5 düzeyindeydi.

Dördüncü çeyreğe ilişkin açıklanan büyüme verileri, yurtiçinde politika yapıcıların almış olduğu önlemlerin yanısıra dış talebe ilişkin belirsizliklerin ekonomik aktivite üzerinde etkili olduğuna işaret etmektedir. 2011 yılının ilk yarısında hızlı bir büyüme performansı sergileyen Türkiye‟de, ekonomik aktivite yılın geri kalan bölümünde ivme kaybetmiştir. 2011 yılında ikinci ve üçüncü çeyreğe ilişkin milli gelir verilerinde yapılan yukarı yönlü revizyonların da etkisiyle yıllık ekonomik büyüme %8,5 olmuş, kişi başına düşen milli gelir $10.444 seviyesinde gerçekleşmiştir.

(*) Yıllık büyüme Kaynak: TUİK

İktisadi faaliyet kollarına göre GSYH incelendiğinde, son çeyrekte %4,6 oranında büyüyen hizmetler sektörünün büyümeye 2,7 puan ile en fazla katkıyı sağladığı görülmektedir. Aynı dönemde, %5,7 düzeyinde artış kaydeden sınai üretim büyümeye 1,6 puanlık katkı sağlamıştır. Kriz sonrası dönemde çift haneli büyüme performansı sergileyen inşaat sektöründe ekonomik aktivite dördüncü çeyrekte %7

150 200 250 300 350 400 450 500

Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

Risk Primleri (EMBI +)

Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye

-14,7 -7,8

-2,8 5,9

12,6 10,4

5,3 9,3

11,9 9,1 8,4 5,2

-25 -20 -15 -10 -5 0 5 10 15 20

2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4

GSYH (Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre % değişim) Türkiye ekonomisi son

çeyrekte %5,2 büyüdü.

Kişi başına düşen milli gelir

$10.444 seviyesinde gerçekleşti.

Hizmetler sektörü

büyümeye en fazla katkıyı sağladı.

%8,5*

%9,2*

- %4,7*

(6)

artış kaydetmiştir. Yılın son çeyreğinde %6,2 oranında büyüyen tarım sektörü de büyümeye 0,5 puanlık katkı sağlamıştır.

Kaynak: TUİK

Harcamalar yöntemiyle GSYH incelendiğinde, yılın son çeyreğinde özel kesimin harcamalarının belirgin şekilde yavaşladığı, kamu kesimi harcamalarının ise büyümeyi düşürücü yönde etkilediği görülmektedir. Bu dönemde, tüketim harcamaları büyümeye 1,8 puan ile 2009 yılının üçüncü çeyreğinden bu yana en düşük katkıyı sağlamıştır. Dördüncü çeyrekte özel tüketim harcamaları büyümeye 2,4 puan katkı sağlarken, kamu harcamaları ise büyümeyi 0,6 puan düşürücü yönde etkilemiştir. Aynı dönemde, toplam yatırım harcamalarındaki yavaşlama da belirginleşmiştir. Son 2 yılın en düşük katkısını gerçekleştiren yatırım harcamaları son çeyrekte büyümeye 0,6 puan katkı sağlamıştır. İç ve dış talep koşulları arasındaki dengelenmenin yanısıra baz etkisiyle net ihracatın büyümeye katkısı belirginleşerek 3,2 puan düzeyinde gerçekleşmiştir.

Harcamalar Yöntemiyle Katkı (% puan)

2010 2011

Yıllık Ç1 Ç2 Ç3 Ç4 Yıllık

Tüketim 4,9 9,3 6,5 6,2 1,8 5,8

Özel 4,7 8,6 5,6 5,2 2,4 5,3

Kamu 0,2 0,7 0,9 0,9 -0,6 0,5

Yatırım 6,1 7,4 6,9 3,2 0,6 4,4

Özel 5,4 7,5 6,9 3,2 1,1 4,5

Kamu 0,7 0,0 0,0 0,0 -0,5 -0,1

Stok Değişimi 2,5 0,4 0,8 -1,5 -0,4 -0,3

Net İhracat -4,4 -5,2 -5,1 0,5 3,2 -1,4

İhracat 0,9 2,0 0,1 2,4 1,6 1,6

İthalat -5,2 -7,3 -5,2 -1,8 1,5 -3,0

GSYH 9,2 11,9 9,1 8,4 5,2 8,5

Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.

