• Sonuç bulunamadı

Küresel Ekonomik Krizin Türkiye’de Gıda Güvencesi Üzerine Etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Küresel Ekonomik Krizin Türkiye’de Gıda Güvencesi Üzerine Etkileri"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

734

Küresel Ekonomik Krizin Türkiye’de Gıda Güvencesi Üzerine Etkileri

Özlem EŞTÜRK1 M. Necat ÖREN1 Tuna ALEMDAR1

ÖZET

Son yıllarda meydana gelen ekonomik ve mali krizler dünya ülkelerini derinden etkilemektedir.

Dünyada yaşanan bu krizler doğrudan ve dolaylı olarak insanların alım güçlerini azaltmakta ve insanın en temel hakkı olan "gıda hakkını" elde etmede güvencesizlik yaratmaktadır.

Gıda güvencesinin sağlanması, yoksulluğun azaltılması, sağlıklı toplum, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve dünya barışı güvenliği açısından büyük öneme sahiptir. Ancak son yıllarda dünya piyasalarındaki dalgalanmalar, krizler gıda piyasalarını da etkilemiştir. Bunun yanı sıra kuraklık, gelişmekte olan ülkelerde nüfus artışı, petrol fiyatlarının artışına bağlı olarak üretim maliyetlerinin artması, biyoyakıtlara olan ilginin artması gibi nedenler gıda güvencesinin sağlanması konusunda tehlike oluşturmaktadır.

Küresel ekonomik krizle birlikte hane halkı gelirlerinde düşüş yaşanmıştır. Bunun yanı sıra krizlerin ardından yaşanan işsizlik problemi ile insanların alım güçleri azalmış ve tüketici talebinde daralma olmuştur. Ayrıca üretilen gıdaların adil dağıtılmaması gibi etkenlerle gıdaya erişim daha güç hale gelmeye başlamıştır.

Bu çalışmanın başlıca amacı, küresel krizin, Türkiye'de gıda güvencesi üzerindeki etkilerini; gıda güvencesinin temel dayanağı olan gıdaya erişim hususu göz önüne alınarak irdelemektir.

Anahtar Kelimeler: Küresel ekonomik kriz, gıda güvencesi, Türkiye

Effects Of Global Economic Crisis On Turkey's Food Security

ABSTRACT

The recent economic and financial crises have influenced world countries deeply. These crises reduced people's purchasing power directly and indirectly, and created an insecurity in obtaining one of the most fundamental rights of man, "right to food".

Ensuring food security is of great importance in terms of reduction of poverty, creating healthy communities, sustainable economic growth and world peace. However, during recent years, fluctuations in world markets and crises have affected world food markets. Moreover, factors such as drought, population growth in developing countries, increases in production costs due to rise in oil prices and increased interest in biofuels created a threat on ensuring food security.

There is a decrease in household income after the global economic crisis. Additionally, purchasing power of people reduced and consumer demand shrank as a result of unemployment problems after crysis. Moreover, factors like unfair distribution of food products make access to food more difficult.

The main aim of this study is to discuss the effects of global crisis on food security in Turkey, taking into consideration access to food which is the basic premise of food security.

Key Words: Global economic crisis, food security, Turkey

1Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Adana

(2)

735 GĐRĐŞ

Hanelerin gıda güvencesizliği sorunu yaşamasına neden olan pek çok faktör bulunmaktadır. Bunların birisi veya birkaçı birlikte gıda güvencesizliği sorununa neden olmaktadır. Bu faktörlerin başlıcaları küresel iklim değişikliklerine bağlı olarak ürün arzında azalmalar, nüfus artışı ve talep büyümesi, petrol fiyatlarındaki artışların üretim maliyetlerini artırması, biyoyakıtlara olan ilginin artmasıyla biyoyakıt hammaddesi tarım ürünlerine olan talebin artması ve devlet desteklerinin gittikçe azalması olarak sıralanabilir. Gıda güvencesinin sağlanması ekonomik durum ve koşullara da bağlıdır.

Ekonomik kriz dönemlerinde yüksek gıda fiyatları karşısında işsizlik veya düşük gelir düzeyi alım gücünü olumsuz etkiler. Bu dönemlerde gıda alımlarında miktar veya kalite yönünden azalmalar, yem ve girdi fiyatlarının yüksek olması ve krediye erişimin daha zor olması nedeniyle gıda üretiminde gerilemeler ve devletin gıda yardımlarında azalmalar olmaktadır. Kriz dönemlerinde gıda fiyatlarının yüksek olması, gelirin azalması ve piyasalardaki olumsuzluklar gıdaya erişimi engelleyebilmektedir.

