• Sonuç bulunamadı

ANKARA ÜN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ANKARA ÜN"

Copied!
134
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ANKARA ÜNVERSTES

ETM BLMLER ENSTTÜSÜ ETM BLMLER ANABLM DALI

(REHBERLK VE PSKOLOJK DANIMANLIK PROGRAMI)

SINIF REHBER ÖRETMENLERNN ALGILARINA GÖRE PSKOLOJK DANIMANLARIN DUYGUSAL ZEKA DÜZEYLER

(Kırıkkale li Örnei)

YÜKSEK LSANS TEZ

Gülay Semiz Körolu

Ankara

Mart, 2006

(2)

ANKARA ÜNVERSTES

ETM BLMLER ENSTTÜSÜ ETM BLMLER ANABLM DALI

(REHBERLK VE PSKOLOJK DANIMANLIK PROGRAMI)

SINIF REHBER ÖRETMENLERNN ALGILARINA GÖRE PSKOLOJK DANIMANLARIN DUYGUSAL ZEKA DÜZEYLER

(Kırıkkale li Örnei)

YÜKSEK LSANS TEZ

Gülay Semiz Körolu

Danıman: Prof. Dr. Binnur Yeilyaprak

Ankara

Mart, 2006

(3)
(4)

iii

Toplumun yapisinda görülen hizli ve köklü gelismeler bireylerden beklentilerin artmasina sebep olmustur. Buna bagli olarak bireylerin her yönden tam ve bir bütün olarak gelismeleri okulun görevleri arasinda görülmüs, okullarda yeni örgütlenmelere gereksinim duyulmustur. Bu örgütlerden biri olan rehberlik örgütü de Türk Egitim Sistemi içerisinde yerini almistir. Rehberlik hizmetlerinin önemi her geçen gün daha çok fark edilmekte ve hizmetlerin sürekliligi ilkesinden hareketle bütün ögretim kademelerinde sürdürülmektedir.

Egitimin ayrilmaz bir yönünü olusturan rehberlik hizmetleri okullarda profesyonel düzeyde psikolojik danismanlar tarafindan yürütülmektedir. Bir çok faktörün yaninda psikolojik danismanlarin nitelikleri de bu hizmetlerin etkililiginde önemli bir rol oynamaktadir.

Son dönemin süphesiz ki en büyük bilimsel bulgularindan biri olan duygusal zeka, insanin ve dolayisiyla da toplum un mutlu olmasinin önemli bir belirleyicisidir. Kapsamina ve yapisina bakildiginda duygusal zeka becerileri tüm insanlar tarafindan kullanilmayi gerektirmekle birlikte, özellikle psikolojik danismanlarin mesleki yasantilarinda sahip olmasi ve gelistirmesi gereken niteliklerin en önemlilerinden biri olarak karsimiza çikmaktadir.

Arastirma, ilkögretim ve ortaögretim kademesinde görev yapan psikolojik danismanlarin genel ve alt boyutlari ile duygusal zeka düzeylerinin, okul ortaminda sürekli iletisim ve isbirligi içinde olduklari sinif rehber ögretmenlerinin algilarina dayali olarak belirlenmesi amaciyla gerçeklestirilmis, var olan durum bilimsel bir bakis açisiyla ortaya konulmaya çalisilmistir.

(5)

iv

önerileriyle arastirmanin bu düzeye gelmesinde destegini her zaman yanimda hissettiren degerli hocam ve tez danismanim Sayin Prof. Dr. Binnur YESILYAPRAK’ a, içten saygilarimi sunar, tesekkürü bir borç bilirim.

Bu çalismanin gerçeklestirilmesinde, her düzeyde katkilarindan dolayi Ankara Üniversitesi Egitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danismanlik Programinin degerli ögretim üyeleri ve arastirma görevlileri ile görüslerine basvurdugum tüm uzmanlara tesekkür ederim.

Deneyimleri ve mesleki bilgisi ile daha kapsamli ve ayrintili düsünerek çalismami gelistiren, sevgisini ve destegini yüregimde duydugum degerli meslektasim ve sevgili esim Necip’e kendi arastirmasi ile eszamanli baslayan bu arastirmaya olan bütün ilgi, emek ve destegi için tesekkür ederim. A yrica manevi desteklerinden güç aldigim tüm aileme, arkadaslarima ve meslektaslarima tesekkürlerimi sunarim.

Mart, 2006

Gülay SEMIZ KÖROGLU

(6)

v

SINIF REHBER ÖRETMENLERNN ALGILARINA GÖRE PSKOLOJK DANIMANLARIN DUYGUSAL ZEKA DÜZEYLER

(Kırıkkale li Örnei)

Körolu, Gülay Semiz

Yüksek Lisans, Rehberlik ve Psikolojik Danımanlık Bölümü Tez Danımanı: Prof. Dr. Binnur Yeilyaprak

Mart, 2006, ##8+XIII Sayfa

Bu aratırmanın amacı, sınıf rehber öretmenlerinin algılarına göre psikolojik danımanların duygusal zeka düzeyini saptamak ve çeitli deikenler açısından incelemektir.

Aratırmanın yürütülmesinde tarama modeli kullanılmıtır. Veriler bu aratırmada gelitirilen Duygusal Zeka Ölçei ile toplanmıtır.

Aratırma grubunu, 2004-2005 eitim ve öretim yılında Kırıkkale ilindeki psikolojik danımanı olan merkez ilköretim ve ortaöretim okullarında görev yapan 620 sınıf rehber öretmeni ve 45 psikolojik danıman oluturmaktadır. Ancak öretmenlerin ve psikolojik danımanların belirlenmesinde en az 2 yıl birlikte çalıma sınırlılıı dorultusunda aratırma grubundaki sınıf rehber öretmeni sayısı 424 ve psikolojik danıman sayısı 4# olarak belirlenmitir. Aratırmaya katılan okul sayısı 4#’dir.

Aratırmada elde edilen verilerin istatistik analizinde frekans (f), yüzde (%), aritmetik ortalama (Χ), standart sapma (ss), varyans analizi, t- testi ve scheffe testi kullanılmıtır. 0.5 hata payı göz önünde bulundurulmutur. Elde edilen bulgular tablo ve grafikler ile yorumlanmıtır.

(7)

vi

Sınıf rehber öretmenlerinin algılarına göre psikolojik danımanların duygusal zeka düzeylerinin aratırıldıı bu çalımada, istatistiksel analizler sonucunda elde edilen bulgulara göre aaıdaki sonuçlara ulaılmıtır:

#. Sınıf rehber öretmenlerinin, psikolojik danımanların duygusal zeka düzeylerine ilikin genel algıları ve duygusal zekanın alt boyutlarına (özbilinç, duyguları yönetme, empati, motivasyon ve sosyal beceriler) ilikin algıları orta düzeydedir. Bu düzey ölçekte “kararsızım” derecesine denk gelmektedir.

2. Sınıf rehber öretmenlere ait bran, cinsiyet ve görev yaptıkları eitim kademesi deikenlerinin, psikolojik danımanların duygusal zeka düzeylerine ve alt boyutlarına ilikin algıları üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadıı görülmütür. Ancak, hizmet yılı ve ya deikenlerinde sınıf rehber öretmenlerinin, psikolojik danımanların duygusal zeka düzeylerine ve alt boyutlarına ilikin algılamalarında farklılık bulunmutur.

3. Psikolojik danımanların mezun oldukları alan, ya, cinsiyet (motivasyon alt boyutu hariç) ve görev yaptıı eitim kademesine göre duygusal zeka düzeylerine ve alt boyutlarına ilikin, sınıf rehber öretmenlerinin algıları arasında farklılık görülmemitir. Ancak, psikolojik danımanların hizmet yıllarına göre duygusal zeka düzeylerine ve alt boyutlarının tümüne ilikin, sınıf rehber öretmenlerinin algıları arasında farklılık bulunmutur.

(8)

vii

PSCHOLOGICAL COUNSELORS’ EMOTIONAL INTELLIGENCE LEVELS ACCORDING TO CLASS GUIDE TEACHERS’ PERCEPTIONS

(Sample of Kırıkkale County)

Körolu, Gülay Semiz

Master Dissertation, Psychological Counseling and Guidance Department Supervisor: Prof. Dr. Binnur Yeilyaprak

March, 2006, ##8+XIII Pages

The aim of this research is to establish psychological counselors’

emotional intelligence levels according to class guide teachers’ perceptions and to study in terms of various variables.

Survey method is used during the research. Datas had been gathered with an Emotional Intelligence Scala which is developed in this research.

Research group is formed of 620 class guide teachers and 45 psychological counselors located at primary and secondary schools at central Kırıkkale county in 2004-2005 education term. But, according to working between 2 years limitation of the research, 424 class guide teachers and 4#

psychological counselors were determined in the group. 4# schools are involved in the research.

At the statistical analysis of data gathered in research; frequency (f), percentage (%), arithmetical average (x) and standard deviation (ss), scheffe test, variance analysis and t-test are used. 0.5 error margin is considered.

The findings are interpreted by tables and graphics.

(9)

viii

In this research in which the class guide teachers’ perceptions to psychological counselors’ emotional intelligence is researched, the findings obtained from statistical analyses are as follows:

#. Class guide teachers’ perceptions about psychological counselors’

emotional intelligence levels both at general and inferior dimensions of emotional intelligence (Self-awerness, self regulation, empathy, motivation and social skills) is at “uncurtain” level.

2. There is no meaningful effect of branch, sex and educational duty rank of class guide teachers were found on class guide teachers’ perception levels of psychological counselors’ emotional intelligence in both general and inferior dimensions. But, class guide teachers having difference in years of duty and age have different perceptions about psychological counselors’ emotional intelligence levels.

