• Sonuç bulunamadı

Konu-2. Sınıf, Tabakalaşma ve Eşitsizlik (Ünite:9)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konu-2. Sınıf, Tabakalaşma ve Eşitsizlik (Ünite:9)"

Copied!
67
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Konu-2. Sınıf,

Tabakalaşma ve Eşitsizlik (Ünite:9)

Toplumsal Eşitsizlikleri Nasıl Anlamak Gerekir?

(2)

İŞLENECEK KONULAR:

1) Tabakalaşma Dizgileri

a. Kölelik

b. Kast

c. Mülk Sahipliği

d. Sınıf

2) Sınıf ve Tabakalaşma Kuramları

a. Karl Marx’ın Kuramı

b. Marx Weber’in Kuramı

c. Eric Olin Wright’ın Sınıf Kuramı

(3)

İŞLENECEK KONULAR (Devam…)

3) Sınıfı Ölçmek

a. John Goldthhorpe: Sınıf ve Meslek

b. Goldthhorpe’un Sınıf Şemasının Değerlendirilmesi

4) Bugünkü Batı Toplumlarında Toplumsal Sınıf Ayrımları

a. Üst sınıf Sorunu

b. Orta sınıf

c. İşçi sınıfının Değişen Yapısı

(4)

İŞLENECEK KONULAR (Devam…)

d. Alt sınıf mı?

e. Sınıf ve Yaşam Tarzı

f. Toplumsal Cinsiyet ve Tabakalaşma 5) Toplumsal Hareketlilik

a.Karşılaştırmalı Hareketlilik İncelemeleri b. Aşağı Doğru Hareketlilik

SONUÇ: SINIFIN ÖNEMİ

(5)

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA

Sabancı Örneğinden hareketle şu sorular sorulabilir:

- Bu aykırı bir durum mudur?

-Türkiye’de sabancının öyküsü yinelenmekte midir?

-Yoksul bir geçmişi olan birinin ekonomik

basamaklarda tepeye yükselmesinin olanağı nedir?

-Toplumdaki her sabancı için, ekonomik basamakta kaç kişi zenginlikten yoksulluğa düşecektir?

(6)

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA

Sabancı’nın yaşamının ortaya koyduğu zenginlik ve yoksulluk konumları, bizi daha kapsamlı ve geniş sorulara yöneltecektir.

Bunlar:

- Toplumda neden ekonomik eşitsizlikler var olmaktadır.

-Çağdaş toplumlar ne kadar eşitsizdirler?

- Hangi toplumsal etkenler, toplumdaki ekonomik konumumuzu etkilemektedir?

Eğer bir kadınsak, başka türlü zorluklarla karşılaşır mıyız?

(7)

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA

-Ekonominin küreselleşmesi bizim yaşam olanaklarımızı ne oranda etkilemektedir?

İşte bu tür sorular sosyologların sorduğu ve yanıtlamaya çalıştığı sorulardır. Bu bölümün odağı da bu tür sorular ve yanıtları olacaktır.

Toplumdaki eşitsizlikler üzerine çalışmak sosyolojinin en önemli alanlarından biridir.

Çünkü bizim maddi kaynaklarımız

yaşamlarımızla ilgili çok şeyi belirlemektedir.

(8)

Tabakalaşma Dizgeleri

Toplumsal tabakalaşma: İnsan grupları içindeki gruplar ve bireyler arasındaki

eşitsizlikleri açıklamak amacıyla sosyologlar tarafından toplumsal tabakalaşma kavramı kullanılmaktadır.

Genel olarak tabakalaşmayı, varlık ve mülk anlamıyla düşünürüz. Fakat tabakalaşma, toplumsal cinsiyet, yaş, dinsel bağ ya da

askeri rütbe gibi diğer nitelikler nedeniyle de ortaya çıkmaktadır.

(9)

Tabakalaşma Dizgeleri

Tabakalaşma: “İnsanların ayrı gruplanmaları arasındaki yapısal eşitsizlikler” olarak basitçe tanımlanabilir.

Örneğin yerin yüzeyindeki kayaların jeolojik katmanları gibi düşünebiliriz. Toplumları bir hiyerarşi içinde tabana yakın az

ayrıcalıklılarla, tavandaki daha fazla kayrılmış olanlardan oluşan “katmanlar” olarak

görebiliriz.

