• Sonuç bulunamadı

A V R U P A B Ġ R L Ġ Ğ Ġ K U R U M L A R I N D A Y E N Ġ D Ö N E M E G E Ç Ġ ġ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "A V R U P A B Ġ R L Ġ Ğ Ġ K U R U M L A R I N D A Y E N Ġ D Ö N E M E G E Ç Ġ ġ"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AVRUPA BİRLİĞİ TEMSİLCİLİĞİ BRÜKSEL

s

AB Komisyonu Başkanlığı görevini 2014-2019 döneminde sürdürecek isim ilk kez Avrupa Parlamentosu (AP) oylamasıyla belirlendi. AB Komisyonu Başkan adayı olarak kampanyasını “Deneyim, Dayanışma, Gelecek”

sloganıyla yürüten eski Euro Grup Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker AP tarafından aday olarak gösterilmişti. Üye ülkelerin liderlerinden oluşan AB Konseyi, bir süre uzlaşma sıkıntısı yaşadıktan sonra bu öneriyi onaylamıştı.15 Temmuz’da AP’de gerçekleşen oylama sonucu Juncker 2014-2019 dönemi için AB Komisyonu Başkanı olarak kabul edildi. Juncker, 2014 seçimleri sonrasında AP’de bulunan en büyük siyasi grup olma özelliğini korumayı başaran merkez sağ eğilimli Avrupa Halk Partisi’nin (EPP) adayı idi.

2014 - 2019 AB Öncelikleri

AB politikalarına yön verecek isimler belirlenirken, gelecek beş yıllık dönem için AB öncelikleri de netlik kazanmaya başlıyor. AP’de bulunan siyasi gruplardan, yeni seçilen AB Komisyonu Başkanı’na, AB üye ülkeleri liderlerinden iş dünyası temsil kuruluşlarına farklı paydaşlar tarafından belirlenen anahtar öncelikler ise büyük farklılıklar göstermiyor. Nitekim krizden toparlanma sürecine ağır ve mütevazı adımlarla geçiş yapan AB’de öncelikler ekonomik büyüme, iş yaratımı ve rekabetçiliğin güçlendirilmesi.

Son dönemde yaşanan küresel gelişmelerin ve AB’nin geleceğine yönelik özellikle İngiltere tarafından savunulan farklı vizyonun AB gündemini belirleyecek diğer unsurlar olacağı gözlemleniyor. Özellikle Ukrayna krizi sonrası tartışmaya açılan dıĢ politika ve komşuluk politikalarının gözden geçirilmesi AB kurumlarının en acil sorumlulukları arasında olacak. Aralarında anahtar ülkelerin de bulunduğu bir seri üye ülkenin talepleri doğrultusunda göç politikasının da AB gündeminin diğer önemli bir maddesi olacağı belirginlik kazandı.

Juncker’in seçim kampanyası için belirlediği beş temel öncelik de bu noktalarla uyum içerisinde:

1. Ekonomik büyüme ve iĢ yaratımı: Dijital tek pazarın tamamlanması ve telekom düzenlemeleri, fikri mülkiyet hakları, veri koruma yasaları, radyo frekansları yönetimi ve rekabet yasaları alanında üye ülkeler arasındaki farklılıkların ortadan kaldırılarak, ortak bir yasal çerçeve belirlenmesi.

2. Enerji Birliği: Sanayi ve çevre politikası hedeflerine ulaşılması için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, enerji bağımlılığının azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artırılması.

A V R U P A B Ġ R L Ġ Ğ Ġ K U R U M L A R I N D A Y E N Ġ D Ö N E M E G E Ç Ġ ġ

2 0 1 4 - 2 0 1 9

D i l e k A y d ı n 1 A ğ u s t o s 2 0 1 4 T S / B X L / 1 4 - 1 0

(2)

3. Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP): TTIP müzakerelerinin tamamlanarak, AB – ABD arasında gümrük vergilerinin tamamen ortadan kaldırılması, karşılıklı olarak ürün standartlarının tanınması veya Transatlantik standartların oluşturulması. Müzakereler sırasında AB’nin güvenlik, sağlık ve veri koruma standartlarının güvence altına alınması.

4. Parasal Birliğin reformu ve Avrupa’nın sosyal boyutu:

Yönetişim: Euro Alanı’nın yönetimi için seçilmiş siyasetçiler ve Avrupa Merkez Bankası arasındaki ilişkide dengenin yeniden sağlanması.