Kaynak: TÜİK verilerinden hesaplanmıştır

Yıllık büyüme değerlendirildiğinde ise, 2011 genelinde özel sektör ağırlıklı olmak üzere, tüketim harcamalarının büyümeye 5,8 puan, yatırım harcamalarının da 4,4 puan katkıda bulunduğu; buna karşılık, yıl genelinde ithalatın artış hızının ihracatın üzerinde olması sebebiyle net ihracatın büyümeye 1,4 puanlık negatif katkısının olduğu görülmüştür.

-20 -15 -10 -5 0 5 10 15

2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4

Sektörlere Göre Katkı Puan (%)

Hizmetler İnşaat Sanayi Tarım

Tüketim ve yatırım harcamaları yavaşlıyor.

(7)

Yılın son çeyreğine ilişkin açıklanan büyüme verileri, yurtiçindeki ekonomik aktivitenin belirgin bir şekilde yavaşladığına işaret etmektedir. Bu gelişmede, yılın ilk yarısında ekonomik aktiviteyi yavaşlatıcı yönde alınan tedbirlerin kamunun tüketim ve yatırım harcamalarını azaltması ile zayıf dış talep etkili olmuştur. 2011 yılı genelinde büyümeye en fazla katkı sağlayan tüketim ve yatırım harcamaları, politika yapıcıların yurtiçinde kredi hacmi artışını yavaşlatmayı amaçlayan uygulamaları paralelinde son çeyrekte belirgin şekilde ivme kaybetmiştir. 2012 yılının ilk çeyreğinde açıklanan veriler ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın sürdüğüne işaret ederken, dış talebe ilişkin aşağı yönlü riskler kademeli olarak azalmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye ekonomisinin 2012‟nin ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre %1,5 civarında büyüdüğünü tahmin ediyoruz. Yılın geri kalan döneminde ise ekonomik aktivitenin tedricen ivme kazanacağını ve Türkiye ekonomisindeki büyümenin 2012 yılı sonunda %3,5 civarında gerçekleşebileceğini öngörüyoruz.

Şubat ayında dış ticaret dengesinde olumlu bir seyir gözlenmiştir. Şubat’ta geçen yılın aynı ayına göre ihracat %17,1, ithalat ise sadece %1,1 oranında artmıştır. Son dört aylık dönemde, ihracat artışının ithalatın belirgin bir şekilde üzerinde gerçekleştiği dikkat çekmektedir. Söz konusu gelişmeler paralelinde, Şubat ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %20,4 daralarak $5,9 milyar seviyesine gerilemiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise aynı dönemde 9,1 puan artarak %66,5’e yükselmiştir.

Şubat Değişim Ocak-Şubat Değişim

(milyon $) 2011 2012 (%) 2011 2012 (%)

İhracat 10.060 11.777 17,1 19.611 22.137 12.9

İthalat 17.520 17.713 1,1 34.425 35.086 1.9

Dış Ticaret Dengesi -7.460 -5.936 -20,4 -14.814 -12.950 -12,6

Karşılama Oranı (%) 57,4 66,5 - 57,0 63,1 -

Kaynak: TÜİK

Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ara malı ve sermaye malı ithalatı sırasıyla %4,0 ve %4,8 oranında artmıştır. Söz konusu artışların bir önceki aya göre daha düşük oranda gerçekleştiği görülmektedir. Bu gelişmede, yurt içinde büyümenin 2011‟in son çeyreğinden itibaren belirgin bir şekilde ivme kaybetmesi ile özel sektörün yatırım harcamalarındaki gerilemenin etkili olduğu tahmin edilmektedir. Öte yandan, iç talepteki göreli yavaşlama paralelinde tüketim malı ithalatı Şubat ayında %17 gibi yüksek bir oranda gerilemeye devam etmiştir. İç ve dış talep arasındaki dengelenmenin devam etmesi ile birlikte, önümüzdeki aylarda da dış ticaret açığındaki daralmanın süreceği tahmin edilmektedir. Bununla birlikte, jeopolitik risklere bağlı olarak artan petrol fiyatları dış ticaret açığındaki iyileşmeyi sınırlandırabilecektir.

