Sonbaharda renkli çoraplar moda
önümüzdeki sonbahar aylarında kadınlarınbacaklarını renk renk çoraplar süsleyecek. Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da parlak renkli çoraplar moda. Gökkuşağının yedi rengini bacaklarında sergilemek, kadınların hoşlarına gidiyor. Önümüzdeki sonbahar günlerinde de renk renk bacaklar, göz dolduracak.
M E Z A R D A N Ç IK IŞ
Semiha Berksoy, belgeselin başındaZ Ü M R Ü D Ü A N K A K U Ş U
Onun hayatı sanki sanki mezardan çıkarak bütün hayafina yeniden başlıyor. Anılarını aryalarla mitolojideki phoenix yani zümrüdüanka kuşunun hayatı gibi... Yanıp sonra şiirlerle birer birer anlatıyor. Burası onun yatak odası. küllerinden kendini yeniden, en başından yaratan zümrüdüanka gibi...OPERAMIZIN DİVASI BİR ODADA DÖRT AY YAŞAMINI ANLATTI
5Ölüm, hayat ve sanat
"Bu projede kendi görüşümü pek katmak
istemiyorum. Nasıl izleyenler etkileniyorsa benim de etkilendiğim bir proje. Ö lüm le hayat birbirini tamamlayan öğeler. Biri olmadan diğeri olm uyor. Hayatı sevip ölümden korkmayı yanlış buluyorum.
Her ikisi de bir diğerini değerlendiriyor. Sanatsa insanın yaşayıp bundan çıkarttığı belki de bir ilâç. Bir insan olarak bizim hafsalamızın dışına çıktığı ve bizi korkuttuğu zaman sanat buna bir ilaçtır" diyor Kutluğ Ataman. (Fotoğraf: Demirhan HARARLI)
MEDİ-KİM & SORISA'dı*
YATIRIMCIYA
A6UST0S
KAMPANYASI...!
J SOLARYUM ü EPİLASYON (Acısız) J ZAYIFLATMA J SELÜLİT TEDAVİSİ J CİLT BAKIMICİHAZLARINDA Ç O K ÖZEL İNDİRİM
VE ÖDEME İMKANLARI
^ S T
mE D İ - K İ M
MERKEZ: M oh GOranl Cd.Nakibûl Eşref SK No: 68 Fmdıkad« / İSTANBUL TEL (0212) 631 18 52 - S3 ŞUBE: Ttmalıhifml Cd. ÇelMef 1$ Hanı No: 91/92 KavakMore / ANKARA TEL: (0312) 468 86 01
ŞUBE: Kıbns ŞebMeıl Cd. No: 48 K.1 0.1 Alsancak / İZMİR TEL(0232) 463 82 38
• I
dört ay boyunca Semiha Berksoy'u video
kameraya çekti. Ünlü opera sanatçımız da
anılarını aryalar ve şiirler eşliğinde dile getirdi.
O r ta y a çıkan belgesel, kültür tarihimize ışık
tutacak açıklamalar içeriyor. Çalışmalarını uzun
yıllar Amerika' da sürdüren Atam an, belgeseli
özgürleştirici bir deney olarak değerlendiriyor.
Figen YANIK
ğ ğ M | ek gerçek yolculuk anılara dönüştür" mm sK diyor T. S. Eliot... Yaşarken her şey ne
denli canlıysa yıllar geçse bile anılar hep o aynı canlılığını koruyor.
Operamızın divası Semiha Berksoy'un anılarına yaptığı yolculukta karşımıza çıkanlar da bir sanat tarihi niteliği taşıyor bizler için.
"Kendi türünde tek olan \ üstün kişi \ Zümrüdüanka kuşu \ operanın divası Semiha B.'nin Semiha B.'ye göre \ dokuz kısımlık \ sözlü aryalı ve de resimli hayat tarihi" açıklamalarıyla başlıyor belgesel.
