• Sonuç bulunamadı

İzmir Etnografya Müzesinde Ve Efes Müzesi Selçuk'ta bulunan hamam takımlarının incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İzmir Etnografya Müzesinde Ve Efes Müzesi Selçuk'ta bulunan hamam takımlarının incelenmesi"

Copied!
445
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ

ANABİLİM DALI

GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

İZMİR ETNOGRAFYA MÜZESİNDE VE EFES MÜZESİ

SELÇUK’TA BULUNAN HAMAM TAKIMLARININ

İNCELENMESİ

Feride GÜLER

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Yrd. Doç. H. Saadet BEDÜK

(3)
(4)
(5)

ÖNSÖZ

Tarih boyunca insanoğlunun değişerek, gelişerek, birbirleriyle etkileşim içerisinde yaşayarak kendilerine özgü yapılanmalar oluşturulduğu ve kendi kültür yapılarını meydana getirdikleri tartışılamaz bir gerçektir.

Tarih boyunca var olan toplumlar gerek coğrafi buluşlar, savaşlar, göçler, seyahatler ve gerekse farklı toplumları tanıma merakları nedeni ile birbirlerinin kültürel ve toplumsal yapılarından etkilenmişler. Bu etkilenmeler sonucunda kendi kültürel yapılarına yansımalar oluşturarak, gördükleri, öğrendikleri ve hoşlarına giden öğeleri kendi kültür yapılarına dâhil etmek sureti ile yeni kültürel oluşumlar meydana getirmişlerdir.

Birçok kültürel oluşumun belli sebeplerden etkilenerek kendilerine farklı toplumlarda farklı yerler edinmesinden doğan kültürel yapılara en güzel örneklerden birinin Türk Hamam Kültürü olduğunu yapılan incelemeler sonucunda görüyoruz. Türklerin geçmişten gelen temizlik anlayışıyla beraber, Müslümanlığın kabulü ve dinin ön gördüğü temizlik anlayışının da etkisi ile doğudan batıya doğru olan savaşlar ve Anadolu’da ve Roma’da var olan kültürel yapıları benimsemeleri ve kendi inanç ve yapılarıyla sentezlemeleri sonucunda oluşan bu kültür tarih boyunca varlığını sürdürmüştür. Türk toplumu ile özdeşleşmiş yeni özellikler kazanmıştır.

Türk toplumu ile özdeşleşen hamam kültürü, Türk toplumunun el sanatlarına verdiği önemle daha çok gelişmiş ve sanat eseri niteliği taşıyan eserlerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. İşte bu eserler göz önünde bulundurulduklarında, özel günlerde hamamda kullanılan; hamam takımları ve hamam giysilerinin, geçmişten günümüze yansıyan, bir toplumun yok olmak üzere olan çok değerli eserleri arasında olduğu anlaşılmaktadır.

Atalarımızdan miras kalan bu kültür değerlerinin korunarak, incelenerek, kaydedilerek gelecek nesillere aktarılması ve günümüzde ve gelecekte de yaşatılması sağlanmalıdır.

(6)

Bu nedenle seçilen “İzmir Etnografya Müzesinde ve Efes Müzesi Selçuk’ta Bulunan Hamam Takımlarının İncelenmesi’’ konulu araştırmada; bu eserleri kesim teknikleri, dikim teknikleri, süsleme konuları ve teknikleri, kullanılan renkler ve desen çalışmaları, hamam giysilerinde kullanılan kalıp, kesim, dikim ve süsleme özellikleri bakımından inceleyerek belgelendirmek ve gelecek nesillere aktarılabilecek bir kaynak oluşturmak istenmiştir.

Böyle bir araştırma konusunun seçiminde, araştırılması ve incelenmesinde, bana bilgisi ile ışık tutan, rehberlik eden değerli hocam Yrd. Doç. H. Saadet BEDÜK’e sonsuz saygı, sevgi ve teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca eserlerin incelenmesinde benden yardımlarını esirgemeyen İzmir Etnografya Müzesi ve Efes Müzesi Selçuk Yetkilileri ve benimle ilgilenen müze personellerine sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunarım.

Bu süreç boyunca maddi manevi benden desteklerini esirgemeyen Annem Sabiha GÜLER, Babam Ali Osman GÜLER ve nişanlım Ahmet GÜLER’e, bana verdikleri destek, sevgi, şefkat ve anlayıştan ötürü sonsuz sevgilerimi sunar teşekkür ederim.

(7)

ÖZET

İZMİR ETNOGRAFYA MÜZESİNDE VE EFES MÜZESİ SELÇUK’TA BULUNAN HAMAM TAKIMLARININ İNCELENMESİ

Feride GÜLER

Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatları Bölümü

Tez Danışmanı

Yrd. Doç. H. Saadet BEDÜK

Mayıs-2010

“İzmir Etnografya Müzesinde ve Efes Müzesi Selçuk’ta Bulunan Hamam Takımlarının İncelenmesi’’ isimli bu araştırmada, adı geçen müzelerde yer alan hamam takımları ile ilgili eserleri incelemek ve belgelendirmek amaçlanmıştır.

İzmir Etnografya Müzesi ve Efes Müzesi Selçuk’ta bulunan hamam takımları içerisinde yer alan eserlerden 3 takım İzmir Etnografya Müzesinden, 3 takım da Efes Müzesi Selçuk’tan seçilmek suretiyle oluşturulmuş ve toplam 51 adat örnek araştırma kapsamına alınmıştır.

İlk olarak literatür taraması yapılarak araştırma içerisinde yer alacak ön bilgiler belirlenmiştir. Bu kapsamda gözlem fişi geliştirilerek örneklerin tüm özellikleri belirlenmiştir. Bu bilgiler fotoğraf, desen ve kalıp çalışmaları ile desteklenmiştir. Ürünlerin belli özellikleri için oluşturulan tablolara gözlem fişlerinden elde edilen veriler işlenmiş ve bulgular ile sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.

Türk toplumunun sosyal hayat içerisinde önemli bir yere sahip olan “Hamam Kültürü’’ çok eski tarihlere uzanan köklü bir geçmişin izlerini taşımaktadır. İşte bu kültürün en önemli eserleri arasında yer alan Hamam Takımları ve Giysileri de içinde bulundukları dönemin değerli yapıtlarındandır.

(8)

İzmir ili içerisinde bulunan iki müzede yapılan araştırmada, hamam içerisinde kullanılan eşyaların bir kısmı araştırılıp incelenmiş ve belgelendirilerek tanıtılmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Türk Hamamı, Hamam Kültürü, Hamam Takımları, Hamam Giysileri

(9)

SUMMARY

RESEARCH OF BATH SETS IN İZMİR ETHNOGRAPHY MUSEUM AND EFES MUSEUM SELCUK

Prepared by

Feride GÜLER

Department of Clothing Industry and Clothing Arts

Supervisor

Asist. Prof. H. Saadet BEDÜK

May-2010

In this study named “Research of Bath Sets in İzmir Ethnography Museum and Efes Museum Selcuk”, it is aimed to search and document the works related to bath sets take part in mentioned museums.

Three of the bath sets from İzmir Ethnography Museum and three of them from Efes Museum have been selected and composed, and 51 pieces have been taken in the scope of the research.

Firstly, related information that would take part in the research has been determined by literature scanning. In this scope, all features of the examples have been determined by improving observation cards. This data is supported by photograph, design and model works. The data obtained from observation cards has been processed in the tables performed for the certain features of the products and tried to reach the conclusion by the findings.

(10)

“Bath Culture” that has a very important place in the social life of Turkish society carries the past traces of deep rooted history. Bath Sets and Clothes that take place in this culture are the valuable works of that period.

In the research made in the two museums in İzmir, some pieces used in bath are tried to be introduced by searching, examining and documenting.

(11)

İÇİNDEKİLER

Sayfa No

BİLİMSEL ETİK SAYFASI ...ii

YÜKSEK LİSANS TEZ KABUL FORMU ... iii

ÖNSÖZ ... iv

ÖZET ... vi

SUMMARY ... viii

İÇİNDEKİLER ... x

KISALTMALAR ... xvi

TABLOLAR LİSTESİ ... xvii

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ ... xviii

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xxiii

ÇİZİMLER LİSTESİ ... xxv

1. BÖLÜM- GİRİŞ ... 1

1.1. Problem Cümlesi ve Alt Problemler ... 1

1.2. Araştırma Konusunun Tanımı ... 1

1.3. Araştırma Konusunun Seçimi ve Önemi ... 2

1.4. Araştırmanın Amacı ... 3

1.5. Konu ile İlgili Çalışmalar ... 4

2. BÖLÜM- İZMİR ETNOGRAFYA MÜZESİ VE EFES MÜZESİ SELÇUK HAKKINDA GENEL BİLGİ ... 6

(12)

2.1.2. Sergileme Düzeni ... 7

2.2. Efes Müzesi Tarihi(Selçuk) ... 8

2.2.1. Sergileme Düzeni ... 9

3. BÖLÜM- HAMAM KÜLTÜRÜNE GENEL BAKIŞ... 11

3.1. Hamam Kültürü ... 11

3.2. Hamam Kültürünün Tarihi Gelişimi ... 13

3.2.1. Türklerde Hamam Kültürü ... 16

3.2.1.1. Türk Hamamının Başlıca Bölümleri ... 18

3.2.1.2. Türk Hamamının Genel Özellikleri ve Geleneklerimizdeki Yeri ... 19

4. BÖLÜM- BÖLGELERE GÖRE HAMAM GELENEKLERİ ... 23

4.1. Ege Bölgesi ... 23

4.2. Marmara Bölgesi ... 26

4.3. Akdeniz Bölgesi ... 28

4.4. İç Anadolu Bölgesi ... 30

4.5. Karadeniz Bölgesi ... 35

4.6. Doğu Anadolu Bölgesi ... 36

4.7. Güney Doğu Anadolu Bölgesi ... 40

5. BÖLÜM- HAMAM TAKIMLARI VE HAMAM GİYSİLERİNİN TANIMI, TARİHÇESİ VE SINIFLANDIRILMASI ... 41

5.1. Hamam Takımlarının Tanımı ... 41

5.2. Hamam Takımlarının Tarihçesi ... 45

(13)

5.5. Hamam Giysilerinin Tarihçesi ... 54

5.6. Hamam Giysilerinin Sınıflandırılması ... 57

6. BÖLÜM- HAMAM TAKIMLARI VE HAMAM GİYSİLERİNDE KULLANILAN DOKUMALAR, KUMAŞLAR VE İPLİK TANIMLAMALARI 61 6.1. Kullanılan Dokumalar ... 61 6.1.1. Pamuklu Dokumalar ... 61 6.1.2. Keten Dokumlar ... 62 6.1.3. Havlı Dokumlar ... 62 6.1.4. Yünlü Dokumlar ... 62 6.1.5. İpekli Dokumalar ... 63 6.2. Kullanılan Kumaşlar ... 63 6.2.1. Bez ... 63 6.2.2. Patiska ... 63 6.2.3. Bürümcük ... 64 6.2.4. Tülbent Kumaş ... 64 6.2.5. Havlu ... 65 6.2.6. Organze ... 65 6.2.7. Ödemiş İpeği ... 65 6.2.8. Atlas ... 65 6.2.9. Kadife ... 66 6.3. Kullanılan İplikler ... 66 6.3.1. Pamuklu İplikler ... 66