3. No differences were observed about class guide teachers’ perceptions on psychological counselors’ emotional intelligence according to psychological counselors’ sexes (except motivation inferior dimension), educational duty ranks and graduations from the field. But, differences were found about class guide teachers’ perceptions on emotional intelligence of psychological counselors who have difference in years of duty.

(10)

ix

ÇNDEKLER SAYFA NO JÜR ÜYELERNN MZA SAYFASI... 

ÖN SÖZ... 

ÖZET... V ABSTRACT... V

ÇNDEKLER... X ÇZELGELER LSTES... X

EKLLER LSTES... X

BÖLÜM

I. GR... # Problem... #

Amaç... 9

Problem Cümlesi... 9

Alt Problemler... #0

Önem... ## Sayıltılar... #2

Sınırlılıklar... #2

Tanımlar... #3

Kısaltmalar... #4

II. KURAMSAL TEMEL VE LGL ARATIRMALAR... #5

Zeka Kavramı ve Kapsamı... #5

Duygu Kavramı ve Kapsamı... 2#

Duygusal Zeka Kavramı ve Kapsamı... 25

Duygusal Zeka Modelleri... 30

Duygusal Zekanın Boyutları ve Kapsamı... 33

Bilisel Zeka (IQ) ve Duygusal Zeka (EQ) likisi... 36

Duygusal Zeka ve Eitim... 38

Duygusal Zeka le lgili Yapılan Aratırmalar... 40

Yurt Dıında Yapılan Aratırmalar... 40

Yerli Literatürdeki Aratırmalar... 46

III. YÖNTEM... 56

Aratırmanın Modeli... 56

(11)

x

Aratırma Grubu... 56

Veri Toplama Aracı ve Gelitirilmesi... 58

Duygusal Zeka Ölçeinin Geçerlik ve Güvenilirlik Çalıması.... 60

Verilerin Toplanması ve Çözümlenmesi... 64

IV. BULGULAR ve YORUMLAR... 65

Bulgular... 65

Öretmenlerin Algılarına Göre, Psikolojik Danımanların Duygusal Zeka Düzeyleri... 65

Öretmenlerin Bazı Özelliklerine Göre, Psikolojik Danımanların Duygusal Zeka Düzeyleri... 70

Psikolojik Danımanların Bazı Özelliklerine Göre, Öretmenlerin Algılarının Karılatırılması... 78

Tartıma ve Yorum ... 86

V. SONUÇ ve ÖNERLER... 96

Sonuç... 96

Öneriler... 98

KAYNAKÇA... #0#

EKLER... ##0

(12)

xi

ÇIZELGELER LISTESI

ÇIZELGE NO

SAYFA NO

1. Howard Gardner’in Çoklu Zeka Teorisi... 20 2. Goleman ve Stavemann’a Göre Duygu Türleri... 24 3. Bilissel Zeka (IQ) ve Duygusal Zeka'nin (EQ) Operasyonel

Karsilastirilmasi... 37

4. Arastirma Grubunda Yer Alan Ögretmenlerin,

Degerlendirdikleri Psikolojik Danismanlara Iliskin Istatistiki Bilgiler...

57 5. Arastirma Grubunda Yer Alan Ögretmenlere Iliskin

Istatistiki Bilgiler... 58 6. Alt Boyutlar Ve Maddeler... 60 7. Ölçek Maddeleri Ve Faktör Yükleri... 62 8. Ölçegin Alt Boyutlari Için Cronbach Alfa Güvenirlik Katsayisi

Ve Test Yarilama Yöntemine Göre Güvenirlik... 63 9. Ögretmenlerin Algilarina Göre Psikolojik Danismanlarin

Duygusal Zeka Düzeylerine Iliskin Betimsel Istatistik Sonuçlar... 65 10. Psikolojik Danismanlarin Özbilinç Düzeyine Iliskin Betimsel

Istatistik Sonuçlari... 66 11. Psikolojik Danismanlarin Duygulari Yönetme Düzeyine

Iliskin Betimsel Istatistik Sonuçlari... 67 12. Psikolojik Danismanlarin Empati Düzeyine Iliskin Betimsel

Istatistik Sonuçlari... 68

13. Psikolojik Danismanlarin Motivasyon Düzeyine Iliskin Betimsel Istatistik Sonuçlari... 68

14. Psikolojik Danismanlarin Sosyal Beceriler Düzeyine Iliskin Betimsel Istatistik Sonuçlari... 69

15. Ögretmenlerin Branslarina Göre, Psikolojik Danismanlarin Duygusal Zeka Düzeylerine Iliskin Algilarinin Karsilastirilmasina Yönelik Tek Faktörlü Varyans Analizi Sonuçlari... 70

(13)

xii

16. Ögretmenlerin Cinsiyetlerine Göre, Psikolojik Danismanlarin Duygusal Zeka Düzeylerine Iliskin Algilarinin Karsilastirilmasina Yönelik Bagimsiz T-Testi Sonuçlari... 72 17. Ögretmenlerin Hizmet Yilina Göre, Psikolojik Danismanlarin

Duygusal Zeka Düzeylerine Iliskin Algilarinin Karsilastirilmasina Yönelik Tek Faktörlü Varyans Analizi Sonuçlari... 73 18. Ögretmenlerin Yaslarina Göre, Psikolojik Danismanlarin

Duygusal Zeka Düzeylerine Iliskin Algilarinin Karsilastirilmasina Yönelik Tek Faktörlü Varyans Analizi Sonuçlari... 75 19. Ögretmenlerin Egitim Kademelerine Göre, Psikolojik

Danismanlarin Duygusal Zeka Düzeylerine Iliskin Algilarinin Karsilastirilmasina Yönelik Bagimsiz T-Testi Sonuçlari... 77 20. Ögretmenlerin Psikolojik Danisma Ve Rehberlik

Hizmetlerini Önemli Görme Düzeyine Iliskin Algi Sonuçlari.... 78 21. PDR/EPH Ile Diger Alanlardan Mezun Olan Psikolojik

Danismanlarin Duygusal Zeka Düzeylerine Iliskin Ögretmen Algilarinin Karsilastirilmasina Yönelik Bagimsiz T-Testi Sonuçlari... 79 22. Psikolojik Danismanlarin Cinsiyetine Göre Duygusal Zeka

Düzeylerine Iliskin Ögretmen Algilarinin Karsilastirilmasina Yönelik Bagimsiz T-Testi Sonuçlari... 80 23. Psikolojik Danismanlarin Hizmet Yilina Göre Duygusal Zeka

Düzeylerine Iliskin Ögretmen Algilarinin Karsilastirilmasina Yönelik Tek Faktörlü Varyans Analizi Sonuçlari... 81 24. Psikolojik Danismanlarin Yaslarina Göre Duygusal Zeka

Düzeylerine Yönelik Tek Faktörlü Varyans Analizi Sonuçlari.. 83 25. Psikolojik Danismanlarin Görev Yaptiklari Okul Kademesine

Göre Duygusal Zeka Düzeylerine Yönelik Bagimsiz T-Testi Sonuçlari... 84

(14)

xiii

EKLLER LSTES

EKiL NO

SAYFA NO

#. Duygusal Zeka Algılaması... 25 2. Farklı Branlardaki Öretmenlerin

Psikolojik Danımanların Duygusal Zeka Düzeylerine

likin Algılarının Karılatırılması... 72 3. Bayan ve Erkek Öretmenlerin, Psikolojik Danımanların

Duygusal Zeka Düzeylerine likin Algılarının

Karılatırılması... 73 4. Farklı Hizmet Yıllarındaki Öretmenlerin, Psikolojik

Danımanların Duygusal Zeka Düzeylerine likin

Algılarının Karılatırılması 75

5. Farklı Yalardaki Öretmenlerin Psikolojik Danımanların Duygusal Zeka Düzeylerine likin Algılarının

Karılatırılması... 77 6. Farklı Eitim Kademelerinde Görev Yapan

Öretmenlerin, Psikolojik Danımanların Duygusal Zeka

Düzeylerine likin Algılarının Karılatırılması... 78 7. Farklı Alanlardan Mezun Psikolojik Danımanların

Duygusal Zeka Düzeylerine likin Öretmen Algılarının

Karılatırılması... 8$

8. Bayan ve Erkek Psikolojik Danımanların Duygusal Zeka Düzeylerine likin Öretmen Algılarının

Karılatırılması... 83 9. Farklı Hizmet Yıllarındaki Psikolojik Danımanların

Duygusal Zeka Düzeylerine likin Öretmen Algılarının

Karılatırılması... 85

#0. Farklı Yalardaki Psikolojik Danımanların Duygusal Zeka Düzeylerine likin Öretmen Algılarının

Karılatırılması... 87

##. Farklı Eitim Kademelerinde Görev Yapan Psikolojik Danımanların Duygusal Zeka Düzeylerine likin

Öretmen Algılarının Karılatırılması... 88

(15)

xiv

(16)

BÖLÜM I GR

Bu bölümde aratırmanın problem durumu, ilgili aratırmalara dayalı olarak tanımlanmakta ve aratırmanın amacına, önemine, sayıltılara, sınırlılıklara, aratırmada geçen temel kavramların tanımlarına ve kısaltmalara yer verilmektedir.

