Sosyal beceriler : likileri kurmak ve devam ettirmek.
Grup uyumu : Bir gruba ait hissetmek ve gruba katkı salamak.
Liderlik : Grubu amaca uygun yönetmek.
Çatıma yönetimi : Çatıma durumunda arabulucu olmak.
Deiim katalizörlüü : Deiimi olumlu yönde hızlandırmak.
Etkili kiiler arası ilikiler kurabilme, sürdürebilme yetenei ve sosyal becerilere sahip olma. Bu yetiye Goleman "sosyal sanatlar" veya "iliki sanatı"
denilebileceini belirtmekte ve bunun dier iki duygusal becerinin, özyönetim ve empatinin, olgunlamasını gerektirdiini vurgulamaktadır.
BLSEL ZEKA (IQ) VE DUYGUSAL ZEKA (EQ) LKS
Zeka üzerine yapılan klasik aratırmalar, özellikle IQ yani bilgiye ve bilisel yeterlie dayalı becerilerin tek baına zeka davranıını açıklamaya yetmeyecei noktasında birlemilerdir. Sistemli aratırmalar ise, bilisel beceri ile sosyal zekanın birbirinden farklı ve güncel yaamı yönlendirmede oldukça önemli olduunu göstermitir. Bilisel zeka ve duygusal zeka birbirlerinden tamamen ayrılması mümkün olmayan karmaık yeteneklerdir. Çünkü duygusal zeka, bireyin zeka potansiyelini tamamıyla ortaya çıkardıından zeka için temel
art olarak kabul etmektedir. Önceki IQ varsayımlarının matematik ve dil gücü gibi dar bir alanla sınırlı kaldıı ve yaamdaki baarıyı göstermekten uzak olduu sonucuna varılmıtır (Konrad ve Hendl. 2002).
Bilisel Zeka (IQ) ve Duygusal Zeka (EQ) birbirlerine karıt deil, birbirinden ayrı yetilerdir. Goleman, EQ'yu, akıllı olmanın bir baka türü olarak
tanımlamaktadır. O'na göre EQ, IQ'ya bir alternatif deil, ancak bir ilavedir.
Herkeste akıl ve duygusal hassasiyet karııktır. IQ'su yüksek ancak EQ'su düük ya da tam tersi özelliklerdeki kiiler, kalıplamı inanılara karın enderdir. Aslında IQ ve EQ'nun bazı yönleri arasında az da olsa bir balantı vardır. Ancak bu o kadar ufaktır ki, IQ ile EQ'nun birbirinden baımsız olgular olduunu açıkça ortaya koymaktadır (Goleman, #998). Bu görüe paralel olarak Çizelge 3’te bilisel zeka ile duygusal zekanın operasyonel karılatırılmasına yer verilmitir.
ÇZELGE 3
BLSEL ZEKA (IQ) VE DUYGUSAL ZEKA'NIN (EQ) OPERASYONEL KARILATIRILMASI
IQ EQ IQ EQ
Düünmek,Tartmak Birletirmek Düünmek Hissetmek Bütün Verileri
Toplamak
Yeni Fikirler Bulmak
Tartarak Karar Vermek
Anında Karar Vermek Anlamını
Kavramak
Yeni Anlam
Yaratmak Denemek, Kontrol Etmek
Verilen Kararın Doruluuna
nanmak Mantıkla Karar
Vermek
Deneme Yanılma Yöntemiyle Karar Vermek
Kelimeler ve Sayılar
nsanlar ve Durumlar Zaman ve Sükunet Acelecilik ve
Sabırsızlık Geçmii Anlamak Gelecei Etkilemek
Beyinle Karineden Mantık Psiko-mantık
Gerçek Veriler Esnek Bilgi Souk, Kesin Sıcak, Bulanık
Analitik Bütüncül Mesafeli Yakın ve Sıcak
Mantıkla Yönetilen Duygusal Ben- Merkezci Çoulcu Beynin Sol Yarısı Beynin Sa Yarısı Yalıtılmı Baımlı
‘Eer ve Fakat’ ‘imdi ve Burada’ Eril Diil Kaynak: Brockert ve Braun, 2000.
