• Sonuç bulunamadı

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GÖLLER BÖLGESİNDE DOĞAL OLARAK YETİŞEN SOĞANLI BİTKİLERİN PEYZAJ MİMARLIĞINDA KULLANIMI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GÖLLER BÖLGESİNDE DOĞAL OLARAK YETİŞEN SOĞANLI BİTKİLERİN PEYZAJ MİMARLIĞINDA KULLANIMI"

Copied!
89
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GÖLLER BÖLGESİNDE DOĞAL OLARAK YETİŞEN SOĞANLI BİTKİLERİN PEYZAJ MİMARLIĞINDA KULLANIMI

Naşit KILIÇASLAN

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Şirin DÖNMEZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI ISPARTA - 2016

(2)

© 2016 [Naşit KILIÇASLAN]

(3)
(4)

TAAHHÜTNAME

Bu tezin akademik ve etik kurallara uygun olarak yazıldığını ve kullanılan tüm literatür bilgilerinin referans gösterilerek tezde yer aldığını beyan ederim.

Naşit KILIÇASLAN

(5)

i İÇİNDEKİLER

Sayfa

İÇİNDEKİLER ... i

ÖZET ... iii

ABSTRACT ... iv

TEŞEKKÜR ... v

ŞEKİLLER DİZİNİ ... vi

ÇİZELGELER DİZİNİ ... vii

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ... viii

1. GİRİŞ... 1

2. KAYNAK ÖZETLERİ ... 4

2.1. Geofitin Tanımı ... 4

2.2. Geofit Çeşitleri ... 6

2.2.1. Soğanlı bitkiler ... 6

2.2.2. Yumrulu bitkiler ... 8

2.3. Soğanlı Bitkilerin Genel Karakteristik Özellikleri ... 9

2.4. Soğanlı Bitkilerin Kullanım Alanları ... 10

2.4.1. Kesme çiçekçilikte kullanımı ... 10

2.4.2. Tıbbi ve aromatik olarak kullanım ... 11

2.4.3. Gıda sektöründe kullanımı ... 11

2.4.4. Süs bitkisi olarak kullanım ... 11

2.5. Soğanlı Bitkilerin Peyzaj Mimarlığında Kullanımı ... 12

2.5.1. Bordür bitkilendirmeleri ... 16

2.5.2. Çim alan bitkilendirmeleri ... 17

2.5.3. Doğal ve yapay göller, havuzlarda kullanımları ... 18

2.5.4. Kaya bahçelerinde kullanımları... 18

2.5.5. Yaprak döken ağaç ve çalılarla birlikte kullanımları ... 19

2.5.6. Çiçek parterlerinde kullanımları ... 20

2.5.7. Büyük saksılarda kullanımları ... 21

2.5.8. Yer örtücü bitkilerle birlikte kullanımları ... 22

2.5.9. Sergileme ve gösteri amaçlı kullanımları ... 23

2.5.10. Koku bahçelerinde kullanımları ... 23

2.6. Soğanlı Bitkilerin Üretim Yötemleri ... 24

2.6.1. Genaratif üretim ... 24

2.6.2. Vejatatif üretim ... 25

2.6.2.1. Ana soğanın yanında oluşan yavru soğanlar ile üretim ... 25

2.6.2.2. Soğanda çapraz kesim yöntemi ile üretim (cross cutting) .... 27

2.6.2.3. Soğanın bölünmesi (dilimlere ayırma) yöntemi ile üretim 27 2.6.2.4. Soğan pulları ile üretim (scaling) ... 28

2.6.2.5. Soğanı ikişerli pullarına ayırma yöntemi ile üretim (twin-scaling) ... 29

2.6.2.6. Soğanda merkez çıkartma ve soğan tabanının oyulması ... 30

2.6.2.7. Koltukaltı yavru soğanlar (havai gövde soğancıkları)ile üretim ... 30

2.6.2.8. Doku kültürü ile üretim (micropropagation) ... 31

2.7. Yetişme Ortamı İstekleri ... 32

2.8. Dikim ve Bakım Teknikleri ... 34

2.9. Türkiye’ den Soğanlı Bitki Bahçesi Örnekleri ... 36

(6)

ii

2.9.1. Kuleli soğanlı bitkiler parkı ... 36

2.9.2. Nezehat Gökyiğit botanik bahçesi soğanlı bitkiler koleksiyonu 38 2.9.3. Saklı bahçe soğanlı bitki koleksiyonu ... 39

2.9.4. Yalova geofit bahçesi ... 40

3. MATERYAL VE METOD ... 41

3.1. Materyal ... 41

3.1.1. Göller bölgesinin coğrafik konumu ... 41

3.1.2. Göller bölgesinin iklimsel özellikleri ... 42

3.1.3. Göller bölgesinin toprak yapısı ... 43

3.1.4. Göller bölgesinin bitki örtüsü ... 44

3.2. Metod ... 44

3.2.1. Göller bölgesinde yetişen soğanlı bitkilerin belirlenmesi ve peyzaj mimarlığında kullanımının değerlendirilmesi ... 45

3.2.1.1. Çiçeklenme zamanı ... 45

3.2.1.2. Gösterişli çiçek ... 45

3.2.1.3. Kokulu olma özelliği ... 45

3.2.1.4. Endemiklik ... 46

3.2.1.5. Toprak toleransı yüksekliği ... 46

3.2.1.6. Gölge ve yarı gölgeye dayanımı ... 46

3.2.1.7. Doğal ve yapay su kenarlarında kullanımı ... 46

3.2.1.8. Çiçek parterlerinde kullanımı ... 47

3.2.1.9. Sergi ve gösteri amaçlı kullanımı ... 47

3.2.1.10. Kaya bahçelerinde kullanımı... 47

3.2.1.11. Tıbbi ve aromatik olarak kullanımı ... 47

3.2.1.12. Bordür kulanımı ... 48

3.2.2. Peyzaj mimarlığında kullanımı yüksek olan bitkilerin belirlenmesi ve çiçeklenme takviminin oluşturulması ... 48

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ... 49

4.1. Peyzaj Mimarlığında Kullanılan Soğanlı Bitkilerin Analizi ... 49

4.2. Peyzaj Mimarlığında Kullanılan Soğanlı Bitkilere Ait Çiçeklenme Takvimi ... 59

5. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 66

KAYNAKLAR ... 69

ÖZGEÇMİŞ ... 77

(7)

iii ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

GÖLLER BÖLGESİNDE DOĞAL OLARAK YETİŞEN SOĞANLI BİTKİLERİN PEYZAJ MİMARLIĞINDA KULLANIMI

Naşit KILIÇASLAN

Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı Danışman: Yrd. Doç. Dr. Şirin DÖNMEZ

Bu çalışmada göller bölgesinde doğal olarak yetişen soğanlı bitki türleri tespit edilmiş ve bu türlerin peyzaj mimarlığında kullanım olanaklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda göller bölgesinde yapılmış olan floristik çalışmaların değerlendirilmesi sonucunda 64’ü endemik 209 soğanlı bitki türünün olduğu saptanmıştır. Bu bitkiler peyzaj mimarlığında kullanım şekillerine göre toplam 11 paremetre (endemik olup olmadıkları, gösterişli çiçek, hoş koku, tıbbi ve aromatik kullanım, gölge ve yarı gölgeye dayanım, çiçek parterinde kullanımı, toprak toleransı yüksek, bordür kullanımı, doğal ve yapay su kenarları kullanımı, sergi ve gösteri amaçlı kullanımı, kaya bahçelerinde kullanım) üzerinden değerlendirilmiştir. Bu parametrelerin sonucunda peyzaj mimarlığında kullanımı ön görülen 5 ve üzeri özelliğe sahip olan 33’ü endemik 118 bitki saptanmıştır. Bu bitkilere ait bir çiçeklenme takvimi oluşturularak, bitkisel tasarım uygulamalarında yıl boyunca çiçekli kalabilen soğanlı bitki bahçelerinde kullanılabilecek türlere ait öneriler geliştirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Göller bölgesi, soğanlı bitki, peyzaj tasarımı, bitkisel tasarım.

2016, 77 sayfa

(8)

iv ABSTRACT M.Sc. Thesis

UTILIZATION OF BULBOUS PLANTS IN LANDSCAPE ARCHITECTURE GROWING LAKES REGİON IN TURKEY

Naşit KILIÇASLAN Süleyman Demirel University

Graduate School of Applied and Natural Sciences Department of Landscape Architecture Supervisor: Asst. Prof. Dr. Şirin DÖNMEZ

In this study, aimed to determine, how to growing the bulbous plants in naturally the Lake region and the possibilities of use in landscape architecture.

In this context, it was found 209 bulbous and 64 endemic plants identified in the floristic studies that has been done in the Lake region. These plants have been evaluated at a total of 11 parameters (it is or not endemic, ornamental flowers, fragrance, medicinal and aromatic use, shade and resistance to semi-shade, use the flower beds, soil tolerance is high, median-use, natural and artificial water's edge use, exhibition and demonstration purposes, the rock for use in the garden) based on their use in landscape architecture. Consequently it was determined 118 plant species which 33 of them are endemic heaving 5 or more properties. Creating a calendar of these flowering plants belonging to the species proposal can be used in flowering bulbous plants, that remain throughout the all year in the vegetable garden desing applications have been developed.

Keywords: Lake region, bulbous plant, landscape design, planting design.

2016, 77 pages

(9)

v TEŞEKKÜR

Tez çalışması boyunca her zaman destek ve hoşgörüsü ile yanımda olan, çalışma azmini ve disiplini örnek aldığım değerli danışman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr.

Şirin DÖNMEZ’e ve her türlü bilgi, birikim ve tecrübesi ile bana destek veren hocam Sayın Doç. Dr. Mehmet TOPAY’a gönülden teşekkür ederim.

Bu süreçte her türlü kaynağını benimle paylaşan hocalarım Sayın Doç. Dr.

Mehmet Akif IRMAK, Sayın Yrd. Doç. Dr. Burçin EKİCİ’ye, Yrd. Doç. Dr. Zühal DİLAVER’e teşekkürlerimi sunarım.