Semiha Berksoy, kendini bir phoenix yani zümrüdüanka kuşu olarak simgeliyor. Yani yandıktan sonra küllerinden tekrar yeniden doğan phoenix gibi... Berksoy'un yaşamı da zorluklar, engellemeler karşısında hiç yılmadan kendini yeniden yaratmasının ve başarıya ulaşmasının bir sonucu değil mi?
Semiha Berksoy'un sahnede ilk söylediği şarkı olan Rimsky Korsakov'un "Sadko" operasından "Ey Hindistan" bölümüyle başlıyor belgesel ve onunla bitiyor.
Kutluğ Ataman, "Benim için çok fazla özgürleştirici bir deneydi. Terapi gibi geldi. Çok fazla kavga ettiğimiz oldu. İnatçı, yorgun, ben yoruluyorum, karşılıklı kaprislerimiz oluyordu birbirimize karşı... Bir odanın içindeyiz eninde sonunda. Filmin sonuna doğru tansiyon artıyor, kavgalar başlıyor" diyor çalışmasını anlaürken. Neden Semiha Berksoy diye sorduğumuzda ise verdiği yanıt oldukça etkileyici; 'Türkiye'de her şey çok fazla resmi tarih olduğu, hiç kimse suya sabuna dokunmak istemediği için her şeyde maalesef bir aynılık vardır. Devletin koruduğu insanlar, devlete karşı olanların koruduğu insanlar vardır. Semiha Berksoy bütün bu resmiyetleri kınyor. Bir yerde
demokratikleştiriyor. İnsani boyuta indiriyor. Bunu bilinçli olarak yapmıyor. Kafasında onları yüceltiyor, ama insan olarak yüceltiyor.
Atatürk'le tanışmış herhangi bir sanatçıya soru sorarsanız, o ya bir devlet sanatçısıdır, o yaşa geldiği için ya da devlet sanatçısı olacağını ümit eder ve bunun için de hep resmi demeçler verirler. Burada gördüğünüz gibi hiçbir
çekingenlik yok. 88 yaşında külotlu çorabı giyiyor ve Josephen Baker gibi ortaya çıkıyor. Gerçek bir sanatçı var ve bunu da sanat adına yapıyor."
Berksoy, belgeselde belki de skandal yaratacak şeylerden de söz ediyor. İlk kez Nazım
Hikmet'ten çocuk aldırdığını söylüyor örneğin. Ataman, Berksoy'un hiç sansür uygulamamasına neden olarak da bu filmi hayatının son şansı olarak görmesine bağlıyor.
İstanbul Bienalı süresince Darphane'de gösterilecek olan belgeselin sponsörlüğünü ise C & O Prodüksiyon ve DKFY üstlenmiş.
J
Semiha Berksoy
Do sesiyle ölümü yendi
Türkiye'nin ilk opera sanatçısı ünvanını taşıyan Semiha Berksoy, sanat hayatına 1931'de "İstanbul Sokakları" adlı film le başlamış. 1932'de Darülbedayi'ye girince "Lüküs Hayat", "Saz Caz" gibi operetlerde sesiyle dikkat çekmiş.
1
939'de ses eğitimi için Almanya'ya gönderilmiş. 1944'teAvni D illigil'le Ses Tiyatrosu'nda çalışmış. Daha sonra Ankara'ya giderek Devlet Tiyatrosu'na girmiş. Sanatçı "D o sesini verdim, ölümü yendim. Ben ölümsüzüm" diyerek sanki bütün yaşamını özetliyor.emiha Berksoy, "Benim politikam sanat. Sanatla insanlara bir şeyler verebilirsem sevinirim" sözleriyle de bilgece bir alçakgönüllülük sergiliyor.
sağlayacak "Güvenilir Dosfunuzu buc
İSTANBUL: Selamiçeşme: 350 50 45 Nişantaşı: 230 42 33 Bakırköy: 572 22 08 Levent: BURSA: 236 40 74 ANKARA: 467 45 67 ANTALYA: 241 11 53 İZMİR: 463 31 6
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ros Arşivi