Problem

Birey, salıklı bir kiilik gelitirebilmek, kiisel-toplumsal uyum salayabilmek için, gereksinimlerini doyurucu düzeyde ve dengeli bir biçimde gidermek zorundadır. Bu amaçla, kendi gizilgüçlerinden ve çevresindeki olanaklardan yararlanarak gerekli bilgi, beceri ve tutumları kazanma çabasını göstermektedir. Bu çabalar önce ailede, sonra okul ortamında sürdürülmektedir. Her aile ve toplum, çalar boyu, kendi kültürel deerlerini çocuklarına aktarmak, toplumsal kurallar çerçevesinde, çocukların geliim gereksinimlerini karılamak için, eitim denen araçtan yararlanmaya çalımıtır. Çada bilimsel anlayıa göre eitim; bireyin bedensel, duygusal, düünsel ve sosyal yeteneklerinin kendisi ve toplumu için en uygun ekilde gelimesi oluumudur. Kısaca bireyin her yönüyle bir bütün olarak kendisi ve toplumu için en uygun düzeyde gelitirilmesi sürecidir (Yeilyaprak, 2005). Bu ileviyle eitim, "önceden saptanmı amaçlara göre insanların davranılarında belli gelimeler salamaya yarayan planlı etkiler dizgesi"

durumuna gelmitir (Ouzkan, #99#).

Eitimin amacı ve tanımı, zaman içinde deiim göstermekle birlikte, eitimde amaç, bir dizi örenmelerle, kiinin davranıının deimesini salamaktır. Ancak, bu ilem rasgele olmamalı; davranıta, kasıtlı olarak istendik deime oluturulmalıdır. Kiinin davranıını deitirme ilemi, önceden tasarlandıı biçimde gerçekletirilmeye çalıılmalı; rastlantıların etkisi dıta tutulmalıdır. Davranı deiimi, ancak, kiinin yaantı kazanması ile salanabilmeli ve bu deiim, bir süreç özellii taımalıdır. Kiinin kendi yaantıları aracılıı ile davranılarında kasıtlı olarak istendik deime

(17)

oluturulurken u noktaya özel bir önem gösterilmelidir: Edinilen her yeni davranı, kiinin içinde bulunduu yataki kendine özgü gereksinimlerini doyurucu düzeyde ve dengeli bir biçimde gidererek kendini gerçekletirmesini salamalıdır. Önceleri, daha çok "bir eitim kurumunda, bir küme örenciye belli dal ya da konularda bilgi verme", onlara belli konuları

"öretme" anlamını çarıtıran "öretim" kavramı, giderek "örenmeyi kolaylatıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri salama ve kılavuzluk etme”

eylemini dile getirmeye yönelmitir. Çünkü, konuya ilikin bilimsel bulgular, kiiye "öretilen" den çok, "örenen" olarak bakılması gerektiini ortaya koymutur. Bu nedenle "öretim" denildiinde, öreticinin öretmesi deil,

"her örenciye, örenim konularını örenmeleri ve kendilerini gerçekletirmeleri için yardım etmesi" anlaılmaya balanmıtır. Bu anlamdaki öretim ise, örenciyi odak almayı; her örencinin kendine özgü özelliklerini tanımayı ve öretimi bunlara dayandırmayı gerektirmitir (Ouzkan, #99#; Özolu, #992).

Çada yaamın gereklerine uygun olarak eitim anlayıı ve eitimden beklentilerin deimesiyle birlikte bireyi sadece zihinsel yönden bilgi ve becerilerle donatılması amacı terkedilmitir. Yeni eitim anlayıında bireyin uyumu, etkili bir birey olarak yaaması ve bir bütün olarak gelimesinin öne çıktıı görülmektedir.

Bu gelimelerin sonucunda, okullarda örenci kiilik hizmetleri adı altında bazı hizmetler verilmeye balanmıtır. Örenci kiilik hizmetleri, öretim ve yönetim hizmetleriyle karılanamayan gereksinimlerin giderilmesini amaçlamaktadır (Kuzgun, #99#). Bu hizmetlerin en önemlilerinden biri de rehberlik ve psikolojik danıma hizmetleridir.

Örenci kiilik hizmetleri içinde özel bir yeri olan rehberlik ve psikolojik danıma, 20. yüzyılda eitim alanına getirilen en önemli yeniliklerden biridir. Rehberlik ve psikolojik danıma hizmetleri, örencilerin etkin, baarılı, yaratıcı ve mutlu olmalarını salamak için onların öretimle karılanan düünsel gereksinimleriyle birlikte toplumsal ve psikolojik gereksinimlerini de karılamanın bir zorunluluk oluundan dolayı eitim hizmetleri arasına girmitir. Rehberlik hizmet alanları-birimleri, rehberlik

(18)

hizmetlerini sunan personelin ne tür etkinlikler yaptıını da göstermektedir.

Rehberlik hizmetleri, dorudan doruya örenciye yönelik ve dolaylı olarak da hizmetlerin etkililiini arttırmaya yönelik olarak örenciyle ilgili kii ve kurumlarla yürütülen kapsamı oldukça geni bir hizmetler bütünüdür. öyle ki; rehberlik hizmetleri içinde örencilere okul ve çevresini tanıtmak gibi oldukça dısal ve nesnel; kendilerine uygun bir alan veya program seçmek gibi öznel ya da kendini bir arkada grubuna ait hissetmeyen ve bundan rahatsız olan bir örenciye yardım gibi oldukça içsel-duygusal alana yönelik yardımlar yer almaktadır (Can, 2003).

Eitim sürecinin ayrılmaz ve tamamlayıcı yönünü oluturan rehberlik ve psikolojik danıma hizmetleri, istendik davranı deitirme amacı ile daha önce de belirtildii gibi eitimle örtümekte, örencinin geliiminin bütüncül bir yaklaımla ele alınmasını mümkün kılmaktadır. Bu yaklaımın sonucu olarak okullarda rehberlik hizmet alanının önemi giderek artmaktadır.

Uzmanlara göre, bu önemin artmasındaki gerekçelerden bazıları

unlardır (Kepçeolu, #999):

#.Çocuun sadece bilisel kapasitesinin gelitirilmesi onun eitildiini göstermemektedir. Çada eitim yaklaımlarında çocuun tüm yönleriyle gelimesi esas alınmaktadır. Sadece “öretim" faaliyetleri ile de bunu gerçekletirmek olanaksızdır. Bunun için de rehberlik ve

psikolojik danıma hizmetlerine ihtiyaç duyulmaktadır.

2. Çocuklara kazandırılacak niteliklerin büyük bir bölümünü kapsayan kritik dönemler okul dönemi içerisindedir. Daha sonraları bu yönde ortaya konacak çabaların sonuca ulaması ya çok güç yada olanaksız olabilmektedir.

3. Çada eitim ve demokrasi ilkelerince ilköretimden ve ortaöretimden sonra i hayatına atılacak veya üst öretim kurumlarına yönelecek bireyler salıklı karar verme konusunda kendilerine yardımcı olacak rehberlik ve psikolojik danımanlık hizmetlerinden yoksun bırakılmamalıdır.

(19)

Eitim sürecinin her kademesinde örenciler rehberlik hizmetlerinden yararlanabilmektedir. Dahası buna gereksinim duymaktadırlar. Eitim sürekli bir hizmettir. Örenciler bu hizmetin belli aamasında ayrılsalar da, sürdürenler açısından, okulöncesi eitime balayan bir çocuk; ilköretim, ortaöretim, yükseköretim ve hatta lisansüstü eitime devam ederek; 5-6 yaında baladıı örgün eitim sürecini 25-26 yalarında tamamlayabilir. Bu uzun sürecin çeitli aamalarında örencilerin geliim, örenme ve eitim ihtiyaçlarını karılamada rehberlik hizmetlerinden yararlanılmaktadır.

Rehberliin kapsamında yer alan hizmetler örencinin her aamada geliim halindeki kendisini daha iyi tanımasını ve kabul etmesini; bir üst aamaya yönelik tercih ve seçimler yapmasını, kararlar almasını ve uygulamasını, karılatıı sorunlarla baa çıkabilmesini, potansiyellerini en verimli ekilde kullanabilmesini ve böylece kendini gerçekletirebilmesini salayacaktır (Yeilyaprak, 2005).

Psikolojik danıma ve rehberlik hizmetleri bir süreç eklinde ele alınmalıdır. Bu süreç içinde bireye, kendisini ve sorunlarını gerçekçi bir gözle görmesi ve uygun çözümler üretmesi için yardım edilmektedir (Hogörür, 200#). Bu yardım ancak bu alanda yetimi kiilerce salanabilir. 24376 sayılı resmi gazetede yer alan Rehberlik ve Psikolojik Danıma Hizmetleri Yönetmeliinde (200#) psikolojik danıman; “Eitim öretim kurumlarındaki rehberlik ve psikolojik danıma servisleri ile rehberlik ve aratırma merkezlerinde örencilere rehberlik ve psikolojik danıma hizmeti veren, üniversitelerin psikolojik danıma ve rehberlik ile eitimde psikolojik hizmetler alanında lisans eitimi almı personeli” ifade etmektedir.

Profesyonel bir meslek olan ve öretim faaliyetleri dıında örencilerin geliimine uygun ortam salamak, karılaılan güçlükleri gidermek ve gerekli önlemleri almak için sunulan psikolojik danıma ve rehberlik hizmetleri tanımda da görülecei gibi, okullarda rehberlik ve psikolojik danıma servislerinde, bu alanda eitim almı psikolojik danımanlar tarafından yürütülmektedir.

Psikolojik danıman, geliim süreci içinde kendini tanıma, kabul etme ve kendini gerçekletirme istei gösteren kiilere bireysel olarak ya da grupla

(20)

düzenli ve sürekli yardım etme yetki ve yeterliliine sahip olan uzmandır.