Tez çalışmamda yanımda olan yardımlarını hiçbir zaman esirgemeyen değerli arkadaşım ve dostum Araş. Gör. Mert ÇAKIR’a ve Nur Banu ÖZKARTAL’a teşekkür ederim.

Tezimin her aşamasında beni yalnız bırakmayan aileme ve arkadaşlarıma sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım.

Naşit KILIÇASLAN ISPARTA, 2016

(10)

vi ŞEKİLLER DİZİNİ

Sayfa Şekil 2.1. Tulipa spp. Pul dokusunun yenilenmesinden oluşan bir

kabuklu (tunik) soğan örneği. Boyuna kesit, soğan sonbaharda dikildikten kısa bir süre sonraki gelişme aşamasını

göstermektedir………..……….. 7

Şekil 2.2. Lilium spp. Çok yıllık pul dokusundan oluşan bir kabuksuz (tunikasız) soğan örneği. Sökülmüş soğanın dış görünüşü (solda); gelişmenin çiçeklenme devresinden sonraki boyuna kesiti (sağda) ... 7

Şekil 2.3. Yavru oluşturmuş lale soğanları ... 9

Şekil 2.4. Bordür bitkilendirme örnekleri ... 17

Şekil 2.5. Çim alan bitkilendirme örneği ... 17

Şekil 2.6. Doğal ve yapay göller, havuzlarda kullanım örneleri ... 18

Şekil 2.7.Kaya bahçelerinde kullanım örneği ... 19

Şekil 2.8. Yaprak döken çalı ve ağaçlarla birlikte kullanım örnekleri ... 19

Şekil 2.9. Soğanlı bitkilerin çiçek parterlerinde kullanım örnekleri ... 21

Şekil 2.10. Soğanlı bitkilerin büyük kaplarda kullanım örnekleri ... 21

Şekil 2.11. Yer örtücü bitkilerle birlikte kullanım örneği ... 22

Şekil 2.12. Soğanlı bitkilerin sergileme ve gösteri amaçlı kullanım örnekleri ... 23

Şekil 2.13. Soğanlı bitkilerin koku bahçelerinde kullanım örnekleri ... 24

Şekil 2.14. Yedikule soğanlı bitkiler bahçesinden örnekler ... 37

Şekil 2.15. NGBB Soğanlı bitki koleksiyonları ... 39

Şekil 2.16. ÇOMÜ, Saklı bahçeden bir görünüş ... 39

Şekil 3.1. Göller bölgesindeki çalışma alanını belirten harita görüntüsü ... 42

(11)

vii ÇİZELGELER DİZİNİ

Sayfa Çizelge 2.1. Soğanlı ve yumrulu gruplar olarak geofitlerin

sınıflandırılması ... 5 Çizelge 2.2. Bazı geofit cins ve türlerinin çiçek renkleri, çiçeklenme

zamanları ve bitki boyları ... 13 Çizelge 2.3. Bazı geofit cinslerinin dikim zamanları ve dikim derinlikleri .... 35 Çizelge 4.1. Göller bölgesinde yetişen soğanlı bitkiler ve peyzaj

mimarlığında kullanımı açısından değerlendirilmesi ... 50 Çizelge 4.2.Peyzajda kullanım kriterleri yüksek olan bitkilere ait

çiçeklenme takvimi ... 60

(12)

viii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ

CBB Çanakkale Botanik Bahçesi

cm Santimetre

IUCN Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması için Uluslararası Birlik- Uluslararası Doğayı Koruma Birliği

km2 Kilometrekate

m Metre

NGBB Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi

pH Hidrojen iyon konsantrasyonunun ters logaritması

sp. Tür

subsp. Alt tür

TÜBİVES Türkiye Bitkileri Veri Servisi var. Varyete

yy Yüzyıl

oC Santigrad derece

% Yüzde oran

(13)

1 1. GİRİŞ

Peyzaj düzenleme çalışmalarının önemli bir unsuru olan bitkiler, yaşanan ve yaşayabilen mekânların oluşturulmasında kullanılanmaktadır. Bitkiler yeşil alanların ana yapı elemanları olarak fonksiyonel, estetik ve ekolojik yönden önemli bir çok görevi yerine getirirler. Bu bağlamda kurakçıl peyzaj akımının giderek yaygınlaştığı günümüzde bitkilendirme çalışmalarında alışılmış kültür bitkilerinin yerine doğal bitkilerin kullanımı artmaya başlamıştır. Doğal türlerin alternatif olarak kullanımları, çeşitliliği artırarak bitkisel açıdan hareketliliği de beraberinde getirmektedir. Bölgenin doğal bitki örtüsünden yararlanmak, bitkisel tasarımı estetik ve fonksiyonel olarak etkili kılmakta ve etkileyici ve farklı formların bir arada kullanılması suretiyle etkin bir bitkilendirme yapılabilmektedir (Seyidoğlu, 2009).

Türkiye, doğal bitki zenginliği açısından, dünyada ılıman iklim kuşağındaki ülkelerin ilk sıralarında yer almaktadır. İklim farklılıkları, topoğrafik çeşitlilikler, jeolojik ve jeomorfolojik çeşitlilikler, deniz, göl, akarsu gibi değişik su ortamı çeşitlilikleri, 0-5000 m’ler arasında değişen yükseklik farklılıkları, üç değişik bitki coğrafya bölgesinin birleştiği bir yerde oluşu gibi birçok ekolojik çeşitliliğin, floristik çeşitliliğe yansıması bu zenginliğin sebepleridir (Ekim, 2005).

Türkiye florasında yaklaşık 12500 kadar bitki taksonu yer almakta ve bu sayının 1/3’ ünü endemik bitkiler oluşturmaktadır (Duman, 2010). TUBİVES kayıtlarına göre, Türkiye‘de halen 11 familyada 73 cinse ait 816 geofit taksonu tespit edilmiştir. Bu bitkiler genel olarak Güneybatı Ege, Karadeniz Bölgesi, Akdeniz Bölgesi ve Toroslarda yayılış göstermektedir (Şekeroğlu, 2012). Geofitler dünyanın hemen hemen her yerinde vardır ama çoğunun kökeni Akdeniz havzasıdır (Koyuncu ve Ekim, 1992; Seyidoğlu, 2009). Yapılan floristik çalışmalarla gerek geofitlerin ve gerekse diğer grup bitkilerimizin sayısı yıldan yıla artış göstermektedir (Koyuncu ve Alp, 2014).

(14)

2

Buna rağmen biyolojik zenginliklerimiz genelde çevre koşullarının bozulması ve ticari amaçlarla doğadan aşırı toplamalar nedeniyle tehlike altında bulunmaktadır. Aynı zamanda artan nüfus ve şehirleşme tarla açma ve aşırı otlatma, zirai mücadele ilaçlarının kullanılması, turizm faaliyetlerinin artması, orman yangınları, karayollarının yol genişletme veya yeni yol açma faaliyetleri, maden ocakları, fabrikalardan çıkan zehirli gazlar, baraj, göl, sulama tesisi inşaatları, amatör botanikçiler ve izinsiz toplayıcılarda floristik zenginliklerimizi tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır (Seyidoğlu, 2009).

Diğer yandan Anadolu’nun birçok yeri farklı iklim özellikleri ile geofitlerin yetişmesi için uygun yaşam ortamları sunmasından dolayı Avrupa park ve bahçelerinde kullanılan geofitlerin kaynağı Anadolu dağlarıdır. Yurt dışında uzun yıllardan beri peyzaj düzenlemelerinde kullanımları oldukça yaygın olmasına rağmen ülkemizde geofitler önemi henüz anlaşılmaya başlanmış ve son yıllarda peyzaj düzenlemelerinde kullanımında artış görülmüştür (Seyidoğlu, 2009).

Geofit terimi ilk defa Danimarkalı botanikçi Christian Raunkier tarafından kullanılmıştır (Ekim ve Koyuncu, 1992). Geofitler, tohumlu bitkilerden (Spermatophyta) kapalı tohumlular (Angiospermae) içerisinde yer alırlar. Bu grup monokotiledon (tek çenekli) ve dikotiledon (çift çenekli) türleri içerir ve bunlarda soğanlı ve yumru bitkiler olmak üzere iki guruba ayrılırlar (De Hertogh ve Le Nard, 1993; Onat,2012). Genellikle geofitler çiçek soğanları olarak adlandırılırlar. Birçok araştırıcı tarafından bunlar gerçek soğan, soğan, yumru, korm (soğanımsı yumru) vb. olarak gruplara ayırmışlardır. Fakat soğan terimi; soğanlı, yumrulu, rizomlu olsun tüm geofitler için uygun bir terim olmaktadır. Bu nedenle geofitler soğanlı bitkiler olarak adlandırılmaktadır (De Hertogh ve Le Nard, 1993; Zencirkıran, 2002).

Geofit bitkiler genel olarak Liliaceae, Amaryllidaceae, Ranunculaceae, Iridaceae, Primulaceae, Araceae, Geraniaceae ve Orchidaceae familyalarında yer almakta ve büyük çoğunluğu, ekonomik ve tıbbi önemi olan türler içermektedir (Baytop, 1999; Başköşe vd., 2012).

(15)

3

Türkiye, soğanlı, rizomlu, tuberli, bitki türleri açısından çok zengindir. Doğal bitkiler açısından dünyanın en zengin ülkelerinden birisidir. Yılın büyük bölümünü toprak altında soğan, tuber ve rizom halinde geçiren, geofit (yer bitkileri) ya da kriptofit (saklı bitkiler) olarak bilinen bitkilerde ülkemizdeki floristik zenginliğin önemli bir parçasını oluştururlar. Bunların bazıları erken ilkbaharda, bazıları sonbaharda açan gösterişli renkli çiçekleri, zarif duruşları ve hoş kokularıyla dikkatleri üzerine çekmektedir (Arslan, 1998; Selvi, 2005).

