BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ
BBB202-BAHÇE BİTKİLERİ
Doç. Dr. Bülent KÖSE
Bağ ve Meyve Bahçelerinde Yıllık Bakım İşlemleri
Hafta-12
BBB201-BAHÇE BİTKİLERİ
BAHÇELERDE YILLIK BAKIM
İŞLEMLERİ
Bahçelerde yapılan yıllık bakım işlemleri şunlardır;
1- TOPRAK İŞLEME
Toprak işlemenin amaçları,
- Yabancı otlarla mücadele etmek, - Toprağı havalandırmak,
- Toprağın ısınmasını sağlamak,
- Toprakta bulunan bitki besin maddelerini bitkiler tarafından alınabilir duruma getirmek,
- Sulama ve yağmurlardan sonra toprak yüzeyinde oluşan kaymak tabakasını kırarak buharlaşmayı önlemek
2- BUDAMA 3- SULAMA
4- GÜBRELEME
5- HASTALIK ZARARLILARLA MÜCADELE
a) Yabancı otlarla mücadele
Yabancı otların bahçe bitkileri yetiştiriciliği yapılan
yerlerde neden oldukları en önemli zarar su ve besin maddelerine ortak olarak bitkilerin gelişmesini
zayıflatmaları, dolayısıyla verim ve kaliteyi
azaltmalarıdır. Ayrıca yabancı otlar, bahçe bitkilerine zarar veren pek çok zararlı ve hastalık etmeninin
konukçusudurlar.
Son yıllarda üretilen kimyasal yabani ot öldürücüleri
(herbisit) üreticilere toprağı işlemeden de yabancı
otlarla mücadele olanağı sağlamıştır.
b) Toprağın havalandırılması ve ısınmasını sağlamak
Toprağın havalandırılması, hem toprak
içindeki hayatsal olayların devamı ve hem de o toprak üzerinde yetişen bitkilerin
gelişme ve verimleri yönünden önemlidir . Bitkiler kökleri iyi havalandırılmamış
topraklarda yeterince gelişemeyeceğinden
su ve besin maddesi alımı da azalacak ve
bitkinin gelişmesi yavaşlayacaktır.
• Meyve bahçesi ve bağ kurulurken toprağın derin işlenmesi (krizma)
toprağın alt tabakalarının havalandırılması
bakımından önemlidir.
Çünkü alt tabakaları iyi havalandırılmamış
topraklarda meyve
ağaçlarının ve asmaların kökleri derinlere gidemez ve yüzlek kalır. Bu durum köklerin, kışın şiddetli
donlarından ve yazın kuraklıktan
zararlanmalarına neden
olur.
• Toprağın havalanması ve nem durumu ile toprak sıcaklığı arasında çok yakın bir ilişki vardır . İyi havalanmayan ve çok su tutan
ağır topraklar genellikle soğuk, kumlu ve iyi işlenmiş tınlı topraklar ise sıcaktır. İyi bir toprak işleme ile toprağın havalanma ve nem durumu iyileştirilerek toprak
sıcaklığı da düzenlenmiş olur.
c) Toprakta bulunan bitki besin maddelerinin bitkiler tarafından alınabilir duruma
getirilmesi
Bitki besin maddelerinin bitkiler tarafından alınabilir yapı kazanmalarında önemli rol oynayan topraktaki mikroorganizmaların çalışabilmeleri için belli oranlarda havaya
ihtiyaçları vardır . İşte toprak işlemesi ile toprağa gerekli hava kazandırılmış olur ve dolayısıyla
mikroorganizmalar gerekli faaliyeti göstererek bitki besin maddelerini bitkiler tarafından
kolayca alınacak duruma getirirler.
d) Sulama ve yağmurlardan sonra toprak yüzeyinde oluşan kaymak tabakasının kırılarak su kaybının
önlenmesi
Ülkemizde bahçe bitkileri yetiştiriciliği yapılan yerlerin çoğunda yıllık yağışlar
bitkilerin su ihtiyaçlarının altında kalmakta ve su açığı diğer kaynaklardan sağlanmaya
çalışılmaktadır . Bu nedenle özellikle su kaynaklarının çok sınırlı olduğu yerlerde
toprağa giren her damla suyun en iyi şekilde kullanımını sağlamak ve kaybını önlemek
veya en az düzeyde tutmak gerekmektedir.