Kaynak: TÜİK -60,0

-40,0 -20,0 0,0 20,0 40,0 60,0 80,0

Şub.09 Nis.09 Haz.09 Ağu.09 Eki.09 Ara.09 Şub.10 Nis.10 Haz.10 Ağu.10 Eki.10 Ara.10 Şub.11 Nis.11 Haz.11 Ağu.11 Eki.11 Ara.11 Şub.12

Geniş Ekonomik Sınıflandırmaya Göre İthalat (Yıllık % Değişim)

Yatırım(sermaye) malları Hammadde(aramalları) Tüketim malları Tüketim malı ithalatındaki

gerileme sürüyor.

Şubat’ta dış ticaret açığı $5,9 milyara geriledi.

2012 yılında Türkiye ekonomisinin %3,5 civarında büyüyeceğini öngörüyoruz.

(8)

Ocak ayında cari işlemler açığı beklentilerin bir miktar üzerinde ve $6 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Bir önceki yılın aynı ayı ile kıyaslandığında cari işlemler açığında 2 aydır süren daralmanın tedrici de olsa Ocak ayında da devam ettiği görülmektedir. 12 aylık kümülatif cari açık da bir önceki aya göre yatay seyrederek

$77,1 milyar seviyesinde gerçekleşmiştir.

(milyon $) Şub.11-Oca.12 Ocak Değişim

2011(I) 2012(II) (II/I) (%)

Cari İşlemler Dengesi -77.132 -6.023 -5.998 -0,4

Dış Ticaret Dengesi -89.259 -6.069 -5.922 -2,4

Hizmetler Dengesi 18.320 404 483 19,6

Turizm (net) 18.176 568 700 23,2

Gelir Dengesi -7.777 -578 -629 8,8

Cari Transferler 1.584 220 70 -68,2

Sermaye ve Finans Hesapları 65.597 4.566 5.164 13,1

Sermaye Hesapları -16 -4 0 -

Finans Hesapları 65.613 4.570 5.164 13,0

Doğrudan Yatırımlar (net) 14.422 -155 827 -

Portföy Yatırımları (net) 21.377 2.239 1.401 -37,4

Hisse Senetleri 200 -630 556 -

Borç Senetleri 17.406 2.651 -456 -

Diğer Yatırımlar (net) 24.467 3.349 265 -92,1

Varlıklar 6.695 2.955 -1.216 -

Efektif ve Mevduat 8.808 2.356 -1.249 -

Yükümlülükler 17.772 394 1.481 275,9

Krediler 17.685 1.586 714 -55,0

Bankacılık Sektörü 11.717 1.127 700 -37,9

Bankacılık Dışı Sektörler 6.763 414 -77 -

Mevduat -2.005 -962 1.395 -

Yurtdışı Bankalar -3.348 -875 1.621 -

Yabancı Para 1.665 708 614 -13,3

Türk Lirası -5.013 -1.583 1.007 -

Rezerv Varlıklar (net) 5.347 -863 2.671 -

Net Hata ve Noksan 11.535 1.457 834 - 42,8

Kaynak: TCMB

Ocak ayında cari açığın finansmanında Merkez Bankası‟nın rezerv varlıkları önemli rol oynamıştır. Öte yandan, Aralık 2011‟de hızlı bir artış kaydeden doğrudan yatırımlar ile net hata ve noksan kalemleri Ocak ayında cari açığın yaklaşık

%30‟luk kısmını finanse etmiştir. Ocak ayında yurt dışı bankaların, yurt içi bankalar nezdinde tuttukları yabancı para mevduatı $614 milyon, TL mevduatı ise $1.007 milyon artış kaydederken, hisse senetleri piyasasında $556 milyon düzeyinde net yabancı sermaye girişi gözlenmiştir. Devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) piyasasından ise $993 milyon tutarında net çıkış gözlenmiştir. Bu dönemde, yurtdışında gerçekleştirilen tahvil ihracı ile $1,5 milyar tutarında yeni borçlanmaya gidilmiştir.

2012 yılının ilk ayında bankacılık sektörünün net kredi kullanımı $700 milyon düzeyinde gerçekleşmiştir. Bankacılık dışı sektörler ise, 2011 yılının ilk ayında

$414 milyon net kredi kullanıcısı konumunda iken, bu yılın aynı döneminde $77 milyon tutarında net kredi ödeyicisi olmuştur. Böylece, uzun vadeli dış borç çevirme oranı bankacılık sektöründe %119, reel sektörde ise %84 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Son dönemde, arz yönlü endişelere bağlı olarak petrol fiyatlarında gözlenen hızlı artış, cari açığın beklenen daralmayı gerçekleştirememesinde etkili olmuştur.