Türkiye florasında bulunan, İstanbul'daki “Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi”,

“Üsküdar Belediyesi Botanik Bahçesi” ve “Soğanlı Bitkiler Parkı” geofit türlerinin tanıtılması ve peyzaj düzenlemelerinde kullanılmasını amaç edinen bahçelere örnek verilebilir. Bu yerlerde sergilenen geofit türleri, ya büyük kaplar içerisinde ya da kaya bahçeleri, bordür düzenlemeleri, parterler ve diğer ağaç ve çalı türleri ile kullanımları gibi farklı uygulamalar şeklinde sergilendikleri görülmektedir.

(16)

4 2. KAYNAK ÖZETLERİ

2.1. Geofitin Tanımı

Geofitler, toprak üstü organları büyüme mevsiminde gelişimini tamamladıktan sonra kuruyarak ölmesine rağmen, yaşamlarını toprak altında sürdürebilecek organlara sahip olan iki veya çok yıllık bitkilerdir. Geofitlerin toprak altında gıda maddelerini depo etmek üzere değişerek özel bir durum almış gövdelerdir.

Toprak altı organlarının öncelikli fonksiyonu, besin maddelerini, gıda kaynaklarını ve nemi, mevsimsel gelişme ve büyüme için depolamak ve türlerin yaşamasını sağlamaktır. Bu gövdeler her yıl merkezlerine yakın kısımlarından sürgün vererek çiçeklenirler. Türlere özgü olmakla birlikte dinlenme periyoduna gerek duymaktadırlar. Doğal olarak yetişebilmeleri için vejetasyon ve dinlenme periyotlarının birbirini izlemesi gerekmektedir (Altan vd., 1984;

De Hertogh ve Le Nard, 1993; Zencirkıran, 2002).

Geofitler, tohumlu bitkilerden (Spermatophyta) kapalı tohumlular (Angiospermae) içerisinde yer alırlar. Bu grup monokotiledon (tek çenekli) ve dikotiledon (çift çenekli) türleri içerir ve bunlarda soğanlı ve yumru bitkiler olmak üzere iki guruba ayrılırlar (Çizelge 2.1) (De Hertogh ve Le Nard, 1993).

Genellikle geofitler çiçek soğanları olarak adlandırılırlar. Birçok araştırıcı tarafından bunlar gerçek soğan, soğan, yumru, korm (soğanımsı yumru) vb.

olarak gruplara ayırmışlardır. Fakat soğan terimi; soğanlı, yumrulu, rizomlu olsun tüm geofitler için uygun bir terim olmaktadır (De Hertogh ve Le Nard, 1993; Zencirkıran, 2002).

(17)

5

Çizelge 2.1. Soğanlı ve yumrulu gruplar olarak geofitlerin sınıflandırılması (De Hertogh ve Le Nard, 1993)

GRUP TİP ALTSINIF TÜR

Dikotiledon Oxalis cernua

Allium türlerinin çoğu, Amaryllis belladona, Camassia, Chionodoxia, Endymion, Eucharis, Eucomis, Fritillaria, Galanthus, Galtonia,

Gerçek Haemanthus, Hippeastrum, Hyacinthus, Hymenocallis, Iris hollandica, Iris reticulata, Iris xiphiodes,

soğanlar Monokotiledon

Ixiolirion, Lachenalia, Leucojum, A.Soğanlılar

Lycaris, Lilium türlerinin çoğu, grubu

Muscari, Narcissus, Nerine, Ornithogalum, Polianthes, Pusckinia, Scilla, Tulipa, Urgenia, Zephyranthes

Soğanımsı Dikotiledon Liatris

Acidanthera, Babiana, Colchicum, Crocosmia,

yumru

Monokotiledon

Crocus, Erythranium, Freesia, Gladiolus, Ixia,

(Corm)

Sparaxis, Tigrida, Triteleria Yumru Dikotiledon Bazı Anemone türleri, Eranthis

Caladium, Gloriosa, Zantedeschia türlerinin

(Tuber) Monokotiledon

coğu.

Yumrukök Dikotiledon

Astilbe, Dahlia, Eremurus, Bazı Oxalis türleri,

Ranunculus (Tuberous)

Monokotiledon Hemerocallis

B.Yumrulular Dikotiledon Achimenes, bazı Anemone türleri, bazı Oxalis türleri

Bazı Allium türleri, Agapanthus, Alstroemeria,

Anigozanthus, Canna, Clivia, Convallaria, grubu

Bazı Iris türleri, Bazı Lilium türleri, Scadoxus,

Monokotiledon

Rizom Zantedeschia aethiopica.

Genişletilmiş Dikotiledon Begonia (yumrulu hibritler), Cyclamen, Gloxinia

hipokotil

Monokotiledon ---

(18)

6

Soğanlı, rizomlu, yumrulu bitkilerin gövde, yaprak, çiçek gibi toprak üstü organları, gelişme mevsimini tamamladıktan sonra kuruyarak, yaz aylarında yaşamlarını toprak altında soğan, soğanımsı gövde (corm), yumru ve rizom şeklindeki depo organları ile devam ettirirler (Altan, 1985; Aksu vd., 2002;

Zencirkıran, 2002). Geofit olarak da adlandırılan bu bitkilerin soğan, yumru ve rizomları tıbbi bitki olarak eskiden beri kullanılmış, ayrıca güzel çiçekleri ile süs bitkisi olarak değerlendirilmiştir (Yazgan vd., 2005; Kahraman, 2014).

2.2. Geofit Çeşitleri

Geofit çeşitleri soğanlı ve yumru bitkiler olmak üzere iki guruba ayrılırlar.

A. Soğanlı Bitkiler

Soğanlı bitkiler, toprak altı yapılarına göre, gerçek soğanlılar ve soğanımsı yumru (corm) olmak üzere ikiye ayrılmaktadırlar.

Soğan, morfolojik açıdan, bazal plaka olarak adlandırılan ve bir veya daha fazla apikal meristemi olan, birçok pullarla bütünleşmiş kısa bir gövdeye sahip, tepesinde bir büyüme konisi veya çiçek taslağı bulunan, özelleşmiş bir toprak altı organıdır. Aynı zamanda bazal plaka adventif kökleri de içermektedir. Pullar ise gerçek soğanlarda başlıca depo organlarıdır. Türlere bağlı olarak, pullar ya genişlemiş yaprak bazalları veya genişlemiş pul yapraklar şeklinde olabilirler (Şekil 2.1 ve Şekil 2.2).

(19)

7

Şekil 2.1. Tulipa spp. Pul dokusunun yenilenmesinden oluşan bir kabuklu (tunik) soğan örneği. Boyuna kesit, soğan sonbaharda dikildikten kısa bir süre sonraki gelişme aşamasını göstermektedir(Hartmann, H.T.

and Kester, D.E. Plant Propagation, Principles and Practices'den.)

Şekil 2.2. Lilium spp. Çok yıllık pul dokusundan oluşan bir kabuksuz (tunikasız) soğan örneği. Sökülmüş soğanın dış görünüşü (solda); gelişmenin çiçeklenme devresinden sonraki boyuna kesiti (sağda)

(Hartman/Kester'den)

Soğanımsı yumru (Corm) ise, üzerinde dağılmış boğumlar ve boğum araları içeren genişlemiş bir gövdedir (bazal plaka). Soğanlardaki gibi pul şeklinde değildir. Bazal plaka birçok kabuk ile bütünleşmiş olup yayılıcı kök tomurcukları içermektedir. Soğanımsı yumrularda depo organı bazal plakadır. Soğanımsı

(20)

8

gövdenin tepesinde sonradan yaprakları ve çiçek sürgününü oluşturacak tepe sürgünü tomurcuğu yer almaktadır.

Küçük soğanımsı yumrular, kormel veya kormlet olarak tanımlanmaktadır.

Gladiolus, Freesia, Liatris, Cyclamen gibi cinseler soğanımsı yumru özelliğine sahip geofitlerdir. Soğanımsı yumruların birçoğu monokotiledon olmasına rağmen, Liatris cinsi ise dikotiledondur (Rees, 1992; De Hertogh ve Le Nard, 1993; Onat, 2012).

2.2.2. Yumrulu Bitkiler

Yumrulu bitkiler grubu, toprak altı yapılarına göre, yumru, yumru kök, rizom, ve genişlemiş hipokotil olmak üzere dört sınıfa ayrılmaktadır. Yumrulu bitkilerin birçoğu dikotiledondur, fakat Alstroemeria ve Convallaria monokotiledondur.

Yumru, bir veya daha fazla apikal göze sahip genişlemiş bir gövde dokusundan meydana gelen bir toprak altı organıdır. Yumrunun dip kısımlarında kök tomurcukları gelişmiş durumdadır. Yumrunun kesitinde, soğanlardaki gibi halka halinde tabakalar görülmez. Genellikle her yönden kök sürme yeteneğine sahiptir (Rees, 1992; De Hertogh ve Le Nard, 1993; Seyidoğlu, 2009).

Yumru kök, kök dokusunun genişlemesiyle oluşan bir toprak altı organıdır. Bir veya daha fazla apikal meristem sürgünü içeren bir gövde tacına sahiptir. Kök tomurcukları genişlemiş kökün dip kısmında meydana gelmektedir. Birçoğu dikotiledon olmasına rağmen, Hemerocallis cinsi monokotiledondur (Rees, 1992; De Hertogh ve Le Nard, 1993; Seyidoğlu, 2009).

Rizom, üzerinde boğum ve boğum araları bulunan, etli bir yapıya sahip, yatay olarak büyüyen, özelleşmiş bir gövde olan toprak altı organıdır. Genellikle sürgün ve köklerin tamamı gövdeye dik olarak gelişmektedir (Rees, 1992; De Hertogh ve Le Nard, 1993).

Genişlemiş Hipokotil, depo organı hipokotilin genişlemesinden meydana gelen bu tip, genellikle yumru olarak adlandırılır. Çok az türde başlıca depo organı

(21)

9

genişlemiş hipokotil dokusudur. Yumru Begonia ve Cyclamen gibi dikotiledonlar bu grupta yer almaktadır (De Hertogh ve Le Nard, 1993; Onat, 2012).