• Genellikle yağışlardan ve sulamadan sonra toprak yüzeyinde bir kaymak tabakası
oluşmaktadır. Bu oluşum özellikle ağır
topraklarda daha önemli bir sorundur. Bu tabaka kırılmazsa sonradan yağan yağmur suları toprak üzerinden akıp gitmekte ve
ayrıca toprakta bulunan su hızlı bir şekilde buharlaşarak büyük su kayıplarına neden olmaktadır. Bu sebepledir ki, yaz ve kış
yağışlarından iyi bir şekilde yararlanmak ve
buharlaşmayı önlemek için gerektiğinde sık
sık toprak işlemesi yapılmalıdır.
Meyve bahçeleri ve bağlarda yapılan toprak işlemesi:
• 1. Sonbahar-kış işlemesi, 2. İlkbahar ve yaz işlemesi,
olmak üzere ikiye ayrılır. Sonbahar-kış toprak işlemesi ekolojik koşullara göre en geç Aralık ayında yapılır. Toprak pulluk ile 20-25 cm
derinliğinde işlenir. Bu işlemede toprak
kesekli olarak bırakılır. Sonraları bu kesekler
yağmur ve donların etkisiyle parçalanır.
• İlkbahar toprak işlemesi ise Şubat-Mart
aylarında toprağın tava gelmesi için yapılır.
Bu işleme sonbahar-kış toprak
işlemesinden daha yüzlek olmak üzere 8- 10 cm derinden yapılır . Ayrıca ilkbahar ve güz döneminde özellikle yabancı ot
kontrolü için kazayağı (kültivatör) ve
motorlu çapa ile yüzlek toprak işleme
yapılır.
Bitkilerin normal gelişimleri için ihtiyaç duydukları suyun doğal yollarla karşılanmayan kısmının değişik yöntemlerle toprağa verilmesine sulama denir. Bahçe bitkilerinin su ihtiyacı;
- Tür, çeşit, yetiştiricilik yapılan yerin iklim ve toprak özelliklerine göre değişmektedir.
Büyüme mevsimi süresince bitki kök bölgesinde yeterli nemin bulunması gerekmektedir. Meyve, sebze ve bağlarda toprak nemliliğinin az ya da fazla olması verim azalmasına ve kalite kayıplarına neden olmaktadır.
Modern bahçe bitkileri tarımında ekonomik anlamda susuz bir yetiştiricilik düşünülemez. Fakat bazı meyve türleri ve asma kurağa dayanım özellikleri nedeniyle, bazı bölgelerimizde yazın sulanmadan da yetişebilmektedir. Kurağa dayanan türlerde, toprağın derinliklerine inebilen ve toprağın derin kısımlarındaki nemden yararlanabilen kazık kökler bulunmaktadır. Ancak bu türlerde de yapılacak sulamalar verim ve kaliteyi olumlu yönde etkilemekte ve karlılığı artırmaktadır.
BAHÇE BİTKİLERİNDE
SULAMA
Sulamanın meyve, sebze ve bağlarda bitki gelişimi, verim ve kalite özellikleri üzerine olumlu etkileri bulunmaktadır.
Bunlar;
- kök gelişimi,
- sürgün gelişimi,
- gövde ve taç büyümesi,
- çiçek tomurcuğu oluşması ve gelişmesi, - meyve dökümlerinin azaltılması,
- meyve veriminin artması, - meyvelerde irilik artışı, - meyve renginin iyileşmesi
şeklinde sıralanabilir.
