• Sonuç bulunamadı

Yapı malzemesinin kontrolü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yapı malzemesinin kontrolü"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Y a p ı m a l z e m e s i n i n k o n t r o l ü

M i m a r Zeki S e l â h

Memleketimizde, imal (»dilmekte olan yapı malzemesi sıkı bir kontrola ihtiyaç gösteri- yor. Yapının birer unsuru olan ve en basitinden, en ince bir tekniğe muhtaç olanına kadar yapı malzemelerini gözden geçirirsek; malzeme sa- nayiinin memleketimizde çok geri olduğunu gö- rürüz.

Avrupa inşaat âleminin, müteaddit ve mü- tekâmil malzemesi karşısında; pek az mütenev- vi yerli malzemelerimizin imalinde teknik nok- sanlarımızın pek çok olduğunu görüyoruz. Bu noksanlara mukabil malzeme sanayicilerinin;

imal ve satışta halâ yirminci asra yakışmaya- cak lâkayt ve tekniksiz bir zihniyet taşıdıkları- na şahit oluyoruz. Burada; evvelâ toprak sana- yiinden başlıyacağım.

İstanbulda delikli, kerpiç ve prese olmak üzere başlıca üç nevi tuğla imal edilmektedir.

Piyasada en az prese, en çok kerpiç tuğla sar- fedilir.

İstanbulda tuğla, Haliç ( K â ğ ı t h a n e deresi), Bakırköy, Sarıyer, Şişli semtlerindeki h a r m a n - larda yapılır. Bir iki fabrikadan maada hepsi gayri fennî esaslarla çalışırlar ve henüz İstan- bulda ( H o f f m a n n ) usulü yüksek hararetli tuğ- la furunları yoktur.

Kâğıthanedeki harmanlarda tuğlanın ça- muru, kışın dereden çıkarılır; birkaç ay yattık- tan sonra; ilk yazda kalıplanır ve pişirilir. Bu- na Hasköy kuru tuğlası ismi verilmektedir. Y a l - nız dereden çıkarılan mille imal edilen tuğla İstanbulun iyi cins tuğlasıdır.

Son senelerde, Şişli sırtlarında; çok iptidaî bir şekilde birçok tuğla harmanları açılmıştır.

Burada h a m toprak kazılarak; çamur yapılır ve kalıplara basılır. Bu tuğlanın evsafı çok f e - nadır. İkinci nevi âdi toprak kerpiçten farksız- dır.

Diğer delikli v e prese tuğlalara gelince;

bunlar Avrupadaki emsallerine yakın evsafa malik malzemedir. Maalesef Beyoğlu semti kâ- milen Şişli malı kullanmaktadır. Mesafenin in- şaat -mahalline yakınlığı ve imaldeki kolaylık, malın nekadar fena evsafta olmasına rağmen, mal sahiplerini bu gayri fennî tuğlaları kullan- mağa sevkediyor. Hasköy tuğlasile; Şişli tuğla- sının (1000) adedinde, iki, üç lira flat farkı vardır.

Bu vaziyet; Kâğıthanedeki tuğla harman- larının bazılarının faaliyetlerini tatil etmeleri-

ne sebebiyet vermiştir. Diğer harmanlar da; re- kabet yapmak için; maliyet fiatını indirmeğe çalışmaktadırlar. Bu sebepten bazı fena çarelere tevessül ediyorlar; meselâ: Dereden çıkarılan milin içine % 50 miktarında ham toprak kaza- rak karıştırmaktadırlar. Bu suretle dereden çı- karılan çamurun masrafını yarıyarıya İndirmiş oluyorlar. Ancak böyle bir çamurla yapılan tuğlalar, mukavemetsiz; su ile ıslatıldığı zaman dağılmağa başlıyan; f e n a bir mal oluyor. Bu- gün piyasada bu nevi mallar; Şişli mallarına ancak Kadıköy ve İstanbul cihetlerinde reka- bet ediyorlar.

Maalesef bütün harmanlar yukarıda yazdı- ğım şekilde çalışıyorlar. Avrupa tuğlarile bi- zimkileri mukayese etmek imkânı yoktur.

Toprak sanayiinden kiremit ayni fena v a - ziyeti gösteriyor. A l a f r a n g a modelde prese kire- mit memleketimizde 7-8 senedenberi imal edil- meğe başlandı. İlk senelerde yerli malı olduğu için, bir çok noksanlarına rağmen iştiyakla kullandığımı?, kiremitlerde 8 senedir n e bir te- kâmül ve ne de bir ıslah gördük, Marsilya mo- deli kiremit; memleketimizde imaline başlan- dığı günden beri ayni alâkasızlığı gösteriyor.