(14)

6.3.3. İpek İplikler ... 67

6.3.4. Yün İplikler ... 67

6.3.5. Madensel İplikler ... 67

7. BÖLÜM- HAMAM TAKIMLARI VE HAMAM GİYSİLERİNDE KULLANILAN DİKİŞ VE SÜSLEME TEKNİKLERİ ... 69

7.1. Dikiş Teknikleri ... 69

7.2. Süsleme Teknikleri ... 69

7.2.1. Hazır Malzeme İle Süsleme ... 70

7.2.2. Nakış Tekniği İle Yapılan Süslemeler ... 71

7.2.2.1. Basit El Nakışları(Basit Nakış İğneleri) ... 71

7.2.2.2. Ağır El Nakışları ... 84

7.2.2.2.1. Hesap İşi İğneleri ... 84

7.2.2.2.2. Türk İşi İğneleri ... 91

7.2.2.2.3. Maraş İşi(Dival İşi İğneler) ... 97

7.2.2.2.4. Tel Kırma(Bartın İşi) ... 101

7.2.2.2.5.Tel Sarma ... 106 7.2.2.2.6. Antep İşi ... 107 7.2.2.2.7. Suzeni İşi ... 108 7.2.2.2.8. Çin İğnesi ... 109 7.2.2.2.9. Beyaz İş(Sarma) ... 110 7.2.2.2.10. Ajur ... 110 7.2.2.2.11. Kanaviçe ... 111

(15)

7.2.2.2.13. Pul- Boncuk tutturma ... 112

7.2.2.3. Makine Nakışları ... 113

7.2.3. Dikiş Tekniği İle Yapılan Süslemeler ... 114

7.2.4. İğne Oyası ... 115 8. BÖLÜM- YÖNTEM ... 116 8.1. Araştırmanın Yöntemi ... 116 8.2. Kapsam ve Sınırlılıklar ... 117 8.3. Evren Ve Örneklem ... 117 8.3.1. Evren ... 117 8.3.2. Örneklem ... 117 8.4. Varsayımlar(Sayıltılar) ... 118

8.5. Veri Toplama Teknikleri ... 118

8.5.1. Kullanılan Gözlem Fişi Örnekleri ... 119

8.6. Tanımlar ... 124

9. BÖLÜM- BULGULAR VE DEĞERLENDİRME ... 126

9.1. İzmir Etnografya Müzesinde Bulunan Hamam Takımları ... 126

9.1.1. Takım 1 ... 126

9.1.2. Takım 2 ... 161

9.1.3. Takım 3 ... 194

9.2. Efes Müzesi Selçuk’ta Bulunan Hamam Takımları ... 231

9.2.1. Takım 1 ... 231

(16)

9.3. Tablolar ve Değerlendirme ... 365

9.3.1. Eser Türleri ... 366

9.3.2. Hamam Takımlarında Kullanılan Malzemeler ... 368

9.3.3. Hamam Takımlarında Kullanılan Renkler ... 371

9.3.4. Hamam Takımlarında Kullanılan Dikiş ve Kenar Temizleme Teknikleri .. 374

9.3.5. Hamam Takımlarında Kullanılan Süsleme Teknikleri ... 377

9.3.6. Hamam Giysilerinde Kullanılan Malzemeler ... 380

9.3.7. Hamam Giysilerinde Kullanılan Renkler ... 383

9.3.8. Hamam Giysilerinde Kullanılan Kesim ve Dikim Teknikleri ... 387

9.3.9. Hamam Giysilerinde Kullanılan Kol, Yaka, Kapanma, Bel ve Patlet Özellikleri ... 390

9.3.10. Hamam Giysilerinde Kullanılan Süsleme Teknikleri ... 393

10. BÖLÜM- SONUÇ VE ÖNERİLER ... 396

10.1. Sonuç ... 396

10.2. Öneriler ... 400

KAYNAKÇA ... 401

(17)

KISALTMALAR

A.O : Arka Ortası

Ö.O : Ön Ortası

D.B.İ : Düz Boy İplik

K.K : Kumaş Katı

En. No : Envanter Numarası

D.B : Dış Bohça İ.B : İç Bohça P. :Peştamal H.P :Hamam Peşkiri H.H : Hamam Havlusu B.H : Baş Havlusu

D.A : Don Ayağı

T.N :Takunya, Nalın

H.T : Hamam Tası

G : Göynek

(18)

Sayfa No:

Tablo No: 1, İzmir Etnografya Müzesi ve Efes Müzesi Selçuk’ta Bulunan Eser

Döküm Tablosu ... 365

Tablo No: 2, Hamam Takımlarında Kullanılan Malzemeler Tablosu ... 367

Tablo No: 3, Hamam Takımlarında Kullanılan Renk Döküm Tablosu ... 370

Tablo No: 4, Hamam Takımlarında Kullanılan Dikiş ve Kenar Temizleme Teknikleri ... 373

Tablo No: 5, Hamam Takımlarında Kullanılan Süsleme Teknikleri ... 375

Tablo No: 6, Hamam Giysilerinde Kullanılan Malzemeler Tablosu ... 377

Tablo No: 7, Hamam Giysilerinde Kullanılan Renk Döküm Tablosu ... 380

Tablo No: 8, Hamam Giysilerinde Kullanılan Kesim ve Dikim Teknikleri ... 384

Tablo No: 9, Hamam Giysilerinde Kullanılan Kol, Yaka, Kapanma, Bel ve Patlet Özellikleri Tablosu ... 387

(19)

Sayfa No

Fotoğraf No: 1, İzmir Etnografya Müzesi ... 6

Fotoğraf No: 2, Efes Müzesi Selçuk’tan bir görüntü ... 8

Fotoğraf No: 3, En. No: 548 Dış Bohça ... 129

Fotoğraf No: 4-A,En. No: 66 Hamam Havlusu ... 133

Fotoğraf No: 4-B, En. No: 66 Hamam Havlusu Detay Görüntüsü ... 134

Fotoğraf No: 5-A, En. No: 69, Havlu, Baş Havlusu ... 137

Fotoğraf No: 5-B, En. No: 69, Havlu Detay Görüntüsü ... 138

Fotoğraf No: 6-A, En. No: 775, Hamam Peşkiri ... 141

Fotoğraf No: 6-B, En. No: 775, Hamam Peşkiri Detay Görüntüsü ... 142

Fotoğraf No: 7-A, En. No: 540, Bohça(İç Bohça) ... 146

Fotoğraf No: 7-B, En. No: 540, Bohça Detay Görüntüsü ... 147

Fotoğraf No: 8-A, En. No: 2811, Göynek ... 152

Fotoğraf No: 8-B, En. No: 2811, Göynek Detay Görüntüsü ... 153

Fotoğraf No: 9-A, En. No:2810, Don ... 158

Fotoğraf No: 9-B, En. No: 2810, Don Paça Detayı ... 159

Fotoğraf No: 9-C, En. No: 2810, Don Patlet ve Kemer Detayı ... 159

Fotoğraf No: 10-A, En. No: 911, Dış Bohça ... 163

Fotoğraf No:10-B, En. No: 911, Bohça Göbek Detayı ... 164

Fotoğraf No: 10-C, En. No: 911, Bohça Köşe Detayı ... 164

Fotoğraf No: 11-A, En. No: 1105, Hamam Havlusu ... 168

Fotoğraf No: 11-B, En. No: 1105, Hamam Havlusu Detay Görüntüsü ... 169

(20)

Fotoğraf No: 13-A, En. No: 1239, Hamam Peşkiri ... 176

Fotoğraf No: 13-B, En. No: 1239, Hamam Peşkiri Desen Detayı ... 177

Fotoğraf No: 14-A, En. No: 2932 Bohça(İç Bohça) ... 180

Fotoğraf No: 14-B, En. No: 2932 Bohça Detay Görüntüsü ... 181

Fotoğraf No: 15-A, En. No: 2849 Göynek ... 186

Fotoğraf No: 15-B, En. No: 2849 Göynek Detay Görüntüsü ... 187

Fotoğraf No: 16, En. No: 410, Don ... 192

Fotoğraf No: 17-A, En. No: 661, Dış Bohça ... 197

Fotoğraf No: 17-B, En. No: 661, Bohça Göbek Detayı ... 198

Fotoğraf No: 17-C, En. No: 661, Bohça Köşe Detayı ... 198

Fotoğraf No: 18-A, En. No: 379, Hamam Havlusu ... 202

Fotoğraf No: 18-B, En. No: 379, Hamam Havlusu Detay Görüntüsü ... 203

Fotoğraf No: 19-A, En. No: 527, Havlu(Baş Havlusu) ... 206

Fotoğraf No: 19-B, En. No: 527, Havlu Detay Görüntüsü ... 207

Fotoğraf No: 20-A, En. No: 103, Peştamal ... 210

Fotoğraf No: 20-B, Peştamal Süsleme Detayı ... 211

Fotoğraf No: 21-A, En. No: 216, Bohça(İç) ... 214

Fotoğraf No: 21-B, En. No: 216, Bohça Detay Görüntüsü ... 215

Fotoğraf No: 22-A, En. No: 194, Göynek ... 221

Fotoğraf No: 22-B, En. No: 194, Göynek Detay Görüntüsü ... 222

Fotoğraf No: 23-A, En. No: 2812, Don Ön ... 227

(21)

Fotoğraf No: 23-D, En. No: 2812, Don Ön Detayı ... 228

Fotoğraf No: 23-E, En. No: 2812, Don Arka Detayı ... 229

Fotoğraf No: 23-F, En. No: 2812, Don Yan Yırtmaç Detayı ... 229

Fotoğraf No: 24-A, En. No: 11/14/73, Dış Bohça(Bohça) ... 233

Fotoğraf No: 24-B, En. No: 11/14/73, Bohça Detay Görüntüsü ... 234

Fotoğraf No: 25-A, En. No: 4/14/73, Hamam Havlusu ... 237

Fotoğraf No: 25-B, En. No: 4/14/73, H.Havlusu Detay Görüntüsü ... 238

Fotoğraf No: 26, En. No: 3/14/73, Baş Havlusu(Havlu) ... 241

Fotoğraf No:27, En. No: 36/64/90, Peştamal ... 244

Fotoğraf No: 28-A, En. No: 362, Don Ayağı ... 247

Fotoğraf No: 28-B, En. No: 362, Don Ayağı Detay Görüntüsü ... 247

Fotoğraf No: 29, En. No: 1/30/72, Nalın ... 251

Fotoğraf No: 30, En. No: 2/46/73, Hamam Tası ... 254

Fotoğraf No: 31-A, En. No: 5/52/73, Bohça (İç Bohça) ... 257

Fotoğraf No: 31-B, En. No: 5/52/73, Bohça Detay Görüntüsü ... 258

Fotoğraf No: 32-A, En. No: 1/30/75, Göynek ... 262

Fotoğraf No: 32-B, En. No: 1/30/75, Göynek Süsleme Detayı ... 263

Fotoğraf No: 33-A, En. No: 2/30/75, Don ... 269

Fotoğraf No: 33-B, En. No: 2/30/75, Don Paça Detayı ... 270

Fotoğraf No: 34-A, En. No: 17/52/73, Bohça(Dış Bohça) ... 276

Fotoğraf No: 34-B, En. No: 17/52/73, Bohça Köşe Detayı ... 277

(22)

