Sa’dâbad canlanıyor
Y
aşamak zevkini bilen millet - ler yaşamak hakkım kazanmış sayılırlar. Hayat, meskenet ve ataletten yorulur. Çünkü bizatihi hare - kettir. Hareketin hayatı temsil edebilmesi ise elemden mümkün olduğu kadar uzak kalmasile mümkün olur. Bu hakikatin mütearife halini almasından dolayıdır ki bütün medenî memleketlerde İçtimaî va zifelerle muvazi olarak İnsanî eğlence - ler de tesbit edilmiştir. Tiyatrosuz mem leket bugün penceresiz ev gibidir. R ad yosu olmıyan şehirler dilsiz insanlara benzetiliyor.Silâhile olduğu kadar zekâsile de be şer tarihinde büyük roller oynıyan Tür kün her devirde o devre uygun eğlence leri vardı. Şiiri, musikisi, raksı ve herşeyi tamamdı. Taassubun riyadan ördüğü ör tü gerçekten kaim ve korkunç olmakla beraber onun altında ne şatır ahenkler cereyan ettiğini tarih bilenler bilir. Bu nun aksini kabul etmek Türk ruhundaki neş’eyi inkâr eylemek ve uzun asırların hareketsiz geçtiğine inanmak olur.
Bana bu mülâhazaları ilham eden Sad’dâbad sahasının ihya edilmesine Kültür Bakanlığının verdiği isabetli ka rardır. S a’dâbad, zannolunduğu gibi L â le devrinin aynası değildir, belki Türk zevkinin bir zamanlar tecelli ettiği tarihî bir sahnedir. Bunun böyle olduğunu an lamak için 1730 isyanından sonra S a ’d- âbaddaki köşklerin, havuzların yıkıldı - ğını düşünmek kâfidir. Eğer o köşkler, o havuzlar milletin zevkini temsil etmesey di hocalar tarafından yakılmak istenir miydi ve Birinci Sultan Mahmud da: «Yakılmasına rızam yoktur, fakat yıkıl sın» der miydi?..
* * *
Lâle devrinden çok zaman evvel Is - tanbullulann en şen bir mesiresi olan Kâğıdhanenin canlandırılmasına doğru adım atılırken başta Redhavz olmak üzere bir takım yabancıların ve onlara uyan üç beş yerli yazıcının S a ’dâbadı Saidâbaddan bozma sanmalarındaki ve orayı Çelebizade Said Paşanın şenlen - dirdiğini söylemelerindeki yanlışlığı ha - tırlamamak mümkün olmuyor. Said P a şa, babasile Parise gitmek dolayısile V er- say çağlıyanlarmdan aldığı hazzı N ev-r şehirli İbrahim Paşaya hikâye etmiş o - labilir. Fakat Sad’âbad mamuresi doğ - rudan doğruya İbrahim Paşanın eseri - dir. Nitekim orada bu adı taşıyan köşkü ve şelâleli havuzu yaptıktan sonra ken - *?\si şu tarihi yazmıştı:
Mübarek ola Sultan Ahmede devletle Sad’âbad
NT
$
* * *
Kâğıdhanedeki çağlıyan ve Ihlamur köşklerinin tamiri, eski Sad’âbadm bu - günkü ihtiyaçlara göre ihyası güzel bir düşüncedir. Lâkin İstanbul Belediyesi bize yeni bir Sad’âbadla beraber yeni bir Nedim de verebilir mi?
Ben böyle bediî bir bahtiyarlığı, esef le söylüyorum, ummaktan çok uzağım. Para ve himmet bir değil bin Sad’âbad yapabilir. Fakat bir Nedim yaratmak o kadar güç ki....
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi