• Sonuç bulunamadı

Devlet Eliyle Tiyatro retim Ve Eitimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Devlet Eliyle Tiyatro retim Ve Eitimi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DEVLET ELiYLE TİYATRO ÖGRETİM VE EGİTİMİ Prof. Bedrettin TUNCEL

(Ankara Üniversitesi)

Simpozyumun ana konusu olarak seçilen "tiyatro öğretimi ve eğitimi"nde geçen iki sözcük, "öğretim" ve "eğitim" sözcükleri, gide-rek birbirinin yerine kullanılır olmuştur. Bunlardan "eğitim" sözcü-ğünün "öğretim" yerine daha sık, daha çok kullanıldığı da gözden kaçmıyor. Bütün dillerde aşağı yukarı halk ağzı latincesi "insignare" ile klasik "insignire"nin göstermek, belli etmek anlamına bağlanan bu sözcük, özellikle bilgileri öğretmek, öğrenmek isteyene aktarmak eyle-mi, sanatı anlamına kullanılıyor. "Eğitim" sözcüğüne gelince, gene latincedeki "educatio" karşılığı olarak, Batı dillerine geçen ve dilimiz-de eskidilimiz-den "terbiye", günümüzdilimiz-de dilimiz-de "eğitim" biçimindilimiz-de geçen bir söz-cük olarak, gene de belirtmeliyim, "öğretim"in yerini almış, böylelik-le de anlam ayrıntıları kalmamıştır. Oysa, bilindiği ya da bilinmediği gibi, "eğitim"den anlaşılan asıl anlam, insanın gelişmesini, olgunlaş-masını sağlıyacak olanakların bütünüdür. Kısacası, ister tiyatro eği-timi, ister herhangi bir sanat dalının eğitimi söz konusu olsun, sağlam bir öğretim olınadan, o önemli basamak çıkılmadan, gerçek anlamın-da bir eğitime kavuşulamıyacağı apaçık bir gerçektir.

Tiyatro eğitimi, devlet eliyle düzenlenen bir tiyatro öğretimin-den yararlanır elbette. Bizde bu türlü eğitim özellikle Cumhuriyet dö-nemimizde değerini kazanmış, Atatürk'ün her zamanki uzakgörüşlü-lüğü ile, batılı anlayışta ve çağın isterlerine uygun bir tiyatro öğretimi-nin temelleri üzerine oturtulmuştur. İstanbul Şehremini Cemil Paşa gibi çok kültürlü ve anlayışlı bir insanın Birinci Dünya Savaşı'ndan önce girişimiyle ve 1914 haziranında İstanbul'a çağrılan ünlü Fran-sız tiyatro adamı Andre Antoine'ın çalışmalarıyle temeli atılan Darül-bedayi'nin, sözünü ettiğimiz tiyatro öğretim ve eğitiminin başlangıç-larında bulunduğunu burada kesinlikle belirtmeliyiz. Tiyatro tarihi-mizde artık değerli, güzel yerini alan bu kuruluşta, sahne sanatlarıyle

(2)

16 BEDRETTİN TUNÇEL

ilgili dersler verildiğini; Muhsin'in girişimleriyle tiyatro öğretimi, daha iyisi, tiyatro eğitimi yapıldığını; Cemil Paşa'nın tiyatro ve müzik alanlarında bir konservatuvar kurma düşüncesiyle eyleme geçtiğini; böylece çok değerli bir sanat kolunu başıbozukluktan kurtarmak için çabalar harcandığını hatırlarsak, bizde tiyatro öğretim ve eğitiminin başlangıçlarını belirlemiş oluruz. Antoine'ın uzmanlığı ile kurulmak istenen, Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle aksayan bu giri-şimin programlarına' dikkatle bakılırsa, çağcıl bir anlayışla hazırlan-dığı gözden kaçmaz.