Fotoğraf No: 35-B, En. No: 7/14/73, H.Havlusu Süsleme Detayı ... 282 Fotoğraf No: 36-A, En. No: 13/52/73, Çevre Havlu(Baş Havlusu) ... 285 Fotoğraf No: 36-B, En. No: 13/52/73, Çevre Havlu Süsleme Detayı ... 286 Fotoğraf No: 37, En. No: 35/64/90, Peştamal ... 290 Fotoğraf No: 38-A, En. No: 92/40/78, Don Ayağı ... 293 Fotoğraf No:38-B, En. No: 92/40/78, Don Ayağı Süsleme Detayı ... 294 Fotoğraf No: 39, En. No: 5/35/76, Takunya ... 298 Fotoğraf No: 40, En. No: 4/45/73, Hamam Tası ... 301 Fotoğraf No: 41-A, En. No: 7/52/73, Bohça(İç Bohça) ... 304 Fotoğraf No: 41-B, En. No: 7/52/73, İç Bohça Süsleme Detayı ... 305 Fotoğraf No: 42-A, En. No: 1/64/90, Göynek Ön ... 311 Fotoğraf No: 42-B, En. No: 1/64/90, Göynek Arka ... 311 Fotoğraf No: 42-C, En. No: 1/64/90, Göynek Yaka ve Pat Detayı ... 312 Fotoğraf No: 42-D, En. No: 1/64/90, Göynek Kol Detayı ... 312 Fotoğraf No:43-A, En. No: 2/64/90, Don ... 318 Fotoğraf No: 43-B, En. No: 2/64/90, Don Süsleme Detayı ... 319 Fotoğraf No: 44-A, En. No: 83/40/73, Dış Bohça ... 324 Fotoğraf No: 44-B, En. No: 83/40/73, Bohça Göbek Detayı ... 325 Fotoğraf No: 44-C, En. No: 83/40/73, Bohça Köşe Detayı ... 325 Fotoğraf No: 45-A, En. No: 1/14/73, Hamam Havlusu ... 329 Fotoğraf No: 45-B, En. No: 1/14/73, H.Havlusu Süsleme Detayı ... 330 Fotoğraf No: 46-A, En. No: 2/14/73, Baş Havlusu(Havlu) ... 333

(23)

Fotoğraf No: 47, En. No: 34/64/90, Peştamal ... 337 Fotoğraf No: 48-A, En. No: 343, Don Ayağı ... 340 Fotoğraf No: 48-B, En. No: 343, Don Ayağı Süsleme Detayı ... 341 Fotoğraf No: 49, En. No: 6/35/76, Takunya ... 344 Fotoğraf No: 50, En. No: 322, Hamam Tası ... 347 Fotoğraf No: 51-A, En. No: 4/52/73, İç Bohça(Bohça) ... 350 Fotoğraf No: 51-B, En. No: 4/52/73, Bohça Köşe Detayı ... 351 Fotoğraf No: 52-A, En. No: 28/64/90, Göynek ... 355 Fotoğraf No: 52-B, En. No: 28/64/90, Göynek Yaka, Pat ve Manşet Detayı ... 356 Fotoğraf No: 53-A, En. No: 3/26/79, Don ... 361 Fotoğraf No: 53-B, En. No: 3/26/79, Don Paçası Süsleme Detayı ... 362 Fotoğraf No: 53-C, En. No: 3/26/79, Don Uçkur Detayı ... 362

(24)

Sayfa No

Şekil 1: Sap işi ... 72 Şekil 2: Fransız düğümü ... 72 Şekil 3: Eğreltiotu iğnesi ... 73 Şekil 4: Gölge işi ... 74 Şekil 5: Battaniye iğnesi ... 75 Şekil 6: Kapalı battaniye İğnesi ... 76 Şekil 7: Rişliyö ... 76 Şekil 8: Kreton iğnesi ... 77 Şekil 9: Zincir İğnesi ... 78 Şekil 10: Kare zincir iğnesi ... 78 Şekil 11: Papatya iğnesi ... 79 Şekil 12: Çengel iğnesi ... 80 Şekil 13: Grup çengel iğnesi ... 81 Şekil 14: Düğüm iğnesi ... 81 Şekil 15: Başak iğnesi ... 82 Şekil 16: Pekin iğnesi ... 83 Şekil 17: Hristo teyeli ... 83 Şekil 18: Ciğerdeldi ... 86 Şekil 19: Susma ... 87 Şekil 20: Balıksırtı ... 88 Şekil 21: Civankaşı ... 89

(25)

Şekil 23: Düz pesent ... 93 Şekil 24: Verev pesent ... 94 Şekil 25: Muşabak ... 95 Şekil 26: Mürver ... 96 Şekil 27: Bartın işi(tek kırma) ... 106

(26)

Sayfa No: Çizim No:1, En. No: 548, Dış Bohça ... 130 Çizim No: 2, En. No: 66, Hamam Havlusu Desen Çizimi ... 134 Çizim No: 3, En. No: 69, Havlu Desen Çizimi ... 138 Çizim No: 4, En. No:775, Hamam Peşkiri Desen Çizimi ... 143 Çizim No: 5, En. No: 540, İç Bohça Desen Çizimi ... 147 Çizim No: : 6, En. No: 2811, Göynek Kalıp Çizimi ... 154 Çizim No: 7, En. No: 2810, Don Kalıp Çizimi ... 160 Çizim No: 8, En. No: 911, Bohça Desen Çizimi ... 165 Çizim No: 9, En. No:1105, Hamam Havlusu Desen Çizimi ... 169 Çizim No: 10, En. No: 2982 Havlu Desen Çizimi ... 173 Çizim No: 11, En. No: 2932 Bohça Desen Çizimi ... 182 Çizim No: 12, En. No: 2849 Göynek Kalıp Çizimi ... 188 Çizim No: 13, En. No: 410 Don Kalıp Çizimi ... 193 Çizim No: 14, En. No: 661, Bohça Desen Çizimi ... 199 Çizim No: 15, En. No: 379, Hamam Havlusu Desen Çizimi ... 203 Çizim No: 16, En. No: 527, Havlu Desen Çizimi ... 207 Çizim No: 17, En. No: 216, Bohça Desen Çizimi ... 216 Çizim No: 18, En. No: 194, Göynek Kalıp Çizimi ... 223 Çizim No: 19, En. No: 2812, Don Kalıp Çizimi ... 230 Çizim No: 20, En. No: 11/14/73, Bohça Desen Çizimi ... 234 Çizim No: 21, En. No: 4/14/73, H.Havlusu Desen Çizimi ... 238

(27)

Çizim No: 23, En. No: 362, Don Ayağı Desen Çizimi ... 248 Çizim No: 24, En. No: 5/52/73, Bohça Desen Çizimi ... 258 Çizim No: : 25-B, En. No: 1/30/75, Göynek Kalıp Çizimi ... 265

Çizim No: 26-A, En. No: 2/30/75, Don Desen Çizimi ... 271 Çizim No: 26-B, En. No: 2/30/75, Don Kalıp Çizimi ... 272 Çizim No: 27, En. No: 17/52/73, Bohça Deten Çizimi ... 278 Çizim No: : 28, En. No: 7/14/73, H.Havlusu Desen Çizimi ... 282 Çizim No: 29, En. No: 13/52/73, Çevre Havlu Desen Çizimi ... 287 Çizim No: 30, En. No: 92/40/78, Don ayağı Desen Çizimi ... 295 Çizim No: : 31, En. No: 7/52/73, Bohça Desen Çizimi ... 306

Çizim No: 32-A, En. No: 1/64/90, Göynek Desen Çizimi ... 313 Çizim No: 32-B, En. No: 1/64/90, Göynek Kalıp Çizimi ... 314 Çizim No: 33-A, En. No: 2/64/90, Don Desen Çizimi ... 319 Çizim No: 33-B, En. No: 2/64/90, Don Kalıp Çizimi ... 320 Çizim No: 34, En. No: 83/40/73, Bohça Desen Çizimi ... 326 Çizim No: 35, En. No: 1/14/73, H. Havlusu Desen Çizimi ... 330 Çizim No: 36, En. No: 2/14/73, Havlu Desen Çizimi ... 334 Çizim No: 37, En. No: 343, Don Ayağı Desen Çizimi ... 341 Çizim No: 38, En. No: 4/52/73, Bohça Desen Çizimi ... 351 Çizim No: 39-A, En. No: 28/64/90, Yaka Desen Çizimi ... 356 Çizim No: 39-B, En. No: 28/64/90, Manşet Desen Çizimi ... 356 Çizim No: 39-C, En. No: 28/64/90, Kalıp Çizimi ... 357

(28)
(29)

1. BÖLÜM GİRİŞ

1.1. Problem Cümlesi ve Alt Problemler

İzmir ili ve çevresine ait hamam kültürü yapısı, eserleri ve özelliklerini incelemek adına İzmir ili ve çevresinde bulunan, eser sayısı yoğunlukları göz önünde bulundurularak iki müze seçilmiş ve problem cümlesi ortaya konmuştur. İzmir Etnografya Müzesinde ve Efes Müzesi Selçuk’ta Bulunan Hamam Takımları ve Hamam Kültürüne ait Eserler nelerdir? Sorusundan yola çıkarak araştırma konusu “İzmir Etnografya Müzesinde ve Efes Müzesi Selçuk’ta Bulunan Hamam Takımlarının İncelenmesi’’ olarak belirleniştir. Bu araştırmada ayrıca aşağıda belirtilen alt problemlere cevaplar alınmaya çalışılmıştır.

• Hamam kültürü nedir?

• Hamam kültürünün tarihi gelişimi nasıl olmuştur? • Bölgelere göre hamam gelenekleri nelerdir?

• Hamam takımları ve hamam giysilerinin tanımı ve tarihçesi nedir? • Hamam takımları içerisinde bulunan eserler nelerdir?

• Hamam takımları ve hamam giysilerinde kullanılan kumaş ve iplik cinsleri nelerdir?

• Hamam takımları ve giysilerinde kullanılan kalıp, kesim, dikim ve süsleme teknikleri nelerdir?

1.2. Araştırma Konusunun Tanımı

Kültür bir millettin maddi ve manevi değerlerinin bir bütünü, kültür değerleri ise; milletlerin dünya uygarlıklarına kattıkları belgelerdir(Muratoğlu, 1995:1). İnsanlar bilerek ve bilmeyerek geleneklerini sürdürürlerken kültür aktarımını da sağlamışlardır. Bu aktarım tarih sahnesinde değişik sebeplerden etkilenerek, gelişerek ve bazen kendi içerisinde değişiklikler göstererek ilerlemeye ve nesilden nesile aktarılmaya devam etmiştir.

(30)

Kültürümüzün bir parçası olan ve geleneksel giyimlerimizin arasında bulunan, hamam takımları ve hamam giysilerinin de çeşitli bölgelere göre değişik şekiller aldığı görülmektedir. Genellikle tüm insanlar tarafından varlığı bilinen hamam kültürümüz hakkında, hala hayatta olan ninelerimiz ve dedelerimiz dışında çok fazla bilgiye sahip bireyler gün geçtikçe azalmaktadır. Buna oranla bu kültür mirasını yaşatacak ve gelecek nesillere aktaracak yazılı kaynaklarımızın sayısı oldukça sınırlıdır.