Bütün danımanlar kendilerini, danıanların karar vermelerinde, plan yapmalarında veya sorunlarını çözmelerinde yardımcı olan birer kaynak olarak görmektedir ve danıanlara düüncelerini belirginletirebilmelerinde, farklı amaçlara ulamak için duygularından yararlanmalarında ve içine dütükleri gerginlik, hayal kırıklıı, üphe, korku gibi durumlarla ba

edebilmelerinde yardımcı olmaktadır (Kepçeolu, #999).

Okul psikolojik danımanlarının görevlerini belirleme konusunda, psikolojik danıma ve rehberlik uygulamalarında ileri bir durumda olan Amerika'da, özellikle #960-#970 yılları arasında, youn çalımalar yapılmıtır. Çalımalarda öncelikle görev alanlarının belirlendii; sonra da danımanların esas görevlerinin listelendii dikkati çekmektedir. Türkiye’de ise rehberlik anlayıına paralel olarak, belli amaçlara ulaabilmek için okullardaki ya da dier kurumlardaki çalımalarda PDR hizmetlerinin 7 hizmet alanı olduu görülmektedir. Bu alanlar u ekilde sıralanmaktadır (Kepçeolu, #999; Yeilyaprak 2005):

#. Psikolojik Danıma: Bireyin kendini tanıması, gelitirmesi, kendisine ve çevresine uyum salaması, sorunlarını çözmesi ve salıklı kararlar verebilmesi için yapılan yardımları içermektedir.

2. Oryantasyon: Örencilere, okulu, çevresini, okulla ilgili her eyi ve bo zamanlarında yararlanabilecei imkanları tanıtmaya yönelik etkinliklerin tümünü kapsamaktadır.

3. Bireyi Tanıma: Her örencinin tüm yönlerini, çeitli ölçme ve deerlendirme yöntem ve tekniklerini kullanarak ortaya çıkarmaya yönelik olan çalımaları kapsamaktadır.

4. Bilgi Verme: Örencilerin ihtiyaç duyacakları eitsel ve mesleki nitelikli tüm bilgilerin toplanması ve bunların çeitli yöntemlerle örencilere duyurulmasına yönelik etkinlikleri içermektedir.

5. Yerletirme: Örencileri kendi kiilik özellikleri, ilgi, yetenek ve ihtiyaçlarına uygun derslere, programlara ya da tam zamanlı-yarı zamanlı

(21)

ilere yerletirilmelerine yönelik etkinliklerdir.

6. Müavirlik: Psikolojik danıma ve rehberlik anlayıının tüm okul personeli ve velilerce de benimsenmesini salayarak örencilerin geliimine katkıda bulunmayı amaçlayan etkinlikleri içermektedir.

7. zleme, Deerlendirme, Aratırma: Çeitli ders, program ya da ilere yerletirilen örencilerin buralardaki baarıları ya da memnuniyetleri, okulda verilen rehberlik ve psikolojik danıma hizmetlerinden elde edilen sonuçlar, mezunların üst eitim kurumları ve i hayatlarındaki durumlarının belirlenmesi ile okulun rehberlik ihtiyaçlarının saptanması gibi etkinlikleri içermektedir.

Kukusuz, psikolojik danımanın verdii hizmetlerin yeterlii, onun nitelii ile paralel olacaktır. Bir danımanda bulunması gereken nitelikler

öyle sıralanabilir (Kuzgun, #99#; Özolu #992):

yi bir psikolojik danıman:

#. Kendini zayıf ve güçlü yanlarıyla tanır ve kabul eder.

2. nsan davranılarının nedenlerini bilir ve yordayabilir.

3. Güvenilir, kararlı bir kiilie sahiptir.

4. Kiilerle yan tutmadan, duyarlı, normal boyutlarda yakın ve sıcak ilikiler kurabilir.

5. Kiileri olduu gibi kabul eder; onları deerlendirmeye, yargılamaya kalkımaz.

6. Kendini anlatmakta güçlük çekmez.

7. Kendi duygu ve gereksinimlerine de baka kiilerinki kadar ilgi ve saygı duyar.

8. Bakalarının duygularının etki alanına girmeyecek, kendini onlardan baımsız tutacak kadar güçlü olduunu gösterir.

9. nsanlara; onların gelimeleri ve uyum salamaları için gerekli olan gizil güce sahip olduklarına inanır.

#0. Danımanlıın gerektirdii bilisel yeterlie ve ilgiye sahiptir.

##. Danımanlık için gerekli olan eitimden geçmitir.

(22)

Ayrıca, Hamrin ve Paulson tarafından bir aratırma sonucu listelenen danıman özelliklerinin günümüzde de geçerliliini sürdürmekte olduu söylenebilir. Bunlar önem sırasına göre; anlayı, sempati, dostluk, nüktedanlık, kararlılık, sabırlılık, objektiflik, içtenlik, nezaket, dürüstlük, tolerans, tertiplilik, sakinlik, açık fikirlilik, iyi kalplilik, ho olma, sosyal yetenek, dengelilik olarak sıralanabilir (Akt. Kepçeolu, #999).

Görüldüü gibi, bu nitelikler öncelikle çada ve kendini gerçekletirmekte olan insanın doasında bulunması gereken temel ve istenilen özelliklerdir.

yi bir psikolojik danıman olabilmek ayrıca bazı yetenek ve potansiyellere sahip olmayı ve bunları yeterli bir eitimle gelitirmeyi gerektirir. Bu geliim, psikolojik danımanın iyi bir hizmet sunabilmesi, görev ve sorumluluklarını yürütmede daha donanımlı ve deneyimli hale gelmesi sürecinde gerçekleebilir. Bu süreci etkileyen en önemli faktörlerden birisi de zekadır. “Zeka” terimi yıllarca halk arasında ve literatürde farklı anlamlarda kullanıldıktan sonra, ancak yirminci yüzyılın balarında bugünkü özel anlamı ile kullanılmı ve ilk zeka testi de Binet tarafından hazırlanmıtır. Bununla beraber birçok psikolog Binet’ten önce de zekayı ölçme çabası içinde olmular ve “kalıtımsal zeka” ile “performans zeka”nın farklı kavramlar olduu anlaılmı, bu kavramlar birbirinden ayrılmıtır (Özgüven, #998).

Zeka kavramı daha çok akademik baarıyı salayan ”bilisel potansiyeli” vurgulamaktadır ancak sosyal ilikilerde yeterli olmada, yaama uyum ve yaamda baarılı olmada duygusal yeti ve potansiyelin çok gerekli ve önemli olduu açıktır. Duygu ile düüncenin ortak çalımasında, duygu düünceyi devreye sokarak veya devreden çıkararak kararları her an yönlendirmektedir. Bir bakıma akılcı ve duygusal olmak üzere iki beyin, iki zihin ve iki farklı türden zeka var demektir. Hayatın nasıl yaandıı ikisi tarafından belirlenmektedir. Sadece akademik zeka (IQ) deil, duygusal zeka (EQ) da önemlidir. Akıl, duygusal zeka olmadan tam verimli çalıamamaktadır (Goleman, #998).

Duygusal zeka; kendini harekete geçirebilme, aksiliklere ramen

(23)

yoluna devam edebilme, dürtüleri kontrol ederek tatminini erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme, sıkıntıların; düünmeyi engellemesine izin vermeme, kendini bakalarının yerine koyabilme ve umut besleme özelliklerini içeren bir kümedir. Duygusal zeka becerilerini kullanabilen bir insan, kendi duygularını tanımakta ve idare edebilmekte, bakalarının duygularını okuyup onlarla etkili bir ekilde baa çıkabilmektedir. Bu kiilerin, hayatın her alanında baarıyı belirleyen sözsüz kuralları kavrama becerisinde daha avantajlı oldukları, yaamlarını daha doyumlu ve etkili bir ekilde sürdürebildikleri, kendi verimliliklerini besleyecek zihinsel alıkanlıkları edinebildikleri söylenebilmektedir. Duygusal hayatını kontrol altına alamayan kiiler ise, kendi içlerinde, ie odaklanıp açıkça düünmelerini salayacak bu becerileri kullanamamaktadırlar (Goleman #998).

Sözü edilen duygusal zeka becerilerini kullanabilmek ve duygusal hayatı kontrol altına alabilmek; rehberlik hizmet alanında olduu gibi özellikle etkileim, iletiim ve ibirliini gerektiren görevlerin etkili bir ekilde gerçekletirilmesinde öncelikli kouldur.

Ancak, rehberlik hizmetleri tam bir ibirliini gerektirmesine ramen, ifade edilen hizmet alanlarının okullarda sadece psikolojik danıman tarafından yürütülmesi gerektii yönünde yanlı bir anlayı söz konusudur.

Bu çalımaların, tümüyle, sadece psikolojik danıman tarafından yürütülmesi gerektii akılcı olmadıı gibi mümkün de görünmemektedir. Rehberlik ve psikolojik danımanlık hizmetleri ortak bir rehberlik anlayıının yanında;

idareci, veli ve birincil derecede ilevsel öneme sahip sınıf rehber öretmenleri ile ibirliini zorunlu kılmaktadır. Var olan anlayıın deimesi ve ibirliinin salanabilmesi büyük ölçüde psikolojik danımanların öretmenlerle kurduu iletiimin niteliine balıdır. Bu niteliin en önemli belirleyicilerinden biri psikolojik danımanın hem insan hem de bir uzman olarak kendisine ilikin farkındalıı ve dier öretmenler tarafından ne ekilde algılandııdır. Bu algılanmanın olumlu olması, psikolojik danımanın mesleki yeterlilii ile birlikte büyük ölçüde kiisel özellikleri ve sosyal ilikilerinde duygusal zekasını kullanabilme düzeyine balıdır.