Türkiye'de gıda güvencesi konusu, özellikle 1980 sonrası uygulanan neoliberal politikaların tarım piyasaları üzerindeki olumsuz etkileriyle birlikte önemi artan bir konu haline gelmiştir. Tarımın devletin koruma alanından çıkarıldığı bu dönemde tarımsal girdi ve fiyat destekleri ile dışa karşı koruma azaltılmış ve tarımsal KĐT'lerin özelleştirme süreci başlamıştır. Bu dönemde hayvancılıkta ve bazı bitkisel ürünlerde gerileme süreci başlamış, tarım alanındaki büyüme nüfus artış hızının gerisinde kalmıştır. Tarım alanındaki ithalat hızla artmıştır. 2000'li yıllara gelindiğinde tarım ihracatçısı olan Türkiye tarımdaki net ihracatçı konumunu kaybetmiştir. Türkiye'de tarım alanındaki bu gelişmelerin yanı sıra yaşanan ekonomik krizler gıda güvencesi açısından tehdit oluşturmaktadır (Ören ve ark., 2008).

EKONOMĐK KRĐZ VE GIDA GÜVENCESĐ

Yüksek Gıda Fiyatları

Son yıllarda temel tarım ürünlerinin büyük bir kısmında yüksek fiyat artışları görülmektedir. 2008 yılının ilk yarısında dünya son 30 yılın en yüksek gıda fiyatları ile karşı karşıya kalmıştır. Gıda fiyatlarındaki bu artış küresel ekonomik ve mali krizle birleşmiş ve gıda güvencesi için tehdit oluşturmuştur (Meyers ve Kurbanova, 2009).

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gıda fiyat endeksine göre fiyatlarda 2004 yılından beri artışlar yaşanmıştır. En yüksek artış 2008 yılında gerçekleşmiştir. FAO fiyat endeksine göre, artış süt ürünlerinde ortalama %80, yağlı tohumlarda %50, hububatta

%42'dir.

Enflasyon üzerinde baskı oluşturan tarım ve gıda ürünleri fiyatlarındaki artışlar, kısa vadede üreticilerin lehine gibi görünse de, orta ve uzun vadede toplumun tüm kesimlerini etkilemektedir. Genel düzeydeki fiyat yükselmeleri girdi maliyetlerini artırarak üreticinin satın alma gücünü etkiler ve verimliliği düşürür. En yoksul kesimin bütçesinde gıda harcamaları önemli bir paya sahiptir. Dolayısıyla, en yoksul kesim fiyat artışlarından daha fazla etkilenmektedir (Kıymaz ve Saçlı, 2008). FAO'nun yakın geçmişte yapmış olduğu bir analizin sonuçlarına göre, ekmek fiyatları gıda krizi öncesi seviyelerinin çok üzerinde olup bu şekilde devam etmektedir. Temel tüketim maddesi olan ekmek fiyatının bu kadar yüksek düzeylerde seyretmesi, özellikle yoksul kesimler için risk oluşturmaktadır.

Dünyada yaşanan tarımsal fiyat artışları Türkiye'ye de yansımış ve fiyat artışları dünya piyasalarıyla paralellik göstermiştir. Gıda fiyatlarındaki yükseliş yoksulluğu önemli ölçüde etkilemiştir. Türkiye'de 2002 ve 2006 yılları arasında yüksek ekonomik büyüme ve düşük gıda enflasyonu nedeniyle yoksulluk hızlı bir şekilde düşmüş, 2007 yılından sonra ise büyüme yavaşlarken gıda fiyatları hızla artmaya başlamıştır. Ekonomik

(3)