Bu nedenle İzmir ili ve çevresinde yer alan, “İzmir Etnografya müzesinde ve Efes Müzesi Selçuk’ta Bulunan Hamam Takımlarının İncelenmesi’’ konulu araştırmanın yapılması uygun bulunmuştur. Türk gelenek ve göreneklerin en güzel örneklerinden biri olan hamam törenleri ve bu törenler için özel hazırlanan, sanat eseri niteliği taşıyabilecek eserleri(Hamam Takımları ve Hamam Giysileri) incelemek, tanımak, devamını sağlamak, varlığını korumak ve gelecek nesillere aktarmak için bu araştırma yapılmıştır.

1.3. Araştırma Konusunun Seçimi ve Önemi

Bu araştırmada, “İzmir Etnografya Müzesinde ve Efes Müzesi Selçuk’ta Bulunan Hamam Takımlarının incelenmesi’’ konu olarak seçilmiştir.

Temizlik; insanoğlunun var olduğundan beri temel ihtiyaçlarından biridir. Temizliği sağlayan en önemli etkende “banyo etmek’’tir. Vücut temizliği, gerek gelenek ve göreneklerimizin, gerekse İslamiyet’in etkisi ile Türk milletinin en önemli özelliklerinden biri olmuştur. Yıllar öncesine ait hayat standartları d düşünülürse, yaşamak için bir odaya bile zor sahip olan halkın, evinde yıkanmak için bir banyosunun veya o dönem için hamamının olması oldukça lüks sayılırdı. Bu nedenle devlet ve hayırsever zenginlerin mahalle aralarına yaptırdıkları hamamlar oldukça büyük önem teşkil etmekteydi.

Günlük hayatımıza temizlenme ihtiyacımız nedeni ile giren hamamlar, zamanla geleneğimiz haline gelmiştir. Öyle ki hamam geleneği; düğünlerde(kına, gelini güvey hamamları), kişilerin özel günlerinde(Adak, doğum v.b.) ve bayramlarda kendilerini daha fazla göstermiştir. Bu gelenek Türk milletinin ince

(31)

giyim zevki ile birleşince Hamamda kullanılan özel eşyalara yansımış, bunla beraber hamam içinde giyilen hamam giysilerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Bu gelenek Anadolulun hemen hemen her köşesinde yaşanmış ve bazı bölgelerinde az rastlansa da hala yaşatılmaya çalışılmaktadır. Ancak geçmişte kullanılan bu takımların ve giysilerin sayısı oldukça azdır.

Türk kültür yapısının önemli bir parçası olan hamam içi özel gün kutlamaları ve bu kutlamalar sırasında kullanılan hamam takımları ve hamam giysileri gelişen teknoloji ve değişen kültür yapısı nedeni ile günümüzde yok olmaya yüz tutmuştur. Geleneksel kültürümüz içerisinde bulunan hamam takımları ve hamamda kullanılan hamam giysileri konularında yapılan çalışmalar bilgi düzeyinde olup; resim, kalıp, desen ve çizimlere yer verilmemiştir. Model, kumaş, dikiş teknikleri, kalıp çizimleri ve süsleme özellikleri bakımından incelenip, belgelenerek katalog oluşturulmalıdır.

Tarihimizde bu kadar önemli bir yere sahip adet, gelenek ve göreneklerimizin unutulmaması, bu gelenek ve göreneklerimizin bizlere kattığı eserlerin, eserlerde kullanılan teknik ve çalışmaların tarih sahnesinden silinmemesi ve unutulmaması Türk toplumu adına çok önemli bir meseledir. Bu konu üzerinde yazılı kaynakların sınırlı olması ve gelecek nesillere aktarılmasının sağlanması açısından bu çalışmanın konu olarak seçimi önemlidir.

1.4. Araştırmanın Amacı

“İzmir Etnografya Müzesinde ve Efes Müzesi Selçuk’ta Bulunan Hamam Takımlarının İncelenmesi’’ konulu bu araştırmanın amaçları şu şekilde sıralanabilir;

-Hamam takımları ve hamam giysilerinde kullanılan malzeme, model, kesim, dikim, süsleme konu ve tekniklerinin gözlem fişleri oluşturmak koşulu ile belgelendirmek,

-Model, kesim ve süsleme özelliklerini kalıp ve motif çizimleri ile belgelendirmek,

(32)

-Hamam takımları ve hamam giysilerinde kullanılan kumaş, iplik, süsleme konuları ile ilgili bilgi vermek,

-Dikiş, astarlama ve süsleme teknikleri ile ilgili bilgi vermek,

- Bundan sonraki araştırmacılara yol göstermek,

-Geçmişten gelen ve günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş hamam kültürümüz ve hamam kültürümüzdeki adetlerimizin Türk Giyim Sanatlarına kattığı bilgi ve örneklerin zaman içerisinde yok olmasını bir nebze olsun önlemeye çalışmak,

-Gelecek nesilleri, bilinçlendirmek, onları aydınlatmak, geçmişi yaşatmanın önemini kavratmak.

1.5. Konu İle İlgili Çalışmalar

Ulaşılabilindiği kadar yapılan literatür taramasında hamam giysisi ve hamam takımları ile ilgili çalışmaya az rastlanmıştır.

Ansiklopediler, giyim kuşam ile ilgili kitaplar, makalelerde hamam takımları ve giysileri ile ilgili bilgiler olup, fotoğraf ve çizimlere rastlanmamıştır. Genel yapısı ile hamam geleneğinin anlatıldığı eserler sayı olarak daha fazla olup, içerisinde hamam takımları ve giysileri ile ilgili bilgiler çok azdır. Bu kaynakların önemlileri yazarların soyadına göre şu şekilde sıralanabilir.

-AND, Metin; “Türk hamamının Kültürümüzde ve Sanatımızda Yeri ve Önemi.’’ Temmuz 1975/5’de yayınlanan Ulusal Kültür dergisinde ki makalesinde Türk hamam kültürünü anlatarak değişik yüzyıllarda Anadolu topraklarına gelmiş ve hamam kültürünü eserlerinde yazmış olan yabancı yazar ve gezginlerin düşüncelerine yer vermiştir. Makalenin içerisinde birkaç cümle ile hamam takımlarından bahsetmiştir.

(33)

-ARAZ, Nezihe. GÜNAY, Umay v.d. “21. Yüzyıl Eşiğinde Örf ve Adetlerimiz,’’ İstanbul, 1985. Adlı eserinde ise, Kayseri yöresinin gelin hamamı geleneği anlatılarak; hamam giysisi ve hamam takımlarından bahsedilmiştir.

-ARIK, R. SAPMAZ, N. v.d. “Bölgesel Türk Giysileri,’’ İstanbul, 1972. Adlı eserde ise; farklı bölgelerin hamam giysileri ve hamam takımları ile ilgili bilgilere yer verilmiştir.

-ATAMAN, Sadi Yaver, “Erzurum Düğünleri’’, Türk Halk Kültüründen Derlemeler, Ankara, 1992. Eserde Erzurum yöresinin gelin hamamı geleneğini anlatarak; hamam takımları hakkında tanımlamalar yapılmıştır.

-ATAMAN, Sadi Yaver, “Eski Türk Düğünleri ve Evlenme Ritleri’’, Ankara, 1992. Eski düğünlerin gelin hamamı geleneği, hamam giysileri ve hamam takımları hakkında bilgiler verilmiştir.

-ERGİN, M. Emin, “Urfa Folklorunda Düğün’’, Adana, 1979. Urfa yöresinin gelin hamamı geleneği anlatılarak, hamam takımlarından bahsedilmiştir.

-KOÇU, Reşat Ekrem, “Türk Giyim Kuşam ve Süsleme Sözlüğü’’, Ankara, 1963. Hamam takımlarından bahsedip, tanım yapılmıştır.

-KOMŞUOĞLU, Şükran. SEÇKİNÖZ, Mine v.d. “Resim II Moda Resmi ve Giyim Tarihi’’, Ankara, 1986. Hamam giyimlerinin: yaşa ve toplumsal duruma göre değişen şekilleri, hamam bohçasının hazırlanması ve hamama gönderiliş biçimi, hamama giderken giyilen giysiler ve hamam giyim’inin varlığından söz etmiştir.

-KOŞAY, Hamit Zübeyr, “Türkiye Türk Düğünleri Üzerine Mukayeseli Malzeme.’’ Ankara, 1994. Farklı bölgelerin gelin hamamlarını anlatarak, hamam takımları ve hamam giysileri hakkında bilgi vermiştir.

-TANSUĞ, Sabiha, “Türk Hamam Törenleri’’, Sanat Olayı Dergisi 1981/8 s: 26-27. Makalesinde hamam gelenekleri, gelin hamamı geleneği ve hamam takımları ve giysileri hakkında bilgi vermiştir.

(34)

2. BÖLÜM

İZMİR ETNOGRAFYA MÜZESİ VE EFES MÜZESİ SELÇUK HAKKINDA GENEL BİLGİ

Öncelikle incelemelerin yapılması için seçilen müzelerimizin tarihi gelişimlerini inceleyelim.

2.1. İzmir Etnografya Müzesi Tarihi

Bina, 19. yüzyılda Neo klasik tarzda, meyilli bir teras üzerine inşa edilmiştir. Bunun 1831 yılında ilkin hastane olarak (St.Roch Hastanesi) kullanıldığı; 1845 yılında Fransızlar tarafından onarılarak fakir Hıristiyan aileleri için bir bakımevine dönüştürüldüğü bilinmektedir(Anonim 113). Aynı bina daha sonra hıfzısıhha müessesesi ve sağlık müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılmıştır. 2 Aralık 1984 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı'na etnografya müzesi olarak düzenlenmek üzere devredilmiştir(Anonim 114).

Fotoğraf No: 1, İzmir Etnografya Müzesi

(35)

2.1.1. Müzenin Tarihsel Gelişimi ve Kuruluşu

İzmir'de etnografik eserler 29 Ekim 1978 tarihinden itibaren İzmir Atatürk ve Etnografya Müzesi'nin alt katında teşhir edilmekte idi. Daha sonra 1985-1987 yıllarında restore edilen eski sağlık müdürlüğü binası etnografya müzesi olarak hizmete sunulmuştur(Anonim 113). Müzede genellikle 19.yy’da İzmir ve çevresindeki Türklerin günlük hayatı, örf ve adetleri ile ilgili eserler yer almaktadır. Müzede ayrıca günümüzde ustaları çok azalmış olan el sanatları ile ilgili malzemeler ve bunların nasıl üretildiklerini gösteren temsili düzenlemelerde sergilenmektedir. Varyant girişinde bulunan Arkeoloji Müzesi ile aynı bahçededir(Anonim 115)

2.1.2. Sergileme Düzeni

Etnografik eserler, depolarda teşhire sunulmayan diğer eserler ve çevre müze müdürlüklerinden devrolunan etnografik eserlerle birlikte teşhir ve tanzim edilmiştir(Anonim 113).