Küresel büyüme ve Euro Alanı‟na ilişkin beklentiler ile enerji sektöründeki arz yönlü endişelerin 2012 yılında cari açığın seyrinde belirleyici olacağı düşünülmektedir.

Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, merkezi yönetim bütçesi Şubat ayında TL2,6 milyar açık vermiştir. Bu gelişmede, kamu borç stokunun vade Faiz harcamalarındaki artış

paralelinde bütçe Şubat’ta Ocak ayında cari açığın finansmanında rezerv varlıklar etkili oldu.

Ocak ayında 12 aylık kümülatif cari açık yatay bir seyir izleyerek $77,1 milyar seviyesinde gerçekleşti.

Petrol fiyatlarının yüksek seyri cari açık açısından risk unsuru…

Bankacılık sektörünün yurtdışından net kredi kullanımı geriledi.

(9)

yapısına bağlı olarak faiz harcamalarının yüksek oranlı artış kaydetmesine karşılık vergi gelirlerinin görece daha yavaş artması etkili olmuştur. Bununla birlikte, 2012 yılının ilk iki ayı itibarıyla bakıldığında, faiz dışı denge ve bütçe dengesinin hedeflerle uyumlu bir seyir izlediği dikkat çekmektedir.

(milyon TL) Şubat

2012

Yıllık % Değişim

Ocak-Şubat Yıllık %

Değişim Bütçe Hedefi

Gerç./

Hedef 2011 2012 (%)

Harcamalar 30.159 28,0 46.062 56.506 22,7 350.948 16,1

Faiz Harcamaları 8.614 39,6 9.974 14.004 17,8 50.250 27,9

Faiz Dışı Harcamalar 21.545 23,8 36.087 42.502 17,8 300.698 14,1

Gelirler 27.518 12,1 48.055 55.606 15,7 329.845 16,9

Vergi Gelirleri 22.738 7,8 40.858 46.198 13,1 277.677 16,6

Diğer Gelirler 4.780 38,0 7.197 9.407 30,7 52.168 18,0

Bütçe Dengesi -2.641 -367,3 1.993 -900 -145,2 -21.104 4,3

Faiz Dışı Denge 5.973 -16,6 11.968 13.104 9,5 29.146 45,0

Not: Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.

Kaynak: Maliye Bakanlığı

Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre gelir vergisi %29,6, özel tüketim vergisi %5,5 artarken, iç talepteki yavaşlama paralelinde ithalde alınan KDV‟de

%3,3 ve dâhilde alınan KDV‟de %0,2 gibi sınırlı artışlar yaşanmıştır.

TCMB, Mart ayındaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini

%5,75‟te ve faiz koridorunu %5-%11,5 aralığında bırakırken, zorunlu karşılıkların altın cinsinden tutulabilecek oranlarına ilişkin bazı teknik düzenlemeler yapmıştır.

Söz konusu düzenlemeye göre, TL yükümlülükler için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların altın olarak tutulabilecek kısmı %10'dan %20'ye yükseltilirken, kıymetli maden hariç YP yükümlülükler için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların altın olarak tutulabilecek kısmı %10'dan %0‟a indirilmiştir. Böylece, TCMB‟nin altın rezervlerinin güçlendirilmesi ve bankacılık sisteminin maliyet ve likidite kanallarının olumlu etkilenmesi amaçlanmaktadır. Bunun yanısıra, yapılan düzenlemeyle birlikte yurt içinde yastık altı olarak nitelendirilen altının bankacılık sistemine ve ekonomiye kazandırılmasının da teşvik edilmek istendiği düşünülmektedir.