736

kriz ve gıda fiyatlarındaki artışla birlikte yoksulluk da tekrar artmaya başlamıştır (Gürsel ve Altındağ, 2010). Yoksulluğun artışı gıdaya erişimi güç hale getirmiştir.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) Türkiye Refah Đzleme Anketi sonuçları en yoksul kesimin 2009 yılında gıda harcamalarını düşürdüğünü göstermektedir. Araştırmaya göre kent merkezlerinde yaşayan en yoksul %20'lik dilimdeki ailelerin dörtte üçü gıda tüketimlerini, aynı gruptaki ailelerin yarıya yakını da çocuklarına ait gıda tüketimlerini azaltmışlardır (TEPAV, 2009). Gıda fiyat artışı ile ekonomik krizin neden olduğu gelir azalışı karşısında yoksul kesimin genelde harcamalarını kısarken, gıda harcamalarından da tasarruf yapmak zorunda kaldığı gözlemlenmektedir. Yoksul hane halklarında satıcı grubunda olan çok küçük bir bölüm artan gıda fiyatlarından faydalanırken, bu malların satın alıcısı durumundaki kesim toplam yoksul hane halklarının büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır (Gürsel ve Altındağ, 2010).

Yüksek gıda fiyatlarından yoksul kesimler ciddi düzeyde etkilenirken ekonomik krizin etkisiyle oluşan işsizlik te yoksulluğu artırmıştır. Birçok ülke tüketicilerini yüksek gıda fiyatlarından korumak için ihracatlarına sınırlandırmalar getirmişlerdir. Bu durum piyasaların bozulmasına neden olmuştur. Özellikle gıda ithalatçısı durumundaki az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ticaret dengeleri sarsılmıştır.

Đşsizliğin Artması

Finansal ve ekonomik kriz tüm ülkelerde işsizliği artırmıştır. Türkiye'de TÜĐK istatistiklerine göre 3.5 milyon kişi işsizdir. Đş aramaktan vazgeçenlerle birlikte bu sayı 5.9 milyona yükselmekte ve işsizlik oranı %22'yi bulmaktadır (TÜĐK, 2009).

Küresel krizin etkisiyle işsizliğin artması sonucu insanlar temel tüketim ihtiyaçlarını karşılayabilmek için mücadele eder hale gelmişlerdir. Bu durum düşük gelirli nüfuslar açısından özellikle de gıda açığı olan bölgelerde daha şiddetli yaşanmıştır. FAO yetersiz beslenenlerin sayısının her geçen yıl arttığını, yakın gelecekte daha da artacağını tahmin etmektedir.

Đşsizliğin artması yoksulluğu da artırmaktadır. Bir taraftan yüksek gıda fiyatları diğer taraftan işsizlik olgusu, yetersiz gelir düzeyi nedeniyle dengesiz ve yetersiz beslenmeyi beraberinde getirmektedir. Đşsizliğin arttığı, gelir dağılımında adaletsizliğin yaşandığı ülkemizde minimum gıda harcaması yöntemiyle yapılan yoksulluk çalışmalarına göre gelir dağılımının en alt %20'lik bölümüne inildikçe hububata dayalı ürün, şeker ve yağ ile çay, kahve tüketim harcamalarının arttığı, buna karşılık et, balık, meyve suyu ve şekerli mamul tüketim harcamalarının azaldığı gözlemlenmektedir.

Türkiye beslenme ekonomisinin fiili parasal boyutuna bakıldığında 181 milyar TL/yıldır. Türkiye beslenme ekonomisinin olması gereken parasal boyutu (kişi başı 25 TL/gün üzerinden) 650 milyar TL/yıldır (Artık ve ark., 2009). Yüksek fiyatlar karşısında ve gelir düzeyinin düşmesiyle yoksul kesim besin değeri olmayan gıdaları tüketmeye yönelecektir. Đşsizlik ve gelir dağılımının adaletsizliği gıda güvencesizliğini artırmaktadır.

Gıda Üretimindeki Gelişmeler

Gıda güvencesinin bu yönü mevcudiyeti ile ilgilidir. Gıda ister ülkede üretilsin ister ithal edilmiş olsun, gıda erişilebilirliği arzdaki değişimlere bağlıdır. Son yıllarda girdi fiyatlarının yüksek olması, iklim koşulları, kredi imkanlarının kısıtlı olması gıda üretiminde önemli sorunlar yaratmıştır.

Küresel krizle ortaya çıkan yeni gelişmeler Türkiye tarımını önemli ölçüde etkileyebilir. Döviz kurunun yükselmesiyle birlikte mazot, gübre, ilaç, yem, hammadde gibi dışa bağımlı tarımsal girdilerde fiyatlarının giderek artması tarımsal üretimi olumsuz etkileyebilir. Girdilerin pahalı, desteklemelerin de yetersiz olması üretimi giderek daha da azaltabilir. Üretimin düşmesiyle üreticiler daha az kazanabilir, tüketiciler ise daha yüksek fiyattan gıda satın almak zorunda kalabilirler (Yıldırım, 2008).