Yale Üniversitesi'nde çalıan psikolog Sternberg, “I" kuralları koyuyorsa bu bizim izin verdiimiz içindir ve buna izin verdiimizde kendimize kötü bir uzman seçmi oluruz" demektedir. Duygular yalnızca sezgiden kaynaklanan aklın esintileri olmamakta ve günün her dakikasında bize kazanç potansiyeli olan bilgiler salamaktadırlar. Bu kazanç için yalnız duygular yeterli deildir. Kendi duygularının farkında olan ve dier insanlardaki duyguları anlayan ve bunlara uygun yanıtlar veren insanlar, duyguların gücünü ve insan zekasını enerjilerinin bir kaynaı olarak etkin bir ekilde bilgiyi üretme, güveni salama, yaratıcılıı gelitirmede kullanırlar. Böylece problemleri çözmeye odaklı mantıın yanı sıra duygulara da yer verildiinde, sezgiler ve duygusal zeka, olası yüzlerce seçenek ya da senaryoyu çok kısa sürede tarayabilme ve en iyi çözüme saatler yerine saniyeler içinde ulamayı salar (Akt. Cooper ve Sawaf, #997).
Duygusal zeka kavramının bu denli ilgi çekmesi, IQ’nun ortaya koyduu bilim ve teknolojideki gelimelerin insanları mutlu etmeye yetmediine ilikin deerlendirmelerdir. Çünkü, günümüzde yapılan bazı aratırmaların sonuçlarına göre;
#) Çeitli nedenlerden dolayı insanlar arası ilikilerde kopukluklar olduu, 2) En zengin ülke insanlarının bile mutsuz olduu,
3) Hayatta baarı için sadece IQ nun yeterli olmadıı görülmektedir.
Bu ve buna benzer önemli eksikliklerin giderilmesi, duyguların eitilmesi yani duygusal zeka eitimi ile mümkündür. nsan beyninin nasıl çalıtıına dair yapılan çalımalar göstermitir ki duygusal becerilerin geliimi, doumdan gençliin sonuna kadar devam eden geliim çaında daha kolay olmaktadır. Bu nedenle bu konuda okullarda verilecek duygusal eitim öne çıkmaktadır. Bu eitim, sadece "sorunlu" olarak tanımlanan ve geride kalan çocukların eksiklik-lerini telafi etsin diye öretilen bir ey deil, her çocuk için mutlaka gerekli bir beceriler ve anlayıların bir bütünüdür. Burada amaç, eitmek için duyguyu kullanmak yerine, bizzat duygunun kendisini eitmektir (Beceren, 2002).
DUYGUSAL ZEKA VE ETM
Duygusal zekanın örenilmi alıkanlıklar temeline dayandıı görüü uzmanları, bu alandaki kapasitenin gelitirilmesinde eitimin rolüne ve önemine yöneltmitir. Eitimin ilevi; bireyin kendine özgü zeka profilini, toplum içinde gelimesini salayacak görev ve alanlarda ustalamak için kullanmasına yardım etmektir. Günlük pek çok performansta farklı zeka alanları uyum içinde çalımakta, birbirini etkilemektedir. Bu nedenle eitimde zekanın belli bir yönünü deil farklı alanlarını birlikte gelitirmek amaçlanmalıdır (Laabs, #999).
Duygusal zeka ile ilgili çalımalar; akademik yönden parlak zekalı insanların gerek i, gerekse özel yaamlarında her zaman en baarılı kiiler arasında olmadıklarını ortaya koymutur. Uzmanlara göre akademik zeka
(IQ)'nın yaamdaki baarıyı etkileyen faktörler içindeki payı en kötümser tahminle % 4, en iyimser tahminle % 20'dir (Cooper ve Sawaf, #997; Goleman,
#998).