(10)

Toplumsal tabakalaşma

Sosyolojide tabakalaşma, yapısal eşitsizlikleri anlatır.

Yani, tabakalaşmadan söz ettiğimizde,

istisnai ve arızi eşitsizlikleri değil, sistematik ve düzenli olanları kast ederiz.

Örneğin, yoksulluğun nedenleri, işçi

sınıfından gelen bir çocuğun orta sınıfa dahil olma ihtimali, kadınların dezavantajlı bir grup olma deneyimleri... toplumsal tabakalaşma alanına dahildir.

(11)

Bütün kadim uygarlıklarda toplumsal

tabakalaşma görülür

(12)

Tabakalaşma yalnızca ekonomik göstergelere bakılarak anlaşılmaz

Toplumsal tabakalaşma, yalnızca gelir ve

mülkiyet durumunu içermez, cinsiyet, etniklik gibi farklı konumlar da tabakalaşmanın

konusu olabilir.

Toplum, daha fazla tercih edilenin üstte, az tercih edilenin altta olduğu tabakalardan

oluşur: tıpkı yer katmanları gibi...

(13)

Tabakalaşma Dizgeleri

Bütün tabakalaşmış toplumsal dizgeler şu özellikleri taşır:

1. Sıralama, birinin diğeriyle belirlenmesi veya birbirleriyle zorunlu etkileşim içinde

olmaksızın, bir ortak özelliği paylaşan

insanların toplumsal kategorilerine uygulanır.

Örneğin kadınların erkeklerden veya zenginlerin yoksullardan farklı olarak sıralanması,

(14)

Belirli bir kategorideki insanların kendi sıralamalarını değiştiremeyeceği anlamına gelmez. Yine de bu, aynı zamanda bireyler başka bir kategoriye geçtiklerinde bile o kategorinin hala var olacağı anlamına da

gelmez.

2. İnsanların yaşam deneyimleri ve olanakları ciddi biçimde onların hangi kategoride bulunduklarına bağlıdır.

Örneğin, erkek ve kadın, siyah veya zenci, üst sınıfta ya da işçi sınıfında olmamız, yaşam olanaklarımız

anlamında büyük fark yaratır.

(15)

Genelde bu kişisel çaba ve iyi talih (bir piyango

kazanmak gibi) bir istisnai durum dışında geçerlidir.

3. Farklı toplumsal kategoriler sıralaması, zaman içinde yavaşça değişmeye eğilimlidir.

Örn. Türkiye’de yalnızca son zamanlarda kadınlar erkeklerle eşit olmaya başlamıştır.

Toplumların tabakalaşması, insanlık tarihini baştan başa değiştirmiştir.

Örneğin Avcı-Toplayıcılıktan Endüstri toplumlarına kadar olan süreç

(16)

Farklı tabakalaşma biçimleri

Tarihsel olarak, insan toplumlarında dört farklı tür tabakalaşma sistemi yaşanmıştır:

1. Kölelik

2. Kast

3. Mülk Sahipleri (Toplumsal konum)

4. Sınıf

(17)

Kölelik

Kölelik, bazı insanların başka bazı insanlara tamamen sahip

oldukları bir eşitsizlik sistemidir.

Köleler, tamamen efendilerinin malıdır, alınıp satılabilirler, öldürülebilir,

çalıştırılabilir, tecavüz edilebilirler.

(18)

Kölelik, insanın bir “şey” statüsüne indirgenmesidir

Kölelere emekleri

karşılığında herhangi bir ücret ödenmez. Sadece çalışmayı sürdürebilmeleri için gereken temel ihtiyaçları karşılanır.

Savaş esirlerinin köle olarak kullanımı, en eski kölecilik biçimidir.

15. yüzyıldan itibaren köle ticareti, Avrupa’nın ve daha sonra da Amerika Birleşik Devletlerinin zenginliğinin en önemli kaynağı haline geldi.

(19)

Kast

Kast, bir kişinin toplumsal konumunun yaşam boyu belirli olduğu toplumsal düzenlemedir.