2.3. Soğanlı Bitkilerin Genel Karakteristik Özellikleri

Soğanlı bitkiler, sadece tohum ile üretilmeyen, toprak altındaki depo organlarıyla da üretilen bitki grubudur. Toprak altındaki depo organların ilk görevi, büyüme ve gelişme için gerekli olan karbonhidratlar, nem vb depolayarak olumsuz hava koşullarında bitkinin hayatta kalmasını garanti altına almaktır. Soğan, yeraltında depo organına sahip bitkileri tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Soğanlı bitkiler sahip oldukları özelleşmiş depo organlarına göre; soğanlı, yumrulu, kormlu, rizomlu bitkiler şekline sınıflandırılır. Bu bitki grubuna aynı zamanda geofit denir (Seyidoğlu, 2009;

Onat, 2012).

Genelde soğanlı bitkiler; morfolojik olarak kökler, yaprak ve gövde olmak üzere üç temel gruba ayrılır (Şekil 2.4). Gövde, yaprak ve çiçek olarak tanımlanan ve toprak üstünde bulunan bitkinin bu kısımlarına üst aksam denir. Soğanlı bitkilerin genel olarak besin, baharat ve süs bitkisi halinde kullanımı çok eskilere dayanmaktadır. Soğanlı bitkilerin süs bitkisi olarak kullanımı, kesme çiçek, saksılı ve dış mekanlarda olmak üzere farklılık göstermektedir (McHoy, 2008).

Şekil 2.3. Yavru oluşturmuş lale soğanları

(22)

10

Soğanlı bitkiler, hemen hemen her mevsim çiçek açabilmeleri ile birlikte genel olarak sonbaharda dikilen ve baharda çiçeklenen “güz soğanlıları” ve ilkbaharda dikilen ve yazın çiçeklenen “bahar soğanlıları” olarak iki gruba ayrılmaktadır.

Soğanlı bitkilerin birçoğu ilkbaharda çiçeklenirler, dikime ve iklime bağlı olarak şubat başından mart hatta hazirana kadar bile çiçekli kalabilmektedirler.

Soğanlı bitkiler çoğunlukla güzel, renkli ve gösterişli çiçeklere sahip olmaları, güzel kokuları, ekolojik toleranslarının geniş olmasından kolay yetiştirilebilmeleri ve toprağa dikildikten çok kısa bir süre sonra çiçek vermeleri nedeniyle tercih edilen türleridir (Halevy, 1990; Akan vd., 2005; Onat 2012).

2.4. Soğanlı Bitkilerin Kullanım Alanları

Soğanlı bitkilerin kullanım alanları; bazı soğanlı bitkilerin çiçekleri için olabildiği gibi bazı soğanlı bitkilerin de yaprakları için kullanılan kesme çiçekçilik, tıbbi ve aromatik olarak kullanım, gıda sektörü ve süs bitkisi olarak kullanımı olmak üzere 4 e ayrılabilmektedir.

2.4.1. Kesme çiçekçilikte kullanım

Kesme çiçek yetiştiriciliği dünyada 20. yüzyılın başında önem kazanmaya başlamış ve günümüzde birçok ülkede ticari bir faaliyet alanı haline gelmiştir.

Türkiye’de de 1940 yıllarda İstanbul ve çevresinde çok küçük alanlarda başlayan kesme çiçek üretimi, 1975 yılından itibaren İzmir’de, 1985 yılından itibaren de Antalya’da yapılmaya başlamıştır (Karagüzel vd., 2001; Kazaz vd., 2008). Önceleri sadece Marmara, Ege ve Akdeniz olmak üzere sadece 3 bölgeyle sınırlı kalan kesme çiçek üretimi zamanla diğer bölgelerde de yaygınlaşmaya başlamış ve günümüzde 7 bölgede de yapılır hale gelmiştir. Bu durum kesme çiçeklere süs bitkileri sektörü içinde önemli bir faaliyet alanı olma özelliğini kazandırmıştır (Kazaz vd., 2013). Kesme çiçekçilikte kullanılan soğanlı bitkiler;

Fresia, Glayöl, Tulipa, Lilium, Hyacinthus ve bi türler örnek gösterilebilmektdir.

(23)

11 2.4.2. Tıbbi ve aromatik olarak kullanım

Tıbbi bitkilerin tanımını tam olarak yapmak mümkün değildir. Günümüzde

“tıbbi” ve “aromatik” bitkiler terimi genellikle birlikte kullanılmaktadır. Tıbbi ve aromatik bitkiler, hastalıkları önlemek, sağlığı sürdürmek veya hastalıkları iyileştirmek için ilaç olarak kullanılan bitkilerdir.

Tıbbi ve aromatik bitkiler kozmetik ve parfümeri sektöründe geniş kullanım alanı bulunmaktadır. Bitkisel ilaçların orijinal materyali genellikle tıbbi bitkiler grubuna dahildir. Bitkisel ilaç, işlenmemiş ya da islenerek bir veya daha fazla bitkiden oluşturulan bileşim maddesi içeren tedavi edici özelliği olan veya insanların sağlığına yararı olan bitkilerden türetilen maddeler veya ürünlerdir (Van Overwalle, 2007). Bazı soğanlı türler örneğin; Ornithogalum narbonense, eski Yunanlılardan beri sivilceleri olgunlaştırmak için kullanılmaktadır. Ayrıca kusturucu, idrar arttırıcı ve kalbin kasılmasını kuvvetlendiricidir. Ancak yüksek dozlarda zehirlenmelere yol açabilir. Muscari comosum ise meyvesi yenildiğinde hazmı kolaylaştırıp, siğilleri döker, akrep ve örümcek sokmalarında sürüldüğünde faydası görüldüğü bilinmektedir.

2.4.3. Gıda sektöründe kullanımı

Soğanlı bitkiler süs bitkisi olarak kullanımlarının yanında, besin ve baharat olarak da önem taşırlar. Ülkemizde bazı yabani Allium türlerinin (Örneğin: A.

schoenoprasum) yaprakları toplanarak otlu peynire katılır veya yemeklere konur. Tunceli yöresinde endemik Allium tuncelianum yiyecek amaçlı tüketilmenin yanı sıra, yörede enfeksiyonlara ve yüksek tansiyona karşı da kullanılmaktadır. Akyıldız (Ornithogalum narbonense) ve çiriş (Eremerus spectabilis) türlerinin taze yapraklarından yemek yapılmaktadır.

2.4.4. Süs bitkisi olarak kullanım

Süs bitkisi olarak, hemen her çeşit bahçeye ve kullanıma uygun bir soğanlı bitki türü vardır. Genellikle bulunduğu mekanda ve çim alanda, doğal görünüm

(24)

12

sağlama özelliğine sahiptir. Bazıları bahçe veya pencere kenarlarındaki saksılarda kullanıma uygundur. Bazıları da soğuklama (prepere) ihtiyacı karşılanarak seralarda yetiştirilir ve süs bitkisi olarak kullanılır. Göz alıcı ve değişik birçok renge sahip olan soğanlı bitkiler; bu özellikleriyle bahçelerde, ağaç ve çalılar çevresindeki boşlukları doldurmaktadırlar. Çiçekleri biçim ve renk bakımından son derece çekici olan soğanlı bitkiler; kış aylarının sonlarında kar topraktan kalkar kalmaz ya da karla birlikte çiçeklenen türleriyle, bahar müjdecisi olarak sembolik önem taşımaktadır. Bu nedenle soğanlı bitkiler, bu dönemde park ve bahçelerde geniş ölçüde kullanılır. Bu dönemde, benzer özellikleri yansıtan farklı bitkilerin bulunmayışı peyzaj düzenlemelerinde soğanlı bitkileri ayrıcalıklı kılmaktadır (McHoy, 2008).

2.5. Soğanlı Bitkilerin Peyzaj Mimarlığında Kullanımı

Peyzaj tasarım çalışmalarının en önemli unsuru olan bitkiler, yaşanan ve yaşabilen mekanların oluşturulmasında kullanılan en önemli materyaldir.

Bitkiler yeşil alanların ana yapı elemanları olarak fonksiyonel, estetik ve ekolojik yönden önemli bir çok görevi yerine getirirler. Doğaya dönüş akımının giderek yaygınlaştığı günümüzde bitkilendirme çalışmalarında alışılmış kültür bitkilerinin yerine doğal bitkilerin kullanımı artmaya başlamıştır. Doğal türlerin alternatif olarak kullanımları, çeşitliliği artırarak bitkisel açıdan hareketliliği de beraberinde getirmektedir. Bölgenin doğal bitki örtüsünden yararlanmak bitkisel tasarımı estetik ve fonksiyonel olarak etkili kılmakta ve etkileyici ve farklı formların bir arada kullanılması suretiyle etkin bir bitkilendirme yapılabilmektedir (Seyidoğlu, 2009).

Bu amaçla son yıllarda bitkilendirme çalışmalarında doğal türlerin kullanılması bakımından özellikle soğanlı bitkiler, kolay yetişebilmeleri, ilkbahar ve sonbahar aylarında güzel ve gösterişli çiçekleri ve bitki formları gibi üstün özellikleri bakımından tercih edilirler (Çizelge 2.2) (Seyidoğlu, 2009).

