İlk Seyahatler-4
Kıyı halkları denizlere de açıldı. Yelkenli gemiler 5. bin yılın sonlarından itibaren biliniyordu. Sümer kayıkları, bazalt, bakır,
değerli metaller gibi hammaddeleri sağlamak için, Basra Körfezi’nin sularını geçip, İndus
bölgesine dek ilerlediler, Mısırlı tacirler, Lübnan ve Suriye’deki sedir ormanlarından kereste
getirdiler.
M.Ö. 1000 yıllarında Akdeniz’e hâkim olan
Fenikeliler, cesur ve girişimci ruhlarına kulak verip, bilinmeyene doğru yelken açtılar;
Afrika’nın güney ucunu ilk onlar turladı - hem de Bartolomeu Diaz ve Vasco da Gama’dan iki bin yıl önce. M.Ö. 4000 civarında, insanlığın en
önemli icatlarından biri olan tekerleğin bulunması ve ulaşımda kullanılmasıyla,
taşıyıcıların ve yük hayvanlarının yanına bir de yük arabaları eklendi. Artan ticari ilişkiler,
ufukları genişletti ve ilk büyük keşif yolculuklarına çıkılmasına neden oldu.
ilk seyahatnamelerde, efsane ile tarih iç
içedir. I.Ö. 3000 yıllarına tarihlenen ve Güney Mezopotamya’daki Uruk kralı Gılgamış’ı
anlatan Gılgamtj Destanı, en önemli edebiyat şaheserlerinden biridir. Kahra man,
ölümsüzlük peşinde pek çok ülke dolaşır. Bir çöl geçer, dağları aşar, denizlere yelken açar ve ancak birçok yolculuktan sonra, yaşam ve ölüm hakkındaki sorusunun yanıtlanacağı
Mutlular Adasına, büyük atası Utnapiştim’e ulaşır.
Bu yolculuk hiç gerçekleşmemiştir belki de;ama sonsuzluğun peşinde koşmak,
yaradılışın sırrına ermeyi istemek insanın özünde vardır ve o gün olduğu gibi bugün de yolculukların nedeni ve amacıdır.
Gılgamış ve Odysseus’un macera dolu yolculukla rından beri, dünyanın
mucizelerini görmek için, sirenlerin
çağrısına uyup yola çıkanlar saymakla bitmez.