Bilim adamları EQ'yu her zaman ve her yata gelitirilip ilerletilebilen, örenilebilir bir zeka alanı olarak görmektedirler. Uzmanlara göre, duygusal zeka düzeyi kalıtımsal olarak tayin edilmedii gibi, geliimi de sadece ilk çocukluk dönemlerinde gerçeklememektedir. Genel bir kanı, #3-#9 arasındaki yalardan sonra pek fazla geliim göstermeyen IQ'nun tersine EQ'nun örenilme olasılıı oldukça fazladır ve yaam boyu gelimeye devam ederek daha yeterli düzeye ulaabilir (Goleman, 2000).
Müfredat düzenlemesiyle davranı deiimi ve duygusal zeka ilköretimle ilgili aratırmaların ana konularından birini oluturmutur. Sosyal ve kiisel becerilerden yoksun örencilere yönelik gerçekletirilen müdahaleler müfredatta duygusal zeka öelerini kullanmaktadır (Gore, 2000). Sosyal ve duygusal örenme (SEL) programları olarak adlandırılan bu tür projeler, örenciler arasında ibirliini gerçekletirmek ve disiplin sorunlarını gidermek için sınıftaki geliimsel sorunları çözmenin yollarını aramaktadırlar. SEL programlarının uygulandıı örencilerin sınıf içindeki kiiler arası sosyal becerilerinin artıında etkili oldukları gözlemlenmitir (Finley, 2000).
Duygusal zekanın geliimi, özellikle bir yandan bilisel, dier yandan da biyolojik olgunlama süreçleriyle iç içedir. Bu geliimde okulun ilevi çok önemlidir. Özellikle ilköretime balangıç ve ilköretim ikinci kademeye geçi
yılları çocuun uyum salaması açısından iki kritik dönem olarak ele alınmalıdır.
6 yaından ## yaına kadar okul, çocukların ergenlik yaamını ve sonrasını kuvvetle etkileyecek bir kaynama potası ve tanımlayıcı bir eitsel deneyimdir.
te bu kritik dönemde duygusal zeka yeterliliklerini gelitirmek için ana okullarından balanarak tüm eitim süreci boyunca özellikle de ilköretimde açık ya da örtük müfredatta ilgili etkinlik ve yaklaımlara yer verilmelidir (Yeilyaprak, 200#a).
DUYGUSAL ZEKA LE LGL YAPILAN ARATIRMALAR #) Yurt Dıında Yapılan Aratırmalar
Eski çalardan beri, bilim adamı ve mucit gibi yüksek IQ'lu insanlara hayranlık duyulmutur. Yüksek zekaları yüzünden hayranlık duyulan bu kiilerin bir çounun duygusal yaamlarında mutsuz olduunu çok az insan bilmektedir.
Endüstri devriminin sonrasında duygusal beceri eksiklii çeken yöneticilerin gelitirilmeye balanmasıyla, yüksek IQ'lu kiilerin sorunlarla baa çıkmada oldukça baarısız oldukları görülmütür. “Neden yüksek IQ'lu bireyler kendi duygularıyla baa çıkamıyorlar?”. Yüksek IQ'lu insanların büyük organizasyonlarda yer almaya balamasıyla birlikte bu soru, sosyolog ve psikiyatristlerin çalıma konusu olmutur. nsan beyni üzerinde yapılan son aratırmalar, insan zekasının gerçek ölçütünün IQ olsa bile, hayat baarısı konusunda belirleyici olanın, kiilerin duygusal zekaları olduunu düündürmektedir. Duygusal zeka, kiinin görünen bütün davranılarını yönlendiren ihtiyaç, dürtü ve gerçek deerlerini temsil etmekte ve insanlarla olan ilikilerini ve i yaamındaki baarısının belirleyicisi olmaktadır (Roitman, #999).
Bu konuda dikkat çeken görüler, duygusal zekanın inceleme konusu yapılmasına yol açmıtır. “Duygusal Zeka” kavramı ortaya atıldıktan sonra, bu kavramı ölçen yeni ölçme araçları gelitirilip aratırmalar yapılmasının yanı sıra, literatürde yer alan bazı aratırmalar da bu açıdan yeniden deerlendirilmitir. Bu alanda yapılan aratırmalar incelendiinde, özellikle #990’lı yıllarda konu ile ilgili çalımaların arttıı ve daha çok eitim alanında, çocuklar ve örenciler üzerinde younlatıı görülmektedir. Ayrıca az sayıda olmakla birlikte i, yönetim ve tıp gibi alanlarda da çalımalara rastlanmıtır. Bazı aratırmalarda betimsel bazılarında ise deneysel yöntemler kullanılmıtır. Kullanılan yöntem ve ölçekler aktarılan aratırmalarda daha ayrıntılı bir ekilde ele alınmıtır.