(25)

13

Çizelge 2.2. Bazı soğanlı biki türlerinin çiçek renkleri, çiçeklenme zamanları ve bitki boyları ( Leeds 2001; Anon 2005; Evans 2005)

CİNS ÇİÇEK RENGİ ÇİÇEKLENME

ZAMANI BİTKİ BOYU

Agapanthus spp. Mavi-Beyaz Yaz 24-36

Allium aflatunense Mor Nisan-Mayıs 60

Allium giganteum Mor Mayıs- Haziran 100

Allium karataviense Pembe, Leylak Mayıs- Haziran 25

Allium moly Sarı Mayıs- Haziran 10-14

Allium neopolitanum Beyaz Nisan-Mayıs 30

Allium roseum Pembe Mayıs- Haziran 40

Allium tuberosum Beyaz Yaz sonu 20

Anemone blanda Mavi, Beyaz, Pembe Mart-Nisan 15 Anemone coronaria Mavi, Beyaz, Pembe Mart-Nisan 25

Anemone nemorosa Beyaz Mart-Nisan 15

Arum italicum Yeşil Mart-Haziran 45

Arum maculatum Mor Mart-Haziran 45

Begonia spp.(tuberli) Kırmızı-beyaz Yaz 30-45

Caladium Yeşil-beyaz Yaz 12-18

Camassia spp Mavi, beyaz Mayıs 45

Crocus chtysanthus Mavi, Sarı, Beyaz Şubat-Mart 10

Crocus sieberi Açık Mavi Mart-Nisan 10

Crocus vernus Mor – Beyaz Çizgili Şubat-Nisan 15

Chionodoxa spp. Mavi Şubat-Mart 15

Colchicum autumnale Pembe, Beyaz Eylül-Ekim 10-30

Cyclamen coum Menekşe,Pembe Şubat-Mart 10

Cyclamen hederifolium Koyu Pembe, Beyaz Ağustos- Eylül 10

Dahlia Farklı renklerde Yazın 30-240

Eranthis hyemalis Sarı Şubat-Mart 10

Eremurus sp. Krem rengi-sarı İlkbahar sonu 40-70 Erythronium spp. Sarı – Beyaz Nisan-Mayıs 30 Erythronium spp. Sarı -Turuncu-

Kırmızı Nisan-Mayıs 75-100 Fritillaria meleagris Beyaz – Mor Nisan-Mayıs 25

Galanthus spp. Beyaz Ocak-Nisan 25

Galtonia spp. Yeşilimsi-beyaz Yaz ortası 35-45 Gladiolus spp. Tüm renkler Yaz ortası 12-60 Hemerocallis spp. Farlı renklerde Yazın 30-90 Hippeastrum spp. Farlı renklerde Yaz başı 75 Hyacinthoides hispanicus Mavi-beyaz-pembe İlkbahar ortası 10-16

(26)

14

Çizelge 2.2. Bazı soğanlı biki türlerinin çiçek renkleri, çiçeklenme zamanları ve bitki boyları ( Leeds 2001; Anon 2005; Evans 2005) (Devam)

CİNS ÇİÇEK RENGİ ÇİÇEKLENME

ZAMANI BİTKİ BOYU Hyacinthus orientalis Kırmızı, Beyaz, Mor Mart-Nisan 25

Iris spp. Mor, Açık Mavi Şubat-Mart 10-15

Ixia spp. Beyaz Haziran-Ağustos 30-45

Liatris spp. Mavi-beyaz Yazın 30-120

Lilium candidum Beyaz Mayıs 100

Lilium martagon Kırmızı Haziran-Ağustos 100-

Leucojum aestivum Beyaz Nisan-Mayıs 150 40

Muscari armeniacum Mavi Mart-Temmuz 10-25

Muscari comosum Mor Mart-Temmuz 10-25

Narcissus spp. Sarı, Beyaz Şubat-Mayıs 12,5-20

Ornithogalum nutans Beyaz Mart-Mayıs 30-40

Ornithogalum

umbellatum Beyaz Mart-Mayıs 30-40

Oxalis adenophylla Pembe Haziran-Temmuz 8

Scilla spp. Mavi Şubat-Haziran 15-30

Sternbergia lutea Sarı Ocak-Mart 15-20

Sparaxis Beyaz-sarı-mor İlkbahar-yaz 30-45

Triteleia laxa Açık mavi Yaz 45

Tulipa spp Kırmızı, Beyaz, vb. Mayıs-Haziran 15-40

Zentedeschia aethiopica Beyaz Yaz başı 25-35

Soğanlı bitkiler park ve bahçelerde süs bitkisi, ev içi dekorasyonda kesme çiçek, bezeme sanatlarında motif olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, tarım ürünü olarak da önem taşır. Türkiye açısından ise tarihi kimliği, kültürü ve ekonomisindeki yeri ile özel öneme sahiptir. Osmanlı İmparatorluğunda, XVII. yüzyılın başındaki Ahmet Refik Altınay’ın adını verdiği “Lâle Devri” etkileri ve sonuçlarıyla değerlendirildiğinde, bu bitkinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Avrupa’da ise Hollanda’nın, başta lâle olmak üzere soğanlı bitkilere dayalı ekonomisinin, turizmle birlikte ülke açısından ne derece önemli olduğu bilinmektedir. Son yüzyılda, endüstrileşme ve kentleşme ile giderek doğadan uzaklaşan insanların, evlerinin dört duvarı arasındaki yaşantılarında ve doğaya özlemlerinin giderilmesinde, bu bitkilerin önemi giderek daha iyi anlaşılmaktadır (McHoy, 2008).

(27)

15

Soğanlı bitkiler tasarımda, driftler (akıcı kitleler), gruplar ve kümeler halinde kullanıldıklarında güçlü bir görsel etki yaratırlar. Driftler halinde kullanımları alana çekicilik kazandırmaktadır. Scilla, Crocus, Hyacinthus gibi küçük soğanlı cinsler tercih edilebilir. Örneğin; yeşil gümüş desenli yaprakları, pembe ve beyaz renkli çiçekleri ile Cyclamen hederifolium’lar akıcı kitleler halinde kullanıldıklarında mükemmel bir görünüm arz ederler. Bununla birlikte soğanlı bitki türlerinden bazıları getirildikleri yerlere adapte olabilme ve burada doğallaşma, yabanileşme (naturalizing) eğilimindedirler. Getirildikleri yerlere kolaylıkla uyum sağlarlar. Bu özelliğe sahip soğanlı bitki türleri de driftler ve dalgalar şeklinde kullanılmaktadırlar. Kullanılacak alana serpme şeklinde uygulanması durumunda yapılacak bir tasarım ile doğal görünümlü bahçe etkisi yaratılması da mümkün olabilmektedir. Genellikle çim alanlar, ağaçlık alanlar, kıyı kesimler, yol kenarları, eğimli alanlar, havuz ve dere kenarları, avlular gibi yerlerde tercih edilmektedir. Allium, Chionodoxa, Crocus, Galanthus, Camassia, Scilla, Iris, Anemone, Narcissus, Fritillaria, Eranthis, Leucojum, Muscari, Ornithogalum gibi türler kullanılmalıdır. Geniş yapraklı türlerle oluşturulmuş bir ağaçlık alanlarda böyle bir tasarım yapılacak ise bazı bakış noktalarından görülebilecek geçiş yüzeyleri yaratmak gerekmektedir (Rees, 1992; Leholm, 1998; Cornwell ve Giles, 2004).

Peyzaj tasarım çalışmalarında grup bitkilendirmesi daha çok büyük alanlarda tercih edilmelidir. Örneğin, parlak sarı kadeh şeklinde sarı renkleri ile Stenbergia’lar ile Colchicum’lar grup halinde kullanıldıklarında oldukça etkili görünüm elde edilmektedir. Yürüme yolları, teraslar ve giriş yollarında küçük çiçekli soğanlı bitkilerin gruplar halinde kullanılması da çekicilik sağlamaktadır.

Küçük alanlarda yapılacak düzenlemelerde tek renk ve çeşidin kullanılması hem alanı daha büyük göstermesi hem de uniform renk ve tekstür sağlayarak görsel bir etki yaratması bakımından tercih edilmelidir. Geniş alanlarda ise iki veya üç renk kullanımı daha etkili olmaktadır. Bu tür alanlarda yapılacak tasarımlarda her renkteki soğan bir arada olmasına, seçilen renklerin birbiri ile uyumlu olmasına ve renklerin birbirine karışmamasına dikkat etmek gereklidir.

Örneğin, daha kuytu ve gölgeli köşelerde beyaz çiçekli türlerin tercih edilmesi renk uyumu açısından etkili olmaktadır. Ayrıca bitkilendirmelerde bitki boyu da

(28)

16

göz önünde bulundurulmalıdır. Genel olarak çok uzun boylu soğanlı bitkiler bitkilendirme alanının arka kısımına, daha kısa boylular ise ön kısımda yer almalıdır. Uzun boylu türler bahçenin köşe kısımlarında kullanılması da etkili bir görünüm yaratmaktadır (Fech ve Rodie 2002; Leeds, 2001).

Soğanlı bitkiler daha çok yerleşim alanları, parklar ve bahçeler, arboretumlar, bina girişleri, bahçe duvarları, yol kenarları, kaya bahçeleri, vb. olmak üzere geniş bir kullanım alanına sahiptir. Soğanlı bitkiler ağaçlar, çiçekli çalılar, tek ve çok yıllık otsular ile bir arada kullanılması ile sürekli ve renkli bir görünüm yaratılabilir (Steinegger vd., 1999; Seyidoğlu, 2009).

2.5.1. Bordür bitkilendirmeleri

Bordür bitkilendirmeleri olarak yapılacak tasarımlarda, çok sayıda tür ve çeşit ile geniş seçim olanağının olması ve değişik dönemlerde dikilebilmeleri nedeniyle soğanlı bitkilerin en çok kullanım alanlarındandır. Bordürlerde soğanlı bitkiler tek veya gruplar halinde, çalı grupları ve otsu türler ile bir arada kullanılarak etkili görünümler yaratılabilir (Şekil 2.4). Örneğin; uzun boylu Lilium ve Fritillaria’lar ile üçlü ve dörtlü gruplar halinde geniş bordürler yaratılması yanı sıra Fritillaria meleagris, Tulipa, Narcissus ile kısa boylu olan Muscari armeniacum, Crocus chrysanthus, Galanthus ve Chimonanthus paraecox, Daphne alpina ve Sorbus reducta bir arada çekici bir kombinasyon oluşturulabilir. Allium gibi küre ve helezon formdaki gösterişli çiçeklere sahip olan türlerde bordürlerde tercih edilmektedir. Perennialler ile birlikte yaratılan bordürlerde, mart ve nisan ayında çiçeklenen soğanlı bitkilerin kullanılmasıyla, uzun periyotta, bordürlere canlılık kazandırılabilmekte ve aynı zamanda soğanlı bitkilerin yaprakları kuruduğu zaman da malç görevi görmektedir. Çim alanın kenarlarının uzunluğu boyunca yapılan bir soğanlı bitki bordürü de, çim alana renk etkisi sağlayacaktır (Rees, 1992; Cornwell ve Giles, 2004; Evans, 2005; Alp ve Aşur, 2006; Seyidoğlu, 2009).