Cumhuriyet dönemimizin elli yılında, batılı anlayıştaki sanat kuruluşlarımız içinde Ankara Devlet Konservatuvarı'nın açılması; ilk kuruluş yıllarında Paul Bindemith, Carl Ebert, Muhsin gibi değer-lerin raporlarına, görüşlerine, öğütlemelerine, çalışmalarına saygı gösterilmesi, bu sanat ocağının Türk tiyatrosunu kalkındırıcı sonuçlar almasını sağladığı kanısındayım. O günlerin heyecanını sürdürdüğü-müzü sanmıyorum. Devlet'in daha yakın, daha sıcak, daha anlayışlı ve geniş yardımlarının gerektiği inancını taşıyorum. Bugünkü tutumla o fidanlığın giderek kuruması olasılığı da ortaya çıkabilir ...

Günümüzde birçok ülkelerde devletin kültür işlerinde sözü ol-ması, kültür yaratmak için değil; yaratılmasına yardımcı olmak için-dir. Devlet yardımı olmadan çeşitli sanat kollarında yurt ölçüsünde etkili olmak, tiyatroyu halka ulaştırmak, yaymak olanağı hemen he-men yoktur. Bu öğretim ve eğitimin gerçek bir anlayış ve özgürlük havası içinde verilmesinin de en önemli koşulolduğunu da unutma-malıyız. Sanat, hele tiyatro sanatı sözkonusu olunca, devletin yön ve düzen vermek istemesi, sanatı kendi aklınca, kendi bildiği gibi güdüm-lü duruma getirmek istemesi, sanatı da, sanatçıyı da, öğretim ve eği-timi de köstekler, çökertir. Devlet, elbetteki otoriterdir, bunu yitir-memesi gerekir; sanat üzerinde hakkı, benimdir diyecek payı yoktur; sanata karşı görevleri vardır, çünkü sanat, tiyatro sanatı ulusun ortak malıdır; bu ortak malı korumak, geliştirmek, zenginleşmesine yardım-cı olmak; çağdaşlarına ve yetişece1dereel uzatmak; yaratıyardım-cı sanat gü-cünü beslemek zorundadır.

Tiyatro öğretimi ve eğitiminin Üniversitelerimiz programlarına girmiş olması, hele kendi kendine yeter inceleme ve araştırma ensti-tülerinin kurulması, bu alanda atılmış en sağlam, en verimli adımlar-dır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Le plus intéressant est que l’Anglais Kemal (Kemal the Enlish- man, comme on l’appelait), le célè­ bre espion turc qui travaillait merveilleusement bien pour le

Doktor Schacht ecnebi dövizine karşı gelebilmek için Türkiyenin tatbik ettiği kli­ ring sisteminden istifade niyetiyle Türk mahsulâtına, o mahsulâtın dünya

Birkaç mektup, birkaç resim Yıllar geçse, o bir isim Unutulmaz, unutulmaz Sahil boyu boş yamaçlar İsim yazılan ağaçlar Öpülen koklanan saçlar Unutulmaz,

When membranes prepared from rat brain slices previously treated with arecoline for 2 hours were used for receptor-ligand binding studies, the receptor numbers and binding

Aynı günlerde İran İslam Cumhuriyeti’nde işadamı Işık Yönder ile Tahran’daki Türk Büyükelçiliği’nde görevli eşi Şa­ diye Yönder’in uğradıkları

D’après l’ordre du sultan Moustafa, les pages de la Petite chambre durent se transporter dans l’ancien serai, et alors cette chambre fi '■'ul-ù-fail fermée; plus

Yine de araştırmacılardan Laurent Co- hen daha önce yaptığı araştırmalarda, gö- rebilen insanların beynindeki, görsel söz- cük biçimi bölgesi (VWFA) olarak bilinen çok

500 yıldır gravür, ağaç baskı, linolyum baskı, litografi gibi geleneksel baskı teknikleriyle çoğaltılmakta olan ekslibrisin son yıllarda serigrafi, ofset, fotograf,