Eitim alanında yapılan duygusal zeka aratırmaları aaıdaki
ekildedir:
Eitim alanında duygusal zeka ile ilgili olarak dikkat çeken bir aratırma
#960’larda psikolog Walter Mischel tarafından Stanford Üniversitesi kampusundaki yuvada bulunan çocuklar üzerinde yapılan, çocukların 4 yaından balayarak liseden mezun olana kadar izlendii ve literatürde “Lokum Testi” olarak söz edilen deneysel çalımadır. Duygusal zeka düzeyinin daha çocuklukta kendini belli etmeye baladıını gösteren bu aratırmada aratırmacılar çocuklara, yapmakta oldukları bir görevlerinin olduunu ve bitene kadar beklerlerse iki lokum, beklemelerse hemen o anda bir lokum vereceklerini söylemilerdir. Çocukların bazıları aratırmacı, kapıdan çıkar çıkmaz lokum almılardır. Bir bölümü ise, arkı söyleyerek, uyuyarak, oyalanarak ya da büyük bir zahmet çekerek aratırmacının dönmesini beklemilerdir. Aratırmacı döndüünde, bekleyen çocukları iki lokumla ödüllendirmitir. Çocukların bu dürtü anıyla nasıl ba ettii, on iki ile on dört yıl sonra izlenmeye devam edilerek ergenlik çaına ulatıklarında ortaya çıkmıtır. Lokumu hemen alan ve doyumu erteleyen çocuklar arasında çarpıcı duygusal ve sosyal farklılıklar görülmütür.
ki lokum almak için bekleyen çocuklar, stresli durumlarda çözülmeye, donup kalmaya, çocuksulamaya, baskı altında aklı karımaya, daılmaya daha az eilimli; mücadeleden kaçmayan, zorluklar karısında direnen, kendine güvenen, güvenilir, inisiyatif alan ve projeler gelitirmek için çaba gösteren gençler olmulardır ve anlık doyumlarını erteleyebilmektedirler. Beklemeye tahammülü olamayan çocuklar ise, çounlukla stres altında ezilen ve çocuksulaan, rekabetten çekinen, insanlara güvenmeyen, hep ‘yeteri kadar almadıklarından’
yakınan, kıskançlık ve hasede kapılan, sinirlenince gereinden fazla ve sert tepkiler veren, tartıma ve kavgalar balatmaya daha yatkın gençler oldukları
belirlenmitir. Ayrıca hala doyumu erteleyememektedirler (Akt. Goleman, #998).
EQ, IQ ve yaratıcılık arasındaki ilikinin incelendii betimsel yöntemle örenciler üzerinde yapılan bir dier aratırmada, duygusal zekanın ölçümü için
“Bar-On EQ-i (Duygusal Zeka Envanteri)”, IQ'nun ölçümü için sınıf ortalamaları ve yaratıcılıın ölçümü içinde “Jackson Bulu Ölçei” kullanılmıtır. Sonuç olarak EQ, yaam memnuniyeti ve yaratıcılık ile anlamlı bir ekilde ilikili
bulunmutur. Ancak IQ ve yaratıcılık ya da IQ ve EQ arasında anlamlı bir iliki bulunamamıtır (Akt. Koifman,#998).
Yates’in (#999) yaptıı betimsel aratırma ile salık eitimi örencilerinin duygusal zekaları ile salık alıkanlıkları incelenerek, aralarında iliki bulunduu sonucuna ulaılmıtır. "Çocuklar ve Ergenlerde Duygusal Zeka, Duygu ve Problemli Davranılar" balıklı bildiride, çocuklarda içsel ve dısal davranı problemleri ve çocuun duygusal zekası arasındaki iliki kadar, baba ve annenin duygusal zeka düzeyi ile çocuun duygusal zekası arasındaki iliki de anlamlı düzeydedir. Aratırmada "Bar-On EQ-i kullanılmıtır. Çocuklarda duygusal zeka, içsel ve dısal davranı problemlerinin güçlü bir hafifleticisi olarak görülmütür.