Müze binası zemin kat üzerine üç katlı olarak inşa edilmiştir. 1. ve 2. katları teşhir salonları 3. kat depo, laboratuar, fotoğraf stüdyosu ve büro olarak hizmete sunulmuştur(Anonim 117).

Teşhirinde İzmir ve yöresinin 19. Yüzyıl'daki sosyal yaşamından kesitler verilmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle, endüstrileşme ile birlikte bugün artık yok olmaya yüz tutmuş, tenekecilik, nalıncılık, çömlekçilik, gözboncukçuluğu, tahta baskıcılık, halı dokumacılığı, urgancılık, keçecilik ve sereciye gibi el sanatlarımız sergilenerek tanıtılmaktadır(Anonim 113).

1.Kat Teşhiri: Sağda 1. bölümde: 19. Yüzyıl misafir odası, el işlemeleri, hamam takımları ile 2. bölümde: Gözboncuğu fırını ve örnekleri, İzmir İli'nin ilk Türk eczanesi (İttihat Eczanesi), keçecilik, nalıncık ve tenekecilik sergilenmiştir. İzmir'in meşhur şerbetçisi(Demirhindi) bu bölümde yaşadığı yüzyıldan ziyaretçilere teşhir edilmektedir. 3. bölümde: Menemen çömlek çarkı ve mamulleri, sereciye, deve ve deve güreşleri, halk oyunları, efe ve efe giysileri

(36)

tanıtılmıştır. Salonların iç kısımlarında yer alan koridordaki gömme vitrinlerde para keseleri, sedef kakmalı eşyalar, cam ve el işlemeleri teşhir edilmiştir(Anonim 117).

2.Kat Teşhiri: 1. bölümde: 19. yüzyıl gelin odası, gelinliklerin vitrini, oturma odası, sünnet odası ve mutfak malzemeleri, 2. bölümde: Ege Bölgesi gelin başları, kadın süs eşyaları, Osmanlı Devri sikkeleri, el yazması kitaplar ve yazı takımları teşhir edilmiştir(Anonim 113).

2.2. Efes Müzesi Tarihi(Selçuk)

İzmir ili Selçuk ilçesinde bir müze kurulması düşüncesi 19. yüzyılın sonlarında yörede başlayan demiryolu inşaatı sırasında ortaya çıkan eserlerin ve daha sonra da yörede yapılan kazılarla birlikte başlamıştır. Cumhuriyet döneminde Selçuk-Efes’te bulunan antik buluntular toplanarak yerel bir müze haline getirilmesi düşüncesi ilk defa 1929–1930 yıllarında ortaya atılmıştır(Anonim 118).

Fotoğraf No:2, Efes Müzesi Selçuk’tan bir görüntü

(37)

1929 yılında İzmir Valisi Kazım Dirik ve Eski Eserler Müfettişi Aziz Ogan tarafından kurulmuştur. Selçuk ili ilçe merkezindedir(Çavdar, s:93). Ancak bu müze depo niteliğinden olmaya gidemedi. Ancak zamanla, Efes Harabeleri'nden her yıl çıkarılan yüzlerce eser ve bunları ziyarete gelen çok sayıdaki turistin ihtiyacına cevap verebilmek üzere büyük ve modern bir müze kurulmasına gereksinim duyulmuştur. Efes’te kazı yapan Avusturya heyetinin de yardımlarıyla 7 Kasım 1964 yılında yeni bir müze hizmete açılmıştır(Anonim 118). 1964 yılında; bugünkü müzenin güneyindeki bölümün inşaatı tamamlanmış ve eserler sergilenmeye başlanmış. 1976 yılında; müzenin güney bölümü inşa edilmiş ve sergi alanları genişletilmiş. Müze; sahip olduğu ve sergilediği eserlerle, Avrupa’nın en önemli ve en zengin müzelerinin başında gelmekte. Ülkemizde ise, Topkapı müzesinden sonra ikinci sırada bulunmaktadır. Bugün: burada; 8352 arkeolojik eser, 1092 etnoğrafik eser ve 17143 sikke sergilenmektedir(Anonim 119).

2.2.1. Sergileme Düzeni

Efes Müzesi'nin ağırlıklı olarak bir antik kentin eserlerini sergileyen müze olması nedeniyle kronolojik ve tipolojik bir sergileme yerine eserlerin buluntu yerlerine göre sergilenmeleri tercih edilmiştir. Buna göre salonlar Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonu, Sikke ve Hazine Bölümü, Mezar Buluntuları Salonu, Efes Artemis’i Salonu, İmparator Kültleri Salonu olarak düzenlenmiştir. Bu salonların yanı sıra müze iç ve orta bahçelerinde çeşitli mimari ve heykeltıraşlık eserleri bahçe dekoru içinde ve uyumlu olarak sergilenmektedir. İki büyük Artemis heykeli, Eros başı, Yunuslu Eros heykelciği, Sokrates başı, Efes Müzesi'nin dünyaca tanınmış ünlü eserlerinden bazılarıdır. Efes Müzesi'nin müze, Efes ve Selçuk içinde yeni düzenlemeler sonucu ziyarete açılan yeni bölümleri;

Arasta ve Hamam Bölümü: Müzenin orta bahçesine bitişik, müze ile bütünlük oluşturan bölümde eski Türk kasabalarında ticaret hayatı ve kaybolmaya yüz tutan çeşitli el sanatları canlı olarak sergilenmektedir. Tarıma bağlı yöresel yaşamda önemli yer tutan tahıl öğütme sistemi (değirmenler) gelişimi ve farklı tipleri ile; bakırcılık ve gözboncuğu yapımı; Türk çadırlarının sergilendiği bölüm

(38)

içinde eski Türk yapısı ve 16. yüzyıla ait Osmanlı hamamı da restore edilerek sergi alanında değerlendirilmiştir.

Ayasuluk Kitaplığı: Efes Müzesi'nin arka sokağı içindeki eski bir Türk yapısı (14. yüzyıl) müze tarafından restore edilmiş ve semt halkının günlük gazete veya kitap okuyabileceği küçük bir kitaplık işlevi kazandırılmıştır.

Görme Engelliler Müzesi: Efes aşağı Agoradaki antik dükkânlardan biri restorasyonu yapılarak görme engellilerin gezebileceği bir müzeye dönüştürülmüştür. İki bölümden oluşan bu müzede kopya ve orijinal eserler sergilenmektedir(Anonim 120).

(39)

3. BÖLÜM

HAMAM KÜLTÜRÜNE GENEL BAKIŞ

Hamam kültürü geçmişten günümüze ulaşan kültürel değerlerimizden biridir ve günümüzde yok olamaya yüz tutmuştur. Hamam kültürünü genel anlamda inceleyecek olursak aşağıdaki sıralamayı inceleyebiliriz.

3.1. Hamam Kültürü

Geçmişte olduğu gibi bugünde hamam geleneğimizin toplumsal kültürümüzde büyük bir yeri vardır. Hamam sözlük anlamı ile birkaç tanımda şöyle açıklanabilir;

Hamam: (Arapça: مﺎّﻤﺣ, hammâm), özel bir düzenle ısıtılan sıcak ve soğuk suyu bulunan, yıkanma amacıyla kullanılan yapı(Anonim 1).

Hamam: 1. Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam, 2. Para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer(Anonim 4).

Hamam: Yıkanmaya mahsus yer ve binalara verilen isimdir(Anonim 5, s:424).

Hamam: Kısaca yıkanma, arınma ve şifa bulmaya mahsus yer olarak da tanımlanabilir(Anonim 2).

Antik çağlardan beri insanoğlu beden ve ruh temizliği sağlamak, sağlıklarını korumak ve çeşitli hastalıklardan kurtulmak için doğanın berraklığından yararlanmışlar, evreni oluşturan su, hava, toprak ve ateşi en iyi şekilde kullanma yolları aramışlardır(Bozok, s:64).

Tarih boyunca tüm kültürlerde olduğu gibi insanın yaşam biçimini belirleyici öğelerden biri su olmuştur(Apaydınpaşa, 2009:1). İki molekül hidrojen, bir molekül oksijen bileşiminden meydana gelen “Su”, yaşamın devamı, kültürlerin oluşması için “element” tanımının ötesinde farkı anlamlar taşıyor. “Su” yun geçtiği ya da geçemediği her yol, farklı bir kültürün oluşmasına neden oluyor(Anonim 3).

(40)

İnsanlar tarih boyunca ruh ve bedenin arınması için şifalı sular ve çamurlarda banyo yapmayı tecrübe etmişler ve farklı coğrafyalarda birbirinden farklı arınma kültürlerinin oluşmasına neden olmuşlardır(Bozok, s:64). Yeryüzünün yaşamsal kaynağı olan “Su”, insanoğlunun vazgeçilmezi olmuştur. İşte bu vazgeçilemeyen, olmazsa olmaz yaşamsal sıvı, dünya üzerinde yaşayan tüm canlılara hayat vermekle kalmayıp, yaşam koşullarını ve kültürlerini de yakından etkiliyor(Anonim 3).

İnsanlar, tarih boyunca yıkanmayı hem dinsel, manevi olarak bir ritüel olarak kullanmışlardır. Bunun yanında da bu ritüel insanların fiziksel olarak temizlemelerine yardımcı olmuştur(Anonim 6). Hintliler Ganj, Mısırlılar Nil nehrinde temizlenmişler, inançları doğrultusunda suyu arınma aracı olarak kabul edip sulara tanrısal nitelikler yüklemişlerdir(Bozok, s:64).

Eski çağlarda insanlara yıkanma ihtiyaçlarını açık havada giderirlerdi. Eski uygarlıklar, vücut temizliğinin yanı sıra dinsel bir anlam taşıyan ve aynı zamanda ruh temizliğini de amaçlayan yıkanma işlemine büyük önem vermişlerdir(Topal, 2004).

İnsanoğlu, suyun bulunduğu topraklara yerleşerek köyler, kentler kurmuş. Suyun olmadığı yerlerde ise kilometrelerce uzaktan suyu getirmenin yollarını aramış. “Susuz’’ yaşaması imkânsız olan insanoğlu, hayatta kalabilmek için suyu sadece içerek tüketmenin dışında sosyal ve kültürel gelişimini sürdürmek için her alanda kullanmışlardır(Anonim 3). Bu kültürel gelişimin en büyük etkilerinden birini de kuşkusuz temizlenme ihtiyacı ve bu ihtiyaçtan ortaya çıkan temizlenme yerlerinin yapılması olmuştur. Böylelikle tarih sahnesine, hamamlar ve daha sonra teknolojiyle berber evlerin içerisine inşa edilen banyolar girmiştir.

Hayatımıza modern banyo anlayışının girmesiyle beraber yok olmaya yüz tutmuş “hamam kültürü’’ tarih boyunca birçok toplumu etkisi altına almış ve her toplumun örf, adet ve gelenekleriyle yeniden şekillenmiştir. Her toplum kendisine özgü bir hamam kültürü oluşturmuştur.