Bundan dolayı kast toplumlarında, farklı toplumsal seviyeler birbirine kapalıdır, yani tüm bireyler

yaşamları boyunca doğdukları toplumsal seviyede kalmak zorundadırlar.

Herkesin toplumsal konumu, doğumla kazanılan ve bundan dolayı sonradan değişeceğine inanılmayan kişisel öz niteliklerine –soy ve etnik bağ gibi anlaşılan (çoğunlukla fiziksel öz niteliklere ve ten rengine

dayanan) atalarından gelen din ve kast- dayanır.

(20)

Kast

Bir bakıma kast toplumları, sınıfsal konumun doğumla kazanıldığı, sınıflı toplumların özel bir türüdür.

Bunlar, 1992’de beyaz yasaların sona ermesinden önceki Güney Afrika’da ve Hindistan’ın kırsal

kesiminde olduğu gibi, gelişmiş sanayici kapitalist toplumlar olan tarım toplumlarına özgüdür.

Aslında kast düzenleri modern zamanlardan önce dünyanın tümünde bulunuyordu. Örn. Venedik’te Gettolarda yaşamaya zorlanan Yahudiler.

(21)

Kast

Hindistan’da kast, Hindistan alt kıtası ve Hindu inancıyla birlikte düşünülür.

Hindistan da kast, dinsel inançları yansıtır ve iki bin yıldan daha eskidir.

İç evlilik, kalıtsal üyelik ve özgül bir yaşam tarzıyla ayırt edilen insanların meydana getirdiği adlandırılmış bir gruptur.

Hint inançlarına göre her biri daha genel

mesleki kümelerle bağlantılı dört tane temel kast vardır. Bunlar:

(22)

Hindu Kast Sistemi

Brahmanlar (rahipler)

Kshatriya (asker ve yönetici sınıf)

Vaişya (üretici ve tüccarlar)

Şudra (emekçiler)

Dokunulmazlar (tanrının çocukları)

1947’deki bağımsızlıktan sonra kast sistemi yasal olarak

kaldırılmıştır ancak fiilen çok daha uzun süre devam

etmiştir.

(23)

Dokunulmazlar

Kast sisteminde ayrımlar, temizlik/kirlilik ekseninde yapılır. Bazı yiyecekler, bazı eşya ya da mekânlar kirli sayılır.

Dokunulmazlar, herşeyi yiyebilirler, heryere

gidebilirler, her eşyayı kullanabilirler. Ancak üst kastlardan olanlar ya da

onların eşyası, mekanları vb.

ile hiç bir temaslarının olmaması gerekir.

(24)

Hindistan 1949 yılında kastlar temelinde ayrımcılığı yasa dışı ilan etmiştir.

Fakat, kast düzeninin görünümleri, özellikle de kırsal bölgelerde, bugün tüm kuvvetiyle var olmaya devam etmektedir.

(25)

Apartheid: Güney Afrika Kast Sistemi

1992 yılında yürürlükten kaldırılmadan önce, apartheid olarak bilinen Güney Afrika Kast düzeni Siyah Afrikalıları, Hindistanlıları,

“Renklileri” (karışık ırklardan insanları) ve.

Asyalıları beyazlardan ayırıyordu.

Bu durumda kast tümüyle ırklar üzerine dayanıyordu.

(26)

Apartheid: Güney Afrika Kast Sistemi

Toplum nüfusunun yalnızca %15’lik kısmını oluşturan beyazlar, neredeyse ülkenin bütün zenginliklerini

denetliyordu, kullanılabilir alanların çoğuna sahiptiler, en önemli işlerle sanayileri işletiyorlardı ve siyahların oy hakkı olmadığından politik güç üzerinde tekelleri vardı.

Nüfusun üçte ikisini oluşturan siyahlar “bantustan”

larında (“ülkelerinde”) yoksulluğa terk edilmişlerdi ve yalnızca beyaz azınlık için çalışmalarına izin

veriliyordu.

(27)

Apartheid: Güney Afrika Kast Sistemi

Apartheide karşı yapılan onlarca mücadele en sonunda başarıya 1990 yılında kavuştu.

En güçlü siyahi örgüt, Afrika Ulusal kongresi (ANC), 1992’de G.Afrikalı beyazlar arasındaki bir oylamayla yürürlükten kaldırılan

Apartheidı, G. Afrikalı beyaz önderlerin

bütünüyle söküp atmasını zorlamak amacıyla, G. Afrika iş dünyasında ekonomik olarak

yıkıcı bir boykot düzenlendi.