Meyve bahçelerinde uygulanacak sulama suyu miktarı türlere göre değişiklik göstermektedir. Elma, erik gibi meyve türlerinin nemli ortamı sevmeleri nedeniyle su istekleri öteki bazı meyve türlerine göre daha fazladır.
Bunları armut, kiraz, şeftali, ve kayısı izlemektedir.
Badem, vişne, incir, zeytin, antepfıstığı ise su tüketimi az olan meyve türleri olarak bilinmektedir. Antepfıstığı, badem, zeytin kurak koşullara dayanabilme özelliği de olabilen meyve türleridir. Ancak bu meyve türlerinde de uygun miktarda sulamayla, periyodisite, verim ve kalite olumlu yönde etkilenmektedir.
Meyve, sebze bahçelerinde ve bağlarda toprak (evaporasyon) ve bitki yüzeyinden (transpirasyon) sürekli olarak buharlaşma yoluyla su kaybı meydana gelmektedir.
Bahçe bitkilerinde bitkiye verilecek sulama suyu miktarının
belirlenmesinde bu toprak ve bitkiden meydana gelen su
kayıpları dikkate alınmaktadır. Evapotranspirasyon olarak
isimlendirilen bu kayıplar sulama aralığının belirlenmesinde
de göz önünde bulundurulmaktadır.
Meyve ve bağlarda sulama genellikle ilkbahar sonlarından başlayarak sonbahar ortalarına kadar devam etmektedir.
Bahçe bitkilerinde genellikle damla, karık, tava, yağmurlama, alttan sızdırma vb. yöntemlerle sulama yapılmaktadır. Sebzelerde ayrıca hortumlu ve süzgeçli kovalarla ve delikli borularla sulama yöntemleri de kullanılabilmektedir.
Ancak, suyun kontrollü bir şekilde kök bölgesine
verilmesi, su tasarrufu, gübrelemenin sulamayla birlikte
yapılabilmesi gibi birçok üstünlükleri olması nedeniyle
damla sulama yöntemi tercih edilmektedir.
Meyve ağaçları, sebzeler ve asmanın büyüme ve gelişmelerini sürdürmeleri, yüksek verimli ve kaliteli ürün verebilmeleri için topraktan bazı besin elementlerini almaları gerekmektedir. Bahçe bitkilerinin yetiştirildiği ortamlarda bu besin maddelerinin yeterli ve bitki tarafından alınabilecek formda bulunması zorunludur.
BAHÇE BİTKİLERİNDE
GÜBRLEME
Meyve ağaçları ve asmalar çok yıllık bitkiler olduğundan bulundukları ortamda uzun yıllar yetiştirilmektedirler.
Bu türlerin hayatlarının değişik evrelerinde ihtiyaç duydukları besin elementinin çeşidi ve miktarında farklıklar bulunmaktadır. Bu nedenle verilecek gübrenin çeşidi ve miktarının doğru olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Yetersiz ve dengesiz gübreleme durumunda bahçe bitkilerinde bir takım beslenme bozuklukları ortaya çıkar, büyüme ve gelişmede gerileme, verimde azalma ve meyve kalitesinde kayıplar meydana gelir. Meyve
Ağaçlarının yeterli ve dengeli beslenip beslenmediğinin
belirlenmesinde en önemli ölçütlerden biri sürgün
uzunluklarıdır. Yetersiz beslenmede sürgün gelişiminde
gerilemeler görülür.
Bitki besin elementlerini içeren gübreler organik ve inorganik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Organik gübreler:Ahır gübresi, yeşil gübre, kompost, kan ve kemik unu gibi bazı organik kökenli artıklardır. Bunlar toprağa besin elementi sağlamakla kalmayıp, ortamın fiziksel yapısının iyileşmesine, organik madde kapsamının ve mikroorganizma aktivitesinin artmasına da katkı yaparlar. Özellikle çiftlik gübresinin meyve ve sebze yetiştiriciliğinde geniş kullanım ve uygulama alanı bulunmaktadır.
