• Sonuç bulunamadı

1907 — 1948

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1907 — 1948"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Y. M Ü H E N D İ S R A U F U S M A N

1907 — 1948

İstanbul Teknik Okulu Makine Şubesi Şefi Yük-sek Mühendis Rauf Usman, Kasım ayının 24 ünde ve-fat etti.

Fauf Usman'ın vefatı ile, Teknik Okulu Öğretim ailesi çok değerli bir unsurunu, memleket çalışkan, kabiliyetli, dürüst, ve temiz bir evlâdını kaybetmiş ol-du.

Rahmetli Rauf, 1907 yılında İstanbul'da (Kadı-köy - Zühtüpaşa mahallesinde) doğmuştur. Babası İs-tanbul nüfus müdür yardımcısı Ahmet Mithat bey, an-nesi eski maliyecilerden Âşir efendinin kızı Mevhibe hanımdır. İlk tahsiline 1914 yılında Darülmuallimine bağlı tatbikat okulunda başlamış, mütareke senelerin -de okul binası Fransızlar tarafından işgal edildiğin-den Kadıköy Nümune mektebi beşinci sınıfına nakle-dilmiş ve tahsiline Kadıköy Sultanisinde devam etmiş-tir. Sultaninin 9 uncu sınıfını birincilikle ikmal etmiş ve 1924 yılında imtihanla Yüksek Mühendis Mektebi-ne kabul edilmiştir. İki seMektebi-ne de İstanbul Yüksek Mü-hendis Mektebinde okuduktan sonra Avrupada tahsil etmek üzere açılan müsabaka imtihanlarına girmiştir. Önce Ankara'da askerî fabrikaların açtığı imtihana girmiş, biraz sonra Devlet Demir Yolları tarafından Almanya'da yüksek mühendislik tahsili için açılan im-tihanlara da girmiş ve her ikisini de başarmıştır. An-cak İstanbul Yüksek Mühendis Mektebi o zamanlar Nafia Vekâletine bağlı olduğundan, demiryolları he-sabına Almanya'ya gönderilmesi mümkün olabilmiş-tir. 1926-1927 de Eskişehir Cer Atelyesinde bir yıllık hazırlık stail yaptıktan sonra 1927 yılında Almanya'ya gitti. Almanyadaki tahsilinin üç senelik birinci kısmı-nı Dresden şehrinde yaptıktan sonra üç senelik ikinci ve son kısmını da Stuttgart Yüksek Mühendis Oku-lunda ikmal etti.

İlk vazifesi Devlet Demiryolları Cer Dairesi Mer-kez Fen Heyeti yüksek mühendisliği idi. Daha sonra yine Devlet Demiryollarının Ankara Lokomotif

de-posu atelyesi ikinci müdürlüğüne geçirildi. Toplamı iki yıl kadar kaldığı her iki vazifede de stajının ikmâli maksadıyla fiilen bir makinist gibi çalıştı.

1934 yılının Mayısında Devlet Demiryolları Ada-na İşletmesi Cer Müfettişliğine yüksek mühendis ola-rak tayin edildi. Aynı yılın sonuna doğru askerlik va-zifesini yapmak üzere buradan ayrıldı. Askerliğini bitirdikten sonra 1936 yılı haziran başında yeniden Devlet Demiryolları Cer Dairesi Merkez Fen Heyetine getirildi.

1937 yılında eski Nafia Fen Mektebinin, Avrupa-daki Teknikumlar örnek tutulmak suretiyle yeni ve modern bir müessese olmak üzere Teknik Okulu ha-linde teşkil ve tâdil edilmesi kararlaştırılmıştı. Bu yeni müessese fen mektebinde mevcut olmıyan yeni bir şubenin, Makine Şubesinin de kurulması karara dahildi. O sırada okula müdür olan yüksek mühendis Atıf Tansuğ'un delâletiyle, Rauf Usman naklen oku-lun Müdür Muavinliğine tayin edildi.

Okuldaki şubelerin başında o tarihlerde res-men görevlendirilmiş birer şube şefi yoktu. Şube şef-liği faaliyeti, tedris elemanlarının münavebe ile yap-tıkları fahri bir mesai idi.

(2)

sağlam ve düzenli esaslar üzerinde kurulması, öğre-tim malzemesinin temini ve öğreöğre-tim sistemlerinin tes-biti için çok çalıştı. Okulun orijinal bir karakteri olan pratik çalışma sistemi Rauf tarafından teşki-lâtlandırılmıştır. 1938 yılında görgüsünü arttırmak okula ve şubeye ait işler etrafında incelemeler yapa-bilmek üzere yeniden Avrupaya gitti.

1939 yılında Müdür Muavinliğinden ayrılarak yalnız öğretmenlik kadrosunda kaldı.

1S42 - 1943 yılında okulun bir yüksek okul halin-de yenihalin-den teşkilâtlandırılmasına kadar Makine Şube-sinin organizasyonu için gece gündüz çalıştı.

Bu sırada bir yıl kadar da doçent ünvaniyle da-hil olduğu İstanbul Teknik Üniversitesinde de ders verdi.