(28)

Apartheid: Güney Afrika Kast Sistemi

1994 yılında ülkenin ilk çok ırklı seçiminde, siyah çoğunluk hükümetin denetimini ele

geçirdi ve beyazların hükümeti yüzünden 27 yıl boyunca hapis yatmış olan ANC’nin siyah önderi Nelson Mendela başkan seçildi.

(29)

Mülk Sahipleri (Toplumsal Konum)

Geleneksel toplumlardaki tabakalar, birbirlerine karşı belirli görev ve

sorumlulukları olan insan gruplarıdır. Bu konumlar, kuşaktan kuşağa aktarılırlar.

Aristokrat/Rahip/Üçüncü konum ayrımı, klasik feodalite düzeninin toplumsal

tabakalaşmasını gösterir. Üçüncü sınıf olarak adlandırılanlar, serf, özgür köylü, zenaatkâr ve tüccarlardır.

(30)

Sınıf

Sınıf, modern toplumlardaki tabakalaşma sistemidir. Pek çok yönden, diğer

sistemlerden farklıdır.

Sınıfsal konum, bir kaç bileşenden oluşur:

- Piyasadaki konum (gelir, iş güvencesi, mesleki yükselme imkanları vb)

- İşteki konum (İşyerindeki işbölümü içindeki konum)

- Statü (kişinin toplumsal prestij hiyerarşisindeki konumu)

(31)

Sınıf sisteminin diğerlerinden farkları

Sınıf, tabakalaşmanın erken biçimlerinden dört temel yönüyle ayrılır. Bunlar:

1. Sınıf Düzenleri Değişkendir.

Yasal ve dinsel hükümlerle kurulmazlar ve sınıflar arası sınırlar keskin değildir. Sınıflar arası evlilik vardır.

2. Sınıfsal Konumun Bazı Yanları Edinilir:

Yalnızca doğumla edinilmez. Toplumsal değişkenlik (aşağı ve yukarı doğru) vardır ve diğer tiplerden

daha yaygındır.

(32)

Sınıf sisteminin diğerlerinden farkları

3. Sınıf Ekonomik Temellidir:

Maddi kaynaklardaki eşitsizliklere, ekonomik ayrımlara dayanır.

4. Sınıf Düzenleri Büyük Çaptadır ve Kişisel Değildir:

Diğer tabakalaşma dizgelerinde, eşitsizlikler, öncelikle kölesiyle efendisi ve onun altındaki ve üst kast bireyleri arasında kişisel görev ve yükümlülük ilişkisiyle belirtilir.

Sınıf düzenleri, karşıt olarak büyük ölçekte kişisel olmayan birlikler aracılığıyla işlerler.

Örneğin sınıfın en temel ayrımları, ödeme ve çalışma koşulları arasındaki eşitsizliktir.

(33)

Sınıf sisteminin diğerlerinden farkları

Farklar ayrıntılandırılacak olursa:

Sınıflar, yasal ya da dinsel buyruklarla kurulmazlar. Üyelik kalıtsal olarak belirlenmez. Diğer tabakalaşma sistemlerine göre daha akışkandır. Sınıflar arası evlenme, biçimsel olarak kısıtlanmamıştır.

Bir bireyin sınıfı, doğuştan verili değildir, en azından kısmen, elde edilir. Toplumsal hareketlilik diğer sistemlere göre daha yaygındır.

Sınıflar, asıl olarak ekonomik farklılıklara dayanır.

Sınıfsal farklılıklar, kişisel hak ve yükümlülüklere yansımaz.

(34)

Sınıf ve Tabakalaşma Kuramları

Sınıf kavramını ve

sınıfsal çözümlemeyi, Karl Marx’a borçluyuz.

Max Weber de toplumsal

tabakalaşmaya ilişkin kuramsal bir yaklaşım geliştirmiştir.

(35)

Karl Marx’ın Sınıf Kuramı

Marx’ın çalışmalarının tamamı, sınıfsal çözümlemeye dayalıdır.