İnorganik gübreler: Besin elementlerini tek
veya kombine olarak yüksek dozlarda içerirler
ve bitkinin ihtiyaç duyduğu elementin
eksikliğinin giderilmesinde kullanılırlar.
Meyve ağaçları, sebze ve asmaların en fazla ihtiyaç duydukları azot, fosfor ve potasyum elementleri ile diğer makro ve mikro elementleri tek veya kompoze olarak yer aldığı değişik ticari isimler altında gübreler bulunmakta ve bunlar ihtiyaca göre bitkilere uygulanmaktadır.
Meyve ağaçları ve asmaların kökleri
derinlerde olduğundan söz konusu gübrelerin
köklerin yakın bölgelerine uygulanması
gerekmektedir. Fosfor ve potasyumun
topraktaki hareketinin yavaş olması nedeniyle
bu gübreler ağaç taç iz düşümünde toprağın
20-25 cm derinliğine verilmekte, azotlu
gübrelerin çözünürlüğünün ve hareketinin hızlı
olmasından dolayı bu gübreler ise taç altına
toprak yüzeyine uygulanmakta, çapa veya
tırmıkla toprağa karıştırılmaktadır.
Sebze bahçelerinde çok yoğun bir yetiştiricilik programı uygulandığından bitki besin elementi ihtiyacının daha dikkatli karşılanması gerekmektedir. Sebzelerde kökler kısmen yüzeysel olduğundan gübre uygulamaları serpme veya sıra üzerine verilerek yada toprağa karıştırma şeklinde de yapılabilmektedir.
Gübreleme amacıyla kullanılan maddeler suda çözündürülmüş ya da sıvı olarak bitkinin topraküstü bölgesine (özellikle yapraklara) püskürtülerek uygulanabilmektedir. Yaprak gübrelemesi öncelikle sebzelerde olmak üzere, meyve ve bağ yetiştiriciliğinde de yoğun şekilde uygulanmaktadır.
Bahçe bitkilerinde modern yetiştirme teknikleri kapsamında yer alan ve oldukça yaygın kullanım alanı bulan damla sulama sistemi ile de gübre uygulamaları yapılmaktadır. Fertigasyon olarak bilinen bu yöntemde suda çözünebilir formdaki gübreler sulama suyuyla birlikte bitkilere verilebilmektedir.
Meyve Ağaçları ve Bağlarda Budama
Budama; meyve ağaçları ve bağlarda herhangi bir bitki organının kesilerek veya koparılarak bitkiden uzaklaştırılması işlemidir.
Terbiye: meyve ağaçları ve bağlarda yüksek ve kaliteli ürün elde etmek, sağlam bir çatı oluşumunu
sağlamak ve istenilen şekillerin verilmesi amacıyla fidan döneminden itibaren, dal seçimi, eğme, bükme,
tomurcuk ve sürgün alma, dalların gövdeyle yaptıkları açıların ayarlanması ve benzeri amaçla her yıl düzenli olarak yapılan uygulamalara denir. Meyvecilik ve
bağcılıktaki bu işlemler fidanlara genellikle 4-5 yıl sürekli tekrarlanarak uygulanmakta ve sonuçta ağaca istenilen şekil verilmiş olmaktadır.
BAHÇE BİTKİLERİNDE BUDAMA
Budamada kullanılan değişik makas tipleri
Meyve ağaçlarında ve bağlarda budama;
1- Kısa sürede verime yatırmak ve uzun süre verimde tutmak,
2- Kök ve toprak üstü organları arasında denge sağlamak,
3- Tacın düzgün olmasını sağlayarak, fotosentez için güneşlenmenin iyi olmasını ve yaprak alanının
artmasını sağlamak,
4- Verim ve kalitenin artmasını sağlamak,
5- Yaşlı ve verimden düşen ağaçlarda gençleştirme yapmak amaçları için uygulanmaktadır.