(4)

737

Türkiye'de nüfus artarken tarım alanları daralmaktadır. Son yıllarda tarım işletmelerinin sayısında da azalmalar olmuştur. Genel tarım sayımlarına bakıldığında, 1991 Genel Tarım Sayımında yaklaşık 4.1 milyon olan tarım işletmesi sayısı, 2001 yılı genel sayımında 3.1 milyon adet olarak tespit edilmiştir. Son yapılan Genel Tarım Sayımına göre 10 yıl içinde 1 milyon tarım işletmesi tarımsal üretimden çekilmiştir (TÜĐK, 2008). Diğer taraftan gıda ithalatı ihracata oranla daha hızlı artmış olup dünyadaki fiyat artışlarıyla birlikte ihracatın ithalatı karşılama oranı bire yaklaşmıştır.

Örneğin Türkiye'de buğday ithalatı yıllara göre değişmekte olup, 2005 yılında 135 bin ton, 2006 yılında 202 bin ton, 2007 yılında ise 2 milyon 125 bin ton ithalat yapılmıştır.

Buna karşılık Türkiye'nin buğday ihracatı 2005 yılında 328 bin, 2006 yılında 211 bin tondur. 2007 yılında ise kuraklığın etkisi ile sadece 206 ton buğday ihraç edilmiştir (Artık ve ark., 2009).

Son yirmibeş yıldır dünyayı tehdit eden küresel ısınmadaki artış sorunu, su kaynaklarında ortaya çıkan azalma ile insan kaynaklı çevresel kirlilik sorunu günümüz Türkiye'sinin gıda üretiminde %40 oranında azalmaya sebep olmuştur (Artık ve ark., 2009).

Türkiye'de hayvancılık sektörüne baktığımızda son 25 yıldır toplam büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığında sürekli bir azalma görülmektedir. 1980 yılında sığır varlığı 15.5 milyon, koyun varlığı 46 milyon, keçi varlığı 18.7 milyon ve manda varlığı ise 1 milyon baştır. 2006 yılında sığır varlığı 10.9 milyon baş, koyun varlığı 25.6 milyon baş, keçi varlığı 6.6 milyon baş ve manda varlığı 100 bin baş düzeyine gerilemiştir (TÜĐK, 2007). Bu 10 yıllık dönem içinde kanatlı hayvan varlığının iki katına çıktığı gözlenmektedir. Bugün Türkiye'de tavukçuluk sektörü, en gelişmiş hayvansal üretim dalı olarak kabul edilmektedir. Tavukçuluk sektörünün gelişmiş olmasına rağmen tarımsal katma değerin içinde hayvancılığın payı yüzde otuzlarda iken bitkisel üretimin payı yüzde yetmiş civarındadır. Avrupa'da tarımsal katma değerin içinde hayvancılığın payı yüzde altmış civarındadır.

Hayvancılığın en önemli girdi kalemlerini kaba yemler dışında mısır, arpa ve buğday gibi tarımsal ürünler oluşturmaktadır (Kıymaz ve Saçlı, 2008). Bu ürünlerdeki talep artışına bağlı olarak yüksek fiyatlar hayvancılığı olumsuz etkilemektedir.

Yüksek Enerji ve Girdi Fiyatları

Son yıllarda krizin etkisiyle gübre, yem, enerji ve petrol gibi girdilerin fiyatlarının yükselmesinden dolayı maliyetler artmıştır. Ayrıca yüksek hububat fiyatları et ve süt üretiminin maliyetlerini artırmış ve bu ürünlerin üretimindeki büyümeyi yavaşlatmıştır.

Yüksek gıda fiyatları ve verimlilik artışları üretimi tetiklese de yüksek enerji ve girdi fiyatları gibi üretim maliyetleri ters yönde bir etki yaratmaktadır.