Marx’a göre sınıf, üretim araçları ile ilişki tarafından belirlenir. Sanayi öncesi toplumda üretim araçları, toprak ve tarım araçlarıydı. Dolayısıyla, tarım

toplumlarında temel iki sınıf, toprağa sahip olanlarla toprağı işleyenler, yani aristokratlarla serfler ve

köylülerdi.

Sanayi toplumlarında ise üretim araçları, emek ve sermayedir. Dolayısıyla, emek gücünü satanlarla sermaye sahipleri, iki temel sınıftır.

Sınıflar arasındaki ilişki, asıl olarak sömürüye dayalıdır.

(36)

Artı-Değer

Marx’ın ekonomi politiğe kattığı özgün bir kavram, artı-değer kavramıdır.

Emek, kendisini yeniden üretmek için

gerekenden daha fazla değer üretir. İşte bu değer, artı değerdir ve sermaye sahibinin bu değere “kâr” olarak el koyması, emek

sömürüsüdür.

(37)

Yabancılaşma

Emeklerini satarak geçinenlerin üretimi için çalıştıkları ürünlerle bir ilişkilerinin olmaması durumudur. Bu durum Marx’a göre, kapitalist toplumlara özgüdür. Çünkü ne köylüler ne de zenaatkârlar, ürettikleri ürünlere modern

işçiler kadar uzaktılar.

(38)

Max Weber’in Tabakalaşma Kuramı

Max Weber, Marx’tan etkilenmişse de, özgün analizler ortaya koymuştur.

Weber’e göre toplumsal tabakalaşmanın tek kaynağı ekonomik anlamda sınıf değildir.

Yani, üretim araçlarının mülkiyeti önemli olmakla birlikte, toplumsal tabakalaşmayı belirleyen başka etkenler de vardır.

(39)

Statü

Marx, toplumsal statünün sınıfsal konuma bağlı olduğunu söyler.

Max Weber ise, statünün çeşitli semboller, ilişkiler ve yaşam biçimlerinde ifade edildiğini düşünür ve bunun ekonomik etkenlerden

daha fazlasına işaret ettiğini belirtir.

Örneğin yoksul düşmüş kibar ailelerin

toplumsal saygınlıkları yüksekken, “sonradan görme” kavramı, zenginlikle saygınlığın bir

arada olmayabileceğini hatırlatır.

(40)

Parti

Marx, partilerin sınıfsal çıkarların temsilcisi olduğunu, dolayısıyla, ekonomik konumların partileri de belirlediğini düşünür.

Weber ise, partilerin sınıfsal konumdan etkilense bile sadece bununla

belirlenmediğini söyler. Partiler, sınıf

çıkarlarını aşan çıkarlara seslenebilirler (özellikle milliyetçi ve dinsel hedefler)

(41)

Erik Olin Wright

Marx ve Weber’in

görüşlerinin bir sentezini yapan Wright, yeni bir sınıf kavramı geliştirmiştir.

Ona göre sınıfsal konumlar, üç denetim boyutuna göre belirlenir:

- Yatırım ya da parasal

sermaye üzerinde denetim

- Fiziksel üretim araçları üzerindeki denetim

- Emek gücü üzerindeki denetim

(42)

Çelişkili sınıfsal konumlar

Erik Olin Wright’ın yaklaşımı, modern toplumdaki bazı

konumları derinlikli analiz etmemizi sağlar:

- Üretimin bazı boyutlarını denetleyebilen beyaz yakalılar gibi. Emeklerini satmaları bakımından proleteryaya, ama üretim süreçleri üzerindeki

denetimleri nedeniyle de sermayeye daha yakındırlar.

(43)

Sınıf şemaları

Toplumsal sınıfları ve bunlar arasındaki hatları belirlemek güçtür. Ancak, farklı yaklaşımdaki sosyologlar, farklı

haritalar/şemalar çizerler:

- Geleneksel işlevselci sınıf şeması,

meslekleri esas alır. Burada herhangi bir sömürü ya da çatışma söz konusu değildir.

- İlişkisel sınıf şemaları, çatışma ve sömürüyü odağa alır ve sınıfsal konumları böyle okur.