Budama kış dinlenme ve yaz gelişme dönemlerinde yapılabilir. Kışları sert geçen ve ilkbahar geç
donlarının görüldüğü yerlerde budamanın biraz
geciktirilmesi faydalıdır.
Meyve ağaçları ve asmaların fizyolojik özellikleri ve anatomik yapıları birbirinden oldukça farklı
olduğundan bunlara uygulanacak budama da gerek şekil ve gerekse yöntem yönünden birbirinden
oldukça farklıdır. Ancak meyvelerde ve bağlarda uygulanan budamayı amaçlarına göre genel olarak üçe ayırmak mümkündür.
a) Şekil budaması, b) Ürün budaması,
c) Gençleştirme budaması.
ŞEKİL BUDAMASI
Fidanlara genellikle bahçede esas yerlerine dikildikten sonra uygulanır.
Meyve ağaçlarının toprak üstü organı olan taca verilecek şekil ekolojik şartlara ve ağacın morfolojik yapısına göre değişir. Meyve ağaçlarına
verilen şekiller çok çeşitlidir. Ağaçlara hangi şekil verilirse verilsin şekil budamasının ana uygulama ilkeleri değişmez ve ağaçlara verilecek
şekil için yapılacak budamalarda özellikle şu noktalara dikkat edilir:
1) Fazla budanan fidanlar geç meyveye yatacakları için budamalar amaca en uygun şekilde yapılmalıdır.
2) Yan dallar oluşturulurken bunların gövde ile yapacakları açının gerekli genişlikte olmasına özen gösterilir. Dar açılı yan dallar ileride
meyve yüküne dayanamayarak kolaylıkla kırılır. Bundan başka dar açılı yan dalların verimliliği çok azdır. Bu nedenlerle dar açılı yan
dalların gövde ile iyi bir açı oluşturulabilmeleri için budama ile birlikte çatallar veya teller kullanılarak açılar genişletilmelidir.
3) Meyve ağaçlarına verilecek şekiller ekolojik bölgelere göre
değişmektedir. Bu nedenle ekolojik şartlara göre şekil seçimi yapmak gerekir.
Meyve ağaçlarında en yaygın - Goble,
- Doruk dallı, - Piramit ve
- Palmet terbiye şekilleri uygulanmaktadır.
Goble: Gövdeyle 45-60°’lik açı yapan genellikle 3 ana daldan oluşan ve çoğunlukla nemli bölgelerde uygulanan, orta kısmı açık, üstten görünümü vazoya benzeyen terbiye şekildir.
Doruk Dallı Şekil: Bu şekil yağış miktarı az, hava nispi nemi düşük ve ışıklanma şiddetinin yüksek olduğu bölgelerde tüm meyve tür ve çeşitleri için uygulanmaktadır. Bu şeklin gobleden tek farkı üç ana dalın ortasında bir doruk dalının bulunmasıdır.
Elma, armut, şeftali, kayısı, erik, kiraz, vişne gibi
meyve türlerine uygulanmaktadır.
Piramit Şekli: Dalların gövde üzerinde dağılışlarına göre
spiral ve katlı olmak üzere iki şekli vardır. Daha dikine
büyüme özelliğine sahip olan armut ve kiraz gibi meyvelere
uygulanır. Spiral piramitte dallar gövde üzerinde muntazam
olarak dağılmaktadır. Katlı piramitte ise üç dal bir araya
gelerek gruplaşmakta ve kat oluşturmaktadır.
Palmet Şekli: Bu şekilde, dallar bir düzlem
üzerinde yayılır. Dünyada değişik etkiler altında birbirinden farklı palmet sekileri geliştirilmiştir.
Yumuşak ve sert
çekirdekli meyvelerin çoğunda uygulanabilen palmet şekillerinden ülkemizde en yaygın olarak kullanılan; yatay veya meyilli palmettir.