Yurtdışı piyasalardaki belirsizliklerin yanısıra iç piyasada özel sektörün dış borç geri ödemelerinin yarattığı döviz talebinin de etkisiyle Mart ayı genelinde TL, Dolar karşısında zayıf bir görünüm sergilemiştir. Ayın son haftasında ise, TCMB‟nin

“istisnai gün” uygulaması aracılığıyla para politikasında geçici sıkılaşmaya gitmesi TL‟nin bir miktar değerlenmesinde etkili olmuştur. Öte yandan, Mart ayının son gününde TCMB kurlardaki oynaklığın azalması paralelinde istisnai gün uygulamasını sonlandırmıştır. Mevcut konjonktürde daha esnek bir politika uygulamasından ötürü, aylık toplantı tutanaklarında daha çok orta vadeli görüşlerini yansıtan TCMB, yılın ilk çeyreğinde tüketim talebinde belirgin bir yavaşlama gözlendiğini, diğer taraftan öncü göstergelerin ikinci çeyrek için ılımlı bir toparlanmaya işaret ettiğini belirtmiş, ihracatın da istikrarlı artış eğilimini koruduğunu vurgulamıştır.

Vergi gelirlerindeki artış yavaşladı.

TCMB’den, zorunlu

karşılıkların altın cinsinden tutulabilecek kısmına ilişkin teknik düzenlemeler…

TCMB’den “istisnai gün”

uygulaması…

(10)

Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler

BDDK tarafından yayımlanan haftalık bülten verilerine göre, 23 Mart 2012 itibarıyla TP mevduat hacmi yılsonuna göre %0,8 gerilemiştir. Buna karşılık, YP mevduatın USD karşılığı ise, 2011 yılsonuna göre %9,1 artmıştır.

Kaynak: BDDK Haftalık Bülten

23 Mart 2012 itibarıyla, TP kredi hacmi yılsonuna göre %2,3 artış kaydetmiştir.

Aynı dönemde, YP kredi hacminin USD karşılığı da %3,1 artarken, YP kredilerin TL karşılığı döviz kurlarındaki gerilemeye bağlı olarak yılsonuna göre %2,3 oranında azalmıştır. Ekonomik aktivitedeki yavaşlama eğilimi paralelinde kredi hacmi artışındaki ivme kaybının devam ettiği görülmektedir.

Kaynak: BDDK Haftalık Bülten

23 Mart 2012 itibarıyla bankacılık sektörü menkul kıymetler portföyü 2011 yılsonuna göre %0,3 artarak TL285,8 milyara yükselmiştir.

23 Mart 2012 itibarıyla bankalar emanetindeki menkul kıymetler portföyü yılsonuna göre %3,6 oranında artarak TL169,5 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, yurtiçi yerleşiklerin menkul kıymetler portföyü %4, yurtdışı yerleşiklerin portföyü %3,2 artış kaydetmiştir.

-5 0 5 10 15 20 25 30 35

Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

Mevduat Hacmi (Yıllık % Değişim)

TP Mevduat Hacmi

YP Mevduat Hacmi (USD Karşılığı)

5 10 15 20 25 30 35 40

Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

Kredi Hacmi (Yıllık % Değişim)

TP Kredi Hacmi

YP Kredi Hacmi (USD Karşılığı) TP mevduat hacmi

geriledi.

Emanet menkul kıymetler portföyü…

Menkul kıymetler portföyü…

TP kredi hacmi %2,3 arttı.

(11)

Kaynak: BDDK – Haftalık Bülten

23 Mart 2012 itibarıyla bankacılık sektörünün yabancı para net genel pozisyonu (-) $220 milyon düzeyinde gerçekleşmiştir. Yabancı para net genel pozisyonu bilanço içi kalemlerde (-) 25.243 milyon, bilanço dışında ise (+) 25.023 milyon seviyesindedir.

Son dönemde alınan kararların ardından Euro Alanı’na ilişkin riskler bir miktar azalmıştır. Bununla birlikte, küresel piyasalarda yükselen enerji fiyatlarının etkileri Mart ayında gözlenmeye başlamıştır. Özellikle gelişmiş ülkelerin imalat sanayii satın alma yöneticileri endeksi verilerinin beklentilerden düşük açıklanması ve Çin’in büyüme tahminini aşağı yönlü revize etmesinin ardından küresel ekonomik toparlanmaya yönelik endişeler artmıştır. Bu çerçevede, Türkiye’de ekonomik aktivitedeki ılımlı yavaşlama eğiliminin ve cari açıktaki iyileşmenin devam edeceği tahmin edilmektedir.

Yatırım ve tüketim harcamalarındaki yavaşlama ile birlikte kredi hacminin yıllık artış hızındaki ivme kaybının da süreceği düşünülmektedir.