(41)

3.2. Hamam Kültürünün Tarihi Gelişimi

Temizlenmenin tarihi çağlar öncesine uzanmaktadır. İnsanoğlu, önceleri akarsu ve denizlerde arınmış, inançlarının etkisi altında bedenin tapınağı olan açık ve kapalı odalar meydana getirip, günümüz banyo kültürünün kaynağı olan hamam yapılarını oluşturmuştur(Bozok, s:65). Hindistan’daki Ganj, Mezopotamya’daki Fırat, Mısır’daki Nil gibi ırmaklar, içerisinde topluca yıkanılan ve bundan mutlu olunan kutsal mekânlar olarak kabul edilirlerdi(Topal, 2004). Tabiat varlıklarının tanrı olarak benimsendiği çağlarda insanoğlu için yıkanmak, arınmış bir ruhla tanrı katına çıkabilmenin ilk adımıydı. Bu nedenle, tanrı temsilcisi olarak nitelendirdikleri Ganj, Fırat, Nil, Sakarya, Amazon gibi nehirlerin öncelikle bedenlerini kötü ruhlardan arındırdığına ve bedenin hastalıklara karşı şifa bulduğuna inanılırdı(Anonim 7, 1971:568).

Yıkanmak için düşünülmüş kapalı mekânların ilk izlenimlerine Hindistan’da, Eski Mısır’da ve Eski Ege ve Eski Yunan uygarlıklarındaki saraylarda rastlamaktayız(Topal,2004). Milattan önce 4000 yılında genç kızlar tanrıyla evlendirilmek için sarı nehre atılırlardı. Hindular tapınaklarını su kenarına yaparlar ve suyu her zaman kutsal görüp, günahlarından arınmak için yıkanırlardı. Ganj nehrinin kıyısında Benaves tapınağı bunun en iyi örneğidir. Hintliler suyun koruyucu özelliğine inanırlar suyun ruhlarını ve bedenlerini kötülüklerden, pisliklerden arındıklarını törenlerle günümüze kadar süre gelen gelenekler haline getirmişlerdir. (Anonim 6).

Eski Mısır inançlarına göre, tanrılar suyu, insanların öncelikle kötülüklerden arınması, sıcaklarda serinlemesi için yaratmıştır. Sular belirli tanrıların yönetimi altında idi. İnsanın onunla arınması, temizlenmesi gerekmekteydi. İnsan temiz olduğu sürece dini görevlerini yerine getirebilmekte ve yıkanmayan insanın ruhu da kirli sayılmaktaydı. Bu nedenle suların kutsal sayıldığı, tanrı olarak saygı gördüğü medeniyetlerde, su ile yıkanmak ruh ve beden arınmasının temel taşı niteliğindedir(Eyyuboğlu,1998:168).

(42)

Museviler hahamları kutsadığı bir havuzda yıkayarak günlerini bitirirlerdi. Hıristiyanlar tüm günahlarının kutsal suda yıkanarak yok olduğuna inanırlardı(Anonim 6).

Hamamların tarihi oldukça eskilere dayanır. Arkeolojik çalışmalarda farklı tarihlere uzanan hamam kalıntıları bulunmuş olsa da, günümüz hamamlarına çok benzer işlevler gören, içi ısıtılan, sıcak su akan binaların yaygın olarak ilk kez M.Ö. 5. yüzyılda Atina'da kullanıldığı kabul edilir(Anonim 12).

İçi ısıtılan ve sıcak su bulunan ilk yapı örneğine MÖ 5. yy.’da Atina’da rastlanmasına rağmen, bağımsız hamam yapılarının gelişimi Roma’da gerçekleşir(Yılmazkaya, 2002:10).

Yunanlılarda olduğu gibi Romalılarda da yıkanmanın günlük yaşamda büyük önemi vardı. İmparatorluk döneminden önce Roma'da halka açık hamam inşa edildiğine dair bilgi bulunmamakla beraber Yunanlılar döneminde sağlık merkezi işlevi gören hamamlar, bu özellikleriyle imparatorluk dönemi Roma hamamlarına model oluşturmuştur(Bilgin, 2003:12). Romalılar da önceleri deniz ve nehirlerde yıkanmışlar, ancak Romalılar hamamlara daha çok ilgi ve özen göstermişlerdir. İçi sıcak sulu ve özel ısıtma sisteminin kullanıldığı ilk hamamlar, Romalılar döneminde inşa edilmiştir(Ahipaşaoğlu ve Değirmenciliğin, 1999:278). Bilinen ilk hamam Pompei’deki “Stabia Hamamı”dır. Anıtsal ölçülerde binlerce insanın aynı anda yıkanabildiği ilk hamamlar M.Ö. 1. Yüzyılın ilk yarısında yine Roma’da yapılmıştır(Topal, 2004). Roma döneminde de iki veya üç katlı hamamlar gymnasiumlar ile birleştirilerek inşa edilmiş ve Romalılar günlük yaşamı, siyasi ortamı hamamın içine taşımışlardır. Onlar için artık hamamlar siyasi kararların alındığı, toplantıların düzenlendiği, şiirlerin okunduğu, yarışmaların yapıldığı mekanlar haline gelmiştir(Bozok, s:66).

Roma medeniyetinin, toplumsal yapının en önemli öğesi olan bu mekanları, ortaçağ başlarına kadar geliştirerek kurumsal kimlik kazandırdığı görülmektedir(Bilgin 2003:12).

(43)

Kent yaşamında bu denli önemli yere sahip olan Roma hamamının temel mimari öğeleri olan frigidarium (soğukluk), tepidarium (ılıklık) ve caldariıım (sıcaklık) bir takım değişikliklere uğrayarak Bizans ve Osmanlı - Türk hamam mimari yapısının çerçevesini oluşturmaktadır(Bozok, s:66).

Dünya tarihine Romalılar tarafından hediye edilen hamam geleneği, Bizans tarafından sürdürülmüştür. Ancak Roma imparatorluğunun tarihe karışmasıyla başlayan Ortaçağ boyunca Avrupa’da kişisel temizliğe ve hamamlara verilen önem etkisini kaybetmiş, çıplaklığın günah, kirliliğin sevap olduğu bir dönem başlamıştır(Anonim 11). Gariptir ama Rönesans’la birlikte pislik Avrupa'ya ilk adımlarını atmış oldu. İnsanlardaki o suya düşkünlük, yerini müthiş bir su korkusuna bırakıvermiş gibiydi. Yıllarca yıkanmayan, hatta silinip temizlenmeyen insanlar, üzerlerindeki pis kokuyu örtmek için ağır parfümler kullanıyorlardı(Anonim 13). Rönesans'ta Avrupalıların temizlik durumu tamamen tersine dönmüş insanlar daha önceki yüzyıllara göre daha pasaklı olmuş, bu durum 19.y.y,ın başlarına kadar sürmüştür. Yıkanma unutuldu halka açık banyolar kapatıldığı gibi evlerde bu iş için ayrılan yerler de başka işlerde kullanılmaya başlandı(Anonim 14). İnsanlar pisliğe alışmışlardı. Bir kimsenin banyo yapıp yapmamasına ancak doktorlar karar verebiliyordu. Halk hamamları, 16.yüzyıldan itibaren iyice ortadan kalkmaya yüz tuttu(Anonim 13).

16. Yüzyılın başlarından itibaren Avrupalıların Türkiye’ye gidip gelmesi sıklaştı. Bunlar arasında eli kalem tutanlar her fırsatta gördükleri harikulade şeyleri anlatmaktan geri kalmıyorlardı(anonim 14). Örneğin; Dennburg, "Anadolu halkı kadar temizliğe düşkün bir halka hiçbir zaman rastlamadım. Bunu fark etmek için onu hamamda görmek kâfidir. Elbisesi yamalı bir adam çıkagelir. Soyununca bakarsınız ki iç çamaşırları şaşılacak kadar beyaz ve tertemizdir. Avrupa'da ise durum ekseriye tam tersinedir." demektedir(Has, 2010).

M.de Thevenot, "Hem vücutlarını tertemiz tutmak, hem sıhhatlerini idame etmek için Türkler hamama çok giderler. Onun için şehirlerde birçok güzel hamam mevcut olduğu gibi, hiç olmazsa bir tek hamamı olmayan hiç bir köy yok-tur’’(Has,2010)demiştir.

(44)

3.2.1. Türklerde Hamam Kültürü

Türk Hamamları, Antik Çağ Roma Hamamlarının klasik ön örneklerinden başlayan ve uzun bir geçmişe sahip hamam ve hamam kültürünün tek ve doğrudan sürdürücüsü niteliğindedir(Anonim 9).

Anadolu'da çok eski zamanlardan beri, bir ‘su kültürü', ‘hamam geleneği' olduğu bilinir. Ama bu kültüre güncellik katan, onu ölümsüzleştiren ‘Türk hamamları' olmuştur. Türkler Asya'da yaşarlarken de ‘Mançu' dedikleri buharlı hamamları vardı. İşte, Asya'dan getirdikleri ile Anadolu'da buldukları hamam kültürü birleşti ve ortaya yeni bir ‘Türk Hamamı' sentezi çıktı (Anonim 20).

İslamiyet'te de, antik çağ inançlarında olduğu gibi, ibadetin yapılabilmesi için insanın hem ruhunu ve bedenini, hem giysilerini hem de çevresini temiz tutması gerekmektedir ve İslamiyet durgunsu değil akarsuyla yıkanmayı gerekli kılmaktadır(Şimşir, 2004:251). Hamamların Osmanlı Kültüründe bu denli önemli bir yer tutmasının en temel nedeni din'di. Kuran’a göre temizlik dindarlığın önemli değil, "asli" bir parçasıydı(Anonim 8). Bu nedenle çalışanların ibadetlerini rahatlıkla yerine getirebilmelerini sağlamak için Selçuklular ve Osmanlılar döneminde dini ve ticari yapılar inşa edilirken, ilk olarak hamam inşası tamamlanmakta ve hamam yapımı bittikten sonra işlerliğini sağlamak için de vakıf kurulmaktaydı(Bozok, s:67).

Anadolu’ya gelen Türklerin beraberinde getirdikleri banyo geleneği Roma ve Bizans geleneğiyle birleşip, İslamiyet’in de emrettiği temizlik kurallarıyla bütünleşince suyun kullanımı yeni bir kültürü, Türk Banyosunu ortaya çıkarmıştır. Türk Banyosu daha sonra kurumsallık kazanıp, yıkanılan yer anlamına gelen hamam kelimesiyle de Türk Hamamı olarak kendi geleneğini oluşturmuştur(Yılmazkaya, 2002:15).

Anadolu'da Türk dönemi hamamlarının ilk örnekleri ise, bugünkü Güneydoğu Anadolu Bölgesi çevresinde medeniyetlerini yaşatmış Artuklulara ait Mardin'deki Maristan Hamamı'nın, Anadolu'daki en eski tarihi hamam olduğu,

(45)

tarihinin de 11. asrın sonları ile 12. asrın başlarına tekabül ettiğini belirtiyor uzmanlar(Anonim 10).

Hamam; İslam uygarlıklarında da büyük ölçüde önem kazanmıştır. Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarca bu önem inşa edilen, bugüne kadar ayakta kalabilen eserlerle ortaya konulmuştur(Topal,2004).

Anadolu Selçukluları'ndan günümüze ulaşan hamamların sayısı oldukça az. Bir Danişment yapısı olan, Kayseri ilimizdeki Kölük Hamamı'nın 1210 yılında tamir edildiği biliniyor. Beylikler döneminde de bu toprakların pek çok yöresinde küçük boyutlu hamamlar yapılmıştı(Anonim 10).