İkisi arasındaki fark ana dalların gövde ile
yaptıkları açıdır. Meyilli palmette bu açı 45°-60°
iken, yatay palmette 90°'dir.
Ürün Budaması
Şekil verme işlemleri tamamlanan meyve
ağaçlarında verim ve gelişme arasındaki dengeyi sağlamak ve uzun süre devam ettirmek için verim budaması yapılır.
Verim budamasında; kuru, hastalıklı veya zayıflamış dallar dip kısımlarından
kesilerek uzaklaştırılır. İyi bir verim için yeterli sürgün
gelişimi ve yeni dalların oluşumu sağlanır, yaşlanan
meyve dalları çıkarılır, sürgün
ve meyve oluşumu arasında
denge teşkil edilir.
Verim budaması yaparken dikkat edilmesi gerekenler;
1) Meyve ağaçları yaşlandıkça veya sürgün gelişmeleri yetersiz olmaya başlayınca daha şiddetli budanmaları gerekir.
2) Ana dallar tek tek ele alınmalı, bunlar üzerinde dikine büyüyen birbiri üzerine gelen dallar var ise çıkartılmalıdır.
3) Ana veya yardımcı dallardan çıplaklaşmaya yönelenler kısa kesilerek boş yerlerde yeni dalların oluşturulmasına çalışılır.
4) Meyve dallarından bir kısmı özellikle yaşlı olanları kesilerek atılır.
5) Kuru, hastalıklı veya zayıflamış dallar diplerinden kesilerek çıkarılır.
6) Bir ana veya yardımcı dal üzerinde fazla miktarda meyve dalı oluşmuş ise bunlar arasında seyreltme yapılır.
7) Verim budamasında dal bükme ve eğmelerine yer verilmemeli dallar ancak bağ olarak kullanılmalıdır.
8) Meyve ağırlığı nedeni ile eğilerek açıları genişlemiş dallar diğer dallara bağlanarak eski hallerine getirilir.
Gençleştirme budaması
Bu budama ağaçlarda yeniden kuvvetli sürgünler oluşturarak yeni bir taç oluşması için yapılır. Böylece ağaçta verim yeniden arttırılacağı gibi meyve kalitesi de iyileştirilmiş olur.
Gençleştirme budaması yapılırken şu noktaların gözönünde tutulması gerekir:
1) İhtiyarlamış ve ekonomik ömrünü tamamlamış ağaçlarda gençleştirme budaması yapılmaz. Çünkü bunlar şiddetli budamanın etkisiyle iyice
güçten düşer ve çabucak ölür.
2) Gençleştirme budamasında dal kesimleri çok olduğundan değişik
meyve türlerinin bu şiddetli budamaya karşı dayanma güçleri dikkate alınır.
Bu bakımdan zeytinler başta gelir. Bunu dayanma derecesine göre armut, erik, elma, kayısı ve kirazlar izler.
3) Gençleştirme budamasında ekolojik şartların da büyük etkisi vardır.
Örneğin sıcak ve kurak iklimlerde ağaçların şiddetli budamalara karşı dayanmaları nemli iklimlere göre daha azdır. Aynı şekilde zayıf topraklar üzerinde yetişen meyve ağaçları şiddetli budamalara dayanamazlar.
Gençleştirme budamasında önce kurumuş, sık ve birbiri üzerine gelen dallar çıkarılır. Geri kalan dallarda da kısa budamalar yapılarak ağacın tacı küçültülmüş ve yeniden kuvvetli sürgün oluşumu sağlanmış olur. Gençleştirme yapılacak ağaçların ana dalları ve gövdeleri
üzerinde birçok obur dallar, kuvvetli sürgünler oluşur. Bunlardan yalnız yeni tacın oluşumu için gerekli olanlar bırakılır, diğerleri tamamen çıkartılır.