(29)

17

Şekil 2.4. Bordür bitkilendirme örnekleri

2.5.2. Çim alan bitkilendirmeleri

Çim alanda yapılacak bitkilendirmelerde, genellikle ilkbaharda çiçeklenen türler tercih edilir. Tek renkte veya akıcı gruplar halinde bitkilendirme yapılması bahçeye çekicilik kazandırmaktadır. Çim alanda kullanılan soğanlı bitkilerde bitkilerin yaprakları sararıncaya kadar çimlerin biçilmemesine dikkat edilmelidir. Erken çiçek açan Narcissus ve Crocus gibi türler çim alanda kullanılabilecek ideal bitkilerdir. Crocus’lar ile sade bir görünüm yaratırken Narcissus’lar ile uzun boyunları ve narin taç yaprakları ile rüzgarda sallanan hafif çiçekleri ile çekici bir etki sağlarlar. Scilla campanulata, Chinonodoxa spp., Scilla siberica, Anemone blanda gibi türlerde çim alanda kullanılabilirler. Ayrıca, nemli alanlar için, Fritillaria meleagris, Scilla nutans, Ornithogalum umbellatum gibi türler ve yamaçlı alanlarda, Hemerocallis gibi lifli kök sistemine sahip, yaprakları ve çiçekleri ile çekici olan türler tavsiye edilmektedir (Şekil 2.5)(Leholm, 1998; Evans, 2005; Alp ve Aşur, 2006).

Şekil 2.5. Çim alan bitkilendirme örneği

(30)

18

2.5.3. Doğal ve yapay göller, havuzlarda kullanımları

Doğal ve yapay göller, havuzlarda yapılan tasarımlarda ise nemli koşullara uygun olan Allium spp., Arum italicum, Fritillaria meleagris, Leucojum spp., Iris siberica, Scilla spp. ve Chionodoxa spp. ve bazı Narcissus türleri tercih edilmektedir (Şekil2.6). Örneğin; Arum spp.’ lar, beyaz damarları belirgin olan yaprakları, geniş beyaz kağıt şeklindeki çiçek yapılarını izleyen başak şeklinde meyveleri ile oldukça çekici bir görünüm meydana getirmeleri yanında sonbaharda ateş kırmızısı renkte ve başak şeklindeki meyveleri etkili bir kontrast sağlamaktadırlar (Leholm, 1998; Cornwell, 2004).

Şekil 2.6. Doğal ve yapay göller, havuzlarda kullanım örneleri

2.5.4. Kaya bahçelerinde kullanımları

Kaya bahçelerinde yapılacak tasarımlarda Allium, Colcihicum, Eranthis, Fritillaria meleagris, Lilium, Narcissus, Anemone blanda, Chionodxa, Galanthus, Muscari, Leucojum, Scilla, gibi türler kullanılabilir. Tasarımda daha çok grup bitkilendirmesi tercih edilmektedir. Örneğin; kısa boylu, narin ve ince yapraklı türlerden Allium moly, Iris reticulata, Tulipa spp., ile kısa boylu çalı görünümlü, yuvarlak gösterişli çiçeklere sahip Anemone blanda kullanılması ile çekicilik kazandırabilir (Şekil 2.7)(Rees, 1992; Leholm, 1998; Cornwell ve Giles, 2004).

(31)

19

Şekil 2.7. Kaya bahçelerinde kullanım örneği

2.5.5. Yaprak döken ağaç ve çalılarla birlikte kullanımları

Yaprağını döken ağaç ve çalılar, ilkbaharda yaprakları oluşmadan önce altında soğanın yetişmesi için gerekli ışıklı ortamı sağladığı için; soğanlı bitkiler, yaprağını döken ağaç ve çalılardan oluşan alanlarda kullanılabilir (McHoy, 2008). Soğanlı bitkiler yaprağını döken ağaç ve çalılarla birlikte kullanılabilirler, fakat yeterli derecede ışık alamayacaklarından herdemyeşil türler ile birlikte kullanılması tavsiye edilmemektedir. Binaların çevresindeki alanlarda bulunan ağaçların alt kısımlarında, dar yapraklı ağaçların kenarlarında ve çalılar ile birlikte yapılan kombinasyonlar ile hareketlilik kazandırırlar. Lilium, Anemone, Scilla, Muscari spp., Crocus spp., Galanthus spp., Leucojum spp., ve Tulipa spp.’lar da ağaç ve çalılarla birlikte kullanılması uygun soğanlı bitkilerdir. Yazın Lilium spp.’lar ve sonbaharda Colchicum’ların, ince formlu çalılarla birlikte kullanılması hoş bir etki yaratır. Bununla birlikte, uzun boylu Lilium’ lar ile ağaç gövdelerinin saklanması mümkün olmaktadır (Şekil 2.8).

Şekil 2.8. Yaprak döken çalı ve ağaçlarla birlikte kullanım örnekleri

(32)

20

Anemone blanda ve Anemone ursinum, Scilla campanulata ve Scilla nutans kalın gövdeli ağaçların çevrelerinde veya altında kullanılmaktadır. Cyclamen’ler, ağaç altlarına dikildiklerinde, ağaçların kök rekabetinden çekinmezler ve daha iyi gelişim gösterirler. Nisan ve mayıs ayında halı görünümündeki mor renkli çiçekleriyle Corydalis türleri ise yaprak döken ağaçlarla ve gölgeli yerlerde kullanılabilir. Diğer yandan soğanlı bitkilerle kullanılmaya uygun ağaç ve çalılar ise Fraxinus, Betula, Quercus, Prunus sp., Malus sp., Cercis, Forsythia, Chaenomeles vb.’dir. Mahonia aquifolium - sarı renkli Narcissus’lar ile, Prunus türleri - Muscari’ler ile, Magnolia stellata - Muscari alba ile, Rosa türleri - Narcissus ve Scilla türleri ile, Cyclamen’ler Quercus’lar ile birlikte kullanıldığında dekoratif bir görünüm sağlamaktadırlar (Leholm, 1998; Sarıbaş, 1999; Cornwell ve Giles, 2004; Onat, 2012).

2.5.6. Çiçek parterlerinde kullanımları

Soğanlı bitkiler, farklı renkleri, kokuları uzun süren parlak çiçekleri ile birçok yaz annuelinin ulaşamadığı çok sayıda farklı çeşitleri ile bahçeye süreklilik ve çekicilik kazandırırlar. İlkbaharda ve yazın çiçek açan geofit türleri tek başlarına veya Mysotis, Petunia, Tagetes vb. gibi mevsimlik çiçeklerle birlikte çiçek yastıklarında kullanıldığında hem çiçeklenme periyodu uzatılmakta hem de tamamlayıcı renk ve kontrast elde edilmektedir. Bu tür kombinasyonlarda özellikle çiçeklenme zamanına ve yüksekliğine dikkat edilmelidir.

Çiçek parterlerinde de soğanlı bitkilerin kullanımında formal yerine, informal tasarımlar tercih edilmelidir. Allium, Anemone, Begonia, Crocus, Galanthus, Dahlia, Scilla, Tulipa gibi cinsler çiçek yastıklarında kullanılabilmektedirler.

Formal çiçek parterleri daha çok sergileme veya gösteri bahçelerinde kullanılmaktadır. Bu tür çiçek parterleri için Lilium, Iris ve Allium’lar tercih edilebilmektedir (Şekil 2.9) (Rees,1992; Leholm, 1998; De Hertogh ve Powell, 1999; Cornwell ve Giles, 2004; Alp ve Aşur, 2006; Seyidoğlu, 2009).

(33)

21

Şekil 2.9. Soğanlı bitkilerin çiçek parterlerinde kullanım örnekleri

2.5.7. Büyük saksılarda kullanımları

Yeşil alanların minumum düzeyde olduğu kentsel mekanlarda saksı bitkilendirmelerinde soğanlı bitkilerin kullanımı tercih edilebilir (Şekil 2.10).

Plazalarda, otel bahçelerinde, ofis içinde, alışveriş merkezleri, ev bahçelerinde vb. yerlerde küçük veya büyük konteynırlarda, soğanlı bitki türleriyle bitkilendirme ile hoş ve etkili bir görünüm sağlanır. Konteynırların yeterli ışık almalarına dikkat edilmeli ve kaplarda drenajı sağlayan delikler olmalıdır.

Ayrıca konteynırlarda, soğanlı bitkiler, çalılar ve çok yıllık bitkilerle birlikte kullanılırlarsa daha fazla renk etkisi sağlarlar. Çiçeklenme sonunda kaldırılması ve değişik yerlere taşınabilmesi nedeniyle büyük saksılar da tercih edilebilir (Evans, 2005; Seyidoğlu, 2009).

Şekil 2.10. Soğanlı bitkilerin büyük kaplarda kullanım örnekleri

(34)

22

Soğanlı bitkilerin iç mekanlarda saksılar içerisinde ve teraslarda kullanılmaları da mümkün olmaktadır. Amaryllis, Hyacinthus, Tulipa, Narcissus, Colhicum, Dahlia, Iris gibi türler tercih edilebilir. Örneğin; Dahlia’lar, sık ve yoğun çiçekleri ile, Tulipa systola ve Colchicum ritchii, farklı zamanlarda çiçeklenmesi, farklı biçimli yaprakları ve farklı çiçek renkleri ile tek başlarına bir çeşitlilik yaratmaktadırlar (Rees, 1992; Gutterman, 1997; Leholm, 1998; Leeds, 2001; Alp ve Aşur, 2008; Onat,2012).