(44)

John Goldthorpe’ın sınıf şeması

John Goldthorpe, sınıfsal konumları ortaya koyan betimleyici şemalardansa, sınıf

süreçlerini açıklamaya yarayan analitik şemaların daha açıklayıcı olduğunu

düşünerek kendisi de böyle bir şema geliştirmiştir.

Bu şemanın özgün yanı, bireylerin pazardaki konumları ile işyerindeki konumlarını ayrı ayrı değerlendirmesidir.

(45)

Bugün Sınıflar

Günümüzde, karmaşık tüketim toplumlarında sınıfsal şemalar çıkarmak daha da güçtür.

Mülkiyet ile statü ve saygınlığın ayrı ayrı ele alınması gerekir.

Hizmet ya da iş sözleşmesiyle çalışanlar arasında büyük farklılıklar vardır.

“orta sınıf” denilen kesim, son derece çeşitlenmiştir.

(46)

Üst Sınıf

Zenginler, genellikle haklarında en az

bilgimiz olan gruptur.

Hemen hiçbir ülkede

güvenilir servet kayıtları bulunmaz.

Üst sınıf, küçük bir

azınlık olmakla birlikte, büyük bir çeşitlilik

gösterir.

(47)

“kendini yaratan” zenginler

Üst sınıfta genellikle

kuşaktan kuşağa aktarılmış bir servet söz konusudur.

Ancak kendi servetini kendi yaratanlar da vardır.

Özellikle medya, yazılım, iletişim gibi yeni sektörlerde kendi çabasıyla zengin

olanlar, zengin profilinin değişmesine neden

olmaktadırlar.

(48)

Orta sınıf

Orta sınıf, çok geniş bir çalışan kesimini ifade eder.

Profesyonel ve yönetici konumundakiler, orta sınıfın büyük bir

bölümünü oluşturur.

Sınıfsal konumları,

genellikle eğitimleri ve uzmanlıklarına bağlıdır.

(49)

“Kablo işçileri”

Orta sınıfın en hızlı gelişen sektörlerinden biri, bilişim sektörüdür.

Burada çeşitli

konumlarda çalışanların sayısı giderek

artmaktadır.

(50)

Beyaz yakalılar

Fiziksel gücüyle çalışan

“mavi yakalılar”dan farklı olarak “beyaz yakalılar”, zihinsel emeklerini satarlar.

(51)

İşçi sınıfı

“Mavi yakalı”lar, kol emeklerini satarlar.

Marx, kapitalizmin

gelişmesiyle bu sınıfın büyüyeceğini

öngörmüştü ama bugün gelişmiş ülkelerde işçi sınıfı giderek

küçülmektedir.

(52)

Zenginleşen işçi sınıfı

Gelişmiş ülkelerde işçi sınıfının yaşam

standardı, ondokuzuncu yüzyıl proletaryasından çok farklıdır.

(53)

Coğrafi farklılıklar

Gelişmiş ülkelerdeki işçi sınıfı ile gelişmemiş

ülkelerdeki işçi sınıfının yaşam ve çalışma

koşulları birbirinden çok farklıdır.

(54)

Kaydırılan sektörler

Teknolojik gelişmeler, bazı sektörlerin daha ucuz emek sunan

bölgelere kaymasına neden olmuştur.

(55)

Göçmen işçiler

İşçi sınıfının yaşama ve çalışma düzeyindeki

yükselme, göçmen işçiler için geçerli olmayabilir.

(56)

Çocuk emeği

Çocukların çalıştırılması ILO sözleşmelerine

göre yasak olsa da, çocuk işçiliği dünyanın pek çok ülkesinde

yaygındır.

(57)

E.P. Thompson

İşçi sınıfının gündelik yaşamını ve bu yaşam içinde üretilen kültürü ortaya koyan önemli bir eser, E.P. Thompson’un İngiliz İşçi Sınıfının

Oluşumu isimli kitabıdır.

(58)

Sınıf ve yaşam biçimi

Sınıf yapısını çözümlerken,

sosyologlar geleneksel olarak meslek ve gelir durumlarına bakarlar.

Ancak tüketim ve yaşam biçimi gibi

kültürel faktörler de son derece önemlidir.

(59)

Pierre Bourdieu

Fransız sosyolog Pierre Bourdieu, sınıfı maddi ve kültürel sermaye düzeylerine bakarak belirlemek gerektiğini söyler.