Piyasaya mal çıkaran 8-10 fabrika vardır. Bun- ların ancak bir iki tanesi vasat mal çıkarabili- yorlar. Piyasadaki mallar, imtizaçsız, çarpık ve pişmemiştir. Çok massedicidir. Maalesef kire- mitlerimiz Bulgaristanda çıkarılan kiremitler- den daha dun evsaftadır.

Fabrikalar, çıkardıkları m a l l a n tasnif etmiyorlar; kiremitler pişerken çarpılmaktadır.

Bunları bilâhare cinslere ayırmak ve büyük pi- yasalara en birinci malları göndermek lâzımdır.

K i r e m i t sanayii itinaya muhtaçtır. Hamurunun müteaddit süzme havuzlarından geçirilmesi, terbiye edilip, uzun müddet yatırılması lâzım- dır.

Fabrikalar yukanda yazdığım gibi malları tasnif ederek; büyük piyasalara göndermelidir- ler. İkinci ve üçüncü cinsler, küçük piyasalarda istimal edilir.

Bundan başka fabrikaların, bilhassa yarım kiremit imal etmeleri de lâzımdır. Bu büyük bir noksandır. Fabrikatorların bu hususta dikkat- lerini celbederim.

Toprak sanayiden mecralara ait künkler vardır. Bunların üzerinde durmıyacağım.

Çünkü istimalleri günden güne azalıyor

(2)

ve bunların yerini demir dökme klinkler tutma- ğa başlıyor. Ancak sırlı toprak künklerin de ayni fena şeraitle imal edildiğini kaydederim.

Çimento İle imal edilen yapı malzemesi:

Çimentonun memleketimizde çok pahalı satıl- dığını beşinci sayıda anlatmıştım. Bu sebeple, çimento ile imal edilen yapı malzemesi ayni pa- halılıktan müteessirdir. Yani fabrikacılar; bu malzemeyi imal ederken; fenni bir surette çi- mentoyu harcamaktan çekiniyorlar. Bunun için, çini., künk, ve mozayık gibi malzemeler noksan dozajla imal ediyor ve bunun içindir ki altı ay evvel döşenmiş bir trotuarın çinileri kazınmış, sökülmüş bir hal alıyor. Bugünkü çimento çi- niler çok mukavemetsizdir.

Kereste: Bu malzeme de ayni fena zihniye- tin ve rekabetin neticesi olarak, ayni şeraiti arzediyor. Alâkadarlar, piyasada kuru ve iyi ev- safta mal bulamıyorlar. Yerli keresteden imal edilen bütün doğrama ve mobilyalar, bir müd- det sonra çatlamakta ve çarpılmaktadır. Bu se- nelerde, sert ağaçtan mobilyalık kereste imali daha bizim İçin mevzuu bahsolamaz. Malları- mız bu kadar itlnasız hazırlanmaktadır.

Memleketimizde, meşe ve cevizi lâyikile işliyemiyoruz. Yerli kontrplâklar; Avrupa malları derecesinde değildir. Bunun için mo- bilya ve doğramacılar el'an Rus kontrplâkını kullanmağı tercih etmektedirler. Kontrplâk ih- tiyacı fazla olduğundan yeril mallar, kâfi dere- cede preste ve depoda kalamıyorlar. İmal edilen mal süratle piyasaya sevkolunuyor. Bu sebeple kâfi bir teknik görmîyen kontrplâklar, istimal- lerinden bir müddet sonra kabarmaktadır.

Memleketimizde henüz kereste kurutmağa mahsus büyük furunlar yoktur. Bu büyük bir ihtiyaçtır. Kereste işile uğraşan büyük firma- larla bu işle alâkadar bankaların bu büyük noksanı bertaraf ve furun tesis etmeleri lâzım- dır. Furunlanmış kereste ile imal edilecek doğ- ramalar bugünkülerden çok yüksek evsafta olacaktır.

Kereste satışında da bazı garip noktalar vardır. Faturalara konan eb'at ile hakiki eb'at arasında yarım santime kadar fark vardır. Tabii bu fark tüccarın lehine olarak kullanılır. Bil- hassa, temizlenmiş döşemelik tahtalarında ya- pılan fatura hesapları ham tahta eb'admdan alınmaktadır. Umumunda bu farklar % 5 kadar bir yekûn yapmaktadır ki bu alıcının çok aley- hindedir. Bilhassa, temizlenmiş tahta için ham eb'adm farkını da temizleme bedelinden ayrı olarak ödemek bir hayli gariptir.

Madeni yapı malzemesi.