2.5.8. Yer örtücü bitkilerle birlikte kullanımları

Soğanlı bitkilerin yer örtücü bitkilerle birlikte kullanarak güzel kombinasyonlar oluşturulabilir. Tasarımda yer örtücü bitkiler ile soğanlı bitki türleri arasında yükseklik ilişkisinin göz önünde bulundurulması gerekir. Yer örtücü türler soğanlı bitkilerin yarısından fazla yükseklikte olmamalıdır (Şekil 2.11).

Genelikle Ajuga sp., Hedera helix, Viola sp. gibi kısa boylu yerörtücü türler tercih edilmelidir. Örneğin, Cyclamenler, Phlox stolonifera ve Arabis türleri gibi perennial yer örtücüler ile birlikte hoş bir görünüm meydana getirirler. Ayrıca yer örtücüler soğanın gövdesine destek olur ve yağmurların veya sulama suyunun sıçrayarak çiçeklerin çamurlanmasına da engel olmaktadırlar (Leholm, 1998; Steinegger vd., 1999; Evans, 2005). Diğer yandan, Sarıbaş vd. (2007), Anemone nemorosa, Scilla bithynica, Ornithogalum umbellatum, Pancratium maritimum, Crocus sativus, Iris germanica gibi türlerin yerörtücü bitki olarak kullanılabileceklerini belirtmişlerdir.

Şekil 2.11. Yer örtücü bitkilerle birlikte kullanım örneği

(35)

23

2.5.9. Sergileme ve gösteri amaçlı kullanımları

Soğanlı bitkiler sergi ve gösteri amaçlı olarak da kullanılabilmektedir. Allium, Firitillaria, Tulipa, Narcissus, Lilium gibi büyük ve gösterişli çiçekleri olan türler tercih edilmelidir. Tasarımda tek veya küçük gruplar halinde kullanılabileceği gibi büyük gruplar halinde de kullanılabilmektedir (Şekil 2.12) (Leeds, 2001;

Evans, 2005; Onat, 2012).

Şekil 2.12. Soğanlı bitkilerin sergileme ve gösteri amaçlı kullanım örnekleri

2.5.10. Koku bahçelerinde kullanımları

Bazı soğanlı bitki türleri gösterişli çiçeklerinin yanı sıra hoş kokuları ile koku bahçelerinde de tercih edilmektedir. Nisan ve Mayıs ayında kokulu çiçekli Hyacinthus’lar, beyaz ve açık sarı çiçekli Narcissus türleri, kokulu çiçekleri ile etkili bir görünüm sergilemektedir (Şekil 2.13). Yazın çiçekli Lilium’lar güzel kokuları ile vazgeçilmez türlerden birisidir. Lilium candidum, Lilium auratum, Lilium longiflorum, Lilium regale, Lilium auratum türleri kokulu Lilium türleri arasındadır. Açık krem renkli Gladiolus tristis ile Lonicera ve Matthiola birlikte kullanıldıklarında polen taşıyıcı böcekleri ve kelebekleri çekici etki yaratırlar.

Koku bahçelerinde kullanılabilecek diğer türler arasında Iris, Ipheion, Acidenthera, Ornithogalum Gladiolus’ler yer almaktadır (Relf, 1997; Leeds, 2001;

Seyidoğlu, 2009).

(36)

24

Şekil 2.13. Soğanlı bitkilerin koku bahçelerinde kullanım örnekleri

2.6. Soğanlı Bitkilerin Üretim Yöntemleri

Soğanlı bitkiler, generatif ve vegetatif yöntemle üretilmektedirler. Geniş çapta üretim için vegetatif üretim teknikleri kullanılmaktadır.

2.6.1 Genaratif üretim

Tohum ile yapılan üretim tekniğidir. Çiçeklenmeden sonra olgunlaşan tohumlar toplanarak hemen ekilir veya uygun koşullarda tohum ekim zamanına kadar bekletilirler. Tohumla üretimde tohumların olgunlaşma zamanları, çimlenme süreleri, çimlenme oranları, çimlenme için gereken sıcaklıkları iyi bilinmelidir.

Allium, Begonia, Chionodoxa, Cyclamen, Eranthis, Freesia, Fritillaria, Musari ve Ranunculus’lar tohumla üretimi yaygın olan cinslerdir. Çimlenme için gereken optimum sıcaklıklar cinslere göre değişmektedir. Örneğin; Cyclamen tohumları için optimum 16-18°C, Musari ve Chionodoxa için optimum 5-7°C , bazı Lilium (Lilium ledebourii) türleri için 26-29°C ile başlayan ve daha sonra 14-17 °C’lerde devam eden sıcaklıklar ve Colcihum macrophyllum için başta 20°C’de ön uygulama daha sonra karanlık ortamda 10-15°C sıcaklıkların etkili olabildiği belirtilmiştir (Dotterweich ve Rober, 1988; Corbineau vd., 1989; Rees 1992;

Zencirkıran, 1998; Aksu vd., 2002; Padasht Dehkaei vd., 2005; Antonidaki- Giatromanolaki vd., 2008).

Tohum çimlenme oranları ise bulunduğu yere ve türlere göre değişiklik göstermektedir. Yapılan araştırmalara göre, Pozantı koşullarında Galanthus

(37)

25

elwesii’de yaklaşık %85’lik bir çimlenme oranı elde edilirken, Anemone blanda ve Cyclamen neopolitanum’da tohumların çimlenmediği belirtilmiştir (Altan, 1982). Diğer yandan yine Galanthus elwesii’da Karagöl koşullarında %80, Bornova koşullarında %12 oranında tohum çimlenmesinin meydana geldiği belirtilmiştir (Korkut, 1986).

Tohumla üretimde çok sayıda bitki elde edilebilmektedir, fakat elde edilen bitkilerin ana bitkiye benzememesi, bazı türlerin yeterince tohum oluşturamaması ve tohum ekiminden çiçek oluşturacak büyüklükte bir bitki elde etmek için geçen sürenin uzun olması gibi olumsuzluklar meydana gelmektedir. Diğer yandan tohum ekiminde toprak pH’sı türlere göre değişmekle birlikte 5-6,5 arasındadır. Tohum ekiminden çiçek açma büyüklüğünde soğan elde edilmesi için geçen süre cinslere göre değişmektedir.

Yapılan bazı araştırmalara göre optimum koşullarda, Allium’lar 2 yıl, Eranthis’ler 4 yıl, Fritillaria’lar 4-5 yıl, Galanthus’lar 4-5 yıl, Lilium’lar 2-4 yıl, Ornithogalum’lar 3 yıl ve Leucojum’lar 2-4 yıl olduğu tespit edilmiştir (Zencirkıran, 2002; Aksu vd., 2002).

2.6.2. Vejatatif üretim

Soğanlı bitkiler çoğunlukla vegetatif olarak üretilmektedirler. Generatif üretimde, bazı türlerin tohum oluşturma kapasitelerinin az olması, tohum ekiminden çiçek oluşturacak büyüklükte bir bitki elde etmek için geçen sürenin uzun olması gibi nedenlerden dolayı vegetatif üretim yöntemleri daha çok tercih edilmektedir. Vegetatif üretim yöntemlerini sekiz grup altında toplayabiliriz.

2.6.2.1. Ana soğanın yanında oluşan yavru soğanlar ile üretim

Vegetatif üretim yöntemleri içinde en çok kullanılanıdır. Bu yöntemde, büyüme mevsiminde ana soğanların yanında oluşan yavru soğanlar üretimde kullanılırlar. Ana soğana bitişik yavru soğanlar fizyolojik faaliyetlerin minimuma indiği, yaprakların sararıp kuruduğu dönemde topraktan çıkarılıp, ana soğandan ayrılarak, büyüklüklerine göre sınıflandırılarak hazırlanan dikim

(38)

26

yerlerine çiçeklenme iriliğinde, soğan elde etmek amacıyla dikimleri yapılmaktadır.

Genellikle, Fritillaria, Galanthus, Leucojum, Narcissus, Iris, Lilium, Tulipa gibi cinslerde uygulanmaktadır. Bu yöntemle çiçek meydana getirebilecek büyüklükte soğan elde etmek için genellikle 1-3 yıl gereklidir. Ana soğandan elde edilen yavru soğan miktarı, bitkinin türü, üretim yapılan bölge ve ana soğanın büyüklüğü gibi faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Narcissus türlerinde yılda ortalama 1,6 adet yavru soğan, Tulipa ve Iris’te 5 adet yavru soğan, Lilium türlerinde yılda 2 adet yavru soğan meydana gelmektedir (Zencirkıran, 2002; Aksu vd., 2002).

Gökçeoğlu ve Sukatar (1986), Galanthus elwesii Hook.’ da yavru soğanlar ile üretim, soğanların büyütülmesi şeklinde yapılmış, Ege bölgesinde, 3-4 cm büyüklüğündeki soğanların, susuz koşullarda, yaklaşık %75 oranında ticari boya ulaştıkları belirtmiştir. Yine Galanthus’larda Karagöl ve Bornova koşullarında %44,9 ile 3-4 ve %58,2 ile 4-5 cm çevre büyüklüğündeki soğanlarda yüksek oranda yavru soğan oluşumu saptanmıştır.

Luria vd., (2002), Ornithogalum dubium da sıcaklık uygulaması ile birlikte kontrollü koşullarda yapılan üretimde, toplam yavru soğan oluşumunun ana soğan büyüklüğüne bağlı olduğu belirtmiştir. Sternbergia lutea’da yavru soğan oluşum kapasitesi ve ağırlığının, dikim yapılan soğan büyüklüğüne bağlı olduğunu ve Sternbergia fischeriana’da da en fazla yavru soğan oluşumun iri soğan grubunda olduğu saptanmıştır (Arslan vd., 2002; Zencirkıran ve Tümsavaş, 2006).

Diğer yandan Kariuki ve Kako (1999), Ornithogalum saundersiae’de soğan büyüklüğünün çiçek kalitesini etkilediği, orta ve iri büyüklükteki soğanlardan elde edilen çiçekler daha gösterişli olduğu, çok iri ve küçük soğanlardan elde edilen çiçeklerin daha kısa ve ince saplı olduğu belirtilmektedir.