Okuldaki insan ve madde kaynaklarının okulun amaçları

(24)

dorultusunda harekete geçirilmesi, psikolojik danımanların öretmenlerle etkili bir iletiim ve etkileim sürecine girerek duygusal zeka becerilerini gelitirmesini ve bu becerileri kullanabilmesini gerektirmektedir. Duygusal zekası yüksek psikolojik danımanların daha duyarlı, öretmenler tarafından sevilen, örencilerle daha kolay iletiim ve daha iyi ilikiler kurabilen bir konumda olacakları ve bu sayede de mesleklerinin gerektirdiklerini daha iyi yapabilecekleri açıktır.

Verilen bilgiler ııında; psikolojik danımanın; özbilinç, duyguları yönetme, empati, motivasyon ve sosyal beceriler boyutlarını içeren duygusal zeka becerilerine sahip olmasının ve bunları mesleinde kullanabilme düzeyinin, rehberliin hizmet alanları ile ilgili faaliyetlerin ne derece etkin, verimli ve amaca uygun ekilde yürütülebileceini yordamada önemli bir etken olduu düünülmektedir. Bu nedenle okullarda görev yapan psikolojik danımanların duygusal zeka düzeylerinin incelenmesi önemli görülerek bu aratırmanın baımlı deikenini oluturmutur.

Amaç

Bu çalımanın amacı, ilköretim ve ortaöretim okullarında görev yapan sınıf rehber öretmenlerinin algılarına göre psikolojik danımanların duygusal zeka düzeylerini saptamak ve bazı deikenlere göre incelemektir.

Bu amaç çerçevesinde aaıdaki problemlere yanıt aranacaktır:

Problem Cümlesi

lköretim ve ortaöretim okullarında görev yapan sınıf rehber öretmenleri, psikolojik danımanların duygusal zeka düzeylerini nasıl algılamaktadır ve bu algıları bazı deikenlere balı olarak farklılamakta mıdır?

(25)

Alt Problemler

#) Sınıf rehber öretmenlerinin algılarına göre, psikolojik danımanların duygusal zekaları;

#.#) Ne düzeydedir?

#.2) Duygusal zekanın alt boyutlarına;

#.2.#) Özbilinç

#.2.2) Duyguları Yönetme #.2.3) Empati

#.2.4) Motivasyon

#.2.5) Sosyal Beceriler’e

göre nasıl bir daılım göstermektedir?

2) Sınıf rehber öretmenlerinin, psikolojik danımanlarının duygusal zeka düzeylerine ilikin algıları kendilerine ilikin bazı deikenlere;

2.#) Brana 2.2) Cinsiyete 2.3) Hizmet yılına

2.4) Yaa

2.5) Okul kademesine (ilköretim ya da ortaöretim) 2.6) PDR hizmetlerini önemli görme düzeylerine göre farklılamakta mıdır?

3) Sınıf rehber öretmenlerinin, psikolojik danımanlarının duygusal zeka düzeylerine ilikin algıları psikolojik danımanlara ilikin bazı deikenlere;

3.#) Mezun olduu bölüme 3.2) Cinsiyete

3.3) Hizmet yılına 3.4)Yaa

3.5) Okul kademesine (ilköretim ya da ortaöretim) göre farklılamakta mıdır?

(26)

Önem

Günümüz eitim sistemi içinde, öretim ve yönetim hizmetlerine üçüncü boyut olarak katılan örenci kiilik hizmetleri ve onun önemli bir parçasını oluturan rehberlik ve psikolojik danıma hizmetlerinin yadsınamaz bir yeri vardır. Bu hizmetlerin yürütülmesinde en yetkin kii olan psikolojik danımanların sosyal uyum ve mesleki alan becerileri için büyük öneme sahip duygusal zeka becerilerini kullanma düzeylerinin yüksek olmasının, rehberlik ve psikolojik danıma hizmetlerinin etkin ve verimli olarak yürütülmesine salayacaı katkı üphesiz büyüktür.

Rehberlik hizmetleri okullarda ortak anlayıı, ortak ilkeleri, ibirliini ve ekip halinde yürütülmeyi gerektirmektedir. Öretmenlerin, psikolojik danımana yönelik görü ve algıları bu koulların yerine getirilmesinde etkili olmaktadır. Aratırma bulgularını, psikolojik danımanlardan elde etmek yerine; yeterli gözlem yapmaları, etkileimde bulunmaları ve hizmetlerin gerçekletirilmesinde ibirlii salamak zorunda olmaları nedeniyle, öretmenlerden elde etmek; sözü edilen ekip çalıması ile birlikte ibirliinin gelitirilebilmesi ve psikolojik danımanın duygusal zekanın daha az yeterli olduu boyutlarında kendini gelitirmesine kaynaklık edebilmesi; dolayısıyla da rehberlik ve psikolojik danıma hizmetlerinin verimliliine katkı salaması açısından önemlidir.

Sınıf rehber öretmenleri tarafından okul psikolojik danımanlarına verilecek bu geribildirimin, onların sahip olduu niteliklerini deerlendirmede ve gelitirmede katkı salayacaı düünülmektedir.

Psikolojik danıman yetitirme programlarına bu yeterlikleri kazandıracak dersleri koyma konusunda program gelitiricilere ve psikolojik danımanlara yönelik açılacak olan hizmet içi eitim programlarına konu seçiminde kaynaklık etmesi açısından önemlidir.

Elde edilen bulguların psikolojik danımanlar ile paylaılması, psikolojik danımanların duygusal zeka konusunda kendilerini gelitirmek için çaba göstermelerine ve bunun da doal sonucu olarak öretmenler ile birlikte

(27)

okul yöneticileri, ilgili dier tüm personel ve ebeveynlerin de rehberlik ve psikolojik danıma sürecini örencilerle daha salıklı bir ekilde yaamalarına yardımcı olacaı umulmaktadır.

Son yıllarda ilgi çeken bu konu ile ilgili yapılacak çalımalarda aratırmacılara kaynak oluturması açısından önemli bir çalımadır.

Aratırma bulgularının psikolojik danıma ve rehberlik hizmetlerinin etkili ve nitelikli olması için katkılar salayacaı, bu tür aratırmaların çeitlenmesine ve farklı kurumlarda yürütülmesinde yol gösterici olacaı düünülmektedir.

Sayıltılar

#. Sınıf rehber öretmenleri( Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliine göre), okullarda psikolojik danımanlarla en fazla etkileimde bulunacakları ve dolayısıyla onlar hakkında daha yeterli gözlem yapabilecekleri sayıltısıyla veri toplama grubunu oluturmutur.

2. Sınıf rehber öretmenleri psikolojik danımanların duygusal zeka düzeylerini ve alt boyutlarını deerlendirebilecek düzeyde onlarla aynı ortamda, yeterli gözlem ve etkileimde bulunmaktadırlar.

3. Sınıf rehber öretmenlerinin çalımada kullanılmak üzere gelitirilen ölçee verdikleri cevaplar gerçek düüncelerini yansıtmaktadır.

4. Aratırmada kullanılan bilgi formu, gerekli verileri toplayabilmede yeterlidir.

Sınırlılıklar

#. Aratırma verileri, okulundaki psikolojik danıman ile en az iki yıl çalımı olan sınıf rehber öretmenleri ile sınırlıdır.

2. Aratırmadan elde edilen veriler, gelitirilen ölçekteki maddeler ile saptanan kapsamla sınırlıdır.

(28)

3. Sosyal bilimler dalında yapılan aratırmalarda ele alınan insan faktöründen kaynaklanan sınırlılıklar bu aratırma için de söz konusudur.

4. Aratırma, 2004-2005 eitim ve öretim yılında Kırıkkale il merkezindeki, Milli Eitim Bakanlıı’na balı psikolojik danımanı olan resmi ilköretim ve ortaöretim okullarında görev yapan sınıf rehber öretmenlerinden salanan verilerle sınırlıdır.

Tanımlar

Bu aratırmada geçen terimler aaıda belirtilen anlamlarıyla kullanılmıtır:

Psikolojik Danıman: Eitim öretim kurumlarındaki rehberlik ve psikolojik danıma servisleri ile rehberlik ve aratırma merkezlerinde örencilere rehberlik ve psikolojik danıma hizmeti veren, üniversitelerin psikolojik danıma ve rehberlik ile eitimde psikolojik hizmetler alanında lisans eitimi almı personel (#7.04.200#-24376 tarih ve sayılı resmi gazete).

Bu aratırmada Eitim Bilimlerinin dier bölümlerinden (Halk Eitimi, Eitim Programları ve Öretim, Eitim Yönetimi-Teftii-Planlaması- Ekonomisi, Eitimde Ölçme Deerlendirme) ve dier farklı alanlardan (Psikoloji, Felsefe, Sosyoloji) mezun olan ancak okullardaki kadro branı

“rehber öretmen” olan öretmenler de bu kapsamda ele alınmıtır.

Sınıf Rehber Öretmeni: Eitim ve öretim kurumlarında bir sınıfın sorumluluunu alan, rehberlik hizmetlerini yürüten ve rehberlik saatlerine giren öretmen (#7.04.200#-24376 tarih ve sayılı resmi gazete).

Duygusal Zeka: “Kendimizin ve bakalarının duygularını tanımayı ve deerlendirmeyi örenme, kendimizi güdüleme, içimizdeki ve ilikilerimizdeki duyguları iyi yönetme, duygulara ilikin bilgileri ve duyguların enerjisini günlük yaama ve ie etkin bir biçimde yansıtarak, onlara uygun tepkiler verme yetisine gönderme yapma" olarak tanımlanan duygusal zekanın, özbilinç,

(29)

duyguları yönetme, empati, motivasyon ve sosyal beceriler olmak üzere 5 alt boyutu vardır (Goleman #998 ).