Gençleştirme yapılan meyve bahçelerinde ağaçlar şiddetli kesim sonucu zayıf düşeceğinden bahçe toprağı iyice işlenmeli ve bolca gübrelenmelidir.
Meyve ağaçlarına uygulanan budama yapılış zamanlarına göre kış ve yaz budaması olmak üzere ikiye ayrılır. Kış budaması meyve
ağaçlarının dinlenme döneminde yapılan budamadır. Yeşil budama olarak da tanımlanan yaz budaması ise yaz aylarında oluşan yeşil sürgünlerden bazılarını kesmektir. Yaz budaması, kış budamasını tamamlamak veya düzeltmek amacıyla yapıldığı gibi bazı
bölgelerde ışıklanmayı artırmak amacıyla da yapılır.
Sebzelerde Budama
Sebzelerde, meyve ve bağlar kadar yaygın olmamakla birlikte bazı budama ve terbiye işlemleri yapılmaktadır. Özellikle domates, hıyar ve kavunlarda 2 m yüksekliğe kadar çekilen ipe dayalı gövde oluşturulmaktadır. Bu sistemde domateste gövdedeki yaprak koltuklarından çıkan sürgünler koparılmakta ve bu işleme “koltuk alma”
denilmektedir.
Hıyar ve kavunda ise gövdedeki alt yaprak koltuğundaki sürgünler alınırken, daha üstteki sürgünlerin ikişer boğumdan uçları alınmakta ve bu boğumlarda meyve oluşmasına izin verilmemektedir. Üç sebze türünde de ipe alınan gövdeler istenilen uzunluğa ulaştıktan sonra gövdenin büyüme uçları koparılarak büyüme sınırlandırılmaktadır. Gövde ucunun bu şekilde koparılmasına “tepe alma” denilmektedir. Ayrıca sera sebzeciliğinde fonksiyonlarını yapmış ve görevini tamamlamış olan yaşlı yapraklar da koparılarak bitkinin alt bölgesinin havalanması ve güneşlenmesi sağlanmaktadır. Seralarda biber ve patlıcanlarda bitkilerdeki dalların bir kısmı çıkarılarak çok yaygın bir habitus oluşturulur.
Açıkta yetiştirilen bazı domates, fasulye ve bezelye çeşitlerinin ise yerde sürünmelerine izin verilmeden tel, ip veya sırık kullanılarak yüksek boylu yetiştiricilik
Bahçe bitkilerinde tüm yapılan teknik ve kültürel uygulamalar eksiksiz yerine getirilse bile hastalık ve zararlılarla etkin bir mücadele zorunludur. Aksi durumda yetiştiricilik için yapılan tüm emek ve masraflar boşa gidebilir. Diğer kültür bitkilerinde olduğu gibi bahçe bitkilerinde de bir kısım böcek, bakteri, mantar (fungus), virüs vb. canlılar bitkilerin toprak altı, toprak üstü organlarıyla meyvelerine zarar vermektedir.
Hastalık ve zararlılar bitkilerde verim ve gelişme kayıpları oluştururken, meyvelerde ise kalite kaybına neden olmaktadır.
Bahçe bitkilerindeki hastalık ve zararlı etmenleriyle uygun yöntemler kullanılarak mutlaka mücadele edilmelidir.
Ancak seçilecek mücadele yönteminde çevre ve insan sağlığı öncelikle dikkate alınmalıdır. Tarımsal mücadele gerçekten zor ve pahalı bir işlemdir.
BAHÇE BİTKİLERİNDE TARIMSAL MÜCADELE
Bahçe bitkilerinde hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadelede genellikle 3 yöntem kullanılmaktadır.
1. Mekanik mücadele: Hastalık veya zararlının bulunduğu bitki
materyali toplanır, kesilir, toprağa gömülür veya yakılır. Ayrıca, zararlılar doğrudan bitki üzerinden toplanabilir, öldürülebilir veya davranışları bozulabilir.