(39)

27

2.6.2.2. Soğanda çapraz kesim yöntemi ile üretim (cross cutting)

1930’lu yıllardan beri kullanılan bu yöntemdir. Bu yöntemde ilk önce soğan tabanındaki kökler uzaklaştırılır ve soğanlar kurumaya bırakılmaktadır.

Soğanlar kuruduktan sonra, soğan tabanında keskin bir bıçak ile, soğan büyüklüğüne göre, 3 veya 4 çapraz kesim yapılmaktadır. Kesim soğan tabanının ayrılabileceği şekilde yapılmalıdır. Bu şekilde hazırlanan soğanlar, kesim kısımları yukarıya gelecek şekilde 25 °C de tutulurlar. Kesim yapılan yere kum serpiştirilir ve bununda üzeri 5 cm kalınlığında kum ile kapatılmaktadır.

Yaklaşık 1 hafta sonra kesim yerinde ince bir mantar tabakası oluşmuştur ve soğanlar sökülerek sağlıklı olup olmadıkları kontrol edilir ve kesim yerleri aşağıya gelecek şekilde 20-32°C de 2,5-3 ay üretim odalarında dikilerek yavru soğancık oluşumu sağlanmaktadır. Yavru soğancıklar ana soğanlarla birlikte açık alana dikilmektedir. İlk yıl ana soğan parçalanıp dağılır, daha sonraki yıllarda yavru soğanların büyütülür, yavru soğanlar her yıl sınıflandırmaya tabii tutularak çiçek verme büyüklüğünde olanlar ayrılmaktadır. Bu yöntem Hyacainthus’larda kullanılabilmektedir (Aksu vd., 2002; Zencirkıran, 2002).

2.6.2.3. Soğanın bölünmesi (dilimlere ayırma) yöntemi ile üretim

Soğanı dilimlere ayırma yöntemi, büyük miktarlarda soğan elde etmek amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Bir soğanı eşit büyüklükte parçalara ayırmak amacıyla yapılan diklemesine kesme işlemidir. Soğanın bazal plakasının meristematik bölümünden yararlanmayı, yani hücre bölünmesi yolu ile soğancık üretilebilmesinden faydalanmayı sağlarmaktadır. Genellikle Galanthus, Fritillaria, Leucojum, Narcissus, Chionodoxa, Nerine, Scilla, Sternbergia gibi cinslerde uygulanmaktadır. Çiçeklenme büyüklüğündeki iyi bazal plaka oluşturan tercihen yuvarlak soğanlar materyal olarak seçilmelidir.

Soğan büyüklüğüne bağlı olarak dilimlere ayrılır, soğan dilim adedi 4, 12, 16 ve 32 olabilmektedir. Dilimlere ayrılan soğanlar yüzey strelizasyonuna tabii tutularak, su ile nemlendirilmiş perlit veya vermukulit ortamları içeren polietlien torbalarda, karanlık bir ortamda (inkubatörde) 12 hafta

(40)

28

tutulmaktadır. Türlere göre inkubasyon sıcaklıkları 18-23 °C arasında değişebilmektedir. Galanthus elwesii’de 15-20 °C, Sternbergia lutea, Leucojum aestivum ve Leucojum vernum da 20 °C, sıcaklıkların iyi sonuç verdiği tespit edilmiştir (Hanks, 1991; Piskornik vd., 2000; Aksu vd., 2002; Seyidoğlu ve Zencirkıran, 2008). Ayrıca Manish vd., (2000), Lilium’da vermukulit ortamında soğancık/pul oranı, soğancık çapı ve ağırlığında artış meydana geldiği belirtmişlerdir.

İnkübasyon süresi içinde soğan parçalarının üzerinde soğancıklar meydana gelir ve bu soğancıklar daha sonra açık araziye veya plastik seralarda iki yıl büyütülürler. Soğancıklar bazıları 2. yıl çiçek açsa bile genellikle 3. yılda çiçek açacak büyüklüğe ulaşırlar. En uygun zaman haziran- ekim ayları arasındadır.

Petrova (1990), bazı Narcissus türlerinde ağustos ayında yapılan uygulamanın iyi sonuç verdiğini belirtilmiştir.

Dilimleme yönteminde dilim sayısı ne kadar az olursa soğan parçası o kadar büyük olur ve soğan çiçeklenme büyüklüğüne daha erken ulaşmaktadır. Dilim sayısı artıkça soğan parçası büyüklüğü azalır ve soğancıklar geç çiçeklenme meydana gelmektedir. Leucojum vernum, Leucojum aestivum, Fritillaria imperialis ve Sternbergia lutea’da, geniş çevre büyüklüğüne sahip soğanlarda ve bölme uygulamasının (4’e bölme) etkili olduğu belirtilmiştir (Zencirkıran ve Mengüç, 1996; Yücel, 1999; Piskornik vd., 2000; Aksu vd., 2002; Seyidoğlu ve Zencirkıran, 2008). Diğer yandan, Fritillaria persica’da ortadan bölünen soğanların, 4 ve 8’e dilimlemeye nazaran daha çok yavru soğan verdiği tespit edilmiştir (Uluğ, 1997).

2.6.2.4. Soğan pulları ile üretim (scaling)

14. yy. dan beri bilinen bu teknik, soğandan koparılan her pulun dikilerek yeni bitki elde edilmesi yöntemidir. Pullama olarak da adlandırılan bu yöntem, genellikle Lilium türlerinin üretilmesinde kullanılır. Soğan pulu soğan tabanında kök bölgesi içerecek şekilde ayrılır ve hastalıklara karşı fungusitle ilaçlandıktan sonra dikilmektedir. En dıştaki buruşmuş ve suyunu kaybetmiş pullar

(41)

29

kullanılmaz. Dıştan içe doğru ilk iki veya üç sıra soğan pulu kullanılması tavsiye edilmektedir Her bir pulun dip tarafında adventif soğancıklar meydana gelir.

Genellikle her bir puldan 3-5 soğancık elde edilmektedir. Lilium türleri dışında, Hyacinthus, bazı Fritillaria türleri, Muscari ve Scilla’larda da uygulanmaktadır (Rees, 1992; Aksu vd., 2002; Zencirkıran, 2002).

Shumei vd., (2002), Lilium pumilum’da iç ve orta kısımlardan alınan pullardan soğancık üretiminin, dış kısımdaki pullardan daha uygun olduğunu belirtmişlerdir. Benzer şekilde Dhiman (2007), hibrit Lilium çeşiti olan “Grand Care” de iç pullardan elde dilen soğancık sayısı, ağırlık ve çapının yüksek olduğunu belirtmiştir. Diğer yandan farklı ortamlarda üretime yönelik yapılan çalışmalarda soğan pullarının vermukulit ve kum ile vermukulit ortamlarında yapılan üretiminde soğancık ağırlığı ve sayısı üzerine olumlu etki yaptığı saptanmıştır (Manish vd., 2000).

2.6.2.5. Soğanı ikişerli pullarına ayırma yöntemi ile üretim (twin-scaling)

Soğanı ikişerli pullara ayırma (Twin-Scaling) yöntemi, 1935 yıllarından beri uygulanan eski bir yöntemdir. Dilimlere ayırma yönteminin bir aşama ilerisi olarak kabul edilmektedir. Genellikle Galanthus, Fritillaria, Leucojum, Hyemanthus, Pancratium, Sternbergia, Allium, Chionodoxa, Lachenolia, Muscari, Ornithogalum, Scilla, Veitheimia, Iris, Hyacinthus, Narcisssus gibir türlerde uygulanmaktadır. Soğanlar büyüklüğüne göre, dilimleme işleminden sonra dilimlerin her biri altta iki pulu birbirine bağlayan bir kısım olacak şekilde ikişer soğan pulundan oluşan parçalara ayrılmaktadır. Soğan büyüklüğüne bağlı olarak her dilim 3 veya 4 ikiz pula ayrılır. İnkübasyon periyodu dilimleme uygulamasındaki gibi gerçekleştirilmektedir. İnkübasyon süresi sıcaklık, cins ve türe göre değişmektedir. Genellikle 15-22°C sıcaklık aralıkları ve 12-16 haftalık bir periyot uygulanmaktadır. Bu yöntemle soğanların çiçeklenme büyüklüğüne gelmeleri için gereken süre türlere göre değişmekle birlikte 3-4 yıldır. Bazı türlerde örneğin Urgenia maritima’larda bu sürenin daha da uzun (6 yıl) olduğu belirtilmiştir (De Hertogh ve Le Nard, 1993; Zencirkıran, 2002; Aksu vd., 2002).

Referanslar

Benzer Belgeler

Kıyı kordonu olarak da isimlendirilen bu set başlangıçta koy ya da körfez olan alanın zamanla denizle bağlantısını engelleyerek lagüne dönüşmesine neden olur.... S

Suyun içinde yaşayan alglerin sayısı bazı dönemlerde çok fazla artar ve alglerin rengi tüm ortamı kaplayabilir.. Alg patlaması olarak da bilinen bu durum çok farklı renklerde,

Bir başka araştırmada da, küresel ısınmanın yabani patates, yerfıstığı gibi bitkilerin yüzyılın ortasına dek ortadan kaybolmas ına yol açabileceği

Her bölgedeki, bitki topluluğu, o bölgenin doğal koşullarına uygun olarak yetişir, koşullar değiştiğinde bitki örtüsü da değişmeye başlar, yeni koşullara uyum

Papatya (Matricaria chamomilla) bitkisini yöre halkının sinir hastalıklarında, bağırsak gaz sancılarında, soğuk algınlığında, uykusuzluklarda,

6789:;< =>?@ABCB;DEBFGHFHC;IA;JKIBLILAMK

19 Bu amaçla öncelikle ekonomik büyüme ve hava kirliliği arasındaki ilişki, yapılmış olan çalışmalarda özetlenerek teorik olarak ortaya konulmuş, daha

tütün, muz ve ekonomik anlamda önemli ağaçlar ve çalılardır...  Genellikle