27/7/1946 tarihinde şubesi tarafından Makine Şubesi şefliğine seçilince kendisini yeniden ve tamamen Teknik Okuluna verdi.

Rauf, sportmen, çok zeki ve iyilik seven bir genç-ti. İki yıl önce kendisini ölüme sürükleyen menhus hastalığının ilk belirtileri onu çok korkutmuştu. Hat-tâ İstanbulda sarih olarak teşhis edilemiyen

hastalığı-nı teşhis ve tedavi ettirmek için Avrupaya gitmek üzere Millî Eğitim Bakanlığına müracaat ederek izin de almıştı.

Sonra kendisini iyi hissetmeğe başladı. Meğer bu, büyük fırtınalardan önceki sükûnete benzeyen bir duraklama imiş. 6 Kasımda yatağa düştü...

Çalışkan, zeki ve iyi kalpli Rauf, kendi âlemi için-de kendi şahsiyetile yaşayan, için-dertlerini bile başkaları-na dökmekte bir acz görünüşü hisseden bir insandı.

Çok isabetli ve uzak görebilirdi.

Kendi inanışı ve duyuşlarına olan sarsılmaz ima-nı çok defa tesamühe yer vermeyen hırçın bir muha-tabı isyana da sürüklese o, inandığına inanır ne ba-hasına olursa olsun düşüncesinden caymazdı. Rauf, varlığını telkin etmek için konuşup görüşmeye muh-taç olmıyan müstesna yaratılışlardandı.

Kadir bileıı arkadaşları ve talebe evlâtlarının elin-de, sağlığında çok sevdiği bir tabiat dekoru içinelin-de, karlı bir kış günü toprağa verildi. Öksüz bıraktığı mektebin her köşesinde zeki bakışlarının izleriyle hâtırası, günden güne daha canlı yaşıyor. Nur içinde yatsın.

P Ü S K Ü R T M E S I V A T E K N İ Ğ İ

Eski serpme sıvaların yerini tutmağa başlayan püskürtme sıvalar her memlekette rağbet görmek-tedir. İngilterede Çimento Mamulâtı Limited Şirketi, bu malzemenin kullanılması hakkında yeni bir tarif-name çıkarmıştır. Trafitarif-name «Tyrolean» son kat sı-vanın aşağıdaki maksatlarda sureti istimalini izah et-mektedir :

1) Mücef beton blok duvarlarda ve in-situ be-ton duvarlarda ek yerlerinin dış satıhla belli olduk-ları yerlerde, dekoratif bir son kat vermek için.

2) Tuğla duvarlar ve geçmeli beton blok duvar-larda ek yerlerinin dış satıhla saklanması istenen ah-valde dekoratif ve tesiratı havaiyeye mukavim bir son kat.

3) Poröz beton bloklarda :

Püskürtme harçlı sıvanın, doğrudan doğruya tuğla üzerine kullanılması artık tavsiye edilmiyor. Malzeme, çimento ile karıştırılmış mauyyen büyük-lükte beyaz kumdan ibaret olup. çatlamaması, iyi ka-rıştırılmasından ve elle kullanılan portabl makineden harcın satha iyi serpilmesinden ibarettir. Makinenin içine çimento, kum ve su halitası konan bir kabı var-dır. Bu kap bir kol vasıtasile çevrilen bir çarkla teçhiz edilmiş olup, halitayı kabili ayar müstatilî bir delikten öndeki bir kaba atmaktadır. Bu kap bir tanbur üze-rindeki kanatlarla teçhiz edilmiş olup. birinci kabm

çarkı ile hareket bakımından merbuttur. İkinci kabın altındaki bir aralık, kanatların halitayı serpi-lecek duvar üzerine atmasına müsaade etmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

posu atelyesi ikinci müdürlüğüne geçirildi. Toplamı iki yıl kadar kaldığı her iki vazifede de stajının ikmâli maksadıyla fiilen bir makinist gibi çalıştı. 1934

Madde 51 — Fırınların ve gıdaî maddelerin buluna- cakları diğer mahallerin yapılarına ve sair hususlarına ait şartlar Dahiliye ve Sıhhiye Vekâletleri tarafından

Müteaddit defalar yazdığım gibi memleketimize her sene hariçten iki milyon lira- lık seramik

Ange kilisesinin suya akseden pek adî bir

Üçgenlerin benzerlikleri açılarının eşit olması ve kenarlarının orantılı olmasına bağlıdır. 1) İki üçgenin karşılıklı ikişer açısı eşit ise, bu üçgenler

Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü Turizm dairesi müdürü Süreyya Ergün tarafından yazıl- mış olan bu eser, bilhassa harb sonrasında, memle- ketimizin şiddetle

Ayaz (2018), “Türk Makam Müziğinde Ses Eğitimine Yönelik Öğretim Metodu Modeli Önerisi” konulu doktora tezinde, Türk makam müziği ses eğitimi dersi verilen

Böylece Mu’tezili temsilciler, Şîî iddialarına verdikleri cevaplar ve iddialara getirdik- leri eleştiriler ile Ehl-i Sünnet ile aynı argümanları paylaşmış ve aynı