Çizelge-1 Ortalama mazot ve gübre fiyatları

2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Değişim 2002-2009(%) Mazot (TL/litre) 1.9 1.4 1.55 1.95 2.22 2.3 2.83 2.46 29

Gübre (TL/Ton) 230 282 344 370 397 483 813 553 140

Kaynak: TÜGEM, 2010

Çizelge 2'ye göre 2002 yılından itibaren Türkiye'de tarımsal alan için önemli olan girdi kalemlerinden mazot ve gübre fiyatlarına bakıldığında fiyatların sürekli arttığı ve 2008 yılında en yüksek düzeye ulaştığı görülmektedir.

Mısır, arpa, buğday gibi ürünlere olan yüksek talep artışı bu ürünlerin fiyatlarını artırmıştır. Bu ürünler hayvancılık sektörü için önemli girdi kalemleri olduğundan hayvancılık sektöründe maliyet artışına neden olmuştur.

(5)

738 Krediye Erişimin Güçleşmesi

Mali kriz diğer işletmelerde olduğu gibi çiftçiler için de üretim kredisini azaltmıştır. Kredi sıkıntısı ve mali kriz bankaları mali risk alma konusunda isteksiz hale getirmiştir. Ülkemizde kriz öncesinde hızla genişleyen tarımda kredi kullanımı krizle birlikte sekteye uğramıştır. Finansal alanda daralmayla birlikte girdi talebi de düşebilir (Çakmak, 2009).

Gıda Yardımının Nicelik ve Niteliğinde Meydana Gelen Azalma

Yüksek gıda fiyatları alınabilecek ve sağlanabilecek gıda yardımı miktarını azaltır ve bu da genellikle baskı yaratan bir faktördür. Küresel ekonomik kriz dönemlerinde ulusal ve uluslararası gıda yardım programları için sağlanan mali kaynaklar da kısıtlanmaktadır. Küresel ekonomik durgunluk ulusal ve uluslararası gıda yardımı programları için sağlanabilecek mali kaynakları zora sokmuştur(Meyers ve Kurbanova, 2009).

SONUÇ VE ÖNERĐLER

Türkiye'de ekonomik kriz gıda güvencesini farklı yönlerden etkilemiştir.

Yoksulluk artmış bununla birlikte gıdaya ekonomik erişim güçleşmiş diğer taraftan fiyat artışları, üretim ve ticareti olumsuz etkilemiştir. Kriz özellikle düşük gelirli nüfus gruplarını etkilemiş olup gıda güvencesizliğine karşı hassasiyeti artırmıştır.

Ekonomik gerileme ve durgunluk, doğrudan gelir ve istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra gıda ve tarım ürünlerinin üretimi ve ticareti için ihtiyaç duyulan kredi ve finansman ihtiyacı üzerinde de olumsuz etkiye neden olmuştur.

Kriz sonrasında azalan gelir, artan üretim maliyetleri ve finansman kısıtlamaları nedeniyle üretim büyümesinde yavaşlamalar olduğundan bu faktörler gıdanın bulunabilirliğini olumsuz yönde etkilemiştir.

Đşsizliğin neden olduğu doğrudan gelir kayıpları yoksulluğu şüphesiz artırmış bunların yanında ulusal ve uluslararası gıda yardımlarının da azalmasıyla gıda güvencesizliği riski kriz sonrası daha da artmıştır.

Dünya piyasalarındaki fiyat dalgalanmalarının yurt içi piyasalara olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik kısa ve uzun vadeli birtakım önlemlerin alınması gerekmektedir. Kısa vadede reel gelir kaybına uğrayan yoksul kesimlere yönelik sistemli ve kalıcı bir yardım programının var olması ve bu kapsamda özellikle gıda yardımlarının sağlanması insani bir zorunluluktur.

Uzun vadede gıda güvencesinin sağlanması amacıyla güçlü üretim politikaları, tarım ve gıda işletmelerinde verimliliği artırıcı ve maliyetleri düşürücü yatırımların yapılması için tarımda yatırım destekleri ile ürün bazlı destekler verilmelidir. Tarımsal AR-GE ile yayım hizmetlerine ağırlık verilmesi önemlidir.

Makroekonomik şokları azaltmak için en yaygın kullanılan politika önlemleri sosyal koruma veya güvenlik önlemleridir. Gıda güvencesizliği daha çok yoksul kesimi etkilediğinden bu kesimler için uygulanacak politika ve destekler gıda güvencesizliğini azaltacaktır.

KAYNAKLAR

Artık, N., Mert, Đ., Poyrazoğlu, S. ve Konar, N. 2009, Küresel kriz ve gıda güvenliği.