Örencilerde, duygusal zekanın alt boyutu olan kiiler arası yeterliliklerin deerlendirilmesi ile ilgili deneysel aratırmada, Twenty Geogeria Devlet Üniversitesi'nde, Kiiler Arası Davranı Psikolojisi dersine kayıtlı lisans örencileri, dersin balangıcında ve sonunda “Bar-On Duygusal Zeka ve Kiiler Arası Yeterlilik Anketini (ICQ)” tamamlamılardır. #6 bireyden oluan deney grubu ile #5 kiiden oluan kontrol grubu arasında karılatırmalar yapılmıtır.
Sonuçlar dersin, deney grubunun öntest ve sontest ölçümlerinde kiiler arası yeterlilikleri gelitirdii yönünde olmasına ramen, duygusal zekanın dier boyutları üzerinde etkisinin olmadıını göstermitir (Clance, Weyermann, Block, Gailis, Pieper, Jurkovic, Kupferberg, #999).
Alien (2000) tarafından yapılan, "Çocuklarda Duygusal Zekanın Aratırılması; Bilisel Zeka le Duygusal Zeka likisinin ncelenmesi" balıklı yüksek lisans tezinde, 9-#2 yalarındaki 60 çocuk üzerinde bilisel ve duygusal zeka arasındaki iliki incelenmitir. Bu amaçla iki farklı ölçek ve alt ölçekleri kullanılmıtır. Genel duygusal zeka ile toplam bilisel zeka, genel duygusal zeka ile bilisel zeka performansı, genel duygusal zeka ile resim düzenleme alt test puanı, genel duygusal zeka ile karılatırmalı alt testlerin puanları arasında küçük anlamlı pozitif ilikiler bulunmutur. Bu durum duygusal zeka ile bilisel
zeka arasında pozitif yönde anlamlı bir iliki vardır, eklinde yorumlanmakla birlikte iliki, zekanın farklı iki türünün ölçümünün deerlendirilmesi olarak küçüktür.
Herring (200#), örencilerde sosyal ve duygusal zeka arasındaki ilikiyi inceledii çalımasında, 9-#2 yalarındaki 59 örenciye bir sosyal yeterlilik ölçei ve EQ-i duygusal zeka ölçeini uygulamıtır. Sonuçta duygusal zeka ile sosyal yeterliliin güçlü düzeyde (.73) ilikili olduu bulunmutur.
Corso (200#) "Ergenlerde Duygusal Zeka; Yeteneklilik le Nasıl
lgilidir?" konulu çalımasında, ergenlerde duygusal zeka ve yeteneklilik arasındaki ilikiyi incelenmitir. Aratırma, Western Kentucky Üniversitesi’nde yaz okulu programında sözel ve matematiksel olarak yetenekli kabul edilen
#2-#6 ya arasındaki #00 örencinin katılımı ile gerçeklemitir. Örenciler Bar-On EQ-i (gençler için duygusal zeka envanteri) testini tamamlamılardır ve aileleri onları likert ölçeinde duygusal zekanın be alanında deerlendirmitir.
Yetenekli örencilerin, aynı yata yetenekli olmayanlardan duygusal zeka, uyumlu olma ve stres yönetiminde anlamlı olarak daha yüksek düzeyde puan aldıkları saptanmıtır.
Kaplan (2002), "Duyguların Eitimi: Okul Öncesi Çocukların Öretmenleri ve Bakıcılarının Duygusal Zeka Eitimi" konulu aratırmasında, okul öncesi ve ilköretimde duygusal zeka geliimi üzerine psiko-eitsel yetitirme programının etkilerini deerlendirmitir. Çalıma deneysel yöntemle yapılmı olup, ABD'ye yeni gelen ve kre ve okulda çocuk bakım ileriyle uraacak olan, sınırlı eitime sahip #7 spanyol kadını üzerinde yürütülmütür.