Sosyal Etki Değerlendirmesi: Euro Alanı ülkelerine mali istikrarın yeniden sağlanması için uygulanan destek programlarında bütçe sürdürülebilirliği değerlendirmelerinin yanı sıra sosyal etki değerlendirmesi uygulamasının getirilmesi.

Parasal Birliğin Dış Temsili: İlk kez 1998 yılında sunulan, ancak günümüze kadar etkin olarak takibi yapılmayan Euro Alanı’nın Uluslararası Para Fonu’nda ortak olarak temsil edilmesine yönelik önerinin yeniden ele alınması.

5. AB’nin Geleceği ve Ġngiltere: İngiltere’nin özel durumuna uygun çözümler aranırken Euro Alanı içerisinde daha fazla entegrasyon sağlanması için gerekli ortamın yaratılması.

AB’nin Geleceği

Juncker’in AB öncelikleri listesindeki son madde yeni AB Komisyonu Başkanının yanı sıra tüm AB kurumlarının önümüzdeki dönemde yüzleşeceği en zorlu alanlardan birine işaret ediyor. İçte ekonomik kriz ve ekonomik krize yönelik geç kalan ve etkinliği sorgulanan politikalar, dışta hızla değişmekte olan küresel dengeler AB’nin yeni bir yapılanmaya gitmesi gerektiğini gösteriyor. AB’nin, Euro Alanı öncelikli olmak üzere merkezde daha derin ekonomik, parasal ve siyasal birlik sağlayacak, ancak aynı zamanda farklı istek ve ihtiyaçları olan üye ülkelere esneklik sunacak şekilde evrim geçirmesi bu yeni yapılanmanın temel alacağı model olarak en çok dile getirilen seçenek. AB Konseyi’nin 26 – 27 Temmuz’da gerçekleştirilen zirvenin ardından yayımladığı kararlarda ele alınan modelin de bu çizgide olduğu gözlemleniyor. Ancak Juncker’in

“daha fazla AB” olarak tanımladığı entegrasyonun derinleĢtirilmesi projesine başta İngiltere olmak üzere karşı çıkan ülkeler ve parlamenterler bulunmakta.

Nitekim İngiltere Başbakanı David Cameron’ın Juncker’in adaylığına itiraz etmesinin en temel sebeplerinden biri Juncker’in AB’yi federal bir süper devlet (superstate) olarak şekillendireceğine dair şüphelerdi. AB Konseyi’nin AB Komisyonu Başkan adayını belirleme süreci sırasında Juncker’in Başkan olarak seçilmesi halinde İngiltere’nin 2018 yılında gerçekleştirilmesi planlanan AB referandumunu öne alabileceği yönünde basına sızan haberler, İngiltere’nin bu modele karşı geliştirdiği sert eleştirilerin bir örneğini oluşturuyor. Bu sebeple gerek AB Konseyi’nin gerek Juncker’in programında farklı entegrasyon seviyelerine izin veren bir sistem oluşturulacağı vurgulanıyor. Bu model ile derin entegrasyona hazır olmayan üye ülkeler ve gelecekte AB’ye katılabilecek ülkeler için sürdürülebilir bir yapı oluşturulmasının yanı sıra, İngiltere’nin endişelerine cevap oluşturulması hedefleniyor. Ayrıca bu yönde bir iki çemberli AB olasılığı Türkiye, Norveç ve Balkanlara geniĢlemeyi de kolaylaştıracak bir senaryo olarak tartışılıyor.

Öte yandan çoğunluk hala ana akım partilerin elinde olmakla birlikte yeni AP kompozisyonunda AB’nin genişlemesine ve yetki alanlarının üye ülkelerden AB’ye kaydırılmasına karşı çıkan parlamenterlerin

(3)

sayısındaki artış AB’nin geleceğine ilişkin kritik karar anlarında risk oluşturacak. İngiliz Parlamenter Nigel Farage’nin liderliğini yaptığı Özgürlük ve Doğrudan Demokrasi Avrupası Grubu (EFDD) AB karşıtı parlamenterlerin bir araya geldiği en büyük siyasi grubu oluşturuyor. Fransa’da AP seçimlerinde partisi adına önemli bir başarıya imza atan Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen ise yeni Parlamento’da grup kurma hedefini gerçekleştirememiş olmakla birlikte AB’nin etki alanını artıracak politika ve uygulamalara karşı bir ses oluşturmak için yeni stratejiler belirleyecek güçlü isimler arasında öne çıkıyor.