Kısaltmalar

Öretmen: Aratırmada akıcılıı salamak üzere “sınıf rehber

öretmeni” ile aynı anlamda kullanılmıtır.

PDR: Psikolojik Danıma ve Rehberlik.

IQ: Bilisel Zeka

EQ: Duygusal Zeka

(30)

BÖLÜM II

KURAMSAL TEMEL VE LGL ARATIRMALAR

Aratırmanın bu bölümünde problem durumunun alt yapısını oluturan duygusal zeka kavramının kuramsal temellerine ve konu ile ilgili yapılmı

yabancı ve yerli literatürdeki çalımalara yer verilmitir.

ZEKA KAVRAMI VE KAPSAMI

nsanı tanıma ve anlama çalımalarında, üzerinde en çok aratırma yapılmı kavramlardan birisi zekadır. Zeka en geni anlamıyla, genel bir zihin gücü olarak tanımlanmaktadır. Genel anlamda ise zeka; "yeni ve aırtıcı durumlarda çevreyle uyum salayabilme, soyutlama ve problem çözme gücü"dür. Bir baka tanımda "bir veya birden fazla kültürde deer bulan bir ürün ortaya koyabilme” veya “günlük ya da mesleki hayatta karılaılan bir problemi etkin ve verimli bir ekilde çözebilme yetenei" eklinde ifade edilmektedir (Saban, 2000). Wechsler'e göre ise zeka, "bireyin amaca uygun hareket etme, mantıklı düünme ve çevresiyle düüncelerini etkili bir ekilde tartıabilme kapasitesinin tümüdür" (Akt. Özgüven, #998; Konrad ve Hendl, 2002). Bilimsel anlamda zekanın tanımı, "soyut düünme, kavrama, problem çözme, bildiklerini yeni durumlara uygulama, akıl yürütme, bellek, geçmi deneyimlerde kazanılan bilgileri kullanma vb. de dahil olmak üzere zihinsel yetilerin toplamı" dır (Budak, 2000).

Zeka terimi yıllarca halk arasında ve literatürde farklı anlamlarda kullanıldıktan sonra, ancak yirminci yüzyılın balarında bugünkü özel anlamı ile kullanılmı ve ilk zeka testi de Alfred Binet tarafından hazırlanmıtır. Binet, bir süre kendisinden önce gelenlerin yaptıı gibi zekayı, Paris'te kurduu laboratuarında iki kızı üzerinde yaptıı derinlemesine gözlemlerden elde ettii bulgulara dayanarak belirlemeye çalımıtır. Binet, zihnin imgelerden olumadıını, imgesiz düünmenin her zaman mümkün olduunu ortaya

(31)

koymutur. Binet'e göre zeka genetik olup, aratırma ve örenme ile çok az geliir. Zeka hakkında çok açık bir tanım yapmamakla birlikte, sınıflandırmadan ziyade bellek, hayal etme, yaratıcılık, dikkat, anlayı, etki altında kalma, estetik ve ahlaki duygu, kas gücü, irade gücü, görme algısı gibi özellikleri aratırmaya önem vermitir (Akt. Ertürk, #985). Bireyin zekası hakkında güvenilir bir fikir edinmenin yolu, bireyi çözümü yüksek zihinsel ilemlerin kullanılmasını gerektiren problemlerle karı karıya getirmek ve bireyin yaptıklarını nesnel olarak saptamaktır. Binet, Simon'la birlikte #905 yılında çocuklar için ilk zeka testini düzenlemitir. #9#6 yılında Terman, Binet-Simon Zeka Ölçeini büyük ölçüde gelitirerek, Stanford-Binet Zeka Ölçei'ni ortaya koymutur (Özgüven,

#998). Binet, zekada altı özellik görmü ve bu özellikleri öyle sıralamıtır (Toker, Kuzgun, Necati, Uçkunkaya, #968):

#) Anlamak, 2) Hüküm vermek, 3) Akıl yürütmek,

4) Düünceye belirli bir yön vermek ve bunu devam ettirmek, 5) Düünceyi, arzu edilen bir amacın gerçeklemesine yöneltmek, 6) Kendi kendini eletirmek (Kendi yanlılarını bulup düzeltmek).

Birçok psikolog tarafından “kalıtımsal zeka” ile “performans zeka”nın farklı kavramlar olduu ileri sürülmü, bu kavramlar birbirinden ayrılmıtır. Bu konuda çalıanlardan William Stern zekayı, “Bireyin düüncelerinin yeni durumlara bilinçli olarak uyum salamasına ilikin genel bir yetenek” olarak tarif

etmitir. Terman ise soyut semboller üzerinde düünebilme yeteneinin bireyler arasındaki zeka farklarını ayırabilen en önemli faktör olduunu ifade

etmitir. Bu görüler “Tek Faktör Kuramı” olarak isimlendirilmitir. Psikologların bazıları, bireyin çevresine uyumuna önem vererek, bireyin çevresine uyumu ile zeka düzeyi arasında önemli bir iliki bulunduunu ifade etmektedirler. Bu görüte olan psikologlar zekayı, “bireyin yeni durumlara, yeni problemlere uyabilme yetenei” olarak ifade etmekte, bireyin yeni durumlar ortaya çıktıında davranılarını uygun ve etkili ekilde yeniden düzenleyebilmesini önemli

(32)

görmektedirler. Bu tanıma göre, zeki olan birey durumun gerektirdii çok sayıda olası çözüm yolları bulabilen, bunları gözden geçirip, en uygun olanını seçebilen kii olmaktadır (Akt. Özgüven, #998).

Bu çalımalardan da yararlanan Spearman ise, “nsanın Yetenekleri"

adlı kitabında "ki Faktör Kuramı" adı ile bilinen kuramı ortaya koymutur.

Spearman bir kiinin bazı alanlarda dier alanlara göre daha parlak olduunu kaydetmektedir. Bu farklılıklar aynı genel zekanın farklı faaliyetlerde ortaya çıkma durumudur (Akt. Morris, 2002). Spearman her türlü zihinsel etkinlikte rol oynayan genel bir zihinsel enerjinin var olduunu ileri sürmü ve buna "g" adını vermitir. Farklı zihin yetenekleri ölçen testler arasındaki ilikinin mükemmel olmayıını zihinde özel faktörlerin varlıına balamı ve bu özel faktörlere de "s"

demitir. Spearman'a göre, bireyler sahip oldukları genel zihinsel yetenek (g) yönünden birbirlerinden farklıdırlar. Zekayı ölçmek demek, "g" yi ölçmek demektir (Bower, 2003). Özel faktör genel zihin yetenei dıında, belirli bir zihin etkinliini gerçekletirebilmek için ihtiyaç duyulan zihin gücüdür. Özel faktör "s" kiiden kiiye, bir denemeden dierine deiir. Çevre, okul, heyecan gibi faktörlerin etkisinde kalır. Genel "g" faktörü ise kiiden kiiye deiim gösterse de farklı kiiler için bütün denemelerde sabittir. Genel faktörler özel faktörleri etkiler ve gelimesini salar (Toker ve dierleri, #968).

Zeka ile ilgili çalımalarda dönüm noktası #920'li yıllarda Thorndike'ın gelitirdii “Çok Faktör Kuramı”dır. Thorndike, Spearman'ın çalımalarından da büyük ölçüde yaralanarak zekayı tek boyutlu anlayıın dıına taımıtır. Zihnin ayrı güçleri (faktörleri) olduu, faktörlerin ortak özelliklerine göre gruplanabilecei görüünden hareket etmitir. Bir gruba dahil olan faktörlerden biri ya da birkaçı, gerektiinde dier faktörlerle beraber bir zihni etkinlikte rol alabilir. Thorndike’a göre zeka, birbirinden baımsız faktörlerden meydana gelir. Zeka deil, zekalar vardır. Bir zihni problemin çözümünde birden fazla faktör rol alır. Bu duruma göre genel bir zekanın (g) sözü edilemez. Thorndike zekanın seviye, genilik ve sürat terimlerini içeren üç yönü olduunu ve bunlardan yalnız birisinin bilinmesi ile zekanın tanımlanamayacaını iddia etmitir.#920 yılında üç tip zeka olduunu

(33)

ileri sürmütür ( Akt. Bagshaw, 2000). Bunlar;

#. Soyut zeka; anlama, sözel ve matematiksel kavramları yönetmek,

2. Somut zeka; nesneleri ve ekilleri anlamak ve manipule etmek,

3.Sosyal zeka; insanlarla iliki kurma ve onu anlama yetenei olmak

eklindedir.

Görüldüü gibi daha #920’lerde Thorndike, “Sosyal Zeka”yı tanımlamı

ama 20. yüzyıl boyunca zekanın dier alanları, özellikle de “Soyut Zeka”

üzerinde çalıılmasından dolayı, insanları “akıllı” ya da “zeki” olarak nitelemede bu zeka türü önemsendii için zeka testleri bu kapasiteyi ölçmeyi amaçlamı ve sosyal zeka uzun süre ihmal edilmitir.

Piaget’e göre zeka; kiinin çevresine uyum düzeyini belirleyen önemli bir faktördür ve uyum yapabilme, baa çıkabilme eklinde algılanmalıdır. Çünkü insan çevresine uyum yaparken, aynı zamanda onunla baa çıkmaktadır. Bu durumda kii içinde bulunduu çevreye ne kadar çok ve ne kadar hızlı uyum yapabiliyorsa, o kadar zekidir denilebilir (Akt. Aydın, #997; Bacanlı, 200#). Uyum salamadaki amaç, organizma ile çevrenin etkileiminde denge oluturmaktır.