Çounluu spanyolca konuan bu kadınlar 60 saatlik "okul öncesi eitiminde bakım huzuru" konulu kursa alınmılardır. Duygusal zeka yetenek testleri, performans gözlemleri ve kendi kendini deerlendirme ölçümleri gibi çoklu nicel ve nitel deerlendirmeler kullanılmıtır. Bulgular, katılanların duygusal zekasının program öncesinde zayıf olmasına karın, çocuklarla "huzurlu sınıf" programı yürütülerek yapılan yetitirme sonrasında anlamlı bir ekilde gelitiini
göstermektedir.
Aratırma konusunu oluturan duygusal zeka ile ilgili buraya kadar verilen eitim alanındaki aratırmaların yanı sıra üretim ve hizmet sektörlerinde yapılmı olan aratırmalardan önemli görülenler aaıda verilmitir:
Californiya Üniversitesi'nden psikolog Jack Block, duygusal zeka yerine
“ego dayanıklılıı” terimini kullanmı ancak bunun temel parçalarının duygusal denge, evrimsel bakımdan uyumlu bir dürtü kontrolü, yararlılık hissi ve sosyal zeka olduunu da eklemitir. Block, ergenlik çaında ve yirmili yaların baındaki
#00 kadar kadın ve erkek üzerinde yıllar boyu süren bu deneysel çalımanın verilerini analiz etmi ve istatistiki yöntemlerle duygusal zekadan baımsız olarak yüksek IQ düzeyinin kiilik ve davranılarla ilikisini, IQ’dan baımsız olarak da duygusal zekayı deerlendirmitir. IQ ve ego dayanıklılıı arasında az çok bir iliki bulunduunu fakat ikisinin de birbirinden baımsız yapılar olduunu bulgulamıtır. Saf IQ tipi yani EQ'dan ayrı tutulmu olan, adeta, zihin dünyasında uzman, ancak kiisel dünyada yetersiz bir entellektüelin karikatürüdür. Profiller kadın ve erkeklerde çok az düzeyde farklılık göstermektedir. Yüksek IQ' lu erkek, geni bir entelektüel ilgi ve yetenekler dizisine sahiptir. Azim ve sebat gösteren, üretken, istikrarlı ve kendi sorunlarını dert etmeyen birisidir. Ayrıca eletirici, tepeden bakan, titiz, duyguları kontrol eden, cinsellik ve duygusal deneyimler konusunda tutuk, kendini açmayan, mesafeli, duygusallık açısından ise kayıtsız ve souktur. Buna karılık duygusal zekası yüksek erkekler, sosyal açıdan dengeli, dıa dönük ve neeli; korkaklıa ya da derin düünmeye yatkınlıı olmayan kimselerdir. nsanlara ve davalara balanma, sorumluluk alma ve etik görüe sahip olma özellikleri dikkat çeker. likilerinde bakalarına karı sevecen ve ilgilidirler. Zengin ama yerli yerinde bir duygusal yaamları vardır. Kendileriyle, bakalarıyla ve yaadıkları sosyal dünyayla barııktırlar. Kadınlar boyutuna bakıldıında ise, yüksek IQ'lu kadınların kendilerinden beklenen entelektüel güvene sahip oldukları belirlenmitir. Düüncelerini akıcı bir ekilde belirtme, entellektüel konulara deer verme ve geni bir entellektüel ve estetik ilgi alanına
sahip olma özellikleri vardır. Bu tip kadınlar aynı zamanda kendi kendilerini tahlil edebilen, kaygıya, derin düünmeye, suçluluk duymaya yatkın, ayrıca öfkelerini açıkça belli etmekten kaçınan kiilerdir. EQ'su yüksek kadınlar ise, kendini ortaya koyabilen, duygularını dorudan dile getiren, kendi kendilerine olumlu bakan, hayatta bir anlam bulan insanlardır. Ayrıca erkekler gibi onlar da dıa dönük, neeli, duygularını uygun bir biçimde ifade edebilen, strese kolay uyarlanabilen kimselerdir. Sosyal tavırları, yeni insanlara kolayca ulamasını salar. Kendileri ile barıık olmaları, neeli, içtenlikli ve duygusal deneyime açık olmalarına yol açar. Saf IQ'lu kadınların aksine, ender olarak kaygı ya da suçluluk hissederler ve derin düüncelere dalarlar (Akt. Goleman, #998).