Bunun için, tüketim

biçimlerine, boş zaman örüntülerine, yaşam

tarzlarına ve beğenilere bakmak gerekir.

(60)

Alt sınıf (Under-class)

Alt sınıf, geleneksel sınıfsal konumların altında, marjinal konumdakilerden oluşur.

Bu grupta düzenli gelir ve meslek yoktur.

Evsizler bu gruptadırlar.

(61)

Göçmenler

Alt sınıfın hemen her yerdeki değişmez

üyeleri, göçmenlerdir.

(62)

Toplumsal cinsiyet ve tabakalaşma

Sınıfsal analizler, geleneksel olarak, “cinsiyet körü”dürler.

Ancak, kadınların sınıfsal olarak erkeklere eşit oldukları herhangi bir modern toplum yoktur. Yani her toplumda kadınlar daha yoksuldurlar.

Kadınların sınıfsal konumlarının koca ya da babalarının sınıfına bağlı olduğu

düşüncesi, büyük eleştiriler almıştır.

(63)

Çalışan anneler

Geleneksel cinsiyete dayalı işbölümü, evin geçiminin erkek

tarafından sağlandığını varsaydığı için, kadınlar çalışıyor olduklarında bile, sınıfsal konumları kocalarının sınıfına

bağlanır.

(64)

Toplumsal hareketlilik

Farklı toplumsal konumlar arasındaki hareketlere toplumsal hareketlilik denir.

Bu hareketler dikey ya da yatay olabilir:

Dikey hareketlilik, toplumsal skalada yukarı ya da aşağı doğrudur.

Yatay hareketlilik, coğrafi hareketi anlatır.

(65)

Açık toplum

Düşük tabakalarda dünyaya gelen kişinin toplumsal/ekonomik merdiveni ne ölçüde

tırmanabildiği, toplumun açık olup olmadığını da gösterir.

Yukarı doğru toplumsal hareketlilik, modern

sanayi toplumların bir özelliğidir.

(66)

Aşağı doğru hareketlilik

Aşağı doğru hareketlilik, çalışma yaşamından çekilmek zorunda kalmak, mesleğin kaybı gibi durumlarla bağlantılıdır.

1990’larda aşağı doğru hareketliliğin artış gösterdiği tahmin edilmektedir.

Bu tür hareketliliğin önemli bir bileşeni, boşanmış annelerdir.

(67)

Tüketim toplumu

Günümüzde, tüketim toplumunun yarattığı tekdüzeleşme, sınıfsal farklılıkları daha az

görünür kılsa da,

ekonomik ve toplumsal eşitsizliklerin hafiflediği söylenemez.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yani bireyler sahip oldukları karekterleri itibariyle farklı görev ve sorumlulukları yerine getirmeye daha yatkındır.. Bu açıdan kastın toplumsal sahada iş bölümünü ve

toplumsal bağlam tarafından belirlendiği için, hem sözel hem de sözel olmayan iletişimin erkekler ve kadınlar tarafından farklı farklı algılanması şaşırtıcı değildir?.

 Sosyal güvenlik sistemleri arasındaki temel fark, yardımların evrensel olarak mı yoksa seçime göre mi yapıldığıdır... Evrensel

İletişimle ilgili temel bilgi edinildikten sonra kamuoyu ve kitle iletişimi, medya ve medyanın günümüzdeki tekelleşmesi, yeni iletişim araçları, siyaset ve

• Mernissi, Batılı birey oluşumuna kaynaklık eden psikanaliz gibi düşünce sistemlerinin kadını cinsel bir özne olarak tasarladığını iddia

• Kadının kontrol edilmesine dönük uygulamalar, kadına dönük bir romantizmin Müslüman erkeğin asıl, olması gereken yönelimini tehlikeye atmakla ilişkili inşa edilir..

Çevresini gören ve çevresi tarafından görüldüğünü bilen toplumsal aktör, burada, kendisini toplumsal bir sahadaki varlığı.. içerisinde anlamlandırır,

Kendi cinsiyetlerine uygun davranmamanın sonuçları her iki cinsiyet için aynı olmamakta; kadınsı olarak tanımlanan özelliklere sahip oğlan çocukları -erkeksi olarak