Osmanlı Türklerinin ilk hamamı Bursa'da 1336 da Orhan Bey tarafından yaptırılmıştır. Kamusal alandaki ilk hamam ise 1584'te 111. Murat'ın annesi Nurbanu Sultan'ın Mimar Sinan'a yaptırdığı Çemberlitaş Hamamı olmuş, kısa bir zamanda da hamamların sayısı artmıştır(Bozok, s:67).

Osmanlı döneminde önem kazanan hamamlar, genellikle merkezi planlı, tek ya da çifte hamam türündeydiler(Anonim 10). Yarısı erkeklere, yarısı kadınlara ayrılan iki bölüm olarak inşa edilmiş olan çifte hamamın istisnai durumlar hariç hiçbir zaman iki ayrı kısmının kapısı aynı cadde veya sokağa açılmama özelliğine sahiptir(Şimşir, 2004:252). Tek hamam, nadir olarak bulunmaktaydı. Bazı özel hamamlar da ait oldukları kuruluş ya da özel mülkün ortadan kalkmasıyla genel hamam haline gelmiştir(Bozok, s:68).

Osmanlı ile Roma hamamını birbirinden ayıran farklılıklar vardır. Öncelikle Roma hamamında bulunan havuz, Osmanlı hamamında yoktu. Osmanlılar havuzu, İslamiyet akarsuda temizlenmeyi gerektirdiğinden sadece şifa amaçlı kaplıcalarda kullanmaktaydı(Tourism Today,2004:78). Osmanlı hamamlarında, soyunma yerinin ortasında genellikle fıskiyeli bir havuz bulunmaktaydı. Roma hamamlarının gerek açık gerekse kapalı alanlarının anıtsal boyutları, Osmanlı hamamları için uygulanmamıştır(Bozok, s:68).

(46)

Roma hamamlarının döşemeleri, duvarları, tavanı mozaiklerle ve mermer kaplamalarla süslenmiştir. "Hypocaust" denilen ve yer döşemesinin altından geçip duvarların içerisinden devam eden bir kanal vasıtasıyla ısıtılmaktaydı(Ahipaşaoğlu ve Değirmenciliğin, 1999:278).

Geçmişten günümüze bir takım değişiklerle gelişen hamamlar, zamanla kent yaşamının da önemli bir parçası haline gelmişlerdir. Türk toplumunun özellikle İslam dininin kabulünden sonra daha da etkili olan temizlik kuralları ile günlük yaşantı da önemli yere sahip olmakla beraber orijinal yapı tipi 'Türk Hamamı" olarak varlığını korumuştur(Bozok, s.68-69).

3.2.1.1.Türk Hamamının Başlıca Bölümleri

Türk hamamının iç mimarisi, soyunma yeri, ılıklık(soğukluk), sıcaklık ve külhan olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır.

Bir hamama genelde girildiği zaman ilk önce camegaha girilir. Ortasında havuz olan ve bir kubbeyle kapatılmış bu yapı soyunma odalarına açılır(Anonim 6). Camegah denilen soyunma yeri, hamamın giriş kısmından sonraki ilk bölümdür. Genellikle ortada mermerden fıskiyeli bir havuz bulunur. Duvar boyunca taştan ya da ahşaptan yapılmış bir seki üstünde sedir bulunmaktadır. Sedirlerin altında ayakkabı ve nalınları koymak için nişler (bölme) bulunur(Bozok, s:69). Camegahtan çift kapı ile kubbeyle kapalı olan soğukluğa girilir(Anonim 6).

Soğukluk bölümü farklı kaynaklarda ılıklık diye de geçmektedir.

Ilıklık bölümü; sıcaklığa geçmeden önce vücudu alıştırmak için ayrılan bölümdür. Bu bölümde halvetler, dinlenme ve masaj için ayrılan sedirler bulunur(Bozok,s:69).

Soğukluk(ılıklık) geniş büyük bir kubbenin altında olan sıcaklığa açılır(Anonim6). Sıcaklık; yıkanılan ve en sıcak kısmıdır. Genel ve özel yıkanma yerleri vardır. Özel yıkanma bölümlerine "halvet" denilmektedir. Sıcaklığın ortasında; hamamlarda göbek taşı; kaplıcalarda ise havuz bulunmaktadır. Genellikle büyük bir kubbeyle örtülüdür(Bozok, s:70). Burası, hamamın mermer

(47)

kaplı zemininden daha yüksek yapılmış ve çeşitli geometrik şekillerde olabilen yerdir. Göbek taşının olduğu yerde kenarlarda değişik sayıda kurnalar bulunmaktadır(Anonim 6).

Külhan; Romalılarda hypocaust ısıtma sisteminin Türk hamamlarında uygulandığı külhan ocağı, sıcaklık bölümüne bitişiktir(Bozok, s:70). Hamamın altında olup burada ateş yanar. Ateşten yükselen alev ve duman, mermer zeminin altındaki özel yollardan, duvar içlerinden geçer, tüteklik adı verilen bacadan çıkar. Külhandaki ocağın üzerinde sıcak su kazanı, onun da üzerinde soğuk su deposu bulunur. Ocağın dip kısmındaki birkaç kanal, hamamın yıkanma yerinin ortasındaki göbek taşının altına kadar uzanır. Ocakta yanan odunların tesirli alev ve dumanları, bu kanallardan göbek taşının altına gider. Bu taşın altındaki karanlık yer çok ısındığından buraya cehennem denir(Anonim 6).

3.2.1.2. Türk Hamamının Genel Özellikleri ve Geleneklerimizdeki Yeri

Milli kültürümüzü, örf, adet ve geleneklerimizi en iyi şekilde yansıtan mimari eserler arasında hamamlarımızın özel bir yeri vardır.

İnsanoğlunun çok eski çağlardan beri, ılıca adını verdiğimiz tabii Sıçak su kaynaklarından temizlik ve sağlık için faydalanmayı akıl ettiği; bu çeşit kaynakların çevresinde hamam mimarisinin ilk örnekleri sayılabilecek ve kaplıca dediğimiz binaları inşa ettiği bilinmektedir(Önge, 1992:79).

Anadolu'da çok eski zamanlardan beri, bir “su kültürü’’, “hamam geleneği’’ olduğu bilinir. Ama bu kültüre güncellik katan, onu ölümsüzleştiren “Türk hamamları’’ olmuştur(Anonim 20).

Türk hamamları, Müslüman Türklerin örf ve adetlerine göre yıkanıp temizlenmek amacı ile düşünülmüş ve bunun için insan ölçüleri dikkate alınarak, onların ihtiyaçlarını karşılayacak oranlarda, genellikle sade fakat kullanışlı biçimlerde inşa edilmişlerdir(Özmüş, 1998:11). Osmanlı döneminin Türk

(48)

Hamamları hizmet vereceği insanlar dikkate alınarak özel ve genel hamamlar olarak inşa edilmişlerdir(Önge, 1992:80).

Özel Hamamlar: Saraylarda, vezir saraylarında, konaklarda ve evlerde bulunan hamamlardır(And, 1979:66).

Halk Hamamları (genel hamamlar, çarşı hamamları, toplumsal hamamlar) : Her kişinin yıkanma ihtiyacını karşılayabilecek yapılar olup erkek ve kadınlar için ayrı ayrı olarak ya da çift hamam olarak yapılmaktaydı ya da tek hamam olduğu zaman erkekler için ayrı kadınlar için ayrı gün belirlenirdi(Bozok. s:69).

Sağlık için temizliğin şart olduğu görüşü ile Türkler, İslami kaidelerin zenginleştirdiği bir edep ve terbiye ile sık sık ve topluca yıkanmayı adeta bir sanat haline getirmişlerdir(Özmüş, 1998:11). Mimariye de yansıyan bu düşünce ve davranış Türk hamamlarının sosyal hayatımız açısından önemini gösterir(Önge, 1992:81-86). Kadın ve erkek hamamının ayrı olmadığı "tek hamamlar" ya da "kuşluk hamamında" erkekler gece ya da sabah erken saatlerde yıkanır, kadınlar ise gündüz yıkanırlardı(Bozok, s:70). Çifte hamamlarda erkeklerin girişiyle, kadınların girişinin ayrı yönlerden yapılması, soyunmalık bölümün şekillerinde büyük bir zarafetle soyunulup giyinilmesi, soğukluk ve sıcaklık bölümlerinde çevredekileri rahatsız etmeden yıkanılması, topluca eğlencelere neden olan kına, gelin ve lohusa hamamı gelenekleri Türk hamamları ile ilgili İslami örf ve adetlerin başlıcalarını oluşturur(Önge, 1992:81-86). Genel hamamların çoğu gündüz kadınlara ayrılmaktaydı. Hem kadın hem de erkekler için ayrı bölümlerden oluşan "çifte hamamlar" in, kadınlar bölümünün kapısı yan sokağa açılmakta ve rahatlıkla girilip çıkılabilmekteydi. Mahallelerde sadece kadınlar için olan hamamlara "avret", çarşıda erkekler için olanlara da "rical hamamı" denmekteydi(Bozok, s.71).

Osmanlı toplumunda özellikle kadınların toplandığı, sohbetlerin ve eğlencelerin yaşandığı, güzelleştikleri, erkek annelerinin oğullarına kız beğendiği güncel olaylardan haberdar oldukları mekanlar olan hamamlar, sadece mimarisi ve temizlenmek için değil gelenekleri ile de farklı bir önem taşımaktadır(Tourism

(49)

Today,2004:79-80). Diğer taraftan, Türklerin temizlik merakı ve bu yüzden hamama verdikleri değer Türk edebiyat ve resim sanatında hamamla ilgili konuların işlenmesine sebep olmuştur(Önge, 1992:81-86). Türk hamamının eski Türk yazısına da önemli etkisi olmuş, Hamamname denilen bir yazın türünün doğmasına yol açmıştır(And, 1979:74). Hamamın Türk toplumsal yaşayışında ve folklorunda yeri çok önemlidir. Ne yazık ki bir iki yazı dışında bu konuda yeterli bir inceleme yoktur(Bayatlı, 1943/7). Hamamlarla ilgili hikayeler, bilmeceler, güzellemeler, hamamda yıkananları tasvir eden minyatür, gravür ve yağlı boya tablolar çok defa birer hayal ürünü olmalarına rağmen Türklerin gündelik hayatındaki hamamın yerini ve önemini ortaya koyar(Önge , 1992:81-86).

Türk hamam kültüründe hamamlar sosyal yaşam alanları olmuşlar ve hamam içinde değişik yörelerde farklı örf ve adetler sergilenmiştir. Hamamlar yıkanıp temizlenmek dışında aşağıda anlatıldığı gibi de kullanılmışlardır;

Hamamların doğum, evlilik gibi törenlerde yeri önemlidir. Oğlunu evlendirecek anneler kız beğenmek için araştırmalarını ve aday seçimlerini hamamlarda yaparları. Evlilik hazırlık aşamalarında gelin ve güvey hamamları vardı. Söz gelimi kız alayı hamama giderken oğlan evinin önünden geçerdi. Mumlar yakılarak türküler söylenerek havuzun başında dolaşılırdı. Çeşitli yörelerde tel hamamı, on beş hamamı gibi çeşitli adlar alan evlenmeye bağlı gelenek ve görenekler arasında hamamlar ayrı bir önem taşımaktadır(Koşay, 1944:116-147).