Her etkinliin amacı dengeye ulamaktır. Dengesizlik halinde birey, dengeyi yeniden kurmak için etkinlikte bulunur. Uyumu salayan etkinlikler, en basit duyusal-davranısal tepkilerden en üst seviyedeki düünme sürecine kadar uzanan bir devamlılık gösterir. Piaget, duyusal ve davranısal etmenleri de belirterek, zeka da mantık ile duygu ilikisinin kurulmasını salamıtır. Zeka düzeyi bireyin çevresine uyumunu olumlu yada olumsuz yönde etkilemektedir (Toker ve dierleri, #968).

R.B. Cattell ise kuramını iki zeka faktörü üzerine kurmutur. Bunlardan ilki akıcı zekadır. Kavramlar oluturma, soyut akıl yürütme, karmaık ilikileri kavrama yetenei bu zeka biçimi ile ilgilidir. Harfleri ya da sayıları gruplama, benzer sözcükleri eleme, sayı dizilerini anımsama gibi test materyalleri ile bu

(34)

zeka türü ölçülmeye çalıılır. kinci zeka faktörü olan kristal zeka ise gelime sırasında örenilen bilgileri içerir. Kristal zeka soyutlama, karmaık ilikileri kavrama, soyut akıl yürütme, kısacası akılcı zekanın örenilmi deneyimlere aktarılması ile ilgili olan zeka tipidir. Eitim ve deneyime balı olan bu zeka türünü ölçmek için genel bilgi, sözcük daarcıı, aritmetik akıl yürütme testlerinden yararlanılır (Akt. Oleron, #992).

Bazı psikologların görüüne göre ise zeka örenebilme yeteneidir.

Geni anlamda bu tarife göre bireyin zekası örenim yeteneinin genilii ve çeitlilii ile ilgilidir, çok örenen az örenenden zekidir. Dolayısıyla okullarımızda, örencinin baarısına göre zeki olup olmadıının belirlenmesi eilimi bu görüle yakından ilikilidir. Zekayı “soyut düünebilme yetenei” olarak tanımlayan psikologlara göre zeki olan kii sözel ve sayısal sembolleri kolayca ve uygun ekilde kullanabilen ve bu sembollerle ifade edilmi problemleri çözebilen kii olmaktadır. “Soyut düünme” zekanın en önemli bir özellii olarak kabul edilmektedir ( Özgüven, #998).

Yirminci yüzyılın sonunda zeka konusunda en ilgi çeken görü Howard Gardner’e aittir. Gardner, zeka türlerinin yıllar boyunca insanların yaadıkları çevreye tepkisi olarak gelitiini, evrimsel geçmiin bilisel bir kaydını oluturduunu belirterek, "Çoklu Zeka Kuramı" ile zeka konusuna daha geni bir bakı açısı kazandırmı ve insanları farklı ekillerde sahip oldukları yetenekleri, potansiyelleri ya da kabiliyetleri "zeka alanları" olarak tanımlamıtır. Gardner, zekanın sadece bilisel deil, güdüsel ve duygusal faktörlerden de kaynaklandıını ileri sürmütür (Gardner, #999).

(35)

ÇZELGE #

HOWARD GARDNER’ IN ÇOKLU ZEKA TEORS

Zeka formu Temel ilemler

#. Konuma Yetenei (Sözel-Dilsel Zeka)

Söz dizimi, ses bilimi, anlam bilim, 2. Müzik Yetenei

( Müziksel-Ritmik Zeka)

Müzik kulaı, ritim yetenei, tını 3. Mantıki- Matematiksel

(Mantıksal - Matematiksel Zeka)

Sayı, kategorize etme, iliki kurma 4. Uzaya ilikin

(Görsel-Uzaysal Zeka)

Doru öngörü, ekillerin akılda dönüümü

5. Vücuda ilikin- Kinestetik (Bedensel-Kinestik Zeka )

Kendi vücudunu kontrol ve nesneleri elle tutmada kontrol yetenekleri 6. Kiiler arası

(Sosyal Zeka)

Bakalarının duygu, amaç ve güdülerinin farkında olma 7. Kiiler içi

(çsel Zeka)

Kendi duygu, amaç ve güdülerinin farkında olma

8. Doaya ilikin (Doacı Zeka)

Çevredeki nesneleri tanıma ve sınıflandırma yetenei

Kaynak:Özden, 2002.

Gardner’ın tanımladıı zeka alanları içinde özellikle “Sosyal Zeka” ve

“çsel Zeka”, bu aratırma konusu ile ilgili olarak dikkat çekmektedir. Bir bakıma

#920’lerde Thorndike’ın tanımladıı “Sosyal Zeka” yirminci yüzyılın son çeyreinde yeniden inceleme konusu yapılmaktadır. Çünkü yaama uyum sadece soyut konuları kavrama ile deil, sosyal becerileri örenmekle de ilgilidir.

Köknel (#997) zekanın bu tanımlarını göz önünde tutarak zekayı kiinin yeni durum, engel ve sorunlar karısında deneyimlerinden ve örendiklerinden yararlanarak o an için gerekeni yapması, uyumunu salayabilmesi, yeni çözümler bulabilme yetenei olarak tanımlamıtır. Zeka algı, bellek, örenme, düünme, soyutlama, yeni durumlara uyma gibi birçok zihinsel ilevin birleimidir. Zekanın günlük yaamımızdaki ilikilerimizi etkileyen sözlü ve yazılı anlatımı kolayca kavrama, sözcükleri ve bunların oluturduu kavramları tanıma

(36)

ve anlama, basit hesap ilerini kolayca ve çabuk yapabilme, düünce kurallarına uygun davranıp salıklı çıkarımlara ulaabilme gibi önemli özellikleri vardır.

Bireyler bu özelliklerinden birinde yada birkaçında yada hepsinde üstünlük gösterebilirler. Bu özellikler arasında anlamlı balantılar vardır. Baka bir deyile birinde yada birkaçında görülen üstünlük genel olarak dierlerini olumlu biçimde etkilemektedir.

Fakat salt zekanın tek baına yeterli olmayıp, duyguların da insanın düünce ve davranıları üzerinde çok etkili olduu görülmütür. Zeka kavramı daha çok akademik baarıyı salayan ‘bilisel potansiyeli’ vurgulamaktadır ancak sosyal ilikilerde yeterli olmada, yaama uyum ve yaamda baarılı olmada duygusal yeti ve potansiyelin önemi büyüktür (Goleman, 200#).

DUYGU KAVRAMI VE KAPSAMI

Duygular yaamımızı etkileyen ve birçok önemli olayda belirleyici olan yapı talarıdır. Duygu kavramı, gücü insanın yaadıı gerilime ve derinlie göre deiebilen genel uyarılmılık halleri olarak tanımlanabilir (Erku,#994). Ayrıca duygu, Türk Dil Kurumu sözlüü'nde (2003) "belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdıı izlenim" olarak tanımlanmaktadır.

Duygu, psikolojik, davranısal ve düsel faktörlere sahiptir. Duygular, vücudun öncelikli yanıtları ve yargılamaların ifade eklidir. Öncelikle insan vücuduna ve kavramaya ilikindir. Ayrıca duygular sosyal, tarihi, kültürel ve biyolojik boyutlar ile bunların etkilerini içerir (Strongman, #978; Harne ve Parrott, 2000).

Duygular, insanın hayatla uyum ve uyumsuzluklarının önemli etmenleri arasındadır. Duyguların ihtiyaç ve güdülerle sıkı bir ilikisi vardır. Temel gereksinimlerin karılanıp karılanmaması çeitli duyguların domasına yol açar.

Sevgi, nefret, korku, ümit, sevinç, keder, nee, kuku ve sıkıntı günlük konumalarda sık kullanılan sözlerdir. Bu türlü yaantılar duygusal yaam deneyimi altında toplanır. Aslında duygular, düünceler ve devinimler, psikolojik

(37)

olayların birbirinden ayrılması çok güç olan temel öeleridir. Duygu, düünce ve devim arasında kesintisiz bir iliki vardır (Baymur, #994).

Duyguları tanımlamak zordur ama farklı duyguların ortak özellikleri bulunabilmektedir. Konrad ve Hendl (2002), bu özellikleri u ekilde ifade etmektedir:

#) Duygu dünyası önceden tespit edilemez. Duygular kendiliinden, irade dıında geliir.

2) Herhangi bir duygu olutuu zaman aynı anda heyecan da hissedilir.

3) Duygular bazen ho olabilir, bazen de ho olmayabilir. Her durumda bu deerlendirilebilir.

4) Duygular kendini beden diliyle ve yüz hareketleriyle (jest ve mimiklerle) dıa yansıtır. Arzu, amaç ve hareketleri etkiler.

Duygu ile ilgili görü ve yaklaımların, özellikle 90’lı yıllarda younlatıı görülmektedir. Bunlardan önemli olanları u ekildedir:

Roseman duyguları oluturan deerlendirme örüntülerini ortaya koyarken, bir olayın istendik (arzu edilen) veya istenmedik (arzu edilmeyen) olarak deerIendirilmesinin duyguların çok önemli belirIeyicileri olduunu belirtmektedir (Akt. Carlson ve Buskist, #997).

Parkinson ise duyguyu, mevcut yaanan olayın bireyin kiisel durumuna etki etmesi olarak görmekte olup, bireyin çeitli kaynaklardan gelen bilgiyi deerlendirdiini ve bu kaynaklardan (çevreden ve bedenden) gelen bilgilerin deerlendirilmesinin duyguya neden olduunu ifade etmektedir (Akt. McCarthy;

Brack; Beaton #997).