Ekonomik Büyüme

Önümüzdeki dönemde AB’nin birincil önceliği yine ekonomik büyüme trendinin hızlandırılması ve güçlendirilmesi olacak. Büyümenin yavaş, işsizlik oranlarının ise yüksek seyretmesi, AB’nin hedeflerine ulaşması için var olan politikaları daha etkin uygulamasına ve sanayi politikası, Ekonomik ve Parasal Birliğin entegrasyonu, mali disiplin politikaları, Dijital Tek Pazar ve enerji politikaları gibi anahtar alanlarda daha cesur adımlar atması gerekliliğine işaret ediyor. Nitekim iş yaratımı, yatırımların ve Avrupalı şirketlerin küresel rekabetçiliğinin artırılması AB’nin bu alanlardaki başarısına bağlı olarak değerlendiriliyor. Bu bağlamda TÜSİAD’ın da üyesi olduğu Avrupa iş dünyası konfederasyonu BUSINESSEUROPE’un önümüzdeki beş yıllık dönem için AB önceliklerine yönelik temel mesajları şu şekilde listeliyor:

Büyümenin desteklenmesi ve istihdam artışı için yapısal reformlar etkin olarak uygulanmalıdır.

Rekabetçiliğin artırılması, büyümenin hızlandırılması ve güçlendirilmesinin yanı sıra iş yaratımı için anahtardır.

Tek Pazarın entegrasyonuna devam edilerek tamamlanması ve AB’nin küresel ekonomideki yerinin güçlendirilmesi gerekmektedir.

Enerji fiyatları ve enerji güvenliği konuları acilen ele alınmalıdır.

BUSINESSEUROPE bu konuların yanı sıra bu alanları destekleyen pek çok alanda harekete geçilmesi gerektiğini de vurguluyor. Eğitim sisteminin pazarın ihtiyaçlarına cevap oluşturacak vasıflara odaklanmasını sağlayacak şekilde eğitim reformu gerçekleştirilmesi, yenilikçilik faaliyetlerinin desteklenmesi için kamu yatırım ve programlarının kalitesinin artırılması, KOBİ’lerin finansmana erişiminin iyileştirilmesi, AB vatandaşı olmayan vasıflı çalışanlar için AB’nin çekiciliğinin artırılması bu beklentilerin bir kısmını yansıtıyor.

TTIP’in tamamlanması ise iş dünyası örgütlerinin en önemli gündem maddeleri arasında. Transatlantik ortak pazarının oluşturulmasının değeri, taraflar arasında gümrük vergilerinin kaldırılmasıyla sağlanacak faydaların ötesinde bir çerçevede tanımlanıyor. AB ve ABD arasında müzakereleri devam eden anlaşmanın özellikle ürün standartlarının karşılıklı olarak tanınması, kamu alımları ve hizmetler gibi alanlarda atılacak cesur adımlarla sağlanacak faydaları önemseniyor. TTIP konusu son dönemde sıkıntılarla yüzleşen iki büyük ekonomik gücün toparlanmasına katkı sağlamanın yanı sıra AB ve ABD’nin küresel ekonomideki etki alanını korumasıyla da bağlantılı. TTIP çerçevesinde dijital hizmetler ve veri akışları gibi henüz uluslararası ticaret alanında kuralların net olarak belirlenmediği alanlarda başarıya ulaşılması, bu kuralların farklı çerçevelerde model olarak alınması sonucunu doğuracak. Böylece Transatlantik kurallar geleceğin uluslararası ticaret kuralları üzerinde büyük oranda belirleyici olabilir. Ancak bu potansiyelin hayata geçirilmesi için AB

(4)

kurumları kritik konularda siyasi kararlılık göstermeli. Lizbon Antlaşması ile birlikte ticaret anlaşmalarının onaylanması konusunda AP’ye yetki verildiği düşünüldüğünde, AP içerisindeki AB karşıtı grupların TTIP’in belirli başlıklarına ilişkin endişeleri bulunan Yeşiller gibi siyasi gruplarla koalisyon kurması olasılığını da artırıyor. Bu nedenle AB kurumları için AB kamuoyunun TTIP’e ilişkin endişelerine tatmin edici cevaplar oluşturması öncelikli sorumluluklar arasında değerlendiriliyor.