alanında 200 kii üzerinde yapılan betimsel bir çalımanın sonucunda,
irketler, iletiim becerileri ve kiiler arası iliki becerilerine sahip ve inisiyatif alabilen yani duygusal zekanın ögeleri olan becerilere sahip olanları ie tercih etmektedir sonucuna ulaılmıtır. irketlerin ie aldıkları kiilerin performanslarına yönelik istatistiki bilgilerinden yararlanılarak yapılan betimsel çalımada, iletme yüksek lisansı yapanların ie alındıklarında ve irkette daha üst kademeye terfi ettiklerinde iletiim ve kiiler arası iliki becerilerine daha çok ihtiyaç duydukları bulunmutur. Çalımanın dier bir sonucu da, i alanında baarı için güvenirlik, uyum ve birlikte çalımada isteklilik gibi duygusal yeterlikler de çok önemli olduudur (Akt. Roitman #999).
Toronto, Buffalo ve New York'ta Multi Health System tarafından 383# kii üzerinde yapılan betimsel bir aratırma sonuçlarına göre, insanlar yalandıkça duygusal zekaları da artmaktadır. Bar-On'un gelitirdii duygusal zeka ölçei kullanılarak çeitli ya gruplarından insanlarla yapılan aratırmada, duygusal zeka skorunun, yaın artmasıyla birlikte, belli oranda yükseldii ve 50'li yaların ortasında en üst düzeye ulatıı sonucu elde edilmitir. Dier yandan, IQ'nun da,
#9-20 yalarında en üst seviyeye çıktıı ve ya ilerledikçe dütüü bilinmektedir.
Aratırmayı yürütenlerden Dr. Stein'e göre, duygusal olgunlua, geçen zaman
ve yaanan deneyimlerle ulaılmaktadır (Akt. Roitman,#999)
Palmer, Walls, Burgens ve Stough (200#), "Duygusal Zeka ve Etkili Liderlik" konulu betimsel çalımalarında, duygusal zekanın etkili liderlik becerilerini gelitirmede bir araç ve etkili liderlii tanımlamada bir ölçüt olduunu ifade etmilerdir. Aratırmalarında yönetici rolündeki 43 katılımcıya meta-mood (yürütücü ruh/duygu) ölçeinin bir versiyonunu uygulayarak duygusal zekalarını ölçmülerdir. Sonuçta dönüümcü liderlik özelliklerini gösterme ile duygusal zeka arasında dorusal bir iliki olduunu ortaya koymulardır.
Ohaio Üniversitesi nörologlarından Damasio, salıklı duygusal tepki verme yetenei zarar görmü kiilerle yaptıı deneysel aratırmalarda, bu kiilerin yaptıkları seçimler hakkında, ne hissettiklerini bilemedikleri için karar vermede zorluk çektiklerini, bir hata yaptıklarında da, pimanlık ya da utanç duymadıklarını ve geçmi hatalardan ders almadıkları sonucuna ulamıtır.
Sonuç olarak, limbik sistem ve neokorteks arasındaki balar artıkça verilen duygusal tepkiler de artmaktadır. (Akt. Bower, 2003).
Duygusal zekayla ilgili yapılan bu aratırmalardan ulaılan balıca sonuçlara göre yüksek duygusal zekaya sahip bireyler, u davranıların tümünü sergilerler:
#. Daha mutlu, salıklı ve ilikilerinde daha baarılıdırlar.
2. Kendi duygularıyla ilgili farkındalıkları yüksektir.
3. Empati ve insanlara karı sevecenlik, efkat duyguları fazla gelimitir.
4. Yüksek özsaygıya sahiptirler.