30 35 40 45 50 55 60 65 70 75

Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

Binler

Yurtdışı Yerleşiklerin Emanet Menkul Kıymetler Portföyü

(milyar TL)

Yabancı para net genel pozisyonu (-) $220 milyon düzeyinde…

Beklentiler…

(12)

Kaynak: TCMB, TÜİK, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü 11 SINAİ ÜRETİM

BÜYÜME

DIŞ TİCARET

ENFLASYON

5,2

-20 -15 -10 -5 0 5 10 15

2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4 2010/1 2010/2 2010/3 2010/4 2011/1 2011/2 2011/3 2011/4

GSYH (Yıllık % Değişim)

-17 -12 -7 -2 3 8 13

2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4 2010/1 2010/2 2010/3 2010/4 2011/1 2011/2 2011/3 2011/4

Sektörlere Göre Katkı Puan (%)

Hizmetler İnşaat Sanayi Tarım GSYH

17,1

1,1 -10

0 10 20 30 40 50 60

Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12

Dış Ticaret (Yıllık % Değişim) İhracat

İthalat

0,41 0,36

-3 -2 -1 0 1 2 3 4

Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

Aylık Enflasyon (%)

TÜFE ÜFE

10,43

8,22

2 4 6 8 10 12 14 16

Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

Yıllık Enflasyon (%) TÜFE

ÜFE 19,2

14,0 10,6

8,9 8,2 7,0 7,0

3,8 12,1

7,5 8,5 1,5 3,7

0 5 10 15 20 25 30

O Ş M N M H T A E E K A

Sınai Üretim (Yıllık % Değişim)

2011 2012

73,2 73,1

65 70 75 80

O Ş M N M H T A E E K A

İmalat Sanayii Kapasite Kullanım Oranı (%)

2011 2012

25 30 35 40 45 50 55 60 65 70 75 80

0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12

12 Aylık Aylık Cari İşlemler Açığı (milyar $)

Aylık 12 Aylık

(13)

Kaynak: TCMB, Reuters, Kalkınma Bakanlığı, İMKB, JP Morgan, CBOE, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü

12 BONO-TAHVİL

1,2 1,4 1,6 1,8 2,0 2,2

Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

€/TL

$/TL

Sepet (0,5*€+0,5*$)

1,20 1,25 1,30 1,35 1,40 1,45

Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

30 Günlük Hareketli Ortalama

9,5

7 8 9 10 11

Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

Hazine İhalelerinde Oluşan Ortalama Bileşik Faiz (%)

2,6

0 1 2 3 4 5

Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

TL DİBS'lerin Beklenen Reel Getirisi (%)

120 170 220 270 320 370 420 470

Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

Risk Primleri

EMBI+

EMBI+(TR) 10 20 30 40 50

Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

VIX Endeksi

Referanslar

Benzer Belgeler

Açıklanan  Nisan  ayı  dış  ticaret  açığı  beklentilerin  altında  kalırken,  yıllık  artış  hızının  ivme  kaybettiği  görülmektedir. 

2012 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin açıklanan öncül göstergelerin de ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın devam ettiğini işaret etmesi yıl sonu için %3.5

Küresel  ekonomideki  aşağı  yönlü  kırılganlıkların  devam  etmesi  dış  talepteki  toparlanmayı  yavaşlatırken  gelişmiş  ülkelerin  genişletici 

ECB Yönetim Kurulu, 18 Şubat 1999 tarihinde yaptığı toplantıda euro bölgesinde parasal, mali ve ekonomik durumu gözden geçirerek, 24 Şubat ve 3 Mart 1999 tarihlerinde

İthalatın ihracattan hızlı bir düşüş kaydetmesiyle daralan dış ticaret açığının önemli etkisiyle Ağustos ve Eylül aylarında toplamda 122 milyon dolar seviyesinde

Program döneminde yurt içi tasarrufları artırmaya ve ekonominin üretim yapısının ithalata olan yüksek bağımlılığını azaltmaya yönelik politikaların da katkısıyla,

► Yılın ikinci çeyreğinden itibaren küresel ekonomik aktivitenin ivme kaybetmesinin yanısıra son dönemde ABD ve Euro Alanı kaynaklı aşağı yönlü risklerin

Nitekim faiz indirimi kararından bir hafta sonra açıklanan büyüme verilerine göre Çin, 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,6 büyüyerek