GeniĢleme Süreci

Yeni AB Komisyonu Başkanı’nın programında diğer önemli bir nokta ise AB dış politikası başlığı altında ele alınan AB genişleme sürecine olan yaklaşım. Arnavutluk, Makedonya, Karadağ ve Sırbistan, Türkiye’nin yanı sıra şu an AB ile üyelik müzakereleri sürdüren ülkeler arasında. Bir diğer AB aday ülkesi olan İzlanda ise Mayıs 2013’de üyelik müzakerelerini askıya alma kararı almıştı. Bu çerçevede Juncker önümüzdeki beş senede yeni bir AB üyesi kabul edilmesinin beklenmediğini, hiçbir aday ülkenin söz konusu süre içerisinde müzakereleri tamamlamaya hazır olmadığını düşünüyor. Türkiye’yi ayrıca ele alan Juncker Türkiye’nin AB üyeliğinden uzak olduğunu dile getiriyor. Özellikle son dönemdeki İnternet sitelerine erişim engellemelerine dikkat çeken Juncker’in söylemi, başta AP temsilcileri olmak üzere AB yetkililerinin Türkiye’de ifade özgürlüğü ve medya özgürlüğü konularına yönelik hassasiyetlerinin dikkate alındığına işaret ediyor.

Juncker’in genişleme sürecine ilişkin yaklaşımı AB üye ülkeleri tarafından büyük oranda destekleniyor. Bu alanda hassas olan konu ise Ġskoçya’nın gelecekte olası statü değişikliğinin yaratabileceği sorunlar. 18 Eylül’de İskoçya’nın İngiltere’den ayrılarak, bağımsız bir devlet olup olmayacağına yönelik bir referandum gerçekleşecek. Referandumda halk desteği alınarak bağımsızlık ilan edilmesi durumunda, İskoçya’nın bağımsız olarak AB üyelik sürecini başlatması gerekecek. İskoçya resmi temsilcileri 2016’da bağımsızlık sürecinin tamamlanması hedefiyle 18 aylık geçiş sürecinde AB üyelik sürecini de tamamlamayı hedeflemekte. Dolayısıyla Juncker’in açıklamaları İskoç yetkililer tarafından eleştirilirken, Juncker’in ofisi söz konusu açıklamaların mevcut durumda üyelik müzakerelerini sürdüren ülkelere yönelik olduğunu belirterek, İskoçya konusunda farklı bir uygulamaya gidilebileceğinin sinyalini verdi.

AB ortak dış politikasının etkinliğinin artırılması için Dış Politika Yüksek Temsilcisinin yetki alanının genişletilmesi, Yüksek Temsilci’nin ticaret, kalkınma ve komşuluk politikası arasındaki eşgüdümü artırmasını sağlayacak mekanizmalar oluşturulması ve savunma konularında AB üye ülkeleri arasında işbirliğinin artırılması Juncker’in dış politika konusunda ele aldığı diğer öncelikli gündem maddeleri arasında. Dış politika alanında eşgüdümün artırılmasına yönelik olarak BUSINESSEUROPE bu hedefin ticareti siyasi bir araç haline getirme riski taşıdığı konusunda uyarıda bulunuyor.

Göç Politikaları:

Göç politikaları alanında önümüzdeki dönemde AB’nin denge sağlamaya yönelik bir strateji izleyeceği gözlemleniyor. AB üye ülkeleri arasında külfet paylaĢımı ilkesi ışığında özellikle güney Avrupa ülkeleri tarafından desteklenen yasadışı göçe ortak çözüm oluşturulması yönündeki baskılar artmakta. Ayrıca İngiltere başta olmak üzere AB üye ülkeleri arasında diğer üyelere kıyasla daha fazla iç ve de dış göç alan ülkeler göç konusunda net bir yaklaşım belirlenmesini talep ediyor.

Diğer taraftan AB Tek Pazarında istihdama katılım gösterecek nüfusun sahip olduğu vasıflarla pazarın talepleri arasındaki uyuşmazlığın ele alınması yüksek işsizlik oranlarına çözüm getirme yolunda belirlenen stratejinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Ek olarak AB içerisinde özellikle lokomotif üye ülkelerde nüfusun

(5)

yaşlanması sorunu düşünüldüğünde de gerek iç pazarda çalışanların hareketliliği gerek AB üyesi olmayan yüksek vasıflı çalışanların AB’yi tercih etmelerinin sağlanması iki önemli hedef olarak belirleniyor.