Doğum görenek ve geleneklerinde de hamamın büyük yeri ve önemi vardır. Özellikle doğumdan sonra loğusa hamama götürülür, buna kırk hamamı da denilir(And, 1979:76).

Halk hamamda kimi törenler yaprdı. Örneğin gelin hamamı, damat(güvey) hamamı, bebeğin kırk hamamı(Loğusa Hamamı, Dığasken Hamamı), sünnet hamamı, adak hamamı, yaş alma hamamı gibi(Tansuğ, 1981:26).

Hamamlar, tüm toplumun hizmetine sunulmuştu. Kadınlar ve erkekler, ayrı ayrı zamanlarda gelir, yıkanırlardı. Bu, toplumsal bir yaşam biçimiydi. Kadınlar,

(50)

önemli bazı günleri hamamda kutlardı; Düğün başlamadan bir gün önce yapılan “gelin hamamı töreni’’. Doğan bebenin kırkıncı günü kutlanan “kırk hamamı’’. Ailede ölüm olmasından yirmi gün sonra tüm akrabaların eş dostla birlikte gittiği “yas alma hamamı’’. Bir dilekte bulunan kişinin isteği gerçekleştiğinde yapılan “adak hamamı’’. Ev sahibinin, konuğunu tanıştırmak için akrabalarını ve dostlarını hamama davet ettiği “misafir hamamı’’. Dini bayramlardan önce gidilen “bayram hamamı’’(Anonim 100).

(51)

4. BÖLÜM

BÖLGELERE GÖRE HAMAM GELENEKLERİ

4.1. Ege Bölgesi

İzmir

Çocuğun kırk hamamı: Çocuk kız ise 39. gün, erkek ise 40. gün “kırk hamamı’’ yapılır. Bir gün önce okuyucu kadın bir torba sabun ile loğusanın akraba ve ahbaplarını ziyaret ederek “yarın kırk hamamı var buyurun’’ deyip bir kalıp sabun verir. Ertesi gün hamam gelenlerin yanında ebe loğusayı ve bebeği yıkar. Bir tastaki suyun içine bir altını 39 ya da 40 kere batırıp çıkarır sonra loğusanın başından o suyu döker ve “iç kızım göğsünden akan suyu iç, sütlü olursun’’ der(Anonim 101, s:26).

Yeryüzünün her yerinde olduğu gibi İzmir'de de delikanlılar genç kızları herhangi bir şekilde görüp hoşlanmakta ve evlenmek istemektedir. Ancak en yaygın eş seçimi "görücü usulü" ile olmaktadır. Evliliğe aday genç kızların müstakbel kayınvalideleri tarafından görülebilecekleri en uygun yer ise hamamlardır. Çünkü gerek evlilikten önce, gerekse evlilikten sonra İzmirli hanımların en özel ve en eğlenceli mekânları kadın hamamlarıdır. Eski İzmir'de bazı konak ve evlerin hamamları bulunmaktadır(Ürük,2010).

İzmir hamamlarında gerçekleşen en özel günlerden biri de "Gelin Hamamı"dır. İzmir'deki evlilik ve düğün geleneğinde önemli yeri olan günlerden biri de, dünya evine giren genç kız için zifaftan önce düzenlenen bu hamam törenidir. Her iki ailenin her yaştan hemen tüm kadınları ile yakın akraba ve komşu kadınların da davetli olduğu özel hamam töreninin baş konuğu olan "gelin"in evden hamama götürülmesi İzmir'de başka şehirlere oranla daha "sessiz" biçimde gerçekleşmektedir. Ancak kafilenin sokaktaki sessizliği hamama girer girmez bozulmakta ve adeta kıyamet kopmaktadır. Önceden yapılan anlaşma ile o gün özel olarak kapatılan hamamın göbek taşında genellikle ut, keman ve teften oluşan bir kadın saz takımı ve onların yanı sıra peştamala sarılmış çengiler de hazır

(52)

bulunmaktadır(Anonim 111). Gelin hamamı kafilesi içeriye girer girmez şenlik başlamakta, şarkılar söylenmekte, göbekler atılmaktadır. Yenge hanımın ve tecrübeli natır kadınların büyük bir özenle gelini yıkamaları sırasında, saz takımının hamamın buharından akordu düşen ut ve derisi yumuşayan tefin nezleli ahengi ile coşan kalabalık, kurtlarını bir güzel dökmektedir. Bu arada kadın hamamlarının değişmez başkâtiplerinin de bulunduğunu söyleyebiliriz. Bunların başında kadın satıcılar gelmektedir. İzmir'deki kadın hamamlarının gözde satıcıları içinde en başta susam helvası ya da kâğıt helva satan arap bacılar gelmektedir. Bunların "Gelin Hamamı" sırasındaki önemli bir görevi de; gelin yıkanırken iç kısma alınmayan çocukları yaptıkları maskaralıklarla güldürerek oyalamaktır(Ürük, 2010). Kadın hamamlarına ait bu adetler ve bu hamam eğlenceleri toplumsal gelişmemizin içinde tarihteki yerlerini almış ve birçoğunun yalnızca adı kalmış hamamlarla geçmişte kalmışlardır(Anonim 111).

İzmir İli Selçuk ilçesi Gelin Hamamı Geleneği: Gelin hamamı kına gecesinden bir gün önce yapılırdı. Hem kız tarafından hem damat tarafından misafirler çağırılırdı. Bu törene genç kızlar ve çocuğu olmayan yeni gelinler katılırdı. Hamam o gün damat tarafından kiralanır, başka kimse alınmazdı. Misafirler gelmeye başlayınca damat tarafından görevlendirilen iki üç kişi hamamın kapısının önünde kahve çekerdi. Toplanan misafirler hamamın soyunmalık bölümündeki havuz başında yerlerini alırlardı. Kız tarafı toplu halde gelirdi. Herkes yerini aldıktan sonra gelin yengelerinin yardımıyla üstünü değiştirip “işlemeli hamam giysilerini’’ giyerdi. Ayağına süslü nalınını giyer, isterse başını örterdi. Bu arada isteyenler üstlerini değiştirirlerdi. Def ve dümbelek çalınıp, türküler, şarkılar söylenerek başta gelin olmak üzere herkes oynatılırdı. Dinlenmek i.in ara verildiğinde kahve içilirdi. Tekrar eğlenceye devam edilirdi. Yine maniler eşliğinde gelin üzerini değiştirip, yıkanmak için ipekli peştamalını bürünürdü. Yıkanma işi bitince işlemeli havlulara sarılan gelin, hamamın soğukluk bölümünde kendisi için ayrılan yere oturtulurdu. Misafirlerde bu bölümde yerlerini alınca şerbet içilip un helvası yenilirdi. Bu eğlenceler öğle yemeğinden sonra başlayıp ikindiye kadar devam ederdi. Hamamda giyilecek eşyalar kız evi tarafından bohçalanırdı. Bohçalar iki çeşit olup işlemeli ve gösterildi olurdu. İlk

(53)

bohçanın içine havlu, peştamal, kese ve sabun koyulup kapatılır. Bu bohça açık renklidir. Böylece ikinci bir bohçanın içine oturtulur. Üzerine hamam giysileri(göynek, şalvar, başörtü)ve takunyaları koyup kapatılır. Bu bohça ise renkli ve kalın olurdu. Bohçayı taşıyan kişiye oğlan evi tarafından hediye verilirdi. Eğlenceler bittikten sonra soyunmalık bölümünde oğlan evi tarafından getirilen yeni giysiler geline giydirilirdi. En son düğün sahipleri olmak üzere misafirler yavaş yavaş dağılırdı(Özmüş, 1998:12-13).

Denizli

Bu usul daha ziyade gelin helvası gibi merkez ilçemize has bir gelenektir. Gelin hamamı düğün haftası içinde, gelinin alayla hamama gitmesi demektir. 1940’lı yıllara kadar devam etmiştir(Kaptan, 1988:11).

Kütahya

Gelin hamamı: Şehirdeki bir hamam oğlan evince kiralanır. Düğüne çağrılan kız ve oğlan tarafının akrabaları o gün hamamda yıkanırlar. Yıkanmadan sonra çalgılar eşliğinde önde gelin arkada yengeler olmak üzere şadırvanın etrafında dönerler. Oğlan anası ve yakınları kızın başının üzerinden para ve şeker saçarlar(Anonim 101, s:107).

Düğün hamamı düğünden bir hafta önce oğlan evinin bir hamamı tamamen kendilerine tahsis etmeleriyle başlar. Oğlan evi ve kız evi akraba ve dostlarını davet ederler. Yengeler gelinlik kızı yıkarlar, çengi çalarken saç örülür genç kızlar büyükleri yıkar, havlulara sarılmalarına yardım ederler sedef nalınlarını önlerine çevirir, ayaklarına su dökerlerdi. Soyunma kısmına gelinince gençler uzun entarilerinden İzmirli, yolaklı ve pullu entarilerini giyerler, çenginin çalmış olduğu türküye ayak uydurup şadırvanın etrafında oynarlardı. Ayaklarında sedefli yüksek takunyalar olduğu halde çengi başta, onun arkasında gelin kız, daha arkada da yengeler yer alırlar ve oynayarak şadırvanın etrafında dönerlerdi, Bu oyunlarda umumiyetle “Ben bir güzele gönül düşürdüm” “Üçü de birbirinden seçilmez” “Oynaşın bir hoş aman yar, dönüşün pek hoş” türküsü okunurdu. Oyun esnasında etraftan da akrabalar para ve şeker saçarlardı. Düğün hamamından sonra

Referanslar

Benzer Belgeler

Son olarak raporda, Fethi Bey’in kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın sebep olduğu bazı olumsuz durumlar nedeniyle, Türk siyasi hayatında yeni bir partinin

İlk rakam testi; veri tabanındaki sayıların her birinin ilk rakamları tablo haline getirdikten sonra, onları Benford Kanununun beklenen değerleriyle karşılaştırılır.. Bu

MDA-MB231 hücrelerinin doz ve zamana bağlı olarak Pachymic Asit uygulanması sonrası PERK geninin ifade düzey değişikliği.. MDA-MB231 hücrelerinin doz ve zamana

Zengin bağlantı arayüzleri, yüksek hızlı RAM bağlantı desteği, yüksek kapasiteli Flash bellek desteği ve Linux işletim sistemi desteği TMS320DM365 yongasını

Metne geçmeden evvel Neşati'nin hayatı, edebi kişiliği ve eserleri hakkında muhta- sar bilgiler verilmekle beraber Urfı hakkında herhangi bir bilgiye

Yine Giriş’te belirtildiğine göre Tuhfe-i Hattâtîn, “İstanbul, Edirne ve Bursa gibi şehirlerin nüfu- su elekten geçirilircesine” telif edilmiş, böylece

Bu çalışmada, yapısında tiyazol ve siklobütan grubu içeren Schiff bazı ve bu Schiff bazının Ni(II), Cu(II) ve Zn(II) kompleksleri sentezlenmiştir. Sentezlenen bileşiklerin

Bu çalışmada, Altın otu (Helichrysum arenarium) ve Fesleğen (Ocimum basilicum) Bitkilerinin sinek kovucu özellikleri karşılaştırılmıştır.. Altın otu ve fesleğenin