Güdülenmeye ilikin yaklaımlar ise, a) duyguları çeitli hedeflere ve davranılara götüren etmenleri güdüler olarak düünmekte, b) duyguların güdüler için enerji saladıını, onları kuvvetlendirdiini ifade etmekte, c) karıt- süreç yaklaımı ise bir uyarıcıya yönelik bir duygusal tepkiyi karıt bir tepkinin

(38)

otomatik olarak izlediini ortaya koymaktadır (Baron #996).

Örenme yaklaımı; çeitli duygusal tepkilerin yaantı yoluyla örenildiini ve belirli uyarıcılar yoluyla koullu duygusal tepkilerin ortaya çıktıını, böylece insan yaamında çok sayıda örenilmi duygusal tepkinin varlıına iaret etmektedir Yaklaımda, duyguların dorudan farkına varılamadıı, çünkü içsel tepkilerin bir dereceye kadar belirsiz olduu belirtilerek, bireylerin çounlukla hissettiklerine ilikin ipuçlarına baktıı ve yaadıı duyguları bilisel etiketleme veya yorumlama yoluyla belirledii ileri sürülmektedir ( Carlson ve Buskist #997).

Sosyobiyolojik yaklaım, insan duygularının evrimsel bir süreçten geçerek geldiini ve duyguların insanın çevresine uyum yapmasını salayan süreçler içerdiini belirtmektedir (Cücelolu,#997).

Goleman (#998) duyguyu, "herhangi bir zihin, his, tutku çalkantısı ya da devinimi; iddetli ya da uyarılmı bir zihinsel durum" olarak tanımlamıtır.

Goleman, Amerikalı aratırmacı Prof. Dr. Paul Ekman'ı temel alarak sekiz temel duygu tanımlamaktadır. Bu duygular Alman psikoterapist Harlich Stavemann'ın

‘Duygusal Çalkantılar’ adlı kitabında sözünü ettii temel duygularla büyük ölçüde örtümektedir. Sarı, kırmızı ve maviden oluan üç temel rengin birbirleriyle karımasından oluan sonsuz sayıdaki renkler gibi, az sayıdaki yukarıda belirtilen temel duyguların birbirleriyle karıımı ve etkileiminden duyguların ortaya çıktıı ileri sürülebilir. Örnein kıskançlık duygusu, holanma, korku ve kızgınlıın bir karıımı olarak görülebilir.

Hem Goleman, hem de Stavemann öfke, üzüntü, korku, mutluluk/nee, sevgi duygularının temel duygular olduu hususunda uzlaırken; Stavemann'ın depresyon olarak tanımladıı aırı olumsuz duyguları, Goleman aamalı olarak

akınlık, irenme, utanç/suçluluk olarak tanımlamaktadır (Brockert ve Braun, 2000).

(39)

ÇZELGE 2

GOLEMAN VE STAVEMANN'A GÖRE DUYGU TÜRLER

Goleman'a Göre Temel Duygular Stavemann'a Göre Temel Duygular

#. Öfke #.Kızgınlık

2. Üzüntü 2.Üzüntü

3.Korku 3.Korku

4. Mutluluk 4.Nee

5. Sevgi 5.Holanma

6. akınlık 7. renme

8. Utanç/ Suçluluk 6.Depresyon

Kaynak: Brockert ve Braun, 2000.

Duyguların ortaya çıkıında çok sayıda faktörün etkili olduunu ifade eden Schmitd-Atzert üç temel faktör üzerinde durmutur (Akt. Konrad ve Hendl, 2002):

#) Günlük deneyimler,

2) Doal afetler, sava ve ölüm gibi büyük olaylar, 3) Uzun süreli yaam ve çevre artları.

Duygular, geçmii, deneyimleri, anlayı yeteneini ve hayatın her aamasındaki insan ilikilerini kapsamaktadır. Cooper (#997) duygu ile ilgili düüncelerini u ekilde ifade etmitir, “Duygular kimlii olutururlar ve içimize ıık saçan ve yankılanan bir enerji kaynaı olarak daılırlar. Bu enerji duygu, düünce ve etkileimin ileticisi ve kanıtlayıcısıdır. Bu kesintisiz ilikiler hem günlük yaamı hem de i yaamını youn biçimde etkilemektedir”.

(40)

DUYGUSAL ZEKA KAVRAMI VE KAPSAMI

Zeka kavramı üzerine aratırmalarla balayan süreç yüzyılın ikinci yarısında beyin üzerine odaklanmıtır. #980'Ii ve #990'Iı yıllarda LeDoux'un Amerika'da yaptıı çalımalarda insan duygusal sisteminin anatomik olarak neokorteksten baımsız olarak hareket edebileceini ortaya koymutur.

Duygusal zeka kavramı, beyin fizyolojisi konusundaki bu çalımaların önemli katkılarından biri olmutur. Heyecan anında beyinde neokorteksin ilev dıı kaldıını ortaya koyan bu görü, insanın duygusal yaantılarının daha iyi anlaılmasına yardımcı olmutur (Akt. Akkoyun, #998).

Talamus

SAVA YA DA KAÇ TEPKS

Nabız ve tansiyon yükselir.

Geni kaslar çabuk hareket için hazırlanır.

ekil #. Duygusal Zeka Algılaması (Goleman, #998).

nsanların dı dünyayı algılaması duyu organları aracılııyla gerçeklemektedir. Duyu organlarıyla algılanan bilgi, mili saniyelerle ifade edilen bir zamanda bütünsel yaklaımla beynin duygu merkezi denilen bölgesinde deerlendirilmekte, vücut bu bilgiye dürtü ve hareket eklinde karılık

(41)

vermektedir. Biyolojik olarak algılama birkaç adımda gerçeklemektedir. ekil # de görüldüü gibi görsel sinyal öncelikle retinadan beynin bilgi algılama merkezine yani talamusa ulaır ve orada beyin diline çevrilir. Mesajın büyük bir kısmı buradan görsel kortekse ulaır, anlamı analiz edilir ve uygun tepki belirlenir; tepki duygusalsa, duygu merkezlerini harekete geçirmek için amigdalaya sinyal gönderilir. Ancak ilk sinyalin daha ufak bir bölümü, daha hızlı bir aktarımla talamustan dosdoru amigdalaya gidip daha çabuk (ancak daha az kesin) bir tepkiye yol açar. Böylece kortikal merkezler ne olup bittiini daha tam anlayamadan, amigdala duygusal bir tepkiyi balatabilir (Goleman, #998).

Duygusal zeka teorilerine baktıımızda Howard Gardner, #983 yılında,

"çoklu zeka" teorisinde "kiinin içsel dünyasını bilmesi" ile "sosyal beceri"

ayırımını tanımlamıtır. Wells, Torrie ve Prindfe’ e göre, bu kiiler arası (interpersonal) ve içsel (intrapersonal) zeka ayrımı duygusal zeka teorilerinin geliiminin temelini oluturmutur (Akt. Özerba, 2004).

#990 yılında ise Harward Üniversitesi'nden psikolog Peter Salovey ve New Hampshire Üniversitesi'nden psikolog John Mayer duygusal zeka ile ilgili iki tane makale yayımlamılardır. Bu profesörler, insanların duygusal alandaki yetilerini bilimsel olarak ölçmeyi denemilerdir. Elde ettikleri bulgular, bazı insanların dierlerinden, kendi duygularını tanımlamada, bakalarının duygularını tanımlamada ve duygusal konularda problem çözmede daha iyi olabileceini ortaya koymutur. Çalımalarında sosyal zekanın bir türü olarak duygusal zekanın, kiinin kendisinin ve bakalarının duygularını gözlemleme yeteneini, onları ayırt edebilmeyi ve bu bilgiyi düünce ve davranılarına rehber olarak kullanabilme olduunu, duygusal zeka modellerinde de duyguyu; algılamak ve ifade etmek, düünceyle kaynatırmak, analiz etmek ve kontrol etmek yetenekleri olarak açıklamılardır. Bu sayede bilisel zekadan daha deiik bir

ey olarak tanımlanan dier zeka kuramlarını yeni bir aamaya ulatırmılardır.

Çünkü duygusal zekanın temel özellii; bilisel ve duygusal sistemlerin üretici bir bileimi olmasıdır (Akt. Mayer ve Salovey, #993; Seligman, #998).

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

蔡麗雪教授榮膺本校名譽教授,榮退歡送餐會溫馨感人 醫學系生理學科蔡麗雪教授,自民國 54 年進入本校後,於本校服務 45

Araştırmaya katılan öğrencilerin Hemşirelik Öğrencilerinde Mesleki Risk Algısı Ölçeği puan ortalamasının 71,68±6,91; psikolojik ve ergonomik riskler alt boyut

Godin Tepe Batı İran’da yer alan Kirmanşah eyaletindeki bir arkeolojik merkezdir. 1961 yılında Pensilvanya Üniversitesinin sponsor olduğu bir araştırma

D karar birimi mevcut girdi karışımıyla OD tsa noktasına ulaşırsa, ki teorik olarak etkin sınırı aşması mümkün değildir, teknik ve ölçek etkinliğinin yanında, eş

Bu çalışmada Bozdağ (Denizli) yöresindeki kızılçam ve karaçam meşcerelerinde YAİ ile meşcere dinamiğinin belirlenmesinde sıklıkla kullanılan yaş, orta çap,

İstanbul’daki tarihi bahçelerin genel koruma sorunlarının saray ve kasır bahçeleri üzerinde ne oranda etkin olduğunu, saray ve kasır bahçelerinin özgün stilinin ne

Çalışmamızda, vajinismuslu kadınların vajinal giriş zorluğu dışında, cinselliğin diğer alanlarında sorun yaşamadıklarına dair ön kabulün sınanması için, cinsel