Sunumlar Kitabı-1, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, Ankara.

Collins, G. ve Redmond, G. 1997. Poverty in the UK and hungry, evidence from household budget survey. DAE. Working Papers Amalgamated Series, No:9703.

Department of Applied Economics, Universtiy of Camridge, Delice

Çakmak, E.H. ve Akder, A.H. 2008. Türkiye'de tarım ve gıda: Gelişmeler, politikalar ve öneriler. Yayın No: TÜSĐAD/T/2008-05/459, TÜSĐAD, Đstanbul.

(6)

739

Çakmak, H.E. 2009. Küresel kriz ortamında Türk tarım sektörünün güncel sorunları ve geleceği.http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=2350&id=110

06/07/2010.

FAO. 2009. http://www.fao.org. 05/07/2010

Gürsel, S. ve Altındağ, O. 2010. Kriz ve gıda enflasyonu yoksulluğu olumsuz etkiliyor.

Araştırma Notu BETAM.

Kıymaz, T. ve Saçlı, Y. 2008. Tarım ve gıda ürünleri fiyatlarında yaşanan sorunlar ve öneriler. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, DPT, Đktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü Tarım Dairesi, Yayın No:2767, Ankara

Meyers, W.H. ve Kurbanova, G. 2009. Küresel ekonomik ve mali krizin Doğu Avrupa ve Orta Asya'da gıda güvencesi üzerindeki etkileri. Background paper for the United Nations Conference on Social Impact of the Economic Crisis in Eastern Europe, Turkey and Central Asia, Almaty, Kazakhstan. 7-8 December 2009.

Ören, M.N., Alemdar, T. ve Bahadır, B. 2008. Türkiye’de tarım politikalarının gıda güvencesi üzerine etkisi. VIII. Tarım Ekonomisi Kongresi, Bursa.

TEPAV. 2009. Ekonomik kriz, Türkiye’de ailelerin refahını etkiliyor http://www.tepav.org.tr/tur/admin/dosyabul/upload/Household_Survey_Summary -TR.pdf 15/05/2010

TÜGEM. 2010. http://www.tugem.gov.tr. 15/07/2010 TÜĐK. 2007. http://www.tuik.gov.tr. 01/07/2010 TÜĐK. 2008. http://www.tuik.gov.tr. 01/07/2010

TÜĐK. 2009. Harcama türlerine göre hane halkı bütçe anketi tüketim harcaması sonuçları, Türkiye, 2007, Ankara. http://www.tuik.gov.tr/.

Yıldırım, A.E. 2008. Krizin tarıma etkileri. http://www.tarimdunyasi.net/?p=20906 10/05/2010

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye ekonomisinde 1986-2016 yılları arasında tarımsal destekler, gıda güvenliği ve ekonomik büyüme ilişkisinin ele alındığı bu çalışmada ekonomik büyüme

1978 yılında ekonomik reformlar başladığından beri, Çinli liderler, Çin Halk Cumhuriyetinin üzerindeki yüksek kumandaya dayalı hükümet kontrolünü terk etmeksizin

Yukarıda örneklerde gösterildiği gibi, global ekonomik krizin etkilerinin kentsel alanlara göre kırsal bölgelerde daha yüksek olduğu dikkate alınarak

Türkiye’de gıda sanayinin alt sektörler itibariyle talep, üretim ve dış ticaret miktarlarına ilişkin trend denklemleri, yıllık oransal değişim ve projeksiyonları (bin

Bazı temel gıda fiyatları verilerine bakıldığında Hindistan ve Çin gibi gelişmekte olan ülkeler veya Sudan gibi yoksul ülkeler krizin kaynağı olan ABD’ye

2008 küresel ekonomik krizinin Türk turizm sektörüne etkisi; turist sayısı ve geliri, turizm işletmeleri, sektör çalışanları, ülkenin makroekonomik değişkenlerin kriz

Terörizmin ekonomik sonuçları, farklı ülkelerin ekonomilerinin doğrudan yabancı yatırımlar, dış ticaret ve özellikle turizm gelirleri gibi faktörlere farklı derecelerde

Ekonomik özgürlük ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin Pesaran Sınır Testi ve ARDL yaklaşımı ile analizinin Johansen Eşbütünleşme Analizi ile desteklenmesi amacıyla,