Tüm bu gelişmeler göç konusunda yeni bir yaklaşım benimsenmesi gerektiği sonucunu doğuruyor. Bu çerçevede yasadıĢı göç ile mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi, Tek Pazarın çalışanların serbest dolaşımı ilkesinin etkin bir şekilde uygulanması, tüm üye ülkelerde geçerli olacak ortak göç politikası oluşturulması ve AB’nin yüksek vasıflı çalışanlar için çekiciliğinin artırılması temel öncelikler olarak şekilleniyor. AB vatandaşı olmayan yüksek vasıflı kişilerin Danimarka, İrlanda ve İngiltere dışında tüm AB ülkelerinde çalışma iznine sahip olma hakkı getiren “Mavi Kart” çalışma izni uygulamasının kapsamının genişletilmesi ve etkinliğinin artırılması da ele alınan öncelikli konular arasında. Ancak BUSINESSEUROPE 2009 yılında Mavi Kart düzenlemesinin hazırlık aşamasında pek çok üye ülkenin direnç gösterdiğini hatırlatarak, yasal düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesi planının zorlu bir süreç olacağını değerlendiriyor.

Yeni AB Dönemine Doğru Sonraki Adımlar

Önümüzdeki beş yıllık dönemde AB kurumları temsilcilerini belirli politika alanlarından AB’nin geleceğine geniş bir yelpazede hassas konular bekliyor. Ancak henüz kurumlarda yer alacak kritik isimlerin belirlenmesi süreci tamamlanmış değil. AB Konseyi Başkanı, Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi, gelecek dönemde önemli sorumluluklar üstlenecek olan Ticaretten Sorumlu AB Komiserinin yanı sıra her üye ülke tarafından önümüzdeki günlerde aday gösterilecek diğer AB Komiserlerinin kimler olacağı henüz netlik kazanmış değil.

Juncker’in yeni AB Komiserleri ve portföyleri üzerine karara varmasından sonra Eylül ayında aday gösterilen 24 AB Komiseri AP’de dinlenecekler. Daha sonra yeni Komisyon Ekim ayında AP’nin onayına sunulacak.

Yeni AB Komisyonu’nun 1 Kasım’da göreve başlaması hedefleniyor. Mevcut AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy’un görev süresi ise 30 Kasım tarihinde sona eriyor. Dolayısıyla üye ülkelerin nitelikli çoğunlukla yeni AB Konseyi Başkanı’nı Ekim veya Kasım ayında belirlemesi gerekiyor.

* * *

Referanslar

Benzer Belgeler

Destek m ktarının %25’ , varsa uygun mal yet olmayan harcamaların kes nt ler yapıldıktan sonra, f nal raporun onaylanmasını tak p eden 15 ş günü çer s nde

BLUE DIAMOND Bonusu – Toplam herhangi üç ay için ay sonu BLUE DIAMOND Ödeme Seviyesine ulaşın ve ₺ 67.500 kazanın. PURPLE DIAMOND Bonusu – Toplam üç ay için ay sonu

Bu yönde yatırımların teşvik edilmesi, Dijital Tek Pazarın tamamlanması, Enerji Birliğinin oluşturulması, Yatırım Planı kapsamında Stratejik Yatırımlar

(4)Servislerce merkezi yönetim muhasebe yönetmeliğine göre ilgili hesaplara alınarak say2000i’de Muhasebe ĠĢlem FiĢi 2 nüsha olarak düzenlenir..

Boru ve Boru Elemanlarının Alın Kaynağı Protokol Föyü Yerin üstünde Yerin altında.

MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) – Sayın Öztürk’ün demek istediği Ģu: Artık iĢsizlik diye bir sorun var ve tabii ki bunun birçok nedeni var, Ģimdi hükûmet politikalarına

Sivil Havacılık ĠĢletmeciliği Bölümünde, hem birinci hem de ikinci öğretim lisans programı, Uçak Mühendisliği Bölümünde ise sadece birinci öğretim

Yine oyun, çocukların sosyal uyum, zeka ve becerisini geliştiren, belirli bir yer ve zaman içerisinde, kendine özgü kurallarla yapılan, sadece1. eğlenme yolu ile