Döküm işlerini kasdediyorum. Memleketi- mizde birkaç senedenberi bu işlerin imalinde bir fazlalık görülüyor. Fakat dikkatsizlik, tek- niksizlik, ve rekabet meseleleri göze çarpı-

yor. Memleketimizde dökmeciler v<* tornacılar küçük esnaftır. Sermayeleri 300-3000 lira ara- sında tehalüf eder ve iptidai usullerle çalışırlar.

Bugün dökme fiatları rekabet yüzünden okadar düşmüştür ki bir kilo dökme işi (40) kuruşa kadar yapılıyor. Bu fiat halita noktai nazarın- dan iyi bir halita madenin ham bedeli dahi o- lamaz. Bunun için, dökmeciler daima hurda bakır ve çinko ile çalışıyorlar. Halita dozajları gayri fenni olduğu ve bilhassa çinko azamî mik- tarda kullanıldığı için yapılan malzeme çok yumuşak ve mukavemetsizdir. Bu sebepten kapı kollan, musluklar istimallerinden pek az bir müddet sonra bozulmakta, yalama olmakta ve kırılmaktadırlar. Perdahları dahi hava kabar- cıklı olmaktad r. Maktaları da ayni karakteri göstermektedir.

Nikelâj işleri de ayni suretle dikkatsiz ve hileli suretle imal ediliyor. Yerli nikelâjlar va- satî altı ay sonra bozulmaktadırlar. Nikelâjlar, fiat verilmemek yüzünden, ince tabaka olarak yapılmaktadır.

Galvaniz işleri de iyi yapılmıyor. Yerli gal- vanizler, biraz yüksek hararete mütehammil değildirler. Bu sebeple sıcak işlere tahsis edile- cek depo vesair imalâtta, yerli saç galvanizler pullanıp dökülmekte veya kavrulmaktadırlar.

Yukanda misal olarak birkaç çeşit malze- menin imalinden bahsettim. Memleket mimarı;

Avrupamn mütekâmil ve mebzul malzeme ile çalışan meslektaşlarına nazaran nekadar müş- kül bir vaziyettedir.

Yapı malzemesi sanayii Sıkı bir kontrola ihtiyaç gösteriyor. Bu kontrol devletin alâkasi- le kabildir. Belediyeler bu işi bir vazife olarak telâkki etmelidir.

Yapı malzemesi sanayiini, inkişaf ettirmek ve çeşitlendirmek için korumak lâzımdır. En evvel rekabetin makul derecede olması şarttır.

Fiatların tesbiti lâzımdır. Bu hususta tröstlerin aleyhindeyiz.

Malzeme sanayiinin her biri ayrı ayrı etüt edilmeğe değer birer mevzudur. İçlerinde güm- rük himayesinden istifade ederek; fena evsafta mal çıkarıp yüksek fiatla çalışan şubeler var- dır.

Ayni zamanda; himaye edilmeğe, meşgul olunmağa muhtaç olan kısımlarda mevcut- tur. Şimdilik bunlar dökmecilik, maden işleri, ve toprak sanayiidir.

Fena rekabet, fena imalâta sebebiyet veri- yor.

Buna kontrolsüzlüğü ilâve edersek; neka- dar kötü malzeme ile çalışmakta olduğumuzu anlarız. Malzeme sanayiinde fiatların tesbiti ve kontrol vaz'ı ile bir muvazene vücude getirmek kabildir. Usulsüz ve tekniksiz imal edilen mal- zemenin istimali menedilmelidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Şimdilik yapı endüs- trisine ait kaliteli mamulleri teşhir ile yeti- nen ve zaman zaman bunların özellik, vasıf ve kullanılışları hakkında konferanslar tertip eden

Her ne de olsa böylo zannolunur ki bugüne kadar hiç bir yerde Sent İrende fresk olduğu ne yazılıdır, ne de fresk sıvasına kömür konduğu bilinmektedir. Çalışmalar

Böylelikle Augustus döneminde elegeia ile yazılmış aşk şiirlerini tanımlamak için Roma aşk edebiyatı kavramı oluşmuştur.. Roma edebiyatında daha

Belki devletin “şiddetli” eli emekçilerin 1 Mayıs’ta Taksim’de bir araya gelmesine izin vermeyecek, onlar ı gazlayıp bol biberli havayı teneffüs ettirecek ama

Aşağıda yer alan atasözlerinden zamanı iyi kullanma ve planlı yaşam ile ilgili olan- ları örnekteki gibi işaretleyelim.. Aşağıda Serpil’in bir gününe ait

Siyasi ve Ekonomik Bağımsızlığımızın Kazanılması Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923... Lozan

*İthal girdi tutarının hesaplamasında, ithal girdinin fabrikaya teslim fiyatı ve teslim tarihindeki Merkez Bankası döviz satış kuru dikkate alınır. YERLİ KATKI ORANI HESAP CETVELİ

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu